Zum Inhalt springen
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Empfohlene Beiträge

Risale-i Nur ve Hariç Memleketler

 

RÝSALE-Ý NURUN HARÝÇ MEMLEKETLERDEKÝ FÜTUHATINA KISA BÝR BAKIÞ

 

 

 

Risale-i Nur, Yirminci Asrýn ilim ve fen seviyesine uygun müsbet bir metodla akla ve kalbe hitab ederek ikna ve isbat yoluyla gittiði için, yalnýz Türkiye'de deðil, hariç memleketlerde de hüsn-ü kabule mazhar olmuþtur. Eserler, memleketimizde yeni yazý ile matbaalarda basýlmadan evvel, baþta Pakistan ve Irak olmak üzere diðer Ýslâm memleketlerinde Arapça, Orduca, Ýngilizce ve Hindçe tâbedilerek bütün Âlem-i Ýslâma tanýtýlmýþ ve fevkalâde teveccühe mazhar olarak geniþ bir okuyucu kitlesi bulmuþtur.

 

Bediüzzaman, kýrk-elli seneden beri, yalnýz Âlem-i Ýslâmda deðil, bütün dünyaca tanýnmýþ mümtaz bir þahsiyettir. Kendisi, küçük yaþýndan beri ilim sahasýnda ilzam edilmemiþ olduðundan; gerek dahilde ve gerekse hariçte nazarlar üzerine çevrilmiþtir. Âlem-i Ýslâmýn ilim merkezi olan Cami-ül Ezher, onun mertebe-i ilmini ve yüksek zekâsýný Üniversite Rektörü Þeyh Bahid gibi müdakkik âlimler vasýtasýyla idrak ederken, müsbet ilimlerdeki derin vukufu da bütün dünyaya yayýlýyordu. Mýsýr matbuatýnda "Fatîn-ül Asr" diye tavsif edilerek hakkýnda makaleler neþrediliyordu. Kendisi, bundan kýrkbeþ-elli sene önce, Þam'da, içinde yüz ehl-i ilim bulunan onbin kiþilik muazzam bir cemaata Cami-ül Emevî'de irad ettiði mühim bir hutbede, Âlem-i Ýslâmýn geri kalýþ sebeblerini ve nasýl ilerleyebileceðini izah ederek, Âlem-i Ýslâmýn ittifakýnýn ne kadar zarurî olduðunu beyan etmiþti.

 

 

 

Bu hutbesi bütün Âlem-i Ýslâmda hayranlýkla karþýlanmýþ ve ilim meclislerinde ismi çok anýlmaya baþlanmýþtýr. Onun mücahede ve mücadelelerini iþiten ve eserlerini okuyan binlerce kiþi ona karþý büyük bir alâka duymaya baþlamýþlardýr. Cami-ül Ezher'in hamiyetli talebeleri bir Hadîs-i Þerifin medar-ý evham olmuþ mânasýný Üstad Bediüzzaman'dan sormuþlar ve Üstad hasta olmasý dolayýsýyla talebeleri, Risale-i Nur'dan o meseleye müteallik mevzularý ve Üstad tarafýndan daha evvel o Hadîs dolayýsýyla gelebilecek bir suale verilmiþ kat'î bir cevabý bir araya getirerek göndermiþler

 

 

 

sh: » (T:682)

 

ve bu cevab gayet takdirle karþýlanmýþtýr. Pakistan Maarif Nâzýr Vekili Ali Ekber Þah (þimdi Sind Üniversitesinde Rektör), Türkiye'ye geldiði zaman Bediüzzaman'ý ziyaret etmiþ ve memleketimizden ayrýlýrken Üstad ve eserleri hakkýnda gençliðe bir hitabede bulunmuþ ve memleketine muvasalatýnda da beraberinde götürdüðü Nur Külliyatýnýn, resmen üniversitede okutturulmasý ve Orduca'ya tercümesi için teþebbüse geçmiþtir.

 

Pakistan'da münteþir Arabça ve Ýngilizce gazete ve mecmualarda Üstad ve eserleri okuyuculara tanýtýlmýþ; Türkiye'deki Ýslâmî inkiþaf, Risale-i Nur faaliyetinin bir semeresi olarak belirtilmiþ, Üstad Bediüzzaman Âlem-i Ýslâmýn mânevî lideri olarak zikredilmiþ ve "Hazret-i Bediüzzaman Said Nursî" diye hakkýnda birçok makaleler yazýlmýþtýr. Bugün Risale-i Nur, Ýslâm âlemince, Ýslâmiyete yöneltilen hücumlarý kýran bir Sedd-i Kur'ânî olarak bilinmekte ve kabul edilmektedir.

 

Risale-i Nur; Avrupa, Amerika ve Afrika'da da hüsn-ü teveccühe mazhar olmuþ; baþta bahtiyar Almanya ve Finlandiya olmak üzere, birçok memleketlerde okunmaya baþlanmýþtýr.

 

Bu cümleden olmak üzere, Almanya'da Berlin Teknik Üniversitesi Ýlâhiyat bölümünde Risale-i Nur hakkýnda konferans tertib edilmiþtir. Almanya'daki Ýslâmî fütuhatta Risale-i Nurun büyük rolü olmuþtur.

 

Yunanistan'ýn Gümülcine þehrinde Hâfýz Ali Efendi tarafýndan açýlan dershanede Risale-i Nur dersleri de okutturulmakta ve yüzlerce Risale-i Nur talebesi yetiþmektedir.

 

Finlandiya'da Ýslâm Cemaati Reisi tarafýndan Risale-i Nur neþredilmekte ve bu sayede birçok Finli Müslüman olmaktadýr. Japonya ve Kore'de de Risale-i Nur'un birçok okuyucularý bulunmaktadýr. Kore harbi münasebetiyle Türkiye'den Kore'ye giden müteaddid Nur talebeleri tarafýndan bütün külliyat oraya götürülmüþ; bu eserlerin bir kýsmý Japon üniversitelerine ve bir kýsmý da Kore Kütübhanelerine hediye edilmiþtir. Bu vesile ile Japonya'daki Ýslâm cemaati de, Risale-i Nur'dan istifade etmeye baþlamýþtýr.

 

Hindistan ve Endonezya'daki Müslümanlar da Risale-i Nur'dan mahrum kalmamýþlardýr. Hacca giden bir Nur talebesi tanýþtýðý bir Hindli âlime Risale-i Nur Külliyatýný hediye etmiþ ve o âlim de eserleri Hindçeye tercüme edeceðini ve bunun kendisi için

 

 

 

sh: » (T: 683)

 

büyük bir vazife olduðuna inandýðýný söylemiþtir.

 

Amerika'daki Waþhington Camiine bazý risaleler hediye edilmiþ ve buradaki Müslümanlarýn da bu eserlerden istifadeleri saðlanmýþtýr.

 

Irak'tan gönderilen Risale-i Nur eserleri münasebetiyle, Waþhington Ýslâm Kültür Merkezi Genel Sekreteri tarafýndan eserleri gönderen Nur talebesine bir teþekkür mektubu yazýlmýþtýr.

 

Mezkûr beyanatýmýz Risale-i Nur'un hariç memleketlerdeki inkiþafýnýn malûmatýmýz çerçevesindeki birkaç nümunesidir.

 

Yakýnda tâbedilecek "Mucizeli Kur'an"da Hâfýz Osman hattý aynen muhafaza edilmekle beraber; Kur'ânýn lâfzî mu'cizeleri gösterilmiþtir. Bu Kur'anýn, Âlem-i Ýslâm baþta olmak üzere bütün dünyaca ne büyük bir alâka ile karþýlanacaðý þübhesizdir.

 

Bütün bunlar, Risale-i Nur'un dünya çapýnda muazzam bir boþluðu doldurmakta olduðunun delil ve emareleri deðil midir? Bütün beþeriyet, Kur'âna ve dolayýsýyla asrýmýzda onun mânevî i'cazýný isbat ve beyan eden Risale-i Nur'a muhtaçtýr.

 

Ýþte bu kýsýmda, Üstad Bediüzzaman ve Risale-i Nur hakkýnda hariç memleketlerde intiþar eden makalelerin bir kýsmýný, Üstada ve talebelerine gelen mektublardan bazýlarýný aþaðýya dercediyoruz.

 

* * *

 

 

 

Sind Üniversitesinin Kýymetli Dekaný Ali Ekber Þah'ýn Ankara'daki Bir Nur Talebesine Yazdýðý Mektub

 

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّهِ

 

Aziz Sýddýk Kardeþim,

 

Çok zamandan beri size mektub yazmadýðým için özür dilerim. Ýnþâallah bundan sonra sýk sýk yazacaðým. Ve sizden de, sýk sýk yazmanýzý rica ederim. Muhabbetimde hiçbir azalma yok, belki bu muhabbet daha da artýyor.

 

 

 

sh: » (T: 684)

 

Türkçe bilmiyorum, lâkin sizin Risale-i Nur'u görüyorum ve çok beðeniyorum.

 

"Zeban-i yâr-i men Türkî ve men Türkî nemîdânem,

 

Çe hûþbûde eðer bûde zebaneþ der dehânem.

 

Bu ne kadar iyidir ki, külliyatýnýzýn adý da Nur'dur ve bu, Nur'un dâisidir. Aramýzda ruhanî rabýta var. Allahtan, bu ruhanî taallûkatlarýný çok çok pâyidar etmesini dua ederim. Türkiye'de iken dostlarýnýzla da görüþmüþtüm. Onlarýn hallerini yazýn ve hürmet ve selâmlarýmý teblið ediniz, meþkûr olurum. Hazret-i Nur nasýldýr? Onun hakkýnda yazýn ve selâmlarýmý ve hulûslarýmý, hizmetinde olduðumuzu arzediniz. Sabir Ýhsanoðlu ile görüþtüm ve þimdilik onunla beraber oturup Türkiye'ye ait ve sizler hakkýnda bahsetmekteyim. Bizler biraz daha çalýþacaðýz ve din hizmetinde olacaðýz, Allah yardým etsin.

 

Mektuba son verirken, sýhhat için dua eder, Cenab-ý Hak'tan Müslümanlara emniyet vermesini yalvarýrým.

 

Din Kardeþiniz

 

SEYYÝD ALÝ EKBER ÞAH

 

Sind Üniversitesi Ýlâhiyat Fakültesi Dekaný

 

Haydarabad - Batý Pâkistan

 

* * *

 

 

 

sh: » (T: 685)

 

(RESÝM)

 

Pâkistan Ýslâm Talebe Cemiyeti Reisinden Üstad Bediüzzaman Hazretlerine Gelen Mektub:

 

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّهِ وَ بَرَكَاتُهُ

 

Pâkistan Talebe Cemiyeti yýllýk kongresi Pakistan'ýn payitahtý olan Karaþi'de Hicrî 14-15-16 Rebiülâhir 1377, Milâdî 8-9-10 Aralýk 1957'de toplanacaðýný bildirmekle þerefyâb oluruz. Ýslâmiyet uðruna çalýþan gençleri teþci etmek gayesiyle, bu kongre münasebetiyle mesajýnýzý göndermenizi rica ederiz.

 

Belki semâhatlý Efendimiz, Pakistan'daki Müslüman Talebe cemiyetinin Ýslâmiyeti þiar edindiðini biliyorlar... Ve cihandaki müþkül mes'eleleri doðruca halledebilecek ancak Ýslâm dininin oldu-

 

 

 

sh: » (T: 686)

 

ðuna da inanmaktadýr.

 

Bu cemiyet, Pakistan'da en kuvvetli bir cemiyet, en saðlam bir içtimaî nizam olup, on seneden beri cihanþümûl Ýslâmiyet fikrini ve yüksek nizamlarýný talebe önünde ve topluluklarýnda isbat etmeye çalýþmaktadýr.

 

Ayrýca müsaadelerinizi.. ve lâyýk olduðu þekilde bizim sizde olan ümidlerimizi boþa çýkarmayacaðýnýzdan eminiz. Çok teþekkürler ederiz. Selâmlar...

 

Din Kardeþiniz

 

ÝBSAR ALÝM

 

Pâkistan Ýslâm Talebe Cemiyeti Reisi

 

* * *

 

Risale-i Nur'un Pâkistanda Neþriyatýný Yaparak Pek Çok Kimselerin Bu Eserlerden Ýstifadesini Saðlayan Karaþi Üniversitesi Türk Tarih Bölümü Asistaný ve Dört Büyük Gazetenin Muharriri M. Sabir'in Bir Mektubu

 

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ

 

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّهِ وَ بَرَكَاتُهُ

 

Muhterem din kardeþlerimiz,

 

Kýymetli Mektubunuzu aldým, çok çok teþekkürler.

 

Hazret-i Üstadýmýz Said Nursî'nin hal ve sýhhati nasýldýr? Onu seven talebeler ve halk soruyor. Bana haber göndermenizi rica ederim.

 

Bu ay içerisinde Hindistan'da, Ýslâmiyetin ve Türklerin hakikî düþmaný olan siyonist ve kýzýl kâfirlere karþý dört makale neþrettim. Türk-Pakistan dostluðunun esas ve tarihi hakkýnda da, Karaþi'de bir fýkra neþrettim, size de gönderdim. "Ýmam" adlý aylýk bir gazetede, "Rusya'da Mazlûm Müslüman" baþlýklý bir makale yazdým, bunu da gönderdim ve baþka Orduca gazetelere de gönderdim. Maksadým, Ýslâmiyete hizmet, Türk edebiyatýný tanýtmak ve Türk düþmanlarýna karþý, yazmak ve çalýþmaktýr.

 

..................................................................................................................

 

Burada mühim bir kitab neþretmek istiyorum, bunun için size

 

 

 

sh: » (T: 687)

 

yazýyorum. Bu hususta Halkçýlarý tanýttýrýyorum ki; bunlar, Türklere karþý çalýþmýþlar ve cumhuriyet adýna bütün milleti aldatýp dindarlarý zindanlara atmýþlardý. Karaþi'de neþredilen bu makaleleri bir kitab halinde tâbetmek istiyorum. Bize ne kadar materyal verirseniz, hepsi burada neþrolacak.

 

Bu mektubumdan sonra, size mühim bir mektub yazacaðým ve bunda, niçin Üstadýn Ýslâm Dünyasýnýn en büyük din þahsiyeti olduðu ve bunun gibi hiçbir adam, ne Endonezya, ne Hind-Pak Yarýmadasý, ne Arab ve ne de Afrika'da çýkmadýðý gösterilecek.

 

Ey Nurcu dostlarým! Türk-Pakistan dostluðu için çalýþýnýz, komünistlerden âgâh olunuz. Ýftihar ederiz ki, Türkiye ile Pâkistan, Baðdad Paktý muahedesinde þeriktir. Yolumuz Ýslâmîdir, ne Arabcýlýk, ne Ýrancýlýk...

 

Geçen ay, Seyyid Ali Ekber Þah beni çaðýrdý, bu zat 1950 de Üstadýmýzý görmüþ, bana çok iyi malûmat verdi. O, makalelerle de Üstadý tanýtmýþ ve Yahudiler aleyhinde yazmýþtýr. Bu zat, Üstada selâmlar ve talebelere dualar ediyor ve diyor ki: "Ben iki adamýn tesiri altýnda kaldým: Biri Mevlânâ, diðeri de Said Nursî."

 

M. Sabir

 

* * *

 

M. Sabir'in Diðer Bir Mektubu

 

..................................................................................................................

 

Bir habere göre, Menderes Hükûmeti Âlem-i Ýslâmýn ve dünyanýn büyük mütefekkiri olan Hazret-i Üstad Said Nursî'nin çok mühim Ýslâmî eserleri olan Risale-i Nur'un neþri için emir vermiþ. Bu haberden, Pakistanlý din yolunda çalýþan adamlar büyük bir sevinç içinde kalmýþtýr. Bu neþir münasebetiyle, Hazret-i Said Nursî'yi, talebelerini ve Türk din kardeþlerimizi ruh u canýmýzla tebrik eder, milleti zulüm ve istibdad ve dinsizlikten kurtaran baþta Menderes olmak üzere bütün Demokratlara teþekkür ederim.

 

Bu hareketten dolayý, Türk Milleti aleyhinde yapýlan haricî propagandalar kýrýlacak ve Âlem-i Ýslâmýn, Türkiye'ye olan eski muhabbeti yeniden vücud bulacaktýr. Ben, bir Pakistanlý müslüman, Türkiye'ye hiç gitmedim, Said Nursî'yi görmedim, lâkin

 

 

 

sh: » (T: 688)

 

Ýstanbul Üniversitesi Nur talebelerinin neþrettikleri kitablardan bazý parçalarý mütalâa ederek, hakikî, ruhanî bir lezzet hissettim. Ve þimdi, bu uzak diyarda bir Nur þakirdi oldum.

 

Ana dilim Orduca'da yazýlmýþ bu gibi eserler yok. Ve Nursî gibi bir din kahramaný, Hindistan ve Pakistan'da yok. Bu bir hakikattýr. Eðer bu eserler Orduca'ya tercüme edilirse, büyük Ýslâmî hizmetler olacaðýný ümid ediyoruz. Filhakika, komünizme karþý neþriyat yoluyla mücadele çok zarurîdir. Ve Demokratlar tüzüklerinde buna yer vermiþtir. Ýnþâallah, bu gibi Ýslâmî faaliyetlerle, Türklere karþý çalýþan komünistler, farmasonlar ve baþkalarý mahvolacak ve istikbalde Türkiye eski yüksek makamýna terakki edecek... Âmin!

 

M. Sabir

 

Er Râbadlý

 

Pâkistanda Bir Nur Þakirdi

 

* * *

 

sh: » (T: 689)

 

Karaþi Nur Talebeleri Adýna Yazýlan Bir Mektub

 

Karaþi Nur Talebeleri:

 

PAKÝSTAN

 

M. Sabir Ýhsanoðlu, M. A. (Prev)

 

Department of Ýslamic History and Culture

 

University of Karachi

 

Ýslamic Republic of Pâkistan

 

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ

 

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّهِ وَ بَرَكَاتُهُ

 

Muhterem Efendim,

 

Aziz ve büyük Üstadýmýz olan Hazret-i Bediüzzaman Said Nursî'nin mühim eserlerini aldým. Baþka eserlerini görmemiþtim. Siz bana ilk defa olarak gönderdiniz. Ýmtihaným çok yakýn. Mayýstan sonra Hazret-i Üstad hakkýnda ve onun îmanî ve Kur'ânî hizmetlerine ait makaleler yazacaðým Ýnþâallah, sizlere burada neþrolunan nüshalardan da göndereceðim. Maddeten sizi tanýmýyorsam da, mânen tanýrým. Kur'ân-ý Kerîme göre bütün Müslümanlar hakikî bir kardeþ gibi... Ben size, sizin Ýslâmî birader ve bahusus Türkiyeli Müslüman ve Nurcu olmanýz haysiyetiyle yazýyorum. Ben bir Pakistanlýyým, Türkiyeli deðilim. Ana dilim Türkçe deðil, fakat Nur talebesiyim. Bediüzzaman Said Nursî'yi en büyük din ve fikir adamý bilirim ve kendimi bir Nur talebesi ilân ederim. Said Nursî Hazretleri deðil sizlerin, bütün Ýslâm gençliðinin üstadýdýr. Maalesef memleketimizde Türkçe bilen yoktur, bunun için Üstadýn hizmetlerine nâvâkýftýrlar.

 

Pakistan'dan Risale-i Nur hakkýnda size malûmat veriyorum:

 

Üstad ve Türkiye hakkýnda malûmat çok azdýr. Ýki yýldýr biraz çalýþýyorum. Pakistan, Buhara ve Birma gazetelerinde makaleler yazdým. Çok takdir edilip, benden Türkler ve Risale-i Nur hakkýnda yazýlar rica ettiler. Benim, evvelâ Üstad hakkýnda malûmatým yoktu. Bu meyanda Salih Özcan adlý bir gence, Türkiye'ye dair kitablar göndermesi için yazdým, bana gönderdiler. Bunlardan birisi Serdengeçti idi. Bunda, Risale-i Nur hakkýnda bir makale gördüm. Okudum, istifade ettim ve Nur hakkýnda

 

 

 

sh: » (T: 690)

 

malûmat toplamaya baþladým. Ben onun eserlerini okuyup yazmayý çok isterdim. O zamandan beri onun yazýlarýný okudum düþündüm; O nedir? Bana malûm oldu ki: Ona karþý Ýslâm düþmanlarý propaganda yapmýþlar. Onun hakkýnda bugüne kadar oniki makale yazdým. Davet (Delhi), Ýstiklâl (Rangoon), Tasnim (Lahore), Elmünir (Layelpur), Asia (Lahore), Müslim (Dakka), Ýnkýlâb (Karachi), Anjam ve Ceng (Karachi) ve diðer bazý gazetelerde yazmýþtým.

 

Üstad hakkýnda yazýlan bu makaleler, diðer dillere de tercüme edilmiþtir. Bugün Onu, binlerce belki milyonlarca müslim ve gayr-ý müslim biliyor, benden, onun hakkýnda malûmat istiyorlar. Her gazete onun hakkýnda yazmak istiyor. Ýnþâallah, üç ay sonra bu konuda bütün enerjimle çalýþacaðým. Düþman-ý Ýslâmdan korkmuyorum. Karaþi'de Üstadýn kitablarýný ve baþka Türkçe kitablarý topladým ve bir küçük kütübhane tesis ettim. Türkiye'den gelen bütün kitablar buradadýr.

 

Bu yýl "Türk-Pakistan Talebeler Birliði" adlý bir cemiyet kurmak niyetindeyiz. Nur dostlarýmýzdan rica ederim ki, Türk-Pakistan dostluðunun baðlarýný müstahkem eylesinler; Ordu lisaný da okusunlar. Bu yarýmadada yüzotuz milyon Müslümanýn millî lisaný yalnýz Orducadýr.. Bizler, burada Türkçe için çalýþýrýz. Türkçe bilen, Sibirya'dan Arnavutluða kadar altmýþ milyon Müslüman ve Türkiye'deki yirmibeþ milyon Türktür.

 

Nur talebesi kardeþlerime söylüyorum: "Nerede olursa olsun siyonizme karþý mücadele etsinler." Komünizmin icadçýlarý yalnýz Yahudilerdir. Bugüne kadar bu komünistler, Ýdil-Ural, Kafkasya, Almanya, Kýrým, Azerbeycan, Garbî Türkistan ve komþumuz Doðu Türkistan'ý istilâ ettiler. Altmýþ milyon kardeþimizin hukuku pâyimal oldu. Hindistan dahi bir emperyalisttir. Nehru ve baþka Hindûlar, Ýslâmiyetin düþmanýdýrlar. Maalesef, Müslüman devletler bunu bilmiyorlar. Nehru, Keþmirli Müslümanlarý öldürtüyor. Said Nursî'ye gidip Hindli Müslümanlar hakkýnda söyle ki, kendi memleketinde buna karþý yazýlsýn. Said Nursî Hazretlerine burada çok hürmet vardýr. Onu severiz, onun sýhhat ve uzun hayatý için dua ederiz. Ýslâm dünyasýnda Said Nursî'nin eþi yoktur. Mýsýr'da bir Hasan-ül Banna var idi, (þehid edilmiþtir), Yutmizde Ýkbal var idi, (vefat etmiþ-

 

sh: » (T: 691)

 

tir), hâlen bir Mevdudî var, baþka büyük adamlar da vardýr, lâkin Üstadýmýz gibi yoktur. Üstad, Ýslâm dünyasýnýn cevheridir. Onun hakkýnda malûmat azdýr. Onun eserleri Farsça, Ýngilizce ve Orducaya tercüme edilmemiþtir. Lâkin istikbalde olacaktýr. (Hâþiye)

 

(Hâþiye): Bu temenni tahakkuk etmiþ ve kýsa bir zaman sonra eserler tercümeye baþlanmýþtýr.

 

Üstadýn kýymetli hayatý hapishanede geçmiþtir. Halkçýlar ona çok mezalim reva gördü. Elhamdülillâh, bunlarýn devr-i istibdadý gitmiþ, Demokratlar gelmiþtir. Biz Pakistanlýlar, bunun için Menderes Hükûmetinin hâmisiyiz. Eðer Demokratlar olmasaydý; ne Türk-Pakistan dostluðu olurdu, ne de Baðdad Paktý ve sizlerle taallûkat-ý îmaniye...

 

Kusura bakma, Üstadým Hazretlerine çok çok selâmlar ve hürmetlerimi söyle, Nur dostlarýma da selâm. Üstadýn büyük ve iyi fotoðrafýný gönder.

 

Yaþasýn Ýslâm Kardeþliði ve Türk-Pâkistan Dostluðu

 

Ev Adresim: (Elbaki Hüvelbâki)

 

Room No: 8 Pâkistanlý Nur Þâkirdi

 

University Hostel Er Râbadlý

 

Mission Rd. M. Sabir

 

Karachi 30.3.1957

 

 

 

* * *

 

 

 

M. Sabir'in Türkiye'de Ýslâmî Ýnkiþaf Münasebetiyle Memnuniyetini Ýzhar Eden Bir Mektubu

 

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ

 

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّهِ وَ بَرَكَاتُهُ

 

Aziz Sýddýk Muhterem Kardeþlerimiz,

 

Dört adet mühim mektubunuzu, fotoðraflarý ve Hazret-i Üstadýn "Sözler" adlý eserini aldým. O kadar memnun oldum ki, beyan edemem. Mektubunuzda okudum ki, Türkiye'de Risale-i Nur ve Ýslâmiyet inkiþaf ediyormuþ; buna çok memnun oldum. Maalesef, eski hükûmet Üstada karþý muarýz idi ve ona çok zulümler etti. Lâkin hakiki Müslüman olan bu Menderes, Ýslâmiyeti baskýdan

 

 

 

sh: » (T: 692)

 

kurtardý. Var olsun. Ýnþâallah Türkiye, yakýnda eski yüksek makamýný alacaktýr. Üstad ve Risale-i Nur'u neþredenler gibi mühim din adamlarý Türkiye'de vardýr; Hükûmetiniz niçin bunlarý Ýslâmî toplantýya göndermiyor. Sâlâhiyetli adamlar Türkiye'de çoktur. Kanaatým þudur ki; Üstad gibi âlim dünyada yoktur. Memleketimizden, Hazret-i Üstad gibi bir âlim çýkmadý. Maalesef ki, Kýzýl Rusya ve kâfir Çin'den çok âlimler geliyorlar; ve konferanslar vererek, gençleri yavaþ yavaþ fikren zehirlemektedirler. Eðer Türk Milleti büyük Türk âlimleri gönderirse, Pakistan'da ve bütün Ýslâm dünyasýnda büyük tesirleri olacaktýr.

 

Biz Pakistanlýlar Türkiye'yi Ýslâm dünyasýnýn lideri olarak görmekteyiz.

 

Türkiye, Ýslâm dünyasýnýn garbî kalesidir. Türkiyesiz ittihad-ý Ýslâm mümkün deðildir. Size, Üstada dair makalelerimi gönderdim. Üstada dair makalemi ve "Þarkî Türkistanda Çin Emperyalizmi" adlý makalemi neþrettim.

 

Pakistanda; ne Türkçe okulu, ne kütübhanesi, ne çalýþkan adamlarý ve sefaretinizde de Orduca bilen adam yoktur. Onlar, Pâkistan'ýn gençleriyle temasta deðildirler; Orduca neþriyatlarý da yoktur. Eðer bazýlarý onlarý davet etseler iþtirak etmiyorlar. Pres Ateþeliðinizde dine dair malûmat ve kitab da yoktur.

 

Geçen günlerde, Lâhor'da bir Ýslâmî müzakere oldu. Türkiye'den meþhur zâtlar gelmedi. Ankara Üniversitesinde öðretim görevlisi olan Dr. Rehber (Pâkistanlýdýr) Ýslâmiyetin aleyhinde konuþtu. Bütün Ýslâmi dünya ona lânetlediler... Lâkin avam gazetelerde okuyup onu Türk bildiler ve çok hayret ettiler. Bu adam, dini ve Türkleri tahkir etti. Sebilürreþad'a yazýyorum.

 

Hazret-i Üstadýn müstakil adresi nedir? Hazret-i Üstada bir aded Kur'an-ý Kerim ve onun hakkýnda makaleler neþrolunan mecmualarý takdim etmek istiyorum. Hakkýnýzda çok makaleler yazdým. Onlarý toplayýp kitab þeklinde basacaðým.

 

Her zaman Pâkistan'ýn mühim zâtlarý, Hazret-i Üstada ve sýhhatine dair malûmat sormaktadýrlar. Bizler, buradaki Nur Talebeleriyle, Hazret-i Üstadý buraya davet ederiz.

 

Elbaki Hüvelbaki

 

Kardeþiniz

 

M. SABÝR

 

* * *

 

sh: » (T: 693)

 

Pâkistanýn En Büyük Mecmuasý "Students' Voice"da Ýslâm Kongresi Reisi "ZAFER AFAQ ANSAR"ýn "Ýslâmýn Büyük Rönesansý" Adlý Makalesinde Risale-i Nurun Muhterem ve Muazzez Müellifinden Þöyle Bahsediyor:

 

.....................................................................

 

Bu hareketlerin asýl merkezini, Said Nursî'nin fazla mikdarda talebesi bulunan üniversite ve kültür yerleri teþkil eder. Bu talebeler, Risale-i Nur Talebeleri adýný alýr. Bu gençler, biz, Kur'aný kendimize düstur seçtik. Bizim gayemiz: Zevki, Allah'ýn yolunda aramak ve Ýslâmiyeti bütün dünyaya yaymaktýr.

 

Siyonizm, Komünizm, Allahsýzlýk gibi Ýslâmiyete zýd olan cereyanlara karþý mücadele etmektir.

 

Ýslâmiyeti, bütün Türk gençliðinin tam manâsýyla benimsemesine çalýþmaktýr.

 

Türkiye'yi, her türlü tehlikeye karþý müdafaa etmektir.

 

Irkî ve kavmî ayrýlýklarý bertaraf ederek, Ýslâm Birliðini meydana getirmektir.

 

Hazret-i Üstad Nursî tarafýndan yazýlan ve 130 kitab ve risaleden ibaret olan Risale-i Nur Külliyatý bu talebeler tarafýndan yayýlmaktadýr.

 

* * *

 

 

 

PAKÝSTAN BASININDA RÝSALE-Ý NUR VE ÜSTAD SAÝD NURSÎ HAZRETLERÝ HAKKINDAKÝ NEÞRÝYATTAN ÖRNEKLER

 

31 Ocak 1958 tarihli Students' Voice (Talebelerin Sesi) Gazetesi, Pâkistan Ýslâm Talebe Cemiyeti Tarafýndan 15 Günde Bir Çýkarýlan ve Talebeleri (Ýstikbalin Büyüklerini) Yüksek Ýslâmî Esaslara Göre Hazýrlamayý Gaye Edinmiþ Bir Talebe Cemiyetinin Neþir Organýdýr. Bu Gazetenin "Türk Gençliði Uyanýyor" Baþlýklý Makalesinden:

 

Bütün Ýslâm memleketlerinde Ýttihad-ý Ýslâm için çalýþan Ýslâmî teþkilâtlar tadad edilip, Türkiye'de de Nur Talebeleri bu meyanda zikrediliyor; ve en sonra Ýttihad-ý Ýslâm için çalýþan ve Pâkistan'ýn en iyi dostlarý olan Nur Talebelerini tanýdýk; Nur Talebelerinin Üstadý, seksenbeþ yaþýnda büyük bir âlim olan Üstad Said Nursî'dir. Hakikat-ý Ýslâmiye için yaptýðý mücadele, kendi ana vatanýnda -yani Türkiye'de- otuz sene iþkenceli bir hayat ve sýk sýk hapiste yatmasýna sebeb oldu ve 1952'de serbest býrakýldý. Fakat

 

 

 

sh: » (T: 694)

 

bu ihtiyarýn bakýþlarý halâ ateþlidir. Otuz yýllýk hapis ve iþkenceler onu maðlûb edemedi. Bu mücadelesiyle, birbirine çok sýký baðlý olan Nur Talebeleri kitlesini meydana getirdi. Üstad Said Nursî, Risale-i Nur eserleri vasýtasýyla Türk Gençliðini Ýslâm ideolojisinin en büyük düþmanlarý olan siyonist ve komünistlerin hilekâr tuzaklarýna düþmekten kurtarmýþtýr. Türkiye Baþvekili Adnan Menderes Risale-i Nur Külliyatýnýn neþrine müsaade ettiði zaman, Türkiye'nin Pâkistan elçisi Sayýn Selâhaddin Rifat Erbil vasýtasý ile bu büyük adama takdir ve tebriklerimizi bildirmiþtik; ve bu vesileyle, Üstad Said Nursî ve Nur Talebelerini de selâmlamýþtýk; ve bu mektubumuz Türkiye'de binlerle basýlarak daðýtýlmýþtý. Bizim proðramýmýz Türkçeye çevrildi. Biz de, birkaç önemli Risaleleri Orducaya çevirdik.

 

Pâkistan Ýslâmî Talebe Cemiyetinin onuncu yýl dönümünde, Türkiye'deki Ýslâmî hareketi göstermek için, Türklerin, Ýslâm Edebiyatý sergisi de vardý. Bu sergide Ýlâhiyat Fakültesi, Diyanet Ýþleri yayýnlarý, bazý Türkçeye çevrilmiþ Ýslâmi eserler ve onbeþ aded Risale-i Nur külliyatýndan eserler vardý. Nur talebelerinin faaliyeti bu sergide harita ve fotoðraflarla ve grafikle izah edildi.

 

30 Nisan 1958 Tarihli Students' Voice Gazetesi "Ýslâm Dünyasýndaki Müsbet Uyanýklýk" Baþlýklý Makalede:

 

Her Ýslâm memleketinde, Ýslâmiyetin hakimiyeti için yapýlan övülmeye lâyýk þerefli mücadeleler anlatýlýyor... Ve Türkiye'de yapýlan mücadelelerin neticesi olarak hükûmet, din hürriyetini sýkan baðlarý gevþetmiþtir. Mehmed Âkif, materyalist milliyetçiliði takbih eden ve halk arasýnda taze bir heyecan verecek olan "Safahat" isimli eseri yazdý.

 

Hazret-i Said Nursî yýlmadan, hakikat-ý Ýslâmiye için mücadele etmektedir. Kendisi, Türkiye'de en büyük cinayet telâkki edilen Atatürk aleyhdarý olmakla itham ve aleyhinde neþriyat yapýlmýþsa da, bu zulümler, halký onun etrafýnda toplamýþtýr. 130 parça eserin sahibi olan Üstad hapiste iken verilmiþ olan zehirlerin tesiriyle ihtiyarlýðýný geçirmekte olup, bu hal -seksen yaþýný geçtiði halde- hakikat-ý Ýslâmiye ve Ýslâmlarýn saadeti için mücadelesine mani olmamýþtýr.

 

* * *

 

 

 

sh: » (T: 695)

 

(RESÝM)

 

sh: » (T: 696)

 

(RESÝM)

 

sh: » (T:697)

 

Medine-i Münevverede Bulunan Ve Nurun Hakikatýný Tam Anlýyan ve Ýslâmiyete Hizmet Eden Bir Zâtýn Mektubudur.

 

Gönüller fâtihi pek muhterem ve mükerrem Üstadýmýz Hazretleri!

 

Mübarek ellerinizden öper, bütün aziz ve sadakatli talebelerinizle beraber sýhhat ve selâmette daim olmanýzý Barigâh-ý Kibriya'dan niyaz eylerim.

 

Müslümanlar için en büyük bir bayram diye ancak vasýflandýrýlabilen beraetiniz bütün Nurcularý þad ve handan eylediði gibi, bendenizi de dünyalar kadar memnun ve mesrur eylemiþtir... Nasýl memnun etmesin ki: Sizin eserlerinizle birlikte beraetiniz demek, ruhun maddiyata, nurun zulmete, imanýn küfre, hakkýn bâtýla, tevhidin þirke ve irfanýn cehle galib gelmesi demektir.

 

Yýllardan beri önüne sýradaðlar gibi engeller, korkunç uçurumlar gibi maniler konulan Nur çaðlayaný, en sonunda mu'cizevî bir þekilde bütün sedleri yýkmýþ, manileri aþmýþ, nur ile bütün zulmetleri târumar eylemiþtir.

 

"Mucizevî harikalarla doðan Ýlâhi tecellilerin vasfýnda kalemler kýrýlýr, fikirler gürülder, ilhamlar yanar kül olur." derlerdi. Hakikaten bendeniz, þimdi bu müstesna zaferin karþýsýnda ayný aczi, bütün varlýðýmla hissediyorum. Zira tefekkür ve ilhamýma nihayetsiz bir ufuk açýlýyor... Cihan, muhteþem bir Nur ma'bedini andýrýyor... Civarýmdaki herþey, heryer, derin vecd ve istiðraklarla gaþyolmuþ bir halde- Her zerrede وَ اِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ sýrr-ý Sübhanisi tecelli ediyor...

 

Binaenaleyh, bilmiyorum, bu mes'ud hâdiseyi; þanlý bir zafer, þahane bir fetih, Ýlâhi bir kurtuluþ, cihanþümul bir bayram diye mi vasýflandýrayým? Zira, kudsî davanýn kazanmýþ olduðu bu Ýlâhî zafer, bütün Ýslâm ve insanlýk dünyasýndaki mücahidlerin azimlerine kuvvet, ruhlarýna can, imanlarýna hýz ve heyecan vermiþtir.

 

Evet, azim ve imanlarý, aþk ve emelleri henüz kemale ermemiþ olan birçok müslümanlar, maalesef acýklý bir yeis içinde idiler. Böyle bir zaferin tahakkukunu, hayal ve muhal görüyorlardý. Fakat bütün feyiz ve nurunu insanlýðý tenvir ve irþad için Ýlâhi bir

 

 

 

 

 

 

 

sh: » (T: 698)

 

güneþ halinde Arþ-ý azamýn pürnur ufuklarýndan inen Kur'an-ý Kerim'den alan Nur neþriyatý, durgun gölleri andýran gönülleri deryalar gibi coþturmuþ, kasvet ve hicran yýllarýnýn ümid ve emellere vurduðu müdhiþ zincirleri kýrmýþtýr. O nur kaynaðýndan fýþkýran o serâpâ feyiz ve hikmetler saçan eserler; hislerin, fikirlerin ve bilhassa alevler içinde yanan ruh ve vicdanlarýn ezelî ve ebedî ihtiyaçlarýna cevab verdiði gibi; onlarý, dalga dalga boðucu karanlýklar muhitinden, tertemiz ve pýrýl pýrýl nur ufuklarýna çýkarmýþtýr.

 

Yýllarca devam eden uzun bir sükût, derin bir gaflet ve boðucu bir zulmetten sonra Ýlâhi bir güneþ halinde parlayan bu kudsî zafer, nur için yol aramakta olan periþan beþeriyetin yakýn bir gelecekte uyanacaðýný müjdelemektedir... Çünki; din ihtiyacý, sýrf müslümanlarýn deðil, bilumum insanlarýn ezelî ve ebedî ihtiyacýdýr.

 

Bugün bedbaht insanlýk, din nimetinden mahrum olmanýn sürekli hicran ve felâketlerini baðrý yanarak çekmektedir. Bu acýklý buhranýn korkunç neticesidir ki, çeyrek asýr zarfýnda iki büyük harbe girmiþ ve üçüncüsünün de kapýsýný çalmak çýlgýnlýðýný göstermektedir.

 

Artýk bütün insanlarý kardeþ yaparak yemyeþil Cennetlerin nurlu ufuklarýndan esen refah ve saadet, huzur ve asayiþ rüzgârýyla dalgalanan âlemþümul bir bayrak altýnda toplayacak olan yegâne kuvvet, Ýslâmdýr. Zira beþeriyetin bugünkü hali, týpký Ýslâmdan evvelki insan cemiyetlerinin acýklý halidir. Bunun için, insanlýðý o günkü ebedi felâketten kurtaran Ýslâm, bugün de kurtarabilir... Evet, milyonlarýn, milyarlarýn kalbinde asýrlardan beri kanamakta olan o derin yarayý saracak yegâne müþfik el, Ýslâmdýr. Her ne kadar ufuklarda zaman zaman bazý uydurma ýþýklar görülüyorsa da, müstakbel, bütün nur ve feyzini güneþlerden deðil, bizzat Rabb-ül Âlemînden alan ezelî ve ebedi "Yýldýz"ýndýr. O yýldýz, dünyalar durdukça duracak ve onu söndürmek isteyenleri yerden yere vuracaktýr.

 

Cihankýymet Üstadým! Malûm-u fâzýlaneleridir ki; son günlerde mukaddes davaya hizmet eden bazý tenvir ve irþad hareketleri doðmuþ, fakat maalesef hiçbirisi "Risale-i Nur" külliyatýnýn gördüðü mühim iþi görememiþ ve ihraz ettiði Ýlâhi zaferi kazanamamýþtýr. Zira bu yol; Peygamberlerin, velilerin, âriflerin, sâlihle-

 

 

 

sh: » (T: 699)

 

rin ve bilhassa canýný cânânâ seve seve feda eden ve sayýsý milyonlara sýðmayan kahraman þehidlerin mukaddes yoludur. Artýk bu çetin yolda yürümek isteyenler, her an karþýlarýna dikilecek olan müdhiþ mânialarý daima göz önünde tutmalarý lâzýmdýr. Evet bu yolda yürüyecek olanlarýn, sizdeki sarsýlmak bilmeyen imanla, yüksek ve Ýlâhi irfanla ve bilhassa harikulâde ihlâs ve feragatla mücehhez olmalarý gerektir. Çünki, bu mühim vadide Nur davasýnýn takib ettiði teblið, tenvir ve irþad usulü bambaþka hususiyetler taþýmaktadýr. Artýk insanýn his ve fikrine, ruh ve vicdanýna bambaþka ufuklar açacak olan bu derin bahsi, dua buyurun da, müstakil ve mufassal bir eserde aziz din gönüldaþlarýmýza arzetmek þerefine nail olayým... Çünki, bu nurlu bahis o kadar derin ve o derece mühimdir ki, böyle birkaç sahifelik mektub ve makalelerle asla ifade edilemez.

 

Ýman ve Kur'an nuru ile tertemiz gönlünü fethettiðiniz gençlik, Ýlâhi zaferinizin en parlak delilini teþkil eden en mühim varlýk ve en kýymetli cevherdir... "Nurdan Sesler"in hemen her mýsraýnda, asil ve þuurlu ruhuna hitab ettiðim tertemiz gençlik, iþte bu hak ve hakikatýn baðrý yanýk âþýký olan gençliktir. Nurlu davanýn kazanmýþ olduðu bu son zaferin verdiði bütün vecdle dolu bir ilhamla yazdýðým þu manzumeyi takdim ediyorum. Kabulünü rica ve istirham eylerim.

 

Tekrar tekrar ellerinizden öper, kýymetli dualarýnýzý beklerim, pek muhterem Üstadým

 

Hazretleri.

 

Mânevî Evlâdlarýnýzdan

 

ALÝ ULVÝ

 

* * *

 

Risale-i Nurdan Gençlik Rehberi'nin Ýstanbul Mahkemesinde Beraeti Münasebetiyle Baðdad'dan Gelen Tebrik Telgrafý

 

Sebilürreþad Mecmuasýna, Ýstanbul.

 

Büyük Ýslâm âlimi Bediüzzaman Hazretlerinin beraet kararý, bizleri sonsuz bir sevinç içerisinde býraktý. Bu sevincimize vesile olan bu âdil hükme istinaden, Türk Mahkemesine ve fahrî avukat-

 

 

 

sh: » (T: 700)

 

larýna teþekkürlerimizi, Üstad ve kardeþlerimize tebriklerimizi mecmuanýz vasýtasýyla bildiririz.

 

Irak

 

EMCED ZUHAVÝ

 

 

 

Pâkistan'daki Nur Talebelerinin Üstad Said Nursî'den Ýstedikleri Mesaj Münasebetiyle, Irak'taki Bir Nur Talebesinin Gönderdiði Mektub

 

Bundan birkaç gün evvel, Pâkistan'da talebeler konferansý vardý. Hazret-i Üstaddan bir mesaj istemiþlerdi ve bunun tarihî bir tesiri olacaktý. Haber aldýk ki; Salih, Nur Talebeleri namýna bir mesaj göndermiþ. Sizlere de yazmýþlar ki, acele Hazret-i Üstada bildirirsiniz... Konferansta, Hazret-i Üstad ve Nurlar çok medhedilmiþ. Komünistler tarafýndan itirazlar yapýlmýþ. Fakat reis hepsini reddetmiþ. Hazret-i Üstadýn fotoðraflarý teþhir edilmiþ. Yakýnda Nur ve Nura ait uzun ve resimli bir yazý ile bir mecmua çýkaracaklarmýþ. Sonsuz selâm ve dualar.

 

AHMED RAMAZAN

 

* * *

 

Baðdad'da Çýkan «Eddifa» Gazetesinin Muharriri Ýsa Abdülkadirin Arabî

 

Makalesinin Tercümesi

 

 

 

Baðdad'da çýkan Arabî «Eddifa» Gazetesi Risale-i Nur Talebelerinden Bahisle Diyor ki:

 

 

 

Türkiye'deki Nur Talebelirinin Ýhvan-ý Müslimîn Cemiyeti ile alâkalarý nedir, ne münasebeti var? Hem farklarý nedir? Türkiye'deki Nur Talebeleri, Mýsýr'da ve bilâd-ý Arapta Ýhvan-ý Müslimîn namýnda ittihad-ý Ýslâma çalýþan cemiyetler gibi müstakil cemiyet midirler? Ve onlar da onlardan mýdýr? Ben de cevap veriyorum ki:

 

 

 

Nur Talebelerinin ve Ýhvan-ý Müslimin Cemiyetinin gerçi maksadlarý Hakaik-i Kur'aniye ve îmaniyeye hizmet ve ittihad-ý Ýslâm dairesinde Müslümanlarýn saadet-i dünyeviye ve uhreviyelerine hizmet etmektir; fakat Nur Talebelerinin beþ-altý cihetle farklarý var.

 

 

 

sh:» (T: 701)

 

Birinci Fark: Nur Talebeleri siyasetle iþtigal etmez, siyasetten kaçýyorlar. Eðer siyasete mecbur olsalar, siyaseti dine âlet yapýyorlar; ta ki siyaseti dinsizliðe âlet edenlere karþý dinin kudsiyetini göstersinler. Siyasî bir cemiyetleri asla mevcut deðil.

 

 

 

Ýhvan-ý Müslimîn ise: Memleket ve vaziyet sebebiyle siyasetle, din lehinde iþtigal ediyorlar ve siyasî cemiyet de teþkil ediyorlar.

 

 

 

Ýkinci Fark: Nurcular, Üstadlarýyla içtima etmiyorlar ve etmeye de mecbur deðiller. Kendilerini Üstadlarýyla içtimaa mecburiyet hissetmiyorlar; ders almak için beraber bulunmaya lüzum görmüyorlar. Belki; koca bir memleket bir dershane hükmünde, Risale-i Nur kitaplarý onlarýn eline geçmekle, Üstad yerine onlara bir ders verir. Herbir risale, bir Said hükmüne geçer.

 

 

 

Hem ellerinden geldiði kadar ücretsiz istinsah ederler. Muhtaçlara mukabelesiz veriyorlar ki, okusunlar ve dinlesinler. Bu suretle büyük bir memleket, bir medrese hükmünde oluyor.

 

 

 

Ýhvan-ý Müslimîn ise: Umumî merkezlerinde mürþit ve reisleriyle görüþmek ve emirler ve dersler alma için ziyaretine giderler. Ve o umumi cemiyetin þubelerinde de, o büyük üstadla ve naibleriyle ve vekilleri hükmündeki zâtlarla yine görüþürler, ders alýrlar, emir alýrlar.

 

 

 

Hem umumi merkezlerinde çýkan ceride ve mecellelerin fiatýný verip, alýp, onlardan ders alýyorlar.

 

 

 

Üçüncü Fark: Nur Talebeleri aynen âli bir medresenin ve bir üniversite darülfünununun talebeleri gibi, ilmî muhabere vasýtasiyle ders alýyorlar. Büyük bir vilâyet bir medrese hükmüne geçer. Birbirlerini görmedikleri, tanýmadýklarý ve uzak olduklarý halde, birbirine ders veriyorlar ve beraber ders okuyorlar.

 

 

 

Amma Ýhvan-ý Müslimîn ise: Memleketleri ve vaziyetleri iktizasiyle mecelleleri ve kitaplarý çýkarýyorlar, aktar-ý âleme neþrediyorlar; onunla birbirini tanýyýp ders alýyorlar.

 

 

 

Dördüncü Fark: Nur Talebeleri, bu zamanda ve bu günde ekser bilâd-ý Ýslâmiyede intiþar etmiþler ve çoklukla vardýrlar. Bu intiþarlarýnda ayrý ayrý hükûmetlerde bulunduklarý halde, hükûmetlerden izin almaya muhtaç olmuyorlar ki tecemmu' edip toplansýnlar ve çalýþsýnlar. Çünki, meslekleri siyaset ve cemiyet olmadýðýndan hükûmetlerden izin almaya kendilerini mecbur bilmiyorlar.

 

 

 

 

 

sh:» (T: 702)

 

 

 

Amma Ýhvan-ý Müslimîn ise: Vaziyetleri itibariyle siyasete temas etmeye ve cemiyet teþkiline ve þûbeler ve merkezler açmaya muhtaç bulunduklarýndan, bulunduklarý yerlerdeki hükûmetten icazet ve ruhsat almaya muhtaçtýrlar ve Nurcular gibi bilinmiyor deðiller. Ve bu esas üzerine, kendilerine umumi merkezleri olan Mýsýr'da, Suriye'de, Lübnan'da, Filistin'de, Ürdün'de, Sûdan'da, Maðrip'de ve Baðdat'da çok þubeler açmýþlar.

 

 

 

Beþinci Fark: Nur Talebeleri içinde çok muhtelif tabakalar var. Yedi-sekiz yaþýndaki camilerde Kur'an okumak için elifba'yý ders almakta olan çocuklardan tut, tâ seksen-doksan yaþýndaki ihtiyarlara varýncaya kadar kadýn-erkek hem bir köylü hammal adamdan tut, tâ büyük bir vekile kadar; ve bir neferden, büyük bir kumandana kadar taifeler Nurcularda var. Bütün Nurcularýn bu çok taifelerinin umumen bütün maksadlarý, Kur'an-ý Mecidin hidayetinden ve hakaik-i îmaniye ile nurlanmaktan ibarettir. Bütün çalýþmalarý, ilim ve irfan ve hakaik-i imaniye neþretmektir. Bundan baþka bir þey ile iþtigal ettikleri bilinmiyor. Yirmi sekiz senedenberi dehþetli mahkemeler, dessas ve kýskanç muarýzlar bu kudsî hizmetten baþka onlarda bir maksad bulamadýklarý için onlarý mahkûm edemiyorlar ve daðýtamýyorlar. Ve Nurcular, müþterileri ve kendilerine taraftarlarý aramaya kendilerini mecbur bilmiyorlar.... «Vazifemiz hizmettir, müþterileri aramayýz, onlar gelsinler bizi arasýnlar, bulsunlar» diyorlar. Kemmiyete ehemmiyet vermiyorlar. Hakiki ihlâsý taþýyan bir adamý, yüz adama tercih ediyorlar.

 

 

 

Amma Ýhvan-ý Müslimîn ise: Gerçi onlar da Nurcular gibi ulûm-i Ýslâmiye ve marifet-i Ýslâmiye ve hakaik-i îmaniyeye temessük etmek için insanlarý teþvik ve sevk ediyorlar; fakat vaziyet, memleket ve siyasete temas iktizasiyle, ziyadeleþmeye ve kemmiyete ehemmiyet veriyorlar, taraftarlarý arýyorlar.

 

 

 

Altýncý Fark: Hakiki ihlâslý Nurcular, menfaat-ý maddiyeye ehemmiyet vermedikleri gibi, bir kýsmý âzamî iktisat ve kanâatla; ve fakir-ül-hal olmalarýyla beraber, sabýr ve insanlardan istiðna ile ve hizmet-i Kur'aniyede hakiki bir ihlâs ve fedakârlýkla; ve çok kesretli ve þiddetli ehl-i dalâlete karþý maðlub olmamak için ve muhtaçlarý hakikata ve ihlâsa davet etmekte bir þüphe býrakmamak için rýza-yý Ýlâhiden baþka o hizmet-i kudsiyeyi hiçbir þeye âlet etmemek için bir cihette hayat-ý içti-

 

 

 

sh:» (T: 703)

 

maiye faidelerinden çekiniyorlar.

 

 

 

Amma Ýhvan-ý Müslimîn ise: Onlar da hakikaten maksad itibariyle ayný mahiyette olduklarý halde, mekân ve mevzu ve bazý esbab sebebiyle Nur Talebeleri gibi dünyayý terkedemiyorlar, azamî fedakârlýða kendilerini mecbur bilmiyorlar.

 

 

 

ÝSA ABDÜLKADÝR

 

 

 

* * *

 

 

 

Baðdat'ta Çýkan Ehemmiyetli, Siyasî Bir Ceride olan «Eddifa» Gazetesinin

 

Muharriri Ýsa Abdülkadir Diyor ki:

 

 

 

Nur Talebelerinin mürþidi olan Bediüzzaman Nursî hakkýnda «Eddifa» Gazetesini okuyanlar benden soruyorlar: «Türkiye'deki Nur Talebelerinden ve Üstadlarý olan Said Nursî'den bize malûmat ver.» diyorlar. Ben de bunlar hakkýnda kýsa bir cevap vereceðim. Çünki, Üstadýn, Nurun ve Nur Talebelerinin Araplarda hakký olduðu için, Araplar onlardan ciddi bahsetsinler. Zira: Ýslâmiyetin madde-i esasiyesi olan Araplar, Risale-i Nur'dan ziyadesiyle faide görmeye baþlamýþlar.

 

 

 

Bu Nur Talebeleri; Risale-i Nur'la, hem Türkiye'de, hem bilâd-ý Arapta komünistliðe karþý muhkem bir sed te'sis ediyorlar.

 

 

 

...........................................................................

 

 

 

Bu yazý Demokratlar çýkmadan evvelki zamana bakar; onun için, Nur Talebelerinin adedi hakkýnda müddeiumuminin dediði gibi, yalnýz beþyüz bin deðil, belki þimdi Türkiye'de milyonlarý aþmýþ bulunuyor.. ve her gün de ziyadeleþiyor.

 

 

 

...........................................................................

 

 

 

Risale-i Nur ise, öyle geniþ bir mikyas ile intiþar ediyor ki, deðil yalnýz Türkiye'de ve bilâd-ý Ýslâmiyede hatta ecnebilerde de iþtiyakla istenilir oluyor. Ve Nurun Talebelerinin þevklerini hiç bir þey kýramýyor. Ýþte, Nur Talebeleriyle, Nur Risaleleri ve onlarýn bu büyük hizmet-i Kur'aniyeleri, Demokrat Hükûmetinin bir büyük hasenesidir ki, mübarek Âlem-i Ýslâmdaki hareket-i Ýslâmiye bu hükûmet-i Demokrasiyeyi takdir ve tahsinle karþýlýyor. Bütün Irak ahali-i Müslimesi ki, Arap, Türk, Kürt, Ýran bu Ýslâmî hizmeti ve kudsî mücahedeyi kemal-i ferah ile karþýlýyor. Ve Türkiye'deki Türk kardeþlerimiz, Garbýn yanlýþ tesiratlarýna karþý bunlarla mukavemet gösteriyorlar kanaatindedirler.

 

 

 

ÝSA ABDÜLKADÝR

 

 

 

* * *

 

 

 

sh: » (T: 704)

 

Gençlik Rehberi'nin beraeti Münasebetiyle Cami-ül Ezher Üniversitesi Türk Talebelerinin Tebrik Mektubu

 

Mektub: Kahire'den 13/4/1952

 

Muhterem Üstadýmýz Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerine,

 

Kalblerdeki îmaný nurlandýran ve umumî nizamýn direði, âhiret yolunun hakiki pusulasý olan ve ilhamýný Kur'an-ý Kerim'den alan eserlerinizden "Gençlik Rehberi" adlý risaleniz suç teþkil ettiði iddiasýyla devam eden mahkemenizin beraet kararýný ölçülmez sevinçlerimizle öðrendik. Siz mübarek Üstadýmýzý ve Demokrat Türk adliyesinin âdil hâkimlerini candan tebrik ediyoruz.

 

Hayatýný Ýslâmiyetin sýhhati için vakfeden, Türk Milletine hizmet etmeyi þeref addeden, asrýmýzda eþine tesadüf edilmeyen bir din mücahidi bulunan Üstadýmýz! Size, Âlem-i Ýslâm ve insaniyet müteþekkirdir. Bizler, ufak bir zerresini ifade için, hürmetlerimizi, teþekkürlerimizi bildiyor, mübarek dualarýnýzý taleb ediyoruz. Allah sizden ve sizi sevenlerden razý olsun.

 

Cami-ül Ezher Üniversitesi Türk Talebeleri Namýna

 

HACI ALÝ KILINCALP

 

* * *

 

Ýranlý Bir Nur Talebesinin Üstad Bediüzzaman Hazretlerine Bir Mektubu

 

(Türkiye Cumhuriyetine Tabi Isparta'nýn Barla Nahiyesinde Mukim Pek Muhterem, Faziletmeab Bediüzzaman Hazretlerine Takdim Olunur.)

 

Pek muhterem faziletmeab Üstad-ý Muhterem Bediüzzaman Hazretlerine,

 

Her þeyden evvel selâm ve hürmet-i mahsusumu takdim, sýhhat ve âfiyette devamýnýzý Cenab-ý Kadir-i Mutlak Hazretlerinden temenni ve niyaz eylerim. Lütfen ahval-i acizanem istifsar buyurulursa, lehülhamd velminne, vücud-u fânim, bâki Ýran'da, Rýzaiye vilayetine tabi Mergivar mahallinde Dize karyesinde imrar-ý hayat etmekte olduðumu arz eylerim.

 

Bu geçen kýrk yýl zarfýndaki inkýlab-ý zaman dolayýsýyla müstaðrak olarak uzaklara düþmüþ bulunmaklýðým hasebiyle, sýhhat ve âfiyetinizden bîhaber kalmýþ, daima vücud-u muhtereminizi so-

 

sh: » (T: 705)

 

ruþturmak,birinci emel ve arzularýmdan idi. Cenab-ý Hak Hazretlerine çok þükür, bugünlerde muhterem kardeþimiz Subay Tayyib Ýranlý vasýtasýyla sýhhat haberlerinizi aldýðýmdan son derece memnun ve mütehassis oldum. Kadir-i Zülcelal Din-i Mübin-i Ýslâm'ýn hizmet ve saadeti için sizi pek çok zaman Lûtf ve himayesinde masun ve mahfuz buyursun. Âmîn.

 

Kýymetdar te'lifatýnýzdan "Nur'un Ýlk Kapýsý", "Asâ-yý Musa", "Rehber-üþ Þebab" ve diðer kitablarýnýzýn bir çoðu, muhterem kardeþimiz vasýtasýyla elime geçti ve son derece memnun oldum. Ýnþâallah, bunlardan behreyab oluruz. Bu ilk mektubum olmak dolayýsýyla fazla tasdi'den içtinabla hatime verir, sýhhat ve âfiyetinize mübeþþir, sýhhat ve vücud-u muhtereminizin devamýný Hâlýk-ý Mutlak'tan niyaz eylerim.

 

Lütufnamenizi alacaðýma ümidvar, Hazretlerinden temenni ve niyaz eylerim efendim.

 

Merhum Seyyid Abdülkadirzade Muhibbiniz

 

Seyyid Abdullah

 

* * *

 

Suriye'li küçük bir Nur talebesinin, Üstad Bediüzzaman Hazretlerine gönderdiði mektub

 

22 Þevval 1373

 

Fahr-ül Ýslâm Üstaz-ý Âzam Bediüzzaman Hazretlerine,

 

Kemal-i ihtiramla hâk-i pây-i zât-ý âlîlerinize yüzümü gözümü sürerek öperim. Altý yaþýndayým. Ramazan-ý þerifin yirmi altýncý gününde Kur'an-ý Kerim'i hatmettim. Suriye'de en küçük bir Nur talebesiyim. Arkadaþlarýmdan onbir talebe daha Kur'an-ý Kerim'i hatmettiler. Hepimiz namaz kýlýyoruz. Bu mektubla fotoðrafýmý Urfa Nur talebeleri vasýtasýyla zât-ý meal-i sýfat-ý âlîlerinize gönderiyorum. Çok rica ederim, mübarek hatt-ý þerifinizle fotoðrafýn arka tarafýna bana bir-iki cümle dua yazýnýz, tekrar fotoðrafýmý iade buyurmanýzý rica ederim. Pederim Abdülhâdi, hak-i pây-i âlîlerinizden öper, dualarýnýzý taleb eder.

 

Suriye Derbasiye nahiyesine tâbi' Âliye köyünde Nur talebelerinden

 

Hüseyin Abdülhâdi

 

* * *

 

 

 

 

 

sh: » (T: 706)

 

Risale-i Nur, Âlem-i Ýslâmda olduðu gibi Avrupa'da da hüsn-ü kabule mazhar olmuþtur. Risale-i Nur'un hüsn-ü kabule mazhariyetine nümune olarak Finlandiya'daki "Tampereen Ýslâmilaisen Sevrakume Ýmamý" Habiburrahman Þakir'in iki mektubunu dercediyoruz:

 

Ýmam Habibur-Rahman Shakir

 

(Tampereen Ýslâmilaisen seurakunuan imaami)

 

Adress: Tampere. Finland

 

Vellamonkatu 21

 

Pek Muhterem Kardeþim,

 

وَ عَلَيْكُمُ السَّلاَمُ وَ رَحْمَةُ اللّهِ وَ بَرَكَاتُهُ

 

Hediye olarak gönderdiðiniz pek kýymetli eser, yani "El-Mesneviy-ül Arabî Min Risalet-in Nur" isimli kitabý aldým. Bu münasebetle, cenabýnýza teþekkürlerimi bildiriyorum. Allah-ý Kerim, her dilediðinizi atâ eylesin diye dua ediyorum.

 

Benim için bu kýymetli hediyeniz çok müfid olacak ve benim teblið iþlerimde daha yardým edecektir. Ýnþâallah. Size de daima ecir ve sevabý eriþip duracaðýnda, sadaka-i cariye kabilinden olacaðýnda elbette þübhe yoktur.

 

Kitabýn müellifi Said Nursî Hazretlerini de bize tanýtmanýzý rica ederim. Hürmet ve selâmlarýmla...

 

Habiburrahman Þakir

 

* * *

 

sh: » (T: 707)

 

Risale-i Nur'un Avrupa'daki intiþarý ve hüsn-ü kabule mazhariyetine nümune olarak Finlandiya'daki Nur talebesi Habiburrahman Þakir'den gelen diðer bir mektub

 

Vellamonkatu 21 12/2/1958

 

Çok Muhterem Kardeþlerim,

 

وَ عَلَيْكُمُ السَّلاَمُ وَ رَحْمَةُ اللّهِ وَ بَرَكَاتُهُ

 

 

 

Göndermiþ olduðunuz inayetnamenizi ve dört tane risale "Ýhlas" "Zeyl-ül Hubab" "Risale-i Nur hakkýnda müellifine gönderilen bir mektub" "Risale-i Nur hakkýnda verilen konferans"larý aldým. Teþekkürlerimi takdim ederim efendim.

 

Evet büyük Üstad Said Nursî Hazretleri, zamanýmýzýn büyük dâhîlerinden ve Allah'ýn en büyük sevgili bendelerinden olduðunda aslâ þübhemiz yoktur. Belki bu zâta 14. asrýn müceddidlerinden deyip itikad etsek bile, mübalaða etmiþ olmayacaðýz. Hamdler olsun Allah Hazretlerine ki; Türk milleti hazinelerinden zuhur etmiþ bu cevheri, inkýlâb dalgalarýnda gark olup zayi' olmasýndan zamanýmýza kadar sakladý; asrýmýzý, bu zâtýn vücudu ile zînetledi. Musa Peygamber'i Firavun'un eteðinde beslediði gibi; bu zât-ý mübareki de dinsiz zalimler meyanýnda cefalar içinde besledi. Geleceklerde de selâmetlik ile uzun seneler yaþamasýný, bir Allah'tan temenni ederiz. Üstad Bediüzzaman hakkýnda bizim akidemiz budur.

 

Mümkün olursa, bizim tarafýmýzdan huzurlarýna arz-ý ihlasýmýzý, gaibane muhabbetimizi bildirseniz ve özünden bizim için hayýr dualarýný vekaleten rica etseniz diye ricada kalýyoruz. Hürmet ve selâmlar ile.

 

Muhlis dinî, millî kardeþiniz

 

Habiburrahman Þakir

 

* * *

 

 

 

sh: » (T: 708)

 

Washington'daki Ýslâm Cem'iyetinin ve Ýslâm Kültür Merkezinin Genel Sekreteri Dr. Muhammed Habilullah'tan, Irak'taki Nur Talebesi Ahmed Ramazan'a gelen mektub

 

Washington Ýslâm Kültür Merkezine hediye etmek lütfunda bulunduðunuz Bediüzzaman Said Nursî'nin "Hutbet-üþ Þamiye" ve "Risale-i Nur Mizanlarý" adlý kitablara mukabil hâlis teþekkürlerimin kabulünü rica ederim.

 

Tekrar tekrar teþekkürlerimi arzeder, iyi ve saadetli günler dilerim.

 

Ýslâm Kültür Merkezi Genel Sekreteri

 

El-Muhlis

 

Dr. Muhammed Habilullah

 

* * *

 

Yunanistan'da Risale-i Nurun Neþriyatýný Yapan ve Yüzlerce Nur Talebesi Yetiþtiren Bir Zâtýn, Türkiye'deki Nurcu Kardeþlerine Yazdýðý Mektub

 

Din ve îmana hâdim (hizmet edici), þirk ve küfrü hêdim (yýkýcý) pek aziz kardeþlerim,

 

(Abdullah, Hüsnü, Abdülkadir, Mehmed ve Süleyman Nurdaþlarým)

 

Evvelâ: Pek samimî ve hâlisane yazýlan mektubunuzu alarak derecesiz memnun oldum. Muhlis beyanlarýnýz ve derunî tebrikleriniz, hep coþkun dinî aþkýnýzdan ve has nura müstaðrak ruhunuzdan doðma olduðundan, o Nur'un elektrizasyonuyla münevver kalbleri tehyiç ve temevvüce düþürmemek mümkün deðildir. Onun için, selâm ve muhabbetlerinize mukabil selâm ve meveddetlerimiz bîpayan olduðu gibi, bu rabýta ve iþtiyak ile de sizleri kucaklar ve Ýslâmî hasret ve saffetle gözlerinizden öperim.

 

Saniyen: Gönderilmesine lütfettiðiniz "Hutbe-i Þamiye", "Þekva" ve sair mahkeme kararý ile mektublar melfufatýný alarak fevkalhad memnun oldum. Bunun cevabýný vermek üzere iken,

 

sh: » (T: 709)

 

Kerkük'ten Ahmed Ramazan kardeþimizden gönderilen "Sözler Mecmuasý"ný aldým. Onun için de bînihaye tahassüslerle meþhun-u mesâr oldum. Ona da þimdi sizinle beraber teþekkür babýnda mektub yazýyorum. Bu memnuniyet ve teþekkürlere dahi cemaatimizin bütün efradý iþtirak ederek hepinizi selâmlar ve aziz Nurdaþlarýyla kardaþlanýrlar.

 

..........................................................................................................................

 

 

 

Gerek ben ve gerekse bütün ihvanýmýz Üstad Hazretlerine baðlýlýðý þöyle telakki ediyoruz: Âfâk ve enfüsten müstedlel âyât-ý bînihayeyi en iyi tefsir edecek bir insan-ý kâmile her asýr muhtaçtýr. Asrýmýzda, þark ve garbda fâzýl ve muktedir çok ülema yok deðildir; fakat fâni menfaatlerden mütecerrid, sýrf nur-u Bâki ile mütenevvir ve mütelezziz, gavs-ý ferîd makamýnda en ziyade bir mutemede ihtiyaç vardýr. Bu evsaf-ý mebhuse ile Üstad-ý Kebir muttasýf olduðundan, zamanýmýzýn kutbu mesabesindedir. Ona tebaiyet, tam uyulmaða lâyýk bir muktedabih'e iktida manasýndadýr. Zamanýn müceddidi, imam-ý kübrasý fetrete uðradýðýna göre, böyle bir mürþid-i azama merbutiyet vâcib derecesine varmýþtýr. Ýþte bu saika, bizi ve onlarý düþünmeðe bile sevketmeden Üstad-ý Kebir'e rabtediyor. Bunu yapan, onlardaki îman baðýnýn, kendisinde mevcud bulunan nur-u aslînin, nur kaynaðýnýn merkez sýkletindeki cazibe kuvvetine incizab ve incilabýdýr. Bunlar, bu eserleri þimdi mütalaa ve müzakere etmekle, tahsilleri az zamanda bazýsýnýn derhal husuliyle münkalib olmaktadýr...Yani derhal, Nur mevzuunu idrak kabiliyetiyle mütefeyyiz oluyorlar. هذَا مِنْ فَضْلِ رَبِّى هذَا رَحْمَةٌ مِنْ رَبِّى Onun için, fazl u rahmetine karþý ne kadar hamd ü sena edilse azdýr.

 

Bu hizmette muvaffak olmak için, sizin binbir müþkilatla ikazkâr ve irþadkâr hareketleriniz gibi, yýkýlmaz ve sarsýlmaz azim ve metanetler lâzýmdýr. Ýnþâallah her ufukta, her kuturda böyle çalýþýlmasý, Ýslâmiyetin halas-ý umumîsini mûcib ve müntic olacaktýr.

 

Hâfýz Ali

 

...................................................................................................................................

 

 

 

 

 

sh: » (T: 710)

 

Sorbon Üniversitesi Ýslâm ve Roma Mukayeseli Hukuk Kürsüsü Profesörü ve Paris Ýslâm Kültür Merkezi Fahrî Baþkanýnýn Üstad Bediüzzaman Hazretlerine Yazdýðý Mektub

 

21/Cemaziyelahir/1377

 

Ýslâmbol

 

Allah Yolunda Mücahid Muhterem Hazret-i Üstad,

 

Allah size uzun ömür ihsan eylesin. Göndermiþ olduðunuz kýymetli hediyeniz olan kitabýnýzý ve selâmýnýzý alarak teþekkür ettim. Allah size selâmet versin. Kýymetli yüksek eserlerinizden istifadeye muvaffak kýlsýn.

 

Eskiden beri sizin yüksek vasýflarýnýzý ve büyük mücahedenizi iþitirdim ve daima da iþitmekteyim. Allah, birbirinden uzak olanlarý kavuþturucudur. Bizleri, sevgi ve rýzasýný kazanmakta muvaffak kýlsýn. Bu fakir ve zelil kul, yüksek ve aziz olan siz Kur'an hâdimine teþekkürlerini arzeder.

 

 

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Gast
Dieses Thema wurde nun für weitere Antworten gesperrt.
×
×
  • Neu erstellen...