Zum Inhalt springen
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Empfohlene Beiträge

Alman basýnýn Müslümanlara bakýþý demokratik deðil

 

Alman basýnýnýn Müslümanlarla ilgili tavrý da dikkat çeken noktalardan biri. Alman basýnýnýn Müslümanlarla ilgili konularda çoðu zaman orta yolu tutturamadýðý ve Müslümanlarýn duygularýný dikkate almadýðý görülüyor.

 

Bunun en bariz örneklerinin birini de 1995 yýlýnda Annemarie Schimmel ve Salman Rushdie isimleri etrafýnda yapýlan tartýþmalar gösterdi. Bu konuda diploma tezi hazýrlayan ve bunu daha sonra kitap haline getiren Anne Hoffmann, LIT yayýnevinde yayýnlanan “Islam in den Medien. Der publizistische Konflikt um Annemarie Schimmel” isimli kitabýnda bu tartýþmayý analiz ediyor.

 

1995 yýlýnda Alman Yayýncýlar Birliði (Börsenverein des Deutschen Buchhandels) o yýlýn barýþ ödülünü Ýslam uzmaný Annemarie Schimmel’e vereceðini açýklamýþtý. O sýralar yazdýðý Þeytan Ayetleri isimli kitabý ve hakkýnda Ýran Devrim lideri Humeyni’nin verdiði ölüm fetvasý ile Hint asýllý Ýngiliz yazar Salman Rushdie de tartýþma konularýndan birini oluþturuyordu. Alman Yayýncýlar Birliði’nin 4 Mayýs 1995 tarihinde o yýlýn ödülünü Prof. Annemarie Schimmel’e vereceðini açýklamasý üzerine ayný günün akþamýnda Alman Birinci Televizyonu ARD’nin ana haber bülteni Tagesthemen’de Annemarie Schimmel’e Salman Rusdie’nin durumunun kendisinin Ýslam’a bakýþýný deðiþtirip deðiþtirmediði sorulmuþtu.

 

Annemarie Schimmel ise bu soruya “Hayýr” cevabýný vererek þöyle devam etmiþti: “Hayýr, deðiþtirmedi. Bir cinayet tehdidi tabii ki her zaman çok vahþi bir þeydir. Ancak ben Þeytan Ayetleri kitabýnda neler yazýldýðýný öðrendiklerinde yetiþkin erkeklerin nasýl aðladýðýný gördüm. Bu da bence inananlarýn büyük kesiminin duygularýnýn rencide edilmesi adýna çok kötü bir tarzdýr ve benim bunu takdir etmem mümkün deðildir.”

 

Annemarie Schimmel’in sözleri böyle idi. Peki o yýllarda yazarýnýn maðdur ve mazlum, adeta hürriyet ve demokrasi kahramaný ilan edilen Þeytan Ayetleri’nde Müslümanlarý aðlatan neydi? Anne Hoffmann satýr aralarýnda bu sorunun da cevabýný veriyor. Batý’da düþünce özgürlüðü kahramaný maðdur yazar olarak takdim edilen ve savunulan kitabýn yazarý Salman Rushdie kitabýnda benzetme yoluyla Kabe’yi genelevi yapýyor, Kabe’yi tavaf eden Müslümanlarý genelevine girmek için genelev etrafýnda dönen müþteriler olarak gösteriyor, genelevinin içindeki fahiþeleri de Hz. Muhammed’in hanýmlarý olarak pazarlatýyor. Buna sebep olarak da Hz. Muhammed’in kadýnlarý tesettürlü olduðu için Müslümanlarýn fantazisini canlandýrdýðý ifade ediliyor. Kitapta ayrýca Hz. Peygamber’in ismi Mahound olarak gösteriliyor ki, bu da Ýngilizcede ‘my hound’u, yani benim köpeðim sözünü çaðrýþtýrýyor.

 

Annemarie Schimmel’in bu sözlerin yazarýný sanatçýnýn düþünce özgürlüðü adýna savunmamasý üzerine Alman basýnýnda ödülün verildiði ekim ayýna kadarki altý aylýk sürede hakkýnda yoðun bir tartýþma yapýldý. Anne Hoffmann çalýþmasýnda Almanya’nýn önde gelen ve ülke genelinde yayýnlanan FAZ, SZ, Die Welt, FR, taz, Bild, Die Zeit, Rheinischer Merkur ve Der Spiegel yayýn organlarýnda yayýnlanan 418 makaleyi inceledi. Bunlarýn yaklaþýk üçte ikilik kýsmý Annemarie Schimmel’i savunurken diðer bölümü ise Salman Rushdie tarafýnda yer alýyordu. Annemarie Schimmel’i savunanlarýn en çok kullandýðý gerekçe, Schimmel’in kültürler arasýnda çok önemli bir köprü olduðu yönünde. Ancak dile getirilen diðer argümanlardan hiç biri yukarýda anýlan sözleri ile Müslümanlarýn duygularýný rencide etmesine itiraz etmiyor. Rushdie’yi savunan argümanlarýn baþýnda gelen gerçekçe ise Schimmel’in Tagesthemen’de Rushdie’yi eleþtirmekle dini duygularýn rencide edilmesini cinayet çaðrýsýndan daha kötü bulduðu ve böylelikle düþünce özgürlüðü ve bunu ifade etme hakkýný inkar ettiði yönünde.

 

 

Kiliseler ve Medya

 

Almanya’da basýn konu edilirken kiliseleri de unutmamak gerekiyor. Bugün kiliseler de Alman medyasýnda önemli bir yere sahipler. Kilise vergisi olarak vatandaþlardan kesilen vergiler ile ayakta duran kiliselere önemli para girdileri saðlanýyor. 27’þer milyon civarýnda üyeleri bulunan Alman Katolik Kilisesi ve Protestan kiliselerinin yýlda 8’er milyar Euro vergi geliri var. Almanya’da bin 300 okulu olan, çok sayýda hastane, çocuk yuvasý, huzurevi gibi kurumlara sahip olan ve sosyal alanlarda Caritas ve Diakonisches Werk Almanya’nýn en büyük iþverenlerinden olan kiliseler medyada da önemli bir yer ve etkiye sahipler. Kiliseler Televizyon Denetleme Konseyi üzerinden Alman Birinci Televizyonu ARD ile Alman Ýkinci Televizyonu ZDF’nin yayýnlarý üzerinde etkiye sahipler.

 

Almanya’da sadece Katolik Kilisesi’nin 300 civarýnda yayýn organý var. Bunlarýn arasýnda haftalýk ve aylýk yayýnlar, gazeteler ve dergiler bulunuyor. Bunlarýn toplamýnýn tirajý 9 milyonu buluyor. Katolik Kilisesi’nin 1952 yýlýnda kurulan Katolik Haber Ajansý (Katholische Nachrichten-Agentur, KNA) adýnda bir haber ajansý da var. Ayný þekilde deðiþik yayýn organlarýna sahip olan Protestan Kilisesi de 1910 yýlýnda kurulmuþ olan ve böylelikle Almanya’nýn en köklü haber ajansý olan Evangelischer Presse-Dienst (epd) adýnda bir haber ajansýna sahip. Kiliseler ayrýca kamu televizyonlarýnda ve özel televizyonlarda deðiþik programlarý da sunuyorlar.

 

 

Haim Saban Alman tv piyasasýnýn dörtte birine hükmediyor

 

Alman medyasýnda önemli bir geliþme de Kirch Grubu’nun krize girmesi ile yaþandý. Adýný sahibi Leo Kirch’den alan Kirch Grubuna Sat1, DSF, Pro Sieben, Kabel1 gibi eðlence kanallarý ve haber kanalý N24 dahildi. Kirch Grubu Alman televizyon piyasasýnýn dörtte birine hakimdi. Yüzde 30’luk bir pazar payýndan sonra medya hakimiyetinden bahsediliyor. Kirch Grubu bu durumu ile geçmiþte bir çok defalar eleþtirilere konu olmuþtu. Ancak grup 2002/2003 yýllarýnda reklam gelirlerinin de gerilemesi ile krize girdi. Kirch Grubu’nun yukarýda adý geçen televizyon kanallarýnýn da dahil olduðu bu bölümünü 2003 yýlýnda tahminen 2 milyar Euro’ya satýn aldý. Böylelikle Haim Saban dünyada Amerika’dan sonra ikinci büyük televizyon piyasasý olan Almanya’da özel televizyon sektörünün büyükleri arasýnda yer almaya baþladý. 1944 yýlýnda Mýsýr’ýn Ýskenderiye þehrinde doðan ve zor þartlar altýnda büyüyen Haim Saban Ýsrail ve ABD pasaportlarýna sahip.

 

 

22.06.2004 Zaman

 

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Dein Kommentar

Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.

Gast
Auf dieses Thema antworten...

×   Du hast formatierten Text eingefügt.   Formatierung jetzt entfernen

  Nur 75 Emojis sind erlaubt.

×   Dein Link wurde automatisch eingebettet.   Einbetten rückgängig machen und als Link darstellen

×   Dein vorheriger Inhalt wurde wiederhergestellt.   Editor leeren

×   Du kannst Bilder nicht direkt einfügen. Lade Bilder hoch oder lade sie von einer URL.

×
×
  • Neu erstellen...