Gast Geschrieben 10. Juni 2009 Teilen Geschrieben 10. Juni 2009 Türkiye´ye izine gidip de dönenlerin, þu son zamanlar da aðýzlarýn da dolaþan þöyle bir cümlesi var: „Oradakiler bizden zengin yaþýyor, fakir kimse kalmamýþ!“. Doðru mu bu ? Bunu duyup da inanmak gerçekden çok zor. Benim tanýðým Türkiye þuydu: Ülkemizde yaþayan o kadar çok insanýmýz var ki, kafasýný sokacak bir evi, midesini ýsýtacak bir tas corbasý olmayan. Sokaklara mahkum kalan insanlar. Buz gibi betonlarý yatak diye baðrýna basan zavallýlar. …diðer tarafdan yardým sever vatandaþlar. Her gördüðünün elinden tutup ayaða kaldýrmaya çalýþanlar. Maduru maduriyetiyle yanlýz býrakmayanlar. Ýþte Ben böyle bilirdim Türkiyeyi… Meðer durum çok dan yörüngesini deðiþtirmiþ. Ne olmuþ söyler misiniz ? Söyliyelim… Hayýr severlik suistimal edilmiþ! Iyi niyetler lekelenmiþ. Ýhtiyaç sahipleri görünmez olmuþ. Ya ihtiyacý olmayanlar ? Onlar ön plana çýkmýþ! Iþte onlar… Onlar, ihtiyaç sahiplerinin hakkýný gasp etmiþler. Muhtaçlarýn hakkýna girmiþler. Hayýr severlerin kafasýný karýþtýrmýþ, iyi niyetlerine þeytanlýk sokmuþlardýr. Suistimal edilen bir çok duygular. Insaný hayýr severlikten, yardimlaþmadan uzaklaþtýran sömürüler. Durum bundan ibaret olunca, hayýr severler afallamýþ. Ve þu soruyu sormakdan kendilerini alýkoyamamýþlar: “Fakir var mý ?” El-Cevap: „VAR“… Siz siz olun, sakýn aldanmayýn. Yardýmlaþmayý, vermeyi kesmeyin. Unutmayýn, “veren el, alan elden üstündür“. Not: Dudaklarýmýzdan da þu dua hiç eksik olmasýn: “Allah’ým! Fakirlikten, yoksulluktan, düþkünlükten, haksýzlýk etmekten ve haksýzlýða uðramaktan sana sýðýnýrým.” Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Gast Geschrieben 11. Juni 2009 Teilen Geschrieben 11. Juni 2009 Ýnsanlar yardýmlaþmak zorunda mý, yardýmlaþmadan sorunlarýný çözemezler mi? Ýnsan, yaþamýn içinde karþýsýna çýkacak her zorlukla baþ edecek iç ve dýþ kaynaklara sahiptir. Bu dýþ kaynaklarýn baþlýcasý çevremizdeki insanlardýr. Bunlar kimi zaman ailemiz, kimi zaman komþularýmýz kimi zaman ise hiç tanýmadýðýmýz ancak yolumuzun bir þekilde kesiþtiði insanlardýr. Bizler ne kadar güçlü olursak olalým karþýlaþtýðýmýz sorunlarý çevremizdeki insanlarýn desteði olmaksýzýn çözümleyemeyiz. Bu durum bizi birbirimize mahkûm etmektedir ki biz buna "yardýmlaþmanýn kaçýnýlmaz gerekliliði" diyoruz. Birçok sorununu halletmiþ bir birey, kendini güvende hissedeceði bir toplum istiyorsa çevresindeki insanlarla yardýmlaþmak zorundadýr, aksi takdirde toplumun hayatiyetini devam ettirebilmesi mümkün deðildir. Toplum adeta bir zincire baðlý bir gemi gibidir, herkes bu zincirin halkasý olmak durumundadýr, zira zincir kýrýlýrsa diðer halkalarýn güçlü olmasý bir anlam ifade etmez. Tarih bu durumun trajik örnekleriyle doludur. Son yüzyýlda dünyayý kasýp kavuran iki büyük ideoloji komünizm ve faþizmi doðuran baþlýca sebep, toplumda yardýmlaþma ve dayanýþma olgusunun yitirilmiþ olmasýdýr. Psikososyal açýdan incelendiðinde her iki ideolojinin de toplumlarýn çöküþ evrelerinde bireyin sorunlarýyla baþ baþa kalmasýyla yükseliþe geçen birer tepki hareketi olduðu görülmektedir. Psikolog Fatih Reþit Civelekoðlu, Moral Dünyasi dergisi Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Gast Geschrieben 11. Juni 2009 Teilen Geschrieben 11. Juni 2009 Eksilmeyen mal Ýki erkek kardeþ ayný evde oturur ve çiftçilik yaparak hayatlarýný kazanýrlardý. Birinin çocuðu vardý. Diðeri ise bekârdý. Her günün sonunda iki erkek kardeþ ürünlerini ve kârlarýný eþit olarak bölüþürlerdi. Günün birinde bekâr kardeþ kendi kendine "Ürünümüzü ve kârýmýzý eþit olarak bölüþmemiz hiç de hakça deðil" dedi. "Ben yalnýzým ve pek fazla gereksinimim yok." Böylelikle, her gece evinden çýkýp bir çuval tahýlý gizlice erkek kardeþinin evindeki tahýl deposuna götürmeye baþladý. Bu arada evli olan kardeþ, kendi kendine "Ürünümüzü ve kârýmýzý eþit olarak bölüþmemiz hiç de hakça deðil, üstelik ben evliyim, bir eþim ve çocuklarým var ve yaþlandýðým zaman onlar bana bakabilirler. Oysa kardeþimin kimsesi yok, yaþlandýðý zaman hiç kimsesi yok bakacak" diyordu. Böylece evli olan kardeþ her gece evinden çýkýp bir çuval tahýlý gizlice erkek kardeþinin tahýl deposuna götürmeye baþladý. Ýki kardeþ de yýllarca ne olup bittiðini bir türlü anlayamadýlar, çünkü her ikisinin de deposundaki tahýlýn miktarý deðiþmiyordu. Sonra, bir gece iki kardeþ gizlice birbirlerinin deposuna tahýl taþýrken çarpýþýverdiler. O anda olan biteni anladýlar. Çuvallarýný yere býrakýp birbirlerini kucakladýlar. Yardimlasma Hikayeleri, Moral Dünyasi Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.