Zum Inhalt springen
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Empfohlene Beiträge

Kurtlar Vadisi çok ciddi bir tehlikeymiþ !

Ergenekon davasýnýn tutuksuz sanýklarýndan Güler Kömürcü'nün bilgisayarýnda ele geçirilen raporda “Kurtlar Vadisi” ile ilgili bakýn neler yazýyor...

 

Terör örgütü Ergenekon ile baðlantýsý olduðu gerekçesiyle kapatýlan araþtýrma þirketi Sosyal Araþtýrmalar ve Strateji Geliþtirme Merkezi'nin (SESAR) Haziran 2004 tarihli Yeni Milis raporu da Ergenekon'un binlerce sayfadan oluþan 441 klasörü içinde yerini aldý. Rapor Ergenekon sanýðý gazeteci Güler Kömürcü'nün bilgisayarýnda çýktý. SESAR'ýn Baþkaný Ýsmail Yýldýz, Ergenekon davasý kapsamýnda tutuklanarak cezaevine gönderilmiþti.

 

Dizi çok ciddi bir tehlike

 

"Çözülme sürecine akýllý direniþ için; kanýn son damlasýndan önce beynin son hücresine kadar mücadele gereði" sloganýyla kaleme alýnan raporda sevilen dizi Kurtlar Vadisi'nin ciddi bir tehlike olduðu ileri sürüldü. Tehlike olarak görülen dizi, "Kurtlar Vadisi Etkisi Dizginlenmeli" baþlýðýyla dizi toplumsal bir dönüþüm olarak deðerlendirildi. Raporda geçen deðerlendirme ise þöyle:

 

Çakallar daha uyanýk olmalý

 

"Bugün birçok noktada ‘Kurtlar Vadisi Etkisi’ dediðimiz bir dönüþüm yaþanmakta. Toplumsal bir histeri haline dönüþen dizi, hedeflediði ve hedeflemediði birçok amacý; arka plandaki derin senaryo desteði ile gerçekleþtirme konusunda hayli baþarýlý. Dizi ile toplumun bilinçaltýna verilen mesajlar, bir yandan toplumun bir yandan da devletin atomize olmasýna ve bunun yadýrganacak deðil, mevcut konjonktürün doðal bir uzantýsý olduðu yolunda ön kabul yaratýlmasýna yardýmcý oluyor."

 

Türkiye'yi çözülme süresine sokan dýþ güçlerin, bu tip diziler sayesinde eleman sýkýntýsý çekmeyeceðini dile getiren SESAR, nasihat etmeyi de ihmal etmiyor: "SESAR olarak; Kurtlar Vadisi'nde dolaþan çakallara her zamankinden daha fazla uyanýk olunmasý gerektiðinin bilincinde olmak zorunluluðu var."

 

BUGÜN

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • Antworten 85
  • Erstellt
  • Letzte Antwort

Top-Benutzer in diesem Thema

Kurtlar Vadisi'nin verdiði gizli mesaj neydi

 

 

6 Aðustos 2008 Çarþamba : 10:20

'Birçok noktada 'Kurtlar Vadisi Etkisi' dediðimiz bir dönüþüm yaþanmakta' diye þikayet eden Ergenekoncular vadiyi nasýl deðerlendirdi?

 

 

Hakan Albayrak'ýn yazýsý

 

Kurtlar Vadisi olmasaydý…

 

Ergenekon Davasý sanýklarýndan Güler Kömürcü'nün bilgisayarýnda "Kurtlar Vadisi" dizisi ile ilgili bir rapor bulundu.

 

Ergenekon'un yan kuruluþlarýndan olduðu iddia edilen Sosyal Araþtýrmalar ve Strateji Geliþtirme Merkezi (SESAR) tarafýndan hazýrlanan raporda þöyle deniliyor:

 

"Bugün birçok noktada 'Kurtlar Vadisi Etkisi' dediðimiz bir dönüþüm yaþanmakta. Toplumsal bir histeri haline dönüþen dizi, hedeflediði ve hedeflemediði birçok amacý; arka plandaki derin senaryo desteði ile gerçekleþtirme konusunda hayli baþarýlý. Dizi ile toplumun bilinçaltýna verilen mesajlar, bir yandan toplumun bir yandan da devletin atomize olmasýna ve bunun yadýrganacak deðil, mevcut konjonktürün doðal bir uzantýsý olduðu yolunda ön kabul yaratýlmasýna yardýmcý oluyor."

 

Raportörlerin derdi gayet açýk; Ergenekon tipi örgütlenmelerin deþifre edilmesinden, vatan-millet diye diye vatanýn-milletin canýna okuyan derin komplocularýn iplerinin pazara çýkarýlmasýndan, devlet müdafaasý adý altýnda yürütülen kirli savaþýn bütün iðrençliðiyle ortaya konulmasýndan ve toplumun bunlara karþý bilinçlendirilmesinden þikâyet ediyorlar.

 

Ergenekon Davasý gibi inanýlmaz derecede 'kompleks' bir davanýn topluma hiç yadýrgatýcý gelmemesinden anlýyoruz ki, adamlar bu þikâyetlerinde gayet haklýlarmýþ.

 

Devlete baðlý güçler, birtakým stratejik veya taktik hesaplar uðruna, devletin has adamlarýný öldürebilirler mi? "Vatan-Millet-Sakarya" deyip duran kimselerin PKK unsurlarý ile iþ tutmalarý mümkün mü? Terörle mücadele eroin ticaretine dönüþtürülebilir mi? Ýrtica teranelerinin perde arkasýnda banka vurgunlarý olabilir mi?... "Kurtlar Vadisi"nden önce bu sorulara 'olabilir' cevabýný verecek pek az kimse bulunabilirdi. Þimdi ise 'olamaz' diyecek kimse bulmakta güçlük çekilir. Bu televizyon dizisi, 'derin devlet' diye anýlan çetelerin tezgâhlarýný paramparça etti. Asýrlýk bir provokasyon/komplo geleneði yerlerde sürünüyor bu dizi sayesinde. Toplum uyandý, üzerinde oynanan aþaðýlýk oyunu fark etti, Ergenekon Davasý'ný yadýrgamayacak kadar bilinçlendi.

 

Biz bu bilinci binlerce kitap, gazete makalesi ve televizyon açýk oturumu ile aþýlayamazdýk topluma. Nitekim yýllardýr aþýlayamadýk. Dönen derin dolaplarý anlatamadýk. Anlatabildiysek de inandýrýcý olamadýk. Fakat "Kurtlar Vadisi" toplumu ikna etti. En inanýlmaz gerçekleri bile kabul ettirdi topluma. 'Girift' düþünmeyi ve olaylarýn ardýndaki gerçeði görmeyi öðretti.

 

"Kurtlar Vadisi" olmasaydý, belki Ergenekon Soruþturmasý için gereken ufuk da olmayacaktý; bu soruþturmayý baþlatýp yürütecek polisler, savcýlar da olmayacaktý…

 

Türkiye'nin önünü aydýnlatan "Kurtlar Vadisi" için, bu diziye emeði geçen herkese þükran borçluyuz. Bilhassa, derin senaryolarý ifþa eden senaristlere… Ve onlarýn danýþmaný, rehberi, yönlendiricisi Ömer Lütfi Mete'ye…

 

Ömer Lütfi Mete kalp krizi geçirdi. Yüreðimiz aðzýmýza geldi. Þükür ki durumu iyiymiþ. Aziz Ömer aðabeyime Rahmân ve Rahîm Allah'tan acil þifa diliyorum.

 

YENÝ ÞAFAK

 

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Tatlýses PKK'ya yardým etti mi?

 

 

Ergenekon soruþturmasýnda Ýþçi Partisi'nden ele geçirilen belgede Ýbrahim Tatlýses'in 1997 yýlýna kadar PKK'ya 1,5 milyon dolar para yardýmýnda bulunduðu ve yaralý teröristleri tedavi ettirdiði belirtiliyor

 

 

 

 

 

ÝSTANBUL - Ergenekon üyelerine yönelik operasyonlarda ele geçirilen belge ve dokümanlarda birbirinden ilginç bilgiler yer alýyor. Ýþçi Partisi binasýnda bulunan dokümanlar arasýnda terör örgütü PKK'nýn siyasi kanadý olarak faaliyet gösteren ERNK'ya ait bir raporda örgüte yardým eden sanatçýlarýn isimleri ve yapýlan yardýmýn miktarlarý kayda alýnmýþ. Zaman Gazetesi'nin haberine göre, belgede, Ýbrahim Tatlýses'in 1997'ye kadar ERNK'ya 1,5 milyon dolar para yardýmýnda bulunduðu ve yaralý teröristleri tedavi ettirdiði belirtiliyor.

 

PKK'nýn sanatçý camiasý ile olan iliþkileri 'Arenadaki Sanat ve Gladio Sanatçýlar' baþlýklý raporlarda yer alýyor. Belgelerde bazý sanatçýlarýn PKK'ya yardým ettiðini gösteren dokümanlar ortaya çýktý. Ýþçi Partisi Genel Baþkaný Doðu Perinçek'in irtibatlý olduðu tespit edilen PKK'nýn siyasi kanadý ERNK'nýn hazýrladýðý bir rapor yine Ýþçi Partisi binasýnda yapýlan aramalarda ele geçirildi. Rapora göre Paris'te hayatýný kaybeden sanatçý Ahmet Kaya, ERNK'ya 500 bin Alman Marký yardýmda bulundu. Ýbrahim Tatlýses'in ise hem baðýþ hem de fiili yardýmlarda bulunduðu belirtiliyor. Raporda þöyle deniliyor: "Bilinen isimlerden Ahmet Kaya ve Ýbrahim Tatlýses gibi sanatçýlara halk içerisinde büyük sempati duyulmaktadýr. Ahmet Kaya ile iliþkilerimiz çok iyi olmasýna karþýn bu þahýs kapitalizmin güdümünde olmasý nedeni ile sadece partimize baðýþ niteliðinde konserler vermiþ, süreç içerisinde 1992-1993-1994 yýllarýndaki toplam yardým miktarý 500 bin marký bulmuþtur. Oysa ki Ýbrahim Tatlýses kuru sözcüklerden ibaret olmayýp, icraatlarý, gerek yaptýðý baðýþlar ile gerekse de fiili birtakým yardýmlarýyla oldukça göz dolduruyor."

 

Belgede yer alan çarpýcý cümleler bununla da sýnýrlý deðil. ERNK raporunda Tatlýses için, "Ayrýca bu þahsýn deþifre olma korkusunu üzerinden atmasý için kendisini 'faþist' Türk Ordusu'na göz yumdurucu nitelikte parasal rüþvet vermesine de partimiz tarafýndan izin verilmiþtir. Çünkü bu þahýs süreç içerisinde olduðu gibi bizim için uzun vadede de çok faydalý olacaktýr. Hayatî endiþesi nedeniyle mafyanýn ve bazý gruplarýn çatýsý altýna girdiðini bize ileten bu þahýs 'Kürdistandan' gönderilen yaralý arkadaþlarýmýzý da himayesi altýna alýp tedavi edilmelerini saðlamaktan kaçýnmamýþtýr. Parasal destek olarak da kendisinden 1 milyon 500 bin dolar baðýþ alýnmýþtýr. Bu meblað Tatlýses'in 1997'ye kadar partimize yaptýðý sadece parasal destektir" ifadeleri kullanýlýyor. Adý Sauna çetesi operasyonuna da karýþan Ýbrahim Tatlýses'in ismi 2455 sayfalýk iddianamede birçok kez geçiyor. Susurluk hükümlüsü Sami Hoþtan ve çete lideri Sedat Þahin'le de telefon konuþmalarý bulunduðu tespit edilen Tatlýses'in Veli Paþa'yla samimi olduðu hususu dikkat çekiyor. 25 Mayýs 2004 tarihinde Sedat Þahin ile yaptýðý konuþmada ise þu diyaloglar geçiyor:

 

S. Þahin: Merhaba Ýbrahim, sana biþey soracam kafama takýlýyor da sormadan edemeyecem, sen g.. müsün?

 

Tatlýses: Kaç sefer aradým Sami (Hoþtan) abiynen birlikte randevu aldýk. Bir türlü þey yapamadýk.

 

S. Þahin: Duydun iþte þimdi, demek ki duymak zorunda býraktýn beni. Düþünürsen bulursun. Baþka birþey demiyorum sana.

 

Tatlýses: Ben aradým, kaç kere aradým.

 

 

Radikal, 01.08.2008

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 2 Monate später...

Türkiye'de yaþayan ortalama bir insanýn sorduðu þu soruyu daha net olarak soralým: Bu terörü niye týrmandýrýyorsunuz? Bu ülkenin evlatlarýný neden katlediyorsunuz?

Hangi ideolojik temellere dayanarak 19-20 yaþlarýnda býyýklarý bile terlememiþ gencecik fidanlarý, ana kuzularýný topraða gönderiyorsunuz?

 

Hakikaten ne amaçlýyorsunuz? Ayrý bir Kürt devleti mi? Bu yolla ayrý bir Kürt devleti kuracaðýnýza gerçekten inanýyor musunuz? 30 yýl içinde gelebildiðiniz yer belli! Kürtlerle Türkler sizin tahmin edemediðiniz kadar iç içe ve akraba. Ayrýþtýramýyorsunuz. Baðýmsýzlýða taban bulamýyorsunuz ve siz de biliyorsunuz ki bulamayacaksýnýz! Ýstanbul'da, Ýzmir'de, Bursa'da yaþayan Kürtlerin buralarý terk ederek Güneydoðu'ya tekrar dönmek istemeyeceðini siz de biliyorsunuz! Dayýyý yeðenden, kuzeni kuzenden ayrýþtýramadýnýz!

 

Bu ülke demokratikleþmeye çalýþýyor. Bu ülke, bireysel özgürlüðün olduðu ve insan haklarýnýn ihlal edilmediði bir ülke haline gelmeye çalýþýyor. Bu ülke, Ergenekon adý verilen ve devletin içine kadar sýzmýþ bir çeteden kurtulmaya çalýþýyor. Baðýrsaklarýný temizlemeye ve 40 yýldýr var olan faili meçhul cinayetleri sona erdirmeye çalýþýyor. Neden ýsrarla demokratik açýlýmlarýn önünü týkamaya uðraþýyorsunuz! Neden, bu ülkenin, güvenlik gerekçesiyle daha sýký yönetilmesine zemin hazýrlýyorsunuz?

 

Bu ülke, kalkýnma, geliþme ve refah düzeyini artýrma yolunda hýzlý adýmlarla ilerliyor. Ekonomik zenginliklerinin büyük güçler tarafýndan heba edilmesini önlemek için gayret sarf ediyor. Gencecik çocuklar topraða verildikçe Kürtlerin daha mý müreffeh olacaðýna, oluk oluk kan aktýkça Kürtlerin daha mý mutlu ve huzurlu yaþayacaðýna inanýyorsunuz?

 

Neden her kritik eþikte gerginliði týrmandýrýyorsunuz? Bu ülke, artýk seçilmiþ bir partiyi kapatmamayý öðreniyor. Bireysel özgürlükler bütün Türkiye'ye yayýlýyor. Neden gayri nizami örgütlenmelerin, devlet içindeki çetelerin yok edilmesini engelliyorsunuz? Neden gayri nizami çetelerin var olmasýna, kamuoyu desteði saðlayacak þekilde gencecik fidanlarýmýza saldýrýyorsunuz?

 

22 Temmuz 2007 seçimleri sürecinde yaptýklarýnýzý Türkiye anlamadý mý sanýyorsunuz? Terörü týrmandýrdýkça týrmandýrdýnýz. Bir kýsým güç odaklarý 'seçimi býrakýn, (sözüm ona) terörü kurutmak için Kuzey Irak'a girin' dedikçe terör týrmandý, terör týrmandýkça 'seçimleri iptal edin' baskýsý geldi. Bu oyunun bir parçasý olmayý sizden kim istedi? Ergenekon çetesiyle niye ayný hedefe kilitlendiniz? Açýklamayacak mýsýnýz? Yoksa sað el sol el meselesi mi?

 

Yoksa bu düzenin hep böyle devam edip gitmesini mi istiyorsunuz? Aktütün'de, Daðlýca'da þehit düþen çocuklar doðduklarý zaman durum neyse bugün de öyle. Niye statükonun deðiþmesine müsaade etmiyorsunuz? Bu statüko kimlerin iþine yarýyor farkýnda mýsýnýz? Yoksa sizde mi ayný yapýnýn elemanlarýsýnýz? Türkiye'yi kimin için yorduðunuzu gerçekten biliyor ve bilerek mi yapýyorsunuz? Aðalarýnýz ve aðalarýmýz hep yerinde duruyor ama binlerce fidanýmýz topraðýn altýna giriyor. Sizi kim yönetiyor? Abdullah Öcalan mý? Ama biz Öcalan'ý Ýmralý'da tutuklu biliyorduk. Bu, nasýl bir tutukluluktur?

 

Yaptýðýnýz eylemler kimin iþine yarýyor? Hakikaten þapkayý önünüze alýp düþünüyor musunuz? Yoksa sizler gerçekte hiçbir ideolojik kaygýlarý olmayan, bir terör þirketi misiniz?

 

 

11 Ekim 2008, Cumartesi , Zaman

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 3 Wochen später...

Ülkede kaos çýkararak darbeye zemin hazýrlamakla suçlanan Ergenekon terör örgütünün, amaçlarý doðrultusunda yeni bir Kur'an-ý Kerim hazýrlattýðý öðrenildi.

 

Tutuklu sanýklardan Kuvayý Milliye Derneði genel baþkaný emekli Albay Fikri Karadað'ýn talimatýyla hazýrlanan Ergenekon'un kutsal kitabýna göre namaz iki vakit. Zina ise suç deðil.

 

Amacýna ulaþmak için suikast da dahil her yolu mubah sayan Ergenekon, diðer terör örgütleri, mafya ve medyayý kullanmakla yetinmemiþ. Örgüt, dine de el atmýþ ve kendilerine göre yeni bir kutsal kitap hazýrlatmýþ. Örgütün yeni kitabý Kuvayý Milliye Derneði Genel Baþkan Yardýmcýsý Burhan Omay tarafýndan yazýlýyor. Kitabýn yazýlmasý talimatýný ise derneðin tutuklu genel baþkaný emekli Albay Fikri Karadað veriyor.

 

Ergenekon'un bir diðer tutuklu sanýðý Semih Tufan Gülaltay'ýn bilgisayarýndan çýkan ve iddianame eklerinden 232. klasörde yer alan notlar arasýnda, Fikri Karadað'ýn namazý iki vakte indiren ve Kur'an'da baþörtüsü olmadýðýný iddia eden bir kitap hazýrlýðýndan söz ediliyor. Toplam 7 ciltlik metni CD'lerde kayýtlý bulunan bu kitabýn ilk cildinin "Burhan Omay Müftütorunoðlu" adlý yazar ismiyle bin adet basýldýðý, ancak dernek yöneticisi Fikri Karadað'ýn hapse girmesi nedeniyle matbaada kaldýðý, piyasaya sürülemediði öðrenildi. Fikri Karadað, basýlan ancak daðýtýlamayan bu kitaba önsöz yazdý. Matbaa sahibi, parasýný alamadýðý için kitaplarý Burhan Omay'a teslim etmiyor.

 

Ýlk olarak Akýn Birdal suikastýný gerçekleþtiren Türk Ýntikam Tugayý (TÝT) adlý örgütün yöneticisi olarak kamuoyunda adý duyulan ve halen Ergenekon terör örgütünün tutuklu sanýðý Semih Tufan Gülaltay'ýn bilgisayarýn çýkan, iddianame eklerinden 232. klasörde yer verilen kendi kaleme aldýðý notlarýnda, Burhan Omay'dan þöyle söz ediyor: "Fikri Karadað ayný zamanda, yönetimde bulunan Prof. Burhan Omay'ýn, uzun yýllardýr çalýþtýðý ve Kur'an-ý Kerim'i çözdüðünü, buna göre Kur'an-ý Kerim'de zinanýn suç olmadýðý ve 5 vakit namazýn da emredilmediðini ortaya çýkardýklarýný söylemektedir. Kuvayý Milliye olarak yeniden bir Kur'an-ý Kerim yazýlacaðýný, halkýn bu þekilde doðrularý öðreneceðini bildirmektedir."

 

Araziler parsel parsel satýlýyor

 

Ergenekoncularýn örgüte gelir saðlamak için pahalý arazileri ele geçirip satma stratejisiyle ilgili yeni bir iddia ortaya atýldý. Burhan Omay'ýn Kocaeli Karamürsel'de 15 milyon dolar deðer biçilen bir araziyi parsel parsel satmaya çalýþtýðý öðrenildi. Burhan Omay, Marmara Körfezi'nde Karamürsel ilçesindeki Gökçetepe ve Tepeköy mevkiindeki denize nazýr araziler için bastýrdýðý satýþ duyurusu afiþinde "Cenneti arz ediyoruz" ifadeleri yer alýyor. "Sahibinden satýlýk" denilen binlerce dönümlük araziyle ilgili afiþte Omay'ýn ismi ve cep telefonu numarasý yer alýyor.

 

Ýbrahim Balta, Ýstanbul Zaman

 

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Ergenekon’un derinine inmek, geçmiþine uzanmak

 

Soraný da þaþýrtan sorular vardýr.

Bir tür refleks gibi sorulan sorular...

Birisi bir sözle, bir bakýþla sinir uçlarýnýza dokunduðunda, aðzýnýzdan dökülüveren, planlamadýðýnýz, önleyemeyeceðiniz sorular...

Ergenekon davasý henüz açýlmamýþ ve iddianame henüz açýklanmamýþken soruþturmanýn yetkili bir ismi bana, Danýþtay cinayeti ile Ergenekon arasýnda baðlantý olduðu þüphesini aktarmýþtý.

Durup düþünseydim “nasýl bir baðlantý” derdim herhalde; “Ergenekon sanýklarýný Danýþtay cinayetini planlamakla mý suçlayacaksýnýz” diye sorardým.

Soramadým; aðzýmdan dökülen sorular baþkaydý:

“Ya Hrant Dink cinayeti? Ya Malatya katliamý? Ya Sabancý suikastý? Ya Ahmet Taner Kýþlalý? Ya Uður Mumcu?”

Yetkili, Hrant Dink baþta olmak üzere son birkaç yýlýn çözümsüz kalmýþ siyasi cinayetlerinin Ergenekon’la baðlantýlý olabileceðini, ancak bu konuda somut delillere henüz ulaþmadýklarýný söyledi bana.

Sonra da, gerek devam eden 86 sanýklý Ergenekon Davasý’nýn, gerekse diðer Ergenekon zanlýlarý hakkýnda açýlmasý beklenen ikinci davanýn sýnýrlarýný itiraf eden þu sözleri söyledi:

“Biz ancak son dört-beþ senenin faaliyetleri üzerinde yoðunlaþabiliyoruz. Oysa tabii, en az on-yirmi sene geriye gidiyor bu iþ.”

 

* * *

 

Ýddianameye bakýn; devletin içine yuvalanmýþ Ergenekon suç örgütünün varlýðýna kanýt gösterilen belgeler en fazla dokuz yýl öncesine uzanýyor.

Örgütün, kendisini yirmibirinci yüzyýl þartlarýna uydurabilmek amacýyla hazýrlýk yaptýðýný ortaya koyan “Ergenekon’un Yeniden Yapýlanmasý” ve “Lobi” baþlýklý iki belge 1999 tarihli.

“Lobi” belgesi bu hazýrlýðý þöyle özetliyor:

“Türk Silahlý Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren Ergenekon’un kontrolünde, sivil unsur olarak çalýþmasý plânlanan Kemalist/ sivil Lobi’ye ve yapacaðý çok yönlü yararlý faaliyetlere yeni yüzyýlda gereksinim vardýr.”

Velhasýl, 1999 tarihli bu belgede karþýmýzda yeni bir örgüt yok; eski yüzyýldan kalma “yararlý” faaliyetlerine yeni yüzyýlda da ihtiyaç olacaðýndan emin bir örgüt var.

Ayrýca, Tuncay Güney’in Ergenekon’la ilgili bir dizi ifþaatta bulunduðu, sonradan yýllarca sümenaltý edilen ifadesinin 2001’de alýndýðýný biliyoruz.

Milli Ýstihbarat Teþkilatý’nýn Ergenekon adlý gizli yapýlanmadan haberdar olduðu tarih de 2001...

Demek ki:

Ergenekon hakkýnda elde edilen en eski bilgiler henüz on yýllýk bile deðil; buna karþýn, eldeki en eski belgeler örgütün “kuruluþ”unu deðil “reorganizasyon”unu anlatýyor ve örgütü soruþturanlar, Ergenekon’un “en az on-yirmi sene geriye gittiðine” inanýyorlar.

Keza, Ergenekon soruþturmasý sayesinde devletin derin dehlizlerinin aydýnlatýlabileceði umuduyla bir tür refleks gibi sorguladýðýmýz “sýr” cinayetler de en az onbeþ yýl öncesine uzanýyor.

 

* * *

 

Ergenekon 1999’da doðmadý.

Soruþturmayý yürütenlerin tahminleri doðruysa, bu gizli örgütlenmenin geçmiþi en az bir on yýl daha öncesine, yani Soðuk Savaþ’ýn sonuna, muhtemelen de çok daha gerilere gidiyor.

Türkiye’nin bir türlü çözemediði ve bu çözümsüzlüðün de bir sonucu olarak, çoðumuzun bir ucuyla devlete dayandýðýný düþündüðümüz siyasi suikastlar 1990’lara ve daha öncesine uzanýyor.

Fehmi Koru dün Yeni Þafak’ta bu karanlýk geçmiþle ilgili haklý sorular soruyordu:

“Devletin (Ergenekon’u soruþturma) kararlýlýðý yalnýzca þu yakýn dönemi mi kapsýyor? 1970’lerden 2000’lere uzanan çirkefliklerin karýþtýrýlmamasý da kararlýlýðýn bir parçasý mý?”

Fehmi Koru’ya bu sorularý sorduran, yine kendi ifadesiyle, “ana özelliði kan ve gözyaþý olan bir dönemin hemen her yerinde ya güvenlik sorumlusu ya da politikacý olarak parmak izi bulunan” Mehmet Aðar’ýn söyledikleriydi.

Aðar, kendisi Emniyet’i yönetirken Milli Ýstihbarat Teþkilatý’nýn tepesinde görev yapan Mehmet Eymür’ün “O dönemle ilgili bildiklerini açýklasýn” çaðrýsýna, “Devletim isterse konuþurum” yanýtýný verdi.

Fehmi Koru’nun sorduðu “Mehmet Aðar’ýn kendisine ‘konuþ’ demesini beklediði devlet acaba ne? Ya da kim o devlet?” sorusunu, Taraf Ankara Temsilcisi Ýsmet Demirdöðen, Aðar’ýn kendisine yöneltti dün.

Aðar, önce “Kastým devletin adli ve idari makamlarýdýr” dedi, sonra “Benim muhatabým MÝT’tir, MÝT sorsun cevap vereyim” diye kafasýndaki adresi daha da belirginleþtirdi.

 

* * *

 

1993’ün ocak ayýnda soðuk bir akþamüstüydü.

O zamanki eþim, gazeteci Ümit Aslanbay iyi hatýrlayacaktýr...

BBC’de çalýþmaya baþlamak üzere Londra’ya gidiþimizden bir gün önce, Uður Aðabey’e uðramýþtýk; Cumhuriyet gazetesinde birlikte çalýþtýðýmýz Uður Mumcu’ya “Allahaýsmarladýk” diyecektik.

Uður Aðabey, “Apo’yla ilgili kitabým için müthiþ belgeler buldum; devletle baðlantýsýný gördüm” diye heyecanla anlatýyordu.

Uzun uzun dinledik onu; Güldal Abla’nýn getirdiði çaylarý içtik; sonra vedalaþýp ayrýldýk.

Ýki gün sonra, Londra'da, Uður Aðabey’in arabasýyla birlikte havaya uçurulduðu haberini aldýk.

 

* * *

 

Mehmet Aðar, eðer “devleti” kendisine “konuþ” derse ne anlatacak?

“MÝT sorsun cevap vereyim” derken, aklýnda Uður Mumcu cinayeti de var mý?

1993’te Güldal Mumcu’yla, cinayet soruþturmasýnýn önüne devlet tarafýndan örülen duvardan bir tuðla çekip çekmemeyi tartýþan ve bu tartýþmayý yýllar sonra yalanlama gereði duyan Aðar neden çekiniyor?

Arkadaþýmýz Ýsmet Demirdöðen’e “Beni Ergenekon’a yamamaya çalýþýyorlar” diye yakýnan Aðar, Ergenekon hakkýnda ne biliyor?

Ergenekon’un “en az on-yirmi yýl geriye giden geçmiþinde” Mumcu cinayeti de var mý?

Ve bu karanlýk örgütün karanlýk geçmiþi deþilmedikçe, bu devletin derinine inilmesi ne kadar mümkün?

 

 

Yasemin Congar, TARAF, 31.10.2008

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 1 Monat später...

Ergenekon Çetesi, Gladyo ve

 

Küresel Emperyalizmin yeni düþmanlarý

 

Türkiye´yi bugünlerde çalkalayan, toplumu yine ikiye ayýran Ergenekon Soruþturmasýný iyi analiz etmek gerekiyor. Yani devlet iktidarýný kontrol altýna almayý hedefleyen bu çete neyin nesidir?

 

Ergenekon yeni bir mesele deðildir. Yýllardýr Türkiye´de var olan, az sayýda insanýn haberdar olduðu bir meseledir. Hatta önceleri Alparslan Türkeþ ve Abdullah Çatlý´nýn bile ismi geçtiði yapýlanmayý anlamak için Soðuk Savaþ zamanlarýna geri dönmek gerekiyor.

 

1950li yýllarda NATO, CÝA ve MÝ6 “Gladyo“ isminde bir gizli örgüt kurarlar ve yaklaþýk 40 sene Yunanistan, Türkiye ve Batýavrupa ülkerinde faaliyetler gösterirler. Bu örgütün elemanlarý genellikle toplumu kýþkýrtmak için çeþitli faaliyetler düzenlerler ve etkili olduklarý ülkede gerekirse rejimi çökertirler.

 

Soðuk Savaþ zamanýnda Amerika Birleþik Devletleri (ABD) özellikle Avrupa Ülkelerinde ajanlar yerleþtirme çabasýna girer. Asker içinde gizli örgütler kurulur. ABD`nin amaçlarý doðrultusunda sivil toplum kuruluþlarý, thing-thang´ler kurulur. Bu þekilde Amerika, CÝA ayaðý ile tüm dünyada solculara karþý bir akým eðitmiþtir. Kontrol ettikleri devletlerin Rusya ile baðlantýlarýný kesebilmek için gizli çeteler harýl harýl çalýþtýrýlmýþtýr. Bu yapýlanmalar Gladyo yapýlanmalarýdýr.

 

Soðuk Savaþ sona erdikten sonra, Avrupa ülkerinin birçoðunda Gladyo yapýlanmalarý çökertilmiþtir. ABD ise kendi gücünü muhafaza edebilmek için yeni düþmanlar „yaratmak“ zorunda kaldý. Nitekim hiç bir devlet düþmansýz ayakta duramaz. Düþmansýz bir devlet gücünü kaybetmeye mahkumdur. Yok olmamak için, halký rejime baðlamak, daha doðrusu rejimden baðýmlý hale getirebilmek için, onu korkutmak gerekir. Korkutmak için düþman birebirdir. ABD´de Rusya´nýn ekonomik, siyasi ve askeri gücünün yýkýlmasýyla beraber, en büyük düþmanýný kaybetmiþ bulunuyordu. Yeni bir düþman arayýþýna girmek zorundaydý. Bu arayýþ çabuk sonuçlandý: Ýslam.

 

Ýslamý tüm dünyaya öcü olarak göstermek için 90lý yýllarda düðmeye basýldý. CÝA maaþlý Samuel Huntington zaten baþlangýcý yapmýþtý. Ardýndan bir çok karanlýk „aydýn“ iþini baþarýyla yerine getirdi. Bazý devletlerde özel olarak müslüman görünümlü „radikal dinci gruplarý“ kuruldu ve eðitildi. Bin Ladin ve ekibi dahi Soðuk Savaþ´ta ABD´nin can yoldaþý deðil miydi?

 

Türkiye hariç tüm müslüman ülker bu þekilde hem öcü haline getirildi, hemde sonunda ABD´nin kukla devletleri haline geldiler… yine Türkiye hariç…

 

Peki neden Türkiye hariç?

 

Memleketimizi çok sevdiklerinden mi?

 

Yoksa çayýna, suyuna, simitine, çayýrýna bayýldýklarýndan mý?

 

Elbetteki deðil. Gerçek neden, Türkiye´nin sosyo-kültürel þartlarý yukarýda belirtilen „oynamalara“ müsait olmadýðý için. Bu nedenle Türkiye için özel bir proje hazýrlandý: Gladyo Projesi. Eski bir CÝA yetkilisinin CNN´de yaptýðý bir açýklamaya göre, Soðuk Savaþ döneminde Rusya´da Amerika´nýn üç bin tane ajaný varmýþ. Sovyetler daðýlýnca bunlarýn hepsi Türkiye´ye gönderilmiþ.

 

Ýþte „Kenan Evren Darbesi“nden sonra tohumlarý atýlan Ergenekon çetesi, Gladyo´dan baþka birþey deðildir. Ergenekon, Gladyo´nun Türkiye ayaðýdýr.

 

Baþörtü, Türban, Þeriat, Kemalizm, Ýrtica, Laiklik, Kürtçülük ve Ilýmlý Ýslam terimleriyle Türkiye´yi 20 senedir yýpratan Küresel Emperyalistler, önce Gladyo´yu Türkiye´ye yerleþtirdirler ve eðittiler. Þimdide son darbeyi vurabilmek için, birileri kendi örgütlerini deþifre etmeye baþladýlar.

 

Ýki senedir Türkiye´nýn altýný üstüne getiren Gladyo yapýlanmasýnýn hasarýna bir bakalým: Þemdili olaylarý, bayrak yakmalar, papaz cinayeti, danýþtay cinayeti, misyonerlerin yayýn evi baskýný, imam cinayeti, Hrant Dink cinayeti, Cumhurbaþkanlýðý seçimleri nedeniyle yaratýlan kaos vs. vs.

 

Peki Ergenekon´un tam bu zamanda deþifre edilmesin gerekçeleri nedir? Bunu açýklamak þuan zor… çünkü ortada henüz yanýtlanmamýþ önemli sorular var:

 

1. Bu iþ kimin iþine yarýyor? Yani Mahir Kaynak vari sormak gerekir. Sebep-Sonuç iliþkisine bakmak gerekiyor. Kimin iþine yaradýðý henüz pek berrak görünmüyor, fakat kimlerin iþine yaramadýðý açýk ve net ortada:

 

Öncelikle Tayyip Erdoðan´a hiç yaramýyor. Çünkü bu soruþturma üzerinden ilk baþta Baþbakan Erdoðan yýpratýlýyor. Buda açýkca, bazý medya örgütlerinin belirttiði gibi, „AKP´nin hesaplaþmasý“ olmadýðýný ispatlýyor.

 

Ýkinci olarak Türk halký yýpratýlýyor. Yukarýda saydýðým olaylardan dolayý zaten yýpranmýþ olan halk, Cumhurbaþkanlýðý seçimi ve AKP davasýyla adeta ortadan yarýldý ve 80li yýllarýn sað-sol çatýþmasýnda olduðu gibi, dindar-laik bölünmesi gerçekleþtirilmek istenildi. Ergenekon soruþturmasý ve bu soruþturmayla ilgili göz altýna alýnan tanýnmýþ þahsiyetler yüzünden, bu soruþturma adeta “AKP´nin geri vuruþu” gibi gösterildiði için, bölünmeye bir adým daha atýlmýþtýr. Böylece muhtemel bir darbeye yol açýlmýþ olacaktýr.

 

Üçüncüsü, gittikçe AB´ye yaklaþan Türkiye´yi o yoldan, hatta o düþünceden uzaklaþtýrmak. Türkiye´nin AB´ye girmesinden en çok rahatsýz olan kesim, nitekim ulusalcýlar ve bizzat ABD´dir.

 

Demek ki, bu iþten en çok faydalananlar, Türk halkýný kutuplaþtýrmak ve AB´den ayýrmak isteyenlerdir.

 

2. Taraf Gazetesine bu bilgileri kim sýzdýrýyor? Savcý mi bilgileri sýzdýrýyor? Daha yeni kurulmuþ bir gazete bu bilgileri nereden alýyor? Dahada önemlisi: karþýlýk olarak ne veriliyor?

 

3. Ýddianamesi bile ortada olmayan bir soruþturma yüzünden onlarca insan göz altýna alýndý. Buda açýklanabilinecek bir durum deðildir ve demokrasiyle örtüþmez. Acaba hakikaten bu insanlarýn hepsinin Ergenekon çetesiyle irtibatlarý var mý? Eðer yoksa ve olmadýklarý ortaya çýkarsa, yine en büyük darbeyi AKP yiyecek. Çünkü gözaltýna alýnan isimlerin tamamý AKP karþýtý þahýþlar.

 

Baþa dönelim….

 

Orta doðuda cirit atan küresel emperyalistler, ABD ve yandaþlarý Türkiye için hazýrladýklarý projenin sonuna mi geldiler? Neo-Con yapýlanmasý Türkiye için son kozlarýný mý oynuyor? Yoksa neden, kendi elleriyle kurduklarý Ergenekon çetesini deþifre ediyorlar.

 

Ergenekon çetesi Gladyo türü yapýlanma olduðuna göre, Eski Jandarma Genel Komutaný Þener Eruygur’un, Ýstanbul’da Fenerbahçe Orduevi’ndeki ofisinde bulunan “Darbe eylem planý”da hiç þaþýrtýcý deðil. Bu eylem planýnda geçen hedeflere sýra sýra göz atalým:

 

1. Ekonominin kötüye gittiðini gösteren anketler yapýlacak

2. Anketler Medya üzerinden kamuoyuna duyurulacak.

3. Temmuz ayýnda siyasi cinayetler iþlenecek.

4. Cineyetleri eski JÝTEM elemanlarýndan oluþturulan 30 kiþilik özel bir örgüt iþleyecek.

5. Yargý yýpratýlacak.

6. 6 Temmuz´da tam 20 ilde ulusalcýlar „Yargýya Sahip Çýk“ mitingleri düzenleyecekler.

7. Mitinglerde polisle çatýþmalar olacak.

8. Darbe yapýlacak.

9. Þahsi kasasýndan 3 Milyon Euro çýkan Ankara Ticaret Odasý Baþkaný Sinan Aygün parti kuracak ve Baþbakan olacak

 

Ayrýca kimin cumhurbaþkaný olacaðýda açýkca belirtilmesi, son derece þaþýrtýcý.

 

Yasal dýþý, þiddet içerikli, gerekirse silahlý ve bombalý, ahlaksýz ve sinsice eylemlerle bu milleti yýpratan Ergenekon çetesinin üzerine gidilmeli. “Darbe eylem planý” hazýrlayan bu terör örgütü çökertilmeli…. fakat hakiki faillerde ortaya çýkarýlmalý.

 

Darýsý diðer dýþ uyruklu derin çetelere ….

 

Cemil Þahinöz

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 2 Monate später...

Türkeþ hakkýnda çarpýcý iddia

 

Zaman gazetesi yazarý Mümtaz'er Türköne, Hukukun Üstünlüðü Derneði'nce düzenlenen Ergenekon konulu söyleþide çok çarpýcý iddialarda bulundu.

 

Ergenekon yapýlanmasýnýn ve faaliyetlerinin þifrelerini veren Türköne, konuþmasý boyunca oldukça ilginç bilgiler verdi. Ergenekon'un sadece bir terör örgütü deðil ayný zamanda bir darbe düzeninin devamý olduðunu, bu sebepten kollarýnýn derinlerde olduðunu dile getiren Türköne, Türkiye demokratikleþmedikçe Ergenekon yapýsýnýn tam olarak bitirilemeyeceðini de ifade etti.

 

Ergenekon: Karþýmýzda ahtapot var, kollarýný görmek için þifrelerini bilmeliyiz

 

Ergenekon'dan bahsederken, geliþmeleri, aktüaliteyi hepiniz yakýndan takip ediyorsunuz. Olanlarý özetlemenin çok fazla bir anlamý yok. Ben daha evvel 'Karþýmýzda bir ahtapot duruyor' demiþtim. Bu ahtapot benzetmesi tuttu. Bir kolundan yakalandý, çekiliyor. Bunu bir yere oturtmak lazým. Bunun arkasýnda bir tarihsel zemin var, bir siyasal arka plan var, bunun þifreleri var. Ben bu þifrelerden bahsedeceðim. Köþelere yerleþtirilecek þifrelerden, karþýmýzda olan tabloyu daha iyi okumamýzý anlayacak þifrelerden. Bazýlarýnýn içi boþ olabilir ama bazýlarý da çok önemli bilgiler içerebilir. Konuyu aydýnlatmaya yardýmcý olabilir.

 

Ergenekon'u icat eden Yakup Kadri Karaosmanoðlu'dur

 

Þifrelerden birincisi ismi. Bu örgütün adý Ergenekon. Ergenekon, 1918-1919 civarýnda Yakup Kadri Karaosmanoðlu'nun yazdýðý bir makalenin adý. Osmanlý devleti birinci dünya savaþýndayken, Yakup Kadri Karaosmanoðlu, Ergenekon baþlýklý bir makale yazýyor. 1929'da bu makale, diðer makaleleriyle birlikte Ergenekon ismiyle kitaba dönüþüyor. Hikaye þöyle, Birinci Dünya Savaþý, Kurtuluþ Savaþý ve o günün þartlarý arasýnda bir benzetme. Fakat eski bir þey deðil, yeni. Yani bu Ergenekon'u kim icat etti diye sorarsanýz, Yakup Kadri icat ettiði bir þey bu. Genellikle eski toplumlarda iki tip efsane olur. Bunlardan biri köken efsanesidir, diðeri de türeyiþ efsanesidir. Birincisinde o toplumun kökeni ile ilgili bilgi sahibi olursunuz, ikincisinde de çok zor bir durumla karþýlaþmýþtýr o toplum, yok olmak üzeredir, sonra mucizevi bir þekilde kurtulur ve tekrar güçlenir. O zor günleri anlatan bir hikayedir ikincisi de. Biliyorsunuz, köken efsanesi denilen efsanesi de þu: Türklerle düþmanlar savaþýyorlar. Sadece bir Türk kalýyor geride. Bu da öyle babayiðit bir Türk ki kimse yenmeye muvaffak olamýyor. Yanýna yaklaþamadýklarý için de bu Türk'ün üzerine sopalarýn ucuna taktýklarý kýlýçlarla saldýrýp, kollarýný, bacaklarýný kesiyorlar. Sonra da bir kurt alýyor bunu götürüyor, maðaraya. 9 ay 11 gün sonra altý tane erkek çocuðu geliyor dünyaya. Ýþte o bildiðiniz hikaye, gün,ay,yýldýz diye altý erkek çocuðu dünyaya geliyor ve Türkler dediðiniz millet çýkýyor ortaya. Bu köken efsanesi. Çýkýþ efsanesi olarak bilinen efsanede Ergenekon efsanesi. Yakup Kadri'nin anlattýðý hikaye. O hikayede biliyorsunuz çok konuþuldu, yine düþmanlar Türkleri yok ediyor, çok az bir Türk kalýyor geride. Bir vadiye sýðýnýyor ve çoðalýyorlar fakat çýkýþ bulamýyorlar. Bir demirci, demirden olan daðý eritiyor ve bir kurdun yol göstermesiyle de oradan çýkýp dünyaya yayýlýyorlar. Buna Ergenekon efsanesi deniliyor.

 

Ergenekon efsanesinin Türklerle ilgisi yok

 

Bu iki efsanede aslýnda Türklere ait bir þey deðil. Bilimsel olarak da ispatlanmýþ bir þey bu. Bu tür efsaneler zaten bilimsel deðil. Adý üstünde mitoloji. Bu tür mitolojiler belli deðerleri taþýmak için üretilir. Nesilden nesile bir milleti bir arada tutan deðerleri aktarmak için kullanýlýr. Þimdi bu bir Moðol efsanesi esasen. Kaynaðý da Çin kaynaklarý. Bir Arap tarihçi var, Reþidüddin isminde. Onda geçiyor. Kaynak olarak Çin kaynaklarýna da ulaþan yok, bu efsanenin Çin kaynaklarýnda olduðunu belirterek anlatan da Arap tarihçi Reþidüddin. Reþidüddin aslýnda bir Ergenekon efsanesi olarak anlatýyor Ergenekon'u. Aslýnda o dönemde antik çaðlar artýk, milattan önce birkaç bin yýllýk hikayeler bunlar. Aslýnda o dönemde Türkler, Moðollar diye topluluklarda yok. Bunlar bazý kabilelerin efsaneleri. Daha çok kabileler þeklinde örgütlenmiþ insanlar. Koskoca Moðol Ýmparatorluðu bir kabileler konfederasyonu. Ýçinde her türlü millet var, Çinli'si de var, Türk'ü de var, Moðol'u da var. Ýranlý'sý var. Hikaye, Türkler zor durumda kalýyor, usta, bilge, iþin ehli birisi daðý eritiyor, ondan sonra bir kurt da yol gösteriyor. Türkler o labirentten çýkýyor, çýkýþ efsanesi olarak anlatýlan þey bu. Bir kurt figürü bir de daðý eriten demirci ustasý. Önemli olan bu iki figür. Türklere ait Birinci Dünya Savaþý sýrasýnda ilan edilmiþ bu efsaneyi tarih kayýtlarýnda bulamazsýnýz. Ne Osmanlý'da, ne Selçuklu'da ne Akkoyunlular, Karakoyunlular devletlerinin kaynaklarýn bu konuda bir bilgi yok. Keçi kullanýlýyor, koyun kullanýlýyor ama kurt figürü yok. Ne arkeolojik ne antropolojik araþtýrmalar ne sözlü kültürle nakledilen efsanelerde ne de taþa kazýnan metinlerde yok böyle bir þey. Tamamen Birinci Dünya Savaþý sýrasýnda Yakup Kadri tarafýndan ortaya çýkarýlmýþ bir figürdür.

 

Kurt figürü Orta Asya'da bile kullanýlmýyor

 

Benim arkadaþým Kazakistan'daki bir üniversiteye görevli gitmiþti. Bu arkadaþým da sýký MHP'li birisi. Giderken bir sürü kurt rozeti götürmüþ. Daðýtmýþ herkese, herkes reddetmiþ almayý. 'Ne iþimiz var bizim bununla?' diyerek almamýþlar. Sadece bir tane kimya profesörü heyecanla almýþ rozet. Sonra da takmaya baþlamýþ. Aylarca takmýþ rozeti. Sonra arkadaþým bu profesöre 'Sen sevdin bu rozeti. Kurtlarý çok seviyorsun herhalde.' þeklinde bir þey söyleyince, Profesör de 'Ne kurdu ben bunu köpek rozeti diye takýyordum...' demiþ. Meðerse onlarýn kabilelerin in sembolü de köpekmiþ. Orta Asya'da da yok bu efsane.

 

Ergenekon, Ýttihatçý darbe mantýðýnýn ürünü

 

Böyle bir efsane ne için üretiliyor? Böyle bir efsaneye ihtiyaç duyulduðu için üretiliyor, bu belli. Bu þifreyi çözmek için yine o dönemden bir sahneyi size nakledeceðim. 1919'un Haziran ayý... Ýzmir'e Yunanlýlar çýktý, 1917 yýlýnda Ýttihatçýlar; bizim Kurtuluþ Savaþý'nýn bilinmeyen bir yönüdür, Þam'da toplanýyor Ýttihatçýlarýn merkez komitesi, diyorlar ki biz "Savaþý kaybediyoruz. Savaþý kaybedersek bir Kurtuluþ savaþý vermek lazým, bunu örgütleyelim." Yani A planý suya düþünce B planý devreye giriyor. Bunun için hem silah ve mühimmat bakýmýndan hem de operasyonel anlamda bir örgütlenmeye gidiyor.

 

'Artýk Hukuk Yok'

 

Ýttihat ve Terakki zaten çok geniþ bir teþkilat. Ýttihat ve Terakki Müdafa-i Hukuk Cemiyeti'ne dönüþüyor. Operasyonel güçler de Kuvva-i Milliye güçlerinin çekirdeðini oluþturuyor. Anadolu'nun dört bir yanýna silah depolarý oluþturuluyor. Ergenekon örgütlenmesine çok benzeyen bir þey yani. Bekir Sami Bey'in, Kurtuluþ Savaþý'nýn önemli isimlerinden birisi, Salihli'de halkýn ileri gelenlerini toplayýp çektiði bir nutuk var, bu nutukta diyor ki "Devletimiz bitti. Savaþacak bir ordu yok. Bu milletin namusunu, haysiyetini koruyabilmek için, aklýnýza gelen her þeyi yapmak zorundayýz. En önemlisi artýk hukuk yok. Allah ne verdiyse savaþacaðýz, bu milletin haysiyetini koruyacaðýz, kurtaracaðýz" Fakat vurguladýðý çok önemli bir þey var, artýk devlet de yok hukuk da yok diyor. Þimdi bunu o Ergenekon efsanesinin içine oturtabilirsiniz.

 

Kuvva-i Milliye Ýsmi Tesadüfen Seçilmedi

 

Türkler yeniliyor, köþeye sýkýþýyor, vadi benzetme olarak kurarsanýz Anadolu, Anadolu'da her taraf düþmanla çevrili, bir bilge kiþinin peþine takýlacaksýnýz, bir kurt da size yol gösterecek, kurt vahþi bir þey, yakýp yýkacak, parçalayacak ve siz kurtuluþa ulaþacaksýnýz. Bugünün Ergenekon'u ile ilgili bir ayrýntý vermek lazým. Hatýrlarsanýz hep Kuvva-i Milliye Dernekleri etrafýnda örgütlenmiþler. Mesela Müdafa-i Hukuk'u tercih etmediler. Gerçekten temsil kabiliyeti olan, Ýttihat Terakki tarafýndan o zaman tercih edilmesine raðmen bu kez tercih edilmedi. Diyorlar ki Türkiye zor durumda, Amerikan emperyalizmi, Kürtler baðýmsýz devlet kurmak istiyorlar, Türkiye parçalanýyor, bölünüyor, mahvoluyor. Ancak tercih edilen Kuvva-i Milliye, Müdafa-i Hukuk deðil. Ýþte buradan da Ergenekon ile bir baðlantý kurmak lazým. 1919 þartlarý, vatan tehlikede ise gerisi teferruat oluyor.

 

Atabeyler, toplumun velayetini istiyordu

 

Parantez açýp size bir hatýrlatma daha yapayým. Bu yakalanan çeteler içerisinde Atabeyler çetesi diye bir çete vardý. Atabey'in ne olduðu da önemli. Orada da bir þifre var. Atabey, Selçuklu döneminde þehzadeleri yetiþtiren vasilere verilen isim. Bir vilayete þehzadeyi tayin ediyorlar, devlet iþini öðrensin diye, lala dedikleri þeyin, Selçuklu'daki karþýlýðý. Ama o biraz daha özgür, þehzadenin vasisi, toplumun da vasisi. Yani toplumun velayetini almýþ oluyor kendi üzerine. Aslýnda Selçuklu döneminde büyük oranda yönetim gücü Atabeyler'di. Toplum adýna karar veren, toplum adýna hareket eden kiþiler Atabeyler. Ciddi bir tarihi derinlik var. Bu tarihsel derinlik, seçici bir tarihsel derinlik. Bu da bir baþka köþe taþýydý.

 

27 Mayýs'ýn çete düzeni anlaþýlmadan Ergenekon anlaþýlmaz

 

Bir diðeri de 27 Mayýs 1960 darbesi. 27 Mayýs'ýn anlamýný, bugüne yansýyan uzantýlarýný anlamakta zorlandýðýmýzý düþünüyorum. 27 Mayýs'ta bizim baþýmýza gelenler, aslýnda bugün yaþadýklarýmýzýn baþlangýcý. 27 Mayýs'ý eðer yerli yerine yerleþtiremezsek, bugün karþýmýza çýkan sapkýnlýklarýn birçoðunu anlamak, bir yere yerleþtirmek çok zor olur. Bugün içinde yaþadýðýmýz hukuki düzen, devlet örgütlenmesi, tüm bunlarýn hepsi 27 Mayýs'ta düzenlenmiþtir. Aslýnda 27 Mayýs'ta oluþan bir düzenin içinde yaþýyoruz, 1923'de oluþan bir düzenin içinde deðil. 27 Mayýs'ta kurulan düzen bu yüzden çok önemli, deðiþirse 27 Mayýs'ta kurulan düzen deðiþmiþ olacak Türkiye'de. Anayasa Mahkemesi ile YÖK'ü ile, MGK'sý ile medyasý ile yargýsý ile, yargý sistemi ile aklýnýza gelebilecek bütün özellikleri ile bugün yaþadýðýmýz sistem, 27 Mayýs'ýn kurduðu bir sistem.

 

27 Mayýs bir darbe deðil, subaylar çetesinin yönetimi gasp sürecidir

 

27 Mayýs nasýl bir sistem kurdu? Aslýnda uzun duramayýz bunun üstünde ama þu özelliðini vurgulamak lazým... 38 kiþiden meydana gelecek bir çete, asker çetesi kuruyorlar. 38 kiþi bir araya gelip, iktidarý gasp ediyorlar, bir sabah erkenden kalkýp. Bugünkü Ergenekon yapýlanmasýna benzeyen hatta farký olmayan bir çete. Bugün Ergenekon diye gördüðümüz çetenin çok daha ilkel bir hali. Düþünün tonlarca subay var, bunlarýn 38'i bir araya geliyor. En küçüðü üsteðmen rütbesinde, en büyüðü albay rütbesinde. Bir organizasyon yapýyorlar kendi aralarýnda. Sen radyo istasyonunu ele geçireceksin, sen baþbakanlýðý ele geçireceksin, sen cumhurbaþkanlýðýný ele geçireceksin gibi bir görev taksimi yapýyorlar. Ýþin talihsiz yaný da 27 Mayýs sabahý baþarýlý oluyorlar. Yönetimi ele geçiriyorlar, gasp ediyorlar. Türkiye baþýna gelen þey, çok garip, inanýlmaz bir þey. 38 subayýn çete kurarak, yönetimi ele geçirmesi gibi bir þey. Ýnanýlmaz derecede ilkel, inanýlmaz derecede mesnetsiz bir þey. Tarihi açýdan tam bir sapma var. O kadar aykýrý bir þey ki, bizim 27 Mayýs düzeni dediðimiz düzen bu aykýrý hadiseyi yerleþtirmek, devam ettirmek için kurulmuþ bir þey. Bir çetenin iþgal ettiði devleti, yaþatabilmek için nasýl bir düzene ihtiyaç duyarsýnýz? Bir çete devleti nasýl varlýðýný sürdürebilir? Ýþte YÖK'üyle, Anayasa Mahkemesi ile, medya-devlet iliþkisiyle, ancak böyle bir sistemle yürütebilirsiniz bunu. 27 Mayýs'tan bugüne yaþadýðýmýz aslýnda bu sürecin normalleþtirilme, meþrulaþtýrýlma sürecinden baþka bir þey deðil. 27 Mayýs düzeni, üç beþ kiþinin bir araya gelip devlet yönetimi ele geçirebildiðini gösterir bir düzen ise, orada hiçbir þeyin düzenli bir þekilde iþlemesini temin edemezsiniz. 27 Mayýs Askeri darbesi deniliyor. 27 Mayýs bir askeri darbe mi? 27 Mayýs'ýn bir askeri darbe olduðunu söylemek, asker darbe olduðunu savunmak, bugün de Ergenekon için çok uygun bir þey.

 

27 Mayýs bir askeri darbe deðil, çete darbesidir. 27 Mayýs, Ordu'nun yaptýðý bir darbe deðil, öncelikle Ordu'ya karþý yapýlmýþ bir darbe. 28 Mayýs sabahý Genelkurmay Baþkaný'ný bir teðmen tekmeliyor. Ordu'nun kendi yapýsýna da bir itiraz bu. Aslýnda bu askeri darbe veya ordunun gerçekleþtirdiði bir darbe olmaktan ziyade, Ordu içine yerleþmiþ bir çetenin iktidarý ele geçirmesinden ibaret. Bu da bir diðer köþe taþý.

 

Ergenekon'un arkasýnda Baasçý darbe modeli var

 

Ergenekon yapýlanmasýný, 27 Mayýs darbesini, o darbenin kurduðu düzeni, o darbenin mantýðýný, ideolojisini dikkate almadan deðerlendirmek çok eksik olur. Bunlarýn içinde hiç gözden kaçýrýlmamasý gereken, 27 Mayýs darbesini yapanlarla bugünün Ergenekoncularý'nýn savunduðu ideoloji. Bundan 49 yýl öncede Baasçýlýk darbeyi yapanlar tarafýndan savunuluyordu, Ergenekoncular tarafýndan da halen savunuluyor. Tam anlamýyla, Mýsýr Baasçý modeli, biraz sosyalist, büyük ölçüde ulusalcý, laik, anti-emperyalist, askerlerle aydýnlar arasýnda dar bir ittifaka dönen bir model. Dar ittifakýn devrimle, darbe yaparak yönetimi ele geçirmesini savunan ideoloji.

 

Özel Harp Örgütlenmesi, Türk Kontrgerillasý

 

Bir baþka köþe taþý, hepinizin çok yakýndan bildiði Özel Harp örgütlenmesi. 1952'de diðer NATO ülkelerinde olduðu gibi Türkiye'de de Özel Harp örgütü kuruluyor. Bu örgütün mantýðýný, bu örgütün yaptýklarýný anlamak için mutlaka soðuk savaþ dönemini hatýrlamamýz gerekiyor. Hem ABD'nin hem Sovyetler'in elinde nükleer silah var. Birisi kullanýrsa diðeri de kullanacak. Artýk konvansiyonel savaþlarla yapýlacak bir savaþ ihtimali ortadan kalkýyor. Her iki taraf da kendi ideolojisini bir silaha dönüþtürüyor.

 

Sovyetler sosyalist ideoloji ile taarruza geçiyor, ABD de hür dünyanýn deðerleri diye harekete geçiyor. Avrupa da bu savaþýn yürütüldüðü kýta haline geliyor. Beþinci kol faaliyetleriyle Sovyetler, yerleþik halkýn kendisinden taraf olmasýný saðlayacak, içten içten fethedecek ülkeyi, ondan sonra halk ayaklanacak, kapitalizmi, ABD destekli yönetimi yýkacak, sosyalist bir yönetime geçilmiþ olacak. Bu modele karþýlýk da ABD'de karþý örgütlenme içine giriyor. Sosyalizmin halk nezdinde itibar kazanmasýný önleyecek operasyonlar yapýyor. Mesela sosyalistler tarafýndan yapýlýyormuþ gibi bombalama eylemleri yapmak. Bologna tren istasyonunda 180 kiþinin öldüðü bombalý saldýrý.

 

Sosyalistler tarafýndan yapýldýðý söyleniyor, halk sosyalistlerden nefret ediyor. Bu da Özel Harp örgütlenmesinin bir çalýþmasý. Gerilla tarzý savaþ, þiddet eylemleri ile yürüyen bazý eylemler düzenleniyor. Ýtalya'da çok olmasýnýn sebebi de Ýtalya Komünist Partisi'nin ve Ýtalya gladyosunun güçlü olmasýydý. Diðer ülkelerin hiçbirisinde komünist partiler bu kadar güçlü deðil. Fransýz Sosyalist Partisi çok daha erken bir zamanda çizgisinden ayrýlýyor. En ciddi sorun Ýtalya. 1922'de Ýtalya'da Mussolini iktidara gelmeden önce, Sosyalistler kýl payý bir sosyalist devrimi kaçýrýyorlar. Onun için gladyonun, gerilla örgütlenmesinin çok kanlý eylemleri oldu Ýtalya'da. 1960'lý yýllardan itibaren Türkiye'de çok hýzlý bir deðiþim meydana geliyor. Bu hýzlý deðiþim sürecinde sol hareketlerde meydana çýkýyor, 1960'lý yýllarýn baþýnda Türkiye Ýþçi Partisi kuruluyor.

 

27 Mayýs Cuntasý, Özel Harekat Dairesini kapatacaktý, Türkeþ vazgeçirdi

 

 

Bizdeki Özel Harp Dairesi 27 Mayýs'a kadar Hükümet'in emrinde, Demokrat Parti kontrolünde. Kýbrýs eksenli çalýþmalar yürütüyor sadece. Kýbrýs'ta suikastler düzenliyor, Kýbrýs'a silah taþýyor. Türk Mukavemet Teþkilatý'na silah, eðitim gibi imkanlar saðlýyor. 27 Mayýs'tan sonra, ki 27 Mayýs çetesi ile Özel Harp Dairesi arasýnda hiçbir iliþki yok, 27 Mayýs çetesi iktidara gelince Özel Harp Dairesi'ni kapatmak istiyor. Sonra fark ediyorlar bu örgütün nasýl iþe yarayacaðýný, kullanmaya, destek olmaya baþlýyorlar. Oradaki kilit isim Türkeþ. Baþbakanlýk Müsteþarý iken Özel Harp Dairesi'ni kapatmak istiyor önce. Sonra Özel Harp Dairesi Baþkaný ile konuþuyor, bu örgütün çok iþe yarayacaðýný fark ediyor. Sonra bu teþkilata para saðlýyorlar. Özel Harp Dairesi, 27 Mayýs tecrübesi ile birleþerek, askerin siyaset üzerindeki kontrolünü, demokratik iktidarlar üzerindeki kontrolünü saðlayan bir araç olarak deðer kazanýyor. 12 Mart'a giden yolda 9 Martçýlar'ýn, yani Madanoðlu cuntasýnýn, 27 Mayýs modeliyle gerçekleþtirmeye çalýþtýklarý darbe, Özel Harp operasyonu ile engelleniyor. 70'li yýllarda Özel Harp Dairesi, yükselen þiddeti kontrol etmek, büyük ölçüde de týrmandýrmak görevini görüyor. En sonunda da 12 Eylül'e giden yolun taþlarý da büyük ölçüde bu örgüt tarafýndan döþeniyor. Akla, mantýða, saðduyuya aykýrý bir þey. Biz bunun içinde yaþadýðýmýz için, alýþtýðýmýz için, bize normal geliyor. Elinde silah olanlara, elinde silah var diye yönetme hakkýný verirseniz, bunun adý nedir? Bir kere Orman kanunu gibi bir þey.

 

Darbe, medeni toplum olmayý reddetmektir

 

Medeni bir toplum olmayý reddetmek demek. Ýnsani bir düzen içinde yaþamayý reddetmek demek. Güçlü olanýn haklý olduðu, hukukun hiç olmadýðý, elinde silah tutanlarýn ülkeyi yönetme hakkýna sahip olduðu, bunun da toplum tarafýndan meþru kabul edildiði bir düzen. Ýnsan doðasýna aykýrý bir þey. Hukuk dediðimiz þeye daha baþtan sahip olmayý reddetmek gibi bir þey. Bütün bu anlayýþý Özel Harp ile birleþtirdiðiniz zaman buradan þu sonuç çýkýyor: Elinde silahý bulunduranlarýn iktidarýný, iktidar hakkýný meþrulaþtýrmak için bu tür araçlarýn kullanýlmasý gerekiyor. Nedir bu araç? Ýþte Ergenekon'a giriþ gibi. Her yanýmýzýn düþmanlarla sarýlý olduðu, her yandan bir tehdidin bizi yok etmek üzere beklediði, böyle bir tehdit ve tehlike karþýsýnda Bekir Sami Bey'in söylediði gibi ancak hukuku iptal ederek, hukuka uyma mecburiyetini ortadan kaldýrarak, laðvederek, kýsaca o 27 Mayýs'ýn kurduðu düzeni Kurtuluþ Savaþý ile birleþtirip, Ergenekon efsanesi ile buna mitolojik bir derinlik kazandýrýp, sistematik hale gelen þiddeti temellendirmek, halk nezdinde bunun meþruiyetini saðlamak için Özel Harp türü örgütler vasýtasý ile týpký Ýtalya'da gibi bir yapýlanma ortaya çýkarýyorsunuz.

 

Ergenekon bir örgüt deðil, terörü de kullanan bir düzen denemesi

 

Aslýnda Ergenekon bir örgüt deðil bu anlamda, Ergenekon bir düzen. Tüm bu unsurlar yan yana geldiði zaman ortaya bir düzen çýkýyor. Bu düzen o vesayet düzenini kalýcý hale getiren bir þey. Bütün detaylarýyla çok yakýndan bildiðiniz bir terör örgütü þeklinde ortaya çýkan, en son silahlarýyla Alevi önderlerine suikast düzenleyip, Ermeni önderlerine suikast düzenleyip, sonra buna karþýlýk baþkalarýna suikastler düzenleyip, 'Asker gelse de þu iþleri düzeltse' mantýðýný çýkarmaya çalýþan bir örgüt mantýðý ile karþý karþýyayýz. Elindeki araçlarý iktidarý ele geçirmek üzere kullanan bir terör örgütü. Elindeki araçlarý devlet içinden temin eden bir terör örgütü. Bu ülkenin korunmasý için, bu ülkenin hukuk kurallarý içinde ülkeyi korumasý için, para verilen, yetki verilen bir kurumun içerisinden bir örgüt çýkýyor.

 

Bu örgüt o imkânlarý, o makamý iktidarý ele geçirmek, birilerine iktidar dayanaðý saðlamak için çalýþýyor. Bunun için halký kamplara boðuyor, suikastler düzenliyor, kargaþa doðuruyor. Þimdi, baþýndan itibaren, Ergenekon'un ortaya çýktýðýndan beri, kiþiler ve onun etrafýndan oluþmuþ bir örgüt, örgüt þemasý, bunlar ayrý bir þey. Ancak bunu bekleyen bir ideoloji var, bunu bekleyen bir tarih var. Efsaneler var. Bunlarýn teþhir edilmesinin, üzerine gidilmesinin çok önemli olduðunu düþündüm. 27 Mayýs ile Ergenekon arasýnda bir bað kurmadan, Soðuk Savaþ dönemi ideolojisi ve araçlarý ile bugün arasýnda bir iliþki kurmadan, Ergenekon'u tam olarak anlamak mümkün deðil. Bu örgüt bu çözülmedikçe devam eder, üzerine güçlü þekilde gidilmedikçe devam eder.

 

Genelkurmay Baþkaný af hakkýnda konuþursa, hiçbir þey deðiþmez

 

Gazeteci soruyor Genelkurmay Baþkaný'na soruyor: Af çýkacak mý PKK ile ilgili? Genelkurmay Baþkaný, 'Affý düþünmüyoruz.' diyor. Bir Genelkurmay Baþkaný'nýn bunu söyleyebildiði bir ülkede süreç normal gitmiyor demektir. Bunun anormal olmadýðýný hissetmemiz, hissettirmemiz gerekir. Yoksa bu Ergenekon'un arkasýnda bu zengin dünya var oldukça Ergenekon'un bitirilmesi mümkün deðil.Bu sefer kurumsal bir destek yok. 27 Mayýs'a bu yüzden çok benziyor. 12 Eylül'deki gibi hiyerarþiye baðlý bir yapý görünmüyor. Tümüyle bir çete söz konusu. 38 tane subayýn baþardýðý iþleri de bildikleri için kendilerine güveniyorlar. 1960 model bir araba düþünün bir de 2009 model bir araba. Bir de 28 Þubat tecrübesi var, baþarýsýz bir tecrübe. Kurumsal olarak Genelkurmay Baþkaný'na baðlý Özel Kuvvetler Komutanlýðý diye bir komutanlýk var. Korgeneral tarafýndan yönetilen Korgenerallik düzeyinde bir kurum. Bu kurum yüksek nitelikli askerler yetiþtiriyor, bordo bereliler diye bilinen askerler. Kuzey Irak'a gidenler, operasyona gidenler vesaire hep bunlar. Sayýlarýnýn çok olduðu da belli. Bunun içinde de bir daire, bir Albay tarafýndan yönetilen Özel Harp Dairesi var. Psikolojik Harekat Dairesi bunun içindedir mesela. Bu birim gerilla savaþý, Türkiye'ye yönelik bir gerilla savaþýna karþýlýk vermek üzere kurulmuþ bir birim.

 

Yanlýþ çeviri yüzünden Türkiye'de Özel Kuvvetler Kuruldu

 

NATO konsepti içinde bir yapýlanma bu da. Türkiye'de Amerikalýlarýn NATO kurulduktan sonra yazdýklarý bir yönergenin yanlýþ tercüme edilmesinin sonucu oluþmuþ bir þey olduðunu söylemiþti Avni Özgürel.

 

Yani bizim 1960'lý,1970'li yýllarda yaþadýðýmýz her þeyin bir tercüme hatasý olduðunu iddia etmiþti. Bu yanlýþ tercüme sonucunda, ülke dýþýna operasyon yapmak gerekirken, ülke içine operasyon yapýldýðýný söylüyor. 2006 yýlýnýn 6 Þubat'ýnda Genelkurmay'ýn bir basýn açýklamasý var, Özel Harekat Dairesi ile ilgili. Ýçerisinde Özel Harp Dairesi, Özel Kuvvetler Komutanlýðý, Kontrgerilla lafýzlarýnýn geçtiði bir açýklama. Derin devlet ile giriyor, Özel Kuvvetler ile devam ediyor, Özel Harp Dairesi ile biten bir metin. Okusanýz, bu kadar tutarsýz bir metin olamaz. Önce Özel Harp Dairesi'ni reddediyor, sonra kabul ediyor. NATO standartlarýnda kurulmuþtur, Bakanlar Kurulu kararý vardýr bu konuda diyor o açýklamada. Bu örgüte karþý çýkmanýn Türkiye'nin savunma refleksine zarar vereceðiniz söylüyor sonra. Soðuk Savaþ bitti, haberin yok mu diye sorsanýz verilecek bir yanýt yok. Soðuk Savaþ sonrasýnda bir PKK ile mücadele ederken bir de siyaset tanzim ederken kullanýlmak üzere varlýðý sürdürüldü. BÇG denilen örgüt de iþte bu dairenin içerisinde çalýþýyor. Resmi olarak Genelkurmay'da yazýlý hiçbir belge yok BÇG ile ilgili.Ancak bu örgütün yönettiði bir dönem yaþadý ama Türkiye.

 

Ergenekon'da sona gelinmedi ama artýk geri dönüþü de mümkün deðil

 

Ben sona gelindiðini düþünmüyorum ama geri dönülemez noktaya geldiðini düþünüyorum. Artýk bunu geriye saramaz kimse. Artýk Türkiye'de Zir Vadisi'nde çýkan silahlarýn açýklanmasý lazým. Üstü kapatýlamayacak, yok sayýlamayacak noktada, kamuoyuna mal oldu. Bunlara mantýklý açýklamalar getirilmeli. Her þeyi kendi baðýmsýz dünyasýnda deðerlendirirseniz, birçok hususun geleceðini görmemiz zorlaþýyor. Bir ceza davasýnýn sonucuna ulaþmasý, sorumlularýn ceza almasý gibi bir beklentimiz var. Diðer taraftan Türkiye'nin daha demokratikleþmesi lazým. Hukuk devleti normlarýnýn yerleþmesi lazým. 27 Mayýs düzeninin alaþaðý edilmesi lazým. Türkiye'de sistemin içinden Ergenekon'un temizlenmesi ancak bu yolla olacaktýr. Ýtalya'daki Gladyo ile kýyaslanýyor bu yapý. Ýtalya'da bu iþi sadece yargý yapmamýþtý. Soruþturmalar açýlmýþ, bakanlar, baþbakanlar tutuklandý. Þimdi Türkiye'de Özel Harp Dairesi suç iþliyor mu? Ýþlemiyor mu? Asker her þeyi kayýt altýnda tutar, bürokratik bir yapýdýr, kayýt altýnda tutmasý gerekir sorumluluðu açýsýndan. O kadar silah var, mühimmat var.

 

Özel Harekat, Genelkurmay ve Jandarma Ýstihbarat'ýn Arþivlerine Girilmeli

 

Öyleyse girin Özel Harekat Dairesi'nin arþivine, girin Genelkurmay Ýstihbarat'ýn arþivine, girin Jandarma Ýstihbarat'ýn arþivine, bakalým neler çýkacak? Ýtalya'da Gladyo ile ilgili en önemli bilgiler Ýtalya Silahlý Kuvvetleri'nin arþivinde çýkmýþtý. Konunun böyle bir aþamaya gelmesi lazým. Buradan da iki sonuç çýkar. Birincisinde mevcut suçlular ortaya çýkarýlýr, yargýlanýr, ceza alýr. Ýkincisinde Ergenekon tümüyle tasfiye edilir, ortadan kaldýrýlýr.Þu an birinci sonucun devam ettiði görülüyor. Þu an saðýný solunu, göze batan yerlerini budamak þeklinde görünüyor.

 

Ergenekon yapýlanmasýnýn benzerleri Avrupa'da da var

 

Ergenekon adý Türk kontrgerillasýnýn adý. Ýtalya'da neden Gladyo deniliyor? Fransa'da neden Rüzgar Gülü deniliyor? Yunanistan'da neden Koyun Postu deniliyor? Almanya'da neden Germen Harekatý deniliyor? Herkes kendi tarihinden bir isim alýyor. Bizimkiler de Ergenekon'u almýþlar.

 

Ergenekon'un lobi kanadý halen varlýðýný muhafaza ediyor

 

Ergenekon'un iki kýsmý var. Bir operasyon birimi var. Elinde silah tutanlarýn oluþturduðu kýsmý. Terör diyoruz, bir de terör denildiðinde unutuyoruz. Terör, siyasi amaçlý cinayet iþlemektir. Niçin cinayet iþliyorlar? Siyasi hedeflerine ulaþmak için. Ama bunlar akýl deðil. Þiddet eylemlerinin emir ve talimatýný verenleri birbirinden ayýrmak lazým. Bu daireler kesiþir. Bir diðer kýsmýnda da Mason Localarý gibi, Encümen-i Daniþ gibi lobi faaliyetleri yaparlar. Legal, meþru siyasi operasyonlarý yürütürler. Gidip medya patronlarý ile konuþurlar, yurtdýþýndan bir araþtýrma enstitüsüne bir beyanat patlattýrýrlar, Binnaz Toprak'a bir araþtýrma yaptýrýp mahalle baskýsýný anlattýrýrlar. Bunlarýn hepsi yürütülen psikolojik harekatýn bir parçasýný oluþturuyor. Ancak bu lobilerde kendisini korumak isterler. Þiddet ile uzaktan yakýndan alakasý yok gibi bir görüntü çizerler.

 

Ergenekon'un Türk Gladyosu olduðunu herkes biliyor, Savcý'nýn iddiasý da bu yönde

 

Hukuki olarak isimlendireceðimiz þey Savcý'nýn yürüttüðü mantýk. Diyor ki Savcý, Ümraniye'de ele geçen bombalar ele geçirildi. Bunu soruþturduk, þu noktaya geldik. Bilgiler elimize geldi, araþtýrdýk, karþýmýza böyle bir yapý çýktý delillerden ortaya çýkýnca. NATO'nun kurdurduðu Özel Hareket Dairesi'nin yoldan çýkmýþ þeklidir deniliyor iddianamede. Örneðin, Özel Kuvvetler Komutanlýðý'nýn antetli kaðýdýný kullandýðý belirtiliyor Ergenekon'un iddianamede. Türk gladyosunun adýnýn Ergenekon olduðunu da zaten herkes biliyordu neredeyse.

 

Devlet ya çok beceriksiz ya da katliamýn faili

 

1 Mayýs 1977'de 33 kiþi öldürüldü Taksim'de. Burada iki ihtimal var. Birincisi, bizim devletimiz o kadar beceriksiz bir devlet ki çatýlardan ateþ eden, alenen katliam yapan failleri yakalayamýyor. Ýkincisi de bu katliamý bizzat devlet yapýyor. Ýnsan böyle bir mukayese ile bakýyor hadiseye. Ogün Samast'ýn Hrant Dink'i öldürmesinin planlý bir cinayet olduðu ortaya çýktý. Sonra da statlarda 'Hepimiz Ogün Samast'ýz' demeye baþladý insanlar. Bir baþka örnek Mersin'de þu bayrak yakma hadisesi. Çýktý ortaya onu kimin yaptýðý. Ondan sonrada bayraklarý kapan sokaða fýrladý. Hiçbirisi bu örgütlerin bir parçasý deðil. Herkes gönüllü olarak katýlýyor bu sürece. Ama þartlar oluþturuluyor burada. Güngören'e bomba koyuyorsanýz, arkasýnda muhakkak derin bir akýl vardýr, mutfak çalýþmasý vardýr.

 

Ergenekon, ABD'nin soruþturmayý desteklemesinden korkuyor

 

Ergenekon soruþturmasýnýn arkasýnda Amerikalýlarýn olmasý ihtimali Ergenekoncularý çok korkutuyor. Ýþte Kemal Gürüz, 'Ben Amerikancýyým' diyor. Ancak ortada Amerika'nýn Avrasyacýlar gibi bir gruba karþý koyduðunu düþünmüyorum. Çünkü Türkiye'nin öyle Avrasyacýlýk diye bir seçeneði de yok zaten.

 

Analitik Bakýþ

 

 

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 2 Wochen später...

 

 

Bir kýsým medyanýn utanç raporu

 

Hüseyin Gülerce,bir kýsým medyamýzýn utanç veren halini yazdý ve sordu:Bilin bakalým bu medya, hangi ülkede?

 

Darbeci yüzleri vardýr, ama kýlýk kýyafetleri, kalýp ve çalýmlarý demokrattýr. Sivildirler, ama "bizi ancak asker kurtarýr" derler. Asker gelince de onu yerden yere vurur, nitekim onlarý da çileden çýkarýrlar.

 

Gerçekle, haberin namusuyla, fikrin haysiyeti ile alâkalarý yoktur. Psikolojik harbin unsurlarý, rejimin tetikçileridirler. Hep gücün yanýnda durarak, gizli iktidar sahiplerinin bulanýk bakýþlý bendeleridir. Derinlerde iþ tutar, Ergenekon'a laf söyletmezler.

 

Ýktidarlara kene gibi yapýþýr, baþbakanlarýn önünde reverans çeker, patronun iþlerini takip ederler.

 

Basýn özgürlüðü diye efelenir, ama rakip gazetelere el konulunca bunu þampanya patlatarak kutlarlar. Genel yayýn yönetmeni olarak, haber isteyecekleri yerde, Viyana muhabirine börek, Brüksel muhabirine bira sipariþ ederler. Düþünce özgürlüðünden yanadýrlar, ama darbe planlanan toplantýlara katýlýrlar.

 

Konumlarýný ve menfaatlerini korumak için dindar insanlarý düþman ilan eder, 'laiklik elden gidiyor' kampanyalarý baþlatýrlar. Tank yürütür, dezenformasyon yapar, darbe zeminlerine manþetler döþerler. Milletin makul çoðunluðunu sýrf dinlerini yaþamak istedikleri, kendi deðerlerine baðlý kalarak dünyaya entegre olmaya çalýþtýklarý için gerici, yobaz diye yaftalar, "devleti ele geçirecekler" diye yargýsýz infazlar yaparlar.

 

28 Þubat'larda, "silahsýz kuvvetler iþbaþýnda" diyerek demokrasiye müdahalenin mýntýka temizliðine soyunurlar. Andýç kuyruðuna takýlýr, "Alçaklarý tanýyalým" diye baþyazý yazar, kýrk yýllýk arkadaþlarýný hain ilan ederler. Sonra da "ne yapayým, devlet tarafýndan aldatýldým, öðrenince de özür diledim" diye iþin içinden sýyrýlmaya çalýþýrlar. Basýnýn duayenlerindendirler ama haberi birkaç kaynaktan doðrulatmak, "ben bu insanlarý kýrk yýldýr tanýyorum, acele etmeyeyim" diye düþünmek, akýllarýna gelmez. Gazetecinin aldatýlmasýnýn, halkýn aldatýlmasý demek olduðunu hatýrlamazlar. Özürlerinin, kabahatlerinden büyük olduðunu düþünemezler.

 

Menfaatlerinin devamý için adam parlatýrlar. Siyasete orta yerinden müdahale eder, iktidar alternatifi çýkarýr, lider icat ederler. "Hükümetleri biz kurar, biz yýkarýz" derler. "Biz adamý vezir de ederiz, rezil de ederiz" diye tafra atarlar. Partilerden adam istifa ettirirler. Üç benzemezi yan yana getirerek "troyka" yaparlar. Sonra televizyonlarýnda, gazetelerinde düzmece anketler yayýnlar, "yüzde 70 halk desteði" ilan ederler. Seçim olunca bunlar yüzde 1 oy bile alamazlar.

 

Ülkenin baþbakanýný hasta ilan ederler. Ýþ göremez raporu verilecek diye kampanya baþlatýr, hastane kapýlarýnda muhabirlerine çadýr kurarlar. "Týrnaklarý uzamýþ, karýsý kesmiyor, yýkamýyor" diye utanmadan, ahlâksýzca yayýn yaparlar.

 

Her darbe döneminde askerle iþ tutarlar, ama millet onlarýn istemediklerini iktidara getirir. Hele son iktidar, yeni bir seçim galibiyetiyle yola devam deyince, bunlarýn içi kararýr, kimyalarý bozulur. Seçmenin yarýsýna sövüp hakaret ederler; "bidon kafalýlar, göbeðini kaþýyan adamlar, yuh size, bunlara oy verilir mi?" diye tepinip dururlar. Öyle bozulurlar ki, "bak Davos kabadayýsý, senin de sonun, anlarsýn ya, ezaný aslýna döndüren baþbakan gibi olur ha..." diye tehditlere baþlarlar.

 

Mahallî seçimler yaklaþýnca, istediklerini belediye baþkaný yapmak için gazetelerinin sayfalarýný, televizyonlarýnýn ekranlarýný onlara tahsis ederler. Enkýrmanlarý "kazanacaðýz inþallah" diye sayýklamaya baþlar.

 

Ýlkesizdirler, verdikleri sözde durmazlar, yalan yazarlar, özgürlük diye sayýkladýklarý sadece kendi özgürlükleridir...

 

Millet, demokrasi, hukuk, özgürlükler baþka yerde, bunlar baþka yerdedir. Bilin bakalým, bu medya hangi ülkededir?

 

HÜSEYÝN GÜLERCE-ZAMAN

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 2 Wochen später...
  • 2 Monate später...

29 kiþiyi tir tir titreten liste...

 

Ergenekon soruþturmasý bu kez "kiralýk" kasalara dönük dalgaya sahne oldu. BDDK’dan alýnan rapor üzerine dün Mustafa Balbay, Avukat Hüseyin Buzoðlu, emekli Albay Levent Göktaþ, YÖK eski Baþkaný Prof.Dr. Kemal Gürüz ile araþtýrma þirketi sahibi Erhan Göksel'in bankalardaki kiralýk kasalarý tek tek arandý.

 

Ýstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcýlýðý’nýn Bankacýlýk Düzenleme ve Denetleme Kurulu'ndan (BDDK) aldýðý rapor üzerine dün Ergenekon sanýklarýnýn çeþitli bankalardaki kiralýk kasalarýnda arama yapýldý. Savcýlýðýn mahkemeden aldýðý karar doðrultusunda Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, Avukat Hüseyin Buzoðlu, emekli Albay Levent Göktaþ, YÖK eski Baþkaný Prof. Dr. Kemal Gürüz ile Verso Araþtýrma Þirketi sahibi Erhan Göksel'in bankalardaki kiralýk kasalarý tek tek arandý.

 

BBDK'ya soruldu

 

Ýddia edilen Ergenekon Terör Örgütü’ne (ETÖ) yönelik soruþturmayý yürüten savcýlýk, geçtiðimiz günlerde BBDK'ya 143 kiþinin bankalarda kiralýk kasasý olup olmadýðýný sormuþtu. Kiralýk kasalarý araþtýrýlan 143 kiþinin büyük bölümünü Ergenekon sanýklarý ve bunlarýn akrabalarý oluþturuyor. BDDK, savcýlýðýn talebi üzerine tüm bankalara yazý göndererek adý geçen kiþiler adýna kiralýk kasa olup-olmadýðýnýn tespitini istedi.

 

Emniyete talimat

 

Bankalar listede adý geçen kiþilere ait kiralýk kasa bilgilerini BDDK’ya bildirdi. BDDK da kasa raporunu Ýstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcýlýðý’na gönderdi. Savcýlýðýn talimatý ile dün kiralýk kasalara dönük arama operasyonu gerçekleþtirildi. Savcýlýk, ETÖ'ye yardým ve yataklýk yapan zanlýlarýn kasalarýnýn incelenmesi için emniyetin ilgili birimlerine talimat verdi

 

Kasalar tek tek açýldý

 

Bunun üzerine Terörle Mücadele Þubesi ekipleri, Baþkent’te 5 Ergenekon zanlýsýnýn bankalardaki kiralýk kasalarýný açtýrdý. Mustafa Balbay ve Hüseyin Buzoðlu'nun Ýþ Bankasý Yeniþehir Þubesi, Levent Göktaþ'ýn Ýþ Bankasý Bahçelievler Þubesi, Kemal Gürüz'ün Halk Bankasý Bahçelievler Þubesi, Erhan Göksel'in Ýþ Bankasý Güvenevler Þubesi'ndeki kasalarý tek tek açýldý.

 

LiSTEDEKi 29 TARTIÞMALI iSiM!

 

Ergenekon savcýlarýnýn hesap hareketlerini takip ettiði 143 kiþilik liste ilk olarak 27 Mart 2009 tarihinde Hürriyet Gazetesi'nde yayýnlandý. Ortaya çýktýðý tarihte listedeki 34 isimle ilgili Ergenekon soruþturmasý kapsamýnda herhangi bir iþlem yapýlmamýþtý. Ancak listede yer alan isimlerden Mehmet Haberal, Türkan Saylan, Ayþe Yüksel, Ferhat Þenatalar ve Yaþar Yaþer'in eþi Gülseven Yaþer 13 Nisan 2009 tarihinde Ergenekon soruþturmasý kapsamýnda haklarýnda iþlem baþlatýldý.

 

Bu arada listede bulunan Aytaç Yalman, Özden Örnek, Necdet Timur, Duran Akbulut, Akkan Suver, Bülent Berkarda, Mehmet Dadak, Þaban Sevinç, Ýsmail Küçükkaya, Osman Pamukoðlu ve Erdal Sarýzeybek gibi 29 ismin Ergenekon soruþturmasý kapsamýnda herhangi bir iþlem görmemesine raðmen bu listede olmasý dikkat çekti.

 

Balbay ve Gürüz’den altýn çýktý

 

M ustafa Balbay, Hüseyin Buzoðlu ile Kemal Gürüz'e ait kiralýk kasalarýndan altýn çýktý. Levent Göktaþ'ýn kasasýnýn ise boþ olduðu görüldü. Göktaþ'ýn kiralýk kasasýný gözaltýna alýnmadan kýsa bir süre önce boþalttýðý iddia edildi. Diðer sanýklara ait kasalar da ise bir þey bulunamadý.

 

Hakkýnda iþlem yapýlmayanlar

 

Osman Pamukoðlu

Günay Çapan

Duran Akbulut

Ýbrahim Serdar Akinan

Ferhan Bülent Berkarda

Alev Çoþkun

Abidin Serdar Cümbüþ

Ýsmail Hakký Karadayý

Mehmet Dadak

Ýhsan Göktaþ

Osman Nurettin Gürgür

Behiç Kýlýnç

Dilara Acýmýþ

Ýsmail Küçükkaya

Halime Filiz Meriçli

Özden Örnek

Türkel Minibaþ

Mehmet Bora Perinçek

Þaban Sevinç

Mehmet Akkan Suver

Erdal Sarýzeybek

Müjgan Suver Hatice

Leyla Tavþanoðlu

Necdet Yýlmaz Timur

Yaþar Yaþer

Perihan Yorgancýgil

Ümit Özdað

Aytaç Yalman

Ýbrahim Yýldýz

 

27 Mart'tan sonra iþlem yapýlanlar

 

Türkan Saylan

Mehmet Haberal

Ayþe Yüksel

Ferhat Þenatalar

Gülseven Yaþer

 

27 MART’TAN ÖNCE HAKKINDA ÝÞLEM YAPILAN ÝSÝMLERDEN BAZILARI

 

Mehmet Demirtaþ

Abdülkadir Oðuz

Alpaslan Aðýrel

Adnan Akfýrat

Mahir Akkar

Selim Akkurt

Atilla Aksu

Kemal Alemdaroðlu

Rafet Aslan

Engin Aydýn

Mustafa Ali Balbay

Evrim Baykara

Ýbrahim Benli

Vatan Bölükbaþý

Ufuk Büyükçelebi

Murat Çaðlar

Noyan Çalýkuþu

Ayhan Çelik

Turhan Çömez

Bedrettin Dalan

Fikret Emek

Sevgi Erenerol

Fuat Ermiþ

Erkut Ersoy

Hayrettin Ertekin

Þener Eruygur

Erhan Göksel

Hüseyin Görüm

Gazi Güder

Semih Tufan

Gülaltay Halil

Behiç Gürcihan

Emin Gürses

Tanju Güvendiren

Sami Hoþtan

Nurseli Ýdiz

Ferit Ýlsever

Fikri Karadað

Güler Kömürcü

Yalçýn Küçük

Erol Mütercimler

Hüseyin Gazi Oðuz

Ümit Oðuztan

Asuman Özdemir

Tuncay Özkan

Bekir Öztürk

Zekeriya Öztürk

Sedat Peker

Doðu Perinçek

Ergün Poyraz

Adil Serdar Saçan

Tolga Sarýoðlu

Ýlhan Selçuk

Nusret Senem

Seyhan Soylu

Muzaffer Þenocak

Muzaffer Tekin

Fuat Turgut

Veli Küçük

Ali Yasak

Vedat Yenerer

Ýsmail Yýldýz

Emin Caner

Yiðit Ahmet

Hurþit Tolon

Tuncer Kýlýnç

Sabih Kanadoðlu

Mustafa Özbek

 

Kamil ELÝBOL, BUGÜN, 12.05.2009

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Dündar'a kendini astýracak çizelge!

 

http://www.moralhaber.net/resimler/haberler/63056.jpg

 

TV'de "Evlendikten sonra biri çýkýp karýmýn tek baþýna yurt dýþýna çýktýðýný ispat ederse intihar ederim" diyen Uður Dündar'a Vakit soruyor:

 

Vakit Uður Dündar'a eþinin kendisi yanýnda olmadan defalarca yurtdýþýna gittiði yönündeki tarihleri sordu. Vakit'in haberine göre Dündar, detaylý açýklama yapmak yerine, asistaný aracýlýðý ile kaçamak cevaplar verdi.

 

Ýþte Vakit'in bugünkü sürmanþeti:

 

Kemal Gümüþ ve Hüseyin Kulaoðlu'nun haberi

 

Kendini asma, cevap ver

 

Eþinin sýk sýk Brezilya’ya gittiði iddialarýnýn ETÖ iddianamesine girmesinin ardýndan TV ekranlarýndan “Evlendikten sonra biri çýkýp karýmýn tek baþýna yurt dýþýna çýktýðýný ispat ederse intihar ederim” diyen Uður Dündar’a; eþinin kendisi yanýnda olmadan defalarca yurtdýþýna gittiði yönündeki tarihleri sorduk...

 

Ergenekon soruþturmasýna yönelik 2. iddianamede karýsýnýn Brezilya’ya gittiðine dair iddialarýn yer almasý üzerine sunuculuk yaptýðý televizyonda savcýlarý eleþtirip “Evlendikten sonra biri çýkýp karýmýn tek baþýna yurt dýþýna çýktýðýný ispat ederse intihar ederim” diyerek þov yapan Uður Dündar’ýn doðru söylemediði belirlendi. Uður Dündar’ýn manken eþi Yasemin Baradan (Jasmin Mroz)’ýn yanýnda Uður Dündar olmadan defalarca yurt dýþýna çýktýðý belirlendi.

 

66 yaþýnda olan Uður Dündar, kendisinden 28 yaþ küçük olan 1971 doðumlu eþi Yasemin Baradan ile ilgili bazý iddialarýn yer almasý üzerine haber sunduðu televizyon kanalýnda Ergenekon iddianamesini hazýrlayan savcýlara ateþ püskürmüþ ve “Biri evlendikten sonra karýmýn tek baþýna yurt dýþýna çýktýðýný ispat ederse intihar ederim” demiþti. Yasemin Baradan’ýn, Uður Dündar ile 30 Ekim 1993 tarihinde evlendikten sonra, yanýnda Dündar olmadan defalarca yurt dýþýna çýktýðý belirlendi.

 

Vakit’in ele geçirdiði belgelere göre Yasemin Baradan, Uður Dündar ile evlendikten sonra 031538 ve 760065 nolu pasaportlar ile birçok defa yanýnda Uður Dündar olmadan yurt dýþýna çýktý.

 

YASEMÝN BARADAN’IN DÜNDAR OLMADAN YURT DIÞINA ÇIKTIÐI TARÝHLER

 

Vakit’in ortaya çýkardýðý bilgilere göre Yasemin Baradan ile Uður Dündar’ýn, evlendikten sonra ilk yurt dýþý seyahatlerini 22 Aralýk 1993 tarihinde beraber yaptýðý görülüyor. Uður Dündar’la evlendikten sonra Yasemin Baradan’ýn yanýnda kocasý olmadan yurt dýþýna yaptýðý ilk seyahatin ise 31 Aðustos 1995 tarihinde gerçekleþtiði görülüyor.

 

BARADAN’LA ÝLGÝLÝ ÝDDÝALAR ERGENEKON’A BÖYLE YANSIMIÞTI

 

Bilindiði gibi 2. Ergenekon iddianamesinde Ýlhami Yangýn isimli þahýstan Akþam Gazetesi yazarý Gülay Kömürcü’ye gönderilen, Kömürcü’den de Turhan Çömez’e aksettirilen bir elektronik postada Uður Dündar ile eþi hakkýnda bazý iddialar yer almýþtý. Gülay Kömürcü’ye gönderilen mailde Uður Dündar’ýn eþi Yasemin Baradan’ýn sýk sýk Brezilya'ya gittiði ve birtakým fotoðraflar olduðu öne sürüldü.

 

ÝÞTE DÜNDAR'IN CANLI YAYINDAKÝ O SÖZLERÝ

 

Bu bilgilerin iddianamede yer almasý üzerine ise Uður Dündar canlý yayýnda savcýlarý sert bir dille eleþtirmiþ, “Benim eþim evlendikten sonra hiçbir zaman tek baþýna yurt dýþýna çýkmadýðý gibi hayatýnda Brezilya'ya gitmedi. Evliliðimiz döneminde Brezilya'ya gittiðini biri çýksýn ispat etsin. Ben þu dakikada görevimi býrakacaðým. Hatta intihar bile ederim. Bu namus meselesi” ifadelerini kullanmýþtý.

 

YASEMÝN HANIM LATÝN AMERÝKA HAYRANIYMIÞ

 

Canlý yayýnda eþinin tek baþýna yurt dýþýna çýkmadýðýný iddia eden Uður Dündar, eþi ve ailesiyle ilgili 13.06.2004 tarihli Hürriyet’te Ayþe Arman’a verdiði bir röportajda eþinin Latin Amerika kültürüne olan ilgi ve sevgisini dile getirmiþti.

 

DÜNDAR CEVAP VERMEDÝ, YERÝNE ASÝSTANI KONUÞTU

 

Sorularýmýza cevap vermeyen Uður Dündar, kim olduðu tarafýmýzca bilinmeyen ve asistaný olduðunu iddia eden Türkan Aydýnlý aracýlýðý ile sorularýmýza cevaben yolladýðý metinde þu satýrlara yer verdi: “Anlaþýlan birileri sizi fena halde iþletiyor! Ben Sayýn Uður Dündar’a 1992 yýlýndan bu yana asistanlýk yapmaktayým. Yasemin haným’ýn yurt dýþýna çýkýþlarýnda -bir zorunluluk olmamakla birlikte- yanýnda mutlaka eþi veya annesi, ya da çok yakýn bir akrabasý bulunmuþtur. Yakýn akrabalarýnýn soyadlarý tutmadýðý için, güvendiðiniz kaynaklar(!) bu gerçeði görememiþler! Haberinizi yanlýþ bilgiler üzerine oluþturduðunuzu bir kez daha belirterek uyarýyor, aile namus ve þerefine iftirada ýsrar edilmesi halinde sayýn Uður Dündar’ýn her türlü yasal giriþimde bulunacaðýný bilmenizi rica ediyoruz.”

 

Ýþte Yasemin Baradan’ýn yanýnda kocasý Uður Dündar olmadan yurt dýþýna çýkýþ yaptýðý seyahatlerin tarihleri:

 

Çýkýþ: Giriþ: Havaalaný:

 

31.8.1995 19.11.1995 Atatürk Havaalaný

09.03.1997 11.03.1997 Atatürk Havaalaný

27.03.1997 31.03.1997 Atatürk Havaalaný

27.11.1997 01.12.1997 Atatürk Havaalaný

14.01.1998 13.03.1998 Atatürk Havaalaný

21.06.1998 02.07.1998 Atatürk Havaalaný

27.08.1998 29.08.1998 Atatürk Havaalaný

30.09.1998 02.10.1998 Atatürk Havaalaný

12.04.1999 25.04.1999 Atatürk Havaalaný

03.01.2004 24.04.2005 Atatürk Havaalaný

07.03.2006 16.04.2006 Atatürk Havaalaný

26.04.2007 05.09.2007 Atatürk Havaalaný

10.01.2009 12.01.2009 Atatürk Havaalaný

 

Vakit, 14.05.2009

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Büyük Ergenekon, Küçük Ergenekon

 

Nasrettin Hoca´ya sormuþlar, “Hocam kýyamet ne zaman kopacak?“ Nasrettin Hoca kendine has üslubuyla soruya soruyla cevap vermis, “Hangi kýyameti soruyorsun? Büyük kýyameti mi, küçük kýyameti mi?“ Soranlar þaþýrmýþlar, “Hocam kýyametin küçüðü büyüðü olur mu?“ Nasrettin Hoca þu cevabý vermiþ, “Tabii ki olur!.. Karým ölürse küçük kýyamet, ben ölürsem büyük kýyamet kopar.“ Bu sözleriyle veciz bir þekilde bir gerçeðe parmak basmýþ, hocamýz.

 

Peygamber Efendimiz´de (s.a.v.) Tebük Sefer´inden dönerken, “Küçük cihaddan büyük cihada dönüyoruz“ demiþ. Sahabeler hayret içinde sormuþlar, “Yâ Rasûlallâh! Hâlimiz meydanda! Bundan daha büyük cihâd var mý?“ Kainatin Efendisi (s.a.v.) cevap vermiþ: “Büyük cihad, kiþinin nefsi ile olan cihadýdýr.“

 

***

 

Þimdi Büyük Kýyamet - Küçük Kýyamet, Büyük Cihad – Küçük Cihad olurda, Büyük Ergenekon – Küçük Ergenekon olmaz mý?

 

Küçük Ergenekonu hepimiz tanýyoruz. Devletin içinde, devleti yönetmeye kalkan, bunun için provokasyonlar düzenleyen sinsice bir derin çete.

 

Peki Büyük Ergenekonu tanýyormuyuz? Büyük Ergenekon, yine içeriden, bizim içimizden, bizi yönetmeye çalýþan, bunun için vesveseler, su-i zanlar üreten sinsice bir derin þahýs. Kimilere buna Ýblis, kimileri nefis´der.

 

Küçük Ergenekon nasýl içten darbe hevesleri duyuyorsa, Büyük Ergenekon´da darbe peþinde. Ölüm anýna kadar devam eden bir darbe hevesi.

 

Deþifre edilmeyi bekleyen bu Büyük Ergenekon insanýn dünya hayatýnýda, ahiret hayatýnýda tehlikeye sokuyor. Bu nedenle deþifre edilmesi gerekiyor.

 

Bunuda yine Küçük Ergenekonun deþifre edilme metotlarýyla baþarabiliriz. Yani Büyük Ergenekonun telefon görüþmelerini dinlememiz gerekiyor. Dinleyebilmek için her insana bir cihaz yerleþtirilmiþ: vicdan. Aklý ve kalbi provokasyonla darbeye sürükleyebilen Büyük Ergenekonun kýþkýrtýcý yöntemleri, vicdana karþý – eðer canavarlaþmamýþsa – çaresizdir. Vicdanýmýzla Büyük Ergenekonu deþifre edebiliriz. Vicdanýmýz hakim rolündedir.

 

***

 

Devletimizin Küçük Ergenekondan kurtulmaya çalýþtýðý þu günlerde, bizlerde Büyük Ergenekonla uðraþmamýz gerekiyor. Küçük Ergenekona harcadýðýmýz vaktin en az onda birini büyüðüne ayýrdýðýmýzda, mutlaka muvaffak olacaðýzdýr.

 

 

Cemil Sahinöz, Moral Haber, 14.05.2009

http://www.moralhaber.net/yazidetay.php?Yazi_id=11545&yazar=493

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Biz kaç Ergenekoncuyuz?

 

http://www.moralhaber.net/resimler/haberler/63101.jpg

 

 

 

Siyasi partiler,ÇYDD ve emekli subaylar mitinge katýlmayacaðýný açýkladý. Ancak Üniversitelerde tehdit gibi bildiriler daðýtýlýyor...

 

Biz kaç Ergenekoncuyuz?

 

Ankara'yý yoðun bir hafta sonu bekliyor. DP ile DSP'de büyük kapýþmalarýn yaþanacaðý kongreler var. Danýþtay saldýrýsýnýn yýl dönümü. DTP mitingi son anda iptal edildi ama yeniden "Cumhuriyet Mitingleri" baþlýyor.

 

Malum Cumhurbaþkanlýðý seçim sürecinde 14-15 Nisan 2007'de Ankara'da baþlamýþ, dalga dalga yayýlarak Türkiye'nin her yerinde 'Cumhuriyet Mitingleri' yapýlmýþtý. Gerçi Ergenekon iddianamelerinde bu mitinglerin darbeye zemin hazýrlamak için tertiplendiði iddiasý var. Ek klasörlerde yer alan onlarca yazýþma, talimat ve plan da bu iddiayý destekliyor.

 

Mitinglerin içeriði kadar zamanlamasý da ilginç. Malum 17 Mayýs kanlý Danýþtay saldýrýsýnýn da yýl dönümü. 'Türban için' eline silah aldýðýný söyleyen Alparslan Arslan yüksek mahkemeyi basmýþ ve Yücel Özbilgin'i öldürüp dört üyeyi de yaralamýþtý.

 

Sonradan olayýn türbanla ilgisi olmadýðý, saldýrganýn tekbir getirmediði ve en önemlisi Ergenekon'un bir eylemi olduðu ortaya çýkmýþtý. Eðer olay faili meçhul kalsaydý farklý bir Türkiye olacaktý. Hazýrlanan darbe planlarý, suikastlar, kaos ortamýný saðlayacak eylemler art arda gelecekti. Ama her þeyi dikkatli bir polis memuru bozdu. Son olarak da Danýþtay saldýrýsý ile Ergenekon davalarý "fiili ve hukuki irtibat bulunmasý" sebebiyle birleþtirildi.

 

Mitinglere dönersek. ÇYDD'ye yönelik aramadan sonra oluþan kamuoyu hassasiyetiyle mitinglerin tekrar baþlamasý kararý alýndý. Bu kez söylem 'irtica' deðil 'hukuk devleti'.

 

Fakat tezatta burada baþlýyor. Ergenekon soruþturmasý hukuk devletini ortadan kaldýrmayý hedefleyenlerin yargýlandýðý bir dava. Hukuk devletini savunduðunu iddia ederek meydanlara çýkanlarda bizzat demokrasiyi ortadan kaldýrmak isteyenlere destek olmak için eylemde.

 

Bu tezat sebebiyle miting " Ergenekonculara destek" gösterisinden öteye bir anlam ifade etmeyecek. Siz ne kadar ' hayýr öyle deðil' deseniz de mitinge destek verenler 'Ergenekon dostu' olarak kabul edilecek.

 

Üstelik bu kez kimse 'bunlarýn darbe yapmak için miting düzenlediðini bilmiyordum' deme hakkýna sahip deðil. Ýddianame ve ekleri ortada. Hepsinin 'tertip' olduðunu düþünüyorsanýz da sanýklarýn kendi ses kayýtlarý internette.

 

Siyasi partiler,ÇYDD ve emekli subaylar mitinge katýlmayacaðýný açýkladý. Fakat bazý çevreler 'yüksek katýlým ve oluþturulacak hava ile hakim/savcýlarýn baský altýna alýnabileceði' düþüncesinden hareketle yoðun bir organizasyon içerisinde.

 

Üniversiteler de bildiriler daðýtýlýyor. Uludað Üniversitesi'nde daðýtýlan bildiriden bir bölüm ; "17 Mayýs'ta Ankara'nýn çaðrýsýna uymazsan, bir sabah kapýný çalanlarýn çaðrýsýyla Silivri'ye gittiðinde vakit çok geç olacak. Þimdi deðilse ne zaman...? Bizi bekliyor Tandoðan!!!"

 

Bu bildirilerden sonra 'hukuk için meydanlara' çaðrýsý yaparsanýz kimse size inanmaz. Her þekilde 'Ergenekon'a destek mitingi' olarak kayýtlara geçer.

 

Mitingle ilgili son bir not. Kulislere göre güvenlik birimlerinde ciddi bir provokasyon endiþesi var. Bu yüzden saniyede 600 kare çekebilen yeni bir 'yüz tanýma' programý mobese kameralarýna yerleþtirildi. Pazar günü için güvenliðin üst seviyeye çýkarýldýðý biliniyor. Her þekilde ilginç bir miting olacak.

 

Adem Yavuzarslan, BUGÜN, 15.05.2009

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

 

 

http://www.moralhaber.net/resimler/haberler/63110.jpg

 

Ergenekon’un ikinci iddianamesinde BTV televizyonunun eski Haber Müdürü Ýlhami Yangýn’ýn “Çiller aleyhinde konuþmam için bana para verdi” dediði Uður Dündar’ýn, Star TV’nin dünkü haber bülteninde rüþvetle ilgili yayýnladýðý bir haberden sonraki açýklamalarý dikkat çekti.

 

YANGIN’IN ÝDDÝALARINA CEVAP VERMEDÝ

 

Rüþvetle ilgili bu yorumu yapan Uður Dündar, Ergenekon’un ikinci iddianamesinde Ýlhami Yangýn’ýn “Para karþýlýðýnda Arena’ya çýktým ve Çiller aleyhinde atýp tuttum” sözleriyle ilgili henüz bir yorum yapmadý. Ergenekon iddianamesinde eþinin Brezilya’ya gittiðine dair iddialara köpüren ve televizyon ekranlarýndan baðýrýp çaðýran, savcýlarý tehdit eden Uður Dündar’ýn neden Yangýn’ýn ‘Para karþýlýðý Arena’ya çýkýp Çiller aleyhinde atýp tuttum’ sözlerine cevap vermediði merak ediliyor.

 

 

Rüþvet alan 6 polisin tutuklanmasýyla ilgili gizli kameralarla çekilmiþ görüntüler eþliðinde yayýnladýðý bir haberden sonra Dündar þu açýklamayý yaptý: “Rüþvetçi polis diyerek geçemeyiz. Onlarý bu hale getiren sistemi sorgulamalýyýz. Bizler, bu polislerin çoluk çocuðu, eþlerini de düþünerek yüzlerini göstermedik. Tek temennimiz rüþvet alan polislerin parmakla gösterilecek kadar az olmasý.”

 

Süleyman Kaya, Vakit, 15.05.2009

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Memleketimden manyaklýk manzaralarý

 

Geçtiðimiz Pazar Tandoðan'da tertip edilen Cumhuriyet mitingini, öncekilere kýyasla daha demokratik bulduðunu söyleyenler oldu. Mitinge baktým, gördüðüm þey asla demokrasi deðildi.

 

Çünkü Tandoðan'daki miting; "Anayasal düzeni silahla deðiþtirmek" suçunu iþlediði iddia edilen ve haklarýnda binlerce kanýt bulunduðu için tutukluluðu devam eden isimlere destek için düzenlenmiþti. Önceki mitingler hükümete karþýydý, yaþam tarzý gibi meþru sayýlabilecek gerekçelerle maluldü. Ama artýk bu, bir adým ileri gitmek ve "hukuk devleti" pankartlarý altýnda hukuk devletini hedef seçmek demekti.

 

Ýlk mitingler, TSK'nýn gizli desteðiyle bile düzenlense, üstü kapalý darbe çaðrýlarýna bile sahne olsa, sonuçta sahici gibi görünen birtakým korkular gibi, anlaþýlýr nedenlere dayanýyordu. Ve bu endiþe hali, önceki mitinglere katýlanlarýn en azýndan bir kýsmýný temize çýkarabilir nüveler taþýyordu.

 

Ama, Tandoðan'da en son gördüðümüz kalabalýðýn ne için toplandýðýný bilmiyor gibi yapmamýza imkan yok. Çünkü, o miting, Atatürkçülük þemsiyesinin korumasý altýnda; Ergenekon soruþturmasýna karþý ve Ergenekon'dan içeri alýnanlarýn serbest býrakýlmasý talebiyle yapýldý.

 

Mitingi kim düzenledi? Süper çaðdaþ, süper ilerici ama AB ve sandýk karþýtý Atatürkçü Düþünce Derneði. ADD'nin baþkaný kimdi? Memleketin en demokrat insaný olan, darbecilikle hiç iþi olmayan, kendisine neden bunlarýn yapýldýðýna bir türlü akýl sýr erdirilemeyen Þener Eruygur.

 

Peki, Eruygur neden yargýlanmaktaydý? Vatanýn kara baðrýndan cephanelikler, bombalar, silahlar, kemikler, krokiler, belgeler, suçlar fýþkýrmadýðý, darbe günlükleri ele geçmediði, telefon konuþmalarý ortalýða saçýlmadýðý halde, sýrf ülkenin en saygýn, en temiz, en deðeri kendinden menkul isimlerine baský yapmak için açýlmýþ Ergenekon davasýndan.

 

Þaka gibi deðil mi? Ama þakalar bununla sýnýrlý deðildi…

 

Tandoðan'da hem Ergenekon tutuklularýna sevgiler, selamlar gönderildi; hem de Danýþtay suikastinde katledilen Mustafa Yücel Özbilgin anýldý. Ýyi de Danýþtay davasý resmi düzeyde Ergenekon'a baðlandý. Bu, Mustafa Yücel Özbilgin'i öldürmeye azmettirenlerin, darbeye zemin hazýrlamak isteyen Ergenekoncularla baðlantýsý olduðu, hatta katillerin Ergenekoncu olduðu anlamýna gelir ve pardon ama iki seçeneði birden iþaretleyemezsiniz:

 

Özbilgin'i yok edenleri lanetlemeye devam edecekseniz, Ergenekoncular'ý destekleyemezsiniz, yok "biz Ergenekoncular'dan yanayýz" diyorsanýz, kalkýp piþkin piþkin "Özbilgin'i katledenler hesabýný versin" numaralarýna yatamazsýnýz…

 

Öte yandan, sahibinin elinden kaçýp tos vurarak Atatürk büstünü kýran Gülsüm Ýnek'in kabahatini, köy halkýnýn bir kýsmýnýn soruþturmaya uðrayarak ödediði, hatta sahibinin baþýna iþ gelir korkusuyla ineði bir baþka köye sattýðý bir vasatta; Atatürk devrimlerinin hedef alýndýðýndan yakýnmak için ya bu memlekete uzaydan ýþýnlanmýþ olmanýz ya da fena niyetlerinizi Atatürkçülük'ün ardýna gizlemiþ olmanýz gerekir ki; ben yukarýdaki örneðin aksine iki þýkký birden iþaretlemek isterim. Kesilip kavurma yapýlmadýðý ya da meme uçlarýna, toynaklarýna elektrik verilmediði için ucuz kurtulmuþ hayvancaðýz. Geçmiþ olsun diyoruz.

 

Latife bir yana; hakikaten Atatürk devrimlerine sahip çýkmanýn, iþkencecilerle, suikastçilerle suç ortaklýðý yapmak anlamýna gelip gelmediðinin tartýþýlacaðý bir ortam yok Türkiye'de ama yani; "dil, din, ýrk ortak paydamýz" pankartýndan açýða çýkan faþizmi de mi konuþmayalým?

 

Ergenekon operasyonlarýnda davaya zarar verecek uygulamalarýn olduðunu, sözgelimi Yasemin Dündar'ýn eþinden habersiz Brezilya'ya gidip geldiði bilgisinin Ýddianame'ye konulmasýný sonuna kadar eleþtirelim. Yasemin Dündar'ýn Brezilya'da suç baðlantýlarý içine girip girmediðiyle ilgili bilgi ya da kanýt sunamayýp yalnýzca kadýnlarýn yurtdýþýna "yalnýz" çýkmalarýnda bir gariplik olduðu izlenimi verip, üstelik bu düþünceyi yazýlý bir metinde dillendirenlere, "Alooo, 21. yüzyýlda yaþýyoruz" diye posta da koyalým. "Yasemin Dündar'ýn suçu eþinden habersiz seyahat etmekse bu ikisini ilgilendirir, ama yok seyahatlerinde suç unsuru teþkil edecek baðlantýlar varsa, bunu da açýklamakla mükellefsiniz" cümlesini çekinmeden, ses yükselterek kuralým.

 

Ama yani lutfen, iki gün önce Tandoðan'da düzenlenen Cumhuriyet mitingine de özgürlük ve demokrasi þöleni havasý verip, düzenleyicilerine de sütten çýkmýþ ak kaþýk muamelesi yapmayalým. Deðiller çünkü, anladýnýz mý?

 

Özlem ALBAYRAK, YENÝ ÞAFAK, 19.05.2009

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 2 Wochen später...

Ergenekon sanýðý: Yazýcýoðlu öldürüldü

 

http://www.moralhaber.net/resimler/haberler/63753.jpg

 

 

 

Ergenekon davasýnýn tutuklu sanýðý Erol Ölmez, mahkemeye sunduðu 14 sayfalýk yazýlý dilekçesinde þok itiraflarda bulundu. Ölmez, soruþturma sýrasýnda, sakal býrakýp, cübbe giyerek istihbarat toplamak için Fatih Çarþamba semtine gizli görevle gittiði þeklindeki ifadesini kabul etmemiþ, beðendiði bir hanýma yaklaþmak için orada bulunduðunu ileri sürmüþtü. Ölmez, mahkemeye sunduðu dilekçesinde çark ederek Çarþamba semtine istihbarat toplamak için gittiðini söyledi. Dýþarýda bulunan arkadaþlarý tarafýndan hiç aranýp sorulmadýðýný, bu nedenle bazý gerçekleri itiraf edeceðini dile getiren Ölmez, helikopter kazasýnda vefat eden BBP Genel Baþkaný Muhsin Yazýcýoðlu'nun 2008'de öldürülmesinin planlandýðýný, ancak bu suikastýn bir yýl gecikmeyle gerçekleþtirildiðini iddia etti.

Ergenekon davasýnýn tutuklu sanýðý Erol Ölmez, mahkeme heyetine sunduðu 14 sayfalýk yazýlý dilekçesinde çok çarpýcý bilgiler verdi. 1990'da askerken hayatýnýn tamamen deðiþtiðini, usta birliðinde kendisini keþfeden kod adý "Çerkez Ali" olan kiþinin askerliðini sonlandýrarak kendisini çok özel bir birimin içine aldýðýný anlatan Ölmez, "Asýl adý 'Atakurtlar' olan birlikte benim görevim istihbarat ve silahlý kanatta yetiþtirilmiþ, Ýstanbul Avrupa yakasý, tük Trakya dahil beni baþkan yapmýþtý. Daha sonra 1998 yýlýnda kurulan Ergenekon yapýlanmasýnda görev aldým ve Atakurtlar ismine ekleme yapýlarak 'Atakurtlar Cumhuriyet Ordusu' Ergenekon'un sað kolu olmuþ, istihbarat ve silahlý kanadý oluþturulup Ergenekon'a dahil edilmiþtir. Bu birim, þu anda olduðu gibi halen aktif haldedir. Ben çok özel olarak eðitim almýþ, en iyi þekilde yetiþtirilmiþ bir kiþiyim. Atakurtlar Cumhuriyet Ordusu'nun bir askeriyim." dedi. Ergenekon yapýlanmasýnýn Cumhuriyetçi, Ulusalcý ve Atatürk milliyetçileri tarafýndan kurulan 11 kiþilik onursal üyesi olan bir yapýlanma olduðunu belirten Ölmez, içinde her kesimden insanlar bulunduðunu, hizmet dýþýnda bir amaçlarýnýn olmadýðýný, silahlý örgüt olmayý kabul etmeyen mütevazi insanlar olduklarýný iddia etti.

 

-"HELÝKOPTER KAZASI SABOTAJ"-

 

Muhsin Yazýcýoðlu'nun helikopter kazasý sabotaj olarak nitelendiren Ölmez, bunun üstünün örtülüp faili meçhul býrakýlacaðýný belirterek, "Bunun kaza deðil de sabotaj olduðunu bilmekteyim. Baþkaným daha birçok konunun þahidi olarak artýk susmayacaðýmý, gerçeklerin gün yüzüne çýkmasýnýn zamaný geldiðini söylemek isterim. Nedeni ise cezaevine girdiðim günden beni yalnýz býraktýlar. Kimsa sahip çýkmadý. Zaten ilk þart, 'Baþýna bir hal gelirse kendinle baþbaþasýn' denildi. Bu konularý ciddiye almanýzý isterim. Muhsin Yazýcýoðlunun susturulmasýný isteyen kiþi þu an bir siyasi partide siyasi kimliðe sahip olan, ayný zamanda milletvekilidir. Yazýcýoðlu'nun ölümüne sebep olan kiþi, ayný zamanda MÝT'e çalýþan Amerikan destekli kiþidir. Bunlarý size anlatmamdaki sebebim, vicdanýmýn rahatsýz oluþudur." diye konuþtu. 17 Kasým 2007 tarihinde Ankara'da özel bir toplantýda kendisi, Çerkez Ali ve bir milletvekilinin yer aldýðýný, toplantýdaki konunun Muhsin Yazýcýoðlu'nun nasýl susturulacaðý olduðunu öne süren Ölmez, "Bunun karþýlýðýnda 10 milyon dolar para verilecekti. 2008 yýlýnda olmasý beklenen bu konu, Ergenekon furyasý patlayýnca 2009 yýlýna kalmýþtýr. BBP liderine yapýlan aslýnda sabotajdýr." dedi

 

Bosna Hersek'te savaþtýðýný belirten Ölmez, bu süreçte çok sýkýntý ve zorluklar çektiðini dile getirerek, "1993 ortalarýnda Ýtalya'da Cenova'da bir süre otelde kaldým. Yanýma Çerkez Ali geldi. Abdullah Öcalan'ýn geleceðini, Roma'da ve Milano'da kalacaðýnýn istihbaratýný aldýklarýný söyledi. Benim görevim ise ebediyyen Apo'yu susturmaktý. Öcalan'ý 6 gün bekledik. Ankara'dan otele gelen bir telefonla gelmeyip Þam'a gittiðini öðrendik. Beni Türk konsolosluðuna býrakýp, pasaportsuz olarak, bir Türk gemisine yerleþtirdiler. Gemiyle Derince limanýna geldim. Sonra tekrar Çerkez Ali ile görüþtük. Çerkez Ali Çok kuvvetli bir devlet adamýdýr." ifadelerine yer verdi.

 

Vatansever Kuvvetler Güç Birliði Haraketi'nin bütün amaçlarýný bildiðini belirten Ölmez, "Taner Ünal denilen kiþi, sahtekarýn önde gidenidir. Bu gibi derneklerin kurulma aþamasýnda her zaman öncülük eden CIA ajaný olan kiþi Kaan S.'dir." iddiasýnda bulundu.

 

Kendisine verilen görevleri yerine getirip, en iyi þekilde ülkesine hizmet ettiðini savunan Ölmez, "Avukatýmýn uyarýsý üzerine susmak zorunda kaldým. Susmanýn bana faydasý olmadýðýn ve gerçeklerin gün yüzüne çýkmasýnýn zamanýnýn geldiðini düþünmekteyim. Bu yazdýklarým bir itiraf deðildir. Vicdan azabýnýn bana vermiþ olduðu rahatsýzlýktan dolayý konuþmanýn zamanýnýn geldiði kanaatindeyim. Görevim icabý birçok kýlýða girdim. Yeri geldi tarikatçý oldum, yeri geldi özel yetkili bir insan oldum. Her anlamda en iyi þekilde yetiþtirilmiþ biri olarak bana Arapça dahi öðretildi. 1993'te Türkiye'ye geldiðimde, Bosna-Hersek'ten kalma sinir ve uykusuzluk çekmekteyim. Bu zamana kadar devam ediyor. Þu anda bile sinir ve uyku ilacý kullanmaktayým. Ben bu hayata istemeden kendiliðinden geçtim. Öyle zaman oldu ki asla çýkmak söz konusu bile deðildi. Maalesef þu anda tutukluyum. Ama þunu bilmelisiniz ki Çerkez Ali beni düþünmektedir ve ben eninde sonunda bu cezaevinden elbet çýkacaðým. Yeter ki çark artýk tersine dönsün. Çünkü dýþarýdakiler bizi çýkarmanýn savaþýný veriyor." þeklinde konuþtu.

 

-"SAKAL BIRAKIP MOLLA OLDUM"-

 

Erol Ölmez ile sanýklardan Kahraman Þahin arasýnda geçen telefon görüþmesi Ergenekon'un birinci iddianamesinde yer almýþtý. Molla kýlýðýna girdiðini söyleyen Ölmez'in 17 Eylül 2007 tarihinde yaptýðý telefon görüþmesinde þu bilgilere yer veriliyor;

 

Kahraman Þahin: Neredesin?

 

Erol Ölmez: Taksim'e geçiyorum. Ordan da Çarþamba'ya geçeçem. Ýftardan sonra akþam 8, sabah 8 nöbete devam yani. Sen ne yapýyorsun ne var, ne yok?

 

Erol Ölmez: Biz de mollalarýn arasýna takýldýk. Girdik iþte ne yapalým. Soktunuz bizi o taraf Çarþamba'ya.

 

Kahraman Þahin: Hayýrlýsý olsun kardeþim , görevini tam yerine getir.

 

Erol Ölmez: Görevi getiriyoruz, ne var ne yok? Ne yapýyorsun?

 

Kahraman Þahin: Kartal'dayým. Ýþim var öyle. Görülmüyorsun hiç?

 

Erol Ölmez: Yarýn karargaha geliyorum. Ne yapýyon? Oruçlu musun?

 

Kahraman Þahin: Yok deðilim.

 

Erol Ölmez: Yok ben tutarým. Ben hoca adamým biliyorsun. Sakal býraktým. Molla oldum ben de.

 

Kahraman Þahin: Ýmam Hüseyin de býraktý (Kuvvai Milliye Derneði Genel Sekreteri Hüseyin Görüm). Yarýn geldiðinde görüþürüz.

 

CÝHAN, 30.05.2009

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Ankara’da derin hesaplar

Baþkent yeniden hareketleniyor. Genel seçimlerin 2011 yýlýnda, Cumhurbaþkanlýðý seçiminin 2012 yýlýnda yapýlma ihtimali, siyaset mühendislerinin iþtahýný kabartmýþ durumda.

 

Derin dehlizlerde yapýlan kamuoyu yoklamalarý ve siyasi analizler, mevcut siyasi þartlar böyle devam ederse, 29 Mart’tan farklý bir tablonun ortaya çýkma ihtimalinin düþük olduðunu gösteriyor.

 

Dolayýsýyla AK Parti’yi iktidardan devirme, Abdullah Gül’ü Çankaya’dan indirme hayalleri bir baþka bahara ertelenebilir!

 

Riski azaltmak isteyen derin oyuncular, hem iktidar partisi hem muhalefet partileri üzerinde alternatifli projeler üretiyor. Niyetleri, iktidar partisini ufalarken veya varlýðýna kast ederken muhalefeti canlandýrmak.

 

Birkaç gündür yazýlýp çiziliyor, AK Parti hakkýnda yeni bir kapatma davasý açýlma ihtimalinden söz ediliyor. Kapatma malzemesinin ise Deniz Feneri dosyasýnda arandýðý ifade ediliyor.

 

Evet, böyle bir arayýþ vardýr.

 

Kapatma projesi baþarýya ulaþýrsa, AK Partili 50-100 arasýnda milletvekilinin saða sola savrulacaðý, önemli kýsmýnýn Demirel-Yýlmaz ortak yapýmý DP’de vücut bulacaðý yorumlarýna sýkça rastlýyoruz.

 

Bu senaryo taze fýrýnlanmýþ senaryo deðil. Ergenekon’un 2003 yýlýndan beri hayalini kurduðu senaryodur. Zaten iddianamenin eklerinde bu niyeti, açýk saçýk görmek mümkündür.

 

Hayal kýrýklýðý yaþýyorlar. Deniz Feneri dosyasýnda þu ana kadar AK Parti’ye yardým yapýldýðýný gösteren tek belgeye rastlanmadý. CHP’li Ali Kýlýç umudunu yitirmiþ deðil, gayretle çalýþýyor. Umutlarý canlý tutmak için, kulislere ‘AK Parti kapatýlabilir’ havasý pompalanýyor.

 

Bugün için ihtimal olmasa da AK Parti’nin kapatýlmasý için pusuda bekleyenlerin varlýðý yadsýnamaz.

 

Bahçelisiz bir MHP

 

AK Parti’nin kapatýlmasý senaryosu, en radikal ve zor olaný. Þu an için revaçtaki formül, sert muhalefetle hükümeti icraat yapamaz hale getirmek ve ekonomik krizin derinleþmesini saðlamak.

 

Senaristler, AK Parti’yi ufalarken yerinde sayan CHP ve MHP’nin bu boþluðu doldurmasýný zor görüyor. Özellikle esneklik kabiliyeti zayýf olan CHP’nin bu boþluðu dolduracaðýna neredeyse hiç inanç yok.

 

O nedenle üzerinde çalýþmaya deðer görülen ikinci büyük parti MHP olarak karþýmýza çýkýyor. Partinin kurucusu, baþbuðu Alpaslan Türkeþ’in ömründe görmediði baþarýyý yakalayan Devlet Bahçeli, ‘Genel baþkanlýðý býraksa MHP’nin oyu yüzde 25’in üzerinde olur’ yorumlarýyla yýpratýlmaya çalýþýlýyor.

 

Yýllardýr MHP’de liderlik hülyasýna kapýlan Koray Aydýn ise MHP’deki bu Ergenekon dalgasýnda sörf yapmaya hazýrlanýyor. Kasým’da olaðan kongre olmasýna raðmen bin 74 delegeden 255’inin imzasýný toplayýp olaðanüstü kongre çaðrýsý yaptý.

 

Hesabý, tüzük gereði 5. kez genel baþkanlýða aday olamayacaðýný düþündükleri Bahçeli’yi tartýþmalý hale getirmek ve yeniden seçilmesinin yolunu kapatmak.

 

Ergenekon da umudunu Aydýn’a baðlamýþ durumda. Aydýn, bunun farkýnda mý deðil mi bilemem, ama uyanýk bir siyasetçi olduðu hep söylenir.

 

Ergenekon’un asýl hedefi, yeni isimle MHP’yi iktidar alternatifi haline getirmekten ziyade sokak projelerinin sponsoruna dönüþtürmektir. Bahçeli’yle bunu baþaramadýlar.

 

MHP yönetimi, olaðanüstü kongre talebinde bulunan imzalarý tek tek inceliyor. Bir kýsmýnýn baþka partilere üye olduðunu, bazýlarýnýn yeni il kongreleri sýrasýnda delegelik vasfýný kaybettiðini savunuyor.

 

Muhtemelen olaðanüstü kongre için yeterli imza olmadýðý belirtilerek ret cevabý verilecek. Böyle bir karar, sorunu yargýnýn kapýsýna taþýyabilir.

 

Anlaþýlan, MHP’yi yeniden dizayn etmeye çalýþanlar, umutlarý tümden bitinceye kadar mücadeleye devam edecekler.

 

Yýlmaz’a Çankaya, Baykal’a baþbakanlýk

 

Asýl proje, Süleyman Demirel ve Mesut Yýlmaz’ýn harcýný birlikte kardýklarý Hüsamettin Cindoruk baþkanlýðýndaki Demokrat Parti projesidir. Büyük ihtimalle yýl sonuna kadar nikahý kýyarlar. Eðer becerebilirlerse, Abdüllatif Þener’i, solun duayenlerinden Hikmet Çetin ve Celal Doðan gibi bazý isimleri de potaya atarlar.

 

Açýklamalardan anladýðýmýz kadarýyla, birleþmeyle birlikte mecliste grup kurulmasý hedefleniyor. Böylece, bir süredir tedavülden kalkan meclis borsasý yeniden açýlacak, yeni fýrýldaklar aranacak.

 

Hesaplarý tutarsa, birleþme, kongrede belirlenecek. Þimdilik en güçlü adaylarý Prof. Dr. Süheyl Batum. Bu isim, hem Cindoruk’un hem Yýlmaz’ýn çok önem verdiði ve ikbal beklediði þahýstýr. Gerçi, bu lider arayýþýna Ergenekon þüphelisi Prof. Dr. Mehmet Haberal’ýn üzüldüðü söylentileri yayýlýyor ama kimsenin týnladýðý yok.

 

Senaryonun ikinci merhalesinde Mesut Yýlmaz’ýn Çankaya adaylýðý var. Yýlmaz, 1993 yýlýnda Turgut Özal’ýn vefatý üzerine köþke çýkmasýna destek verdiði Süleyman Demirel’den vefa borcunu ödemesi gerektiðini düþünüyor olmalý.

 

Yýllardýr ANAP’ý izlemiþ biri olarak Yýlmaz için Çankaya’nýn ‘Kýzýl Elma’ olduðunu biliyorum. Deniz Baykal için ‘Baþbakanlýk’ neyse, Yýlmaz için de ‘Köþk’ öyledir.

 

Yýllar sonra hayalleri, birbirine muhtaç hale geldi. Bir sonraki adým, Baykal’ýn baþbakanlýðýnda yeterli olursa DP destekli, aksi halde MHP eklemli üçlü koalisyon hükümetinin kurulmasý.

 

Yýlmaz, Baykal’a 40 yýllýk düþlerini avucuna sayarsa, onun da kendine Çankaya kapýlarýný sonuna dek açacaðýndan þüphe etmiyordur herhalde.

 

Çok kalmadý; biri 2 yýl, diðeri 3 yýl sayacak. Bal kabaðý seçim sandýðýna dönene kadar düþlerde yaþamak yine de güzeldir.

 

Tadýný çýkarýn.

 

Þamil Tayyar, Star, 05.06.2009

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Ergenekon - Ezberler bozuldu! Bir bir yýkýlýyorlar!

 

http://www.moralhaber.net/resimler/haberler/64335.jpg

 

Türkiye yakýn tarihinin en büyük davasý bugün dalya diyecek. Ergenekon terör örgütü iddias ýyla baþlatýlan soruþturma sonrasý açýlan davanýn bugün 100. oturumu yapýlacak. Ümraniye’de bir gecekonduda 27 el bombasý bulunmasýyla baþlayan ve 12 dalgada daha düne kadar ‘dokunulamaz’ denilenlere uzanan Ergenekon soruþturmasý, yakýn tarihimizin karanlýkta kalan kirli olaylarýný bir bir ortaya çýkarmaya baþladý. Tüm sulandýrma ve engelleme çalýþmalarýna raðmen soruþturma ve dava devlet kurumlarýnýn kararlýlýðý sayesinde tüm hýzýyla ilerlemeye devam ediyor.

 

Ergenekon soruþturmasý ve yargýlamasýyla birlikte Türkiye’de ilk kez ‘suç iþleseler de onlara dokunulamaz’ denilen kiþilere dokunulmaya baþlandý. 2 emekli orgeneral tutuklanarak cezaevine konulurken, MGK Genel Sekreterliði yapmýþ emekli bir orgeneral gözaltýna alýnýp sorgulandý. Yargýtay baþsavcýlýðý yapmýþ bir ismin evinde arama yapýldý. Birçok karanlýk olayda ismi geçmesine raðmen dokunulamayan üst düzey emekli subaylar cezaevine konulurken, görevdeki onlarca subay ile birlikte YÖK Baþkanlýðý, rektörlük, üst düzey bürokratlýk yapan birçok isim ‘örgüt üyeliði’ ve ‘örgüt yöneticiliði’ suçlamasýyla tutuklandý.

 

Deðiþik örgütler ve kiþilerin deðiþik amaçlar için gerçekleþtirdiði Türk halkýna kabul ettirilmeye çalýþýlan birçok kanlý olayýn aslýnda ‘Kanlý provokasyonlarla ülkede bir kaos ortamý yaratýp darbeye zemin hazýrlamak için’ ayný odak tarafýndan planlanýp hayata geçirildiði gerçeðiyle Türkiye sarsýldý. ‘Türban için yapýldý’ denen Danýþtay saldýrýsý, ‘PKK þehit etti’ denilen bazý subay suikastleri, ‘Alevi-Sünni çatýþmasý çýkarmak’ için sahnelenen Gazi olaylarý ve Sivas katliamý, ‘Malatya’daki misyoner katliamý’ ile ilgili Türk halkýna ezberletilenlerin aslýnda yalan olduðu Ergenekon soruþturmasýyla ortaya çýktý.

 

Ülkenin bütünlüðünü parçalamak için faaliyet gösteren terör örgütlerinin aslýnda tek bir merkezden emir aldýklaklarý ve devlet kademesinde üst düzey görevlerde bulunmuþ bazý kiþilerce yönlendirildikleri iddialarý ilk kez somut kanýtlarla desteklenmeye baþlandý. PKK yaptý denilen katliamlar, aþýrý sol örgütler iþledi denilen cinayetlerin aslýnda ülkenin huzur ortamýný bozmak ve kardeþ kavgasý çýkarmak adýna yapýlýp-yaptýrýldýðý da bu soruþturma ile ilk kez bu kadar açýktan tartýþýlmaya ve belgelenmeye baþlandý. Ýþte soruþturma kapsamýnda bugüne kadar kamuoyuna yansýyanlardan satýr baþlarý:

 

Baþörtüsü deðil darbe için cinayet

 

Katil Avukat Alparslan Arslan, 17 Mayýs 2006 günü Danýþtay 2. Dairesi’ni basarak toplantý halindeki yüksek yargýçlara kurþun yaðdýrdý. Saldýrýda Mustafa Yücel Özbilgin hayatýný kaybederken, dönemin 2. Daire Baþkaný þimdiki Danýþtay Baþkaný Mustafa Birden, üyeler Ayla Gönenç, Ayfer Özdemir, Ahmet Çobanoðlu yaralandý. Saldýrýnýn türban amaçlý olduðu iddia edildi, devletin en tepesi bile irtica nutuklarý attý. Ancak saldýrýnýn Ergenekon’un kaos ortamý için yaptýrdýðý bir eylem olduðu ortaya çýktý ve dava Ergenekon’la birleþti.

 

Kaos için þok suikast hazýrlýklarý

 

Ergenekon üyelerinin Alevi önderleri Ali Balkýz ve Kazým Genç, Ermeni Patriði Mutafyan, Sivas Ermeni Cemaati lideri Minas Durmaz, yazar Fehmi Koru’ya, nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk, DTP lideri Ahmet Türk ve bazý DTP milletvekilleri gibi birçok isme suikast hazýrlýðý içinde olduklarý, suikast amaçlý Yargýtay krokisi hazýrladýklarý belirlendi.

 

Bilenler DHKP-C’ye havale edildiler

 

Gizli tanýklar, ele geçirilen örgüt arþivleri ve bazý Ergenekon sanýklarýnýn anlatýmlarý ile Eski MÝT Müsteþarý Hiram Abas, eski MÝT Müsteþarý Adnan Ersöz, emekli paþalar Ýsmail Selen, Memduh Ünlütürk, Kemal Kayacan, Adana Bölge Jandarma Komutaný Temel Cingöz, Emniyet müdürü Þakir Koç suikastlerinin aslýnda Ergenekon tarafýndan taþeron terör örgütlerine havale edildiði ortaya çýktý. Öldürülmelerinin gerekçesi ise Ergenekon’u bilmeleri oldu.

 

Terör örgütlerinin Abisi: Ergenekon

 

Ergenekon iddianameleri bugüne kadar terör örgütleri konusunda bilinenleri yeniden gözden geçirtiyor. 33 askerin þehit edilmesi, Güçlükonak katliamý gibi bazý PKK eylemlerinin arkasýnda, Ergenekon’un olduðu ve Ergenekon’un PKK’nýn yaný sýra DEV-SOL, DHKP-C ve Hizbullah’ý da yönlendirdiði iddia edildi.

 

Gazi ve Sivas olaylarý kimin iþi?

 

Ele geçirilen belge, bilgi ve görüntüler ile gizli tanýk anlatýmlarý, Gazi olaylarý ve Sivas katliamýnýn Ergenekon tarafýndan Alevi-Sünni çatýþmasý çýkarmak için gerçekleþtirildiðini ortaya çýkardý. Gazi’de ilk kurþunu Ergenekon tutuklusu sýktý.

 

Cinayetlerin ucu Ergenekon’a çýktý

 

Malatya’daki misyoner katliamý, Güneydoðu’daki faili meçhul cinayetler, Hrant Dink suikasti, Rahip Santoro cinayeti, Necip Hablemitoðlu’nun öldürülmesi, gazeteci-yazar Musa Anter cinayeti, Sauna davasý gibi birçok kanlý provokasyon eylemiyle ilgili davalar, elde edilen bilgi ve belgeler ýþýðýnda Ergenekon davasýyla birleþtirilmeyi bekliyor.

 

Þehit mi oldular öldürüldüler mi?

 

Ergenekon davasý kapsamýnda elde edilen bilgi ve belgeler ile tanýk anlatýmlarý kayýtlara ‘PKK þehit etti’ diye giren Albay Rýdvan Özden ve Tuðgeneral Bahtiyar Aydýn suikastleri ile ilgili dosyalarý yeniden açtýrdý Ergenekon savcýlarý iki olayla ilgili dosyalarý incelemeye aldý.

 

5’i üst düzey 12 yönetici

 

Ergenekon soruþturmasý kapsamýnda hazýrlanan ilk iki iddianamede 142 kiþi sanýk olarak yer aldý. Bunlar arasýndan toplam 17 sanýk ‘yönetici’ olduðu iddiasýyla yargýlanýrken, 5 isim ‘üst düzey yönetici’ olarak nitelendi. Emekli Orgeneraller Þener Eruygur ve Hurþit Tolon, emekli Tuðgeneral Veli Küçük, Ý.Ü eski Rektörü Kemal Alemdaroðlu ve Ýp lideri Doðu Perinçek ‘üst düzey yönetici’ olarak gösterildi. Üçüncü iddianamenin yazýmý sürerken, bu iddianamenin de þimdilik 77 þüphelisi bulunuyor.

 

Darbe için her yol mubah

 

Yaklýþýk 2 yýllýk süreçte Ergenekon’un darbe için her yolu mübah saydýðý ortalýða saçýldý. Telefon konuþmalarý sanýklarda elde edilen bilgi ve belgeler ile gizli ve açýk tanýk anlatýmlarý Ergenekoncular’ýn darbe yapmak ya da yaptýrmak için ülkeyi hangi uçurumlarýn eþigine ittiði gözler önüne serdi.

 

3 AÞAMALI DARBE PLANLAMASI

 

Þener Eruygur ve Hurþit Tolon’un baþýný çektiði ekibin görevde iken darbe için yaptýklarý planlar ele geçirildi. 2003-2004 yýllarýnda gerçekleþtirmeye çalýþýlan darbeye zemin hazýrlamak Cumhuriyet Çalýþma Grubu kurulmuþ. Daha sonra darbeye giden yol haritasý için ‘Sarýkýz’, ‘Ayýþýðý’, ‘Yakamoz’ isimli planlar yapýlmýþ. Üçüncü ve son aþama olarak da darbe sonrasý yapýlacaklarýn planlandýðý ‘Eldiven’ ismi verilen planlama yapýlmýþ.

 

Ergenekon sanýklarý, darbe için önlerinde en büyük engel olarak gördükleri dönemin Genelkurmay Baþkaný Hilmi Özkök’ü istifaya zorlamýþlar. Ordu içinde darbe karþýtý üst düzey komutanlar fiþlenmiþ ve darbe anýnda nasýl etkisiz hale getirilecekleri planlanmýþ. Askeri birlikleri tek tek gezip, darbe için görüþ almýþlar.

 

HERKESÝ FÝÞLEMÝÞLER

 

Örgüt üyeleri, Baþbakan Erdoðan, bakanlar, eski Genelkurmay baþkanlarý Hilmi Özkök ve Yaþar Büyükanýt ile Genelkurmay baþkaný Ýlker Baþbuð baþta olmak üzere engel olarak gördükleri herkesi adým adým izleyip özel yaþamlarýný fiþlemiþ. Bazý üst düzey bürokratlarýn þantaj amaçlý mahrem görüntülerini arþivlemiþ. Yargýtay Baþsavcýsý Abdurrahman Yalçýnkaya dahil birçok bürokrat izlenip fiþlenmiþ.

 

Ergenekon cephaneliði

 

Soruþturma kapsamýnda ilk önce Ümraniye’de Oktay Yýldýrým’a ait 27 el bombasý bulundu. Daha sonraki aþamalarda Fikret Emek’in evinden, Yarbay Mustafa Dönmez’in yazlýðý ve gömüsünden, Ýbrahim Þahin’in Gölbaþý’ndaki gömüsünden, Bedrettin Dalan’ýn Poyrazköy’deki arazisinden ve Reina’nýn Güvenlik Müdürü’nden bir deðil bir kaç darbaye zemin hazýrlamaya yetecek cephanelik çýktý.

 

Özkök çýðýr açtý

 

Genelkurmay Baþkanlýðý döneminde darbe giriþimlerini engelleyen emekli Orgeneral Hilmi Özkök, emekliliðinde de darbe giriþimlerinin yaþandýðý dönemle ilgili olarak Ergenekon savcýlarýna 8 saat bilgi verdi.

 

Paksütler zorda

 

Anayasa Mahkemesi Baþkanvekili Osman Paksüt’ün eþi Ferda Paksüt de Ergenekon sanýðý oldu. Telefon dinlemelerinde Osman Paksüt’ün de eþinden telefonu alarak sanýklarla görüþtüðü kayýtlara girince hakkýnda inceleme baþlatýldý.

 

Amaçlarý farklý!

 

Cumhuriyet Mitingleri’nin Ergenekon tarafýndan ülkede kaos yaratmak için planlandýðý soruþturmayla ortaya çýktý. Rektörlerin ‘Ordu göreve’ pankartý altýnda yaptýklarý yürüyüþ de Ergenekon eylemi çýktý.

 

7.5 ayda 25 yýllýk yargýlama

 

13. Aðýr Ceza 7.5 ayda toplamý 4 bin 364 sayfalýk iki iddianameyi okuyup kabul etti. Yüzbinlerce sayfa delil okudu

 

Ergenekon terör örgütü iddiasýyla baþlatýlan soruþturma sonunda hazýrlanan 2 bin 455 sayfalýk ilk iddianameyi kabul ederek Ergenekon davasýnda yargýlamayý baþlatan Ýstanbul 13. Aðýr Ceza Mahkemesi, bugün davanýn 100. oturumunu gerçekleþtirecek. Ergenekon davasýnda bugüne kadar akýlda kalanlarýn satýr baþlarý þöyle:

 

ÝLK ÝDDÝANAME 10 TEMMUZ 2008’DE

 

#

Ýlk iddianame 10 Temmuz 2008 tarihinde mahkemeye teslim edilerek kamu davasý açýldý.

#

Ýstanbul 13. Aðýr Ceza Mahkemesi heyeti sadece Ergenekon davasýna bakmakla görevlendirildi.

#

46’sý tutuklu 86 sanýk hakkýnda hazýrlanan 2 bin 455 sayfalýk ilk iddianameyi kabul eden mahkeme, ilk duruþmayý 20 Ekim 2008’de yaptý.

#

Yargýlama Silivri Cezave Kampüsü’nde yapýlýrken tüm sanýklar Silivri’ye nakledildi.

 

ÝLK DURUÞMADA ÝZDÝHAM YAÞANDI

#

Ýlk duruþmada aþýrý ilgi ve sanýklarýn avukat sayýsýndaki fazlalýk nedeniyle izdiham yaþandý. Hem avukat sayýsýna kýsýtlama getirilmesi, hem salonun büyütülmesi hem de ilerleyen oturumlarda ilginin azalmasý nedeniyle yer sýkýntýsý kalmadý.

#

Davanýn 3. oturumunda baþlanan iddianamenin okunmasý 9 oturum sonunda 40 saatte bitti.

#

Sanýklar 11 Kasým 2008 tarihinde yapýlan 12. oturumda savunma yapmaya baþladý. Ýlk savunmayý Ümraniye’deki gecekonduda bulunan el bombalarýnýn sahibi Oktay Yýldýrým yaptý.

 

SAVUNMA REKORU KERÝNÇSÝZ’ÝN

#

En uzun savunmayý 67. oturumunda baþladýðý savunmasýný 12 oturum sürdüren avukat Kemal Kerinçsiz yaklaþýk 60 saat ile yaptý.

#

Ergenekon’da ilk tahliye kararý 18 Kasým 2008 günü 15. oturumda verildi ve Mahmut Öztürk serbest býrakýldý. Gazi Güder 25, Muammer Karabulut, Vedat Yenerer ve Orhan Tunç 41, Sami Hoþtan, Serhan Bolluk ve Abdulmuttalip Tonçer 53, Vatan Bölükbaþoðlu ve Hüseyin Gazi Oðuz 65, Bekir Öztürk, Abdullah Arapoðullarý, Rasim Görüm, Oðuz Alparslan Abdülkadir ve Halil Behiç Gürcihan ise 83. otkurumda tahliye edildi.

 

‘SAÐLIK’TAN TAHLÝYE OLANLAR

#

Kuddusi Okkýr, 3 Temmuz 2008 günü tahliye edilip Edirne Týp Fakültesi Hastanesine kaldýrýldýktan 3 gün sonra kanserden hayatýný kaybetti.

#

A. Asuman Özdemir 17 Temmuz’da karaciðer nakli için, Ferit Ýlsever ise 29 Aðustos 2008’te akciðer kanseri olduðu gerekçesiyle tahliye edildiler.

#

Tutuklu bulunduðu Kocaeli F Tipi Cezaevi’ndeki koðuþunda düþerek beyin kanamasý geçiren emekli Orgeneral Þener Eruygur 21 Eylül 2008’de Ergenekon savcýlarýnýn talebiyle tahliye edildi.

#

Emekli Orgeneral Hurþit Tolon ise aþýrý kilo kaybý iddiasýyla kaldýrýldýðý GATA’da tedavi görürken, tartýþmalý bir kararla tahliye edildi.

#

Prof. Dr. Erol Manisalý da 17 Nisan 2009 günü tutuklandýktan sonra kaldýrýldýðý hastenede ameliyat oldu ve meme kanseri olduðu için tahliye oldu.

 

ÝKÝNCÝ ÝDDÝANAME 10 MART 2009’DA

#

86 sanýk hakkýnda hazýrlanan ilk iddianame ile ilgili yargýlama devam ederken Ergenekon savcýlarý bin 909 sayfadan oluþan ve aralarýnda Þener Eruygur ve Hurþit Tolon’un da bulunduðu 77 þüpheliyi kapsayan ikinci iddianameyi 10 Mart 2009 günü 13. Aðýr Ceza Mahkemesi’ne sundu.

#

Duruþmalara 15 gün ara veren 13. Aðýr Ceza, ikinci iddianameyi inceleyerek kabul etti. Yargýlama 20 Temmuz 2009’da baþlayacak

#

Ergenekon soruþturmasý devam ettiði için sanýk sayýsýnýn artacaðýný gözönünde bulundurularak Silivri Cezaevi Kampüsü içine duruþma salonu da olarak kullanýlacak spor salonu inþa edildi. 20 Temmuz 2009’da baþlayacak 2. iddianame kapsamýndaki yargýlama burada yapýlacak.

 

DANIÞTAY ERGENEKON’LA BÝRLEÞTÝ

#

Birinci Ergenekon iddianamesinde Ergenekon’un iki silahlý eylemi olarak gösterilen Danýþtay saldýrýsý ile Cumhuriyet gazetesinin bombalanmasýyla ilgili dava Yargýtay kararý üzerine Ergenekon’la birleþtirildi. Yargýtay 9. ceza Dairesi’nin ‘Ergenekon’la birleþtirilsin’ kararýnýn ardýndan dava Ýstanbul’da Ergenekon davasýyla birleþtirildi.

#

Ýstanbul 13. Aðýr Ceza Mahkemesi, bugünkü duruþmayla yaklaþýk 7,5 ayda 100 duruþma yapmýþ olacak. Aðýr ceza mahkemelerinde bir davada yýlda 4 duruþma yapýldýðý göz önüne alýndýðýnda Ergenekon davasýnda bu sürede adeta 25 yýllýk bir yargýlama yapmýþ oldu.

 

 

Moral Haber, 11.06.2009

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Derin iþler ve Çatlý - Öcalan fotoðrafý

 

Tuncay Güney’e ait klasörlerde Abdullah Çatlý’nýn Öcalan ile birlikte olduðu kimi fotoðraflar bulunmuþ. MÝT, uzun bir aradan sonra Ergenekon davasýna bakan mahkemeye bu belgeleri göndermiþ.

 

Hemen þunu söyleyeyim: Fotoðraflarda þüphe çekici unsurlar var. Göz ucuyla bakýnca bile fotoðraflarýn montaj olma ihtimalinin yüksek olabileceðini düþünüyorsunuz. Fotoðraflar, gerçek olmaktan öte, bir sanat eserini andýrýyor.

 

Yani habere hemen “atlamaya” gerek yok. Fotoðraflar gerçekten de montaj olabilir.

 

Fakat bu þu demek deðil: Derin devletin PKK ile iliþkisi olmamýþtýr!

 

Tersine… Türkiye’de derin devletin bir kýsmý ile derin PKK arasýnda son derece sýký iliþkiler olduðu aþikâr. Bunu anlamak için fotoðraf aramaya gerek yok. Hadi Öcalan’ýn hayatýnýn þüpheli geçen yanlarýný (bir MÝT ajaný olduðu anlaþýlan eski karýsý gibi) geçtik diyelim. Biraz düz mantýk, gün ýþýðýna çýkmak için yeterli.

 

PKK, Türkiye’deki baskýcý düzenin 12 Eylül’den sonra bugünlere kadar gelmesinin biricik gerekçesini oluþturdu; hâlâ da oluþturuyor. Çünkü ne kadar uðraþýlýrsa uðraþýlsýn, PKK gibi büyük bir bahane toplumda oluþturulamadý; bütün “tehdit”lerin fos olduðu pek çabuk anlaþýldý. Derin devletlûlarýmýz yeni bahaneler üretmek noktasýnda o kadar sýð ve beceriksiz kaldý ki, aradan geçen bunca yýldan sonra hâlâ ayný teraneleri seslendiriyorlar.

 

Þunu söyleyelim: Eðer son birkaç yýlda insanlar “yeter artýk kardeþim; bu iþ niye bitmiyor” diye sormasaydý; 1000 yýl boyunca ayný teraneleri duyacaktýk: “Eþkýyaya karþý verilen mücadeleye karþý bitmez kararlýlýðýmýz…”

 

Sevsinler senin kararlýlýðýný diyesi geliyor insanýn…Böyle bir kararlýlýðýn ne zaman olduðunu birileri söylese de, biz de bilsek keþke.

 

Genelde saðduyulu insanlar tarafýndan söylenen bir laf vardýr, hep duyarýz: “Türkiye, PKK’yý sadece güvenlik açýsýndan alarak hata yaptý. Oysa mesele sadece güvenlik meselesi deðildi; toplumsal kökenleri var.”

 

Ýkinci kýsým doðru… Meselenin toplumsal kökenleri var ki bugün DTP gibi bir parti yüzde 5 oy alýyor. Meselenin toplumsal kökenleri olmasa, zaten bu kadar da sürmezdi. Karýsý baþkalarýnýn gözünde çýrýlçýplak soyulan bir adamýn hikâyesini duyduðunda, meselenin toplumsal bir tarafý olduðunu her insan evladý anlar.

 

Ama ilk kýsým yanlýþ… Türkiye’de mesele, toplamda, “sadece bir güvenlik meselesi” olarak da alýnmadý. Eðer sadece bir güvenlik meselesi olarak alýnsaydý, PKK yine çok çabuk bitirilirdi. Türkiye’de mesele, güvenlik çerçevesinde alýnmýþ gibi yapýldý, o kadar; çatýþmanýn devam etmesi, sürmesi istendi. Çiller-Doðan Güreþ döneminde, o da kendi inisiyatifleri çerçevesinde, mesele güvenlik ekseninde alýndý (özel harekâtýn devreye sokulmasý gibi); yani sadece devletin bir bölümü güvenliði saðlamaya çalýþtý ve evet, belki kimi yönler eleþtirilebilir, ama devamýnda sonuç aldý. Yani bir bütün olarak devlet, PKK’yý gerçekten bitirmek isteseydi, bitirirdi; sadece güvenlik meselesi olarak görseydi, gerçekten de güvenliði saðlardý. Nitekim PKK, baþka bir “tehdit”in, Ýslâmcý tehdidin devreye girmesiyle bitirilmeden donduruldu ve ne hikmetse aradan geçen onca yýldan sonra ancak, Suriye’ye nota vermek akla geldi.

 

Nereden mi biliyoruz PKK’nýn bitirilmek istenmediðini? Nereden bilmeyelim ki… gizli saklý bir þey deðil ki bu; açýkça yapýldý. Siz hayatýnda tavuk kesmemiþ insanlarý, daða adam öldürmeye gönderiyorsanýz, bunun tek bir açýklamasý vardýr: Totalde, bu iþin bitmesini istemiyorsunuz demektir. Çünkü 5 yaþýndaki bir çocuk bile, kimin yeneceði belli olan bir horoz dövüþünü izlemez; en azýndan horozlarýn birbirine yakýn güçte olmasýný ister. Nitekim Allah razý olsun, CHP üyesi bir þehit annesi bu basit gerçeði cesaret edip seslendirmeseydi, “teröre karþý bitmez kararlýlýðýmýz” her þehit cenazesinde artarak ilerleyecekti (Not: Buradaki sorumluluk, elbette alt rütbelilerde deðildir, hatta kimi generallerde bile deðildir, çoðunun hareket alaný dardýr, ama bazýsýndadýr; hatta her Genelkurmay Baþkanýnda bile deðildir; kimi meseleler onlarý bile aþar. Fakat sorumlu, “derin birileri” vardýr.)

 

Makro boyut dikkate alýnýrsa da ayný sonuç çýkar. Bir devlet, hele Türkiye gibi; yani merkezî devleti güçlü, karasal sýnýrlarý sözgelimi Rusya gibi uçsuz bucaksýz deðil, kontrol edilebilir seviyede ve en uç sýnýra kadar karakol dikebilmiþ bir devlet, kendi karasal sýnýrlarý içerisindeki bir güvenlik problemini çözemezlik edemez; istiyorsa çözer. Büyük bir paraya, teknolojik imkânlara, istihbarî bilgiye, geniþ insan kaynaðýna sahip bir devletin, kendisiyle kýyaslanamayacak ölçüde bir tehditle güvenlik zafiyetine uðramasý mümkün deðildir. 1980 öncesindeki gibi toplumun kendisi ikiye bölünmüþse ve silaha sarýlmýþsa (ya da kimi Latin Amerika devletlerinde olduðu gibi, devletin kendisi toplumsal süreçlere karþý güçsüzse), burada devletin yapabilecekleri sýnýrlýdýr, kolay bir þekilde þiddeti engelleyemeyebilir. Veya bireysel olarak insanlar güvenliðe tehditse, mesela daha önce hiç þiddete bulaþmamýþ biri, çalýþtýðý iþyerini bombalýyorsa, bunu da engelleyemeyebilir, çünkü hayatýn her alanýný kontrol edemez. Fakat Türkiye gibi merkezî gücü tarihsel olarak hep güçlü olmuþ bir devletin, bireysel deðil örgütlü, þehirde deðil daðda, baþka sýnýrlarda deðil kendi sýnýrlarý içerisinde, bütün toplumu tam ortadan ikiye bölmeyen bir problemle güvenlik zafiyetine uðramasý, þüphe çekicidir.

 

Burada “PKK’nýn arkasýnda Avrupa, Amerika, Çekiç Güç vs. var …” þeklindeki popüler görüþleri hatýrlayabiliriz ve þüpheyi dýþa atmayý tercih edebiliriz. Fakat bu basit bir kaçýþ yoludur; çünkü bir devletin, baþka bir devlet üzerindeki etkisi her yerde ayný þiddette ve önemde deðildir (mesela Amerika’nýn “devlet olarak” Pakistan’daki eylem kabiliyeti, Çin’de ayný deðildir). Türkiye için ise bu “dýþ güç” analizi haklý gözükmez, varsa da motor deðildir.

 

Sadece Türkiye için deðil, tüm dünya için bile, çoðu zaman “devlet” eksenli yapýlan analizlere þüpheyle bakabiliriz; aslolan o toplumdaki siyasî, iktisadî, kültürel, dinsel vs. (yani toplumsal) süreçlerdir çünkü. Adam öldürmek, suikast, bombalama, örgütlü þiddet eylemleri gibi eylemler þüphelidir, çünkü bu tip þiddet eylemlerinin arkasýnda, hele örgütlüyse, devlet ya da devletler eksenli bir oluþumun desteði, etkisi büyük ihtimalle vardýr. Veya kredi verme, BM’den uyarý çýkartma gibi görünür baský yöntemleri, bir devletin diðerini etkilediði, diðerinin üzerinde “oyun oynadýðý” açýk yöntemlerdir. Fakat bunlar dýþýnda bir devletin diðerini etkilemesi, toplumsal süreçler haricinde pek kolay gözükmez. Hatta devletin kendi içerisindeki insanlarý etkilemesi bile (yukarýdaki örnekler dýþýnda) kolay deðildir; “psikolojik harp” çoðunlukla uyduruk bir analiz aracýdýr.

 

Yani “dýþarý”ya deðil, “içeri”ye bakmakta fayda var. Ýçeride ise nereye bakacaðýmýz önemli, çünkü þüpheli bir durumla karþý karþýyayýz… Meselenin toplumsal boyutu elbette önemli ve onu inkâra gerek yok; fakat güçlü ve denetimsiz bir bürokrasinin arkasýna saklanan parçalarýn, kendisini radikal þiddet gruplarý bahanesiyle saðlama almasý, bu gruplarý alttan desteklemesi, uyuþturucu gibi pis iþleri bu gruplar vasýtasýyla kontrol etmesi ve arada iyi niyetlilerin de sözüm ona stratejik davrandýðýný zannetmesi… “yetti artýk” denilmediði müddetçe bu sürecin sonunun gelmeyeceði de açýk.

 

Demek ki Öcalan ve üst düzey PKK’lýlar ile derin devletin bir kýsmý arasýndaki iliþkiyi anlamak zor deðil. Hele son yýllardaki kimin koyduðu belli olmayan mayýnlarla, bombalarla giden bir terör muhabbetiyle, hiç zor deðil. Bu iliþkiyi belgeleyen fotoðraf olsa elbette güzel olurdu; ama yoksa da, anlamak isteyenin anlayacaðý kadar madde var.

 

Fotoðraf için ise kýsaca þu söylenebilir: Çatlý – Öcalan fotoðrafý büyük ihtimalle sahtedir; fakat derin devletin bir kýsmý – derin PKK iliþkisi gerçektir; bu fotoðraflar büyük ihtimalle sulandýrma amaçlý eklenmiþtir; zaten iliþkiyi saðlayan kiþi muhtemelen Çatlý da deðildir, çünkü onun “deðerlendirileceði” yer, burasý gözükmemektedir.

 

 

Ferhat Güneþ, Moral Haber, 08.06.2009

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Ergenekon'un hocasý sahte peygamber

 

http://www.moralhaber.net/resimler/haberler/64465.jpg

 

 

Hazýr kýta þeyhler

 

Son darbe andýcý, 28 Þubatçý zihniyetin uslanmadýðýný gösterdi. Andýçta 28 Þubat'ta kullanýlan sahte þeyler Müslüm Gündüz ve Ali Kalkancý'nýn yerine kendisini peygamber ilan eden Ýskender Evrenesoðlu ile þeyhlik iddiasýndaki Ömer Öngüt 'Hazýr kýta elamanlar' olarak yeraldý. Ýkili, selefleri gibi medyatik eylemlerde kullanýlacaktý.

 

Genelkurmay Harekât Baþkanlýðý için darbe andýcý hazýrlayanlanlar hükümeti yýkmak için sahte þeyhleri planlarýna dahil etti. Andýç'ta 28 Þubat'ýn aktörleri Müslüm Gündüz ve Ali Kalkancý gibi isimlerin nasýl kullanýlacaðýna 'Hazýr kýta isimler sahaya çýkarýlsýn' baþlýðý altýnda yer verildi. Plana göre, kendisini peygamber ilan eden Ýskender Evrenesoðlu ve sahte þeyh Ömer Öngüt'e 28 Þubat sürecindeki gibi medyatik eylemler yaptýrýlacaktý.

 

ANDIÇ 28 ÞUBAT'IN KOPYASI

 

AK Parti Hükümeti'ni yýkmak ve Fethullah Gülen cemaatini baskýnlarla silahlý bir terör örgütü göstererek Ergenekon soruþturmasýnýn rövanþýný almak için hazýrlanan Albay Dursun Çiçek imzalý 'Ýrticayla Mücadele Eylem Planý' darbeci zihniyetin Türkiye'ye ikinci bir 28 Þubat sürecinin yaþatýlacaðýný ortaya koydu. Hükümete, Gülen cemaatine ve Ergenekon soruþturmasýna karþý yapýlacaklarýn tek tek sýralandýðý andýçta, týpký 28 Þubat'taki gibi sahte þeyhlere de görev verildi. Ýhanet planýnda 28 Þubat'ýn baþ aktörleri Müslüm Gündüz ve Ali Kalkancý'nýn yerini kendisini peygamber ilan eden Ýskender Evrenesoðlu ve Adapazarý'nda þeyh iddiasýyla etrafýna cemaat toplayan Ömer Öngüt 'hazýr kýta bekletilen elemanlar' olarak yeraldý.

 

HAZIR ÝSÝMLER SAHAYA SÜRÜLECEK

 

Sahte peygamber Evrenesoðlu ile Ömer Öngüt'ün isimleri andýçýn 4 numaralý maddesi 'Hazýr kýta isimler sahaya çýkarýlsýn' bölümünde þöyle geçiyor: “Ýskender Evrenesoðlu, Ömer Öngüt gibi hazýrda beklettiðimiz elemanlara medyatik eylemler ve söylemler yaptýrýlacak ve bu kiþiler FG'ciler baþta olmak üzere diðer irticai gruplarla özdeþleþtirilerek, kamuoyunun tüm bu gruplar arasýnda benzerlik kurmasý saðlanacak.”

 

CEMAATLERLE PROPAGANDA

 

Darbe andýcýnda, 28 Þubat'taki gibi din üzerinden propaganda ve kaos ortamý oluþturma eylemleri Evrenesoðlu ve Öngüt'le sýnýrlý deðil. Planda Nurettin Veren gibi isimlerin, TV programlarýnda Gülen cemaati hakkýnda istenilen temalar doðrultusunda açýklamalar yapmasýnýn saðlanacaðý belirtiliyor. Planda “Kurdoðlu cemaati gibi cemaatlere mensup TSK personelinin TSK ile iliþkileri kesilirken FG grubuna mensup olduklarý için atýldýklarý þeklinde haberler yaptýrýlmasý ve FG'nin yýpratýlarak, kamuoyunda FG grubunun büyük yara aldýðýnýn düþünülmesi saðlanacaktýr' deniyor.

 

 

 

Cennet bileti kesiyor

 

Evrenesoðlu, kamuoyunun yakýndan tanýdýðý bir isim. Devlet Planlama Teþkilatý'nda planlamacý iken birden eren, 'Allah ile konuþtuðunu' iddia ederek sonra da peygamber olduðunu ileri sürün Evrenesoðlu Amerika'da yaþýyor. Türkiye'de yaþayanlarýn 5 milyonu için Cennet'e, geri kalaný için Cehennem'e bilet kesen Evrenesoðlu, peygamberlik iddiasýnda bulunmasýna raðmen Fatiha suresini bile okumaktan aciz bir kiþi. 2000'de kurduðu sahte 'Universite of Allah' (Allah Üniversitesi) ile para karþýlýðý diploma daðýtan Evrenesoðlu'nun vaazlarý sürekli Nur TV'de yayýnlanýyor. Evrenesoðlu'nun, 1989'de kurduðu Mihr Vakfý'na baðlý dergi, radyo ve televizyon kanalý bulunuyor.

 

 

 

28 Þubat'ýn aktörleri Ergenekon tezgahýnda

 

Andýçta anlatýlan psikolojik harekatýn benzerini Türkiye, 28 Þubat sürecinde yaþadý. sahte þeyhler Müslüm Gündüz ve Ali Kalkancý'nýn yaptýklarý, 28 Þubat ekibi tarafýndan televizyon ekranlarýna taþýndý. Gündüz'ün Fadime Þahin'le Hüseyin Üzmez'in evinde basýlmasý canlý yayýnla ekrana getirildi. Ali Kalkancý ise sözde karýsý olduðu iddia edilen Emire Kalkancý ile ekranlarda boy boy yer aldý. 28 Þubat sürecinde istenilen amaca ulaþýldýktan sonra tüm bu isimler ortadan kayboldu. Ali Kalkancý geçtiðimiz aylarda uyuþturucu imalatýndan tutuklandý. Kalkancý, Gündüz, Emire Ersoy ve Fadime Þahin'in 28 Þubat sürecinin aktörleri tarafýndan kullanýldýðý, bütün bu organizasyonun Sisi lakaplý Seyhan Soylu tarafýndan yürütüldüðü Ergenekon soruþturmasýnda ortaya çýktý.

 

Yeni Þafak, 14.06.2009

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

AK Parti'yi ve Gülen'i bitirme planý

 

 

Yeni Ergenekon iddianamesine girmesi beklenen Nisan 2009 tarihli ve 'Dr. Dz. P. Kur. Kd. Albay Dursun Çiçek' imzalý skandal bir ordu belgesi ortaya çýktý.

 

Kýdemli Albay Dursun Çiçek imzalý plan, Psikolojik Harp Dairesi'nin yeni adý olan Genelkurmay Harekat Baþkanlýðý 3. Destek Þube Müdürlüðü'nde hazýrlanmýþ.

 

Plan Ergenekon'da tutuklanan Serdar Öztürk'ün ofisinde ele geçirildi. Emekli Yüzbaþý Öztürk, Devlet Üstün Hizmet Madalyasý'ný iade etmesiyle gündeme gelmiþti.

 

AKP VE GÜLEN'Ý BÝTÝRME PLANI

 

Taraf, Genelkurmay'a ait yeni bir "Ýlticayla Mücadele Eylem Planý"na ulaþtý. Plana göre tutuklanan askerlerin 'masum' olduðu ve AKP'nin 'dinî esaslarý temel alan bir rejim' hedeflediði vurgulanacak.

 

Genelkurmay Baþkanlýðý'nýn, "irtica ile mücadele" adý altýnda yeni bir eylem planý hazýrladýðý ortaya çýktý. Nisan 2009'da Deniz Piyade Kurmay Kýdemli Albay Dursun Çiçek tarafýndan hazýrlanan planda, Ergenekon soruþturmasýndan duyulan rahatsýzlýk açýk bir þekilde dile getiriliyor. "Ergenekon davasýnýn gündemi deðiþtiriliyor havasý oluþmadan" eylemler yapýlmasý isteniyor, Ergenekon kapsamýnda tutuklanan muvazzaf ve emekli askerlerin irtica ile mücadele ettikleri için cezaevine konduklarý yönünde haberlerin ön plana çýkarýlmasý hedefleniyor.

 

Planý hazýrlayan Albay Dursun Çiçek tamdýk bir isim. Daha önce Tarafýn manþetten yayýmladýðý "Koç da andýçlandý" baþlýklý haberle gündeme gelmiþti. Albay Çiçek tarafýndan hazýrlanan andýç belgesinde bütün sivil toplum örgütleri fiþlenmiþti. Planýn yazýldýðý Genel Kurmay Harekat Baþkanlýðý 3. Bilgi Destek Þube Müdürlüðü, Psikolojik Harp Dairesi'nin yeni adý. Genelkurmay adýna yapýlan planlamalar artýk buradan yürütülüyor.

 

Ergenekon soruþturmasýnda tutuklanan eski asker avukat Serdar Öztürk'ün bürosunda ele geçirilen Genelkurmay'a ait yeni plan tutanaklara geçti ve Ergenekon üçüncü iddianamesine girmesi bekleniyor. Öztürk, ayný zamanda yine Ergenekon kapsamýnda tutuklanan emekli Albay Levent Göktaþ'ýn avukatlýðýný yapýyordu.

 

Dört sayfadan oluþan "Ýrticayla Mücadele Eylem Planý"nýn "Durum" baþlýklý bölümünde Ergenekon soruþturmasý eleþtiriliyor: Ýrticai gruplar tarafýndan TSK baþta olmak üzere devletin resmî kurumlarýný yýpratmak üzere yoðun faaliyetler yürütülmekte, Ergenekon adý altýnda TSK'ya büyük emekleri geçmiþ, emekli ve muvazzaf askerî personele yersiz ithamlarda bulunularak lekelenmeye çalýþýlmaktadýr.

 

'DÜÞMAN UNSURLAR'A DÝKKAT

 

Planýn "Düþman Unsurlar" bölümünde ise TSK'nm yýpratýlmak istendiði ileri sürülüyor. Bunun gerekleri ise þöyle sýralanýyor:

 

Atatürk ilke ve Inkýlaplarý'ný ortadan kaldýrarak, laik, demokratik, sosyal hukuk devletini yýkmak ve yerine dinî esaslara dayalý bir rejim kurma hedeflerini engelleyecek tek kurum olarak TSK'yý görmekte.

 

Elde ettikleri TSK'yý yýpratýcý bilgi ve belgeleri kendilerine müzahir medya organlarý kanalýyla yayýnlamakta.

 

Halkýn yoðun ilgi gösterdiði birlik, ve beraberlik mitinglerini Ergenekon tarafýndan maksatlý olarak planlanmýþ gibi göstermekte.

 

TSK'nýn Ergenekon çatýsý altýnda, baþta PKK terör örgütü olmak üzere çeþitli terör örgütleriyle iþbirliði yaptýðýný iddia etmekte.

 

Üst düzey komutanlar hakkýnda Yahudi, Ermeni, Sabetaycý vb. olduklarý þeklinde asýlsýz haberler yapýlmakta.

 

Kamuoyunu meþgul etmek ve bilgi kirliliði yaratmak üzere TSK personeline ait olduklarýný iddia ettikleri ses ve görüntü kayýtlarýný yayýnlamaktadýrlar.

 

'DOST UNSURLAR' KULLANILACAK

 

Albay Çiçek'in hazýrladýðý planda, irticaya karþý kullanýlanacak "Dost Unsurlar"a da yer veriliyor. Ýþte o 'dostlar':

 

Basýn ve yayýn organlarý kanalýyla irticai gruplarýn iç yüzünü gösteren propaganda çalýþmalarý planlý bir þekilde yürütülmekte.

 

TSK personeli ve ailelerine yönelik bilgilendirme faaliyetleri icra edilmekte.

 

TSK içerisine sýzdýrýldýðý deðerlendirilen personel ve aileleri ile bunlarýn irtibatta olabilecekleri kiþiler takip ve kontrol altýna alýnmakta.

 

Bilgisayar ve doküman güvenliði konusunda tedbirler arttýrýlmaktadýr.

 

'VAZÝFE' ÇIKARDIK ÝCRA'YA GEÇELÝM

 

Bütün bunlardan "vazife" çýkarýlmasý gerektiði belirtilen planda bu görev "irticai oluþumlarýn iç yüzünü göstererek bu konudaki tereddütlere son vermek ve söz konusu örgütlere olan kamuoyu desteðini ortadan kaldýrmak. Ergenekon kapsamýnda yapýlan yýpratýcý kampanyalarýn etkisini azaltmak, TSK'ya yönelik olarak yapýlan olumsuz propagandalara son vermektir" olarak tanýmlanýyor.

 

Ardýndan ise planýn "icra" bölümü geliyor ve þu ifadeler kullanýlýyor: Laik ve demokratik düzeni yýkarak, þeriata dayalý bir Ýslam devleti kurma hayalinde bulunan AKP Hükümeti ve ona destek veren çeþitli gruplar ile Fethullah Gülen grubu baþta olmak üzere radikal dinî oluþumlar hakkýndaki gerçekleri gün yüzüne çýkarmak, kamuoyunun desteðini kýrmak ve faaliyetlerine son vermek üzere bilgi destek faaliyetleri icra edilecektir.

 

ERGENEKON'DA GÜNDEM DEÐÝÞECEK

 

Plana göre, faaliyetlerin birbiriyle senkronize þekilde üç bölüm halinde hayata geçirilmesi isteniyor. "Planlama ve Genel Faaliyetler" bölümünde yapýlmasý istenenler þöyle sýralanýyor:

 

Ýcra edilen propagandalarda dine karþý olunmadýðý temasý iþlenecektir.

 

Eylemler Ergenekon davasýnýn gündemi deðiþtiriliyor havasý oluþmadan planlanacak, dinci medyanýn bu konuyu iþlemesine imkân tanýnmayacaktýr.

 

"Fethullah Gülen (FG)'ciler gemi azýya aldýlar, doðrudan TSK'ya saldýrýyorlar" temasý iþlenecek, bu kapsamda muhafazakâr vatandaþlarýn bile "Pes doðrusu biz de Elhamdülillah Müslüman'ýz, ama FG'ciler resmen TSK'ya saldýrmak için provokasyon yapýyorlar" dedirtecek çalýþmalar yapýlacaktýr.

 

Sakýncalý/þüpheli kategorisindeki irticacý subay ve astsubaylarýn irticai propaganda yaptýklarýna dair ihbar çalýþmalarý yapýlacak, müteakiben bu kiþilerin ahlaki yönden olumsuzluklarý ile ilgili haberler yaptýrýlacaktýr.

 

Ýrticacý TSK personeline yapýlan operasyon kapsamýnda tespit edilememiþ diðer irticai TSK personeline yönelik korkutucu propaganda geliþtirilerek, bu kiþilerin hata yaparak tespit edilmeleri veya kendiliðinden çözülmeleri saðlanacaktýr.

 

Askerî suç kapsamýnda yapýlacak Iþýk Evleri baskýnlarýnda, silahlý terör örgütü oluþturmak doðrultusunda; silah, mühimmat, plan vb. materyal bulunmasý saðlanarak, FG grubu "Silahlý Terör Örgütü" "Fethullahçý Silahlý Terör Örgütü", (FSTÖ) kapsamýna aldýrýlacak ve soruþturmalar askerî yargý kapsamýnda yürütülecektir.

 

Ilýmlý islam konusu özellikle vurgulanacak, FG'cilerin ABD güdümünde hareket ettikleri ve islam'ýn orjinalini bozmak istedikleri hususu yoðun olarak dile getirilecektir.

 

TSK 'MASUM', ÝRTÝCACILAR SUÇLU

 

"Medya Faaliyetleri" bölümünde ise Ergenekon operasyonuna atýf yapýlarak, TSK mensuplarýnýn "masum" olduðu yönünde haberler yaptýrýlmasý isteniyor:'

 

Ýskender Evrenesoðlu, Ömer Öngüt gibi hazýrda beklettiðimiz elemanlara medyatik eylemler ve söylemler yaptýrýlacak ve bu kiþiler FG'ciler baþta olmak üzere diðer irticai gruplarla özdeþleþtirilerek, kamuoyunun tüm bu gruplar arasýnda benzerlik kurmasý saðlanacaktýr.

 

Yakalanan veya çözülen TSK personelinin bizim belirlediðimiz temalar doðrultusunda beyanda bulunmalarý ve bu açýklamalarýn basýnda geniþ yer bulmasý saðlanacaktýr.

 

Ergenekon kapsamýnda tutuklanan TSK personelinin masum olduðu, irticayla etkin þekilde mücadele ettikleri için üzerlerine iftira atýldýðý þeklinde haberler yaptýrýlacaktýr.

 

Nurettin Veren gibi isimlerin TV programlarýnda FG grubu hakkýnda bizim istediðimiz temalar doðrultusunda açýklamalar yapmalarý saðlanacaktýr.

 

Kurdoðlu cemaati vb. diðer cemaatlere mensup TSK personelinin TSK ile iliþkileri kesilirken FG grubuna mensup olduklarý için atýldýklarý þeklinde haberler yaptýrýlarak, kamuoyunda FG grubunun büyük yara aldýðýnýn düþünülmesi saðlanacaktýr.

 

PKK terör örgütünün Doðu ve Güneydoðu Anadolu bölgeleri ile Irak'ýn kuzeyinde bulunan FG'cilere ait okul, dershane ve yurtlara eylem yapmýyor olmasýnýn iki örgüt arasýnda bað olduðu ve anlaþtýklarýnýn açýk bir göstergesi olduðu yönünde haberler yaptýrýlacaktýr.

 

KURTLAR VADÝSÝ ÇÝZÝLSÝN

 

Vatandaþlar tarafýndan yoðun olarak izlenen ve gündemdeki olaylar hakkýnda kamuoyunu yanlýþ yönlendiren, Kurtlar Vadisi, Kollama ve Tek Türkiye benzeri diziler hakkýnda olumsuz haberler yaptýrýlarak söz konusu dizilerin güvenilirliðinin yitirilmesi saðlanacaktýr.

 

Milli Eðitim Bakanlýðý'na baðlý okul öðrencilerine ait ibadet, görüntü ve haberlerinin medyada yoðun olarak ye&, almasý saðlanarak, Milli Eðitim Bakaný kamuoyu nezdinde yýpratýlacaktýr. AKP mensuplarýnýn, ülkemizde ekonomik krizin etkisinin ciddi olarak hissedildiði bir dönemde, lüks yaþamlarýndan taviz vermedikleri yönünde haberler yaptýrýlarak, bu durumun hem "islam anlayýþýyla çeliþtiði" hem de uygulamaya çalýþtýklarý "Halk Adamý" yaklaþýmlarýnýn gerçeði yansýtmadýðý konusunda kamuoyu bilgilendirilecektir.

 

Ermenistan ve Yunanistan ile ilgili kamuoyunda tepki uyandýracak haberler sürekli gündemde tutularak milliyetçi partilerin tabanýnýn geniþletilmesi saðlanacaktýr.

 

KARA PROPAGANDA' YAPALIM

 

Planýn sonunda ise "Kara Propaganda FaaliyetlerF'ne yer veriliyor, iþte o bölüm:

 

Son dönemde geniþ yanký bulan ses kayýtlarý bilgi kirliliði yaratmak üzere irticacýlar tarafýndan yayýnlanmýþ gibi gösterilecek, ama dinleyenlerin bizi haklý bulacaðý tarzda ses kayýtlarý düzenlenecektir.

 

Çeþitli bilgi ve belgelerle ilgili ortaya yem atýlarak yakalanan personel hangi gruba ait olursa olsun FG'ci olduklarý þeklinde ifade vermeleri saðlanacak ve bahse konu personelin adý basýnda duyulduktan sonra ahlaki açýdan olumsuzluklarý ile ilgili haberler yaptýrýlacaktýr.

 

Yukarýda açýklanan þekildeki personelin, sýradan dahi olsa arkadaþ çevresindeki en olumsuz kiþi onlarýn en yakýn arkadaþý gibi gösterilerek, FG'cilerin iç yüzüymüþ gibi düþünülmesi saðlanacaktýr.

 

Ýhbara dayalý ev baskýnlarý yaptýrýlarak, buralarda silah ve mühimmatýn yaný sýra, FG'ciler ile irtibat kurulmasý istenen oluþumlara (Yahudilik, CIA, MOSSAD, Moon Tarikatý, Humeyni vb.) ait objelerin ayný ortamda bulunmasý saðlanacaktýr.

 

Ev baskýnlarý kapsamýnda Alevi düþmanlýðýný körükleyici bilgi ve belgelerin bu evlerde bulunmasý saðlanacaktýr.

 

CANLI YAYINLARA BAÐLANALIM

 

Ýzleyici veya dinleyici kitlesi fazla olan radyo, televizyon programlarýna farklý bir kimlikle, canlý yayýn esnasýnda, telefonla baðlanýlarak; FG'ci maskesi altýnda konuþmalar yapýlarak tahrik olmuþ bir FG'ci gibi, "Evet kardeþim, bizimle uðraþan herkes Ergenekoncudur. Onlarla uðraþmak bizim boynumuzun borcudur. Bizimle uðraþmaya kimsenin gücü yetmez" þeklinde açýklamalar yapmasý saðlanacaktýr.

 

AKP mensubu kilit haberleþmecilere kamuoyuna çeliþkili açýklamalar yaptýrýlarak, AKP içerisinde ciddi anlamda anlaþmazlýk ve bölünmeler yaþanýyormuþ þeklinde algýlanmasý saðlanacaktýr.

 

TARAF, 12.06.2009

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Yüzyýlýn komplosunda þok detay

 

http://www.moralhaber.net/resimler/haberler/64476.jpg

 

Ergenekon'un iþbaþýnda olduðunu gösteren 'AKP ve Gülen'i Bitirme Planý'nýn polis komplosu olduðu iddiasýný görüntüler ve Öztürk'ün avukatýnýn imzasý yalanladý.

 

Ergenekon terör örgütü iddiasýyla baþlatýlan soruþturma kapsamýnda geçtiðimiz hafta tutuklanan Avukat Serdar Öztürk'ün bürosundaki aramanýn saniye saniye görüntülü kayýt altýna alýndýðý ve 'bu belge sonradan büroya konularak komplo kuruldu' iddiasýnda bulunan avukatýnýn da arama sýrasýnda bizzat büroda bulunduðu ortaya çýktý. Öztürk'ün bürosunda yapýlan bulunan ve Genelkurmay Harekat Daire Baþkanlýðý tarafýndan hazýrlandýðý iddia edilen 'Ýrticayla Mücadele Eylem Planý' baþlýklý belge ile ilgili tartýþma giderek büyüyor.

 

TUTANAKTA ÝMZASI BULUNUYOR

 

Serdar Öztürk'ün bürusunda bulunan ve kamuoyuna 'AKP ve Gülen'i Bitirme Planý' olarak duyurulan belgeyi inkar etme senaryosunu kayýtlara yalanladý. Öztürk'ün avukatý Hasan Gürbüz, müvekkiline ait böyle bir belge olmadýðýný ve komplo kurulduðunu iddia etmiþti. Ancak, Öztürk'ün bürosundaki arama sýrasýnda Öztürk'ün avukatý Demet Reçber'in de hazýr bulunduðu ve büroda ele geçirilen belgelerle ilgili tutanaða polis ve savcýyla birlikte imza attýðý ortaya çýktý.

 

ODALARA AYNI ANDA GÝRDÝLER

 

Avukatlýk bürosunda yapýlan arama sýrasýnda Mücadele Þube Müdürlüðü ekiplerinin kamera kullandýðý ve kameralarýn an be an aramalarý kaydettiði ve arama yapýlan her yere savcý, avukat ve polisin birlikte girdiði öðrenildi. Serdar Öztürk'ten elde edilen CD, DVD ve bilgisayar hard disklerinin imajlarýnýn da kýsa süre içinde kopyalanarak tutanak karþýlýðý teslim edildiði kaydedildi. Kamera uygulamasýnýn Levent Göktaþ'ýn ofisinde ele geçirilen 52 no'lu DVD ile ilgili olarak ortaya atýlan 'polis koydu' iddiasý gibi benzer bir olayla karþýlaþmamak için yapýldýðý öðrenildi.

 

51 NOLU DVD'YÝ SAVUNMA TAKTÝÐÝ

 

Serdar Öztürk, bazý üst düzey yargý mensuplarý ile bürokratlara ait þantaj amaçlý namahrem görüntüler ile Baþbakan Erdoðan, Genelkurmay Baþkaný Orgeneral Baþbuð ve Yargýtay Cumhuriyet Baþsavcýsý Yalçýnkaya'nýn özel hayatý ve ailesiyle ilgili fiþleme dosyalarýnýn bulunduðu 51 Numaralý DVD'nin sahibi Göktaþ'ýn avukatý ve iþ ortaðýydý. Öztürk, TV'den 51 Numaralý DVD'yi büroya polisin koyduðunu iddia etmiþti.

 

Soruþturma kimlere yapýlýyor

 

Türkiye gündemine bomba gibi düþen ve Psikolojik Harp Dairesi'nin yeni adý olan Genelkurmay Harekat Daire Baþkanlýðý 3. Destek Þube Müdürlüðü'nce Nisan 2009'da hazýnlandýðý iddia edilen 'AKP ve Gülen'i Bitirme Planý' planýyla ilgili tartýþma giderek büyüyor. Genelkurmay'ýn baþlattýðý soruþturmanýn kimlere yapýldýðý merak konusu. Tuðgeneral Metin Gürak 'Konu tüm yönleriyle soruþturuluyor' derken, Genelkurmay Askeri Mahkemesi'nin yayýn yasaðý kararýnda 'belgenin sýzdýrýlmasý ve yayýnlanmasý hususlarýnda soruþturma yapýldýðýndan' denildi.

 

MAHKEME KARARINDA VAR

 

'AKP ve Gülen'i Bitirme Planý' iddialarý üzerine Genelkurmay Baþkanlýðý Ýletiþim Daire Baþkaný Tuðgeneral Metin Gürak, 'Konunun tüm yönleriyle incelenmesi maksadýyla, Genelkurmay Askeri Savcýlýðý'na derhal bir soruþturma emri verilmiþtir' demiþ, 'Belgenin varlýðý mý soruþturulacak, yoksa nasýl sýzdýðý konusunu mu' sorusu üzerine de sözlerini 'tüm yönleriyle' kýsmýna vurgu yaparak tekrarlamýþtý. Ancak daha sonra Genelkurmay Baþkanlýðý Askeri Mahkemesi'nin konuyla ilgili yayýn yasaðý getirdiði kararýnda '... gizli belgenin sýzdýrýlmasý ve yayýnlanmasý hususlarýnda soruþturma yapýldýðýndan' denildi.

 

SIZDIRMA VE YAYINLAMA

 

Belgeyle ilgili Genelkurmay Askeri Mahkemesi yayýn yasaðý getirdi. Belge ile ilgili haberlerin 'milli güvenliði, kamu düzenini ve güvenliðini ilgilendirdiðini' vurgulayan Askeri Mahkeme kararýnda '... ayrýca Genelkurmay Harekat Baþkanlýðýnca hazýrlandýðý iddia edilen gizli belgenin sýzdýrýlmasý ve yayýnlanmasý hususlarýnda soruþturma yapýldýðýndan, bu konuya iliþkin haberlerin, yargý gücünün otorite ve tarafsýzlýðýný etkileme ihtimalinin bulunmasý' nedeniyle yayýn yapma yasaðý konulmasýna karar verdi.

 

'Gereði hemen yerine getirilsin'

 

Ergenekon 2009'un halen aktif olduðunu gösteren belge medyada köþelere ilginç tespitlerle taþýndý. Ýþte o yazýlardan bazýlarý:

 

Hasan Cemal (Milliyet): Genelkurmay'da hazýrlandýðý belirtilen yeni bir 'andýç'la karþý karþýyayýz. Ýçler acýsý bir belge... (...) Þimdi sormak lazým: Bunlarýn 'askerlik'le ilgisi ne? Bunlar suç deðil mi? Genelkurmay'dan yapýlan açýklamaya göre, konuyla ilgili soruþturma baþlatýlmýþ... Dileriz, bu konuya Erdoðan hükümeti de eðilir, yargý da harekete geçer, medya da gereðini yapar. Yoksa bu ülkede demokrasi de, hukukun üstünlüðü de lafta kalmaya devam eder.

 

CUNTA FAALÝYETÝ MÝ, GÖREV ÝFASI MI

 

Fehmi Koru(Yeniþafak): Eldeki belge doðruysa ilk elde öðrenilmesi gereken bir tek ayrýntý var: Bu bir cunta faaliyeti midir, yoksa hiyerarþi içerisinde oluþmuþ tepeden verilen emirlerle yerine getirilen bir görevin ifasý mý? Ýki durum da kötüdür, hem de ikisi de birbirinden daha kötü... (...) Hiçbir demokratik ülkede, herhangi bir siyasi kadro, kendisine baðlý bir kurumun, iktidardaki varlýðýna karþý 'psikolojik savaþ' yürütme hazýrlýðý içerisine girmesini sineye çekemez çünkü.

 

YA BU SORU SORULURSA

 

Emre Aköz (Sabah): Psikolojik harekát çalýþmalarý, tam da Baþbuð konuþurken sürüyordu. Þaþýrdýk mý? Hayýr! 2004 sonbaharýnda, yani Hilmi Özkök döneminde, sivil toplum kuruluþlarýný yönetme ve yönlendirme planý yapýlmýþtý. Yaþar Büyükanýt döneminde de ayrýntýlý bir toplum mühendisliði planý hazýrlanmýþtý. Yani GK Baþkaný kim olursa olsun, benzeri çalýþmalar yapýlýyor. Belli ki bu bir kurum kültürü olmuþ.Bir sorum var: Mesela uluslararasý bir konferansta, 'Kahraman ordunuz niye vergisiyle beslendiði halka karþý psikolojik operasyon yapýyor' diyenlere ne cevap vereceðiz?

 

HALA DERS ALMADINIZ MI?

 

Ertuðrul Özkök (Hürriyet): Taraf Gazetesi'nde dün yayýmlanan belgeyi okuyunca, içimden gelen ilk ses þu oldu: 'Acaba Bülent Arýnç haklý mýydý?' Ne demiþti Bülent Arýnç?'Ýyi ki bu komutanlarla savaþa girmemiþiz.'Bu duygularýmý, gazetede yayýnlanan belge gerçekse kaydýyla söylüyorum.Þu ana kadar sahte olduðu konusunda bir bilgiye ulaþamadým.Genelkurmay Ýletiþim Baþkaný dün muðlak bir açýklama yaptý ve 'Konu soruþturuluyor' demekle yetindi. Bu yazýyý þu þartla yazýyorum: 'Eðer bu belge gerçekse...Yeni ve feci bir andýç olayý ile karþý karþýyayýz demektir. (...) Eðer bu belge gerçekse; Ýnsan soruyor: 'Yani hâlâ mý ders almadýnýz?

 

Star, 14.06.2009

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 3 Wochen später...

Çiçek bir günde nasýl tahliye edildi?

 

Çiçek'in, Baþsavcýlýða geldiði gün adliyede büyük hareketlilik gözleniyordu. Ancak ertesi gün yaþanan asýl hareketlilik akþam saatlerinde ortaya çýktý

2 Haziran 2007'de Ümraniye'de 27 el bombasýnýn bulunmasýyla baþlayan Ergenekon soruþturmasýnýn en gerilimli dönemi 'Ýrtica Ýle Mücadele Eylem Planý' belgesi altýnda imzasý bulunan Kurmay Albay Dursun Çiçek'in soruþturmasý oldu. Emekli paþalar ve diðer 21 muvazzafýn gözaltýna alýnmasýndan daha çok hareketli zamanlar yaþandý.

 

Karanlýk planýn 12 Haziran'da Taraf gazetesinde yayýnlanmasýndan itibaren 19 günlük süreçte her gün yeni geliþmeler yaþandý. Ergenekon soruþturmasýnda bugüne kadar tutuklanan 21 muvazzaf askerden farklý oldu. Çiçek, çaðrý üzerine ifade vermeye gelip daha sonra da tutuklanan ilk þüpheli olarak soruþturmada yerini aldý. Çiçek'in, Ýstanbul Cumhuriyet Baþsavcýlýðý'na geldiði gün adliyede büyük hareketlilik gözleniyordu. Ancak ertesi gün büyük sessizlik içinde yaþanan asýl hareketlilik akþam saatlerinde ortaya çýktý.

 

Ýstanbul 14. Aðýr Ceza Mahkemesi'nden gece 00.30'da tutuklama kararý çýkarken, ayný zamanda avukatý da itiraz dilekçesini yazmaya baþladý. Çiçek daha Hasdal'a götürülmeden avukatý tarafýndan tutuklamaya itiraz sürecinin baþlatýlmasý ilk aþamada baþlayan tuhaflýklardan biri. Çünkü avukatlar, müvekkilleri tutuklandýktan sonra deðerlendirme yapýp, hukuki gerekçelerini de belirleyerek dört baþý mamur dilekçe hazýrlamak isterler. Çiçek'in avukatýnýn sabahý dahi beklememesi ilginçti. Ýtiraz dilekçesi mahkemeye sunulduktan sonra, süreçteki ikinci tuhaflýk yaþandý. Ýtirazý inceleyecek heyet eksikti. Ýstanbul Adalet Komisyonu, Ýstanbul 13. Aðýr Ceza Mahkemesi ikinci heyetinin hakimlerinden Faik Saban'ý 14. Aðýr Ceza Mahkemesi'ne atadý.

 

Daha 7 gün zaman olmasýna raðmen, yine genel uygulamanýn aksine mahkeme hemen Ergenekon savcýlarýndan mütalaa istedi. Mütalaayý alan heyet, mesainin bitmesine aldýrmayarak toplandý. Önlerinde 7 gün olmasýna raðmen dosya hakkýnda önceden hiçbir bilgisi olmayan hakimler incelemeyi bitirip tahliyeye hükmetti. Karar hemen Hasdal Cezaevi'ne fakslandý. Bu süreçten geriye bazý önemli sorular kaldý. Avukat itirazýný gece yazsa da, mesai saatleri içinde yani 09.00'da iþleme konulmasý gerekiyor. Sabah 09.00'dan itibaren mahkeme heyetinin belirlenip, sonra da savcýlardan görüþ istenmesi, görüþ geldikten sonra dosyadaki bilirkiþi raporlarý, ifadeler, yazýþmalar, yaklaþýk 10 saat süren savcýlýk ve mahkeme ifadelerinin okunmasý ve sonuç olarak bir karara varýlmasý nasýl bir güne sýðdýrýlabildi? Þimdiye kadar askerler saðlýk sorunlarý sebebiyle tahliye oldu. Sadece Hurþit Tolon önce Ýstanbul 12. Aðýr Ceza Mahkemesi hakimince 'delil yetersizliði' gerekçesiyle tahliye edilirken bu hatayý heyet düzeltti. Nöbetçi hakimin daha iddianameyi görmeden delilleri yok sayamayacaðýna hükmederek yaþlýlýk gerekçesiyle tahliye kararý verdi. Çiçek yaþlý olmadýðýna göre, bu ana kadar herhangi bir saðlýk sorunu da ortaya çýkmadýðýna göre tahliye gerekçesi merak konusu.

 

 

Kafalarda soru iþaretleri oluþtu

 

Anayasa Hukukçusu PrOF. DR. Servet ARMAÐAN

 

Dün neydi? Bugün ne oldu da karar deðiþti. Akla yeni atama olayý gelebilir. Elbette Adalet Komisyonu'nun üyeyi tayine yetkisi var ama bu döneme denk gelmesi endiþeyi mucip bir durumdur. Bir inatlaþma gibi bir durum seziyorum bu manzaradan.

 

Yargýlama devam ediyor

 

YARGITAY ONURSAL BAÞKANI SAMÝ SELÇUK:

 

Yargýlama sürüyor. Savcýlar kendilerine göre belli kanýtlara ulaþtýlar ki tutuklama istediler. Tutuklama istendiðine göre büyük olasýlýkla dava açýlacaktýr. Ancak askerî savcýlýðýn kovuþturmaya yer olmadýðýna dair kararýný yerinde bulmuyorum.

 

Hukuk, bu kararlarla yýpranýyor

 

HUKUKÇULAR DERNEÐÝ BAÞKANI KAMÝL UÐUR YARALI: Bu tür kararlarla hukuk, yargý yýpranýyor. Artýk bu tür kararlar ve tasarruflar hukuki olmaktan çýkýyor. Dün bu süreçte yaþananlarla TSK'nýn itibarý zedelendi. Dün verilen tutuklama kararýnýn bugün kaldýrýlmasýyla yargý kararlarýnýn güvenilirliði ortadan kalkýyor.

 

Asker-sivil iliþkisi yara almýþtýr

 

GAZETECÝ RUÞEN ÇAKIR: Kurmay Albay Dursun Çiçek'in tutuklanmasý bir gün sürmüþ olsa da tutuklama kararý Genelkurmay Baþkaný Orgeneral Ýlker Baþbuð'un belgelerle ilgili söylediði 'kâðýt parçasý' ifadelerini geçersiz kýlmýþtýr. Karar asker-sivil iliþkisinde yara açmýþtýr.

 

Ýddanameye sanýk olarak girecek

 

EmeklÝ YargItay SavcIsI Ahmet Gündel: Bu þahýs muhtemelen önümüzdeki günlerde örgüt üyesi suçlamasýyla davanýn sanýðý olarak iddianamelerden birine girecek. Hakimlerin kararýnýn gerekçelerini bilmiyoruz. Ancak hakimlerin siyasi, etnik vb. tutumlarý bugüne kadar kararlara etkisi ortada maalesef.

 

Tahliye olsa da yargýlanacak

 

GAZETECÝ NAZLI ILICAK: Yargýnýn siyasallaþmasý söz konusu. Hangi hakimlerin verdiði karar doðru? Dün kararý verenler birinci sýnýf hakimler. Peki dünden bugüne ne deðiþti? Bunlar yargýyý yýpratan, üzen þeyler. Tahliye beraat deðil, netice itibarýyla mahkemeye çýkacak, sanýk olarak yargýlanacak.

 

Zaman, 02.07.2009

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Dein Kommentar

Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.

Gast
Auf dieses Thema antworten...

×   Du hast formatierten Text eingefügt.   Formatierung jetzt entfernen

  Nur 75 Emojis sind erlaubt.

×   Dein Link wurde automatisch eingebettet.   Einbetten rückgängig machen und als Link darstellen

×   Dein vorheriger Inhalt wurde wiederhergestellt.   Editor leeren

×   Du kannst Bilder nicht direkt einfügen. Lade Bilder hoch oder lade sie von einer URL.


×
×
  • Neu erstellen...