Zum Inhalt springen
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Empfohlene Beiträge

 

 

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

 

و به نَسْتَعِينُ اَلْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ العَالَمِينَ وَ الصَّلاَةَ وَالسَّلامُ عَلَي سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَي اَلِهِ وَصَحْبِهِ اَجْمَعِينَ

 

Ey kardeþ! Benden birkaç nasihat istedin. Sen bir asker olduðun için askerlik temsilâtýyle,sekiz hikâyecikler ile birkaç hakikatý nefsimle beraber dinle. Çünki, ben nefsimi herkesten ziyade nasihata muhtaç görüyorum. Vaktiyle sekiz Âyetten istifade ettiðim "sekiz sözü" biraz uzunca nefsime demiþtim. Þimdi kýsaca ve avam lisaniyle nefsime diyeceðim. Kim isterse beraber dinlesin.

 

 

 

BÝRÝNCÝ SÖZ

 

 

 

Bismillâh, her hayrýn baþýdýr. Biz dahi baþta ona baþlarýz. Bil ey nefsim! Þu mübarek kelime Ýslâm niþaný olduðu gibi, bütün mevcudatýn lisan-ý hâliyle vird-i zebânýdýr. "Bismillâh" ne büyük tükenmez bir kuvvet,ne çok bitmez bir bereket olduðunu anlamak istersen,þu temsili hikayeciðe bak, dinle... Þöyle ki:

 

 

 

(sh»Tls:4)

 

Bedevî arab çöllerinde seyahat eden adama gerektir ki: Bir kabile reisinin ismini alsýn ve himayesine girsin.Tâ, þakîlerin þerrinden kurtulup hâcâtýný tedarik edebilsin.Yoksa tek baþýyla hadsiz düþman ve ihtiyacâtýna karþý periþan olacaktýr. Ýþte böyle bir seyahat için iki adam sahraya çýkýp gidiyorlar.Onlardan biri mütevâzi idi.Diðeri maðrur... Mütevâzi; bir reisin ismini aldý. Maðrur, almadý... Alaný her yerde selâmetle gezdi.Bir katýüt-tarike rast gelse der: "Ben, filân reisin ismiyle gezerim." Þakî defolur, iliþemez. Bir çadýra girse o nam ile hürmet görür.Öteki maðrur, bütün seyahatinde öyle belâlar çeker ki, tarif edilmez. Daima titrer,daima dilencilik ederdi, hem zelîl hem rezîl oldu.

 

Ýþte ey maðrur nefsim! Sen o seyyahsýn.Þu dünya ise, bir çöldür.Aczin ve fakrýn hadsizdir. Düþmanýn, hacatýn nihayetsizdir. Mâdem öyledir ;þu sahranýn Mâlik-i Ebedîsi ve Hâkim-i Ezelî'sinin ismini al. Tâ, bütün kâinatýn dilenciðinden ve her hâdisâtýn karþýsýnda titremeden kurtulasýn. Evet. bu kelime öyle mübârek bir definedir ki: Senin nihayetsiz aczin ve fakrýn, seni nihayetsiz kudrete,rahmete rabtedip Kadîr-i Rahîm'in Dergîhýnda aczi, fakrý en makbul bir þefaatçý yapar.Evet, bu kelimeyle hareket eden, o adama benzer ki: Askere kaydolur.Devlet namýna hareket eder. Hiçbir kimseden pervasý kalmaz. Kanun namýna,devlet namýna der, her iþi yapar, herþey'e karþý dayanýr. Baþta demiþtik: Bütün mevcudat,lisan-ý hal ile "Bismillâh" der. Öyle mi?

 

Evet nasýlki görsen: Bir tek adam geldi. Bütün þehir ahalisini cebran bir yere sevketti ve cebren iþlerde çalýþtýrdý.Yakînen bilirsin; o adam kendi nâmýyle, kendi kuvvetiyle hareket etmiyor.Belki, o bir askerdir.Devlet nâmýna hareket eder.Bir Padiþah kuvvetine istinad eder.Öylede; her þey, Cenab-ý Hakk'ýn nâmýna hareket eder ki: Zerrecikler gibi tohumlar,çekirdekler;baþlarýnda koca aðaçlarý taþýyor,dað gibi yükleri kaldýrýyorlar.Demek her bir aðaç, "Bismillâh" der.Hazine-i Rahmet meyvelerinden ellerini dolduruyor, bizlere tablacýlýk ediyor.Her bir bostan,"Bismillâh" der.Matbaha-i Kudretten bir kazan olur ki: Çeþit çeþit pekçok muhtelif leziz taamlar,içinde beraber piþiriliyor.Her bir inek,deve,koyun,keçi gibi mübarek hayvanlar "Bismillâh" der. Rahmet Feyzinden bir süt çeþmesi olur. Bizlere, Rezzak namýna en lâtif,en nazif,âb-ý hayat gibi bir gýdayý takdim ediyorlar. Her bir nebat ve aðaç ve otlarýn ipek gibi yumuþak kök ve damarlarý "Bismillâh"der.

 

(sh»Tls:5)

 

Sert olan taþ ve topraðý deler geçer.Allah nâmýna, Rahman nâmýna der,her þey ona musahhar olur.Evet,havada dallarýn intiþârý ve meyve vermesi gibi;o sert taþ ve topraktaki köklerin kemâl-i suhuletle intiþar etmesi ve yer altýnda yemiþ vermesi...hem þiddet-i hararete karþý aylarca nazik,yeþil yapraklarýn yaþ kalmasý; tabiiyyunun aðzýna þiddetle tokat vuruyor.Kör olasý gözüne parmaðýný sokuyor ve diyor ki: En güvendiðin salabet ve hararet dahi, emir tahtýnda hareket ediyorlar ki; o ipek gibi yumuþak damarlar, birer Asây-ý Mûsa(A.S.) gibi فَقُلْنَا اضْرِبْ بِعَصَاكَ الحجَرَ emrine imtisal ederek taþlarý þakk eder..Ve o sigara kâðýdý gibi ince nâzenin yapraklar,birer âzây-ý Ýbrahim (A.S.) gibi ateþ saçan hararete karþý ياَناَ رٌ كُونِي بَرْدًا وَسَلاَمًا âyetini ýokuyorlar. Mâdem her þey mânen Bismillâh der. Allah nâmýna Allah'ýn ni'metlerini getirip bizlere veriyorlar. Biz dahi "Bismillâh" demeliyiz. Allah nâmýna vermeliyiz. Allah nâmýna almalýyýz. Öyle ise, Allah nâmýna vermeyen gafil insanlardan almamalýyýz.... Sual: Tablacý hükmünde olan insanlara bir fiat veriyoruz. Acaba asýl mal sahibi olan Allah, ne fiat istiyor? Elcevap: Evet,o Mün'im-i Hakikî, bizden o kýymettar ni'metlere, mallara bedel istediði fiat ise; üç þeydir. Biri: Zikir. Biri: Þükür. Biri:Fikir'dir. Baþta "Bismillâh" zikirdir. Âhirde "Elhamdulillah" þükürdür. Ortada, bu kýymettar harika-i san'at olan ni'metler Ehad-i Samed'in mu'cize-i kudreti ve hediye-i rahmeti olduðunu düþünmek ve derketmek fikirdir. Bir Padiþahýn kýymettar bir hediyesini sana getiren bir miskin adamýn ayaðýný öpüp, hediye sahibini tanýmamak ne derece belahet ise, öylede; zahiri mün'imleri medih ve muhabbet edip, Mün'im-i Hakikî'yi unutmak; ondan bin derece daha belâhettir.

 

Ey nefis! Böyle ebleh olmamak istersen; Allah nâmýna ver, Allah nâmýna al, Allah nâmýna baþla, Allah nâmýna iþle, Vesselâm.

 

 

 

* * *

 

 

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Gast
Dieses Thema wurde nun für weitere Antworten gesperrt.
×
×
  • Neu erstellen...