Zum Inhalt springen
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Empfohlene Beiträge

Ýslam din dersi öðretmenliði

 

 

Münster Üniversitesi Ýslâm Din Dersi Öðretmenliði Bölümü açýldýðýnda oraya bölüm baþkaný olarak tayin edilmesi gereken kiþinin, azýnlýðýn azýnlýðý bir grubu temsil edecek Prof. Muhammed Kalisch'in olamayacaðýný, bu köþede belirtmiþtik...

 

Þimdi de bu kiþinin Kur'an hakkýnda hiçbir Müslüman'ýn kabul edemeyeceði fikirleriyle karþýlaþýyoruz. Münster Üniversitesi'ndeki Dinî Araþtýrmalar Merkezi'nin (Centrum für Religiöse Studien) web sitesinde Prof. Dr. Muhammed Kalisch'in Kur'an Hermenötiði ile ilgili görüþleri þöyle:

 

“Ýslam'ýn temel talebinin düþünce ve bilim hürriyeti olduðu kanaatindeyim. Çaðdaþ modern bir Kelam ilminin karþý karþýya kaldýðý büyük sýnavlarla baþa çýkabilmesi için Ýslam'ýn fikir tarihinin Mutezile, Ýbn Sina, Ýbn Rüþd, Sühreverdi al Maktul veya tasavvufçularla yeterli potansiyele sahip olduðunu düþünüyorum. Fýkýh konusunda yapýlmasý gereken daha çok iþler olmasýna raðmen, bir hayli zamandýr sevindirici eðilimler gözlenmekte. Kelam'da ise -bazý muhafazakar görüþler için þok etkisi yapsa da- yüzyýllar önce felsefeciler ve tasavvufçular tarafýndan geliþtirilen düþünce modellerinin daha da geliþtirilmesiyle bu sorun çözülebilir. Ýslam kelamcýlarý, kelam ile ilgili ciddi bilimsel araþtýrmalar yerine evanjelik (uyandýrma) söylemlerle [uyandýrma teolojisi: Protestantizm içinde akýlcýlýða karþý ruhçuluðu savunan bir akým] ayný ligde yer almak istemiyorsa, modern araþtýrmalarýn din tarihine yönelttiði sorulara göðüs germesi gerekir. Thomas Thompson, Philip Davies, Niels Peter Lemche veya Israel Finkelstein gibi Eski Ahid ve Arkeoloji uzmanlarý, son on yýllarda bize Hz. Ýbrahim, Hz. Musa'yý ve Ýncil'de ve Kur'an'da yer alan diðer bazý peygamberleri gerçekten yaþamýþ olan tarihî þahýslar listesinden silebileceðimizi öðrettiler. Bu bilgiler, Kur'an hermenötiðinin daha da geliþtirilmesini, vahiy kavramýnýn tekrar ele alýnmasýný ve dinlerle ilgili Ýslami Kelam'da yeni perspektiflerin geliþtirilmesini gerektiriyor. Bu, özellikle yukarýda sözü edilen Müslüman filozof ve tasavvufçularýn perspektifleri üzerine tesis edilebilir.”

 

Yukarýda Prof. Dr. M. Kalisch'in konuyla ilgili düþüncelerinin kýsa bir özeti bulunuyor. Yukarýdaki bölüm, ekteki yazýsýnýn sekizinci sayfasýnýn sonu ile dokuzuncu sayfasýnýn ilk paragrafýndan alýnmýþtýr. Burada da görüldüðü gibi Kalisch, son zamanlarda konuþma ve yazýlarýnda Hz. Muhammed Aleyhisselam dýþýnda Kur'an'da geçen peygamberlerin gerçekten yaþamýþ olan insanlar deðil, insanlara bazý örneklerin verilmesi için uydurulmuþ þahsiyetler olduðunu iddia ediyor. Anlaþýlan þu ki, Kalisch, Ýncil gibi Kur'an-ý Kerim hakkýnda da hermenötik metotlara göre yorumlama için bir zemin oluþturmaya çalýþýyor. Bazý oryantalistlerin öncülüðünde geliþtirilen bu metot çerçevesinde ciddi bir gayretin var olduðu anlaþýlýyor.Zaten kýsa süre önce Anna-Marie Schimmel, Forum'un Bonn'da düzenlediði Ýslamiyet ile ilgili günlük bir programda yaptýðý konuþmadan sonra birçok insan tarafýndan protesto edilmiþtir.

 

Eðer samimi niyetle Müslümanlarýn ihtiyacýný gidermek için Ýslam Din Dersi Öðretmenliði Bölümü açýlmýþsa, bunun makul þekilde, Müslümanlarýn kabul edecekleri biçimde eðitiminin ve öðretiminin verilmesi gerekir. Unutmayalým ki, hiçbir Müslüman Hz. Ýbrahim, Hz. Musa Aleyhisselam gibi Kur'an'da ismi geçen peygamberleri gerçekten yaþamýþ olan tarihî þahsiyetler listesinden silemez ve silen kiþileri de asla Müslüman saymaz. Müslümanlýðýn hatta diðer semavî dinlerin peygamber kabul ettikleri þahsiyetleri böylece inkâr edenlerin baþkanlýk yaptýðý bir bölümden mezun olanlara da þüpheli nazarla bakar. Onun için açýlan bölüm, boþuna açýlmýþ olur. Alman devletinin buraya para harcamasýnýn da hiçbir mânasý yoktur. Bu yanlýþ yoldan hemen dönülmeli, asla Müslümanlar rencide edilmemelidir. Bilinmelidir ki, din-iman konusunda dayatmalarla hiçbir yere varýlamaz.

 

Abdullah Aymaz

15.05.2006, ZAMAN

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 1 Jahr später...

Islam dersi Almanca

 

Alman Haber Ajansý (DPA), Almanya Ýçiþleri Bakaný Wolfgang Schaeuble’nin daveti üzerine yarýn yapýlacak 3. Ýslam Konferansý öncesinde Alman hükümeti, eyalet yönetimleri ve yerel makamlarýn, Müslüman dernek temsilcileriyle Ýslam dersinin Almanca okutulmasý konusunda anlaþtýklarýný belirtti.

 

Schaeuble ise bugün yaptýðý açýklamada, Müslümanlarýn Almanya’da kendilerini evlerinde hissetmelerini saðlamanýn önemli bir görev olduðunu belirtti.

 

Ýçiþleri Bakanlýðýnýn bir temsilcisi de, Ýslam Konferansýnýn 15 Müslüman üyesinden biri olan Valid Nakþibandi’nin üyelik görevinden ayrýldýðýný, bundan üzüntü duyduklarýný belirtti.

 

Yeþiller Partisi Federal Meclis Grubu Genel Sekreteri Volker Beck ise Ýçiþleri Bakanlýðýnýn belirli bir hedefi ve planý olmadýðýný savunarak, Ýslam Konferansýyla ülkedeki uyumlu çevrelerin güçlendirilmesi, bu sürecin sonunda da Ýslamiyet’in Almanya’da entegrasyonunun ve yasal açýdan eþitliðinin saðlanmasý gerektiðini ifade etti.

 

 

Hürriyet - 13.03.2008

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Almanya Ýçiþleri Bakaný Wolfgang Schaeuble, Berlin'de düzenlenen Ýslam Konferansý sonrasý, ülke çapýnda okullarda düzenli Ýslam din dersinin verilebileceðini söyledi.

 

http://www.hurriyet.de/images/solomanset/SoloManset934461.jpg

 

Schaeuble, bugün baþkent Berlin’de düzenlenen 3. Ýslam Konferansý’ndan sonra bazý katýlýmcýlarla birlikte düzenlediði basýn toplantýsýnda, bazý eyaletlerdeki okullarda daha þimdiden seçmeli olarak "Ýslam bilgisi" dersinin verildiðine dikkat çekerek, "Almanya’daki okullarda düzenli Ýslam din dersi verilebilir" dedi.

 

Ýslam derslerinin devlet tarafýndan verilmediðine ve eyalet yönetimlerinin sorumluluðunda olduðuna dikkat çeken Schaeuble, eyalet yönetimlerinin de bunun için belirli bir muhataba ihtiyaçlarý olduðunu, Müslüman kuruluþlarýn bu nedenle kendi aralarýnda örgütlenmeleri gerektiðini belirtti.

 

Bir Alman gazetesinin "Faþist Almanya" baþlýðýný kullanmasý ve bir araþtýrmaya göre ülkede yaþayan Türklerin çok büyük bölümünün baþbakanlarý olarak Recep Tayyip Erdoðan’ý gördüklerini söylemeleri konusunda ne düþündüðünün sorulmasý üzerine de Schaeuble, Türkiye’ye yaptýðý ziyaret sýrasýnda da büyük bir açýklýkla Almanya’nýn hiçbir þekilde yabancý düþmaný bir ülke olmadýðýný söylediðini belirterek, Almanya’nýn demokratik ve özgürlükçü bir ülke olduðunu, bazý Ýslam ülkelerinde de örnek gösterildiðini kaydetti.

 

Almanya’da yaþayan herkesin yasalar çerçevesinde her þeyi yapmaya hakký olduðunu, ancak siyasete katýlýmýn sadece Alman vatandaþlarýna mahsus olduðunu ifade eden Schaeuble, bunu doðru bulduðunu, göçmenlerin de Alman vatandaþý olmak isteyip istememe konusunda karar vermeleri gerektiðini söyledi.

 

Bu çerçevede Türk hükümetinin de Türkiye’de yapýlacak seçimlere yurt dýþýndan katýlým için mektupla oy kullandýrtma planýný olumlu karþýladýðýný belirten Schaeuble, buna raðmen Almanya Baþbakaný Angela Merkel’in, ülkede yaþayan herkesin baþbakaný olduðu þeklindeki açýklamasýný da doðru bulduðunu bildirdi.

 

Schaeuble ayrýca, Ýslam konferanslarýnýn kolay olmadýðý, ancak sürdürülmesi gerektiði ve ön yargýlarýn ancak bu sayede giderilebileceði konusunda da tüm katýlýmcýlarla görüþ birliði içinde olduklarýný ifade ederek, ön yargýlarýn giderilmesi konusunda çalýþma gruplarýnýn çabalarýnýn da gerekli görüldüðünü, bu çabalarýn sadece Müslümanlar için deðil, Almanya’daki demokratik düzenin korunmasý açýsýndan da önemli olduðunu kaydetti.

 

Eðitim Bakanlarý Konferansý dönem baþkaný olarak toplantýya katýlan Saarland Eðitim Bakaný Annegret Kramp-Karrenbauer de bazý eyaletlerdeki okullarda "Ýslam bilgisi" derslerinin verildiðine iþaret ederek, düzenli Ýslam dersi verilmesi konusunda ise eyalet yönetimlerinin muhatap alabilecekleri büyük Müslüman çatý kuruluþlarýnýn bulunmamasý gibi bazý engellerin olduðunu söyledi.

 

Konferansta görüþtükleri "çalýþma gruplarý ara sonuçlarýnýn" olumlu olduðunu belirten Bakan, bu sonuçlarý diðer eyalet yönetimlerine de ileteceðini kaydetti.

 

Bakan Kramp-Karrenbauer, bir Türk gazetecinin, Ýslam dersi verilmesi konusunda karar alýnmasý durumunda bunun hemen uygulanýp uygulanamayacaðý þeklindeki sorusuna karþýlýk da bunun hemen gelecek yýlki müfredatta uygulanamayacaðýný, bunun için uygun öðretmenlerin ve görüþme muhataplarýnýn bulunmasý ve programlarýn hazýrlanmasý gerektiðini ifade ederek, uygulamaya geçilmesinin birkaç yýl zaman alabileceðini, hiçbir eyalette bu uygulamaya gelecek yýl baþlanamayacaðýný kaydetti.

 

Ýçiþleri Bakanlarý Konferansýnýn dönem baþkaný olarak toplantýya katýlan Hessen Eyaleti Ýçiþleri Bakaný Volker Bouffier, Ýslam Konferansý’nda ilerleme saðlandýðýný belirterek, güvenlik konularýnýn yaný sýra baþörtüsü ve cami inþaatlarý konularýnýn gündeme geldiðini, bazý konulardaki tartýþmalarýn sürdürülmesinin de gerekli olduðunu gördüklerini söyledi.

 

MÜSLÜMAN TEMSÝLCÝLERÝN AÇIKLAMALARI

 

Almanya Müslümanlar Koordinasyon Kurulu (KRM) dönem baþkaný olan Diyanet Ýþleri Türk Ýslam Birliði (DÝTÝB) diyalog sorumlusu Bekir Alboða, basýn toplantýsýnda yaptýðý açýklamada, Ýslam dininde ve Allah’ýn huzurunda da kadýnlarla erkeklerin eþit olduðunu belirterek, bu nedenle Alman anayasasýný örnek bir anayasa olarak gördüklerini söyledi.

 

Ýslam Konferansý’ndan da mutluluk duyduklarýný ve desteklediklerini ifade eden Alboða, Ýslam dersi verilmesi konusunda Schaeuble tarafýndan ilk kez bu kadar açýk söylemlerde bulunulmasýndan dolayý da büyük mutluluk duyduklarýný kaydetti.

 

Laik Müslümanlar adýna konferansa katýlan yazar Necla Kelek’in, KRM tarafýndan yapýlan açýklamalarýn sadece sözde kaldýðýný ve Müslümanlar arasýnda uygulamada kadýn-erkek eþitliðinin olmadýðýný, Almanya’da gizli þeriat mahkemelerinin bile bulunduðunu ve küçük kýzlarýn baþörtüsüyle ana okullara gönderildiklerini belirtmesi üzerine de Alboða, anayasaya baðlý olduklarýný tekrarladý ve þeriat mahkemeleriyle küçük kýzlarýn baþlarý baðlý olarak ana okullarýna gönderilmelerini de istemediklerini belirtti.

 

KRM’yi federal düzeyde kurduklarýný da hatýrlatan Alboða, okullardan eyaletlerin kendilerinin sorumlu olmalarý nedeniyle bir an önce eyaletler düzeyinde de KRM temsilcilikleri kuracaklarýný ve böylece eyalet yönetimleri tarafýndan bir dini cemaat olarak kabul görmek ve Ýslam dersleri için muhatap alýnmak istediklerini söyledi.

 

Alboða, bir gazetecinin, DÝTÝB’in "Türkiye’deki Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý’na baðlý olduðunun ve diðer bir ülkeye baðlý bir kuruluþun aslýnda Ýslam Konferansý’na katýlamayacaðý" sözleri üzerine de Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý’na, özellikle imamlarýn gönderilmesiyle ilgili yardýmlarýndan dolayý müteþekkir olduklarýný, ancak bu iþbirliðinin DÝTÝB’in bir Alman kuruluþu olduðu gerçeðini deðiþtirmediðini sözlerine ekledi.

 

Alman Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF) Genel Sekreteri Ali Ertan Toprak da "Burasý bizim ülkemiz, bizim devletimiz" diyerek, eþit düzeyde oturup tartýþabilmelerinin bile konferansýn önemini göstermeye yeterli olduðunu, kendilerinin de bu sürece katký saðlamaya devam edeceklerini belirtti.

 

Kreuzberg Mesleki Eðitim Merkezi (BWK) Baþkaný Nihat Sorgeç de konferansta çok farklý görüþlerin olduðunu, ancak iyi niyetin tüm katýlýmcýlarda bulunduðunu ifade etti.

 

Türk ve Alman basýnýný da Ýslam Konferansý’nýn çalýþmalarý konusunda "faydalý olmadýklarý" gerekçesiyle eleþtiren Sorgeç, ülkede yaþayan çok sayýda Türk’ün kendisini Almanya’ya baðlý hissetmediðini, bu konuda da basýna önemli görevlerin düþtüðünü söyledi.

 

Ýslam Konferansý’na katýlan Almanya Ýslam Konseyi Baþkaný Ali Kýzýlkaya da A.A muhabirine yaptýðý açýklamada, Alman anayasasýna baðlýlýk konusunda aslýnda bir görüþ ayrýlýðý olmadýðýný, ancak bazý ön yargýlardan dolayý bunun uzun uzun tartýþýldýðýný belirterek, anayasaya baðlý olduklarýný ifade etti.

 

Almanya’da yaþayan yaklaþýk 800 bin öðrencinin anayasaya göre Ýslam dersi görme haklarý olmasýna raðmen, bunun çeþitli bahanelerle verilmediðini kaydeden Kýzýlkaya, þimdi eyaletlere bu konuda bir tavsiye listesi verildiðini, çünkü eðitimin eyaletlerin kendi yetki alanýna girdiðini belirtti.

 

Güvenlik ve radikal dincilik tartýþmalarýnda ise bir uzlaþmaya varamadýklarýný belirten Kýzýlkaya, bu konuda Müslümanlarýn, radikal dinciliðin ve terörizmin birlikte anýldýðýný, bunun da terörizmi lanetleyen Ýslamiyet’e karþý bir haksýzlýk olduðunu, zaman yetersizliðinden dolayý bu konuyu uzunca ele alamadýklarýný, ancak bu tartýþmanýn daha sonra da sürdürüleceðini kaydetti.

 

Hürriyet- 14.03.2008

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 10 Monate später...

Ýslam din dersi 2011’e yetiþebilir

 

Almanya’da Ýslam din dersinin özellikle Türklerin yoðun olarak yaþadýðý bazý eyaletlerde 2011 yýlýnda hayata geçirilmesine mümkün gözüyle bakýlýyor.

 

Mainz Katolik Akademisi’nde geçen cuma ve cumartesi düzenlenen Alman devletinin Ýslami teþkilatlar ile iþbirliði ve Ýslam din dersi konusundaki seminerde Diyanet Ýþleri Türk Ýslam Birliði’nin (DÝTÝB) bazý eyaletlerde yeni bir teþkilat oluþumu için hazýrladýðý tüzüðün yetkili makamlarca da yüzde 95 oranýnda beðenildiði ve bazý iyileþtirmelerin yapýlmasý halinde kabul edilerek 2011 yýlýnda Ýslam din dersinin verilmesinin hayata geçirilebileceði yönünde yorumlar yapýldý. Konuyla ilgili olarak seminerde bir konuþma yapan Almanya Ýçiþleri Bakanlýðý’ndan müsteþar Peter Altmaier de DÝTÝB eyaletler bazýnda hazýrladýðý tüzüklerin büyük ölçüde iyi olduðunu ifade etti. Peter Altmaier, söz konusu tüzüklerde baþka bir devletin görevlisinin yönetimde olmasýný istemediklerini belirtirken danýþma kurulunda ise bu tür görevlilerin bulunmasýnýn kabul edilebileceði yönünde konuþtu.

 

Mainz Katolik Akademisi’nde düzenlenen seminere konuþmacý olarak Frankfurt Goethe Üniversitesi’ndeki Ýslam Bölümü’nün eski Baþkaný Prof. Mehmet Emin Köktaþ, Prof. Edmund Weber, Prof. Matthias Rohe, Duisburg Üniversitesi’nden Dr. Ahmet Ünalan, Prof. Matthias Benad, Ýçiþleri Bakanlýðý Müsteþarý Peter Altmaier, UETED’den Dr. Yýlmaz Bulut ve Dr. Hüseyin Kurt gibi isimler katýldý. Prof. Edmund Weber Almanya’da Müslümanlarýn günümüzde izole edilmiþ durumda olduklarýna dikkat çekerek devletin Müslümanlara açýlmasýný ve ilk etapta Ýslam’ýn Sünni, Þii ve Alevi kollarýnýn tanýnmasýný istedi. Din konusunun bir polis bakanlýðý olan içiþleri bakanlýðýnca ele alýnmasýný yanlýþ bulduðunu da kaydeden Prof. Weber, Almanya’da bir din bakanlýðý kurulmasýný teklif etti. Prof. Weber ayrýca Avrupa’nýn deðiþik ülkelerinin anayasalarýndan örnekler sunarak din devlet ayrýmý sözünün doðru olmadýðýný ve devletlerinden uygulamalarýnda bir karþýlýðýnýn bulunmadýðýný söyledi.

 

Almanya’da kilise kurumlarýný devlet finanse ediyor

 

Mainz Katolik Bürosu Baþkaný Bernhard Nacke de Almanya’da Katolik ve Protestan kiliselerinin kurumlarýnýn sadece kilise vergileri ile finanse edilmediðini kaydetti. Katolik kilisesinin gerilediðine dikkat çeken Bernhard Nacke, “Bu gerileme bizim kurumlarýmýzý finanse etmemizde birtakým sýkýntýlarý da beraberinde getiriyor. Ancak devlet bizim kurumlarýn devamýný istediði için finansmanýnda yardýmcý oluyor” þeklinde konuþtu. Bernhard Nacke’nin ifadelerine göre Rheinland-Pfalz eyaletindeki katolik anaokullarýnýn (Kindergarten) personel giderlerinin yüzde 10’unu kilise karþýlarken yüzde 90’ýný ise devlet ödüyor. Yine ayný eyaletteki 74 katolik okulunun yaklaþýk 100 milyon Euro’luk giderinin 24 milyon Euro’sunu kiliseler, 75 milyon Euro’sunu ise devlet karþýlýyor. Önümüzdeki yýllarda yenilenecek anlaþmalarda kiliselerin ödediði pay yarýya düþürülecek. Duisburg Üniversitesi’nden Dr. Ahmet Ünalan ise Almanya’nýn Müslümanlara karþý aþýrý derecede çekingen davrandýðýný ve Müslümanlarýn Almanya’ya uyumunun gösterildiðinden daha iyi olduðunu da kaydetti.

 

Bielefeld’den tarihçi Prof. Matthias Benad ise Almanya’da bugün Müslümanlarýn karþýlaþtýðý muameleyi geçmiþte katoliklerin de gördüðüne dikkat çekerek, “Almanya’nýn önceleri önemli bir bölümünü oluþturan Prusya devletinde Katolikler nüfusun üçte birini oluþturuyordu. O zamanlar Katoliklerin de dýþardan, Roma’dan kontrol edildiði söylenir, paralel bir toplum veya paralel bir dünya oluþturduklarý edilirdi. Prusya devletinin Protestanlara sevgi ile, Katoliklere ise kanunlarýn gerektirdiði ölçüde muamele göstermesinden söz edilirdi” þeklinde konuþtu. Prof. Benad ayrýca Müslümanlarýn devlet tarafýndan tanýnmayý beklemeden eðitim týpký Hýristiyanlarýn tarihte yaptýklarý gibi eðitim ve sosyal yardým alanýnda müesseseler kurarak faaliyetlerde bulunmalarýný tavsiye etti. Frankfurt’tan Dr. Hüseyin Kurt da Müslümanlarýn Avrupa’yý Ýslamlaþtýrma gibi bir durumlarýnýn olmadýðýnýn altýný çizerek, “Müslümanlara güvenin. Müslümanlar ile ilgili olumlu adým atan siyasetçileri sandýkta kaybetme korkusundan kurtarýn” çaðrýsýnda bulundu.

 

10 February 2009, Tuesday, ZAMAN

ISMAIL KUL FRANKFURT

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 4 Wochen später...

Hessen'de Islam Din dersleri ile alakali bir anket var:

 

http://www.fr-online.de/frankfurt_und_hessen/nachrichten/hessen/1675150_Religionskunde-fuer-alle.html

 

 

 

 

Lütfen ilk sikki, yani "Ja, Deutschland ist ein multikulturelles und weltoffenes Land. Ein Islamunterricht an Schulen trägt diesem Anspruch Rechnung." tiklayin. Sonuclar su an ki rakamlara göre cok üzücü, büyük bir cogunluk Almanya okullarinda Islam Din Derslerinin verilmesine karsi cikiyor.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

:selam:

 

okullarda islam dersi verilmesine siddetle karsiyim.

ve birgün mutlaka verilecegindende eminim.

 

Kimse bizim hayrimiza, cikarimiza ugrasmiyor.

Okullarla olan irtibatim sonucu, verilen derslerin, islamiyeti "yasanir hale" getirme gibi bir amaci var.

Kim ders vercek?

Ne ögretecek?

Verilen dersleri kim kontrol edecek?

 

Diyanete talep var diyorlar ama okullar tarafsiz din ögretmeni istiyorlar.

Türklerden baska kimse türk ögretmene razi degil.

Türklerde baska kimseye güvenmiyor.

 

Kizimin ögretmeni, en iyisi alman ögretmeni olacagini, hemde müslüman olmayan bir ögretmenin tercih edilmesi gerekir, dendigini söyledi.

 

Cocuklarimizin din egitimini kimin eline biraktigimizi düsünmeliyiz.

bunlarin derdi, okullarda ders veriliyor diye, camilerdeki kuran kurslarini kaldirmak.

 

:selam:

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Selamlar Serbederan kardes,

 

gercekten cok sasirdim. Bu konuyu zannedersem detayli olarak arastirmamissiniz ;) Bu konu Almanyada yasayan dindarlar icin, o kadar önemliki, tüm cemaatler 30 senedir bunun icin ugrasiyor.

 

Ayrica bu konuda doktora tezim oldugu icin ve ögretmen olarak calistigim icin ;) bir kac sorularinizi cevaplamaya calisayim:

 

Okullarla olan irtibatim sonucu, verilen derslerin, islamiyeti "yasanir hale" getirme gibi bir amaci var.

 

Dogru degil. Islam Din dersi müfredatini bizzat islami cemaatlerin olusturduklari cati kurumlari hazirlayacaklar. Yani dindar kesim.

 

Kim ders vercek?

 

Sapi sapina müslüman olanlar. Cünkü Alman kanunlarina göre, din derslerini, o dine bagli olan insanlar verir ve o ögretmenleri dini cemaatler secer. Devlet dahi secemez!

 

Ne ögretecek?

 

Yine Islami cemaatlerin hazirladiklari müfredat kitaplari. Mesela Bülent Ucar müthis bir kitap hazirladi. "Mein Islambuch", isterseniz bir bakin.

 

Verilen dersleri kim kontrol edecek?

 

Yine Islam cemaatleri.

 

Diyanete talep var diyorlar

 

Tüm cemaatlerin talepleri var. Ama birlik olamadiklari icin, gerceklesemiyor maalesef.

 

okullar tarafsiz din ögretmeni istiyorlar.

 

Zerre kadar alakasi yok ;) Alman kanunlarina göre tarafsiz birinin bu dersi vermesi yasak zaten.

 

izimin ögretmeni, en iyisi alman ögretmeni olacagini, hemde müslüman olmayan bir ögretmenin tercih edilmesi gerekir, dendigini söyledi.

 

yukaridaki cevabin aynisi.

 

Cocuklarimizin din egitimini kimin eline biraktigimizi düsünmeliyiz.

 

Baskalarinin eline birakmamak icin, Islam Din Dersine siddetle ihtiyacimiz var.

 

bunlarin derdi, okullarda ders veriliyor diye, camilerdeki kuran kurslarini kaldirmak.

 

Bu sadece kismen dogru. Amac o kurslari kaldirmak degil, ama o kurslari kontrol edebilmek.

 

selamlar

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 5 Monate später...

Ýslam dersi gelecek yýla kaldý

 

ALMANYA'da Kuzey Ren Vestfalya (NRW) Eyaleti Uyum Bakaný Armin Laschet, Essen yakýnlarýndaki Hattingen DÝTÝB Fatih Camii'ne yaptýðý ziyaret sýrasýnda cami yöneticileri ile davetlilerin Hýristiyan Birlik Partisi'nden (CDU) taleplerini dinleyerek, sorularýný yanýtladý.

 

Ýslam dersi gelecek yýla kaldý

 

Muhatap kuruluþ sorunu nedeniyle Ýslam dersinin bugüne kadar okullarda baþlatýlamadýðýna deðinen Laschet, bu sorunu çözmek için gelecek yýl Okul Yasasý'nda deðiþiklik yapacaklarýný bildirdi. DÝTÝB, Ýslam Kültür Merkezleri, Almanya Ýslam Merkez Konseyi ile Ýslam Konseyi'nin yer alacaðý bir kurul oluþturmayý planladýklarýný belirten Laschet, þunlarý söyledi:

 

Muhatap bulamadýk

“Muhatap kuruluþ olmamasý nedeniyle dersi bugüne kadar baþlatamadýk. Bu her þeyden önce hukuksal bir sorun oluþturdu. Bu sorunu aþmak için muhatap kuruluþ olmadýðý halde, varmýþ gibi yapacaðýz. Bunun için Okul Yasasý'nýn deðiþtirilmesi gerekiyor. Hessen ve Aþaðý Saksonya eyaletlerinin bu yönde bir yol izliyorlar. Bunlarý göz önünde bulunduruyoruz. Çalýþmalarýmýzý gelecek yýl içinde tamamlayacaðýz.”

 

Anadil önemli

Türkçe anadili derslerinin öneminin bilincinde olduklarýný belirten Uyum Bakaný Laschet, Türkçe'nin önce temel okullarda seçmeli yabancý dil olarak öðretilmeye baþlandýðýný, bunu orta okullarýn izleyeceðini söyledi. Bu alanda ailelere de görevler düþtüðünü hatýrlatan bakan, onlardan çocuklarýna iyi Almanca ve Türkçe öðretmelerini istedi. Laschet, soru üzerine çifte vatandaþlýðýn istisna bir durum olduðunu söyleyerek, Almanya'daki birinci kuþak Türkler için çifte vatandaþlýðýn düþünülebileceðini belirtti. Türklerden partisine katýlmasýný isteyen Laschet, “Türklerin sayýlarý çoðaldýkça, partiyi deðiþtirmek de kolaylaþacaktýr” dedi.

 

 

Hürriyet, 21.08.2009

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

1. Ýslam Din Dersi Zirvesi

 

http://www.hurriyet.de/_img/i/r/news/2208/2018675_230x230.jpg

 

Almanya'nýn Hessen Eyalet Adalet Bakanlýðý'nda önceki gün yapýlan "1. Ýslam Din Dersi Zirvesi"ne katýlanlar, memnun ayrýldýlar. Ýki saat süren zirveye katýlanlar, "Eþit göz hizasýnda tanýþma toplantýsý oldu. Umutlu ayrýlýyoruz. Ýki tarafta da din dersine engel yok" dediler.

 

Din dersine engel yok

 

ALMANYA'nýn Hessen Eyaleti Adalet Bakaný ve uyum sorumlusu Jörg-Uwe Hahn'ýn daveti üzerine gerçekleþen öncek gün gerçekleþtirilen "1. Ýslam Din Dersi Zirvesi"nden sonra, prensip olarak eyalet okullarýnda Ýslam din dersinin okutulmasýnýn önünde bir engel bulunmadýðý bildirildi.

Basýna kapalý olarak Eyalet Adalet Bakanlýðý binasýnda yapýlan ve iki saat süren zirveyi deðerlendiren katýlýmcýlar, toplantýdan olumlu ayrýldýklarýný belirterek, "Ayný göz hizasýnda görüþme oldu. Hükümet yetkililerinin samimi yaklaþýmý etkili bulundu. Uzun bir yolun baþlangýcýný yaptýk. Start çok iyi gerçekleþti" dediler.

Bakan da memnun

Eyalet Kültür Bakaný Dorothea Henzler'in de hazýr bulunduðu zirveden sonra bir açýklama yapan Hessen Eyaleti Adalet Bakaný ve Uyum Sorumlusu Jörg-Uwe Hahn, görüþmeden memnun kaldýðýný söyledi. Bakan Hahn, bir grubun kendisini "din birliði" olarak nitelendirmesinin muhatap kabul edilmesi için yeterli olmayacaðýný, önümüzdeki dönemde yapýlacak en önemli çalýþmanýn Ýslam Din Derslerinin verilmesi için muhatabýn aranmasý olduðunu söyledi.

Zirveye iliþkin görüþler

Prof. Dr. Ömer Özsoy (Frankfurt Üniversitesi Ýslam Dini ve Kültürü Araþtýrmalar Enstitüsü): Zirvenin bu kadar olumlu geçeceðini tahmin etmiyordum. Her iki bakanýn son derece kararlý ve samimi olduðunu memnuniyetle gördüm. Ayrýca Müslüman temsilcileri ve diðer katýlýmcýlarý da kendi aralarýnda çok uyumlu ve olgun buldum. Katýlýmcýlarýn enstitümüze olan güvenlerini dile getirmiþ olmalarýný memnuniyet verici. Bu eyalette altý yýlý aþkýn tecrübe ve birikimiyle ve 100'e yakýn öðrencisiyle bir Ýslam Araþtýrmalarý Enstitüsü'nün bulunmasý süreci hýzlandýracaktýr. Çalýþmalarýn hýzlandýrýlmasýný ve bir an önce tamamlanmasýný arzuluyoruz. Müslümanlar arasýnda fikir ayrýlýðý olmazsa din dersinin önünde bir engel yok. Anlaþmazlýðýn olacaðýný da düþünmüyorum.

 

Yýl sonunda toplanacaðýz

 

Naime Çakýr (Hessen Ýslam Forum Koordinatörü): Ýlk defa böyle toplantý düzenlendi. Müslümanlar'ýn diðer din gruplarý ile eþit seviyeye gelmeleri konusunda önemli bir toplantýydý. Böylelik Müslümanlýðý anlatacak ve içeriði aktaracak bir din dersinin adýmý atýldý. Bakanýn samimi olduðu ortada. Hepimize söz hakký verildi. Müslüman gençlere ve çocuklarýn geleceði için önemli bir giriþim olduðunu belirttim. Devletin bir cemaati muhatap almak için ne gibi kriterlerin yerine getirilmesi gereðine iþaret edildi. Biz Hessen Eyaleti'nde þanslý bir durumdayýz. Üniversitede eðitim devam ediyor, yetiþmiþ eleman var, politikacýlar istiyor. Bu yüzden þanslýyýz. Yýl sonuna kadar tekrar biraraya geleceðiz.

Fuat Kurt (Hessen DÝTÝB Eyalet Birliði Baþkaný): Beklediðimiz gibi görüþme olumlu ve olgunluk içinde geçti. Almanya'da din dersi verilmesinin belirli þartlarý var. Hükümetin Anayasaya dayanarak sunduðu bir taslak var. Hükümet tarafý kendi duruþunu açýkladý. Dernek temsilcileri kendilerini tanýtýp neler yapabileceklerini anlattýlar. DÝTÝB'in Hessen'de 80 derneðe sahip olduðunu din derslerinin verilmesine talip olduðumuzu dile getirdik. Dini cemaat olma özelliðini yerine getirdiðimizi, tabaný en geniþ teþkilat olduðumuzun altýný çizdim. Hükümet herkese eþit mesafede. Bu konuda bir görevlendirme olursa bunu seve seve diðer cemaatlerle iþbirliði içinde çalýþabileceðimizi de dile getirdik.

Yusuf Çolak (Ýslam Kültür Merkezleri Birliði): Ýlk defa bir adým atýldý. Uzun bir yola girdiðimizi düþünüyorum. Ancak start verilmiþ oldu. Muhataplarla biraraya gelindi. Ortak din dersi vermeye hazýr olduðumuzu, ancak herhangi kuruluþun ön plana çýkmasýnýn doðru olmadýðýna inandýðýmýzý dile getirdik. Ortak hareket edelim yönünde görüþ beyan ettik. Din derslerinin verilmesi için gerekli þartlarýn yerine getirebileceðimize inanýyoruz. 15 yýldýr bu talebi dile getirdik. Hessen Eyaleti'nde 28 derneðe sahibiz. Hessen Eyaleti'nde Müslümanlarýn yüzde 10'unu temsil ettiðimiz söyledik. Toplantýnýn genel olarak olumlu geçtiðine inanýyoruz. Ýyi bir baþlangýç olduðunu düþünüyorum. Yol uzun, ancak iyi baþlandý.

 

Hürriyet, 22.08.2009

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 4 Monate später...

Hessen, Ýslam dersinde kararlý

 

Hessen Uyum Bakaný Hahn, eyaletteki okullarda Ýslam din dersi verilmesi konusunda Þubat ayý içinde elle tutulur geliþmelerin olacaðýný duyurdu. Hessen Eyaleti DÝTÝB’e mesafeli duruyor.

 

ALMANYA’NIN Hessen Eyaleti’ndeki okullarda Ýslam din derslerinin baþlamasý konusunda Þubat ayý içinde önemli geliþmeler olacaðý kaydedildi. Hessen Eyaleti Uyum Bakaný ve Eyalet Baþbakan Yardýmcýsý Jörg-Uwe-Hahn, “Türk kuruluþlarýnýn yaz ya da sonbahara kadar Ýslam din derslerinin okullarda verilmesi konusunda karar vereceklerini umuyoruz” dedi. Hessen Eyalet Baþbakaný Roland Koch’un da önem verdiði Ýslam din dersleri konusunda Almanya’daki en istekli eyaletlerden biri durumuna gelen Hessen’de son aylarda bu yönde bazý toplantýlar yapýldý.

 

GÖRÜÞ ALDILAR

 

En son Almanya’nýn Wiesbaden kentinde düzenlenen uyum konferansýnda Türk kurum ve kuruluþlarýndan görüþ alýndý. Uyum Bakaný Hahn’ýn organizesinde yapýlan toplantýda Ýslam din derslerinin kimler tarafýndan nasýl verileceði sorusuna cevap aranmýþtý. Öte yandan Hessen Eyaleti Almanya’daki en önemli Ýslam çatý kuruluþlarýndan olan Diyanet Ýþleri Türk Ýslam Birliði’ne (DÝTÝB) mesafeli yaklaþýyor.

 

MESAFENÝN GEREKÇELERÝ

 

Bunun gerekçesi olarak da DÝTÝB’in genel baþkanýnýn Türkiye’den atama yoluyla gelmesi ve din görevlilerinin maaþlarýnýn devlet tarafýndan ödenmesi gibi nedenler gösteriliyor. Hessen’de Ýslam din derslerinin verilmesi konusunda kendilerinden görüþ alýnmasýný isteyen dini kuruluþlar arasýnda DÝTÝB yanýnda Ýslam Toplumu Milli Görüþ (ÝGMG) ve Ýslam Kültür Merkezleri Birliði (ÝKMB) de bulunuyor. Adý geçen bu üç kuruluþun Almanya’da çok sayýda cami derneði bulunuyor.

 

 

Sabah, 14.01.2010

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

bu "proje" sonuc itibari ile nereye varacak, allah-u alem.

lakin federal devletin mesela imam egitimi konusu ile de yakindan ilgili oldugunu biliyoruz (örnegin: osnabrück üniversitesi http://www.irp.uos.de/ - bilgiler almancadir)

 

ilginc olani filiz polat´in da (yesiller partisi) gecmiste ifade ettigi gibi, "islam din dersi"ni ortaya koyarak, türk dil dersini ise ortadan kaldiriyorlar...!

 

düsündürücü.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 1 Jahr später...
  • 4 Monate später...

Alman okullarında İslam din dersi

 

Alman anayasa´sına göre din ve devlet işleri birbirinden ayrı olmasına rağmen, alman okullarında resmi olarak din dersleri veriliyor. Bu dersler devlet ve kiliseler arasında yapılan anlalmalara göre gerçekleşiyor. Devlet din derslerini organize ediyor fakat kiliseler içeriğini ve dersi gerçekleştiriyorlar.

 

Bu din dersleri 1870´den itibaren alman okullarında veriliyor. O zamandan bugüne kadar uygulamada bir çok değişiklikler yapıldı.

 

Müslümanların demografik olarak çoğalmasıyla İslam din dersi de zamanla tartışmalarda yerini aldı. İlk başvurular 1979da gerçekleşdi. 1984´de tartışmalar hız aldı ve İslam din dersinin gerekliliği bakanlıklarda konuşuldu. 1999´da müslüman çatı kurumları İslam din dersi komisyonu kurdular. 2003´de bu komisyon İslam din dersi için mahkemeye başvurdu, fakat resmi bir din olmadıkları ve müslümanların tümünü temsil etmekdileri için red cevabı geldi.

 

Din derslerindeki amaç öğrencilere kendi dinlerini öğrenme imkanı sunmak. Bu din derslerini dinin mensupları kendileri organize ettikleri için içerikleri de dinleriyle uyum içinde oluyor. Örneğin bir müslüman öğretmen katolik din dersi veremez. Veyahut İslam diniyle uyuşmayan bir ders kitabı İslam din dersinde kullanılamaz.

 

Hristiyanlıkta kurumsal olarak kiliseler bulunduğu için din dersi sorun olmuyor. Bütün hristiyanlar her hangi bir kiliseye bağlılar. Yani kiliseler kendi ´meşrep´lerine ait olan herkesi temsil edebiliyorlar.

 

İslam dininde kurumsallaşma olmadığı için, mecburi olarak herhangi bir yere bağlanma söz konusu olmadığı için, alman devleti şimdiye kadar İslam din dersini okullara yerleştirmek mümkün olmadı. Anayasa göre resmi olarak kabul edilen ve bu bağlamda bütün ´üye´lerini temsil eden bir din, okullarda din dersi verebilir. Böyle bir yapılanma İslam´da olmadığı için – ve gerekmediği için – anayasaya göre İslam din dersi vermek mümkün değil.

 

Resmi bir din/kurum olmadığı için şimdiye kadar ara-çözümler ile idare edildi. Örneğin türkçe derslerinde İslam dini işlendi. Veya dinbilimleri, İslam bilimleri dersleri verildi. Fakat bu dersler gerçek manada din dersleri olmadığı için, içeriği İslam dini ile başdaşmaya biliyor. Halbuki yukarıda da belirttiğimiz gibi anayasaya göre din dersini dinin mensupları kendileri gerçekleştirir, öğretmenleri kendileri seçerler ve ders dinleriyle uyum içinde olmalı.

 

Başka bir sorun öğretmen eksikliği. İslam din dersini verebilecek öğretmenler yok sayıda az. Bu öğretmenler daha yeni üniversitelerde eğitiliyor.

 

Bütün bu sorunlara rağmen Kuzey Ren Vestfalya ve Aşağı Saksonya eyaletleri İslam din dersini vermekte kararlı. Her iki eyalet bunu gerçekleştirebilmek için bir taslak hazırladılar:

 

Kuzey Ren Vestfalya:

 

Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde 2012/2013 okul dönemi itibariyle resmen İslam din dersleri okullarda verilmeye başlıyor. Herhangi bir okulda 12 öğrenci ´İslam din dersi´ için başvuruda bulunduğu zaman, bu ders verilecek. Fakat öğretmen eksikliği nedeniyle İslam bilimleri olarak başlayacak, daha önceden başlamış olan yerlerde devam edecek. Başka bir alternatif ise İslam Din Dersi verebilmek için eğitmenler kurs görecekler ve din dersini verecekler. Fakat her iki alternatif de sakıncalı: Öncelikle yukarıda da belirttiğimiz gibi İslam bilimleri dersi sadece bir ara formül olabilir. Kesinlikle kalıcı olmamalı ve resmi İslam din dersine geçiş hızlandırılmalı. Öğretmenleri kurslarda yetiştirmek ise son derece yanlış. Kaliteli öğretmen yetiştirebilmek için mutlaka üniversitede İslam din dersi eğitimi almak gerekiyor. Bu eğitim bir kaç günlük kurs ile verilmez, vahim neticeler doğurur. Ayrıca 2019 senesine kadar Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde müslümanları temsil eden resmi bir kurum oluşmassa, bütün bu taslaklar yürürlükten kaldırılacak.

 

Aşağı Saksonya:

 

Aşağı Sakyonsa eyaletinde İslam din dersleri 2013/2014 okul sezonunda başlıyor. Yine 12 öğrenci okula başvurduğunda ders verilecek. Fakat İslam bilimleri dersi verilmeyecek. Sadece İslam din dersi öğretmenliği okumuş öğretmenler ile İslam din dersi verilecek. Öğretmen olabilmek için üniversitedeki eğitimin yanısıra bir de İslam din dersi heyetinden icazet almak gerekiyor. Verilen bu icazet sadece belli bir zamana kadar verilecek.

 

Müslümanlar ve cemaatler bu gelişmeleri yakından takip etmeli. Eyaletlerde farklılıklar olabileceği için gereken şartlar şimdiden hazırlanmalı. Müslüman öğrencileri ise İslam din dersi öğretmenliğine teşvik edilmeli.

 

 

Cemil Sahinöz, Moral Haber, 17.05.2012

http://www.moralhaber.net/makale/alman-okullarinda-islam-din-dersi/

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 3 Monate später...

İslam din dersine nasıl başvurabiliriz?

 

 

 

Almanya´nın Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde yeni okul döneminde resmi olarak İslam din dersi verilmeye başladı. Düzenlemeyle ilgili bir çok soru işaretleri olmasına rağmen bir başlangıcın yapılması önemliydi.

 

 

Konuyla ilgili öğrencilerin velilerinden en sık sorulan soru İslam din dersi verilmesi için ne yapmaları gerektiği. Aslında yapılması gereken çok basit. Aynı okulun 12 öğrencisi bu ders için başvurması gerekiyor. Yani veliler imza kampanyası başlatacaklar ve en az 12 öğrencinin velisinden imza alacaklar. Bu imzalar okulun rektörüne verilecek.

 

Almanca örnek bir yazı şu şekilde olabilir:

 

 

“Sehr geehrte/r Schulrektor/in,

hiermit beantragen wir den Islamischen Religionsunterricht an unserer Schule.

Name des Kindes / Klasse / Unterschrift des Erziehungsberechtigten“

 

 

Gerisini okul yönetimi ayarlaması gerekiyor. Ayrica „Islamischer Religionsunterricht“ yerine „Türkischer Muttersprachunterricht“ yazarak Türkçe dil dersi için de başvurabilirsiniz.

 

İslam din dersi öğretmeni nasıl olabilirim?

 

 

İslam din dersi öğretmeni olabilmek için üniversitede öğretmenlik okumak gerekiyor. Derslerden bir tanesini İslam din dersi olarak seçmek gerekiyor. Almanya´da bu dersi veren fakültelerin sayısı çoğalıyor.

 

 

Müslümanlar ve cemaatler bu gelişmeleri yakından takip etmeli. Gereken şartlar şimdiden hazırlanmalı. Müslüman öğrencileri ise İslam din dersi öğretmenliğine teşvik edilmeli.

 

Cemil Sahinöz, Moral Haber, 27.08.2012

 

http://www.moralhaber.net/makale/islam-din-dersine-nasil-basvurabiliriz/

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Dein Kommentar

Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.

Gast
Auf dieses Thema antworten...

×   Du hast formatierten Text eingefügt.   Formatierung jetzt entfernen

  Nur 75 Emojis sind erlaubt.

×   Dein Link wurde automatisch eingebettet.   Einbetten rückgängig machen und als Link darstellen

×   Dein vorheriger Inhalt wurde wiederhergestellt.   Editor leeren

×   Du kannst Bilder nicht direkt einfügen. Lade Bilder hoch oder lade sie von einer URL.

×
×
  • Neu erstellen...