Gast Geschrieben 27. Juli 2009 Teilen Geschrieben 27. Juli 2009 Her þey o masum! internet görüþmeleriyle baþlamýþtý. Evliydi ve çocuklarý vardý. Çok da güzel bir hanýmý vardý. Maddi kazançlarý da çok iyiydi. Güzel bir evi, iyi bir mesleði olan eþi, saðlýklý ve güzel çocuklarý… Üstüne üstlük dini inançlar konusunda hassas ve gayretli bir aileydi. Bir dönemde, eþlerden biri internette çok fazla zaman geçirmeye baþladý. Ardýndan, internette sanal sohbet ortamýnda baþlayan (karþý cinsten) eski bir arkadaþýyla baþlayan dertleþme zamanla dostluða dönüþtü. Bir gün, elektronik posta adresindeki mesajý okuyan eþinin þüphelenmesiyle her þey çorap söküðü gibi kýsa zamanda açýða çýktý. Aile sarsýlmýþtý. Bir deprem yaþamaktaydý. Bir uzman olarak dinlediðim, tanýk olduðum bu ve benzeri evlilik öyküleri içimi acýtmakta, canýmý fena halde yanmakta, beni uzun uzun düþündürtmekte… Geri dönemeyen güvercinler Yakýn bir zaman önce Ýzmir Posta Güvercinleri Derneði ilginç bir açýklamada bulundu. Cep telefonlarýnýn yaydýðý frekanslar kuþlarýn yön bulma hislerine zarar vermekte. Hatta bazý güvercinler güzergahlarýný þaþýrarak ters istikamete gitmekte… Yani, yüzyýllardan beri haberleþmek için kullanýlan güvercinler yön hatasý yapýyor. Ne yazýk ki, güvercinler gittikleri yerden dönemiyor ve yaþadýklarý yeri bulamýyor. Neden mi? Kuþlarýn beynine doðal bir pusula yerleþtirilmiþ. Kuþlar yönlerini bu pusula ile yerin manyetik alanýna göre bulmakta. Günümüzde elektromanyetik kirliliðin artmasýyla da, kuþlar yollarýný þaþýrýyor, yönlerini bulmakta zorlanýyor. Pusulayý kaybedince… Peki, sadece kuþlar mý yolunu þaþýran ve yönünü bulmakta zorlanan? Elektronik posta (e-mail) yoluyla yapýlan yazýþmalar, internet sohbet ortamýnda yapýlan sohbetler yani çetleþmeler (chat), cep telefonlarý aracýlýðýyla gönderilen kýsa mesajlar… Aileyi yýkan bu elektronik gereçler biz insanlarýn beynine ve gönlüne yerleþtirilen doðal pusulaya da zarar vermekte ve aileleri parçalamakta, gönülleri yýkmakta, AÝDÝYET (mensubiyet, ait olma) duygusu harap olmakta… Manyetik kirlilik duygusal kirliliðe yol açmakta Ýþyerinden arkadaþý, iþ gezisinde tanýþtýðý arkadaþý, ilkokuldan arkadaþý, üniversiteden arkadaþý ya da facebook aracýlýðýyla bulduðu eski bir dostu… ‘Ne olacak ki birazcýk muhabbetten caným?, Bunun nesi yanlýþ ki?’ diye baþlýyor duygusal kirlilik. Bu öyle bir kirlilik ki; malesef temizliði en zor yer olan kalpte uç veriyor. Zamanla bu kirlilik kalbin tamamýný kaplayýnca normalleþtirme yani kýlýfýna uydurma süreci baþlýyor. Ardý arkasý kesilmeyen mazeretlerse bu süreci takip ediyor. Ýþte o zaman ana yolunu ve istikameti yeniden bulma ihtimali de azalýyor. Aidiyet duygusunu yitirince… Ailesindeki aidiyet duygusunu yitiren bir eþ; Bireysel çýkarlarý, ‘Hep ben’ diyen narsist ihtiyaçlarý ve Karþýlanmayan beklentileri (!) için Deðer sistemini askýya alarak Çýkmaz sokaklara girebilmekte, Girdiði yollarda yaptýðý hamleler esnasýnda silgisinin olmadýðýný hatýrýndan çýkarmakta ve Dolayýsýyla aile üyesi olarak taþýdýðý sorumluluðu yerine getirememekte… Teknolojinin evliler için hazýrladýðý duygu tuzaklarýna düþmemek için neler yapmalýyýz? Ailemizde aidiyet duygusunu nasýl geliþtirebiliriz sorusunun cevabýný haftaya býrakýyorum ve diyorum ki Bir gün enkaz altýnda kalmamak için Aile üyesi olarak lütfen kimlerle konuþtuðumuza ve kalbimizi nelerle doldurduðunuza dikkat edelim (Moralhaber, Psikolog Berrin Göncü, 22.07.2009) Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.