Webmaster Geschrieben 5. September 2009 Teilen Geschrieben 5. September 2009 'Paraný deðil, Müslüman olmaný istiyorum' Ümmü Süleym, eþini kaybettikten sonra dul kalmýþ samimi bir Müslüman'dý. Ebu Talha isminde bir sahabi efendimiz kendisine talip olmuþtu. Ebu Talha fakirdi, Ümmü Süleym'e verecek mehri yoktu. Bakýn Ümmü Süleym mehir olarak eþinden ne istemiþti... Medine'de Ýslam'ý ilk kabul edenlerden biridir Hz. Ümmü Süleym (radiyallahu anhâ). Ayný zamanda o, Kýbrýs'ta þehit olan ve orada medfun bulunan haným sahabilerden Ümmü Haram'ýn kýz kardeþidir. Asýl ismi Rumeysa olmasýna raðmen, künyesi Ümmü Süleym ile meþhur olmuþtur. Ümmü Süleym cahiliyye devrinde Malik bin Nadr ile evlenir. Bu evlilikten sahabinin önde gelenlerinden Enes bin Malik doðar. Ýslam'la þereflenen hanýmýna çok kýzan Malik, evini terk ederek Þam taraflarýna gider. Burada yoluna adamýn biri çýkar. Bu adamla tartýþýr ve bu adam tarafýndan öldürülür. Ümmü Süleym genç yaþta dul kalýr. Maddi imkanlardan yoksun sýkýntýlar içinde bir hayat sürdürmektedir. Ancak yüreði Allah Resulü'nün aþkýyla, sevgisiyle yanýp tutuþmaktadýr. O da diðer müminler gibi Efendimiz'in Medine'ye teþriflerini dört gözle beklemektedir. ‘Ýman mý edersin yoksa küfrünü gizleyerek mi yaþarsýn' Beklenen gün gelip çatmýþtýr artýk. Ýki Cihan Güneþi Medine'ye gelir ve ilk gün Ebu Eyyub el-Ensari'nin evinde misafir olarak kalýr. Medineli Müslümanlar bu aziz misafirlerine hoþ geldin demek ve bu arada yanlarýnda getirdikleri hediyelerini takdim etmek için sýraya geçerler. Ümmü Süleym çok buruktur. Çünkü elinde-avucunda Allah Resulü'ne hediye verecek hiçbir þeyi yoktur. Neden sonra aklýna oðlu Enes gelir. Enes'i elinden tutarak huzura getirir ve "Ey Allah'ýn Resulü, bu oðlumdan baþka sana hediye edecek bir þeyim yok. Oðlum size hizmet etsin. Ona dua buyurun" der. Allah Resulü tek çocuðundan baþka hiçbir þeyi olmayan annenin bu baþ döndürücü hediyesi karþýsýnda çok hislenir. Hediyesini kabul eder. Mal ve çocuðunun çoðalmasý, ömrünün uzun olmasý için Ümmü Süleym'e dua eder. Allah Resulü'nün bu duasýna mazhar olan Ümmü Süleym'e kendisine, henüz Müslüman olmamýþ Ebu Talha evlenme teklifinde bulunur. Bu teklif üzerine Ümmü Süleym þunlarý söyler ki, aslýnda bu Ebu Talha'yý açýkça Ýslâm'a davettir: "Senin gibisi reddolunmaz. Fakat sen müþriksin. Seninle evlenirsem bana tâbi olarak iman mý edersin, yoksa küfrünü gizleyerek mi yaþarsýn? Zira ben, Allah'a ve Resulü'ne iman etmiþ bir kimseyim." Ebu Talha bu davet karþýsýnda biraz tereddüt geçirince Ümmü Süleym þu sözleri söyler: "Sana faydasý ve zararý olmayan bir taþa tapmayý nasýl uygun görüyorsun? Bir marangozun getirip senin için yonttuðu bir aðaç parçasýnýn sana ne bir faydasý dokunur, ne de bir zararý." Ebu Talha bu akli, mantýki ve veciz sözler karþýsýnda diyebilecek bir þey bulamaz ve düþünmesi için süre ister. Birkaç gün sonra Ebu Talha tekrar Ümmü Süleym'in yanýna gelir. Aslýnda o, Ýslam'ý kabul edecektir ama Ümmü Süleym'le evlenmek için ona verecek mehri yoktur. Bu onu çok düþündürmektedir. Ümmü Süleym ise Ebu Talha'nýn içinde bulunduðu sýkýntýyý çok iyi anlar ve ona þunlarý söyler: "Ey Ebu Talha! Ben senden para deðil Müslüman olmaný istiyorum. Senin ilah diye taptýðýn putu ateþe tutacak olsan yanýp kül olacaðýný bilmez misin? Sen böyle bir þeyin karþýsýnda nasýl oluyor da eðilip ibadet ediyorsun? Eðer Allah'tan baþka ilah bulunmadýðýna ve Hz. Muhammed'in onun elçisi olduðuna þehadet edersen ben bunu mehir kabul edecek ve senden baþka bir þey istemeyeceðim." Ýþte bu sözler Ebu Talha'yý deðiþtiren son cümleler olur. Yüzünde iman alametleri belirir ve kelime-i þehadet getirerek Müslüman olur. Allah emanetini geri aldý! Böylece Ümmü Süleym mustakbel eþinin ebedi hayatýný da kurtarmýþ oluyordu. Bu mübarek çift evlenirler ve Cenab-ý Hakk onlara bir erkek çocuðu verir. Ýsmini Ümeyr koyarlar. Baba Ebu Talha'nýn çok sevdiði bu yavrucak, kendisi seferde iken vefat eder. Çocuðunu hasta býrakarak gittiði için seferden dönüþünde annesine hemen çocuðun durumunu sorar. "Rahatladý" cevabýný alýnca dünyalar onun olur. Sabah olduðunda Ebu Talha'ya, hanýmý þöyle bir soru sorar: "Sana biri emanet bir þey verse, istediði zaman vermek zoruna gider mi?" "Hayýr" deyince "Senin oðlun da Allah'ýn bir emaneti idi. Allah emanetini geri aldý." der. Anne þefkatiyle çocuðunu kaybetmekten dolayý yüreði yanan bu yüce kadýn, bu þekilde hem acýsýný daðlýyor hem de kocasýný teskin etmeye çalýþýyordu. Ümmü Süleym'in hayatýndan alacaðýmýz pek çok dersler vardýr. O, Allah ve Resulü'nün razý olacaðý dolu dolu bir hayat yaþamýþtýr ve bunun neticesinde de Efendimiz'in, "Bana cennet gösterildi. Orada Ebu Talha'nýn hanýmýný gördüm" (Müslim, Fedâilu's-Sahâbe, 106) iltifatlarýna mazhar olmuþtur. BÝR HATIRLATMA Çocuklar dine, anne-babasýnýn penceresinden bakar Anne-babalar, çocuklarýnýn Allah'a inanmasýnda ve baðlanmasýnda en önemli vasýtadýrlar. Þayet anne-baba Ýslam'a lakayt, ilgisiz, ihmalkar, dini konularla alay eden ya da antipatisi olan kiþiler ise çocuklarýna inanma hususunda zarar verirler. Çocuklarýn dine inanma ihtiyaçlarý sekteye uðrar ve ardýndan onlarýn yanlýþ ve zararlý þeylere inanmalarýna yol açar. Anne-babalar bu noktada çocuklarýný Ýslam'dan uzak bir yola sevk ederler. Çocuklarý omuzunda taþýyan, öpüp okþayan, onlarla þakalaþan Peygamber Efendimiz'in torununu sýrtýna alarak mescide gelmesi, torunu yanýndayken namaz kýlmasý bize güzel bir misal teþkil eder. Bugün camilerden çocuklarýn dýþarýya çýkarýlmasýnýn tersine Peygamberimiz çocuklarý mescide getiren bir insandý. Çocuklara ikramý ve onlarýn terbiyelerini güzelleþtirmeyi emreden Hz. Peygamber, insanlara emrettiklerini kendi hayatýnda da tatbik etmekteydi. HADÝS BAHÇESÝ Kötülükle mücadele et! Kötülükle mücadele et! Peygamber Efendimiz þöyle buyuruyorlar: "Allah yolunda akþamýn karanlýðýnda ya da sabahýn serinliðinde hayýrlý bir iþi yapmak ve kötülüklerle mücadele etmek için yola çýkmak, dünya ve içindeki her þeyden daha hayýrlýdýr." (Riyazü's-Salihin, Erkam Yayýnlarý) Hadisin verdiði mesajlar 1) Allah yolunda özellikle de bire binlerin verildiði þu mübarek günlerde hayýrlý bir iþi yapmak için hâlâ bekliyor musunuz? 2) Kötülükler virüs gibidir, kimse mücadele etmezse herkesi hasta eder. 3) Sabah ve akþamdan kasýt bütün zamanlardýr. Er kiþi zamanýn her diliminde Allah için yollarda olandýr. ALTIN ÖÐÜTLER Önce kendini düzelt Önce kendini düzelt Allah dostlarýndan Abdülkadir Geylani Hazretleri bizlere þu nasihatte bulunuyor: Haram yemek kalbi öldürür. Helâl yemek ise ihya eder. Lokma vardýr seni dünya ile; lokma vardýr seni âhiretle meþgul eder. Yine lokma vardýr, seni dünyâ ve âhiretin Yarataný'na raðbet ettirir. Nefsinle mücadele hususunda sana yardým edenle arkadaþ ol. Onun sohbetlerinde bulun. Nefsinin azmasýna yardým edenle arkadaþ olma. Önce kendi nefsinle meþgul ol, kendi nefsine faydalý ol ve kendi nefsini düzelt. Sonra baþkalarýyla meþgul ol. Baþkalarýný aydýnlattýðý hâlde kendini eritip bitiren mum gibi olma. Ey Allah yolunda güzel ameller iþlemek isteyen kiþi! Ýhlâslý ol! Aksi hâlde, boþuna yorulmuþ olursun. Ali Ýhsan ER, BUGÜN, 05.09.2009 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.