Zum Inhalt springen
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Empfohlene Beiträge

UETD, TÜRKİYE'DEN NE KADAR ÖDENEK ALDI, NEREYE HARCADI?

 

Türkiye destekli AKP örgütü UETD “proje” gösteremiyor!

 

 

Yurtdışı Türkler Başkanlığı’nın (YTB) yurtdışındaki STK projelerine verdiği destek çerçevesinde Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’nin de 2013’te yaptığı gençlik dairesi projesi kapsamında desteklendiği bildiriliyor. Ancak UETD böyle bir proje gösteremiyor.

17 Aralık yolsuzluk soruşturması sonrası dikkatler Türkiye’deki kamu harcamalarına yöneldi. Bu arada Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın (YTB) İMECE Sivil Toplum Destekleri raporundaki bazı veriler dikkat çekti.

İMECE raporuna göre YTB 2011-2013 yılları arasında, yurtdışındaki STK’ların projelerini toplamda 33 milyon 245 bin 791,15 Lira ile desteklemiş. Bunun 4 milyon 371 bin 024.45 Lirası ise Almanya’ya ayrılmış. Almanya’da hangi STK’ların, hangi projelerine, ne kadar mali destek sunulduğunu yazılı olarak bir kaç kez sorduğumuz YTB sorularımızı cevaplamamayı tercih etti.

Rapora göre; YTB 2011-2013 yılları arasında, AK Parti’ye yakınlığı ile bilinen Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’nin (UETD) hazırladığı iddia edilen “Gençlik Daireleriyle Alakalı – Türk Aileleri Danışma e-hizmet Merkezi Projesi’ne” mali destek verdi.

Ancak konuyu sorduğumuz UETD yönetimi 2013 yılında gençlik daireleri (Jugendamt) ile ilgili yaptıkları herhangi bir proje göstermedi. Berlin’de yapıldığı iddia edilen UETD projesiyle ilgili olarak da ne basında, ne de internet arama motorlarında herhangi bir veriye ulaşılabiliyor.

Almanya’da her yıl 4 bin civarında Türk çocuğuna gençlik daireleri (Jugendamt) tarafından güvenlik gerekçesiyle ailelerinden alınıyor. Anne babasız, yetim konumunda büyüyen bu çocukların çoğu bu konuda yeterli ve gerekli altyapı kurulamadığı için kendi kültürlerinden uzakta yetişmek durumunda kalıyor.

Gençlik Daireleri ile alakalı olarak mali destek almasına rağmen proje gösteremeyen UETD’ye “proje mali desteği” sunulmuş olması akıllara “El konulan çocuklar ve aileleri için harcanması gereken kaynak başka amaçlar için mi kullanıldı?” sorusunu getiriyor.

Son bir yılda Avrupa ve Almanya’daki hızlı teşkilatlanmasıyla dikkat çeken UETD, başta Başbakan Tayyip Erdoğan olmak üzere AK Parti yöneticilerinin önemli Avrupa programlarını, Erdoğan-vatandaş buluşmalarını organize etmesi ve buluşmalara Avrupa ve Almanya’nın dört yanından otobüsler kaldırmasıyla tanınıyor.

UETD adına sorumuza cevap veren Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Kara 2013 yılı veya öncesinde gençlik daireleriyle alakalı proje veya çalışmalarıyla ilgili faaliyetlerine örnek olarak 2012 yılında Umut Yıldızı Derneği’nin UETD Genel Merkezi’ndeki sunumunu gösterdi.

Öte yandan görüşünü aldığımız Türklerin gençlik dairesi sorunlarıyla ilgili çalışmalar yapan Umut Yıldızı Derneği Başkanı Kamil Altay ise, projelerine YTB’den talep ettikleri 550 bin Euro’luk kaynağın ancak 41 bin Euro’sunu alabildiklerini belirterek “Aldığımız kaynağın yetersiz olması sebebiyle tam mesai çalışacak avukat, sosyal pedagog ve sekreterya istihdam etme düşüncemizi hayata geçiremedik. Bakıcı aile projesi dışındaki tüm projelere son vermek zorunda kaldık. Yardımlar konusunda objektif olunması gerekir. Birileri sıkıntı çekerken, başkaları eğer haksız yere çalışma yapmadan ödenek alıyorsa bu yanlıştır.” dedi.

BERLİN (ZAMAN)

21.05.2014 20:19

 

 

 

 

------------

 

 

 

 

[h=2]"SEN HANGİ YÜZYILDAN GELİYORSUN!"[/h][h=1]Hizmet Hareketi’ne iftira atan UETD yetkilisine TV’de soğuk duş![/h]

Türkiye başta olmak üzere tüm dünyada olduğu gibi Almanya’da da on binlerce mensubu olan, tamamen gönüllülük esasından hareketle ortaya koyduğu hizmetleriyle milletimizin çıkarlarını savunan ve farklı kültürlerin kaynaşmaları için çabalayan bir Camiaya sapkın bir inanış olan Scientology yaftasında bulunulması tepki çekti.

Avrupa Türk Demokratlar Birliği’nden (UETD) Remzi Aru isimli şahıs muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi için “O bir Türk Scientologu.” iftirasında bulundu. Almanya’nın önde gelen haber kanallarından Phönix’de yayınlanan “Boğaziçi’nde güçle böbürlenme- Erdoğan sistemi” programında yer alan Aru’nun farklı konularda ortaya attığı iddialar başta Yeşiller Partisi Federal Meclis milletvekili Renate Künast olmak üzere tüm katılımcılar tarafından şaşkınlıkla karşılandı. Künast, Aru’ya “Sürekli olarak tüm dünyada haksızlıklar var’la bir yere varılmaz. Siz, hangi yüzyıldan geliyorsunuz.” tepkisinde bulundu.

Başbakan Erdoğan’ın ayrıştırıcı söylemleri ile ilgili soruları geçiştiren Aru’nun sıkça “Sizler duyguların, ben ise somut verilerin adamıyım.” ifadesini kullanması başta sunucu olmak üzere tüm katılımcıları çileden çıkardı. Aru ile Künast arasında zaman zaman sert tartışmalar yapılması dikkat çekti. “Başbakan’ın AB’den uzaklaşmadığını, Suriyeli sığınmacıların Türkiye’ye alınmasıyla açıklamaya çalışan, başbakanın hedef gösterdiği medya gruplarına aynı argümanlarla saldıran, Almanya’daki makamları NSU cinayetlerini saklamakla itham eden ve Zeki Müren’in 60’lı yıllarda giydiği kadın kıyafetini ekranda göstererek Türk demokrasisinin gelişmişliğini ispat etmeye çalışan” Aru’nun zaman zaman alaya alınması da dikkatlerden kaçmadı.

YTB’den teşvik alıp proje sunamayan UETD, kendi pankartındaki projesinin adını dahi doğru yazamadı

Bu arada Yurtdışı Türkler Başkanlığı’ndan mali teşvikler alarak ortaya somut projeler sunamayan UETD, kendi pankartında yer alan ve çocuk bakım evlerini konu alan bir adresin adını dahi doğru yazamadı. Alman dilinde “Pflegeeltern” (çocuk bakımını üstelenen aileler) olarak yazılan sözcüğün “Pfelgeeltern” olarak yazılması ilgili çalışmanın ciddiyeti hakkında ipucu verir nitelikte.

OKTAY YAMAN / BERLİN (ZAMAN)

22.05.2014 16:30

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • Antworten 75
  • Erstellt
  • Letzte Antwort

Top-Benutzer in diesem Thema

[h=1]Problem haberde mi, teşvik alan UETD’de mi?[/h]Ocak 2014’de Türkiye’nin yurtdışında ne tür projeleri desteklediğini araştırırken Yurtdışı Türkler Başkanlığı’nın (YTB) internet sitesinde yer alan İMECE isimli kitabı fark ettik. 2013 yılında hazırlanan kitapçıkta 2011-2013 yılları arasında yurtdışında teşvik edilen örnek proje ve uygulamalardan bazılarına yer veriliyordu.

Tüm dünyada verilen teşviklerin yüzde 10’undan fazlasını alan Almanya’daki projelerle ilgili detay verilmese de Almanya kaynaklı projelere toplam 4 milyon 371 bin Türk Lirası teşvik verildiği ifade ediliyor, örnek proje olarak da Avrupa Türk Demokratlar Birliği (UETD)’nin Berlin Bürosunun yürüttüğü “Gençlik Daireleriyle Alakalı-Türk Aileleri Danışma e-hizmet Merkezi” projesi gösteriliyordu.

İMECE kitabında UETD Berlin’in örnek projesiyle alakalı olarak “Berlin’de 500 kişiye yönelik toplam 5 eğitim semineri düzenlenmiş, 3 bin 750 kişiye yönelik toplam 24 bilgilendirme toplantısı yapılmış, 200 adet büyük afiş, 10 bin adet el ilanı, bin adet kitapçık bastırılarak dağıtılmış ve bir internet sayfası hazırlanmıştır” ifadeleri yer alıyordu.

O dönem YTB Başkanı olan Kemal Yurtnaç’ın kitabın girişindeki sunuş yazısında ise “Elinizdeki bu kitapta 2011-2013 yılları içerisinde Başkanlığımız 73 farklı ülkedeki sivil toplum kuruluşları ile birlikte yurtdışında ve yurtiçinde gerçekleştirdiği projeler bulunuyor.” diyordu.

Fakat ne UETD’nin merkezinin bulunduğu Köln’deki ne de Berlin’deki muhabir arkadaşlar böyle bir örnek projeden haberdar değillerdi. 20 Ocak 2014 tarihinde internet üzerinde yaptığımız aramada da ne bahsedilen proje ile ilgili bir internet sayfasına rastladık, ne de kitapta bahsedilen faaliyetlerin yapıldığına dair bir habere.

Bunun üzerine önce UETD’nin Köln’de bulunan genel merkezine Koruyucu Aile ile alakalı ne tür projeler yapıldığına dair sorumuzu ilettik. UETD Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Kara’nın 24 Ocak 2014’de verdiği cevapta YTB’nin İMECE kitabında yer alan örnek projeden ve alınan mali destekten bahsedilmiyordu. UETD Merkez’in sosyal sorumluluk gereği ilgilendiği Gençlik Daireleri ile alakalı olaylardan örnek veriliyordu.

Yurtdışı Türkler Başkanlığı’na da şubat ve mart aylarında ilettiğimiz sorularımızın ilk muhatabı o zamanki başkan Kemal Yurtnaç idi. Sayın Yurtnaç ilk önce “Yurtdışı seyahatindeyim, merkeze dönünce cevap veririm” demesine rağmen soruları cevapsız bıraktı. Biz cevap beklerken şubat ayı sonunda YTB başkanı değişti. Kemal Yurtnaç’ın yerine Kudret Bülbül geldi. Sorularımızı tekrar iletmemize rağmen yine cevap gelmedi.

Bu arada yurtdışı faaliyet ve teşviklerin anlatıldığı İMECE isimli kitap da internet sitesinden kaldırıldı. Başkan değişikliği sebebiyle uzun süre beklettiğimiz sorularımıza cevaptan ümidi kesince, haberimizi “Türkiye’den destek alıyor ama proje gösteremiyor” başlığı ile 21 Mayıs 2014’de yayınladık.

Haber üzerine UETD Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Kara 22 Mayıs’ta gönderdiği e-mailde Ocak ayındaki sorulara cevap verdiğinde Berlin UETD’nin aldığı projeden haberinin olmadığını, projenin 2013’de alındığını, ilk ödemenin 2014 Şubat ayının sonlarında yapıldığını ve bir ay kadar önce başlayan projenin şu an halen uygulanmakta olduğunu bize iletti.

Yurtdışı Türkler Başkanlığı’nın (YTB) kitabında projenin 2013 öncesinde gerçekleştirildiği, yani yapılıp bitmiş olduğu ifade edilmesine rağmen UETD’nin açıklaması doğrultusunda yaptığımız araştırmada projede bahsedildiği gibi bir internet sitesinin “Türk Aileleri Danışma ve Hizmet Merkezi” adı altında Mart 2014’de kurulduğunu gördük. Projenin YTB tarafından desteklendiğinin vurgulandığı sitede hepsi 27 ve 28 Mart 2014 tarihli 6 faaliyet yer alıyordu. Bunun haricinde Koruyucu Aile hakkında detaylı bilgiler veriliyordu. Projenin tanıtımı ise önce 28 Mart 2014’de Berlin Başkonsolosu Başar Şen’in de katıldığı bir toplantı ile yapılmıştı. Projenin daha sonra bir de 26 Nisan’da Berlin Brandenburger Tor’da yapılan 23 Nisan şenliklerinde tanıtıldığı ifade ediliyordu.

Sadece “Berlin Türk” ve “Ha-ber com” internet haber sitelerinde yer alan proje açılış ve duyuru haberlerinde Proje koordinatörü Ö. Bülent Sever “5 binden fazla el ilanı ve bir o kadar da Türk bayrağı dağıttıklarını” söylüyordu.

Vaziyet böyle sevgili okurlar.

Kamu adına denetleme yapan medyanın nelere vesile olduğuna siz de şahit olmuş oluyorsunuz. Ama hala vazifemiz bitmiş değil. Bu bir örnek proje ise şimdi YTB ve UETD’nin aşağıdaki sorulara da cevap vermesi gerekiyor:

Teşvik edilen proje örneklerinin anlatıldığı kitapçık siteden niçin kaldırıldı?

Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde teşvik alan projelerin hayata geçip geçmediği kim veya hangi kurum tarafından kontrol ediliyor?

Kitapçığa göre hem ödemesi ve hem faaliyetleri 2013 yılında yapılmış görünen projenin 2014 Mart ayında başlama sebebi nedir? Diğer ülkelerde de böyle örnekler var mı?

UETD Berlin projesi için ne kadar teşvik aldı. Ne kadarı harcandı ve bu harcamalarla neler yapıldı?

Kurumlar yaptıkları örnek projeleri, örnek olması için detayları ile kamuoyuyla paylaşmaktan niçin çekinirler ki?

Mahmut Cebi, Zaman, 29.05.2014 19:26

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

[h=1]YTB’nin verdiği mali teşvikleri kim denetliyor?[/h]Bir devlet kurumu yalan beyanda bulunur mu? Hiç olmayan bir projeyi sanki yapılmış gibi detaylı olarak anlatır mı? Üstelik de bunu yayınladığı kitapta yapar mı? Yaptığı mali teşviklerin ve bunlarla alakalı projeleri anlattığı kendi kitabını Zaman’dan gelen soru üzerine kendi sitesinden kaldırır mı?

Bu soruların hepsinin cevabı ne yazık ki “evet”. Yapan da 2010 yılında kurulan Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB).

Yalan Rüzgarı misali projenin tanıtımı YTB’nin hazırladığı giriş kısmını o zamanın Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ile YTB Başkanı olan Kemal Yurtnaç’ın gülen fotoğraflarının süslediği 156 sayfalık İMECE isimli kitapta yapılıyor. 2013’ün son aylarında hazırlanan kitapta bazı ülkelerden hayata geçirilen örnek projeler tanıtılıyor. Ürettiği projelere 4 milyon 371 bin TL ile en çok teşvik alan ülke olan Almanya’nın örnek projesi ise “Gençlik Daireleriyle Alakalı-Türk Aileleri Danışma e-hizmet Merkezi”. Projenin sahibi Avrupa Türk Demokratlar Birliği (UETD), gerçekleştirileceği yer ise başkent Berlin.

Kitapta proje detaylı anlatılıyor. Detaya göre Berlin’de 500 kişiye yönelik toplam 5 eğitim semineri düzenlenmiş, 3750 kişiye yönelik toplam 24 bilgilendirme toplantısı yapılmış, 200 adet büyük afiş, 10 bin adet el ilanı, 1000 adet kitapçık bastırılarak dağıtılmış ve bir web sayfası hazırlanmıştır. Kitaptaki ifadelerde “mişli geçmiş zaman” kullanılması olayın yapılıp bittiğini belgeliyor.

Kitapta sadece proje için ne kadar ödeme yapıldığı yazmıyor. Biz de kaç aydır sormamıza rağmen hala öğrenemedik.

Aslında YTB projeyi kitabında tanıtmasa kimsenin haberi olmayacağı için ne YTB ne de UETD için hiçbir problem de çıkmayacaktı. Zaman Köln büromuzdan Ziver Ermiş ́in kitabı internetten görmesiyle problem başladı. UETD’yi ve Koruyucu Aile konusunu yakından takip eden Ermiş, “böyle örnek bir projeden benim nasıl haberim yok” deyip araştırmasıyla gerçek de (daha doğru ifadesiyle yalan) ortaya çıkmış oldu.

Ocak 2014 tarihinde yaptığımız araştırmalarda ne Köln, ne Berlin ne de internette böyle bir projeye rastlamadık. UETD’nin Köln’de bulunan merkezine Ziver Ermiş tarafından iletilen sorulara gelen cevapta da projeden hiç bahis yoktu. Son bir ümitle sorular YTB’nin Ankara’daki merkezine iletildi. Oradan cevap gelmediği gibi İMECE kitabının proje detayları ve tüm ülkelere yapılan mali teşvik miktarlarının bulunduğu kısımları internetten kaldırıldı. Sayfa sayısı iyice azalan İMECE kitabı resmen kuşa döndürüldü. Bizim sorularımız da aşılması imkansız bir sessizliğe gömüldü.

Allah’tan kitabı kopyalamıştık.

Şimdi olay YTB ile UETD arasında gidip geliyor. Hangisinin doğru konuşmadığının anlaşılması için projenin seyrinin ve ödemenin kime ne zaman yapıldığının tespit edilmesi gerekiyor. Aslında YTB elindeki belgeye bakıp hemen cevap verebilir.

Ama nedense bunu hala yapmış değil.

Bu arada olayın ortaya çıkmasıyla hayali proje de hızla gerçeğe dönüşmeye başladı. Mart 2014 sonu itibari ile startı verilen projede kitapta yazan faaliyetlerin hepsi gerçekleşmemiş olsa da en azından el broşürlerinin bir kısmı dağıtılmış, bazı ziyaretler yapılmış ve bir internet sitesi kurulmuş bulunuyor. UETD’den Başkan Yardımcısı Mehmet Kara Berlin Bürosuna ödemenin şubat 2014’de yapıldığını, kendilerinin projeyi sürdürdüklerini bunun haricindeki hususların ise kendilerini ilgilendirmediğini söylüyor.

Biz soruları YTB’ye ilettikten sonra YTB’nin başkanı da değişti. Olay eski başkan Kemal Yurtnaç zamanındaolduğuiçinolmayan bir projenin niçin yapılmış gibi anlatıldığını onun açıklaması gerekiyor. Yapılmayan projenin mali ödemesinin kime yapıldığının, herhangi birine ödeme yapılmadıysa paranın hangi kutuda beklediğinin de açıklanması gerekiyor.

Berlin’deki bu garip durum başka ülkeler için de geçerli olabilir. Bu teşvikler bizim vergilerimizden kesilip ödeniyor. Ben size bazı Avrupa ülkelerinde yapılan mali teşvik ödemelerini yazayım. “Devlet takip etmese de ben verdiğim verginin takipçisi olurum” diyen vatandaşlarımızla birlikte kontrol vazifesini yerine getirebiliriz: Almanya 4.371.024 TL, Avusturya 1.800.044 TL, Belçika 398.883 TL, Danimarka 387.963 TL, Fransa 1.072.429 TL, Hollanda 839.903 TL, İngiltere 496.465 TL, İsveç 256.516 TL, İsviçre 323.983 TL, Norveç 130.068 TL.

Teklif bizden, gayret hepimizden.

Mahmut Cebi, Zaman, 03.06.2014 18:26

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

[h=2]UETD’DEN HİZMET HAREKETİNE İFTİRA ATAN KİŞİYLE İLGİLİ AÇIKLAMA:[/h][h=1]“Remzi Aru, UETD’yi temsil etmemektedir”[/h]

Geçen haftalarda katıldığı bir Alman televizyon programında Hizmet Hareketi’ne sapkın bir inanış olan Scientology iftirasında bulunmuştu.

Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’nden (UETD) Remzi Aru isimli şahıs bu kez katıldığı bir panel programında sergilediği yaklaşımlarla tepkileri üzerine topladı.

Alaycı tavırları ve kullandığı argo kelimelerin yanısıra programda yer alan diğer kişilerin sözlerini kesen üslubuyla da büyük tepki çeken Aru’ya sert tepki gösterildi. Yine “verilerin adamı” olmakla övünen Aru’ya zaman zaman “yalan söylüyorsun” diye bağırılması da program akışında bölünmelere neden oldu.

Program sunucusunu ‘dur’ demek zorunda bırakan Remzi Aru, programda yer alan diğer bir katılımcının “En iyi bilen geçinen sensinde biz aptal mıyız!”şeklindeki sert tepkisine maruz kaldı.

Berlin Avrupa Akademisi tarafından düzenlenen “Türkiye-ayrışan bir ülke mi?” isimli program rbb radyosu tarafından da yayınlandı. Program sunucusu konuşmasına başlar başlamaz sözlü müdahalede bulunan Remzi Aru’nun sözde bağımsızlığını ispat etmek için “babasının AKP’ye muhalif olduğunu” söylemesi dikkatlerden kaçmadı.

Yaptığı açıklamalar ve gösterdiği tavırlarla spiker dâhil tüm katılımcıları çileden çıkaran Aru’ya ayrıca şu ifadelerle karşılık verildi: “Hissi konuşmak yerine objektif kalın, tarafsız konuşmuyorsunuz; herkes aptal siz en iyi bilen, en iyi analizci mi sanıyorsunuz kendinizi; kullandığınız dil ve terminoloji çocukça.”

Bu arada Zaman’a açıklamada bulunan UETD Başkan Yardımcısı Asiye Bilgin şunları belirtti: “Remzi Aru UETD’yi temsil etmemektedir. Kendisi Genel Merkez yetkilileri tarafından şahsen tanınmamaktadır. UETD yönetiminde bulunmamaktadır.Çıktığı TV programlarına kendi inisiyatifi ile çıkmıştır. Yaptığı açıklamalar hiçbir şekilde kurumumuzu bağlamaz.”

OKTAY YAMAN / BERLİN

12.06.2014 20:31, ZAMAN

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

[h=1]AK Partililer, AK Partililere karşı![/h]19 Haziran 2014 PerşembeSüleyman ÖZIŞIKsuleyman@internethaber.com

Beni takip eden kardeşlerim hatırlayacaktır. Bundan bir süre önce, "AK Parti'de büyük temizlik şart" başlıklı bir yazı yazmış, Erdoğan'ın savunduğu davaya sahip çıkmaktan aciz il başkanları ile milletvekillerini anlatmıştım.

 

Dün gece sosyal medyada olup biteni öğrenmek için gezerken gözüme bir yorum ilişti. Yorumun sahibi, "Eşlerine gözyaşı döktüren erkeklerin mekanını cehennem eyle Yarabbim" diyerek isyanını dile getiriyordu.

 

İsmini vermeyeceğim için siz tanıyamayacaksınız ama ben o yorumun sahibini tanıyorum. Yerel seçim döneminde İzmir'de bir masa etrafında otururken tanıdım onu...

 

Anlattıkları beni çok etkilemişti..

 

Eşi sol görüşlü ve AK Parti'ye sempati duymayan biri. O ise AK Parti için gecesini gündünüze katarak mücadele eden bir hanım... Bu çalışmanın karşılığında eşinden neredeyse hergün hakaretler işittiğini, hatta bazı zamanlar şiddete maruz kaldığını anlattı masadakilere o gün...

 

"Bunlar benim canımı yakmaz ve yolumdan döndürmez. İl teşkilatı bize düşman gibi davranıyor. İşte bu benim canımı çok yakıyor" derken yüzündeki çizgiler titriyordu adeta...

 

Bunu niye anlattığımı merak ediyorsunuz değil mi?

 

Çünkü en az bu hanımefendi kadar çalışmanın ödülünü ceza olarak alanlar var! AK Parti'nin içerideki sözde dava arkadaşları kadar, dışarıdaki sözde dava arkadaşlarının da Erdoğan'ı hissettirmeden bir çukura ittiğini epeydir işitiyorum da ondan yazıyorum bunları...

 

Dışarıdaki dava arkadaşları derken, gurbettekilerden bahsediyorum.

 

Nice zamandır dünyanın dört bir yanındaki ülkelerde yaşayan gurbetçilerden aynı şikayetler geliyordu. Doğrusunu isterseniz bunu, hizmet yarışı adına yaşanan bir çekişme olarak değerlendiriyordum, ama değilmiş!

 

İzin verirseniz bunu size çok çarpıcı bir örnekle anlatacağım.

 

Erdoğan'ın Almanya mitingini takip edenler iyi bilir. O gün o miting alanında RTL muhabirinin ağzına mikrofon dayadığı bir genç vardı. Muhabirin sorduğu iğrenç soruları, verdiği olağanüstü cevaplarla ağzına tıkmış ve meydandan kaçarak uzaklaşmasına neden olmuştu.

 

Araştırdığımda öğrendim ki o genç, Stuttgart UETD mensuplarından yalnızca biriymiş. Çalışmalarını uzun süre araştırdım ve parmak ısırtacak bilgilere ulaştım.

 

Mesela bu gençlerin, 17 Aralık döneminde Erdoğan'a iftira atmak için açılan,"DefneveTayyip.com" isimli siteyi ele geçirdiğini, bu site üzerinden iftira atan kişiyi bulduklarını ve tüm bilgilerin Erdoğan'a ulaştırılmak üzere AK Partili yetkililere teslim ettiği bilgisine ulaştım.

 

Daha ilginç olanı, o bilgilerin Erdoğan'a hiç ulaştırılmadığını ve bu rezil siteyi kuran kişi hakkında hiç bir işlem yapılmadığını öğrendim.

 

Bu gençlerin şimdilerde ne yaptığını merak ediyorsanız söyleyeyim!

 

Tamamı görevden alınıyor!

 

"Neden" diye soracaksanız, onu da söyleyeyim. O nedeni kendileri de bilmiyor. Rozet meraklısı, kendinden fazla öne çıkanı anında alaşağı eden menfaatçi gruplar öyle istiyor. Birileri herhalde,"Siz bizim iznimiz olmadan nasıl böyle başarılı işler yaparsınız?" demeye getiriyor.

 

Aynı sıkıntılar UETD içinde de geçerli.

 

Bir gurbetçi genç kız Erdoğan'ın Almanya'daki mitingine gidebilmek için yola çıkıyor. AK Gençlik'in UETD adına orgnize ettiği ikinci otobüsle yolculuk yaptığı için, "tarafını seç" denilerek bizzat Stuttgart kadın kolları başkanı tarafından UETD'den ihraç ediliyor.

 

Yine yazıktır ki bu sorunlar sadece Almanya'da yaşanmıyor. İsviçre, Hollanda, Belçika, Fransa, Viyana gibi ülkelerdeki şubelerden bana adeta şikayetler yağıyor.

 

Erdoğan tarafından UETD'nin başına atanan milletvekili Metin Külünk'e bu sorunlar ulaştırılıyor mu bu konuda da bilgim yok. Tüm ülkelerdeki sorunlardan haberdar olmasını elbette ki beklemiyorum. Ama görünen o ki UETD şubeleri son dönemlerde birilerinin çiftliğe çalıştığı bir yer halini almış.

 

Üstelik sorun sadece birilerinin görevden alınması da değil. Yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde yapılan çalışmalar akıl kârı değil.

 

Almanya Genelinde 7 noktada 81 sandık kurulması kararlaştırılmış. Baden-Wüttermberg eyaletinde yaklaşık 180 bin seçmen oy kullanacak. Ağır sanayi bölgesi olması nedeniyle gurbetçilerimizin çoğu Stuttgart ve çevresinde bulunuyor. Ancak gelin görün ki sandıklar Stuttgart yerine, Karlsruhe kentine kurulacak. Yani seçmenin en az olduğu bölgeye. Stuttgart'taki seçmenin oy kullanabilmesi için 80 km yol katetmesi gerekiyor anlayacağınız.

 

Bu durum, İstanbul dururken sandıkların Sakarya'ya konulmasına benziyor. Gurbetçiler bu duruma itiraz ediyor ama, YSK ve Stuttgart Başkonsolosu, "Ben böyle uygun gördüm" diyor.

 

Sıkıntıları yazmaya devam edersem, tarihin en uzun yazısına imza atan yazar olarak tarihe geçme ihtimalim yüksek. Diğer bazı Avrupa ülkelerinde de bu durum neredeyse birebir aynı.

 

Sözün özü, Avrupa'daki AK Partililer de, AK Partililere makam ve mevki için çelme takmaya başlamış! Tıpkı Türkiye'de Erdoğan'ın yanında yürüyüp ona çelme takmaya çalışan sözde dava arkadaşları gibi...

 

Umarım Metin Külünk bir an önce harekete geçer...

 

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Sayın Kamuoyuna Duyuru 26.06.2014

10 Şubat 2013 tarihinde gerçekleştirdiğimiz kongremiz sonrasında Avrupalı Türklerin bulunduğu

her yerde teşkilatımızın bulunması için Uetd Genel Merkezi olarak yoğun bir çalışma içerisinde

bulunduk. Hızlı bir teşkilatlanma gerçekleştirdik. Bu çalışmalar esnasında arzu etmesek de yer

yer bazı arkadaşlarımızın görevlerinde değişiklik yapma gereği hasıl oldu.

Son dönemde değişikliğe gittiğimiz yerlerden bir tanesi UETD Hessen Bölgesi, bir diğeri de

UETD Bavyera Bölgesidir.

Uetd Bavyerada Sn. Abdullah Sarıaltın’a Bölge başkanı olarak bundan sonra kendisi ile

çalışılmayacağı tebliğ edildi ve yerine vekaleten Uetd Bavyera Bölge Sekreteri Sn. Mehmet

Akkoç’a görev verildi. Bundan sonra Bavyera’da Uetd’yi temsil makamındaki kişi yeni kongre

yapılıncaya kadar Sn. Mehmet Akkoç’tur. Sn. Abdullah Sarıaltın’a bugüne kadarki emekleri ve

çalışmaları için teşekkür ediyor, bundan sonraki çalışmalarında başarılar diliyoruz.

Uetd Hessen Bölgesinde de Sn. Muhsin Şenol’a bundan sonra kendisi ile beraber çalışma

arzusunda olmadığımız tebliğ edildi. Yine Hessen Bölge Yönetiminde de Genel Merkezimizin

vermiş olduğu karara riayet etmeyen Bölge Yönetim Kurulu üyelerinin de görevlerine

tarafımızca son verildi ve Hessen Bölge Yönetimi tümüyle feshedildi. Hem Uetd Hessen eski

Bölge Başkanımız Muhsin Şenol beye hem de Uetd Hessen eski Bölge Yürütme Kurulu üyelerine

bugüne kadarki emekleri için teşekkür ediyor, çalışmalarında başarılar diliyoruz. Bu bölgemizde

de halihazırda başlamış olan çalışmalar neticesinde en kısa sürede beraber yol yürüyeceğimiz

arkadaşlarımız kamuoyunun bilgisine sunulacaktır. Bu çalışmalar neticesinde muhakkak ki

Hessen eski Bölge Yönetim Kurulu üyesi arkadaşlarımızdan da istifade edilecektir. Değerli

kamuoyuna yukarıda adı geçen eski çalışma arkadaşlarımızın Uetd’yi hiçbir şekilde temsil

makamında olmadıkları bilgisini vermeyi görev addediyoruz.

Kamuoyuna saygı ile arzolunur.

Süleyman Çelik

Genel Başkan

Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD)

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

[h=1]AK Parti'yi kötü günler bekliyor![/h]02 Temmuz 2014 ÇarşambaSüleyman ÖZIŞIKsuleyman@internethaber.com

Son 5 yıl içinde iktidarı devirmek için sergilenen her kumpastan sonra aynı şeyi söyledim. "Bu millet bahtının ipini bir kez yakaladı ve bir daha bırakmaya hiç niyetli değil" dedim her seferinde...

 

Özellikle gezi ayaklanmasıyla başlayan, 17 ve 25 Aralık darbe planıyla devam eden süreçte halkın o ipe nasıl sıkı sıkıya sarıldığını hepimiz gördük, yaşadık.

 

Darbelerin mimarları bile, "Erdoğan'ın yerinde kim olsaydı savrulup giderdi" diyerek Erdoğan'ın çelik iradesine vurgu yapmadan edemiyor artık.

 

Bugün geriye dönüp baktığımızda, Erdoğan'ın 1994 yılından beri binbir türlü haksızlığa ve çileye maruz bırakıldığını görüyoruz.

 

Kendisine haksızlık edenleri 12 yıl boyunca hergün, her saat cezalandırdı! Bu cezayı iktidarda kalarak ve daima yükselerek kesti. Tüm karalamalara rağmen, milletin gönlünden ve gözünden düşmeyerek kendisini alaşağı etmek isteyenlere cehennem azabı çektirdi.

 

Siyasi kariyerine tecavüz etmek isteyen kaç kişiyi hadım edilmiş olarak geri gönderdi, sayısını unuttuk.

 

Ne yaptılarsa olmadı...

 

Kendilerinde mevcut olan bütün çirkinlikleri O'na tevcih ettiler. Ancak yaptıkları bir süre sonra maskaralıktan öteye geçmedi. Allah onları yine kendi elleriyle, kendi dilleriyle rezil etti ama bunu anlamadılar.

 

12 yıl boyunca kendinden aşağıdakiler tarafından aşağılanan halkın geniş kesimi bile sırf Erdoğan'a oy verdiği için türlü hakaretlere maruz bırakıldı.

 

Kendileri gibi düşünmeyen, rezilce fikirlerine katılmayan, farklı düşünen herkesi "yandaş, yalaka, koyun, köylü, çoban" diyerek aşağıladılar. Gurur duydukları bir lider bulamadıkları için, liderlerinin ardından gururla yürüyen halka demediklerini bırakmadılar.

 

O lider şimdi gözünü Çankaya'ya dikmiş, öfkesi kabarık, milli duyguları sönük kesimi birkez daha cezalandırmaya hazırlanıyor. Üstelik bu kez daha önce yapılmayanı yaparak, halkın oylarıyla o makama oturmayı hedefliyor.

 

Dün neredeyse tamamı siyasi kimliğe sahip 5 bin kişinin tıkabasa doldurduğu o salondaydım. Yüzlerce gazetecinin arasında, o kararın açıklanacağı anı çıplak gözlerle izlemek istedim.

 

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in "Cumhurbaşkanı adayımız, Başbakanımız ve Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dır" demesinin ardından salondaki uğultu görülmeye değerdi.

 

Veda konuşması yaparken salonda ağlayanları, hıçkırıklara boğulanları gördüm.

 

Bir seçmen kitlesi düşünün ki, hem liderini Çankaya koltuğuna oturtmak için yeminler ediyor, hem de Başbakanlık koltuğunu bıraktığı için ağlıyor.

 

Erdoğan konuşmasında sık sık kendisinin gelip geçici olduğunu ve önemli olan şeyin dava olduğunu vurgulayıp durdu.

 

Ben Erdoğan'ın sözlerinde parti içi bir çekişmenin yaşanabileceği endişesi gördüm. Zaten bu çekişmenin emarelerini de epey zamandır hissediyorduk. Erdoğan'ın baş danışmanlığını yapan Yalçın Akdoğan'ın, kendi yaşı kadar bu davaya hizmet eden Bülent Arınç'ı hedef alan sözlerinin temelinde bu çekişme yatıyor.

 

Herşeyin tatlı dille çözülebileceğini tavsiye eden danışman kadrolarının türlü ayak oyunlarıyla bertaraf edilmesinin nedeni de işte bu çekişme ve üzülerek görüyorum ki bu çekişme devam ederse Erdoğan'sız AK Parti'yi kötü günler bekliyor.

 

Erdoğan ve Türkiye'nin en büyük şansı galiba, çevresini saran sonradan gelme danışman kadrosundan kurtulmak olacak. Eğer bu parti Bülent Arınç gibi mülayim bir adamı bile çileden çıkaran bu "gereksiz şahinler"e bırakılırsa AK Parti'nin ANAP gibi günden güne eridiğine şahit olacağız.

 

Mesele sadece bu danışman kadrosu değil elbet...

 

Aylardır AK Parti'nin yurtiçi ve yurt dışındaki temsilciliklerinde yaşanan sıkıntılarını dile getirmeye çalışıyorum. Teşkilatlardan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu teşkilatlarda yeni bir yapılanmaya gitti ve sorunlu bazı bölgele yöneticilerini görevden aldı.

 

Dün kendisiyle ayaküstü sohbet etme imkanı bulduk. Bana gelen ve sayısı binleri bulan şikayet mesajlarından bahsettim. Anladım ki bana gelen mesajlar kadar kendisine ulaşan şikayetler de var. Kurulan bir ekibin o şikayet mesajlarını titizlikle incelediğini ve gerekli araştırmaların yapıldığını söyledi.

 

Eğer buralara ciddi anlamda neşter atılmazsa, bu sıkıntının yakın zamanda partinin genel sıkıntısı haline dönüşeceğini göreceğiz.

 

Yurt içindeki sıkıntılar kadar yurt dışındaki sıkıntılar da doruk noktaya ulaşmış durumda maalesef... Beni takip eden kardeşlerim, bir süre önce kısa adı UETD olan Avrupalı Türk Demokratlar Birliği hakkında gelen şikayetlere yer verdiğimi hatırlayacaktır.

 

O yazılardan sonra yaşananlar, UETD'deki sıkıntıları yazmakta ne kadar haklı olduğumu birkez daha ortaya koydu.

 

Nedeni anlatayım!

 

Bir kurum düşünün ki bazı bölge temsilcilerini görevden alıyor ama, bu kişileri görevden aldığını gazete ilanıyla duyuruyor. Görevden alınanlar da bu kararı gazete ilanı sayesinde öğreniyor! Kendilerine ayrıca bir tebligat falan gitmiyor!

 

Bir kurum düşünün ki yetkilileri suskun, ama yetkisiz olanları sahte mailler üzerinden "Sen niye bunları yazdın" diyerek bana hakaretler yağdırıyor.

 

Kurumun başındaki isim olan UETD Genel Başkanı Süleyman Çelik bu sırada ne yapıyor dersiniz? Bana gönderdiği mesajında, "Başbakan Viyana ziyareti sırasında sizinle görüşmem için bana talimat verdi. Haftaya sizinle görüşmek üzere İstanbul'a geliyorum" diyor ama, iki haftadır kendisinden ses seda çıkmıyor!

 

Koskoca Almanya'da bugüne dek sadece ama sadece 50 bin kişi Cumhurbaşkanlığı seçiminde nasıl oy kullanacağına dair sorgulama yapmış. Bu sıkıntıyı gidermek için çalışması gerekenler, tam da dereyi geçerken at değiştirme telaşına düşmüş.

 

Kısacası partinin genel merkezinden, teşkilatlarından ve yurt dışındaki temsilciliklerine kadar herkeste bir kamak hastalığı oluşmuş.

 

Erdoğan bu açıkların tamamını varlığıyla bertaraf edebiliyordu ama, artık olmayacağına göre yakında ciddi dağılmalar yaşanması muhtemel görünüyor. Umarım ve dilerim ki birileri bana laf yetiştirmek yerine gerekeni yapar. Yoksa yakın zamanda bu kraldan çok kralcılar ne oturacak bir taht bulur, ne de takacak bir taç!

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Metin Külünk ve UETD

 

 

Ak Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk bitmez tüzenmez çalışma gayretiyle bilinir. Kendisi gerçektende bugün Avrupa´nın bir köşesindeyse yarın tam öbür ucunda olabiliyor. Kendisinde adeta yorulmak diye birşey gözükmüyor.

 

Böyle olmasına rağmen Metin Külünk, Ak Parti´nin Avrupa´daki derneği olan UETD´yı hata üzerine hata yaparak uçuruma dönüştürmekte. Bunu anlayabilmek için 2011´e gidelim.

 

Külünk aktif olarak 2011´den beri UETD´nin Ak Parti sorumlusu. Bundan dolayı sürekli Avrupa´da – özellikle UETD´nin merkezi olan Almanya´da – bulunuyor. O dönem UETD´de yavaş yavaş değişiklikler oluyor. UETD´de hareket başlıyor. Fakat aynı zamanda o günlerin UETD Başkanı Ankara´dan eleştirilmeye başlanıyor ve genel olarak UETD´ye Ankara´dan „Başarısız bir proje“ deniliyor. Bunlar olurken Külünk´ün çok yakın bir dostu UETD´ye alınıyor. Hem de başkan yardımcısı olarak.

 

Aradan bir sene geçiyor. Başbakan Erdoğan UETD´nin kökünden değişmesini istiyor. Yönetim değişecek, merkez değişecek, logo değişecek, heryerde teşkilatlanılacak ve Avrupa´nın tüm başkentlerinde UETD merkezleri açılacak. O dönem Başbakan Berlin´e geldiğinde UETD yönetimiyle de görüşüyor ve o zamanın UETD Başkanı´nın kalemi kırılıyor.

 

Yeni yönetim kurulması amacıyla Metin Külünk Avrupa´dan 40 kişi belirliyor. Bu 40 kişi 2012/2013 yılbaşında Başbakan Erdoğan ile görüşmek amacıyla Ankara´ya çağırılıyor. (Not: Bu 40 kişiden birisi de bendim. Şahsi nedenlerden dolayı gitmedim. Bildiğim kadarıyla benimle beraber bir bayan daha gitmedi. Yani davet edilen 40 kişiden 38 kişi katılmış).

 

Ocak 2013´de Başbakan ile görüşüldükten sonra yeni UETD Başkanı belirleniyor. Yeni başkan Metin Külünk´ün en yakın dostu olacak. Ardından yeni yönetim oluşturulmaya başlanıyor. (Not: Bana da görev teklif ediliyor, yine şahsi sebeblerden dolayı kabul etmiyorum; Not 2: Sadece üç kişiye UETD’de maaşlı görev teklif edildiyor. Onlardan birisi de bendim.) Fakat bu arada bazı inanılmaz çirkin olaylar yaşanıyor. Onları burada kaleme almak istemiyorum. Netice olarak başkanın seçileceği genel kurula 19 saat kala başkan olması gereken kişi geri çekiliyor. Apar topar yeni başkan aranıyor. Ve bir kaç saat içerisinde şuan başkanlık yapan kişi bulunuyor.

 

Metin Külünk ve UETD Başkanları arasındaki ilişkiye bakarsak, durumu daha iyi analiz edebiliriz. Metin Külünk´ün UETD´ye katıldığı günlerdeki başkan´a Külünk´ün sözü geçmiyordu. Başkan kendisini haklı olarak başkan olarak görüyordu. Külünk gayri resmi başkanlık yapamıyordu. UETD´ye sonradan geldiği için o gözle bakılıyordu kendisine. Ardından başkanlık görevine getirilmesi istenilen kişi Külünk sayesinde UETD´ye katılan yakın dostuydu. O da olamayınca yine Külünk´ün sözünü dinleyecek, başkan olmasına rağmen başkan yardımcısı gibi hareket edecek birisi lazımdı. Ve nitekimde bulunmuştu.

 

Bu siyasi oyunlardan sonra hatalar devam etti.

 

Yukarıda da bahsettiğim gibi Başbakan Erdogan UETD´yi kökten değiştirmek istiyordu. Bu süreçte merkez ve logo değiştirilmedi, fakat Almanya´nın her yerinde teşkilatlanmaya gidildi. İşte en büyük hatalar da burada yapıldı.

Gayri resmi başkan olan Metin Külünk UETD´deki konumunu güçlendirdi. UETD´deki bir çok kişi ile ters düştü. İstenilmeyen adamları UETD´ye aldı. Özellikle milletvekili olma hevesiyle UETD´ye katılanlar sayesinde UETD´nin havası da değişmeye başladı. (Bir not daha: Bunların hiç biri gelecek seçimde milletvekili adayı dahi olamayacaklar, ama maalesef bu düşüncemize inanmak istemiyorlar.)

 

Kanaatimce UETD´nin teşkilatlanmasında yapılan en büyük hatalar şunlar:

 

1. Her köyde UETD olsun diye çok hızlı ve kontrolsüz bir şekilde teşkilatlanıldı.

2. O kadar hızlı teşkilatlanma olduki merkezin bile haberi olmayan UETD´liler ortaya çıktı. „Ben şuranın UETD Başkanıyım, ben şuranın sorumlusuyum“ diyenler çıktı. Ortalık bayağı karıştı.

3. Bölgelerdeki göreve getirilen insanlarda da hatalar yapıldı. Öncelikle „Ben Ak Partiliyim“ diyen herkes UETD teşkilatında göreve alındı. Kaliteye değil sayıya önem verildi. Bir çok teşkilat küçük köylerde dahi yönetime 40 (!) adam almaya çalıştı.

4. Görev verilirken özellikle zaten camilerde görevli olan elemanlar arandı. Bu ise yine başlı başına bir hataydı.

 

Gidişata bakılırsa Metin Külünk UETD projesini başarıya ulaştıramadı. Heryerde sayısal olarak UETD teşkilatlandı fakat kalite olarak birşey ortaya koyulamadı. Siyasi oyunlar sebebiyle UETD merkezinde bulunan kaliteli elemanlar da arada kaldı.

 

Bunu cumhurbaşkanlığı seçiminde de göreceğiz. Acizane yaptığım hesaplara göre Almanya´dan katılım çok düşük olacak. %7,8 olacak diye tahmin ediyorum. Öyle bekledikleri gibi asla ve asla %20 olmayacak.

 

Geçmiş olan yerel seçim, gelecek olan cumhurbaşkanlığı seçimi ve 2015´deki genel seçimlere kadar UETD bu şekilde devam edecektir. Seçim esnasında büyük değişimler olmayacaktır. Fakat 2015´den sonra UETD duraklamaya gidecek ve özeleştiri yapma gereği duyacaktır. Umarız o gün bu satırlar hatırlanır.

 

 

 

Cemil Şahinöz

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

[h=1]Diyanet camilerinin siyasallaşmasına değdi mi?[/h]Adam yıllarca hırsızlık yapmış. Fakat çaldığı paraların önemli kısmı ile fakirlere iyilik yapmış, onları sevindirmiş. Yaşlanıp elden ayaktan düşünce, muhasebe yapmaya başlamış. “Bunca yıl hırsızlık yapıp günaha girdim. Fakat fakirlere de iyilik yaptım, buradan da sevap kazandım. Acaba dinen durumum nedir?” diye meraklanmış.

Araştırmalarıyla cevap bulamayınca konuya Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ayarında bir alime danışmış. Alim şahsı dinlemiş. Durumunu incelemiş. Netice olarak şahsa şunu söylemiş: “Yaptığın iyilikler yaptığın kötülükleri dengelemiş. İnşallah başa baş gibi görünüyorsun. Fakat boşu boşuna kendine eziyet etmişsin ve üstelik adını hırsıza çıkarmışsın.”

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne bağlı (DİTİB) bağlı bir cami imamı ile sohbet ediliyor. Okullar kapanmasına rağmen niçin izine gitmediği soruluyor. Şahsın verdiği cevap şöyle: “Şu an cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Bizden izini bir ay ertelememizi istediler. Yardımcı olmaya çalışıyoruz.” Kime yardımcı oluyorsunuz sorusunu ise ayıp olmasın diye kendimize saklıyoruz.

Bir başka imamla sohbet ediliyor. İmam camilerin siyasilerin yol geçen hanına dönmesinden şikayetçi. Halini şu dertli cümlelerle anlatıyor: “UETD ekibi AK Partili siyasileri gezdiriyor. Bizim camiye de geldiler. Cemaate hitap etmek istediler. Din Ataşesini aradım ‘Böyle bir durum var ne yapayım’ diye sordum. O da bana ‘yardımcı ol’ dedi. Yapacak başka bir şey yok. Artık gelen gidene ses çıkarmıyorum.”

Avrupa’da cumhurbaşkanlığı seçimi rüzgarı esmeye başladığından beri DİTİB camileri her siyasinin değil, sadece AKP’li bakanların ve milletvekillerinin uğrak yeri haline geldi. Olay o kadar rutinleşti ki aziz milletimiz bile durumu kanıksadı. Siyasetle asla buluşmaması gereken camiler ve lokalleri siyaset kazanının en güçlü şekilde kaynadığı parti il bürolarına dönüştü.

Başbakan Tayyip Erdoğan adına Almanya’da ve Avrupa’nın diğer ülkelerinde siyasi propaganda yapan, “Tayyip Erdoğan gelince Türkiye’de vesayet bitecek” söylemini seslendiren Avrupa Türk Demokratlar Birliği en güçlü etkinliklerini DİTİB camilerinde ve lokallerinde yapıyor. Bir cemaati olmayan ve halk tabanı da bulunmayan UETD’nin Başbakan Erdoğan’ın veya onun Avrupa valisi gibi hareket eden temsilcisi İstanbul Milletvekili Metin Külünk’ün etkinlik taleplerini karşılamak için başka çaresi de yok.

Tabii ki sadece UETD bu durumda değil. Emir yukarıdan gelince de neticede devlet memuru olan DİTİB mensupları veya dini ataşeler de hayır deme şansını bulamıyorlar.

Neticede ne oldu peki. Cami endeksli bunca siyasi faaliyete, “kimlik kartınızı getirin biz başvurunuzu yaparız” çağrılarına karşılık Almanya’da oy kullanmak için randevu alanların sayısı sadece 92 bin 92 kişi oldu. Yani Almanya’daki toplam seçmen sayısının sadece yüzde 7’si. “Camileri siyasallaştırmayın” endeksli bunca şikayeti göze alıp gerçekleştirilen faaliyetler sonrası DİTİB camilerinden ancak 100 kişiden 7’sine ulaşılmış oldu. Tabii ki bu da en iyi ihtimal. 92 bin kişi içinden kaç kişinin camilerden bağımsız başvuru yaptığını bilmemiz mümkün değil.

Yüzde 2 veya 3’ün kendi kendine randevu başvurusu yaptığını düşünürsek DİTİB’in ağırlığı iyice aşağılara iniyor. Bu durum da bana yukarıdaki fıkrayı hatırlattı. Orjinali tam öyle değil. Diyanet’in tavrına uygun düşsün diye, ben de fıkrayı siyasallaştırıp günümüze uyarladım. Artık uysa da uymasa da uyarlamak moda oldu. Biz de modaya uyduk.

Şimdi hem Diyanet İşleri Başkanı sayın Mehmet Görmez’e hem de DİTİB Almanya ve Fransa Başkanı sayın İzzet Er’e “Bu oran camileri siyasallaştırmanıza değdi mi?” diye sormak istiyorum. Yarın bir gün Türkiye’de iktidar değişince yeni iktidarın milletvekilleri de gelip sizlerden “Biz de aynısını istiyoruz?” dedikleri zaman ne diyeceksiniz?

En kötüsü ise buluşma mekanları olan camilerimizin bu süreçte ayrışma mekanı hallerine dönüşme emareleri göstermeye başlamasına “değdi mi?”

AK Parti tecrübesi ile Türkiye ve bilhassa müslümanlar çok şeyler öğreniyorlar. Doğruları ve yanlışları oldukça bol olan bu tecrübe inşallah hayırlara vesile olacak.

ZAMAN, 03.08.2014 20:30

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

[h=1]AKP'den 'kirlendik' istifası[/h]

13 Kas 2014 16:03 Samanyolu Haber[h=2]AKP'nin Avrupa örgütü UETD'den 'AKP kirlendi' deyip istifa ettiler.[/h]

AKP’nin Avrupa örgütü olan UETD’nin Friedberg-Wettereu Teşkilatı Yönetim Kurulu, “Tertemiz inancımızı, gittikçe kirlenen bir mecrada daha fazla tutmak istemiyoruz” deyip istifa etti. AKP’nin Avrupa örgütlenmesi olan UETD’den “kirlendiniz” istifası geldi.

Daha önce yaşanan görevden almalara şimdi de istifalar eklenirken, eyaletteki en etkin örgütlerden biri olan UETD Friedberg- Wetterau örgütü Yönetim Kurulu toptan istifa ettiğini açıkladı. İstifa kararı da uzun bir mektupla genel merkeze bildirildi.

Şimdiye kadar özveriyle çalıştıklarını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın zamanında atmış olduğu temellere uyduklarını belirten Yönetim Kurulu, istifa açıklamasında genel merkezi hedef gösterdi.

İÇ SAVAŞ ÇIKTI

Açıklamada, “Lakin, teşkilat içerisinde bir takım ince hesaplar, ortaya çıkan potansiyeli sahiplenmeye ve şahsi durumları doğrultusunda değerlendirmek isteyen planlar, menfaatlerin ve ahbap-çavuş ilişkilerininortaya cıkardığı anlamsız ve gereksiz bir ‘İç Savaş’ başgöstermistir. Merkezimizin bazı bölgelerde ve bazi şubelerde keyfiyetle insanları görevinden uzaklaştırmaları, dayatmaları, emrivakileri ve bir çok çirkin dedikoduyu çıkarmıştır. Bizler, merkezden kaynaklanan bu tür gelişmelerin karşısında durup gerekli tavrı sergilemişizdir” denildi. Açıklamada, “Otoritenin sorgulanmazlığı”na artık geçit vermeyeceklerini belirten Yönetim Kurulu, bu iç savaşa alet olmadıklarını belirterek, açıklamasını şöyle sürdürdü:

KİRLENEN MECRA

“Bizler, UETD Friedberg Wetterau Yönetim Kurulu olarak, teşkilattaki son gelişmelerden dolayı rahatsız olup, tüm yönetim ekibi olarak istifa ettik.Bizler ülkemizi, milletimizi ve devletimizi sevmek onu her alanda her şekilde korumak görevini kendimize zaten bir var olma sebebi bildiğimizden, bu denli tertemiz bir inancı gittikçe kirlenmeye başlayan bir mecrada daha fazla tutmak istememişizdir.” İstifa mektubuna, UETD Friedberg- Wetterau e.V. Şube Başkanı Yaşar Çırak, sekreter Namuk Çeribaşı, Teşkilatlanma Başkanı Murat Karamus, Medya Tanıtım Başkanı Mesut Demir imza attı.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

[h=2]UETD'DE İÇ SAVAŞ MI BAŞLADI?[/h][h=1]AKP’nin Almanya lobisi UETD’de toplu istifa![/h]

Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) Hessen Friedberg Wetterau teşkilatında toplu istifalar yaşandı. İstifa dilekçesinde, Hessen bölgesinde yaşanan gelişmeler gerekçe gösterilerek, “çalışan hatta çok çalışan bir yönetimin komple bir şekilde ve geçerli bir sebep sunulmadan görev dışı bırakıldığı” ileri sürüldü. Ayrıca, şaibeli şahısların yeni kadroda çıkardığı iç savaş, dedikodu, görevden uzaklaştırma, dayatmaya yer verildi.

Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) Hessen Friedberg Wetterau teşkilatında yaşanan toplu istifalar şok etkisi oluşturdu.

Friedberg Wetterau Şube Yönetimi’nin Köln genel merkezine gönderdiği dilekçede, “Şaibelerin ve şaibeli insanların emrivakileri ile hareket ettirilmeye çalışılan teşkilatımızda gidişatı çokta iç açıcı bulmuyoruz, bu durumun bize ve sorumlu olduğumuz çevremize zaman içerisinde zarar vereceği kanaatindeyiz.” ifadeleri yer aldı.

UETD Friedberg Wetterau Şube Başkanı Yaşar Çırak’ın sunduğu dilekçede UETD yönetimine ağır suçlamalarda bulunuldu.

Çırak, “bölgelerde kırılmalar, istifalar, dağılmalar yaşandığını” belirterek şöyle devam etti: “Hessen bölgesinde son zamanlardaki gelişmeler, çalışan hatta çok çalışan bir yönetimin komple bir şekilde ve geçerli bir sebep sunmadan görev dışı bırakılması, insanların zan altında kalmaları yeni oluşturulan kadro ve kadroların birçok şaibeye açık olmaları bunun yanında geçmişinde birçok şaibesi olan şahısların teşkilat içerisinde konuşlanmaları, bizlerin düşüncesi sorulmadan yeni atamaların yapılması, çalışma arkadaşlarımızın başkaları tarafından belirlenmeye çalışılması, otoriter bir yapıya doğru gidilmesi, her ne kadar teşkilatçılık anlayışının hâkim olduğunu kabul etsek de insani değerler açısından bizlerin olaya bir gönül hoşluğu anlamında da olsa sürece dâhil edilmememiz ve benzeri durumlar bizleri rahatsız etmiştir.”

İstifa dilekçesinde ayrıca şu sitemde bulunuldu: “Biz teşkilatta hiçbir zaman kişisel çıkarlar, koltuk veya topluma nüfus etme kaygısı taşımadan hizmeti esas bildik.” Bugüne kadar UETD içinde “canla başla çalıştıklarını, fedakârlıklar yaptıklarını” ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın geçmiş yıllarda attığı temellerde “izinden gitmeyi ilke edinerek çalıştıklarını” kaydeden Yönetim Kurulu, “Bir takım istem dışı gelişmeler bizim bu şevkimizi, bu anlayışımızı kırmış bulunmakla birlikte beraber davaya olan inancımızı da yeniden sorgulama gereği duyurmuştur.” dedi.

“ÇİRKİN DEDİKODULARLA BİR İÇ SAVAŞ ÇIKARILDI”

Açıklamada ayrıca, “Lakin teşkilat içerisinde bir takım ince hesaplar, ortaya çıkan potansiyeli sahiplenmeye ve şahsi durumları doğrultusunda değerlendirmek isteyen planlar, menfaatlerin ve ahbap-çavuş ilişkilerinin ortaya çıkardığı anlamsız ve gereksiz bir ‘iç savaş’ baş göstermiştir. Merkezimizin bazı bölgelerde ve bazı şubelerde keyfi olarak insanları görevinden uzaklaştırmaları, dayatmaları, emrivakileri ve birçok çirkin dedikoduyu çıkarmıştır. Bizler, millete ve devlete sadakatini yaşamın her alanında bir karşılık beklemeden ortaya koyan ve bunun mücadelesini veren insanlar olarak, merkezden kaynaklanan bu tür gelişmelerin karşısında durup gerekli tavrı sergilemişizdir. Ancak ‘otoritenin sorgulanmazlığı’ gibi kavramlarla ortaya çıkan yanlışları tek bir kelimeyle geçiştirmek isteyen anlayışa da geçit vermemişizdir.” denildi.

OKTAY YAMAN / BERLİN

14.11.2014 12:44, ZAMAN

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

[h=2]AKP'de muta skandalı[/h]Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD), AKP’nin Avrupa ayağı olarak seçimler öncesi çalışmalarını hızlandırdı. Ancak, sorunları da bitmek bilmiyor. Friedberg-Wetterau teşkilatının istifasının ardından bu kez kavga Köln’de çıktı. UETD kadın kolları üyesinin, başka bir kadının kocasını elinden alıp muta nikahı kıyması, büyük olay oldu.

“YUVA YIKIYORSUNUZ”

 

AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Seçim İşleri Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop’un da önceki günkü katıldığı toplantıda, bir kadın ayağa fırlayıp “Bu parti, kadınlarımızı, kocalarımızı ayartmak için mi kuruldu? Buradaki kadınlar yuva yıkıyor” diye bağırdı. UETD’ciler hemen koşup kadını susturmaya çalıştı ancak, sosyal alanlarda çalışmalarıyla bilinen İ.Ö. isimli kadın susmadı.

 

Kadın “Size ne oluyor? Yarası olan gocunur?” diye bağırdı. Halkla İlişkiler Başkanları’nın toplantısına katılan 150 kişi donup kalırken, bazı başkanlar bağıran kadını alıp dışarı çıkardı. Tartışma burada da sürdü. Halkla İlişkiler Başkanları kadını sakinleştirmeye çalıştı.

GÖREVDEN ALMA, SÖZÜ!

Arkadaşının kocasının ‘ayartıldığını’ savunan kadın “Bazı engellenmesi gereken durumlar var, söz verin susayım” deyip, söz konusu UETD’li kadının görevden alınacağı, üyelikten atılacağı sözü verilince sakinleşti.

 

Sözcü’ye konuşan İ.K., “Arkadaşım UETD’nin yani AKP- Almanya’nın kadın kolları yöneticisidir. Eşi Y.E.’yi, yine AKP’deki bir kadın ayarttı. Evli olduğu halde nikahları kıyıldı. Evli birinin imam nikahı kıyılamayacağına göre, eşinin rızası da yoksa bu nasıl bir nikah? AKP’liler bunu biliyor ve sesini çıkarmıyor. Tepkim buna. Bir de pasta yerken fotoğraf yayınlıyorlar. Haram olsun” dedi.

 

Ancak olayın, sadece bu toplantıyla sınırlı kalmadığı, WEFA isimli dernekte de çalışan çapkın UETD’li kadının maceralarının orayı da karıştırdığı ortaya çıkmış durumda.

 

Köln’deki toplantıda sesini yükselten İ.K., şimdi çapkın kadının WEFA’dan da el çektirilmesini bekliyor.

 

onyediyirmibes.com, 18.11.2014

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

[h=2]AKP'de ‘muta nikahı’ kavgası![/h]UETD kadın kolları üyesinin, başka bir kadının kocasını elinden alıp muta nikahı kıyması, büyük olay oldu.

Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD), AKP’nin Avrupa ayağı olarak seçimler öncesi çalışmalarını hızlandırdı. Ancak, sorunları da bitmek bilmiyor. Friedberg-Wetterau teşkilatının istifasının ardından bu kez kavga Köln’de çıktı. UETD kadın kolları üyesinin, başka bir kadının kocasını elinden alıp muta nikahı kıyması, büyük olay oldu.

 

http://www.haberhergun.com/images/upload/almanya-muta.jpg

“YUVA YIKIYORSUNUZ”

AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Seçim İşleri Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop’un da önceki günkü katıldığı toplantıda, bir kadın ayağa fırlayıp “Bu parti, kadınlarımızı, kocalarımızı ayartmak için mi kuruldu? Buradaki kadınlar yuva yıkıyor” diye bağırdı. UETD’ciler hemen koşup kadını susturmaya çalıştı ancak, sosyal alanlarda çalışmalarıyla bilinen İ.Ö. isimli kadın susmadı.

Kadın “Size ne oluyor? Yarası olan gocunur?” diye bağırdı. Halkla İlişkiler Başkanları’nın toplantısına katılan 150 kişi donup kalırken, bazı başkanlar bağıran kadını alıp dışarı çıkardı. Tartışma burada da sürdü. Halkla İlişkiler Başkanları kadını sakinleştirmeye çalıştı.

 

http://www.haberhergun.com/images/upload/muta-manseti.jpg

GÖREVDEN ALMA, SÖZÜ!

Arkadaşının kocasının ‘ayartıldığını’ savunan kadın “Bazı engellenmesi gereken durumlar var, söz verin susayım” deyip, söz konusu UETD’li kadının görevden alınacağı, üyelikten atılacağı sözü verilince sakinleşti.

SÖZCÜ’ye konuşan İ.K., “Arkadaşım UETD’nin yani AKP- Almanya’nın kadın kolları yöneticisidir. Eşi Y.E.’yi, yine AKP’deki bir kadın ayarttı. Evli olduğu halde nikahları kıyıldı. Evli birinin imam nikahı kıyılamayacağına göre, eşinin rızası da yoksa bu nasıl bir nikah? AKP’liler bunu biliyor ve sesini çıkarmıyor. Tepkim buna. Bir de pasta yerken fotoğraf yayınlıyorlar. Haram olsun” dedi.

Ancak olayın, sadece bu toplantıyla sınırlı kalmadığı, WEFA isimli dernekte de çalışan çapkın UETD’li kadının maceralarının orayı da karıştırdığı ortaya çıkmış durumda.

 

Köln’deki toplantıda sesini yükselten İ.K., şimdi çapkın kadının WEFA’dan da el çektirilmesini bekliyor.

Ali GÜLEN /FRANKFURT, Haber Her Gün, 18.11.2014

 

 

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

[h=2]Şok istifa ile ilgili UETD Genel Merkez'den açıklama geldi[/h]UETD Avusturya Başkanı Abdurrahman Karayazılı’nın istifa haberinin ardından UETD Genel Merkez’den konuya ilişkin basın açıklaması yapıldı.

 

UETD Avusturya Başkanı Abdurrahman Karayazılı’nın istifa haberi Avusturya gündemine bomba gibi düşerken, bugün Abdurrahman Karayazılı ve UETD Genel Merkez’den konuya ilişkin basın

 

açıklaması yapıldı.

Dün UETD Avusturya’nın resmi Facebook sayfasından duyurduğu açıklamada Karayazılı’nın istifa gerekçesi olarak "yeni işinin getirmiş olduğu zorluklar ve zaman darlığı" olarak aktarılmıştı.

UETD Avusturya’nın resmi Facebook sayfasında yapılan açıklamanın ardından, bugün Başkan Abdurrahman Karayazılı'da bir açıklama yaparak, istifa gerekçelerini bildirdi.

Abdurrahman Karayazılı'nın resmi Facebook sayfasından yaptığı açıklama;

Kıymetli kardeşlerim,

Eylül 2013'ten bu yana sürdürdüğüm UETD Avusturya Başkanlığı vazifesinden dün itibariyle kendi isteğimle ayrılmış bulunuyorum.

Öncelikle şunu samimiyetle ifade etmek isterim ki; bendeniz bu vazifeyi herhangi bir beklenti için değil, Avusturya'da yaşayan Türklere hizmet etmek için kabul ettim. Bu anlamda da bana tevdi edilen bu görevi hakkıyla icra edebilmek için elimden geleni yaptığımı ve doğru bildiğimi söylemekten hiçbir zaman çekinmediğimi belirtmek isterim.

Eminim ki, bundan önce olduğu gibi bundan sonra da UETD Avusturya çatısı altında güzel işler yapılmaya devam edilecektir. Bu çatı altında görev alacak olan tüm kardeşlerime şimdiden kalbî duygularımla başarılar dilerim.

Başkanlık yaptığım süre zarfı içinde milletimize hizmet etmek için omuz omuza, gece gündüz birlikte çalıştığım arkadaşlarıma hassaten teşekkürü bir borç bilirim. Hiç şüphesiz onların inancı, desteği olmasaydı ben de bu görevi lâyıkıyla yerine getiremezdim.

Bu vesileyle, Avusturya'da yaşayan ve çalışmalarımızda bize gönül veren samimi kardeşlerime şükranlarımı sunar, yine çalışmalarımız süresince yolumuzun bir şekilde kesiştiği herkesten helâllik dilerim.

Abdurrahman Karayazılı

UETD Avusturya Başkanı Abdurrahman Karayazılı’nın yaptığı açıklamanın ardından, UETD Genel Merkezi de istifa haberi ile ilgili olarak Facebook hesabından duyurduğu basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi;

Konu: UETD Avusturya Bölge Başkanlığı

 

UETD Avusturya Bölge Başkanımız Sayın Abdurrahman Karayazılı kendisi özel bir şirket kurmuş olup, şirketine daha fazla zaman ayırması gerekçesi ile Bölge Başkanlığı görevinden affını talep etmiştir. Genel Başkanımız Sayın Süleyman Çelik Bey de Sayın Karayazılı’nın talebine istinaden istifasını kabul etmiştir.

 

Kamuoyu ve sosyal medyada herhangi bir spekülasyona mahal vermemek adına bu durumun kamuoyu ile paylaşılması uygun görülmüştür.

 

İki yıla yakın UETD Avusturya Bölgemizin Başkanlığını başarı ile yürüten Sayın Abdurrahman Karayazılı Bey’e bu ana kadar gösterdiği öz verili çalışmalarından ve teşkilatımıza sunduğu katkılarından dolayı teşekkür eder, bundan sonraki iş ve özel yaşamlarında başarılar dileriz.

 

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

 

UETD Genel Merkezi

İstifası ile bir anda kamuoyunun gündemine oturan UETD Avusturya Başkanı Abdurrahman Karayazılı, cumartesi günü (08.Kasım.2014) Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı tarafından düzenlenen "Avusturya'da 50. Yıl Etkinliği" programına katılarak, Havadis Haber ekibine bir röportajda vermişti.

 

Havadis.At, 12.11.2014

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

*| 19.11.2014 16:52

 

UETD YAŞANANLARI YALANLAMADIAKP’nin Almanya lobisi UETD’de “mut’a nikahı” krizi

 

*

 

AKP’nin Almanya kolu olarak bilinen UETD’de, Friedberg’deki toplu istifalardan sonra bir kadının genel merkezde, “Buradaki kadınlar kocalarımızı ayartıyor. Bu parti kadınlarımızı, kocalarımızı ayartmak için mi kuruldu?” diye olay çıkarması sıkıntıya sebep oldu.

 

*

 

AK Parti’nin Almanya diye bilinen Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) Kadın Kolları üyesinin başka bir kadının kocasını “ayarttığı” ve “Muta Nikahı” ile elinden aldığını iddiası Almanya’daki Türk toplumunu üzdü. Suçlamayı, mağdur kadının arkadaşı olduğunu söyleyen İ. K.* UETD’nin Köln’deki genel merkezinde olay çıkararak yaptı. UETD Hessen bölgesine bağlı Friedberg-Wetterau teşkilatındaki toplu istifalardan sonra Köln’deki genel merkezde yaşanan olay UETD’yi sıkıntıya soktu.

 

Konuyu gündeme taşıyan Sözcü Gazetesi’ne göre olay, AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Seçim İşleri Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop’un katıldığı “seçim çalışması” toplantısında yaşandı. Gazeteye göre; İ.K. adlı kadın toplantıda ayağa kalkarak, “Bu parti kadınlarımızı, kocalarımızı ayartmak için mi kuruldu? Buradaki kadınlar yuva yıkıyor” diye bağırdı. Kadın görevlilerce susturulmaya çalışılırken, toplantıdaki 150 kişinin donup kaldığı, kadının, suçlanan kadının görevden alınacağı sözü verilerek susturulduğunu aktardı. Gazete, “Sözcü’ye konuşan İ.K.,”ArkadaşımUETD’nin yani AKP-Almanya’nın kadın kolları yöneticisidir. Eşi Y.E.’yi, yine AKP’deki bir kadın ayarttı. Evli olduğu halde nikahları kıyıldı. Evli kişinin nikahı kıyılamayacağına göre, eşinin rızası da yoksa bu nasıl bir nikah? AKP’liler bunu biliyor ve sesini çıkarmıyor. Tepkim buna.” dediğini aktardı.

 

UETD OLAYI YALANLAMADI

 

Konuyla ilgili Zaman’ın sorularını cevaplandıran UETD Genel Başkanı Süleyman Çelik, olayı yalanlamadı ancak olayın AKP’li Prof. Dr. Şentop’un toplantısında değil, aynı gün genel başkan yardımcısı Mehmet Kara’nın gerçekleştirdiği diğer toplantıda yaşandığını bildirdi, yanlış bilgilerden dolayı Sözcü’yü tekzip edeceklerini aktardı. Çelik, “Mut’a yok. Bayan, eşinden boşanmak için dava açmış ve resmen olmasa da fiziken eşinden ayrılmış birisiyle herkesin huzurunda dini nikahını kıymış bir vakadır. Ben ne bayanı, ne bayı tanıyorum. Olay çıkaran ayrılan kadının arkadaşı olduğunu söyleyen bir provokatördür. Kadın, Sözcü’nün muhbiridir” dedi.

 

AVRUPA’DAN MİLLETVEKLİ YASAL OLARAK MÜMKÜN DEĞİL

 

Bu haberlerle seçimlerin hedef alındığını savunan Çelik, “Burada oy kullanılacağı için buralardan birileri temsilci gidebilir mi algısı var. Oysa yasal olarak bu mümkün değil, buralar seçim bölgesi değildir. Ben zaten hala Alman vatandaşıyım, öyle bir hakkım yok” diye konuştu. Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın UETD’nin çalışmalarından memnun olmadığı için Vuslat adlı yeni bir STK çalışmasına start verdirdiği iddialarının da yalan olduğunu, Vuslat’ın eski Milli Görüşçüler tarafından Türkiye’de hayata geçirildiğini belirtti.

 

ZİVER ERMİŞ / KÖLN, Zaman

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Marjinal Basın-Yayın Organlarındaki Karalama Kampanyası hakkında Kamuoyu Duyurusu

 

By*admin*|**Haberler*|**19 Kasım 2014

 

Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) teşkilatımıza olan halkımızın teveccühü bir takım çevreleri rahatsız etmeye devam etmektedir. Bu teveccühü kırmak, ilgiyi ilgisizliğe ve güveni güvensizliğe dönüştürmek adına öteden beri kurumumuza karşı yürütülen karalama kampanyasına bir yenisi daha eklenmiştir. Teşkilat mensuplarımız arasında Mut’a nikahı yapıldığı iddia ve iftirası ile marjinal basın-yayın organlarında çıkan haberler sosyal medyada da karalama amaçlı olarak kullanılmaktadır.

 

Haberde kastedilen bay’ın kurumumuzda hiçbir kurumsal kimliği, hüviyeti ve üyeliği olmadığı gibi hiçbir ilişiği de yoktur. Farklı STK’larda görev yaptığı halde UETD ile yakın-uzak hiçbir bağlantı kurmamıştır. Habere konu bayan, UETD Teşkilatlarından bir Bölge Başkanlığına bağlı bir Şubedeki Halkla İlişkiler birim başkanımızla yakın çalışma isteğinde bulunmuştur. Ancak buna rağmen kendisinin hiçbir kurumsal kimliğe sahip olmadığı gibi üyelik kaydı dahi bulunmamaktadır. Olayın bizle ilgisi, bu birlikteliğe razı olmayanların seslerini duyurabilmek ve yankı uyandırmak için UETD’nin adını kullanmalarından ibarettir.

 

Haberde, Birim Başkanlığımız toplantısında selamlama konuşması yapan AK Parti Seçim İşleri Başkanı Sayın Mustafa Şentop Bey’in resminin kullanılması da manidar olup, hedef saptırmak ve olayı farklı mecralara çekmek içindir. Sayın Şentop’un konuşması basın mensupları tarafından da kayda alınmıştır. Kaldı ki; Sayın Şentop ve beraberindeki heyet tüm STK’ları ziyaretleri çerçevesinde UETD’yi de ziyaret etmişlerdir. **

 

12 Avrupa ülkesinde örgütlü, 150 teşkilatı ile, teşkilatlar nezdinde onbinleri aşkın üyesi bulunan bir Teşkilat’ın kendisine gelen her insana ahlak testi uygulayamayacağı hususunu da kamuoyumuzun takdirine bırakıyoruz. UETD Teşkilatımızın en küçük bir lekeyi dahi kaldıramayacağının bilinci ile halkımızın ortak değerlerine olan inancımız ve bağlılığımız ve bu değerleri koruma hususundaki hassasiyetimizi herkesin idrakine arzediyoruz.

 

Burada üzücü olan nokta; Suret-i haktan görünen bir takım çevrelerin olayın asıl ve esasını, haberi yapanın ve kaynağının kim olduğunu araştırmadan sadece UETD’yi karalamak ve itibarsızlaştırmak adına bu tür süfli saldırıları malzeme olarak kullanmaya yeltenmeleridir. Herkes bilmeli ki; İftirayı atan da yayan da aynı suçu işlemektedir. Bu tür olaylarda nasıl davranılması gerektiği Kur‘an-ı Kerim’de (Hucurat S, 6. Ayet) yazılıdır.

 

Kurumumuzu bu tür iftiralarla karalayanlarla da hukuk karşısında hesaplaşacağımızdan kimsenin endişesi olmasın.

 

Kamuoyuna saygı ile arzederiz.

 

Mehmet Kara

 

Genel Başkan Yardımcısı

 

UETD Halkla İlişkiler Başkanı

 

Köln, 19.11.2014

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

POLİTİKA*| 21.11.2014 17:35

 

ŞİMDİ DE "MUT'A NİKAHIYLA" GÜNDEMDEAK-UETD ve “Günah işleme özgürlüğü!”

 

*

 

AK Parti’nin Almanya kolu olarak bilinen Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) hakkında iddiaların, tartışmaların ardı arkası kesilmiyor.

 

ZİVER ERMİŞ [HABER YORUM]

 

ZAMAN’ın araştırmaları sonucu, 2013 yılında proje yapıldı diye Türkiye’den mali destek alan ancak 2013’te yapılmış proje gösteremeyen UETD, geçtiğimiz haftalarda toplu istifalarla, geçtiğimiz günlerde ise “Mut’a nikahı” iddialarıyla gündeme oturdu.

 

2013 yılında Almanya’da Gençlik Dairesi Projesi yaptığı iddiasıyla Başbakanlık Yurtdışı Türkler Başkanlığı’ndan (YTB) yüklü bir mali destek alan UETD, ZAMAN’ın konuyu sorması üzerine 2013’te böyle bir proje gösterememişti. Ailelerinden alınmış Türk çocuklar için yapıldığı iddia edilen proje için verilen mali destek doğrudan “Yetim hakkı” sayılabilecek türdendi. Bu yüzden nerede kullanıldığı bir kez daha önem kazanıyordu.

 

Ancak ulaştığımız sonuç bu çocuklar için alınmış proje desteği paranın en iyi ihtimalle siyasi hedefler yolunda harcandığı şüphesi oluşturuyordu. Kim bilir, böylesi göstermelik başka projeler var mıydı? Konuyla ilgili ayrıntıları, “Türkiye’den destek alıyor, ama proje gösteremiyor” başlıklı haber ve yazar Mahmut Çebi Bey’in “Problem haberde mi, teşvik alan UETD’de mi?” başlıklı yazılardan okunabilir.

 

UETD geçtiğimiz günlerde ise toplu istifalarla sallandı. Friedberg’teki istifalarda bizzat UETD üyelerinin şaibeli kişilerden yakınması dikkat çekiyordu. UETD son olarak geçtiğimiz hafta sonu Köln’deki genel merkezde bir kadının sesiyle yankılandı. Sözcü gazetesi İ.K. adlı kadının “Buradaki kadınlar kocalarımızı ayartıyor. Bu parti kadınlarımızı, kocalarımızı ayartmak için mi kuruldu?” diyerek mut’a nikahı kavgası çıkardığını aktarıyordu.

 

UETD’de 2013 yılında son genel başkanın yerine düşünülen ve son 12 saat içinde kendisinden vazgeçilen kişi de uygunsuz ilişkiler iddiasıyla gündeme gelmişti. Söz konusu kişiyle ilgili dönemin Başbakanı Erdoğan’a kadar ulaştığı bildirilen yazılı suçlamalar bize de ulaşmıştı. Bilindiği gibi AK Parti’de UETD’den İstanbul Milletvekili Metin Külünk sorumlu ve başta teşkilatlanma olmak üzere bir çok şeyi o yönlendiriyor.

 

17 ve 25 Aralık soruşturmaları sonrası bir televizyon kanalına konuk olan Külünk, “Günah işleme özgürlüğü“ isteyerek izleyenleri şoke etmişti. UETD Genel Başkanı Süleyman Çelik ve onun gibi değerli mensupları hariç, Külünk’ün ve bir çok AKP’linin 17 Aralık’tan sonra adeta “hayat düsturu” edindikleri izlenimi veren “Günah İşleme Özgürlüğü“nü Avrupa’daki bazı UETD’liler de benimsemiş olabilir mi, ne dersiniz?

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 2 Wochen später...
KAMUOYU ACIKLAMASI - ISTIFA !!----------------------------------------------------------------------------------------------KAMUOYUNAÖncelikle belirtmek isterim ki, bu açıklamam herhangi bir karalama veya itibarsızlaştırma çabasının parçası değildir. 17 yıldır sosyal alanda faaliyet gösteren biri olarak, bu birikimimi, tecrübemi ve bilgimi, özellikle dünya görüşüme bağlı kalarak ve davayı her yerde, her zaman, her platformda savunarak toplumumuz için kullandım. 15 yıldır Sayın Cumhurbaşkanımızın misyonunu ve vizyonunu benimseyerek destek vermişimdir. Ne özel hayatımda, ne de UETD içindeki ve dışındaki çalışmalarımda toplumumuza, Türk aile yapımıza, ahlak, doğruluk ve İslami anlayışımıza ters bir yaşantıyı ilke edinmedim. Bu doğrultuda yaşamaya da devam edeceğim.Bu açıklamamı uzun süren gözlemlerimin, yaşadıklarımın ve gördüklerimin sonucunda yapıyorum. UETD’deki çalışmalarım ağırlıklı olarak Avrupa’daki gençlik dairelerinden dolayı mağdur olan ailelere, çocuklarımıza, sağlıklı aile yaşantısına ve sosyal alandaki sorunlara yönelikti. Sorun yaşayan ailelerle birlikte okullarla, okul müfettişleriyle, gençlik daireleriyle, çocuk sığınma evleriyle, avukatlarla, yabancı dairesiyle ve iş ve işçi bulma kurumlarıyla bizzat görüşmelere gittiğim gibi, birçok aileye de gerek yazılı, gerek telefonla danışmanlık yapıyordum. Bütün bunların karşısında hiçbir karşılık ve destek almadığım gibi hiçbir masrafım da bu teşkilat tarafından karşılanmıyordu. Yalnız bir anne olarak, masrafları kendim karşılıyordum.*Bu açıklama ile UETD Genel Merkezi’nden istifa ediyorum.- UETD Genel Merkez Sosyal ve Halkla İlişkiler Başkan Yardımcısı’ydım. 16 Kasım’da yapılan toplantıdan itibaren, benim haberim olmadan Mehmet Kara’nın beni görevden aldığını ne yazık ki günler sonra UETD dışında olan insanlardan öğrenmiş oldum. Mehmet Kara ile bu konuyu görüştüğümde bana hiçbir geçerli sebep sunmamıştır. Dolayısıyla bana söylediği sözlerden yola çıkarak, sebebini tahmin etmek durumundayım. Birçok kez "Başkanlığımı size bırakmam", "Sosyal alandaki faaliyetlerde siz benden ileridesiniz" gibi sözleri muhtemelen konumu ile ilgili endişeleri böyle bir karara kendisini sürüklemiş olacak ki, yine kendi ifadeleri ile "Bu kararı ben daha önce planlamıştım" demesi, sadece sinsi bir oyun ve entrikanın izlenimi bırakıyor. Böyle olmasaydı kendi yardımcısı olarak bu düşüncesini en azından daha önce benimle paylaşmasını gerekirdi. Bu nedenle Sosyal ve Halkla İlişkiler’in komisyonunda görev alma teklifini de kabul etmiyorum.- Son günlerde haberlerde çıkan 'Mut'a nikahı' skandalı benim bu istifa kararı almamı sağlamıştır. UETD camiasında beni tanıyan herkes bu yazdıklarıma şahitlik edebilir. Ben yıllardır Türk aile yapımızı, toplum ahlakımızı, çocuklarımızın gelişimini ve eğitimini destekleyen çalışmalar yaparken, bu olay bu çalışmaların nafile olduğu kanısına vardırdı. Bu nikah olayı yalan değildir. Mut'a ibaresi yayınlayan basının sorumluluğundadır. Gerçek olan şudur:UETD Genel Merkezi’nin bu olaydan haftalardır haberi vardı. Mevzu bahis olan bayan, UETD Bonn Şubesi’nin bir biriminde komisyon üyesiydi. Haberlerin paylaşımından sonra görevden ihraç edildi mi, bilmiyorum. 26.10.2014 tarihinde gençlik dairesinin yanlış uygulamalarını protesto amaçlı olarak Umut Yıldızı’nın düzenlemiş olduğu yürüyüş esnasında bana bu olayla ilgili haberlerde geçen İlknur Hanım’ın şikayeti ulaşmıştı. Bahsi geçen beyefendi evli olduğu halde, UETD mensubu bayanla ilişki içindeyken, eşi bundan haberdar oluyor ve akabinde beyefendi diğer bayanın yanına yerleşiyor. Daha önce yaşanılan bir ayrılığın söz konusu olmadığını ailesi teyit etmiştir. Hatta UETD Bonn Şubesi’nin açılışına konu olan adamın kızı da katılıp , orada bir yetkiliyle bu konuyu konuşmak istemiştir. Bonn Şubesi’nin bundan haberi var. Konu o yürüyüş günü bana intikal ettiğinde ben Süleyman Çelik’e, Mehmet Kara’ya ve Bonn Şubesi’nden görevliye bu durumu bildirdim. Gelen şikayette aynen şu ifadeler kullanılmıştır ve ben de bu şekilde ilgililere bildirdim:*UETD gibi bir kuruluşun içinde böyle bir ahlaksızlığa destek verilip, böyle bayanların UETD ailesinde temsilci olarak barındırılmasını istemiyoruz. Cumhurbaşkanımızın kurmuş olduğu bir kuruluşa ahlaksızlıklar, yuva yıkmalar bulaşsın istemiyoruz. Eğer bu bayanı temsilci olarak UETD’nin herhangi bir görevinde tutmaya devam ederseniz, biz de bu rezaleti basına vereceğiz. Haftalardır bu konuda ısrarcı davrandım. Bonn Şubesi’yle görüştüm. Mehmet Kara’yla defalarca görüştüm. Köln Bölge Başkanı Mehmet Güneş aradı. Ancak sorunun kendisinden ziyade, hiyerarşi sorun oldu. Genel Merkez onun bölgesine karışmamı yanlış bulmuş ve direk kendisini değil de neden Bonn Şubesi’nden birini muhatap aldığımı merak etmiş. Ben sorun-çözüm odaklı davranmaya çalışıyorum. Ego odaklı değil. Böyle bir şikayeti ve basına bildirileceğini söylemeleri beni elbette ki aşırı derecede endişelendirdi. Sonuçta son zamanlarda bir çok skandalla gündeme geliyor UETD. Bir tanesi daha eklensin istemedim. Kimse çözüm olarak Bonn Şubesi’nin herhangi bir birim komisyonunda bulunan bir bayanı çıkarmayı başaramamıştır. UETD’nin bu konuyla ilgili yaptığı basın açıklamasında yazdığı gibi, bayanın UETD’de hiçbir görevi yok ibaresi bu şekilde doğru değildir. Herhangi bir birim başkanlığı olmadığı doğrudur. Ancak bu bayan komisyonda olan ve UETD adına hareket eden bir kişi. Mehmet Kara ile bu konuyu Whatsapp üzerinden görüştüğümüzde, ilgili kişinin hemen ihraç edilemeyeceğini, bunun için bir süreç gerektiğini bildirdi. Haftalar süren ve acil bir olay olduğunu kimse ben defalarca uyarmama rağmen ciddiye almadı.*Ben o bayanın bu evli adamla olan ilişkisini ve ailenin bundan rahatsızlığını, konuyu basına vereceklerine dair bilgiyi Genel Merkez’e ve Süleyman Çelik’e bildirdiğimden itibaren, konu olan evli beyefendi bana telefon açarak tehditte bulunmuştur. Mesajlarla aynı şekilde sindirmeye çalışmıştır. Bunları da bildirdim ama kimsenin umurunda olmadı. Nitekim 3 yıl önce bu adamın şirketinde çalışmış biri olduğum için, benim nerede oturduğumu biliyordu ve tehdidi de bu doğrultudaydı. Bütün bu yazdıklarımla ilgili şahitler ve ispat olarak da yazışmalar mevcuttur.Nikah yemeği verildiğini bana UETD Köln Bölge Kadın Kolu Başkanı bildirdi. Kendileri de UETD olarak katıldılar. Resimleri de mevcut. Hatta o resimlerin de basınla paylaşıldığı doğrultusunda bilgiler geldi. Bunu da haber vermiştim. 16 Kasım’da gerçekleştirilen Halkla İlişkiler Semineri’ne toplantı esnasında bu şikayetini dile getiren İlknur Hanım, toplantıya katılacağını bana bildirmişti. Telefonda da görüştüğü Köln Bölge Başkanı Mehmet Güneş ile bizzat görüşmek arzusundaydı. Ben de olayı kontrol altında tutmak niyetiyle, beni toplantıya götürecek olan arkadaşın arabayla almamasını rica ederek, o bayanla arabasında birlikte geldim. Genel Merkez’de o dışardaydı, ben salondaki toplantıya girdiğimde. Hanımefendi kapıyı açık görünce toplantı salonuna girmiştir. Salonda UETD mensubu olmayan birçok başka misafirler de var olduğunu belirtmekte fayda var. Mustafa Şentop’un konuşmasından ve Genel Merkezi terk etmesinden sonra misafirlere sorularını ve şikayetlerini bildirmeleri için söz verildi. Böyle söylenince İlknur Hanım da söz istedi. Söz alınca, bu ikinci kadınla nikah ile ilgili şikayetini dile getirdi. O an birçok kişi paniğe kapılıp fazla arbede çıkarmadan bu konunun konuşulmasının yerinin burası olmadığını söylediler. Haberlerde yazdığı gibi agresif bir şekilde susturma çabaları yoktu. Ardından zaten Köln Bölge Başkanı’yla görüştü hanımefendi. Haber Sözcü Gazetesi’nde çıktıktan sonra, Mehmet Kara ilk olarak yazılı bir şekilde bunun sorumluluğunu benim üzerime atmaya çalıştı, daha sonra da telefonla benzer şeyler söyledi. Süleyman Çelik ile de bu konuda telefon görüşmemiz olmuştur. Daha doğrusu bu konuşma bir görüşmeden ziyade bana bağırması şeklinde gerçekleşmiştir. Kadına uygulanan şiddete karşı yapılan seminerler esnasında, bu teşkilatın başkanı olarak kendi bünyesinde bulunan bir bayana sözel şiddet uygulaması da düşündürücü. Sadece Ankara’ya proje göstermek için yapılan çalışmalarda samimiyet beklemek de yanlış sanırım. Çelik ve Kara, İlknur Hanım’ı benim kasten oraya getirdiğimi iddia ettiler. Bu sorumluluğu saptırmaktır. Kimsenin kendi hatalarını gizlemek için, beni veya bir başkasını manipüle ederek, sorumluluğu yıkmasına izin vermem. Kasten UETD’ye ve bu davaya zarar vermek istemiş olsaydım, haftalardır böyle bir habere engel olmak için uğraşmazdım. Süleyman Çelik gazeteye de bana da dava açacağını bildirmiştir. Dava açmasını bekliyorum. Çelik'in bana bağırmasını bir kadın olarak kınıyorum. Başkan olması ona bu hakkı tanımaz. Nikah ile ilgili olarak bana şunları söylemiştir: "Adam diğer karısını boşamış, bunu almış nikah kıymış. Allah’ın emri". Birden fazla kadınla yapılan evliliği destekliyor olabilirsiniz. Ancak Türk aile yapısına ve toplumuna ters olan bir şeyi yansıtıp desteklemeniz UETD’ye ve davaya ne kadar zarar verdiğinizi düşünmez misiniz?Bu son olayların dışında başka bir husus da uzun zamandır benim bu teşkilata olan güvenimi sarsmıştır ama yardım için müracaat eden insanları düşündüğümden, kime başvurabileceğimi bilmediğimden üzerinde durmadım. Birkaç ay öncesine kadar gençlik dairelerinden dolayı mağdur ailelerle benim dışımda pek kimse çalışmalar yapmıyordu. Ancak YTB’nin kitabında o zamanlar sadece temsilciliği bulunan UETD Berlin için, yüklü miktarda proje desteği alınmış olduğu yazılı. "UETD Almanya tarafından gerçekleştirilen “Gençlik Daireleriyle Alakalı - Türk Aileleri Danışma e-hizmet Merkezi" projesi kapsamında Berlin'de 500 kişiye yönelik 5 eğitim semineri düzenlenmiş; 3750 kişiye yönelik toplam 24 bilgilendirme toplantısı yapılmış; 200 adet büyük afiş, 10000 adet el ilanı, 1000 adet kitapçık bastırılarak dağıtılmış ve bir web sayfası hazırlanmıştır. Toplantılarda gençlik daireleriyle ilgili çalışma yapan bir arkadaşımız var diye bahseden, genel merkezde görevli biri olarak, hatta halkla ilişkiler başkan yardımcısı olarak neden böyle bir projeden benim haberim yok? Böyle önemli bir proje kimsenin haberi olmadan gizli mi yürütülüyor? Eğer böyleyse topluma ne faydası var? Bu destek nereye gitti? Kaç kez bu gençlik dairesi sorunlarını proje haline getirip daimi bir hizmet sağlamak için çalışma yapalım dememe rağmen, hiç dikkate alınmazken, benim hiçbir yerde görmediğim ve duymadığım bu proje nerede? Benim emeğim üzerinden birileri maddi olarak nemalandı mı? Türkiye’ye bildirilen raporlarda neler yazıyor? Kimlerin ismi geçiyor? İlgilenilen ailelerden bahsediliyor mu? Onların isimleri geçiyor mu? Benim ilgilendiğim ailelerin isimlerini güvensizlikten dolayı bildirmedim genel merkeze. Sonuçta ne benim yaptığım çalışmalar dikkate alınıyordu, ne de destekleniyordu. UETD mensupları her attıkları adımı, arkadaşlarını hastanede ziyaret etmeleri gibi konuları bile sosyal faaliyet olarak gösterirken, bir sürü resimler çekip paylaşırken, böyle önem arz eden bir proje hakkında neden zerre kadar bilgimiz yok?Bu yazdıklarımı kimse inkar edemez. Belgeler de var şahitler de, aileler de. Benim Cumhurbaşkanımızın davasını ne kadar dava edindiğimi tüm camia ve çevrem biliyor. Şu an Genel Merkez’de olup maddi ve manevi olarak nemalananlar daha başka teşkilatlarda görevliyken ben 16 yıl önce Cumhurbaşkanımızın savunmasını yapıyordum. Bana ne paralel diyebilirler, ne de Sözcü’nün muhbiri. Bu iftiraların teşkilat içinde söylendiği iletildi bana. Ne de kimse iffetime ve ahlakıma iftira atabilir. Bu nikah olayından dolayı bana birçok telefon geldi. Kınama telefonları, hakaret içeren telefonlar, beni suçlayan insanlar. UETD’nin ahlakı çöktükçe çöküyor. Bütün kadınların iffetine, onuruna zarar verildiğinden, UETD’nin şu an mevcut olan yönetimi görev yaptığı sürece ben UETD’deki görevimden uzaklaşıp istifamı bildiriyorum. İçinde bulunduğum değerli bir kurum hakkında, yönetimde bulunan insanların yapmış olduğu hatalardan dolayı, "fuhuş yuvası", "açık genelev", "evli erkeklerin dul kadınlarla eğlenme mekanı" diye bahsedilmesi beni derinden üzüyor. Kendimi koruma amaçlı böyle bir kararın daha uygun olacağı kanısına vardım. Amacım ne UETD’ye ne de AK Parti’ye zarar vermektir. Özellikle BÜYÜK USTA’YA asla zarar gelmesini istemiyorum. Saldırıların, itibarsızlaştırmaların sebebi zaten bu yanlışlara sebep ve fırsat veren insanlardır. Teşkilat içinde bulunan belli şahısların kendi çıkarları için yaptıkları çalışmalar, davaya asıl zararı verdiğinden, böyle bir açıklama yapma gereği duydum. Umarım en yakın zamanda bütün hatalar ve eksikler giderilir ve UETD bu yanlışları yapan insanlar yüzünden davadan uzaklaşan insanları da geri kazanır. Böylece önümüzdeki seçimlerde daha iyi sonuçlar elde edebiliriz. Aksi halde, korkarım ki sonuçlar Cumhurbaşkanlığı seçimindeki sonuçlardan daha kötü olacaktır.Birkaç kişi açıklama yapmamam için, bana herhangi bir zarar gelebileceğinden endişe duyduklarından dolayı beni ikna etmeye çalıştılar. Bana bu açıklamam ile ilgili herhangi bir tehdit, manipülasyon, sindirme çalışması yapıldığı an hukuki işlemleri başlatacağım. Her daim doğruluk ve dürüstlük için yaşadım. Aynı şekilde de devam edeceğim. Bu açıklamayı yapacağımdan Genel Merkez’in haberi var. Kendilerine her şeyi olup bittiği gibi basın açıklayacağımı bildirdim.Ben ve benim gibiler gerçek hizmeti kendisine ilke edinmiş, Ak Parti’ye gönül vermiş dava insanları olarak, sadece fotoğraf çektirip paylaşım yapmaktan ziyade, bir hizmet anlayışındadır. İnsanımıza ihtiyaç ve sorunları doğrultusunda somut olarak birebir destek ve yardımcı olayı tercih edenlerdenim.Özetle,*UETD Genel Merkezi’nin bilgisi dahilinde, evlilik dışı bir ilişki meşrulaştırılmaya çalışılmıştır. Bir UETD yetkilisi bayan ile başkasıyla evli bir adam ikinci bir dini nikah kıyma iddiasıyla bir tören düzenlemişlerdir. Bu sözde düğün törenine birçok UETD yöneticisi katılmış, fotoğraf çektirmiş ve sosyal medya üzerinden paylaşmıştır. Bütün bunlar Süleyman Çelik’in bilgisi dahilinde olmuş, kendisi sorumluları dernekten uzaklaştıracağına beni arayıp korkutmaya çalışmıştır.*UETD’nin kadınlara sarkıntılık edilen bir dernek olduğu yönündeki iddialar başını alıp yürümüştür. Evli adamlarla ilişkiler ve buna benzer birçok çirkin olayın üzeri Süleyman Çelik ve yönetimi tarafından örtülmeye çalışılmıştır.*UETD Genel Merkezi tarafından, bu olayların basına yansıması üzerine bilinçli olarak yalan açıklamalar yapılmış, yazılı olarak yalan söylenmiştir. İlgili kişinin UETD ile ilgisi olmadığı söylenen açıklamanın yer aldığı Facebook sayfasında, birkaç bildirim öncesinde, aynı kişinin UETD adına bir toplantıya katıldığı yazılıdır. Ben bilinçli olarak yalan söyleyen ve yalan açıklamalar yapan bir yönetimin sorumluluğunu vicdanen ve ahlaken taşıyamıyorum.Öte yandan projelerle ilgili olarak aktarılan kaynakların nerelere harcandığı hususunda açıklanması gereken ve karanlıkta kalan noktalar vardır. Bazı projeler hakkında genel merkez yöneticilerinin dahi bilgisi yoktur. Aktarılan kaynakların nerelere harcandığının şeffaf olarak açıklanması gerekmektedir. Bu konuda bütün UETD yöneticilerini töhmet altında bırakmadan, gerekli açıklamaların en kısa zamanda yapılması gerekmektedir.Bütün bu iddialar, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın yüksek davasına, Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’na ve AK Parti’nin namuslu, onurlu teşkilatına zarar vermektedir. Bazı kişiler, halkımızın Cumhurbaşkanımıza ve AK Parti’ye gösterdiği teveccühe dayanarak, ne yazık ki kişisel çıkarlar peşinde koşmaktadır. Bu insanlar, Avrupa’da toplumsal ve siyasal çalışmalar yapmaktan ziyade, bütün zamanlarını ve imkanlarını şahsı siyasi ve ekonomik çıkarlarına hizmet etmeye harcamaktadır.UETD teşkilatları içinde daha sayamadığım birçok yanlışı ve usulsüzlüğü onuruma ve gururuma yediremediğim için UETD’den istifa ettiğimi ve BÜYÜK USTA’nın davasına bir birey olarak hizmet etmeye devam edeceğimi kamuoyunun bilgisine sunarım.BÜYÜK USTA’nın yüksek davasına, AK Parti’ye, hükümetimize, Avrupa’daki Türk toplumuna zarar verdiklerine inandığım, insanların çalışma hevesini kırdıklarını düşündüğüm bunlara sebebiyet veren UETD yöneticileri istifaya davet ediyorum.SaygılarımlaArzu Kılıçoğlu
Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

UETD HESSEN’DE İSTİFA

 

Post 31 Ekim, 2014

UETD Hessen Kadın Kolları Başkanı Zehra Yenilmez, görevinden istifa etti.Haberimiz üzerine gazetemizi arayarak kısa bir açıklamada bulunan Yenilmez, istifasında UETD Hessen Bölge Yönetimi’nin herhangi bir rolü bulunmadığını, aksine bölge yönetimini rahatlatmak için böyle bir karar aldığını dile getirdi.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

UETD’den İstifayla İlgili İlk Açıklama: 'İşte İstifa Nedeni'

 

UETD Avusturya’dan Başkan Abdurrahman Karayazılı’nın istifasına yönelik ilk açıklama geldi.10 Kasım 2014 Pazartesi 01:08****Facebook'ta Paylaş**Tweetle**Google+ Paylaş**LinkedIn'de Paylaş*(Kaddafi Kaya / Viyana)*– İlk olarak Haber Journal’in duyurduğu istifa haberinin ardından, UETD Avusturya’nın resmi facebook sayfasından konuyla ilgili ilk açıklama geldi.Başkan Karayazılı’nın istifa gerekçesinin ‘’*yeni işinin getirmiş olduğu zorluklar ve zaman darlığı nedeniyle UETD Avusturya başkanlığı görevinden kendi rızası ve talebi doğrultusunda istifa etmiştir*’’ cümlesiyle aktarıldığı duyuruda şu ifadelere yer verildi:‘’Saygıdeğer UETD Gönüllüleri,Saygıdeğer başkanımız Ing. Abdurrahman Karayazılı beyefendi yeni işinin getirmiş olduğu zorluklar ve zaman darlığı nedeniyle UETD Avusturya başkanlığı görevinden kendi rızası ve talebi doğrultusunda istifa etmiştir. Önümüzdeki ay itibariyle yapılacak kongre süreci neticesiyle yeni başkanımızla yolumuza kaldığımız yerden devam edeceğiz.*2006 yılından itibaren faaliyet alanını her geçen gün daha da arttıran UETD Avusturya, sizlerin desteği ve katkısıyla durmadan yoluna devam edecektir.Kamuoyuna saygıyla duyurulur.’’

 

Haber Journal

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Haber-Bayern, 02 Aralık 2014 Salı 00:37

 

Abdullah Sarıaltın; 'UETD'yi ne yazık ki bitirdiler'

 

Kısa adı UETD olan Avrupa Demokratlar Birliği’nin Bavyera Bölge Başkanı iken, 2014 yılının Haziran ayında görevden alınan Abdullah Sarıaltın ile bir söyleşi gerçekleştirdik.*Röportaj; Adnan TokuçKısa adı UETD olan Avrupa Demokratlar Birliği’nin Bavyera Bölge Başkanı iken, 2014 yılının Haziran ayında görevden alınan Abdullah Sarıaltın ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Görevden alındığı tarihten beri, kendini zaten yoğun olan ticari işlerine veren eski UETD Bavyera eski Başkanı Sarıaltın, şimdiki UETD Genel Merkezi ve UETD Bavyera Teşkilatı hakkında önemli açıklamalarda bulundu. İlgi ile okuyacaksınız.*Sayın Sarıaltın, Haziran 2014 yılında görevden alındığınızdan beri, piyasalarda pek görünmüyorsunuz. Sizin kendinizi daha çok ticari faaliyetlere verdiğinizi biliyoruz. Bu zamana kadar bu konu hakkında pek konuşmadınız. Ne söylemek istersiniz?İnanın artık bu işlerden oldukça soğudum… Bizim toplumda dernekçilik yapmayı, bir yerlere gelmenin basamağı olarak gören zihniyet değişmediği müddetçe, kim gelirse gelsin bu ayak kaydırma, kolay adam harcama mentalitesi de değişmeyecektir. İş ve icraat yapmak yerine, ayak kaydırma konusunda daha becerikli olanların, şimdiki geldiği duruma bakacak olursak, fazlasıyla sevinmemeleri lazım geldiğine inanıyorum. Çünkü bu zihniyete sahip insanların olduğu her yerde, çok geçmeden, bana yapılan bu hareketin aynısını da birebir onlara yaşatırlar. Ve; bunun emareleri de görülmeye başladı zaten. Bakınız UETD Genel Merkezi’nde bir ideolojik sulta kurulmuş ve kendilerine yakın olmadığını düşündükleri tüm şahıs ve şubeleri bir bir ekarte etmekteler. Daha düne kadar UETD olarak bizler hangi saiklerle vatandaşın karşısına çıkıyorduk? Biz vatandaşa hizmet odaklı bir kuruluş olduğumuz söylüyor ve onların dertlerine çareler üretmeye çalışıyorduk. Fakat şimdiki geldiğimiz noktada, Genel Merkez çalıştığı insanlara ve şubelere daha fazla 'ideolojik' kriterlerle bakması, bazı sıkıntıları da beraberinde getirdi. Kendi dünya görüşlerine uymayanları kapı önüne koyan bir anlayışın adı da ne yazık ki hizmet odaklı bir hareket olamaz.Bir de; Avrupa çapındaki bazı şubelerin dışlandıkları ve yeterince 'Genel Merkez‘den destek alamadıkları konusunda bazı duyumlar alınmakta. Bu olay ne kadar doğru?Vallahi, benim dönemimde, sıkıntılı birçok bölge vardı. Benimle yaşadıkları sıkıntının bir benzerini de onlarla yaşadıklarını duymaktaydım. Bakın zaten, Avrupa’nın en kritik şubeleri bir bir görevden alındı. İsviçre gayet verimli çalışmalar yapıyordu. Şimdi onlardan ne yazık ki ses yok. Hessen bölgesi Almanya’nın en faal bölgesiydi. Bakın ne hale geldiler. O bölgede öldürülen kızımız Tuğçe için bile bir kınama aksiyonu yapamadılar. Nasıl yapsınlar ki; iş yapacak adamların hepsi küstürülmüş ve uzaklaştırılmış vaziyette. Berlin ona keza. Hollanda’da da benzer problemler oldu. Yani burada gerçek olan şu; burunları kaf dağında olan ve 'bu işi kimse benden daha iyi yapamaz' modundaki tiplerin tasallutundan bu yapı kurtarılamadığı müddetçe, faydalı hizmetler beklemek ham hayaldir bence. Adamlarda öyle şişkin bir ego var ki; sanki o teşkilatlar bunların babasının çiftliği. Ne bir yönetim kurulu toplantısı yapıyorlar ne de bir istişare… Hep ‚biz yaptık oldu‘ havasındalar. İşte bu olmaz kardeşim. Hem kuruluşunun başında ‚Demokrat‘ ibaresi olacak, hem de demokrasiden nasibini almayan davranışlar sergileyeceksin.Peki sizin görevden alınma olayınız nasıl gelişti?Sanki ben çok mu biliyorum? İnanın hala ne tür bir oyunlar döndü bilemiyorum. Daha Genel Kurul yapılmadan bana gelip seni görevden aldık dediler. Yerime de bir hafta önce istifa etmiş birini getirdiler. Yahu dedim bu nasıl olur? Adam yönetimden istifa etmiş, sen onu getiriyorsun Başkan yapıyorsun? Yani hani hiç utanman yok, hiç mi usul kaide bilmiyorsun? Benim günahım neydi arkadaş? Başkan olduğum dönemde, ticaretimi kardeşime bıraktım. Her Allahın günü Bavyera’da daha nasıl etkin çalışmalar yapmanın hesapları ile eşimi ve ailemi ihmal ettim. Türkiye’den gelen misafirlere Cebimden büyük miktarda harcamalar yaptım. Ofis dediler Münih’in merkezinde hiç de ucuz sayılamayacak 4 odalı büyükçe bir ofis tuttum. Gençlerimiz de bu güzel işlere ısınsınlar diye yönetime aldım. Aldım da ne oldu; ilk altımı oyanlar onlar oldu. Bir de bana diyorlar ki, ‚Kabahat senin almasaydın‘… Yuh yani arkadaş, ben onlara güvenip yanıma aldıysam ve onları bu işe ısındırmak için birçok fedakarlıkta bulunduysam, bunun karşılığı bu mu olmalıydı? Yani insanlık ettiysek, suç mu işledik?Peki şu andaki çalışmalar ne durumda?İnanın artık bu tip çalışmalarda bulunmak istemiyorum. Umuruma bile değil ne yaptıkları. Sadece iki toplantı yaparak bir iki fotoğrafı Face’de paylaşarak icraat yaptıklarını sanıyorlar. İşin ilginç yanı; Genel Merkez de bu gidişattan*şikayetçi değil. Yani alan memnun satan memnun. Ben ne diyebilirim ki… Adamlar benim tuttuğum ofisi pahalıdır diye almadılar. Şimdi lokal lokal dolaşıp toplantı yapmaya çalışyorlar. Bölük pörçük vaziyette hizmet mi olurmuş? Ben Genel Başkan’a dedim; ‚Arkadaş beni görevden usulsüz bir şekilde aldın… Şimdi ise senin görevin bir Genel Kurul yapmaktır. Ama ne hikmetse buna yanaşmıyor… Kendilerini kral zanneden ve yaptıkları hiç bir şey için hesap vermeyen bu zihniyetle nereye kadar gidebilirisin ki?Sizi bayağı kırmışlar Abdullah Bey…Evet ne yazık ki öyle oldu. Düşünün bir kere; arabam tamirde. Ticari işlerim oldukça yoğun… Ailemle günlerce görüşememişim. Kiralık bir araba ile Köln’deki bir toplantıya gidiyorum. Neymiş, bazı görevlerin ifa edilmesi lazımmış… Eh onu da yaptık elhamdulillah… Ama kardeşim, kalkıyorsun beni görevden alıyorsun ve herhangi bir neden belirtme lütfunda dahi bulunmuyorsun. Bu senin yaptığın davranış çok mu etik şimdi? Bir de daha Genel Kurul dahi yapılmadan yangından mal kaçırır gibi anında başkan atıyorsunuz. Bu ne acele böyle muhteremler? Yani Başkan, Sekreter ve Teşkilatlanma üçü bir arada ipleri ellerine almışlar, dilediklerini atamakta, dilediklerini de azletmekteler. Bu nedir yahu? İnanın bu adamlar yüzünden o kadar soğudum ki bu teşkilat işlerinden. Ki; ben bu işlerin içinden gelen birisiyim. Yıllarca dernek faaliyetleri içinde bilfiil bulunmuş biri olarak, sizi temin ediyorum, böyle pervasız, böyle usulsüz iş yapana hiç rastlamadımPeki Abdullah Bey; bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsunuz?İnanın, dernek veya teşkilatçılık anlamında, şu aralar pek bişeyler yapmak içimden gelmiyor. Bizim toplumda, insanların hizmetleri takdir edilmiyor. İnsanlar birbirlerinin ayaklarını kaydırmak için adeta pusuda beklemekteler. Yahu hadi gelin bir iş yapalım, bak vatandaş hizmet bekliyor… Avrupa’da yaşayan insanlarımızın o kadar çok derdi var ki. Gelin çözümler üretelim. Çare odaklı düşünelim… Yok illa bir bozgunculuk olacak. Herkes, daha en ufak bir hizmet vermeden, 'nasıl yaparım da bir yerlere gelirim‘ sevdasında… Ya arkadaş sen hele bir faydalı iş yap… Layıksan o tür yerlere zaten gelirsin. Daha elle tutulur bir iş yapmadan, ağa olmak istiyorlar. Ee; ne demiş atalarımız; ‚Sen ağa, ben ağa, bu ineği kim sağa?‘ Kafalarında daha hizmet nasıl edilir fikri oluşmadan beyzadeler hemen mevki makam sahibi olmak istiyor. O bakımdan ben bu zihniyeti baştacı yapan adamlarla bir arada olmak istemiyorum. Ne zaman ki, hizmeti ön plana çıkaran bir oluşum ve onun neferleri olur, işte o zaman ben de o hareket de yer alırım. Yeri gelir en önde, yeri gelir en arkada… Maksat yaptığımız işin vatandaşa faydası dokunsun… Yoksa yine böyle yıllarca havanda su dövmeğe devam edeceğiz…*

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

GAYR-I RESMI DUYURU!Uetd Genel Merkez'den istifami ve gerekcelerimi iceren Kamuoyu Duyurumdan sonra gelen tepkilerden sonra, hakkimda söylenenleri ögrenince, gayr-i resmi bir aciklama yapma geregi duydum.*1. Ben parallelmisim*2. Muhalefetin muhbiriymisim1. Iftira veya benzetme icin su kadarini söylemek istiyorum. Pensilvanyada ki papaza karsi ne kadar mücadele verdigimi sayfamda ve sayfa disinda bulunan herkes bilir. Ayni zamanda cevremde ki insanlar da. Hatta ve hatta kendi dershanelerinde ki müdür de bilir. Ben hashasiler gibi hükümetime karsi ifadeler kullanmadim. UETD icinde ki olumsuzluklari aciklayana böyle bir iftira o sahislarin yaptiklari usulsüzlüklerin ispatidir. Ben basindan beri nasil AK Parti sevdalisi isem, su an da hala öyleyim. Sayin Cumhurbaskanimizin davasini hic bir cikar gözetmeden kendi davam edindim. Ne makam veya koltuk sevdam var, nede Büyük Ustanin acilisini yaptigi ve kendisiyle gönül bagi olan kurulusda maddi karsilik ile hizmet etme cabam. Ama, eger benim yaptigim calismalar icin proje destekleri geliyorsa, bu destekler gercekten toplumumuzun faydasi icin kullanilip degerlendirilmesini istiyorum. En basta hakk ve adalet icin. UETD kuruldugunda misyonu ve vizyonu vardi. Ne yazik ki gectigimiz zaman icersinde bunlardan uzaklasanlar var. Yönetimde ki hatalar sayesinde.*2. Sözcü gazetesinin muhbiriymisim. Bismillahirrahmanirrahim :)))) 16.11.2014 tarihinde ki toplantida ki haberi benim üzerime yikmaya calisiliyor. Sözcü Gazetesi de biliyor ki benimle hic bir sekilde, ne telefonla,ne sözlü,nede yazili bir sekilde görüsmedi. Görüsmem de. 'Istifami iceren aciklamamda 'Muta nikahi' ibaresini tirnak icine almamin sebebi, bunun benim ifadem olmadigini belirtmekti. Sözcü gazetesinin sansasyonel bir haber niteliginde bu haberi paylasmasindan kaynaklanan bir saptirmadir. Söz konusu olay klasik her kesimde olan, yani MHP de, CHP de,BDP de ve diger partiler ve kuruluslarda da oldugu gibi, aldatma ve zina olayidir. Vicdan rahatlatmak isteyenler "dini nikah" altinda bu birlikteligi dini olarak mesrulastirmaya calisiyorlar tabii ki.Sözcü gazetesi icin söylediklerimin aynisi Zaman Gazetesi ve samanyolu icin de gecerli (Su an yazili olarak benimle görüntülü röportaj yapmak istediklerini bildirdiler. Baska kapiya.)Ben hic bir basin yayin organina, benim kendi facebook sayfamda ki bildiri haricinde bir bilgi vermedim. Resim ve detaylar istenmis olduysada.Özelden yazanlara da sayfamda ki duyuru ile yetinmeleri gerektigini dedim. Bu demek degil ki, hic biriyle görüsmeyecegim. Dürüst olan muhabire söyleyeceklerim elbette vardir. Aciklamamin tersini, veya UETD yönetiminde hata yapan insanlarin faturasini AK Partiye cikarmak isteyenleri kabul etmiyorum. UETD icinde sonucta CHP li de, MHP li de, BDP li de, Cemaatci de barindiriliyor. En basta bunlarin temizlenmesi gerek. Daha sonrada sahsi maddi manevi menfaat ve cikarlar,makam koltuk icin davayi unutup UETD adina hareket eden ve bu sekilde zaten uzun zamandir Sayin Cumhurbaskanimizin davasina zarar veren insanlarBunlari okuyunca biliyorum ki, cogunuz neden o zaman onlara bu kozu verdiniz diyorsunuzdur. Aciklayayim. Bu Kamuoyu duyurumu paylasirken elbette bir cok seyi düsündüm. "Harakiri" yaparak kendimi hedef tahtasi haline getirmem bu davayi ne kadar önemsedigimi göstermektedir düsünen icin. Benim Ankarada ne "dayim", ne sevgilim,ne param, nede ikinci esi oldugum biri var ( olsaydi zaten su an bu konumda olmazdim ):) Buradan giden sikayetlerin gereken mercilere ulastirilmadan imha edildigini biliyorum. Ulasan sikayetlerde ise, "Götür dosyayi. Reis beni sonra cagiracak, bende bu sahis benden makam istedi. Vermedim. O da böyle karalama yapiyor derim, olay kapanir" sözlerine maruz kalmak istemem. Yani kime güvenecegimi kime ulasacagimi bilmedigimden kendime zarar gelebilecegi pahasina bu aciklamayi yaptim. Ve hala her harfimin arkasindayim. Ben herhangi bir cikarin pesinde degilim. Olsaydim cok farkli davranirdim. Yeter ki bu dava yeniden misyon ve vizyonuna kavussun. Liyakat sahibi insanlar belli konumlara getirilsin. Saltanat yürütülmesin. Görev dagitimi, kendi egolarina,arkadaslarina,akrabalarina hizmet icin degil de, toplum icin yapilmasini istiyorum. Aciklamamdan dolayi bana 80% olumlu, 20% elbette ki olumsuz tepki geldi ve devam da ediyor. Benim icin önemli olan, bu aciklamami bu yöntem ile bu kurulusa Avrupa'lı Türklere verdiği önemden dolayı büyük destek veren tabii liderimiz Sayin Cumhurbaskanimiz Recep Tayyip Erdogana ulasmasi. Ustanin hassasiyetlerini cok iyi bildigimizden, bu feryatlara duyarsiz kalmayacagini da biliyoruz. Aciklamamdan sonra cok ama cok sayida sikayetler de geldi bana. Benim bir sey degistirebilecegimden degil elbette, ama aman davaya zarar gelmesin diyerek bütün ahlaksizliklara,usulsüzlüklere,haksizliklara her zaman susuldugundan, belki bir umut bu aciklamanin akabinde yetkili merciler burda ki avrupali türklerin, UETD ve AK Parti gönüllülerin, hizmet insanlarin,dava insanlarinin , yani benimle birlikte yüzlerce,binlerce insanin sesine kulak verir, ve bu yanlislar düzeltilir. Avrupada ki UETD yapilanmasinin basina liyakat sahibi, verilen birim baskanliklarini gercekten yerine getirebilecek,bilgi birikim ehliyet tecrübe ve tahsile sahip olanlar getirilsin. Cünkü su an oldugu gibi kalirsa, saydigim meziyetlere sahip olan insanlar teker teker bunlara sahip olmayanlar, ama arkadaslik ve akrabalik iliskilerindenn kaynaklanan sebeplerden dolayi, tarafindan devam ihrac edilecekler ve dava günden güne itibar kaybedecektir. Gectigimiz secimlerin sonucundan da anlasiliyor. En basta UETD Avrupa nin basina almancaya tamamen hakim olan baskan, alman beyin kimyasini, düsünce tarzini, konusma ve ifade adabini iyi bilen biri getirilmeli. Aynisi ülke temsilciler,bölgeler icin de gecerli.*Son olarak tekrarliyorum. Istifa aciklamami paylasirken olabilecekleri, kendime de zarar verdigimi,hedef tahtasi yaptigimin bilincindeydim. Ama sürekli sikayet eden bir toplum oldugumuzu da hatirlatirim. Bir seylerin degismesi icin fedakarliklar da yapilmali. Baska bir yol bulamadigimdan, kimseye de güvenmedigimden, ben sosyal medya yolunu sectim. 12 yildir yapilan basarili calismalari görmeyenler, basarili calismalari dahi negatif haber yapanlar var diye , yanlislara göz yummak , bu yanlislarin devamini saglamaktir. Bu sözcü de cikan ilk cikan haberden beni sorumlu tutmak istiyorlar. Hedef saptirmasi yapiliyor basin aciklamalarinda. Bu haber sadece ve sadece, ben 3 haftadir engel olmaya calismama ragmen, genel merkez ve bölgede hic bir yaptirim yapilmadigindan kaynaklaniyor. Sahitlerim de var ispatlarim da. Bu ifademin yalan oldugunu ispatlasinlar. Ben seve seve aciklamamin her harfinde dogru konustugumu ispatlarim.Mevcut olan UETD camiasinda cok degerli, gercekten davasinda samimi olanlari tenzih ediyorum. benim sözlerimin adresi belli. Ben teskilat icinde ilk haber cikmamasi icin cok ugrastim. kimse ciddiye dahi almadi. Haber ciktiktan sonra bana yapilan yersiz suclamalar karsisinda MKYK toplantisi talep ettim, bagris cagris ile red edildi. Ve ben kendilerine o zaman bütün gercekler nasil ise o sekil yazip istifami kamuoyu ile paylasacagimi dedim.. Merkezi yönetimin icinde de sube ve bölgelerde de bu yazilanlari hak etmeyen degerli dava arkadaslarimiz bu yazilanlarin muhatabi degiller.Ben dik durmayi Büyük Ustadan ögrendim. Dava zarar görecek diyerek, hatalari hasir alti etmek, daha büyük hatalarin ortaya cikmasi, ve hatalarin normal karsilanip daimilik kazanmasini saglar.Bu esnada Kanal Avrupa ile bütün baglarimi kopardigimi da duyurmak istiyorum. Kimse benim kendi hayatimda ki yaptigim aciklamayi. benim disimda olan insanlari rahatsiz ederek sorgulamasin. Sorusu olan varsa bana yöneltsin lütfen. Aciklamalarimi kendi irademle ve kendi kalemimden yazdim.SelamlarArzu Kilicoglu
Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

[h=1]Muta nikahı krizi ‘Usta’ya uzandı[/h]

Sözcü, Kasım 30, 2014

 

Ali GÜLEN / FRANKFURT

AKP’nin Avrupa Teşkilatı Halkla İlişkiler Başkan Yardımcısı, “Muta nikahı olayı doğrudur. AKP’lilerin bu nikahtan haberi vardı ve onayladılar. Partinin, ‘fuhuş yuvası’ ve ‘açık genelev’ diye suçlanmasına neden olanlarla aynı yerde kalamam, Büyük Usta’ya zarar gelmemesi için istifa ediyorum” açıklaması yaptı.

Skandal, Ankara‘daki AKP genel merkezini de karıştırdı. Avrupa Teşkilatı olan ve bizzat Recep Tayyip Erdoğan tarafından kurulan UETD’nin lağvedileceği ve yerini VUSLAT isimli derneğin alacağı belirtiliyor.

AKP’nin Almanya ayağı, SÖZCÜ’nün ortaya çıkardığı “evli adamla AKP’li kadının paralel nikahı” krizi Avrupa örgütünü ve Ankara‘yı sarsıyor. AKP’nin Avrupa Teşkilatı Halkla İlişkiler Başkan Yardımcısı Arzu Kılıçoğlu, “Bu nikah olayı yalan değildir. Genel merkezin de haberi vardır. Nikah da AKP’liler de vardı. Büyük Usta’ya zarar gelmemesi için istifa ediyorum” açıklaması yaptı.

ÖRGÜT LAĞVEDİLİYOR, VUSLAT GELİYOR

Olaydan Ankara‘nın da haberdar olduğu ve “Muta nikahı”nın büyük rahatsızlık yarattığı öğrenildi. Bizzat AKP genel başkanlığı döneminde Recep Tayyip Erdoğan tarafından kurulan, Avrupa teşkilatı UETD’nin lağvedilmesine çalışıldığı belirtiliyor. Yerine VUSLAT isimli derneği geçirme çalışmaları yapılıyor.

SÖZCÜ’nün ortaya çıkardığı olayların ardından AKP’nin Avrupa ayağındaki çalkantılar hızla büyüdü. Evli bir adamla, karısının haberi olmadan yaşamaya başlayan ve onunla AKP’liler önünde nikah kıyan AKP’li AKP’li kadının, “partiden onay aldığı” ortaya çıktı.

MUTA NİKAHINDAN İSTİFA EDİYORUM

Avrupa Teşkilatı UETD’nin Genel Merkez, Sosyal ve Halkla İlişkiler Başkan Yardımcısı Arzu Kılıçoğlu, nikahı doğruladı ve zehir zemberek bir mektupla istifa ettiğini açıkladı. 15 yıldır bizzat Başbakan Erdoğan’ın misyon ve vizyonuna hizmet verdiğini belirten Kılıçoğlu, “Muta nikahı skandalı, istifa kararı almamı sağlamıştır. Ben yıllardır Türk aile yapımızı, toplum ahlakımızı destekleyen çalışmalar yaparken, bu olay bunların nafile olduğu sonucuna vardırdı. Bu nikah olayı yalan değildir” dedi.

AYRILMADAN, BERABER OLDULAR

Kılıçoğlu, AKP’nin olaydan haberi olduğunu belirterek, “UETD Genel Merkezi’nin olaydan haftalardır haberi vardı. Söz konusu bayan, UETD Bonn Şubesi’nin komisyon üyesiydi. Bahsi geçen beyefendi evli olduğu halde, UETD mensubu bayanla ilişki deyken, eşi haberdar oluyor ve akabinde beyefendi, diğer bayanın yanına yerleşiyor. Daha önce yaşanılan bir ayrılık yoktur. Ben konuyu UETD Başkanı Süleyman Çelik, UETD yöneticisi Mehmet Kara ve Bonn Şubesi’ne haberler çıkmadan önce bildirdim. Süleyman Çelik, ‘adam karısını boşamış, bunu almış, nikah kıymış, allahın emri’ dedi. Birden fazla evliliği destekliyor olabilirsiniz ama Türk aile yapısına ters bir şeyi desteklemeniz, UETD ve davamıza zarar vermez mi?” diye sordu.

ORTADA BOŞANMA FİLAN YOK

AKP Avrupa Teşkilat Başkanı Süleyman Çelik’in, iddia ettiği gibi ortada bir boşanma davası bulunmuyor. Dahası, UETD’li kadın tarafından nikahına alınan evli adamın, eski karısına giden bir avukat yazısı bile yok.

İstifa eden ve tüm UETDE’yi istifaya çağıran Kılıçoğlu, ayrıca kıyılan dini nikaha AKP’nin Avrupa yöneticilerinin de katıldığını belirtti. Kılıçoğlu, “Nikah yemeği verildiğini bana UETD Köln Bölge Kadın Kolu Başkanı bildirdi. Kendileri de UETD olarak katıldılar. Resimleri de mevcut. Haber SÖZCÜ’de çıktıktan sonra beni arayıp tehdit ettiler. Süleyman Çelik bana bağırdı” diye yazdı.

‘FUHUŞ YUVASI, AÇIK GENELEV, EĞLENME MERKEZİ…’

Kılıçoğlu şöyle devam etti:

“UETD Genel Merkezi’nin bilgisi dahilinde evlilik dışı ilişki meşrulaştırılmaya çalışılmıştır. Bir UETD yetkilisi bayan ile başkasıyla evli bir adam ikinci bir dini nikah töreni düzenlemiştir. Bunlar UETD’nin bilgisi dahilinde olmuştur. UETD’nin kadınlara sarkıntılık eden dernek olduğu yönündeki iddialar alıp başını yürümüştür. Olaylar basına yansıyınca UETD genel merkezinden yalan açıklamalar yapılmıştır. İçinde bulunduğum değerli bir kurum hakkında, yönetimde bulunan insanların yapmış olduğu hatalardan dolayı, ‘fuhuş yuvası’, ‘açık genelev’, ‘evli erkeklerin dul kadınlarla eğlenme mekanı’ diye bahsedilmesi beni derinden üzüyor. Kendimi koruma amaçlı böyle bir kararın daha uygun olacağı kanısına vardım. Özellikle BÜYÜK USTA’ya asla zarar gelmesini istemiyorum. İtibarsızlaştırmanın asıl sebebi, zaten bu yanlışlara sebep ve fırsat verenlerdir.”

 

 

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

[h=1]Muta Nikahı Yüzünden İstifa Etti[/h]

Ak PArti’de bir süredir iddia edilen “Muta Nikahı” tartışmaları yüzünden AK Parti Avrupa Teşkilatı Halkla İlişkiler Başkan Yardımcısı Arzu Kılıçoğlu partiden istifa etti.AK Parti’nin Avrupa Teşkilatı Halkla İlişkiler Başkan Yardımcısı Arzu Kılıçoğlu’nun, “Muta nikahı olayı doğrudur. AK Partililerin bu nikahtan haberi vardı ve onayladılar. Partinin, ‘fuhuş yuvası’ ve ‘açık genelev’ diye suçlanmasına neden olanlarla aynı yerde kalamam, Büyük Usta’ya zarar gelmemesi için istifa ediyorum” dediği öne sürüldü.BÜYÜK RAHATSIZLIK YARATTI

Sözcü’den Ali Gülen’in haberine göre, olaydan Ankara‘nın da haberdar olduğu ve “Muta nikahı”nın büyük rahatsızlık yarattığı öğrenildi. Bizzat AK Parti genel başkanlığı döneminde Recep Tayyip Erdoğan tarafından kurulan, Avrupa teşkilatı UETD’nin lağvedilmesine çalışıldığı belirtiliyor. Yerine VUSLAT isimli derneği geçirme çalışmaları yapılıyor.

AK Parti’nin Avrupa ayağındaki çalkantılar hızla büyüdü. Evli bir adamla, karısının haberi olmadan yaşamaya başlayan ve onunla AK Partililer önünde nikah kıyan AK Partili kadının, “partiden onay aldığı” iddia edildi.

İSTİFA EDİYORUM

Avrupa Teşkilatı UETD’nin Genel Merkez, Sosyal ve Halkla İlişkiler Başkan Yardımcısı Arzu Kılıçoğlu, nikahı doğruladı ve zehir zemberek bir mektupla istifa ettiğini açıkladı. 15 yıldır bizzat Başbakan Erdoğan’ın misyon ve vizyonuna hizmet verdiğini belirten Kılıçoğlu, “Muta nikahı skandalı, istifa kararı almamı sağlamıştır. Ben yıllardır Türk aile yapımızı, toplum ahlakımızı destekleyen çalışmalar yaparken, bu olay bunların nafile olduğu sonucuna vardırdı. Bu nikah olayı yalan değildir” dedi.

OLAYI BAŞKANA BİLDİRDİM

Kılıçoğlu, AK Parti’nin olaydan haberi olduğunu belirterek, “UETD Genel Merkezi’nin olaydan haftalardır haberi vardı. Söz konusu bayan, UETD Bonn Şubesi’nin komisyon üyesiydi. Bahsi geçen beyefendi evli olduğu halde, UETD mensubu bayanla ilişki deyken, eşi haberdar oluyor ve akabinde beyefendi, diğer bayanın yanına yerleşiyor. Daha önce yaşanılan bir ayrılık yoktur. Ben konuyu UETD Başkanı Süleyman Çelik, UETD yöneticisi Mehmet Kara ve Bonn Şubesi’ne haberler çıkmadan önce bildirdim. Süleyman Çelik, ‘adam karısını boşamış, bunu almış, nikah kıymış, allahın emri’ dedi. Birden fazla evliliği destekliyor olabilirsiniz ama Türk aile yapısına ters bir şeyi desteklemeniz, UETD ve davamıza zarar vermez mi?” diye sordu.

HERKESİ İSTİFAYA ÇAĞIRDI

İstifa eden ve tüm UETDE’yi istifaya çağıran Kılıçoğlu, ayrıca kıyılan dini nikaha AK Parti’nin Avrupa yöneticilerinin de katıldığını önü sürdü. Kılıçoğlu, “Nikah yemeği verildiğini bana UETD Köln Bölge Kadın Kolu Başkanı bildirdi. Kendileri de UETD olarak katıldılar. Resimleri de mevcut. Süleyman Çelik bana bağırdı” diye yazdı.

BÜYÜK USTAYA ZARAR GELMESİN

Kılıçoğlu şöyle devam etti:

“UETD Genel Merkezi’nin bilgisi dahilinde evlilik dışı ilişki meşrulaştırılmaya çalışılmıştır. Bir UETD yetkilisi bayan ile başkasıyla evli bir adam ikinci bir dini nikah töreni düzenlemiştir. Bunlar UETD’nin bilgisi dahilinde olmuştur. UETD’nin kadınlara sarkıntılık eden dernek olduğu yönündeki iddialar alıp başını yürümüştür. Olaylar basına yansıyınca UETD genel merkezinden yalan açıklamalar yapılmıştır.

İçinde bulunduğum değerli bir kurum hakkında, yönetimde bulunan insanların yapmış olduğu hatalardan dolayı, ‘fuhuş yuvası’, ‘açık genelev’, ‘evli erkeklerin dul kadınlarla eğlenme mekanı’ diye bahsedilmesi beni derinden üzüyor. Kendimi koruma amaçlı böyle bir kararın daha uygun olacağı kanısına vardım. Özellikle BÜYÜK USTA’ya asla zarar gelmesini istemiyorum. İtibarsızlaştırmanın asıl sebebi, zaten bu yanlışlara sebep ve fırsat verenlerdir.”

Kaynak: Sözcü / Ali Gülen, 01.12.2014

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

[h=2]YTB'NİN AKTARDIĞI PARALARDAN PİS KOKULAR GELİYOR[/h][h=1]Yetimin hakkını AKP-UETD’den birileri cebine mi indirdi?[/h]

AKP’nin Almanya kolu olarak bilinen Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’nde (UETD) vicdan sahibi insanlar kendi ifadeleriyle “ahlaksız ilişkiler”e isyan ediyor, tepkilerini istifalarla ortaya koyuyor.

ZİVER ERMİŞ [HABER YORUM]

UETD Hessen ve Leverkusen teşkilatlarındaki toplu istifalardan sonra UETD genel merkezinde, Halkla İlişkiler Başkan Yardımcısı Arzu Kılıçoğlu istifa ettiğini açıkladı. Arzu Kılıçoğlu Facebook’tan paylaştığı istifa açıklamasında, UETD genel merkezinde yaşanan, “evli bir adamın başka bir kadınla daha nikahlanması’ olayını doğruluyor. Bunu “ahlaksızlık” olarak nitelendiren Kılıçoğlu, UETD Genel Başkanı Süleyman Çelik ve yardımcısı Mehmet Kara’nın tüm bunlardan haberdar oldukları halde buna göz yumduklarını, hatta UETD yönetiminin, verilen nikah yeğine de iştirak ettiğini aktarıyor.

Arzu Kılıçoğlu’nun açıklamasındaki daha önemli konu ise, ZAMAN’ın ortaya çıkardığı, Gençlik Dairesi (Jugendamt) mağduru çocuk ve aileler için UETD Berlin’in yaptığı iddia edilen ancak 2013 yılında esamesi okunmayan proje konusu. Kılıçoğlu önelikle UETD’de gençlik dairesi mağdurlarıyla ilgili çalışmaları genelde kendisinin yaptığını hatırlatıyor. Ancak ne kendisinin, ne UETD’de kimsenin neden böyle bir projeden haberi bile olmadığnı bakın nasıl sorguluyor:

“YTB’nin kitabında o zamanlar sadece temsilciliği bulunan UETD Berlin için, yüklü miktarda proje desteği alınmış olduğu yazılı… Böyle önemli bir proje kimsenin haberi olmadan gizli mi yürütülüyor? Eğer böyleyse topluma ne faydası var? Bu destek nereye gitti? Kaç kez bu gençlik dairesi sorunlarını proje haline getirip daimi bir hizmet sağlamak için çalışma yapalım dememe rağmen, hiç dikkate alınmazken, benim hiçbir yerde görmediğim ve duymadığım bu proje nerede? Benim emeğim üzerinden birileri maddi olarak nemalandı mı?“

Yönetimden bir isim olarak Arzu Kılıçoğlu’nun, para aktarılmış bu pojeden kimsenin haberinin olmadığını ifade etmesi, sözde proje konusunda malesef pis kokuları arttırıyor. Bu da, “Ailelerinden alınmış çocuklarla ilgili olduğu için yetim hakkı sayılabilecek olan bu para UETD veya AKP’den birilerinin cebine mi girdi?“ sorusunu gündeme getiriyor. Konuyu aydınlatabilecek olan Başbakanlık Yurtdışı Türkler Başkanlığı (YTB). Ancak haber kapsamında üç kez eski başkan, bir de yeni başkan döneminde olmak üzere konuyu dört kez sorduğumuz YTB konu hakkında tek kelime etmiyor. Bu da hem YTB, hem de UETD hakkındaki soru işaretlerini arttırıyor.

01.12.2014 18:13, ZAMAN

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Dein Kommentar

Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.

Gast
Auf dieses Thema antworten...

×   Du hast formatierten Text eingefügt.   Formatierung jetzt entfernen

  Nur 75 Emojis sind erlaubt.

×   Dein Link wurde automatisch eingebettet.   Einbetten rückgängig machen und als Link darstellen

×   Dein vorheriger Inhalt wurde wiederhergestellt.   Editor leeren

×   Du kannst Bilder nicht direkt einfügen. Lade Bilder hoch oder lade sie von einer URL.


×
×
  • Neu erstellen...