zehra Geschrieben 24. Oktober 2009 Teilen Geschrieben 24. Oktober 2009 "Her kim ki nesne-i saadetimde zevcesini incitir; onun kadrine mülkümde yer yoktur." Kimimiz onu Ýstanbul'u fetheden, çað açýp çað kapayan hükümdar; kimimiz de Peygamberimiz'in kutlu hadisine mazhar olan bir komutan olarak tanýyor. Ama onun henüz fethin ilk günlerinde Ýstanbul'daki þiddet gören kadýnlarý korumak için ferman yayýnladýðýný bilen var mý? 1453'te Ýstanbul'u fethederek Türk ve dünya tarihinde yeni bir çýðýr açan II. Mehmet fethin hemen ardýndan Ýstanbul halkýndan altý temsilciyi þehrin durumunu öðrenmek için huzuruna çaðýrmýþtý. Temsilcilerle görüþtükten sonra þehirde boþanan çiftlerin ve intihar eden kadýnlarýn oranýný öðrenen Fatih, Bizans'ýn Kostantinapolis Valisi Takilitipos'dan bu konuyla ilgili resmi rakamlarý kendisine getirmesini istemiþti. Yapýlan tespitin sonucunda intihar eden evli kadýnlarýn sayýsýnýn þehrin üçte birine yakýn olmasý genç padiþahý ürkütmüþ, bunun üzerine Fatih, 13 Haziran 1453 de “Zevce-i Taalluk”isimli fermanla Osmanlý ve Türk tarihindeki ilk kadýn haklarýný savunan belgeyi yayýnlamýþtý. Çaðýna göre devrim niteliði taþýyan bu fermaný nedeniyle, ünlü tarihçiler Abdi, Avnizade Mahmut Efendi, Nikola Yorga, Phillips Marko, James Michelle “Zamanýnýn ilk feminist hükümdarý” olarak tanýmlýyor. HER KÝM ZEVCÝNE EL KALDIRIRSA… Fatih Sultan Mehmet fermanýnda kadýnlarýn haklarýný þu cümlelerle savunacaðýný bildiriyor: “Hane-i mülkümde kimse zevcesine el kaldýrmaya… Her kim ki nesne-i saadetimde zevcesini incitir; onun kadrine mülkümde yer yoktur. Ta ki zevcesi zevcini sine-i hakikatinde affeder. Zinhar ben yaþadýkça kimse kimsenin hakkýný gasp etmeye… El þeriat ki, göze (kadýnýn iffetine) yapýlaný görmeye ancak Allah (c.c) kafidir.” Bu sözleriyle günümüzde sosyal toplumun kanayan en büyük yarasý olan kadýnlara yönelik þiddete karþý þiddetli bir tavýr alan Fatih, sadece tavýr almakla yetinmiyor, eþine þiddet uygulayan erkeðe eþi affedene kadar sürgün cezasý vermesiyle kendisine atfedilen unvanýnýn hakkýný veriyor. ÝLK KADIN SIÐINMA EVÝ Bu fermanýn ardýndan baþta Bizans ahalisi olmak üzere Ýstanbul'daki kadýnlarýn büyük bir feraha kavuþtuðu da yine tarihçiler tarafýndan kaydediliyor. Kadýnlarýn haklarýný böylesine koruyan fermanýn peþinden çeþitli uygulamalar da gündeme gelmiþ. Fatih Sultan Mehmet Fatih Medresesi müderrisi Numan Efendi'nin eþine þiddet uygulamasý üzerine tarihte ilk kez Beþiktaþ 'ýn Kabataþ semtinde “Ýhsaniye” isimli bugünkü anlamda ilk rehabilitasyon ve kadýn sýðýnma evi kurulmuþ.. Bu merkeze Padiþah tarafýndan bugünkü anlamda bir uzman hekim (Sururizade Abdurrahman Efendi), ve “Psikolog” diye adlandýrabilecek 1 hekim (Tayyibe Kalfa) tayin edilmiþ. Numan Efendi'nin eþi Nefise Hatun bu eve sýðýnan ilk muhtaç kadýn olarak tarihe geçerken, Numan Efendi bu olayýn ardýndan Rodos Adasý'na daimi ikâmetle sürgüne gönderilerek kadýn haklarý konusunda tarihte bir ilke imza atýlmýþ. FATÝH, KADINI YAZAMADAN GÝTTÝ Üsküdar'daki bu merkezin kurulmasýndan üç yýl sonra Edirne'de benzeri aile içi þiddet vaka'larýnýn görülmesi üzerine Zaðanos Paþa'nýn teklif ve ýsrarýyla Edirne'de de bir Rehabilitasyon merkezi ve “Sýhhat-i imaret” isimli ilk çocuk sýðýnma evi kurulmuþ. Fatih Sultan Mehmet ölümünden birkaç ay önce 1481 yýlýnda batýlý hükümdarlara örnek teþkil etmesi için Latince yazmaya baþladýðý “Þeriat-ý Manâ” isimli eserinde Eski Yunan tarihinde, Bizans tarihinde ve Ýslam Tarihinde Kadýnýn teþkil ettiði yeri dini, sosyolojik, psikolojik hem de analitik felsefeyle açýklamaya çalýþsa da; eserini bitirmeye muvaffak olamadan vefat etti. Hastalýðý sýrasýnda tamamlayamadýðý bu eserini tamamlamasý için Müderris Ali Molla'ya emanet etmesine raðmen, eserin günümüze sadece adý ulaþýyor. Murat Kiremitçi, Yeni Þafak Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.