Zum Inhalt springen
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Empfohlene Beiträge

Deðerli Kardeþimiz;

 

Ýsra suresinin 32. ayetinde Cenab-ý Hak, "Sakýn zinaya yaklaþmayýn!" buyuruyor. Buradaki "yaklaþmayýn" emrinden hareketle Ýslam fýkýh alimleri insaný zinaya götürebilecek her türlü amelin yasak olduðunu ifade etmiþlerdir. Müstehcen resim veya görüntelere bakmayý da bu kategori içinde mütalaa edebiliriz. Bu sebeple bu tür resimlere bakmak caiz deðildir.

 

Çünkü bir hocamýzýn ifadesiyle bütün günahlar ve ahlâkî bozulmalar müstehcene bakýþla baþlar, bakýþýn ýsrarýyla geliþir, sonra fiilî günaha dönüþür. Üstelik gözler baktýklarýnýn resimlerini de çeker, hayal arþivinde depo eder. Nereye gitse, nerede olsa artýk çektiði bu resimler, hayal âleminde gözlerinin önündedir.

 

“Hem Kur’ân merhameten kadýnlarýn hürmetini muhafaza için hayâ perdesini takmasýný emreder. Tâ hevesât-ý rezîlenin ayaðý altýnda o þefkat madenleri zillet çekmesinler. Âlet-i hevesât ehemmiyetsiz bir metâ hükmüne geçmesinler. Medeniyet ise kadýnlarý yuvalarýndan çýkarýp perdelerini yýrtýp beþeri de baþtan çýkarmýþtýr.”1

 

Toplumin bozulmasýný netice veren sebeplerden birisi bu sözlerde ifade edildiði gibi, kadýnlarýn yuvalarýndan çýkýp ölçüsüz bir þekilde toplume karýþarak, hürmete lâyýk bir varlýk iken ehemmiyetsiz bir eþya hâline gelmesidir. Bu durumdan kadýnlar kendilerine olan hürmeti kaybettikleri gibi, toplum fertlerinin de bozulmasýna sebep olmuþlardýr.

 

Açýk saçýklýðýn baþýný alýp yürüdüðü, hayâ perdesinin ayaklar altýna alýndýðý bir zamanda, Müslümanýn vazifesi daha da aðýrlaþmakta, imanýný muhafaza için daha çok titiz davranmasý gerekmektedir. Çünkü artýk toplumimizde kadýnýn girmediði yer kalmamýþ gibidir. Çarþýda, pazarda, otobüste, vapurda, resmî dairelerde çoklukla bulunmaktadýr. Bu vaziyet karþýsýnda Müslümanýn kendisini toplumten ayrý ve uzak tutmasý, herþeyden el etek çekmesi düþünülemez. Fakat inancýnýn icabý bazý prensiplere uymak durumundadýr.

 

Ýnsanýn kendisine yabancý olan kadýnla, kadýnýn da kendisine yabancý olan erkekle münasebeti sýnýrlýdýr; belli ölçülere tâbidir. Rabbimiz mü’min erkek ve kadýnlara þöyle buyurur:

 

“Mü’min erkeklere söyle: Gözlerini bakýlmasý yasak olandan çevirsinler, mahrem yerlerini korusunlar. Bu onlarýn arýnmasýný daha iyi saðlar. Allah yaptýklarýnýzdan þüphesiz haberdardýr. Mü’min kadýnlara da söyle: Gözlerini bakýlmasý yasak olandan çevirsinler, iffetlerini korusunlar...”2

 

Bu âyetlerde açýk bir þekilde, mü’min erkeklerin kendilerine yabancý olan nâmahrem kadýnlara, kendilerine nikâhlarý düþen hanýmlara; kadýnlarýn da kendilerine yabancý olan erkeklere bakmamalarý bildirilmektedir.

 

Yasaklanan bu bakýþýn sýnýrý ve mahiyeti nedir, nasýl olacaktýr? Âyetin geçen “gözleri kapamaktan” maksat, gözleri kapatýp baþý yere eðerek yürümek, dolaþmak deðildir. Zaten bu þekilde davranmak da mümkün deðildir. Bir insan tâbiî olarak karþýlaþtýðý erkeði ve kadýný görür, bakar. Ancak burada anlatýlmak istenen husus, karþý cinse þehvetle, cinsî bir duygu besleyerek bakmaktýr. Þehvetle bakmanýn ölçüsü de, devamlý olarak birkaç sefer bakýp durmaktýr.

 

Bu ölçüyü de Resul-i Ekrem Efendimizden (a.s.m.) öðrenmekteyiz. Bu hususta Hz. Ali’ye þöyle buyurmuþlardýr:

“Yâ Ali, arka arkaya bakma! Birinci bakýþ hakkýndýr, fakat ikinci bakýþta hakkýn yoktur.”3

 

Karþý cins insanýn gözüne iliþtiði zaman,gözlerini ayýrmadan bakýp durmamalý, baþýný çevirmeli. Böylece þehvetle bakma sýnýrýna da yaklaþmamýþ olur.

 

Çünkü umumiyetle fuhþun kapýsý önce bakýþla aralanýr. Daha sonra diðer kapýlar birbirini açar. Bu sebepten zinaya açýlan ilk kapý böylece kapanmýþ sayýlýr.

 

Fahrüddin Râzi, tefsirinde Tevrat’tan þu cümleyi nakletmektedir:

 

“Harama bakýþ kalbe þehvet tohumunu eker. Her þehvet de insanda derin hüzünler doðurur.”

 

Kalbe düþen her günah tohumu, müsait zemin bulup yeþerirse insanýn mânevî hayatýný tehlikeye sokar. Bir mâneviyat büyüðü olan Zünnün Mýsrî’nin dediði gibi, “Gözleri günahlara kapamak korunmanýn en güzel yoludur.”

 

Kendisini haramdan muhafazaya çalýþan Müslümanýn durumunu da Peygamber Efendimiz þöyle anlatmaktadýr:

 

“Bir kadýnýn güzelliði bir Müslümanýn gözüne çarpar da ondan gözünü çevirirse, Cenab-ý Hak o Müslümana lezzetini kalbinde duyacaðý bir ibadet bahþeder.”4

 

Bilindiði gibi erkeðin erkeðe ve yabancý kadýnlara avret sayýlan, göstermesi haram olan yerleri müçtehidlerin ekserisinin görüþüne göre diz ile göbek arasýdýr. Kadýnýn da kendimahremleri dýþýndaki erkeklere karþý avret sayýlan, caiz olmayan yerleri el ve yüzün dýþýnda kalan vücudunun tamamýdýr.

 

Buna göre kadýnýn, bir erkeðin vücudunun, göbekle dizi arasý dýþýnda kalan yerlerine þehvetsiz olarak ve tekrar edilmeden bakmasý caizdir. Erkeðin de, kadýnýn el ve yüzüne þehvet hissi olmadýðý takdirde bakmasý helâldir. Ancak cinsî bir zevk duyarak erkeðin veya kadýnýn birbirlerinen bu kýsýmlarýna bakmalarý yasak sýnýrýna girer.

 

Ýnsan, gerek iþ hayatýnda, gerekse bazý zaruret hallerinde, kendisine yabancý olan kadýna bakabilmektedir. Yukarýda, mealini verdiðimiz âyetin tefsirinde Tefsir-i Kebir sahibi Fahrüddin Râzi, bu zaruretleri þu þekilde tasnif etmektedir:

 

* Ýnsan, evlenmeye niyet ettiði kadýnýn yüzüne ve ellerine bakabilir. Nitekim bir defasýnda Ebû Hüreyre, Peygamberimizin yanýnda bulunurken bir adam gelerek, Ensar kadýnlarýndan birisiyle evlenmek istediðini söyler. Peygamberimiz, “O kadýna baktýn mý?” diye sorunca, o zat, “Hayýr” der. Peygamberimiz tekrar, “Öyleyse git, ona bak, çünkü Ensarýn gözlerinde birþey vardýr”5 buyurur.

 

Bu hususta þehvetle de olsa bakýlabileceði kaydý zikredilmektedir.

 

* Mahkeme huzurunda, hâkimin veya þahitlerin kadýný tanýmalarý için bakmalarý, caizdir. Çünkü burada bir haksýzlýðýn giderilmesi ve bir hakkýn yerine gelmesi bahis mevzuudur.6

 

Fetevâ-yi Hindiye’de þu cümleleri görmek mümkündür:

 

“Fitne ve þehvetten korkulmadýðý takdirde kadýnýn eline ve yüzüne bakmak mubahtýr.”7

Yine el-Mühezzeb isimli eserde, “Zaruret olduðu takdirde bir tüccar, yüzü açýk bir kadýna bakabilir. Kötü bir niyet olmazsa Allah indinde mes’ul olmaz”8 denilmektedir.

 

1. Sözler, s. 381.

2. Nur Sûresi, 30-31.

3. Ebû Davud, Nikâh: 43; Tirmizi, Edeb: 28.

4. Müsned, 5: 264.

5. Müslim, Nikâh: 74.

6. et-Tefsîrü’l-Kebîr, 23: 203.

7. Fetevâ-yý Hindiyye, 5: 329.

8. el-Mühezze, 2: 34.

Mehmed Paksu Helal – Haram

 

Selam ve dua ile

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Dein Kommentar

Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.

Gast
Auf dieses Thema antworten...

×   Du hast formatierten Text eingefügt.   Formatierung jetzt entfernen

  Nur 75 Emojis sind erlaubt.

×   Dein Link wurde automatisch eingebettet.   Einbetten rückgängig machen und als Link darstellen

×   Dein vorheriger Inhalt wurde wiederhergestellt.   Editor leeren

×   Du kannst Bilder nicht direkt einfügen. Lade Bilder hoch oder lade sie von einer URL.

×
×
  • Neu erstellen...