Webmaster Geschrieben 15. Dezember 2009 Teilen Geschrieben 15. Dezember 2009 Cübbeli Hoca'dan Nurculara çaðrý Cübbeli Ahmet Hoca, Haber Türk'te yayýnlanan Teke Tek adlý tartýþma programýnda Nur cemaatlerine mesaj gönderdi. http://www.risalehaber.com/images/news/64508.jpg Ýþte Cübbeli Ahmet Hoca'nýn, Teke Tek'teki Risale-i Nur ve Nur Cemaatleri ile ilgili konuþmasýnýn deþifresi: Fatih Altaylý: Risale-i Nur... Þimdi bunlar nedir Hocam? Yani, Ýslamiyet'te bunlarýn yeri var mýdýr? Nereye kadar vardýr? Nereye kadar yoktur? Cübbeli Ahmet Hoca: Risale-i Nur, yani bir tefsir diyorlar ona ama tefsir deðildir. Yani Kur'an'da Fatiha'dan baþlayýp Nas'tan çýkmaz. Ama ayetlerden, hadislerden içine gelen ilhamlardan o Zat bunlarý yazmýþtýr. Baya bir ayetler var. Bazý Hadis-i Þerifler de var. Ondan sonra, ilhami, iþari manalara da girebilir. Ben inceledim, ehli deðilim. Yani, onun üzerine tedrisat yaparlar. Gruplar var, yazýyorlar, okuyorlar, yorumlar yapýyorlar... Kimisi hiç yoruma müsait deðil, hiç yorum yapýlmayacak diyorlar... Birkaç kýsýmdýrlar... Benim yani o hususta tetebbuatým, incelemem araþtýrmam yok. Birkaç kere, birkaç sayfa okumuþum, Osmanlýcasýndan... Orada da bazý Hadisler iþte, "Dünya Allah katýnda sivrisineðin kanadý kadar olsaydý, kâfire bir yudum su vermezdi. Dünya deðersiz, hepsini gâvurlara verdi." gibi bu Hadisler, hikmetli, böyle konular ihtiva eder yani... Ama þimdi tabii, tefsir de budur, Hadis de budur, fýkýh da budur, akaid de budur, hepsi de budur denirse yanlýþ olur. Ýnsanýn mutlaka tefsir kitaplarýný okumasý lazým, Hadis kitaplarýný okumasý lazým, fýkýh, mutlaka bizim fýkýh, helal, haram caiz, caiz deðil bunlar yani varsa bu, yoksa bu, din bu, Kur'an bu, kitap bu denirse yanlýþtýr. Ama ondan da bir bakalým, istifade edelim, hikmetli ilimler vardýr, denirse onu da araþtýrabilen, okuyabilen, anlayabilen varsa okuyabilir. Benim anladýðým kadarýyla tercümesi yok, þey aðýr, Osmanlýca kelimeler, yani eski dil aðýr... E tercümesi de yapýlmayýnca, þuandaki halkýn çoðunun anlayacaðý bir þey deðil. Özel ihtisas yaparlarsa, kelimeleri öðrenirlerse falan bir þeyler çýkarabilirler yani... Ama benim þeyim yok, içeriðiyle ilgili çok ihtisasým yok. Geçen de bana sordular, ben dedim, "bir araþtýrmak lazým" derken þunu demek istedim: Bir þeyin her tarafý doðrudur diyebilmek için her tarafýný okumak gerekir. Ben bunun her tarafýný okumadan... FA: Doðrudur diyemem... C.A.H: Her tarafý doðrudur nasýl diyeceðim? Hayýr, nasýl diyeceðim yani? Bu Ýslamiyet'e göre... F.A: Her tarafý yanlýþtýr da diyemezsiniz... C.A.H: Denir mi caným? Ama þimdi içinde hikmetli ilimler, ayet-hadisler var. Þimdi bunu ben nasýl inkâr edeyim. Birkaç sayfalarý dolandým, gördüm, güzel, hikmetli þeyler... Efendim, dünya, ahiret, kýyamet kýyaslamalar... Ýmani, Allah'ýn varlýðý, Allah'ýn ispatý, ahirete inanmak, öldükten sonra dirilmek... O zamanda o ihtiyaç görülmüþ. Yani teferruata girmeyelim, iman tehlikesi var. Millet artýk inkâra gidiyor. Yani, ateistlik baþlamýþ diye düþünmüþ. O zat, ben bu þekil bir imani bir þey, milleti imana döndüreyim demiþ. Fakat þimdi hala tabii ki o zatý o zaman yöneldiði noktalarda kalýpta, bunun dýþýnda baþka kitap okumayýn, o öyle bir þey dememiþ. E kendisi böyle bir þey dememiþken, onun cemaatiyiz diyenler bundan baþka bir þey okumayýn derseler yanlýþtýr. Diyenler var mýdýr yok mudur onu bilmiyorum. Bazen öyle haberler geliyor bize... Velâkin mutlaka tefsir, hadis, fýkýh, akaid, tasavvuf bütün kitaplarý Müslümaným diyenin okumasý gerekir. Sade bir çiçekle yaz gelmez yani... Ýhata etmeleri lazým, kavramalarý lazým... Eðer ki bazý itirazlarý olan yerler varsa, onlarý da tam araþtýramadým. Ruhi Özcan diye bir Hocaefendi varmýþ, Erzurum Üniversitesinde... Bizim Þehid Bayram Hocamýzýn da hocalarýndanmýþ... O 20 yerde ehl-i sünnete muhalif tespitim var demiþ... http://www.risalehaber.com/images/news/64509.jpg F.A: 20 yerde ehl-i sünnete muhalif tespit... C.A.H: Þimdi onu bize diyenlere dedim ki, "bunlarý çýkaralým. Mesele nedir, belki yanlýþ anladýnýz" dedim. F.A: Yani Nur cemaatinin... C.A.H: Nur cemaati demeyelim. F.A: Risale-i Nur... C.A.H: Nur cemaati nasýl deriz? Cemaatin hepsi ayrý ayrý insanlar olabilir. Yani onu diyemeyiz. Ama o Hocaefendi ne demek istedi? O þimdi demek ki tek tek okudu, etti. Belki o da ehl-i sünnete muhalif zannetti, deðil caným... Þimdi ortada bir þey yokken ama þimdi böyle de bir laf gelince tümü Kur'an gibi yanlýþsýzdýr, nasýl diyeceðiz þimdi. Mesela þöyle bir þey, onu bir incelemek lazým... Avustralya'dan gelen Anzaklar için, nereye getirildiklerini bilmiyorlar gencecik çocuklar Çanakkale'de filan, onlara þehit kavramý gibi, ben dedim, bir inceleyelim. Bu kastý nedir? Buna bir yorum getirsin o cemaat? O cemaat buna bir yorum getirmek durumunda. Çünkü en iyi onlar anlar, anlýyoruz iddiasýndalarsa... Biz bunun ehli deðiliz yani. Ama Müslüman olmaya þehid olamaz, haksýz yere öldürülse de þehid olamaz. Þimdi bizim 7 tane askerimiz þehid oldu mesela... Bunlarýn hepsi Müslüman çocuklarýmýz, yavrularýmýz. E tamam bu þehittir, zulmen öldürüldü, kalleþçe öldürüldü, bunlarýn büyük mertebeleri var. Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyin, diridir bunlar... Bunlar büyük insan... Ama þimdi Müslüman olmayan biri bu durumda öldürülürse buna þehid diyemeyiz. Haksýz yere öldürüldü, mazlum, maðdur, baþka... Sosyal bir þey... Þehitlik Ýslami bir kavramdýr, ya þehid kelimesi Arapça'dan geliyor, þahadet kelimesi Arapça'dan geliyor, Ýslam çýkartmýþ bu mefhumu zaten. F.A: Bir de Martyr yok mu? Murat Bardakçý: Karþýlýðý o da bu daha baþka. C.A.H: Ýncil’de mi, ne diyorsunuz? M.B: Martyr... F.A: Martyr o da þehid demek de... C.A.H: Hayýr ama onlarda da diyorum ya kendi kitaplarýnýn esasý Ýslam'dýr. Kitaplarý sonradan deðiþtirildi. Allah yolunda öldürülen mefhumu, Adem (a.s)'dan beri var. Ýlk þehid Habil (a.s)'dýr, Adem (a.s)'ýn oðludur o durumda. M.B: Bize göre deðil! Yani, bizdeki, derinliðindeki mana o deðil. C.A.H: Þimdi, vataný müdafaa için öldürülmüþ, tabii bu þehiddir. Ama bir de Müslüman’dýr çocuk, anasý babasý Müslüman’dýr, çocuk þehiddir. Ama þimdi bunu genelleþtirdilerse, Ýslami hükümler, onlar yýkanmaz. F.A: Peki, ölen, öldüren ikisi de Müslüman’sa? C.A.H: E öldüren cehenneme gider, katildir, lanetlidir. Onu Müslüman olduðu için öldürüyorsa, kâfir olur öldüren. F.A: Mesela iki Ýslam ülkesi savaþýyor, birbirlerini öldürüyorlar, ne oluyor? C.A.H: Birbirlerini öldürüyorlarsa... F.A: Ýkisi de þehid mi? C.A.H: Þimdi haklý taraf... Yani öbürü batýl uðurunda öldürüyorsa, nasýl olsun? Yalnýz þu var, hükümet zoruyla götürülüyorlarsa, hiç ellerinde bir þey yok, o zaman þehitlik maðdurluktan gelir. Mecbur edildiler, cebren götürüldüler, bir de Müslüman’dýr. Onun için, Hz. Ýmam Þafii'nin sözü var ya Sahabe arasýndaki savaþlar, o kanlara Allah elimizi bulaþtýrmadý, biz de elimizi bulaþtýrmayalým. Hatta Hadis-i Þerif'te, "benim arkamdan kargaþa çýkacak", "Oturan yürüyenden hayýrlý olacak." "Yürüyen koþandan hayýrlý olacak" , "O fitnelere bulaþmayanlar, Ya Resulullah basarlarsa evimizi deyince, Peygamberimiz: Birinize saldýrý olunca evinizde, Adem'in iki oðlu gibi hayýrlýsý olsun." Yani öldüren taraf olmasýn, ölen olsun. (...) Hadis de bunu haber verdi zaten, öldürün birbirinizi demedi ki ya? "Onlar anlayýþsýzsa sen öldürül." diyor. Sen yapma, öldürme diyor yani. Þimdi Anzaklar gelmiþ. Anzaklar Müslüman deðil, bir þey deðil. Gelmiþler burayý iþgal etmeye... Yani ne olursa olsun. Bilmiyorlardý, etmiyorlardý; tamam bilmiyorsa bir þey deðil de þehit dememize de gerek yok yani. Bunun yalnýz incelenmesi lazým. Ruhi Özcan merhum, araba kazasýnda þehid olmuþ Hocaefendi... F.A: Araba kazasýnda þehid mi olmuþ? C.A.H: O þehitlik var. Ümmetimin þehitleri diyor yataðýnda da ölse þehitler var. F.A: Allah Allah! C.A.H: Ýmam Suðuti'nin Þehadet Risalesi var. Mesela size Sahih-i Müslim'den bir Hadis okuyalým. "Kim samimi kalple þehid olmak isterse, yataðýnda da ölse makamý þehid makamýdýr." diyor. F.A: Çok enteresan! C.A.H: Öyle þehitler çok... Mesela sürgünden ölen, yangýnda ölen, zelzelede ölen... (Reklam Arasý...) C.A.H: Yani benim Nur camiasýndan, yani Risale okuyanlardan bu vasýtayla kendilerine ulaþtýrmak istediðim mesaj þu: Bu gibi þeyler deniliyor, buna çözüm getirsinler. Mesela desinler ki "Þu Risale'nin þu sayfasýnda böyle bir cümle var. Bunun izahý þudur." diye bir yorum getirsinler ki böyle bir þey o zatýn üzerine kalmasýn. Yani buna itiraz edenlerin bu þeyleri zail olsun. Biz ehli deðiliz. Onlar onun aðzýný, üslubunu daha iyi anlarlar, meleke kesbetmiþ, bu kadar cilt kitabý biliyorlar. Onlardan bekliyoruz bunu. Bir an evvel, deðil mi? Bu kadar ellerinde imkânlar var, bu cümlenin orijinali budur, manasý þudur. Yani burada kâfire þehit demedi, biz de böyle anlamak istiyoruz zaten. Ama bu laf bu þekilde geldiði zaman, þerhe muhtaç... Bunu yapmak da onlarýn görevi. Niye bu iþ kalsýn? Risale Haber, 14.12.2009 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.