zehra Geschrieben 5. Oktober 2009 Teilen Geschrieben 5. Oktober 2009 Kürtler Türklere olumlu bakýyor SETA/Pollmark araþtýrmasýnýn en dikkat çekici sonuçlarýndan birisi de; tüm haksýzlýklara ve dezavantajlý bir konumda býrakýlmýþ olmalarýna raðmen Kürtlerin Türkler hakkýnda çok daha yüksek oranda olumlu bir kanaat sahibi olduklarý da görülmektedir. Kürtler Türklere olumlu bakýyor MAZHAR BAÐLI Bu ayýn baþýnda SETA ile Pollmark tarafýndan yapýlan çalýþma, daha önceki benzer çalýþmalarýnda hep yedeðinde bulundurduðu “kelle hesabý”nýn dýþýnda gerçek sosyolojik bir analizler içeriyor. Araþtýrmanýn çok dikkat çekici birkaç sonucu aslýnda Kürt meselesinde devam eden tartýþmalar için de hayli önemli parametrelere iþaret etmektedir. Bunlardan birisi gerçekten Kürtlerin baðýmsýz bir devlet kurmak isteyip istemedikleri, diðeri de Kürtlerin siyasal temsilinde hangi siyasal aktörlerin ne kadar etkili olduklarýyla ilgilidir. Bu her iki baþlýkla ilgili olarak da ilgili kamuoyunda yoðun ve canlý bir tartýþma devam etmektedir. Bölgenin büyük bir kýsmýnda belediye seçimlerini kazanan DTP, PKK'yý da yediðine alarak bölgenin tek meþru temsilcisi olduðunu iddia etmekte ve dolayýsý ile de bu sorunun çözümünde taraflarý kendilerinin belirleyeceðini, belirlemeleri gerektiðini vurgulamaktadýrlar. Bir diðer konu da, Kürtlerin gerçekten baðýmsýz bir devlet isteyip istemedikleri tartýþmalarýdýr ki SETA'dan Hatem Ete de yazýsýnda hayli açýklayýcý bir biçimde vurgulamýþtý (“Kürtler, Türkleri ayrý bir devlet kurmak istemediklerine ikna edemiyor”, Zaman, 4.9.2009). Araþtýrma sonuçlarýna bakmadan önce her iki konu için durumu þöyle özetlemek mümkündür: Kürtlerin bir kýsmý, DTP'yi desteklemekte ve kendilerinin meþru temsilcisi olarak görmektedirler. Ama buna karþýlýk bir kýsým hain(!) Kürtler de sadece sesi daha fazla çýktýðý için bunlarýn tek muhatap alýnmasýna itiraz etmekte ve tüm bir bölgenin dar bir ideolojik kalýbýn içine sýkýþan bu ekiple temsil edilmesinin gerçekçi olmadýðýný söylemektedirler. Bu arada iktidar partisi de her ne kadar belediye seçimlerinde hezimet yaþadýysa da hala bölgenin en güçlü partisi olmaya devam etmekte ve dolayýsýyla o da kendisini bu konunun tarafý olarak görmektedir. BAÐIMSIZ DEVLET HAYAL Ýkinci bir konu ise, Kürtlerin baðýmsýz bir devlet kurmak veya ülkeyi bölmek isteyip istemedikleriyle ilgilidir. Bu konuda gerçekçi olmak gerekirse, bu teorik olarak ne kadar mümkün bilinmez ama sosyolojik olarak gerçekçi bir konu olmaktan hayli uzaklaþmýþtýr artýk. Her iki kültür ve etnik yapýnýn tüm çatýþma ve ayrýþma süreçlerine raðmen aksine birbirinden ayrýþtýrýlamadýklarý ve kan baðýnýn yanýsýra baþka toplumsal alanlarda da derin ortaklýklarýn kurulduðu ve bunu ayrýþtýrmanýn ise tarihsel bir trajediyi doðuracaðý gerçeðidir. Ama buna raðmen DTP'li kimi aktörler ve milletvekilleri bunu sürekli gündemde tutmaktadýrlar, bu durumu bir þantaj aracý olarak kullanmaktadýrlar. Baðýmsýz bir Kürdistanýn Kürtlerin içinde küçük bir azýnlýðýn rüyasý olduðundan kuþku yok ama kahir ekseriyet bahsettiðim gerçeðin farkýndadýr. Araþtýrmanýn en ilginç bulgularýndan birisi, Kürt meselesinde PKK'nýn devreye girdiði alanlarda sorunun giderek çok daha büyük bir açmaza dönüþmesidir. Bu durum aslýnda sorunun çözüm yoluna girdiðini geriye sadece PKK meselesinin kaldýðýný göstermektedir. Elbette PKK Türkiye'de var olan bir sorunun sonucu olarak ortaya çýkýp serpilmiþ ve kimi çevrelerce dile getirilen “dýþ mihraklar” tartýþmasý yersizdir. PKK sorununun çözümünün ise sadece Türkiye'nin tek baþýna halledebileceði bir konu olmadýðýný da unutmamak gerekiyor. Þimdiye kadar kurulan tüm baðlarý bir bir koparmak hem uzun ve zahmetli bir diplomasiyi hem de dikkatli bir dil kullanmayý gerektirecektir. Araþtýrmaya göre, DTP'li yöneticilerin “dað fare bile doðurmadý” sözlerine karþýlýk DTP'li seçmenin önemli bir kýsmýnýn hükümetin bu konulardaki faaliyetlerine genel olarak olumlu bakmaktadýr. Söz gelimi bölge halký, DTP tarafýndan açýk bir biçimde TRT 6 yayýnýna karþý bir tavýr içinde olmaya davet edilmesine raðmen bu yayýný olumlu görmektedir (yüzde 67). DTP seçmenleri içinde de, parti sözcülerinin aleyhteki tutumuna raðmen, TRT 6'i olumlu bulanlar (yüzde 49) olumsuz bulanlardan (yüzde 46) fazladýr. TRT 6 için ilginç bir durum daha var. Kürtlere kültürel haklarýn verilmesini nasýl buluyorsunuz sorusuna verilen olumlu cevaplarýn oraný TRT 6'e karþý bakýþtan çok düþüktür. Bu da aslýnda açýlýmýn somutlaþtýrýlmasý halinde hayli önemli bir desteðin alýnacaðý anlamýna gelmektedir. Araþtýrmadaki en can alýcý veriler yukarýda da iþaret edildiði üzere, Kürtlerin temsil edilmesi ile ilgili tartýþmaya iliþkindir. Kimin veya hangi aktörlerin Kürt meselesinde baþ aktör olacaðý konusu ise tamamen güce dayalý olarak belirlenmeye çalýþýlmaktadýr ve bu durum karþý çýkýlan, sonlandýrýlmak istenen totaliter yapýdan farklý olmayan paralel bir ideolojiye ve yapýya iþaret eder ki bunun üzerinden hareketle ortaya konulabilecek her türlü “yol haritasý” yeni sorunlarý doðuracaktýr. DTP'nýn siyasi fikirleri tüm Kürtleri temsil ediyor mu sorusuna DTP'ye oy verenler arasýnda dahi hayýr diyenlerin oraný yüzde 22.7'dýr. Keza araþtýrmada bu sorunun çözüm yeri meclistir diyen Kürtlerin oraný ise yüzde 50, mecliste çözülmesi gerektiðini düþünenlerin oraný da yüzde 75'dýr. UMUT ÇÖZÜME YETER MÝ? Tüm bunlara ek olarak araþtýrmanýn en dikkat çekici sonuçlarýndan birisi de tüm haksýzlýklara ve dezavantajlý bir konumda býrakýlmýþ olmalarýna raðmen Kürtlerin Türkler hakkýnda çok daha yüksek oranda olumlu bir kanaat sahibi olduklarý da görülmektedir. Kürtler yüzde 86.4 oranýnda Türkler hakkýnda olumlu kanaat sahibidirler Türkler ise Kürtler hakkýnda yüzde 57.1 oranýnda olumlu kanaat sahibidirler. Fazla uzatmaya gerek yok, bölge insaný kültürel haklarýnýn verilmesi konusunda parti ayrýmý yapmaksýzýn güçlü bir talep ortaya koymaktadýr. Bu da kendilerini birinci sýnýf vatandaþ olarak görmelerini saðlayacak olan temel somut parametrelerden birisidir. Bu talebin belli bir siyasi hareketin programý ile ortaklýklar arz etmesi onlarýn tüm talepleri ile kesiþtiði anlamý taþýmaz. Kaldý ki artýk toplumlarda yek pare bir ideolojinin taraftarlarý veya etnik yapý veya dini bir cemaatin varlýðýna dayalý olarak üretilen her politik söylemin faþizan olacaðý konusu tartýþmasýzdýr. Ýçinde bir yýðýn farklý kültürü, ideolojiyi, mezhepleri ve inançlarý barýndýran bir bölgenin sadece belli bir ideolojinin deli gömleðini giyenlerle temsil edildiðini düþünerek hareket etmek o topluma yapýlabilecek olan en büyük haksýzlýklardan birisidir. * Doç. Dr.; Dicle Üniversitesi Öðretim 30.09.2009, Yeni Safak Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.