Zum Inhalt springen
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Empfohlene Beiträge

Ermeni Soykýrýmý iddialarýna belgelerle cevap:

‘Sorularla ERMENÝ MESELESÝ’

 

Bu zamana kadar çok sayýda araþtýrma, makale ve kitap yayýnlanmasýna raðmen bu eserin telif edilmesi, çok önemli sebeplere dayanmaktadýr. En önemlisi ve birincisi, Ermeni meselesinin bir Müslüman Devlet olan Osmanlý devletindeki hukuk sistemi yani Ýslam Hukuku açýsýndan deðerlendirilmesidir. Ýkincisi, olaylarýn ve problemlerin soru ve cevap þeklinde takdim edilmesidir. Üçüncüsü, sadece Batý kaynaklarý deðil, sadece bizim arþiv kaynaklarý da deðil, her ikisinin de nazara alýnarak ve Ýslâmî ilimlere dair kaynaklar da ihmal edilmeyerek tahlili bir metot izlenmesidir.

Tespitlerimize göre, Ermeni meselesi, Ýslam âleminde ve Gayr-i Müslim dünyada yeterince bilinmemekte veya yanlýþ bilinmektedir; Avrupa ve Amerika’daki Türk nesilleri tarafýndan maalesef bilinmemektedir, Türkiye’de ise özellikle Ýslâmî yönü itibariyle ele alýnmamýþtýr ve nihayet bilim adamlarýnýn birçoðu dahi hukuki ve Ýslami tahlilleri açýsýndan bilmemektedirler. Bu eserin telifi bütün bu bilinmezliklere ýþýk tutmak amacýný taþýmaktadýr.

Ermeni Meselesi, neredeyse bir buçuk asýr önce kucaðýmýzda bulduðumuz, bugüne kadar da taþýmak zorunda olduðumuz bir meseledir. Muhataplarýnýn dýþýnda piþirilen ve geliþtirilen bu sorun, bin yýldýr birbirine el kaldýrmamýþ iki milleti býçak sýrtý gibi ikiye ayýrmýþ, sönmeyen bir kin ve düþmanlýk ateþini yakmýþtýr.

Biz bu kitabý soru ve cevap tarzýnda hazýrladýk ve konuyla ilgili 181 soruya cevap verdik. Bazý sorular þöyledir;

1. Ermeniler kimdir ve asýl Ermenistan nerededir?

2. Ermeniler ile Kürtler ayný milletten yani ayný etnik kökenden mi geliyor?

3. Hz. Muhammed (SAV)'in Ermenilerle ilgili fermaný var mýdýr?

4. Fatih Sultan Mehmed Ermenilere iliþkin nasýl bir politika takip etti?

5. Ýslam Hukukunda Gayr-i Müslimlere ve özellikle Ermenilere verilen hak ve hürriyetler nelerdir?

6. Osmanlý yönetim kademelerinde Gayr-i Müslimleri dýþlayan bir anlayýþ varmý idi?

7. Ermeni Meselesini hazýrlayan sebepler nelerdir?

8. Ýlk Ermeni ihtilal komiteleri hakkýnda bilgi verir misiniz?

9. Soykýrým veya bunun Batý dillerindeki karþýlýðý olan Genocide veya Holocaust terimlerini uluslararasý hukuk açýsýndan açýklar mýsýnýz?

10. Ýslam Hukukunda tehcir kavramýnýn manasý nedir? Ýslam Tarihinde ‘tehcir’ benzeri bir uygulama var mýdýr? Hz. Peygamber’in Medine’deki Yahudilere uyguladýðý ve Kur’an’da ‘cela’ olarak geçen olay tehcir midir?

11. Tehcir kararýnýn aslý, günümüz Türkçesiyle ifadesi ve Ýslam Hukukuna göre izahý nasýldýr?

12. Osmanlý Devleti'ndeki Ermeni nüfusu hakkýnda bilgi verir misiniz?

13. Tehcirle ilgili suç iþleyenlerin yargýlanmasý hakkýnda bilgi verir misiniz?

14. Doðu Anadolu'da Ermeniler hangi bölgelerde Türklere ve diðer Müslüman milletlere mezalim yapmýþlardýr ve bu mezalim sonucu ölen Müslümanlarýn sayýsý ne kadardýr?

15. Ermenilerin Katliamlarý Bütün Müslümanlara Karþý Yapýldýðý, Sadece Türkleri Deðil, Müslüman Arap Ve Kürtleri De Katlettikleri Halde Arap Âlemi Neden Ermeni Meselesi Konusunda Türkiye’yi Suçlamaktadýr? Bunlara Karþý Neler Yapýlmalýdýr?

16. Ermenilerle ilgili arþivlerimizi açtýk mý?

 

Ermeni iddialarý Ermeni milletine hiçbir þey kazandýrmamýþtýr. Ýddialarýnýn hiç biri de gerçekleþmemiþtir. Ermeniler 1878'den beri elde ettikleri kazanýmlarý bir hesap etmelidirler. Elde var sýfýr. Ermeni terör örgütleri Taþnak ve Hýnçak kendi milletine hiçbir þey veremediði gibi Ermeni milletinin var olan kazanýmlarýný, huzur ve sükûnlarýný da selbetmiþlerdir. Osmanlý Devleti'nin ve ardýndan Türkiye Cumhuriyeti'nin ise boðuþmak zorunda olduðu bir problem olarak devam etmiþtir. Her iki tarafýn da sadece kayýplarý vardýr, geride býraktýðý gözyaþlarý vardýr, binlerce ailenin dramlarý vardýr, yetim ve öksüz kalan yavrularýmýzýn feryat ve figanlarý vardýr.

Osmanlý, Ermeni Meselesininin müsebbibi deðil, muhatabýdýr. Osmanlý kendi ülkesinde bir Ermeni Meselesi çýkarayým da þu Ermenilerden kurtulayým diye de uðraþmamýþtýr. Ermeni Meselesi, Rusya'nýn, Ýngiltere ve Fransa'nýn Osmanlý'nýn baþýna sardýðý bir musibettir. Devleti zaafa uðratmak için, daha da ötesi Osmanlý'yý tarih sahnesinden silmek için baþvurulan uluslararasý bir oyundur. Ermeniler bu oyunun icracýsý olmuþtur. Oyuna gelmiþlerdir.

Osmanlý bir ulus devlet deðil, birçok milleti bünyesinde taþýyan çok uluslu bir devlettir. Dolayýsýyla coðrafi sýnýrlarý içinde hâkim bir unsurdan söz etme yerine, yönetimde hiçbir ayrým yapmadan farklý etnisitelere eþit haklar tanýyan bir devlet modeli sözkonusudur. Devlet tebasýna eþit mesafede yaklaþmýþ, birini diðerine tercih etmemiþ, etnik kimliðinden dolayý ayrýcalýk tanýmamýþtýr. 600 yýllýk Osmanlý yönetim kadrolarýna bakýldýðýnda bu durum apaçýk görülür. Osmanlý Devletinde vatandaþlarýn vasýflandýrýlmasýnda kullanýlan kriter dindir ve bu sebeple ayrý ayrý din mensuplarýna millet adý verilmiþ; ancak vatandaþlar arasýnda çok istisnai haller dýþýnda ayýrým yapýlmamýþtýr.

Ermeniler için de durum aynýdýr. Ermeniler, millet-i sâdýka sýfatýyla Osmanlý ülkesinde zimmî tabir edilen statüde yani Müslüman bir ülkenin Gayr-i Müslim vatandaþý sýfatýyla yaþamýþlar ve Osmanlý Devleti, vatandaþlarýna tanýdýðý bütün hak ve hürriyetleri onlara da tanýmýþtýr. 1071'den beri, uzun tarih dönemeci içerisinde Müslüman Türkler, azýnlýklarýn hak ve hürriyetlerine saygý göstermiþlerdir. Ayný tarih dilimi içerisinde Ýspanya'da Müslüman azýnlýktan eser kalmamasý, Avrupalýlar, daha doðrusu Hýristiyan milletler ile Müslümanlarýn, bu konudaki gerçek tutumlarýný göstermektedir. Ermenilere temel hak ve hürriyetler tanýndýðý gibi, Ýslâm Dininin koyduðu prensipler ýþýðýnda din ve vicdan hürriyeti de tanýnmýþtýr. Tanzimat’tan sonra ve özellikle de II. Meþrutiyet döneminde, siyasi haklar, Müslümanlar kadar Ermeniler için de kabul edilmiþtir.

Osmanlý Devleti’nin bu davranýþlarýna mukabil Ermeniler, Rusya’nýn tahriklerine kapýlarak ve Berlin Muâhedesi'nin 61. maddesine dayanarak devlete isyan etmeye baþlamýþlardýr. Aslâ çoðunluk teþkil edemedikleri Doðu ve Güneydoðu vilâyetlerinde, kurduklarý terör örgütleriyle devlete karþý ayaklanmalar çýkarmýþlardýr. 1894’de Sason’da isyan eden Hamparsum Boyacýyan Kozan Milletvekili olarak Ýttihâdcýlar tarafýndan Meclis’e bile getirilmiþtir. Ýstanbul’da arka arkaya patlayan Ermeni ayaklanmalarý, Abdülhamid’i bomba olayý ile yok etmek istemeleri onlarýn dýþ güçlerin emriyle hareket ettiklerini açýkça ortaya koymuþtur.

Nihâyet 29 Ekim 1914’de I. Cihan Harbine giren Osmanlý Devleti’ni, Doðudaki Ermeniler, Ruslarla birlikte arkadan vurmaya baþlamýþtýr. Hatta Van’ý boþaltan Ruslar, burayý Ermenilere teslim edince, þarkta Müslüman katliamý baþlatmýþlardýr. Ýþte bu dönemde Doðu ve Güneydoðu dahil bütün Osmanli ulkesinde, yaklasik 1.300.000 Ermeni yaþamaktadýr ve nüfusun da sadece % 5’ini teþkil etmektedir. Bütün tedbirlere raðmen Ermenilerin giriþimleri durmayýnca, Nisan 1915’de Dâhiliye Nâzýrý Tal’at Bey, Doðu ve Güneydoðudaki 500.000 Ermeninin, mecburi göçe zorlanmasý (tehcir) kararýný almýþtýr. Gaye, Rus ordularýnýn yollarýndan Ermenileri uzaklaþtýrmaktýr. Asker himayesinde Irak, Suriye ve Lübnan’a sürgün edilen Ermenilerden bazýlarý yolda aðýr yol þartlarýndan ve açlýktan ve bazýlarý da daha evvel yakýnlarý Ermeniler tarafýndan katledilen bazý sivil ahali tarafýndan telef edilmiþlerdir. Ermenilerce katledilen Müslüman sayýsý ise yarým milyondan fazladýr. Daha sonra da ifade edeceðimiz gibi, alýnan bu zorla tehcir kararý, Kur’an’ýn emriyle Hz. Peygamber’in Nadiroðullarý kabilesine uyguladýðý cela yani ülke güvenliði açýsýndan tehcir uygulamasýna dayanmaktadýr.

Tarihçi Toynbee, Ermeni tehcirinin siyasi gerekçelerini kitabýnda þöyle açýklýyor: "Dikkat edilmesi gereken bir nokta vardýr ki o da þudur: Üç kiþinin kurduðu hükümetin Osmanlý’daki Ermenilere yaptýðý muamelede öne sürdüðü sebepler kiþisel deðil, siyasi idi. Anadolu’nun batýsýnda yaþayan Yunanlýlar gibi Ermeniler de bir gün Osmanlý Ýmparatorluðu’ndan kendilerine bir devlet koparabilecekleri ümidini taþýmýþlardý. Yunanlýlarýn ve Ermenilerin siyasi amaçlarýnýn meþruiyeti yoktu. Çünkü iki grup da Türkler arasýnda azýnlýktaydý. Ýstekleriyle Türk Ýmparatorluðu’nu bölmeyi amaçlýyorlardý. Yalnýz bu Türk halkýna ciddi haksýzlýklar yapýlmadan gerçekleþtirilemezdi. Türk yetkilileri yerli Ermeni toplumunun Rus istilacýlar için ‘beþinci kol’ olarak çalýþabileceðini keþfetmiþlerdi. Ermenileri savaþ bölgesinden çýkartma kararý aldýlar. Bu da bir güvenlik önlemi olarak deðerlendirilebilir. Benzer koþullar altýnda baþka hükümetler de benzer kararlar almýþlardýr. Mesela Pearl Harbor’da Japonlar, Amerikan donanmasýna saldýrdýktan sonra Amerikan hükümeti Japon asýllý Amerikalýlarý Pasifik’ten çýkarýp Mississippi havzasýna yerleþtirmiþti. (s.283-284)".

Baþta Osmanlý Devleti olmak üzere bütün Müslüman Türk Devletleri, bütün askeri hareketlerini tamamen Ýslâm Hukukunun hükümleri çerçevesinde yapmýþlardýr. Ýslam Hukukunda soykýrým yasaktýr. Ýslâm Hukukuna göre, bilfiil harp halinde bile, Ýslâm ordularýna düþmanýn þahýs ve mallarýna karþý bazý fiillerin icrasý ve hele hele katliam yapýlmasý yasaklanmýþtýr. Zulüm ve iþkence ile düþman askerini dahi öldürmek; muhârip sýnýfýna girmeyen kadýnlarý, küçükleri, sahiplerine hizmet için gelmiþ köleleri, sakat ve müzminleri, yaþlýlarý, hastalarý, akýl hastalarýný ve dünyadan el etek çekmiþ din adamlarýný öldürmek yasaktýr. Ancak bunlardan biri bedeni, fikri ve malý ile savaþa katýlýrsa, öldürülebilirler. Ýnsan ve hayvanlarýn uzuvlarýnýn kesilmesi (müsle) de yasaktýr. Verilen söze veya muâhedeye aykýrý hareket yasaktýr. Savaþ zarureti bulunmadan ziraî mahsuller, orman ve aðaçlar yakýlmaz. Zina ve gayr-i meþrû münasebetler yasaktýr. Rehineler öldürülemez; ölülerin baþý ve uzuvlarý kesilemez ve katliam yapýlamaz. Baþta baba olmak üzere yakýn akraba, savaþla ilgisi olmayan esnaf ve tüccarlar öldürülmez.

Bu hükümleri, tehcir kararý alan Tal’at Paþa da bilmektedir. Zaten 1986 yýlýndan sonra bütün Osmanlý Arþivi’ndeki belgeler araþtýrmacýlara açýlmasýna ve bu konuda iddiasý olanlar iddialarýný isbat etmeye davet edilmiþtir.

Kýsaca aslý astarý olmamasýna raðmen, bir asra yakýndýr Ermeni katliamý iddialarýyla suçlanan Müslüman Türk milletinin katliam yapmadýðý halde suçlanmaya devam edilmesi, tarihî ve ilmî deðil, sadece siyâsidir. Osmanlý Arþivlerini açan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu iddialara en güzel cevabý vermiþtir.

Osmanlý devleti zayýflamaya baþlayýp, hemen her konuda Avrupa'nýn müdahalesine maruz kalýnca, Türk - Ermeni iliþkilerinde de bir bozulma devri baþlamýþtýr. Batýlý ülkeler Osmanlý devleti'ni bölerek bölgesel çýkarlarýna ulaþabilmek için Ermenileri Türk toplumundan koparmayý hedeflemiþlerdir.

Özellikle Avrupa'nýn bazý büyük devletleri "ýslahat" adý altýnda bir yandan Osmanlý devleti'nin iç iþlerine karýþýrken, bir yandan da Ermenileri, Osmanlý yönetimi'ne karþý teþkilatlandýrmýþlardýr.

Böylece ülke içinde ve dýþýnda teþkilatlanan ve silahlanan Ermeni komiteleri ile Ermeni kiliseleri'nin kýþkýrtýcý faaliyetleri sonucunda, Ermeni toplumu yavaþ yavaþ Türklerden uzaklaþmaya baþlamýþtýr.

Türklerin iyi tutumuna karþýn, yabancý devletlerle ittifak etmek suretiyle Türklerle mücadeleye baþlayan Ermeniler, Batý'nýn desteðini alabilmek için kendilerini "ezilen bir toplum" olarak göstermeye ve "Anadolu üzerindeki egemenlik haklarýný Türklerin gasp ettiði"ni dile getirmeye baþlamýþlardýr.

Islahat fermaný ile Müslümanlar ve Gayr-i Müslimler eþit statüye getirilince ayrýcalýklarýný kaybeden Ermeniler, 1877 -1878 Osmanlý - Rus Savaþý sonunda, Rusya'dan "iþgal ettiði Doðu Anadolu topraklarýndan çekilmemesini, bölgeye özerklik verilmesini veya Ermeniler lehine ýslahat yapýlmasýný" talep etmiþlerdir. Bu isteklerle birlikte Ermeni sorunu ilk kez ortaya çýkmaya ve uluslararasý bir þekil almaya baþlamýþtýr.

Ýngiltere ve Rusya tarafýndan tarih sahnesine sunulan Ermeni sorunu, aslýnda emperyalizmin Osmanlý imparatorluðu'nu yýkma ve paylaþma politikasýnýn bir uzantýsýdýr.

 

ERMENÝLERLE NEREDE ANLAÞAMIYORUZ?

Bütün dünyada tartýþýlmaya devam eden Ermeni meselesinde bizim ile Ermeniler arasýndaki en önemli anlaþmazlýk noktalarý þunlardýr ve bu problemlerin çözülmesi de çok zor gözükmektedir:

Birincisi; Bizim ve Ermenileri destekleyenlerin deportation, exile, genocide, tehcir ve benzeri kelimelerde ve terimlerde anlaþamayýþýmýzdýr. Tamamen Ýslam Hukukuna has terimler olan tehcir ve celâ kelimeleriyle genocide ve holocaust terimleri kasden birbirine karýþtýrýlmaktadýr. Osmanlýlarýn Hz. Peygamberin Medine’den Yahudileri Kur’an’ýn emriyle zorla baþka bir Arap Yarýmadasý þehrine sürgün etmesi esas alýnarak yapýlan ve tamamen ülke içi sürgün demek olan tehcir ve celâ ile Birleþmiþ Milletlerin suç saydýðý soykýrým demek olan genocide ve holocaust terimleri birbirine karýþtýrýlmaktadýr. Hâlbuki Osmanlý Devleti, tarihi boyunca, kamu yararý gerektirdiði zaman bazý Türkmen, Arap ve Kürt kabilelerini de mecburi iskâna tabi tutmuþ yani tehcir etmiþtir. Rumeli'ye yapýlan sürgünlerle alakalý Ömer Lütfü Barkan’ýn akademik araþtýrmalarý bunun þahididir. Ama Batýlýlar ve Ermeniler, bazýlarý tehcirin ve mecburi iskânýn ne demek olduðunu bilmelerine raðmen, siyasi olarak destekledikleri Ermeniler lehine genocide kelimesini ýsrarla Ermeni soykýrýmý tarzýnda literatüre geçirmeye çalýþmýþlardýr.

Ýkincisi; Ermenilerin iddialarýný isbat edecek deliller konusunda da anlaþamamaktayýz. Türkiye bütün imkânlarýyla Osmanlý Arþivlerini açtýðý, 1915’ten sonra kurulan uluslararasý mahkemelerin ve komisyonlarýn bütün verilerini ortaya koyduðu ve hatta bu konuda Ýngiliz, Rus ve hatta Amerikan arþivlerini de devreye soktuðu halde, Ermeniler ve onlarý destekleyenler, Ermenistan'daki arþivleri açmadýklarý gibi, Ermenilerin Müslümanlara uyguladýðý katliam resimlerini ve belgelerini tam tersi gaye ile çarpýtmaya devam etmektedirler. Bu konuda en basit misal Ermeni nüfusu ile alakalý araþtýrmalardýr. Birçok araþtýrmacýnýn orijinal kaynaklara inerek ortaya koyduklarý belgeler, Ermeni nüfusunun bütün Osmanlý Devletinde 1.300.000’i geçmediðini ortaya koyduðu halde, hala 1,5 ila 2 milyon Ermeninin katledildiði iddialarýný ileri sürmeye devam etmektedirler.

 

ERMENÝ MESELESÝNE YAKLAÞIM TARZIMIZDA HATALAR VAR

Bu konuda bazý yaklaþým hatalarýmýzýn olduðu kesindir. Bazýlarýný özellikle belirtmek istiyoruz.

1. Ermeni meselesi sadece Türk-Ermeni problemi deðildir. Ermenilerin katliamlarý bütün Müslümanlara karþýdýr. Sadece Türkleri deðil, Müslüman Arap ve Kürtleri de katletmiþlerdir. Arap âleminde Ermeni ve Kürt aydýnlarýn Ermeni soykýrýmý ile alakalý yýllardýr yaptýklarý olumsuz yayýnlar, bu hadiseyi sadece Türklerin Ermenilere yaptýðý soykýrým olarak takdim etmiþlerdir. Arap âleminde Ermenilerle alakalý kitaplarýn pek çoðu Türklerin aleyhinedir ve makaleler de böyledir. Dolayýsýyla Ýslam âlemi Ermeni soykýrýmý konusunda hem bu olumsuz yayýnlarýn ve hem de Batýlý devlet ve yazarlarýn etkisi altýndadýrlar. Hâlbuki Ermenilerin sadece Türkleri deðil bütün Müslümanlarý hedef aldýklarýný açýklamak hem kolaydýr ve hem de elimizde bu konuda belgeler çoktur.

Mesela, Ýstanbul'daki Robert College'in müdürü Cyrus Hamlin'in ihtilalci bir Ermeniyle yaptýðý ve ABD'de Boston þehrinde yayýnlanan Congre-gationalist dergisine gönderdiði görüþme metninde, Anadolu'daki ihtilalci Ermenilerin niyet ve maksatlarý, amaca varmadaki metodlarý açýkça görülüyordu. Çok zeki, Ýngilizceyi Ermenice kadar iyi konuþan ve ihtilali açýkça savunan bu Ermeni, "Ruslarýn Anadoluya girerek orayý zaptetmeleri için yol hazýrladýklarýný ve bunu umut ettiklerini belirtmiþ", bunun nasýl olacaðýnýn Hamlin tarafýndan sorulmasý üzerine de cevaben: "Bütün Türkiye Ýmparatorluðunda kurulmuþ bu Hýnçak çeteleri Türkleri ve Kürtleri öldürmek için fýrsat gözetecekler, bunlarýn köylerini yakacaklar ve sonra daðlara çýkacaklar. O zaman hýrstan kudurmuþ Ýslamlar ayaklanacak ve savunmasýz Ermenilere hücum edecekler: Rusya, insanlýk ve Hýristiyan uygarlýðý adýna, içeri girecek ve Anadolu'yu zaptedecektir." demiþti. Ayný Ermeni sözlerine devam ederek "Biz Ermeniler, serbest olmaya and içtik. Avrupa, Bulgar zulümlerini dinledi ve Bulgaristan'a hürriyet verdi. Milyonlarca kadýn ve çocuðun kanlarýný görecek, yükselen haykýrýþlarýmýzý duyacaktýr" diyordu .

2. I. Dünya Savaþýnda Osmanlý Devleti'ne karþý cephe alan Þerif Hüseyin ve Arap milliyetçilerinin propagandalarýdýr. El-Cezire TV’deki canlý bir yayýnda Ermeni bilim adamýnýn elinden düþmeyen Þerif Hüseyin’e ait þu mealdeki ferman Arap âleminde olumsuz propagandalarýn temel kaynaðý olmuþtur.

‘Ermeni erkekler, kadýnlar ve çocuklarýnýn katliamý, bu iddialarýn onda biri bile doðruysa Hz. Peygamber’in þu hadisine aykýrýdýr: ‘Kim bir zimmîye eziyet ederse, ben onun hasmýyým. Zimmîlere düþmanlýk eden devlet bizim de düþmanýmýzdýr. Türklere karþý Ermenilere destek olunuz.’

Buna karþý bizim tehcir kavramýnýn Ýslami manasýný açýklamamýz ve hatta Kur’an'daki Haþr Suresinde yer alan celâ yani Hz. Peygamber’in Medine’deki bazý Yahudi kabilelerine karþý Allah’ýn emriyle uyguladýðý tehcir olayýný anlatmamýz yeterlidir. Türklerin Ermenilere soykýrým yaptýðýný isbat etmek için 1940'lý yýllarda sözlükte olmayan genocide kelimesini koyan Batýlýlarý ve Amerikalýlarý bu konuda ikna etmek neredeyse mümkün deðildir. Ancak nüfusu 1,5 milyarý geçen Ýslam âlemine meselenin Ýslami mahiyetini açýklamak mecburiyetindeyiz. Ýslam’da katliam yasaktýr; ancak celâ yani tehcir yani mecburi iskân caizdir.

3. Maalesef kendi içimizde ayný vatanda beraber yaþadýðýmýz bazý Kürt kardeþlerimiz de bu konuya alet edilmektedir. Kürtlerin Ermenilerle ayný ýrktan olduðu ileri sürülerek, etnik kökene dayalý ortak bir düþman üretilmektedir. Bunu özellikle Ermeni asýllý ve Kürtçe konuþan insanlar yapmaktadýr.

Kürtlerin Ermenilerle ayný ýrktan olup olmamasý meselesine gelince, bu mesele Müslüman Kürtleri bir dakika bile meþgul etmemesi lazýmdýr. Zira Ýslamiyet Ýslam kardeþliðine aykýrý olan ýrkçýlýk iddialarýný kesip atmýþtýr. Aslýnda bu mesele tarihi ilgilendiren bir konudur. Kürtlerin asýl ve nesepleri ne olursa olsun, Ýslam’dan ayrýlmaya vicdanlarý asla müsaade etmez. Bununla birlikte, Kürtlerin Ermenilerle ayný ýrktan deðil, bilakis Araplarla ayný ýrktan geldikleri yani Sami ýrkýndan olduklarý da tarihi gerçeklerdendir.

 

Tehcir kararýnýn aslý, günümüz Türkçesiyle ifadesi ve Ýslam Hukukuna göre izahý nasýldýr?

Osmanlý Devleti Bakanlar Kurulunun Ermenilerin tehciri ile alakalý aldýðý karar, düþmanla iþbirliði yapma, masum halký katletme ve isyan çýkarma gibi zararlý hareketlerde bulunan Ermenilerin Musul, Zor, Halep ve Suriye'nin bazý bölgelerine sevkleri için alýnmýþtýr. Ýçiþleri bakanlýðýnýn 13 Mayýs [1]331 tarihli ve 270 numaralý tezkiresi üzerine, Bakanlar Kurulu tarafýndan alýnan tehcir kararý 16 B. 1333 (30 Mayýs 1915) tarihlidir. Sýra numarasý 163’dür.

 

A) Türkçe Sadeleþtirilmiþ Metin:

Bakanlar Kurulu Müzakerelerine Mahsus Zabýt Özeti

Savaþ alanlarýna komþu olan yerlerdeki Ermenilerden bir kýsmýnýn Osmanlý sýnýrlarýný devletin düþmanlarýna karþý korumakla meþgul bulunan Ordunun hareketlerini zorlaþtýrmak; askeri mühimmat ve erzak naklini güçleþtirmek; düþmanla iþbirliði yaparak ve özellikle de düþman saflarýna katýlarak memleket içinde askeri kuvvetlere ve masum ahaliye silahlý olarak hücum etmek; Osmanlý kasaba ve þehirlerine musallat olarak adam öldürmek ve yaðmalamak ve düþmanýn deniz kuvvetlerine erzak tedarik ederek askeri alanlarý onlara göstermek gibi suçlarý iþledikleri bir gerçektir. Ýhtilal unsurlarýnýn savaþ hareket alanýndan uzaklaþtýrýlmasý ve asilere hareket üssü ve sýðýnak teþkil eden köylerin tahliyesi gerekmektedir. Bu konuda bazý icraatlarýn yapýldýðý ve bu cümleden olarak Van, Bitlis, Erzurum vilayetleri; Adana merkez, Sis merkez ve Mersin merkez istisna olmak üzere Adana, mersin, Kozan ve Cebel-i Bereket sancaklarý; Maraþ merkez müstesna olmak üzere Maraþ Sancaðý; Halpe Vilayetinin merkez kazalarý müstesna olmak üzere Ýskenderun, Belen, Cisr-i Þuur ve Antakya’nýn kazalarý, köyleri ve kasabalarýnda sakin olan Ermenilerin Güney Vilayetlerine sevkine baþlanmasý gerekmektedir. Bu arada Van Vilayetine sýnýr olan kuzey kýsmý hariç Musul vilayetine; Zor sancaðýna; Merkez hariç olmak üzere Urfa sancaðýnýn güney kýsmýna; Suriye Vilayetinin doðu kýsmýnda tayin edilen yerlere nakl ve iskanýna baþlanmýþ olup devam edileceði açýklanmýþtýr. Böylece devletin temel menfaatine uygun olarak bu iþlemlerin bir kurala baðlanmasý gereðine ve bu konuda bazý kararlar alýnmasýna dair Ýçiþleri Bakanlýðýnýn 13 Mayýs 1331 (30 Mayýs 1915) tarihli ve 270 nolu tezkeresi okundu.

 

KARAR

Gerçekten Devletin varlýk ve güvenliðinin korunmasý uðrunda devam ede gelen fedakâr icraat ve ýslahat üzerine, yapýlan ýslahata olumsuz etki yapan bu tür zararlý hareketlerin müessir bir þekilde ortadan kaldýrýlmasý kesinlikle zaruridir ve adý geçen bakanlýk tarafýndan baþlatýlan icraatýn gayet yerinde olduðu ortadadýr. Bu sebeple mezkûr tezkerede açýklandýðý gibi, isimler zikredilen köylerde ve kasabalarda sakin olan Ermenilerin nakli gerekenlerin tespit edilen iskan mahallerine refah içinde ve zarar görmeden ulaþtýrýlmalarý ve yerleþtirilecekleri yerlerde istirahatlarýnýn temin edilmesi gerekmektedir. Ayrýca can ve mallarýnýn korunmasýyla birlikte yerlerinde ulaþtýklarýnda tesbit edilen yerlere iskân edilinceye kadar Muhacirlere ait ödenekten iaþeleri; geçmiþteki mali ve ekonomik durumlarýna göre mal ve arazi tahsisi; içlerinden muhtaç olanlara hükümet tarafýndan mesken inþasý; çiftçi ve sanat erbabýna tohumluk, alet ve edevat tevzii; terk ettikleri memlekette kalan mallarý ve eþyalarýnýn veya kýymetlerinin kendilerine uygun bir þekilde iadesi; tahliye edilen köylere muhacir ve aþiretlerin iskânýyla emlak ve arazinin kýymeti takdir edilerek kendilerine verilmesi; tahliye olunan þehir ve kasabalarda bulunan gayr-i menkul mallarýnýn tahrir edilerek cins ve kýymeti tesbit edildikten sonra muhacirlere daðýtýlmasý; yerleþtirilecek göçmenlerin uzmanlýk alanlarý dýþýnda kalan zeytinlik, dutluk, bað portakallýklar ile dükkan, han, fabrika ve depo gibi akarlarýn açýk arttýrma ile satýlarak veya kiraya verilerek elde edilecek meblaðlarýn kendilerine verilmek üzere sahipleri namýna emaneten mal sandýklarýna konulmasý; zikredilen iþlemlerin yerine getirilmesi için gerekecek masraflarýn Muhaciler Fonundan ödenmesi konusunda zikredilen Bakanlýk tarafýndan düzenlenen Talimatýn tan olarak uygulanmasý gerekmektedir. Böylece terk edilen mallarýn korunmasý, idaresi, iskan iþlemlerinin yürütülmesi, tanzimi ve teftiþi ve bu konuda Talimat hükümlerinin ve Bakanlýk kararlarýnýn esas alýnmasý, tali komisyonlar kurularak maaþlý memur istihdamý; bunlarýn doðrudan Ýçiþleri Bakanlýðýna baðlý olmalarý ve bir reis ile Ýçiþleri ve Maliye bakanlýðýndan birer memur olmak üzere iki azadan meydana gelecek komisyonun adý geçen yerlerde Valilerin nezareti altýnda Talimatýn hükümlerini icra eylemeleri tensip edilmiþtir. Bu þekilde cevabýn adý geçen Bakanlýða ve ilgili dairelere bildirilmesi kararlaþtýrýlmýþtýr.

17 Mayýs 1331 (30 Mayýs 1915)

 

Kaynak: BA, Meclis-i Vükelâ Mazbatasý, 198/24.

 

Osmanlý Devleti'nin Ermeniler için aldýðý bu tehcir kararý ile Hz. Peygamberin Yahudilere uyguladýðý tehcir kararý mukayese edildiðinde önemli benzerlikler olduðu görülür. Hz. Peygamber'in uygulamalarýný referans kabul eden Müslüman topluluklarýn özellikle Müslüman Arap ve Kürtlerin batýlýlarýn ve Ermeni lobisinin propagandalarýna kanmadan bu iki uygulamaya bakmalarý gerekir.

 

 

 

Tehcir Kararnamesi,

Kaynak: BA, Meclis-i Vükelâ Mazbatasý, 198/24.

 

 

 

Ýstanbul 2008 Prof. Dr. Ahmed Akgündüz

Doç. Dr. Said Öztürk

Dr. Recep Kara

 

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Dein Kommentar

Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.

Gast
Auf dieses Thema antworten...

×   Du hast formatierten Text eingefügt.   Formatierung jetzt entfernen

  Nur 75 Emojis sind erlaubt.

×   Dein Link wurde automatisch eingebettet.   Einbetten rückgängig machen und als Link darstellen

×   Dein vorheriger Inhalt wurde wiederhergestellt.   Editor leeren

×   Du kannst Bilder nicht direkt einfügen. Lade Bilder hoch oder lade sie von einer URL.

×
×
  • Neu erstellen...