Zum Inhalt springen
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Empfohlene Beiträge

Çocuk araba gibi tamir edilmez

 

SABAH Avrupa ve Türk-Alman Saðlýk Vakfý iþbirliði ile baþlatýlan “SABAH Eðitim Hattý” büyük ilgi gördü. SABAH, 5 günlük bir yazý dizisi ile, çocuklarýnýn eðitimi konusunda yaþanan tüm sorunlara uzmanlarýn verdiði cevaplarý yayýnlýyor.

 

SABAH Avrupa ve Türk-Alman Saðlýk Vakfý iþbirliði ile geçtiðimiz yýl eylül ayýndan baþlatýlan “SABAH Eðitim Hattý” eðitim alanýnda ve aile içi iliþkilerde çocuklarýnýn karþýlaþtýklarý sorunlarý çözmek için destek arayan ailelere umut kapýsý oldu. Bazýlarý Almanca yetersizliðinden çocuðunun öðretmeni ile yeterli iletiþim kuramayan, çocuðunun edindiði kötü alýþkanlýklardan endiþe duyan ya da çocuðunun iyi bir meslek eðitimi almasý için neler yapmasý gerektiðini bilemeyen pek çok anne-baba, bu ve benzeri konularda bilgi ve tavsiyeler edinmek amacýyla SABAH Eðitim Hattý uzmanlarýný telefon yaðmuruna tuttu.

 

ÖLÇÜYÜ KAÇIRMAMALI

 

Kýsa sürede anne-babalarýn danýþtýðý vazgeçilmez bir adres haline gelen eðitim hattýnda telefon baþýnda sorularý yanýtlayan Türk-Alman Saðlýk Vakfý’ndan uzmanlar Pedagog Çiðdem Bilgin ve Sosyal Pedagog Ömer Aydýn, ailelere yol gösterici önerilerde bulundular. Uzmanlar Bilgin ve Aydýn, anne-babalarýn öncelikle sorunlardan kaçmayýp yüzleþmekle iþe baþlamalarý gerektiðini vurgulayarak, anne-babalar deðiþmeden çocuðun deðiþmesinin beklenemeyeceðini kaydettiler. Uzmanlar, son dönemlerde göçmen kökenli ailelerde “Çocuðu psikoloða götürme modasý” baþladýðýna da iþaret ederek, “Yakýnda psikoloða gitmeyen yabancý çocuk kalmayacak. Sorunlarda uzman desteði alýnmalý ama bunu ölçüsünü kaçýrmamak gerekiyor” dediler.

 

UZMANLAR YANITLADI

 

“SABAH Eðitim Hattý” uzmanlarý Pedagog Çiðdem Bilgin Sosyal Pedagog Ömer Aydýn, SABAH Avrupa’da yarýndan itibaren baþlayacak olan “Eðitim, sorunlar ve çözümler” yazý dizisi öncesinde ailelere önemli mesajlar verdiler. Bilgin ve Aydýn, eðitimin yaný sýra, çocuklardaki davranýþ sorunlarý, parçalanmýþ aileler, madde baðýmlýlýðý, meslek yeri gibi birçok konuda ailelere ýþýk tuttular.

 

SABAH: “SABAH Eðitim Hattý”na vatandaþlarýn ilgisi nasýl oldu?

 

Çiðdem Bilgin: “SABAH Eðitim Hattý”na, SABAH’tan gelen öneriyle Eylül 2009’da baþladýk. Beklediðimizin üzerinde bir ilgi gördük. Haftanýn iki günü (Pazartesi 09.30-12.00 ve Perþembe 14.00-16.00) telefonla gelen sorularý yanýtlýyoruz. Ancak bu saatlerin dýþýnda da arýyorlar. Telefonda en az yarým saat, hatta bazen 45 dakika konuþtuðumuz oluyor. Türkçe konuþan ve kendilerini dinleyen uzmanlarý karþýlarýnda görünce daha fazla güven duyuyorlar, yanlýþ anlaþýlma kaygýsý taþýmýyorlar. Bir telefon birçok kapýyý açýyor.

 

SABAH: Vakýf olarak bugüne kadar birçok sosyal çalýþmaya imza attýnýz ve göçmenlerin problemlerine yakýndan þahit oluyorsunuz. SABAH’ýn böyle bir projeye imza atmasý sizce nasýl bir anlam taþýyor?

 

Çiðdem Bilgin: Öncelikle böyle bir çalýþmayý baþlattýðý için biz vakýf olarak SABAH Gazetesi’ne çok teþekkür ediyoruz. Bizi sorunlarý için arayan anne ve babalar da SABAH’ýn bu hizmetinden büyük mutluluk duyuyor. SABAH kimsenin çok da gündemine almadýðý, çocuklarýmýzýn geleceðini belirleyen eðitim gibi bir konuda elini taþýn altýna soktu. Eðitim bütün önemine raðmen basýnda hep kýyýda köþede yer buluyor. Gençlerimizin, çocuklarýmýzýn geleceði açýsýndan bu projenin çok önemli olduðunu düþünüyoruz. 2005 yýlýnda yapýlan bir araþtýrmaya göre, yabancýlar arasýnda Gymnasium’a en az Türk çocuklarý gidiyor. Araþtýrmanýn sonuçlarýna göre Türk çocuklarýnýn yüzde 45,4’ü Hauptschule’ye, yüzde 22,1’i Realschule’ye, yüzde 13,2’si Gymnasium’a gidiyor. Göçmen çocuklarýnýn toplumda baþarýlý birer bireyler olmalarý, erken yaþta baþta aile olmak üzere destek ve teþvik edilmelerinden geçiyor. Bu anlamda SABAH’la baþlattýðýmýz bu çalýþma büyük bir önem taþýyor.

 

SABAH: Aileler size en çok hangi alanlarda danýþýyorlar?

 

Ömer Aydýn: Aðýrlýklý olarak çocuklarýnýn eðitimi konusunda arýyorlar. Davranýþ sorunlarý, parçalanmýþ aileler, madde baðýmlýlýðý, meslek yeri gibi konularda da çok danýþan oluyor. Görüþme sýrasýnda öncelikle sorunun temelini anlamalarý için çaba sarf ediyoruz. Çözüm noktalarý konusunda fikir alýþ-veriþinde bulunuyoruz.

 

SABAH: Soru yönelten anne-babalar isim veriyorlar mý? Yoksa anonim mi kalmak istiyorlar?

 

Çiðdem Bilgin: Çoðu ismini vermekte sakýnca görmüyor. Ancak, çok büyük aile problemleri yaþayanlar, isimlerini baþlangýçta gizlemek istiyor. Fakat bu kiþilerin sayýsý çok az. Çoðu veli, ev ve cep numarasýný veriyor. Vakfa gelip, bizimle bire bir görüþen çok aile de oldu.

 

PROBLEMDEN KAÇIÞ VAR

 

SABAH: Aileler yaþadýklarý problemleri açýklýkla anlatabiliyorlar mý? Sorunu belirlemek için onlara yönelttiðiniz sorulardan rahatsýzlýk duyanlar oluyor mu?

 

Ömer Aydýn: Türk-Alman Saðlýk Vakfý bünyesinde göçmenlere yönelik çok sayýda sosyal çalýþmaya imza attýk ve doðal olarak bu bize büyük tecrübe kazandýrdý. Bizim insanlarýmýzda genellikle problemlerden kaçýþ ve yüzleþememe var. Burada karþýlýklý iletiþim ve yaklaþma biçimimiz büyük önem kazanýyor. Bizi arayan anne ve babalarý kýrmadan, eleþtirmeden, öðüt verme gibi durumlar yaratmadan anlamaya çalýþýyoruz. Karþýlarýnda onlar için endiþelenen, dinleyen insanlar bulduklarýnda seviniyorlar. Telefon açmalarý ve soru sormalarý bile anne ve babalarýn sorunu çözmek için attýðý büyük bir adým. Velilerin bu hattý aramasý çocuðuyla ilgili endiþesini ve ayný zamanda da yardýmcý olma isteðini gösteriyor. Biz tavsiye ve yardýmlarýmýzý sunarken, bu ailelerin yaþadýklarý koþullarý gözardý etmiyoruz. Yapýcý ve gerçekten somut önerilerde bulunuyoruz. Bir anne, “Çocuðum Hauptschule’ye gidiyor” diyor ve meslek yeri ile ilgili endiþelerini bizimle paylaþýyor ise o anneye “Neden Gymnasium’a gidemedi?” gibi bir soruyla yaklaþmamýz doðru deðil.

 

SABAH: Veliler, çocuklarýndan þikayetçi oluyorlar mý? “Ben her þeyi yaptým, ancak yine de çocuðum okulda baþarýsýz” gibi yakýnmalarda bulunuyorlar mý?

 

Ömer Aydýn: Anne ve babalar kendileri deðiþmeden, çocuktan büyük baþarýlar bekliyor. Biz, sorunlarýn kaynaðýna inmeye çalýþýyoruz. Çocuðun gösterdiði davranýþlar, edindiði baðýmlýlýklar aile içinde yaþanan sorunlarýn bir sonucudur. Anne ve babalara öncelikle üzerlerine düþen görevleri yapmalarýný, ardýndan çocuktan büyük baþarýlar beklemelerini tavsiye ediyoruz.

 

SABAH: Anne ve babalar çocuklarýnýn sorunlarýný anlayabilmek için yöntemler soruyorlar mý? Neler öneriyorsunuz?

 

Ömer Aydýn: Aile içinde paylaþým ve doðru iletiþim çok önemli. Çocuða sorumluluk verilmeli, eþler arasýnda paylaþým geliþtirilebilmelidir. Çocukta bir sorun olduðunda onu bir otomobil gibi tamirhaneye sokup tamir edemeyiz. Birçok anne-baba çocuðunun probleminin hemen çözülmesini istiyor. Bir anne arýyor, 15 yaþýndaki kýzýnýn sigaraya baþladýðýný anlatýyor. Sonra konuþma sýrasýnda kendisinin de sigara içtiðini öðreniyoruz.

 

Kendisi býrakmadan, çocuðunun sigarayý býrakmasýnýn zor olacaðýný anlatýyoruz. Anneler arýyor, “Çocuðum ders çalýþmýyor, kötü not aldý, zaten babasý da bu yüzden onu dövdü” diyor. Biz onlara çocuðun dayak yediði bir ortamda nasýl baþarýlý olacaðýný sorgulatýyoruz. Anne ve baba çocuðunun baþarýlý olmasýný istiyor, iyi niyetli düþünüyor. Ancak kendisine düþen görevleri de ihmal etmemesi gerekiyor.

 

SABAH: Hattý arayan velilerle yaptýðýnýz görüþmelerde, çocuðu ile ilgili problemlerde kendisinde de hata olduðunu fark eden anne-babalar oluyor mu?

 

Çiðdem Bilgin: Bilinçli destek çok önemli. Örneðin, kýzý 4,5 yaþýnda olan ve yuvaya giden bir anne aradý. Kýzýný yuvaya yazdýralý 15 ay olduðunu, ancak yuvaya götürdüðünde kendisinden ayrýlmak istemediðini, aðladýðýný, kýzýný yuvada býraktýðýnda suçluluk hissettiðini söyledi. Yuvadaki öðretmenler, anne ayrýldýktan sonra çocuðunun gayet normal davrandýðýný söylemiþ. Bizi aradýðýnda da kýzýyla ilgili bu sorunu nasýl çözeceðini soruyordu. Aradýðý sýrada kýzýnýn evde olduðunu ve kýyamadýðý için yuvaya göndermediðini söyledi. Anne “Orada çocuðuma bir þeyler yapýyorlar. Korkuyorum, o yüzden de kararsýzým” dedi. Türk ailelerde bu kurumlara büyük bir güvensizlik var. Ben de yuva hakkýnda bilgi aldýktan sonra, kendi davranýþýnýn doðru olmadýðýný, kýzýný yuvaya göndermemekle problemin çözümünün zorlaþtýðýný anlattým. Bu anne bizimle konuþmasý sonunda kendi hatasýný fark etti. Bunun gibi birçok örnekle karþýlaþtýk.

 

PSÝKOLOG MODASI BAÞLADI

 

SABAH: Çözümü psikologlarda arayan çok aile var mý?

 

Ömer Aydýn: Bu da çok ciddi bir sorun. Þimdi göçmen ailelilerde çocuðu psikoloða götürme modasý baþladý. Yakýnda psikologa gitmeyen yabancý çocuk kalmayacak. Sorunlarda uzman desteði alýnmalý ama bunun ölçüsünü kaçýrmamak gerekiyor. Biz aileleri çocuklarýna yönelik destek alacaklarý kurumlara da yönlendiriyoruz. Gerektiðinde bir psikoloða da gönderiyoruz. Örneðin, torununa yardýmcý olmak isteyen bir anneanne aradý. Parçalanmýþ bir aile… Torununu psikoloða götürmek istiyor ve altý ay sonraya randevu alabilmiþ. Biz o kurumu arayýp sorunun aciliyetini anlattýk ve randevuyu erkene almaya saðladýk.

 

SABAH: Okul ve aile iliþkileri konusunda en sýk karþýlaþtýðýnýz sorunlar neler oluyor?

 

Çiðdem Bilgin: Türk ailelerinde en sýk karþýlaþýlan problem, öðretmenle iletiþim kurmadan, sadece duyduklarýyla çözüm yollarý bulmalarý. Öðretmenle iletiþim kazalarý yaþanýyor. Aileler çocuklarýnýn okuldaki durumunu bilmeden yardýmcý olacaklarýný düþünüp, kendilerine göre yöntemler buluyorlar.

 

SABAH: Sizin bu noktada ailelere önerileriniz neler oluyor?

 

Çiðdem Bilgin: Ailelerin öðretmenden randevu alarak, çocuðun sorunlarýna dair kafalarýnda oluþan sorunlarý çok somut bir þekilde anlatmasý gerekiyor. Özellikle görüþme sýrasýnda öðretmeni sonuna kadar dinlemeleri ve sabýrlý olmalarý þart. Öðretmene karþý aþýrý ön yargý ve güvensizlik olunca, sorunu karþýlýklý konuþmak da zorlaþýyor. Burada çatýþma baþlýyor ve olan yine aslýnda çocuða oluyor. Çocuk o çatýþmanýn ortasýnda kalýyor. Çocuðun yanýnda öðretmene dair olumsuz ifadeler kullanmamak gerekiyor.

 

DÝL BÝLMEMEK OKULDA DESTEÐE ENGEL DEÐÝL

 

SABAH: Dil bilmeyen anne ve babalar çocuðunun okulu ve öðretmeni ile nasýl iletiþim kurabilir? Çocuðuna desteðini nasýl sunabilir?

 

Ömer Aydýn: Aile dil bilmese dahi kayýt gününden baþlayarak çocuðunun yanýnda olmalýdýr. Bu okula “Ben çocuðumun yanýndayým” mesajýnýn yaný sýra, çocuða da “Ben yanýndayým, korkma” mesajýdýr. Dil bilmese bile varlýðýyla çocuðuna destek olmalýdýr. Öðretmenle konuþmaya yaþadýðý ülkenin dilini bilen biriyle gidip, iyi niyetini ve çabasýný gösterebilir. O zaman öðretmen de çocuðuyla ilgilenen bir aile ile karþýlaþtýðýný düþünüp, memnun olur. Türk ailelerinde genellikle kendi yaþadýðý sorunu komþusu ile kýyaslamak çok yaygýn. Yani komþularýnýn çocuklarýyla kendi çocuklarýnýn sorunu arasýnda ortak birþeyler arýyorlar. Biz de onlara her çocuðun sorununun özel olduðunu ve okulla iliþkilerini sýcak tutmalarý gerektiðini anlatmaya çalýþýyoruz. Türk toplumu arasýnda “mahalle baskýsý” da çok yaygýn. Birçok sorunu utandýklarý için gizliyorlar. Bir sorun olduðunda da “Çocuðumu arkadaþlarý, okulu bu hale getirdi” diyorlar. Bilinçli anne-babalar çocuðunun okulunu, arkadaþlarýný çevresini tanýmak için çaba göstermelidir.

 

SABAH: Ailelerin çocuklarýyla ilgili aþmakta zorlandýðý ve çare aradýðý büyük problemlerin baþýnda ne geliyor?

 

Çiðdem Bilgin: Mesela en çok karþýlaþtýðýmýz problemlerden biri Türk ailelerin çocuklarýnýn gençlik dairesi tarafýndan alýnmasý. Burada bir anne-baba için çocuðunun elinden alýnmasý tabi ki çok büyük problem. Çoðu aile etrafýndaki insanlarýn yönlendirmesiyle hemen bir avukat tutup, çocuklarýný geri alabileceðini düþünüyor. Ancak, çocuðun elinden alýnma nedenleri üzerine kafa yormuyor. Evde þiddet varsa, çocuk güvenli bir ortamda deðilse, anne ve baba çocuða bakabilecek koþullar yaratmamýþsa, avukatla bu sorun çözülmez. Burada gençlik dairelerinin hiç hata yapmadýðýný söylemek istemiyorum. Çocuðu elinden alýnmýþ bir anne aradýðýnda, doðal olarak yaþadýðý acýyý anlýyoruz. Bizi ararken bir umuda ihtiyacý var. Ancak kendisine avukatýn, iþin sadece hukuksal boyutunu halledebileceðini anlatmaya çalýþýyoruz.

 

SABAH: Hattý aradýktan sonra sizinle yüz yüze görüþmeye gelen anne babalar olduðunu söylediniz, bu veliler daha çok hangi sorunlarý dile getiriyorlar?

 

Ömer Aydýn: Çocuklarý uyuþturucu kullanan ya da yasadýþý yollara sapmýþ, çaresizlik içinde olan aileler çoðunlukla bizimle yan yana gelmek istiyor. Örneðin, çocuklarý hýrsýzlýk yapmýþ bir aile geldi. Çocuklarý 18 yaþýna girecek ve polis olmak istiyor. Aile, siciline iþleneceði için ehliyet alamayacaðý ve polis de olamayacaðý korkusunu taþýyor. Bu gencin neden hýrsýzlýk yapmýþ olabileceðini konuþtuk. Bu gence çocukluðunda “Hiperaktif” teþhisi konulduðunu, doktor kontrolünde kalmasýnýn tavsiye edildiðini, ancak babanýn kimseye sorma gereði duymadan, çocuðu doktor kontrolünden aldýðýný öðrendik. Yani sorunun kökeninin çok derinlerde olduðunu gördük. Çocuðu uyuþturucu baðýmlýsý olan çaresiz çok anne aradý. Bu tür durumlarda aileleri ücretsiz danýþabilecekleri kurumlara yönlendiriyoruz.

 

Eðitim Hattý’na, anneler büyük ilgi gösterdi

 

SABAH: Hattý sýklýkla hangi yaþ grubundaki veliler arýyor? Daha çok anneler mi babalar mý arýyor?

 

Ömer Aydýn: Arayanlarýn büyük bir kýsmý kadýn. Bizi daha çok 25-40 yaþ arasý anneler arýyor. Türkiye’den evlenerek gelmiþ olan annelerin çoðu ya çok az ya da yetersiz Almanca biliyor. Özellikle bu anneler için sorunlarýný Türkçe paylaþacaklarý bir hat olmasý büyük önem taþýyor. Almanca yetersizliði yüzünden korkularý çok fazla. Kendilerini problemler karþýsýnda daha çaresiz hissediyorlar. Bu bakýmdan dil sorunu olan anneler bu hattan çok yararlanýyor. Bizi torunlarý için arayan babaanne ve anneanneler de var. Ama genellikle genç yaþta evlendikleri için, yaþlarý 45-50 arasýnda oluyor. Hessen Eyaleti baþta olmak üzere Berlin, Münih gibi büyük kentlerden de çok telefon alýyoruz.

 

SABAH: Yurt dýþýnda yetiþen anneler ile Türkiye’de yetiþen anneler arasýnda çocuklarýna yaklaþým konusunda büyük farklar var mý?

 

Çiðdem Bilgin: Bilinç düzeyi olarak çok büyük farklar var diyemeyiz. Burada yetiþenlerin avantajý Almanca bilgileri oluyor. Bu anneler çocuklarýnýn okul sorunlarýnda dile hakim olduklarý için daha aktif olabiliyor.

 

Ancak, burada ya da Türkiye’de yetiþmiþ olmasý farketmiyor, birçok anne-baba kendi ailesinden gördüðü gibi çocuklarýný yetiþtirmeye çalýþýyor ve çoðunlukla da çocuk eðitiminde sorunlara yol açýyor.

 

 

Sabah, 12.01.2010

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Dein Kommentar

Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.

Gast
Auf dieses Thema antworten...

×   Du hast formatierten Text eingefügt.   Formatierung jetzt entfernen

  Nur 75 Emojis sind erlaubt.

×   Dein Link wurde automatisch eingebettet.   Einbetten rückgängig machen und als Link darstellen

×   Dein vorheriger Inhalt wurde wiederhergestellt.   Editor leeren

×   Du kannst Bilder nicht direkt einfügen. Lade Bilder hoch oder lade sie von einer URL.

×
×
  • Neu erstellen...