Gast Geschrieben 7. Juli 2009 Teilen Geschrieben 7. Juli 2009 Peygamber (a.s)´ýn hayvanlara merhameti Güzel olan ne varsa, Peygamber (a.s)´da toplanmýþtýr. Insaný insan yapan, bazý özellikler vardýr. Cömertlik, fedakarlýk, sabýr, merhamet ve cesaret gibi… Bu özelliklere kýsacasý, „güzel ahlak“da denir.Güzel ahlak denince akla ilk gelen isim, yine Peygamber (a.s)´dýr. Bir hadislerin de; Ben ancak güzel ahlâký tamamlamak için gönderildim” buyurmuþtur. Efendimizin, çeþitli alanlardaki davranýþlarýný, hayatýmýza örnek almalýyýz. O (a.s), kimi zaman eþsiz komutan, kimi zaman eþsiz bir baba ve kimi zamanda eþsiz bir dost olmuþtur. Saymakla bitmeyen daha nice güzellikler... Bu yazýda, Efendimizin hayvanlara olan merhametinden bahsedelim istedim. O (a.s), sadece insanlara deðil, hayvanlara karþýda ayný hasassiyeti gösterirdi. O (a.s), Alemlere rahmet olarak gönderilmiþti. O (a.s), þefkat ve merhamet lideri yüce insandý. Þefkat ve merhameti sadece insanlara mahsus olamazdý elbette. Nitekim O (a.s), tüm aleme rahmetti. Alemin içinde yaþayan calý-cansýz tüm varlýða, rahmet olarak gönderilmiþti. Hayvanat da, bu merhametin içine girmekteydi. Çünkü kainatda ne kadar canlý varsa, merhamete ve sevgiye ihtiyaç duyuyordu. Bunu Efendimiz (a.s) göz ardý etmemiþti. Cahiliye devrinin, cahilce davranýþlarýný kökten kazýyan Efendimiz, onlara, hayvanatýn da merhamete muhtaç olduklarýný öðretmiþti. Cahiliye devrinde araplar hayvanlari çirkin olaylara kurban ediyorlardý. Mesela, ok atýþlarýnda onlarý hedef alýrlar, diðer hayvanlardan ayýra bilmek için, hayvanlarýn bazý uzuvlarýný keserlerdi. Çölde acýktýklarý zaman canlý devenin hörgücünü yarýp bir parça yað çýkararak piþirip yerler, susadýklarý zaman da hayvanýn damarýný keser, bir miktar kan alýrlar, tekrar dikerlerdi. Onlarýn iþte böyle bir alýþkanlýklarý vardý. Peygamber buna razý gelemezdi. Onlarý, alýþkanlýklarýndan vazgeçirmesini yine baþarmýþtý. Yüce Sultan, insanlarla konuþtuðu gibi, hayvanlarla da konuþur, onlarýn dertlerini dinlerdi. O´nun zamanýnda yaþanmýþ þu olay, konumuza açýklýk getireçektir: Temim ed-Dârî anlatýyor: "Peygamberimizle birlikte oturuyorduk. O sýrada bir deve koþarak geldi. Peygamberimize yaklaþtý. Baþý ucunda durdu. Bunu gören Peygamberimiz: "Ey deve sakin ol. Doðru söyle, doðru söylersen senin yararýnadýr, yalan söylersen zararýna olur. Hem de Allah bize sýðýnaný güvende kýldý, artýk sen güven altýndasýn. Bize sýðýnan mahrum kalmaz' buyurdu. "Biz, 'Yâ Resulallah, bu deve ne diyor?' dedik. "Sahipleri onu kesip etini yemek istemiþler. O da kaçmýþ, Peygamberinize sýðýndý' buyurdu. "Biz bunlarý konuþurken devenin sahipleri koþarak geldiler. Deve onlarý görünce tekrar Peygamberimizin yanýna sokuldu. Korunmasýný istedi. Bunun üzerine adamlar: "Yâ Resulallah, bu bizim devemizdir. Üç gün önce kaçtý. Onu arýyorduk. Sonunda yanýnýzda bulduk' dediler. "Peygamberimiz: 'Ama o sizden çok fena þikâyet ediyor' deyince: "Ne diyor, yâ Resulallah?' diye sordular. "O yanýnýzda güven içinde büyümüþ, geliþmiþ. Üzerinde yýllar boyu yaz aylarýnda otlu aðaçlý ülkelere, kýþ aylarýnda sýcak memleketlere yük taþýmýþsýnýz. Büyüdükten sonra ondan yavru almak istemiþsiniz. Allah ondan size bir sürü deve nasip etmiþ. Bolluk senesi gelince onu kesip etini yemek istediniz deðil mi?' "Doðru yâ Resulallah. Vallahi böyle oldu' dediler. "Peygamberimiz: "Sahiplerine bu þekilde güzelce hizmet verenin mükâfatý bu mudur?' deyince; "Yâ Resulallah, onu gerçekten kesmeyeceðiz' dediler. "Peygamberimiz, 'Yalan söylediniz. O size sýðýndý, yardým istedi, kabul etmediniz. Ben ise sizden daha merhametliyim. Allah münafýklarýn kalbinden merhameti çýkarmýþ, mü'minlerin kalbine koymuþtur' buyurdu ve deveyi onlardan yüz dirheme satýn aldý, sonra da deveye döndü: "Ey deve, haydi git, Allah rýzasý için serbestsin, sana kimse dokunamaz' buyurdu. "Deve, Peygamberimizin baþýnýn üzerine eðildi ve dua eder gibi yaptý. Peygamberimiz de; "Âmîn' dedi. "Deve tekrar dua etti. Peygamberimiz yine: "Âmîn' dedi. "Sonra tekrar dua etti. Peygamberimiz yine: "Âmîn' dedi. "Dördüncü kez dua edince Peygamberimiz aðladý. "Yâ Resulallah, bu deve ne diyor?' diye sorduk. "Peygamberimiz þöyle buyurdu: "Ey Peygamber, Allah Ýslâmdan ve Kur'ân'dan size hayýrlar versin' dedi. 'Âmin' dedim. "Sonra 'Siz beni rahat ve huzura kavuþturduðunuz gibi, Allah da kýyamet gününde ümmetini korkudan kurtarsýn, rahat ve huzura kavuþtursun' dedi. 'Âmîn' dedim. "Daha sonra, 'Allah ümmetinin kanýný düþmanlarýndan korusun' dedi, 'Âmîn' dedim. "Daha sonra da, 'Allah ümmetinin helak oluþunu aralarýnda fitne fesat çýkararak birbirine silah çekmede kýlmasýn' deyince aðladým. Çünkü ilk isteklerini ben de Allah'tan istedim, Allah isteklerimi kabul etti, onlarý bana verdi. Son istediðini ise vermedi. Cebrail, Allah'tan ümmetimin birbirlerine silâh çekerek helak olacaðý haberini getirdi. Olacaklarý kalem böyle yazmýþ. Allah'ýn takdiri deðiþmez." Merhamet önderimiz (a.s), hayvanlarýn aç ve susuz kalmasýna da razý gelmezlerdi. Bir defasýnda sahibi tarafýndan susuz býrakýlan bir hayvaný görünce, sahibini þöyle ikaz etti; “Hayvanlarýnýz hususunda Allah'ýn sizi azaba çarptýracaðýndan korkunuz." Ýþte, hayvanlara olan merhamet böyle olur. Kim olursa olsun merhametli davranmak gerekir. Ýster insan olsun ister hayvan. “Merhamet etmeyene, merhamet edilmez” hadisi düsturumuz olsun... Pýnar Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.