Zum Inhalt springen
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Empfohlene Beiträge

Yurt Kavramý, Hayvan Kesimi, Ötenazi...

 

Bu defa sorular Almanya'dan:

 

1.Almanya gibi Avrupa ülkelerinin dâru'l-harb olup olmadýðý konusu sürekli tartýþýlýyor. Bu konudaki görüþünüz nedir?

Avrupa'da bankalardan alýnan faizli kredi hakkýnda neler söylersiniz?

 

Cevap:

Dâru'l-Ýslâm, müslümanlar tarafýndan fethedilmiþ olup Ýslâm hukukuna göre yönetilen ülke demektir. Önce Ýslâm ülkesi (dâru'l-Ýslâm) olduktan sonra yeniden kâfirler tarafýndan zaptedilen veya sakinleri tarafýndan baþka bir hukukla yönetilmeye baþlanan ülkenin, "Ýslâm ülkesi olma" özelliðini kaybedip etmeyeceði ise müctehidler arasýnda tartýþma konusu olmuþtur.

Bugün Almanya ve benzeri ülkelerde yaþayan müslümanlarýn durumu, eski zamanlarda buralarda yaþayanlardan farklýdýr. Bir kere uluslararasý iliþkilerde önemli deðiþmeler olmuþ, insan haklarý ile ilgili belgelere bütün ülkeler imza koymuþlardýr. Ayrýca meselâ Almanya'da yaþayan bir Türk müslümanýn, kendi ülkesinde de Ýslâm hukukuna göre yönetim yoktur. Türkiye Almanya veya baþkalarýyla anlaþmalar yaparken Ýslâm hukukunu deðil, baþka hukuku uygulamaktadýr. Avrupa'da yaþayan Türkiyeli müslümanlarýn birçoðu bulunduðu ülkenin vatandaþlýðýna geçmiþlerdir. Müslümanýn, vatandaþý olduðu bu ülkeler, daha önce müslümanlar tarafýndan fethedilmiþ veya Ýslâm hukukunu kabûl etmiþ olmadýklarýna göre Ýslâm ülkesi olamazlar. Bir müslümanýn "küfür ülkesi"nin vatandaþý olmasý, Ýslâmî bir vatandaþlýk olmayýp, zarûret veya müslümanýn menfaati gereði yapýlmýþ bir ikili anlaþma olarak kabûl edilmelidir. Bundan sonra, Allah'ýn bildiði -bizim bilemediðimiz- bir zamana kadar müslümanlarýn, Ýslâm hukukunun uygulanmadýðý ülkelerde cemâatler olarak yaþayacaklarý anlaþýlmaktadýr. Müslüman cemâatler, insan haklarýna riâyet edilen ülkelerde din özgürlüðünden azamî derecede istifade ederek kendi kimliklerini ve menfaatlerini korumak için çaba göstereceklerdir. Bu ülkelerin kanunlarýnýn verdiði imkânlar ölçüsünde, dinlerini yaþayacak, baþkalarýna tanýtacak ve hidâyetlerine sebep olmaya çalýþacaklardýr. Bir gün Almanya Ýslâm'ý kabûl ederse orasý Ýslâm ülkesi olur. Bütün dinlerin ve inançlarýn kendi hayat tarzlarýný serbestçe yaþamalarýna imkân veren bir düzen yerleþirse, bu defa da, Medine'ye hicret edildiði zaman "Medine Vesikasý" çerçevesinde oluþturulan siyasî sisteme yakýn bir sistem oluþmuþ bulunur. Bu takdirde de müslüman olan ve olmayan guruplar, cemâatlar arasýndaki iliþkiye savaþ iliþkisi denemez, ülke de "savaþ ülkesi (dâru'l-harb)" olmaz. Böyle bir düzende guruplarýn üzerinde anlaþtýklarý hukuk kurallarý genel, cemâatlerin hukuk kurallarý da özel (kendilerine mahsus) olarak geçerli olur.

Avrupa'da bankalarda bulunan paralar yalnýzca gayr-i müslimlerin paralarý deðildir. Büyük miktarda müslümanlarýn da paralarý Avrupa bankalarýnda yatmaktadýr. Bu sebeple bankalarla yapýlan iþlemlerde müslümanlar da birbirleriyle iþlem yapmýþ olmaktadýrlar.

Ebû Hanîfe'nin bilinen ictihadý, "savaþ ülkesinde, oranýn halký ile yapýlan faizli alýþ veriþte müslümanýn kârlý çýkmasý esasýna" baðlýdýr. "Müslüman kârlý çýkacaksa bu iþlemi yapabilir" demiþtir.

Bugün Almanya vb. ülkelerde yaþayan müslümanlar ancak zarûret ve ihtiyaç bulunduðunda bankalardan faizli kredi alabilirler. Bunun örneði mesken kredisidir. Oturacak bir evi olmayan þahýs, kendine ait birikmiþ parasý da yoksa veya bununla ev almasý mümkün olmuyorsa, Alman bankalarýnýn verdiði uygun faizli krediyi alabilir, bu ihtiyaca dayalý bir izindir, ruhsattýr; ev lüks deðildir, temel ihtiyaçlardan birirdir.

 

2. Avrupa'da kesim iþlemleri þoklama yoluyla yapýlýyor. Özellikle kurban kesimi konusunda tartýþmalar yapýlýyor. Diyanet'in bu konuda fetvâsý var. Bayýltma yoluyla kurban kesimine evet diyor. Avrupa'daki müslümanlar bu konuda ne yapmalý?

 

Cevap:

Hayvaný baymak için kullanýlan usûl iki sonuçtan birini verebilir: 1. Bayma, 2. Beyin ölümü.

Eðer yapýlan iþ hayvanýn yalnýzca bayýlmasý sonucunu doðuruyorsa onu baygýn iken kesmekte bir sakýnca yoktur, bayýlmýþ hayvan kurban veya etlik olarak kesilir ve yenir.

Hislerini iptal etmek için yapýlan þey hayvanýn beynini öldürüyor, fakat kalbini ve kan dolaþýmýný durdurmuyorsa hayvan yine canlý sayýlýr ve usûlüne göre kesildiðinde yenir.

Beyni öldükten ve kalbi de durduktan sonra kesilirse murdar olur ve yenmez.

Müslümanlara göre kendileri helâl olup, Ehl-i kitap gayr-i müslimler tarafýndan bir þekilde öldürülen hayvanlarýn yenmesinin câiz olmasý, müslümanlarýn usûlüne göre kesmelerine deðil, kendi usûllerine göre kesmelerine baðlýdýr. Konu ile ilgili âyet, "Ehl-i kitabýn kestiði" demiyor, "Ehl-i kitabýn yiyeceði, yediði" diyor (Mâide, 5/5). (Bu konuda bilgi ve kaynak için benim, Helaller Haramlar isimli kitabýma bakýlabilir.

 

3. Yakýn tarihte týp dalýnda kopyalama olayý ortaya çýktý. Yaratma terimi Allah'a mahsus olduðuna göre müslümanlarýn bu konuya bakýþý nasýl olmalýdýr?

 

Cevap:

Kopyalama yaratma deðildir. Yaratma yoktan var etmedir. Allah canlý ve cansýz bütün varlýklarý yoktan ve önceden mevcût bir örneðe bakmadan, ondan yararlanmadan yaratmýþtýr. Genetik kopyalama ise mevcût, yaratýlmýþ genler üzerinde iþlemler yaparak gerçekleþtirilmektedir. Bunu yaratma ile bir ilgisi olmadýðýna göre ortada bir "ikinci yaratýcý" da yoktur.

Genetik kopyalama insanlara uygulanamaz. Hayvan ve bitkiler için ise, insanlara faydalý olmak, hiçbir þeye ve kimseye zarar vermemek kaydýyla uygulanabilir.

 

4. Geçtiðimiz ay Hollanda'da bir kanunla ötenazi (týbben yaþama umudu olmayan insanlarýn ölümlerini kolaylaþtýrma veya ölümlerine karar verme) konusunda doktorlara bir yetki verildi. Özellikle Almanya'daki kilise temsilcileri bu konuya aþýrý tepki gösterdiler. Meseleye Ýslâmî açýdan bakýldýðýnda neler söyleyebilirsiniz?

 

Cevap:

Týbben tedâvisi mümkün olmayan bir hasta, acýya ve sýkýntýya dayanamadýðý için ölmek istiyorsa veya hastanýn þuuru yerinde olmadýðý için, onun yakýnlarý hayata devam ettirilmesinin hastaya eziyet olduðu kanâatine vararak hayatýnýn sona erdirilmesini talep ediyorlarsa, bu isteðin yerine getirlebilmesi maksadýyla ne yapýlacaðýna bakmak gerekir:

a) Hastanýn ölmesini saðlayan bir müdahale, meselâ damarýndan öldürücü bir nesneyi vücûduna gönderme þeklindeki ötenazi câiz deðildir. Çünkü bu müdahale olmasaydý hasta yaþamaya devam edecekti; hap, iðne vb. verilerek yaþayan ve bir süre daha yaþayacak olan hastanýn hayatýna son verildi. Buna kimsenin hakký olamaz, hastayý öldürmek yerine acýsýný dindirmenin yollarý aranýr.

b) Kalbinin çalýþmasýný saðlayan bir âlete baðlý hasta örneðinde olduðu gibi, kendi haline býrakýldýðýnda ölecek olan hastadan âlet çekilirse onu, âleti çeken öldürmüþ olmaz, hasta tabîî olarak ölmüþ bulunur. Âletin çekilmesi, tedâvinin kesilmesi öldürmek deðildir, yaþama veya ölümü tabîî þartlara býrakmaktýr. Yaþamasýndan ve tedâvisinden ümit kesilmiþ bir hastaya yeni eziyetler vermekten ve gerçek mânâda hayat sayýlmayacak yaþantýsýný, yalnýzca süre olarak uzatnaktan baþka bir yararý olmayan tedâvi kesilebilir, âlet ve makina çekilebilir. Bu öldürmek deðil, tabîî olarak hayat veya ölüme terk etmek demektir.

Tedâvisinden ümit kesilmemiþ, iyileþmesi muhtemel bir hastanýn -bunu saðlayacaðý umulan- tedâvisini kesmek, baðlý bulunduðu makinayý çekmek câiz deðildir. Meselâ diyalize girerek yaþayan böbrek hastalarý vardýr; bunlar diyalize girmeyi terk ederek ölürlerse sorumlu olurlar.

 

Hayrettin Karaman

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Dein Kommentar

Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.

Gast
Auf dieses Thema antworten...

×   Du hast formatierten Text eingefügt.   Formatierung jetzt entfernen

  Nur 75 Emojis sind erlaubt.

×   Dein Link wurde automatisch eingebettet.   Einbetten rückgängig machen und als Link darstellen

×   Dein vorheriger Inhalt wurde wiederhergestellt.   Editor leeren

×   Du kannst Bilder nicht direkt einfügen. Lade Bilder hoch oder lade sie von einer URL.

×
×
  • Neu erstellen...