Webmaster Geschrieben 13. Juli 2009 Teilen Geschrieben 13. Juli 2009 Medyanýn 'Cübbeli Ahmet' sevgisi http://www.moralhaber.net/resimler/haberler/65752.jpg Geçtiðimiz hafta, Cübbeli Ahmet lakabýyla tanýnan Ahmet Mahmut Ünlü'nün Barbie bebekler hakkýndaki yorumlarýna sahne oldu. Cübbeli Ahmet, kýz çocuklarýnýn çok raðbet ettiði Barbie bebekleri eleþtirirken, bu oyuncaklarýn insaný tahrik bile edebileceðinden dem vuruyordu. Asil Türkiyelilerimiz ise Cübbeli Ahmet'e ve onun zihniyetine karþý olduðunu beyan kaygýsýyla, gitti Barbie'nin tarafýný seçti. Oysa psikologlarýmýzdan ve sosyologlarýmýzdan bu oyuncaklarýn ne kadar zararlý olduðunu dinlemiþtik yýllarca! Bir zamanlar çok güzel görünmekten baþka meziyeti olmayan Barbie'lerin, küçük kýzlarýn rol modeli haline geldiði, onlarý mutsuz kadýnlara dönüþtürdüðü söylenirdi. Þimdi ne deðiþti? El cevap: Ýþin içine "Cübbeli Ahmet" girdi. MUHATABA GÖRE MANTIK YÜRÜTME Sizi bilemiyorum ama ben bu "muhataba göre mantýk yürütme" hadisesini de muhatabýn kendisi kadar sorunlu buluyorum. Nitekim beklediðim oldu, belirli kalemler hemen, "Türkiye ne hale geldi; þýhlarýn, þeyhlerin, meczuplarýn, sapýk hocalarýn ülkesi oldu; Atatürk Türkiye'sine bu reva mýdýr?" yollu yazýlar kaleme aldýlar. Gözden kaçýrdýklarý bir þey vardý. Cübbeli Ahmet'in, Atatürk Türkiye'sinin medyasý tarafýndan "meþhur" edilmesi gibi. "Cübbeli Ahmet", Ýsmailaða Cemaati'nin asýl lideri olan Mahmut Ustaosmanoðlu'nun saðlýk problemleri nedeniyle geri çekilmesi dolayýsýyla sahne almýþ bir isim. Þöhret elde etmesindeki en temel saik ise, kimilerinin merkez medya, kimilerinin boyalý basýn diye tanýmladýðý medya oldu. Hocanýn vaaz kasetlerini, iliþiðinde "Ben çok güldüm, bu adam süper yaaa" gibi notlarla yayýnlayan internet medyasý ve "Youtube" da Cübbeli'nin ününe ün kattý. Tahmin edileceði gibi ana akým Cübbeli Ahmet'in bilgisi ve birikimi ile hiç mi hiç ilgili deðildir. Gazeteci kýsmý, hocanýn hacýnýn arýza çýkaranýný mümkünse. "karikatürleþtirmeye" yatkýn olanýný ilgiye deðer bulur; eh hoca da bu açýdan oldukça velut bir imkandýr... Onun kürsüden inip jet-ski'ye binmesi, hutbede "Ýsraf eden yana" diye baðýrdýktan az sonra lüks tüketime giriþmesi, rakipleriyle mücadele ederken onlarý tekfir edecek, dinden çýkmýþ olmakla suçlayacak kadar ileri gitmesi, medya için neresinden bakarsanýz "ilginç" ve eðlencelidir... Ancak ben yine de medyanýn Cübbeli Ahmet sevgisinin bu kadar kolay açýklanamayacaðýný düþünüyorum. Ýslamcýlarýn genelini ve özellikle AK Parti'nin tabanýnýn dindar kalarak modernleþmek isteyen dindar kesimini ve dahi Gülen Cemaati mensuplarýný "takiyeci" olarak kodlayan medya, kendini hiç gizlemeyen Cübbeli Ahmet'e bu kesimin alter egosu, hatta "gerçek yüzü" olarak bakmamýzý ister. 'ÝRTÝCANIN OLAÐAN KOMEDÝSÝ' "Modernlikle, kentlilikle, Türkiye Cumhuriyeti'nin deðerleriyle uzlaþmýþ gibi görünmelerine aldanmayýn. Aslýnda hepsinin bir yüzü, cep telefonuna zil sesi olarak müzik sesi koyma, yanarsýn diyen, Barbie bebekleri tahrik edici bulan, dini aklýyla sevenleri Vehhabilikle suçlayan, din kardeþlerine bile hoþgörüsü olmayan, uzlaþýmsýz ve mutaassýp bir hayat yaþayan böylesi adamlara bakar" der alt metin. Öte yanda da, AB'ye girme çabasý olan, deðiþtiðini deklare etmiþ bir partinin kitlesini "mürtecileþtirmek" biraz ayýp kaçacaðýndan, din üzerinden ötekileþtirilecek birilerinin bulunmasý gibi bir gereksinim (!) durmaktadýr. Cübbeli Ahmet son derece ergonomik dokusu ile birkaç iþe birden yarar. Hem yorum gerektirmeyecek kadar "öteki"dir ve bu nedenle "zararsýz"dýr aslýnda; hem de mültecilik dozu ölçümlenemeyen ve þimdilerde iktidar mekanizmasýnda etkin olan "zararlý" ötekiyi her fýrsatta dýþlayan bir müfteri. Hem "Dindarlýk artýyor" korkusunun gösterenidir Cübbeli, hem "Ýþte size irticanýn olaðan komedisi" lansmanýnýn altýný doldurur. Ýslami yayýn yapan TV kanallarýný bile "zehirli" ilan etmektedir Cübbeli. Daha ne yapsýn? Medyaya elini kirletmeden, dindar kalarak güç odaðý haline gelmiþ toplumsal aktörleri deðersizleþtirme fýrsatý sunar. Altýn tepside. Ýþin ucu, Cübbeli'nin dini ilimler konusunda sahici bir terkibi olan deðerli insanlara attýðý iftiralara mikrofon tutmaya kadar gitmiþtir nitekim. Barbara Cartland'dan Dostoyevski eleþtirisi alýnamayacaðýný herkes bilir; ama mevzu "dindarlarýn önlenememiþ yükseliþi" olunca, bu yükseliþi hükümden düþürecek olan seçenek, acýmasýz biçimnde geçiþ üstünlüðü kazanýr. Saçmalýk geçiþ üstünlüðü kazanýnca, ona oranla ve ona bakarak hizalanan her þey saçma olur. Sonra tüm bu saçmalýktan þikayet etmek ve "Nedir bu anlamsýz kavga?" diye þikayet etmek yine medyaya düþer. Garip olaný, sahiden kimse böyle olmasýný istemez. Garip olaný, bunlar herhangi bir plan, proje, gizli kararlar yoluyla yürümez. Ana akým gazeteciliðin içine iþlemiþtir bu düzenek. Bit yanýyla mazurdur, ama masum mudur? Siz söyleyin... nbkaraca@htgazete.com.tr Nihal Bengisu Karaca, Gazete Habertürk, 13.07.2009 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.