Webmaster Geschrieben 23. Dezember 2009 Teilen Geschrieben 23. Dezember 2009 Yýlbaþý size neyi ifade etmektedir, Ýslamdaki yeri nedir; kültürümüzdeki yeri nedir? Soru: Yýlbaþý size neyi ifade etmektedir, Ýslamdaki yeri nedir; kültürümüzdeki yeri nedir? Yýlbaþý münasebetiyle dindar oyuncak ve aksesuarcýlarýn, "biz satmasak baþkalarý satýyor" düþüncesiyle Noel Baba oyuncaklarý, parti þapkalarý, çam aðaçlarý satmalarý caiz midir? Buradan elde edilen para helal midir? Konuya birkaç yönden cevap vermek daha uygun olacaktýr: Cevap 1: Bu konuyu iyi kavrayabilmek için önce þu ayet ve hadisleri göz önüne getirmek gerekir 1. "Iyilik ve takva konusunda yardýmlaþýn, günah ve haddi aþmada yardýmlaþmayýn ve Allah`tan korkup sakýnýn..." (Mâide, 5/2. ) 2. "Zulum yapanlara en ufak meyil göstermeyin, yoksa size ateþ dokunur. Sizin Allah`tan baþka velileriniz de yoktur, sonra yardým da göremezsiniz. (Hûd, ll/113.) 3. "O (Allah) size Kitapta : "Allah`ýn ayetlerine küfredildiðini ve onlarla alay edildiðini iþittiðinizde, onlar bir baþka söze geçip dalýncaya dek onlarla oturmayýn, yoksa siz de onlar gibi olursunuz" diye indirdi. Doðrusu Allah münafýklarýn da, kâfirlerin de tümünü cehennemde toplayacaktýr". (Nisâ, 4/140) Konuyu baþkalarýna benzeme noktasýndan ele alan hadis-i þerifler vardýr. Bunlardan biri þudur: "Kim herhangi bir gruba benzeþirse o da onlardandýr." (Ebu Davûd, Libas 4) Özellikle bu hadis-i þerif çok önemli psiko-sosyal gerçeklere iþaret eder. Þekli benzeþmenin sonuçta itikadý benzeþmeye götüreceðini anlatýr. Ibn Haldun da konuyla ilgili olarak önemli tarihi gerçeklere parmak baþar. Maðluplarýn galipleri taklit etme psikolojisi yaþadýklarýný anlatýr. (Ibn Haldun, Mukaddime (trc.) I/374-75.) Cevap 2: Ýslâm Dini yepyeni bir nizamla ortaya çýkmýþ, önceki dinlerin hükümlerini bütünüyle yürürlükten kaldýrmýþtýr. Bu dinin gecesi de gündüzü kadar aydýnlýktýr. Müslüman anasýndan metbu' olarak doðar, tabi' olarak deðil. Yani o ilmiyle, irfanýyla, yüksek ahlâkiyle ve dindarlýðý ile herkese örnek olur, herkes ona uymaya özenir. O ise kimselere özenmez. Çünkü dini ona yeterince malzeme sunmuþ, ihtiyacýný karþýlamýþtýr. Tabii bu tabiiyet ve matbuiyet ilim ve teknikte, sanatta deðildir. Çünkü ilim ve teknik müslümanýn yitik malýdýr, onu nerede, kimin yanýnda bulursa almaya daha haklýdýr. O halde tabiiyet ve matbuiyet ahlâk, din, adalet ve hakseverliktedir. O halde diðer dinlerin kutsal saydýðý günleri kutlamak, onlarýn âdetlerine uymak, büyük günahlardandýr. Buna birkaç misal verelim : a) Batý ülkelerinde olduðu gibi, yabancý kadýn ve erkeklerin bir arada toplanýp dans etmeleri, çeþitli oyunlar tertiplemeleri Ýslâm'a göre büyük günahlardandýr. Bir müslümanýn onlara özenerek bu gibi þeyleri helâl kabul etmemek þartýyla yaparsa büyük günah iþlemiþ olur. Helal sayacak olursa, küfre girer. b) Güzellik yarýþmalarý, bilindiði gibi daha çok gayr-i müslim ülkelerde yapýlýr. Bundan amaç, þehvetperestlere kadýn vücuduyla ziyafetler çekmektedir. Ayný zamanda genç kýzlarý bu gibi ahlâksýzlýklara özendirmek suretiyle onlarý baþtan çýkarmaya yöneliktir. Tabii Kur'ân'a ve Sünnete göre, bir müslüman kadýnýn bu tür müsabakalara katýlmasý, soyunup etini teþhir etmesi büyük bir günah ve aðýr bir suçtur. Çünkü ahlâký ifsad etmekte, kadýnýn annelik vakarýný düþürmekte, onu bayaðý bir eþya gibi müzayedeye çýkarmaktýr. Bu tür müsabakalarýn mubah olduðunu iddia eden kimse dinden çýkar. Tevbe ve istiðfar etmesi gerekir. Aksi halde cenaze namazý kýlýnmaz. c) Noel Yortusunu Hýristiyan alemiyle birlikte kutlamak da büyük günahlardan biridir. Hattâ buna özenerek Ýslâm'da böyle güzel âdetler olmadýðýný söyler, Hýristiyanlarý takdir ederse, Ýslâm Dininden çýkar Yýlbaþýnda tebrikleþmek de Ýslâmî sünnetlerden deðil, Hýristiyanlara mahsus bir âdettir, Bundan da Müslümanlarýn kaçýnmasý gerekir. Kendi millî ve dinî günlerimizde tebrikleþmemizde ise sayýsýz yararlar vardýr. Her þeyden önce dinî ve millî âdetlerimizi yaþatmýþ, çocuklarýmýza güzel örnekler vermiþ oluruz. (Bkz. Celal Yýldýrým, Ýslam Fýkhý) Cevap 3: 1- Noel Baba, Yýlbaþý, Christmas bayramý gibi baþka dinlerin alameti, sembolü olan günlere, o günü tazîm ve kutlama maksadýyla katýlmak, ayný maksatla o günlerde tebrikleþmek ve hediyeleþmek, yine ayný maksatla hindi vb. almak, yemek, ziyafet çekmek, ayný maksatla bu tür kutlamalara katýlmak, o günlerde bayram niyetiyle çocuklara elbise almak ve piþirdikleri yemekleri piþirmek caiz deðildir. 2- Böyle zamanlarda, böyle zamanlara has hindi vb. þeyleri sýrf gýdalaþmak için almak, ucuz postane hizmetinden yararlanmak için tebrikleþmek haram deðilse de, onlara benzeme, onlarýn uygulamalarýný yaygýnlaþtýrma ve meþru gösterme anlamý taþýdýðýndan tehlikeli ve mahzurludur. Müslümanlarýn, hangi maksatla olursa olsun, o günlere mahsus bir þey yapmamalarý gerekir. 3- Hindi gibi sýrf o günlere mahsus þeyleri, o günlerde satmak, fasýklara "günahta yardým" anlamý taþýdýðýndan, haram ya da tahrimen mekruhtur. Ancak alacaðý para haram deðildir. Haram ve günah olan o iþi yapmasýdýr. Bu hindilerin besmele ile kesilmiþ olmasý halinde böyledir. Besmele ile kesilmemiþse "meyte" olacaklarýndan satýlmalarý hiç bir surette caiz olmaz. 4- Yýlbaþý kutlamalarý için matbaa sahiplerinin davetiye, afiþ, kart vb. þeyleri basmalarý da aynýdýr. Yani bunlar sýrf yýlbaþýna özel olarak kullanýlacaklarsa yapýlýp satýlmalarý ayný derecede mahzurludur: Eþantiyon eþya için de ayný þey söylenir. Ancak satýcýlar bizzat yýlbaþýný kutlamýþ gibi günah almazlar. Çünkü, satýlan þeylerin kötü amaçla kullanýlmasý haramdýr. Halbuki süs eþyalarý satmak esasen haram olan bir iþ deðildir. Bu açýdan satýcýlarýn sattýðý süs eþyalarý bizzat haram deðildir. Bunu bir dükkaný içki imalatçýsýna vermeye benzetebiliriz. Ýmamý Azama göre içki satýþý yapacak birisine binayý kiraya vermek haram deðildir. Bu noktadan yapýlan satýþýn kendisi haram deðildir. Bunu yanlýþ yerde kullanacak olanlarýn yaptýklarý haramdýr. Bununla beraber, bir þeyin haram olmamasý hiçbir sorumluluðunun olmadýðý anlamýna gelmez. Böyle bir konuda yardýmcý olmak, en azýndan mekruhtur. Mekruh ise harama yakýn derecede kiþiyi sorumlu eden demektir. Bu nedenle bir mecburiyet yoksa bu iþin yapýlmasýný tavsiye etmeyiz. Müslümanlar bu yýlbaþýný takvim baþlangýcý yaparlarsa, yýlbaþý gecesinde yapýlan âyin veya eðlencelere iþtirak ederlerse ne olur? Yýlbaþý dolayýsýyla yapýlan dinî âyine katýlan (Hristiyanlarla beraber bu toplu ibâdeti yapan) müslümanlar en azýndan haram (büyük günah) iþlemiþ olurlar. Dinî âyîne katýlmadan yýlbaþý dolayýsýyla toplantý ve eðlence yapan müslümanlar, bu eðlencelerde ayrýca hiçbir haram iþlemeseler dahi, kökeni dinî (Ýslâm'dan baþka ve ona göre bugün mûteber olmayan bir dîne dayalý) olan bir faâliyete katýldýklarý ve baþka dinden olanlara -dinle ilgili bir konuda- benzer hale geldikleri için günah iþlemiþ olurlar. Yukarýda kaynaðýný verdiðimiz, "Bir din ve kültür topluluðuna kendini benzetenler onlardan sayýlýr" meâlindeki hadîs bu davranýþý yasaklamaktadýr. Yýlbaþý, takvim, tarih, tatil, eðlence, þenlik ve bunlarla ilgili âdetler bir milletin kültürüdür. Kültür din ve ideolojinin bedenlenmesi, ete kemiðe bürünmesidir. Bu ikisini birbirinden ayýrmak mümkün deðildir. Eðer birileri din ile kültürü birbirinden ayýrmaya, aralarýndaki baðý koparmaya kalkýþýrsa -zor olmakla beraber bunu yapabilirse- kültür ile beraber dîni de deðiþtirme yoluna girmiþ olur. Bedenini parça parça kaybeden din gider (milletin hayatýndan çýkar) onun yerine yeni kültürün dîni veya dinsizliði gelir. Kültür ile din arasýnda böyle bir bað bulunduðuna göre; kültürün deðiþmesi dîni yakýndan ilgilendirir. Ýslâm'ýn beþ temel amacýndan biri dîni (müslümanlarýn hayatýnda Ýslâm'ý) korumaktýr. Ýslâm'ýn korunmasýný olumsuz etkileyen bir davranýþ, bir kültür deðiþimi, bir kültür taklidi haramdýr, bazan bununla da kalmaz dinden çýkma sonucunu doðurur. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) Medine'ye göçünce, burada öteden beri iki bayramýn bulunduðunu ve bu bayramlarda kutlama yapýldýðýný öðrendi. Bayramlar, dînin etkilenmesi bakýmýndan önemli kültür unsurlarý olduðu için bunlarý deðiþtirdi ve yerlerine Ramazan ile Kurban bayramlarýný teblið etti. Daha pek çok hadîste, baþka dinlerle iliþkisi veya sembolik deðeri/fonksiyonu bulunan âdet ve uygulamalarý müslümanlara yasakladý. Yýlbaþýnda Müslüman olmanýn gereði nedir? Hepimiz Müslümanýz elhamdülillâh. Ama hepimiz Müslümanlýðýmýzýn icabýný yaþamýyoruz maalesef... Biz, Müslümanlýðýn icabýný yaþama hâline “dindarlýk” diyoruz. Kim inandýðý gibi yaþýyorsa, ona dindar insan sýfatýný takýyor, dindar adam, diye yâd ediyoruz. Bu sýfat onun hakkýdýr zaten. Siz dindarlýðý, zamanýn kötülük ve fitnesine karþý giyilen koruyucu bir zýrh olarak da kabûl edebilirsiniz. Aslýnda dindarlýk, sahibini sadece âhirette Cennet’e koyan bir yaþama tarzý olmakla kalmayýp, dünyada da huzura, saadete sevkeden bir yaþama tarzýdýr. Nitekim Ýsa Peygamber’in doðumu ile Hazret-i Muhammed’in hicretine baþlangýç olan yýlbaþlarýnda dindar olanla olmayanýn yaþayýþýný ibretle seyrediyorsunuz. Dindar olanlar, yýlbaþý gecelerinde düþünüyorken, þuur altýnda bile olsa diyorlar ki: — Yýlbaþý gecesinin mânasý, sayýlý ömür senelerinin birinin daha bitmesi, ölüm denen kesin âkýbete biraz daha yaklaþýlmasý, gençlik günlerinin tükenip, ihtiyarlýk demlerinin gelmesi.. demektir. Nitekim her yýlbaþýnda siyah saçlara biraz daha aklar düþüyor, aklarýn sayýsý da biraz daha çoðalýyor. Öyle ise, böyle gecelerde daha çok sefalete, daha çok sefahete düþmek yerine; daha çok âhirete, daha fazla ebedî âleme meyili olmak lâzýmdýr. Zira bu hýzlý gidiþ, - ister ikrar et, ister inkâr - kabire, öteki dünyaya doðrudur. Ýþte dindarlýk böyle düþündürüp, böyle tedbirli hareket ettirdiði içindir ki, dindar insanýn, geçen senelerinden piþmanlýðý azdýr. Ama kendisini dinî ölçülerle kayýtlý görmeyen baþýboþ insanlarda ise her yýlbaþýnda böyle bir muhakeme ve düþünceden eser yok. Tam bir þuur ve idrak mahrumiyeti içindeler.. Ölüme bir sene daha yaklaþmanýn delilini teþkil eden gecede, hem ahlâkýndan, hem mâneviyatýndan, hem de parasýndan zararlar görmekte, fireler vermekte, piþman olacaðý fiilleri çoðaltarak iþlemekteler. Birkaç saatlik bu eðlence ve sefahetin arkasýndan ömür boyu üzüntü ve piþmanlýklar gelmekte... Onu böyle ömürboyu piþmanlýklara sevkeden þey, Ýslâm’ýn icabýný yaþamayýþýnda, yâni, dindar olamayýþýndadýr. Þâyet dinin emirlerine sadýk kalacak bir iman kuvveti, dindarlýk emâresi kazanabilse, her yýlbaþý, tam aksini düþünmesine, kendisine çekidüzen verip iman ve ahlâk bakýmýndan yükselmesine sebep olacak, geçmiþinden piþmanlýk duyan bir sefahet ve sefalete düþmeyecek... Demek ki, yýlbaþý gecelerinde kimilerini o hâle düþürüp, kimilerini de bu duruma çýkaran þey, dindar olup olmamaktan baþka birþey deðildir. Anlaþýlan, þahsý düþündürüp, mes’ud ve bahtiyar kýlan þeyin dindarlýk olduðu kesindir. Ferdi muhakemesizleþtirip sefalete itenin de dinde lâubalilik olduðu bir vakýadýr. Demek imtihan dünyasýdýr bu. Her ikisine de yol açýk. Ýsteyen oraya, dileyen de buraya yönelir. Kimi yýlbaþýnda þuurunu iptal eder. Kimi de ihyâ... Biz þükrederiz dindarlýðýmýza, hamd ederiz bizi böyle düþündürüp, amel ettiren Rabbimize. Bizim yýlbaþý anlayýþýmýz ne olmalýdýr? Ölmeden önce hesaba çekilmek için ne yapmak gerekir? Bazýlarý yýlbaþýný, 'vur patlasýn çal oynasýn' düþüncesizliðine dönüþtürüyorlar, sanki ömürlerinden bir sene gitmemiþ, aksine bir sene kazanmýþlar gibi sevinç çýðlýklarý atarak iþi sarhoþlaþmaya kadar götürüyorlar. Herhalde kaybettikleri bir yýlý düþünmemek için baþvuruyorlar böylesine þuur ve muhakeme iptaline... Harcanan vakti nakitten de kýymetli gören Ýslam büyükleri ise böylesine bir þuur iptaline asla rýza göstermiyorlar, aksine kaybettiðimiz yýlýn sonunda tam bir nefis muhasebesine girmemizi, harcadýðýmýz seneyi nasýl bir yaþantý içinde tükettiðimizin muhasebesini yapmayý ýsrarla tavsiye ediyorlar. Ýsterseniz bir de onlarý dinleyelim de nasýl bir muhasebe ve muhakeme içinde olmamýz gerekiyor, harcadýðýmýz yýlýn sonunda görelim. Hicri 334 senesinde Baðdat'ta vefat etmiþ olan büyük mutasavvýf Þibli Hazretleri, Baðdat halkýna yaptýðý her konuþmasýna þu sözlerle baþlýyordu: - Ömürlerinden bir seneyi daha tüketerek varacaklarý sona biraz daha yaklaþan ahiret yolcularý! Yaklaþtýðýnýz yerde hesaba çekilmeden önce burada kendinizi hesaba çekin! Her vaazýna bu cümleyle baþlayan Þibli Hazretleri'ne bir hürmetkârý, bir gün þöyle bir soru sordu: - Hep 'Ahirette hesaba çekilmeden önce kendinizi dünyada hesaba çekin!' buyuruyorsunuz. Dünyada kendimizi hesaba çekerek yaþarsak sanki ahirette hesaba çekilmeyecek miyiz? - Evet, dedi, burada hayatýný hesaba çekerek yaþayan, orada hesaba çekilmeyebilir. Efendimiz (sas) Hazretleri; "Ahirette hesaba çekilmeden önce dünyada kendinizi hesaba çekin!" buyuruyor, öyle ise burada hayatýný hesaba çekerek yaþayan orada hesaba çekilmeyebilir. En azýndan hesabýný kolay verir. Bunun üzerine soru sahibi, kendini burada hesaba çekerek yaþamaya baþlar. Ýbadetlerini eksiksiz yerine getirme gayretine girer. Günahlardan kaçýnýp sevaplarýný, hayýr hasenatlarýný çoðaltma titizliðine yönelir. Yani ahirette hesabýný veremeyeceði iþleri dünyada yapmama kararý alýr. Böylece hayatýný tam bir þuur içinde hesaba çekerek yaþamaya baþlayan genç, bir gece rüyasýnda hocasý Þibli Hazretleri'ni beyaz bir ata binmiþ, bulutlara, yukarý uçup gidiyor halde görür. Arkasýndan seslenir: - Hocam bekle ben de geleyim seninle!.. Þibli Hazretleri'nin cevabý kesin: "Ben bu hapishaneden bir kurtuldum, bir daha bekler miyim burada?" Bu rüyanýn manasýný öðrenmek için sabah ilk iþ olarak üstadýný ziyarete giden talebesi, hocasýnýn kapýsýnda cenaze hazýrlýðýný görünce, onun dünya hapishanesinden gece kurtulup ahiret saraylarýna doðru uçtuðunu anlamakta gecikmez. Ama çok üzülür bu ani gidiþine de o günün akþamýnda Rabb'ine dua ve niyazda bulunarak üstadýný rüyada görme niyetiyle yataðýna uzanýr, az sonra kendisini hocasýnýn huzurunda bulur. Ýlk sorusu, vaazlarýnda tekrar ettiði cümle olur: - Sen dünyada kendini hesaba çekerek yaþardýn, orada hesaptan kurtuldun mu, durum nasýl? Ýmam tebessüm ederek cevap verir. Meleklerin beni hesaba çekmek üzere karþýma geçtikleri sýrada Rabb'imden hitap geldi: - O kuluma hesap sormayýnýz. Çünkü o hesabýný yaparak yaþadý, buraya temiz bir amel defteriyle geldi!.. Siz onun amel defterine bakýn yeter, hesabýný göreceksiniz orada... Þibli Hazretleri, talebesine; "Siz de" der, "kendinizi orada hesaba çekerek yaþayýn.. Hesabýný veremeyeceðiniz iþlerle gelmeyin buraya. Size de; 'O kulum hesabýný yaparak yaþadý, temiz bir amel defteriyle geldi buraya, defterine bakýn yeter', denebilir!.." - Ne dersiniz? Biz de harcadýðýmýz sene sonunda, harcayacaðýmýz senenin de baþýnda kendimizi bir hesaba çeksek mi? En azýndan hesabýný veremeyeceðimiz yanlýþlarýmýz olduysa, tövbe, istiðfarla onlarý terk etme kararý alsak mý? Yapamadýðýmýz ibadetlerimizi, hizmetlerimizi yapma azmine girsek mi? Yýlbaþýnda bari bu muhasebeyi yapsak mý? Yoksa boþ mu ver? Ömrümüzden bir sene daha gittiði halde, sanki bir sene daha kazanmýþ gibi 'vur patlasýn çal oynasýn' düþüncesizliðine düþenlere biz de katýlarak malum tekerlemeyi biz de mi tekrar etsek? - Ayaðýný sýcak tut baþýný serin, hayatýný yaþa düþünme derin!.. Fakat unutmamak gerek ki, hayatýný düþünmeden yaþayanlarýn sonunda duyduklarý piþmanlýk çok derin oluyor; ama bu derin piþmanlýðýn hiçbir faydasý olmuyor. Öyle ise gelin biz hayatýmýzý düþünerek, hesabýný yaparak yaþama kararý alalým yeni yýlýmýzda. Hesabýný verebileceðimiz nice yeni yýllar dileðimle... Kadinca Kararinca, 23.12.2009 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.