Webmaster Geschrieben 11. Mai 2009 Teilen Geschrieben 11. Mai 2009 Malezya’daki 'Erdoðancýlar' Türkiye’nin diðer Müslüman ülkeler için ‘model’ yahut ‘örnek’ olabileceðine dair birtakým laflarý son yýllarda sýk duyduk. Ancak bu pek gerçekçi bir yaklaþým deðildi. Çünkü her ülkenin kendine has bir tarihi, sosyal yapýsý, siyasi tecrübesi var. Hele de Türkiye, Müslüman dünyada oldukça nev-i þahsýna münhasýr bir memleket. Onu alýp da baþka bir yere bir þablon gibi taþýmak imkansýz. Kaldý ki Türkiye’nin her þeyi pek matah da deðil. Darbelerden, iþkencehanelerden, derin devletten, Ergenekon’dan çok mu gurur duyuyoruz ki, baþkalarýna ‘siz de bizim gibi olun’ diyelim. Aslýnda bunlara bakan baþka Müslüman toplumlar Türkiye’den ‘örnek’ deðil ‘ibret’ almayý da seçebilirler ve hiç de haksýz sayýlmazlar. Ancak Türkiye bir bütün olarak ‘örnek’ olmasa da, onun içindeki bazý unsurlarýn öyle olmasý, en azýndan baþka toplumlara ilham vermesi mümkün. Bunlarýn baþýnda da Türkiye’deki Ýslami eðilimlerin demokrat ve özgürlükçü bir çizgiye yönelmesi geliyor. Bu dönüþümü en iyi sembolize eden de, ‘siyasal Ýslamcýlýk’ gömleðini çýkaran, bunun yerine AB eksenli bir ‘muhafazakar demokratlýk’ benimseyen AK Parti. Bunun etkisini geçen hafta Malezya’da açýkça gördüm. Beni oraya davet eden ‘Malaysian Think Tank’ adlý düþünce kuruluþunun Kuala Lumpur’da düzenlediði ‘Çoðulcu Bir Toplumda Dinin Yeri’ konulu panelde konuþurken, dinleyicilerde ‘AK Parti tecrübesi’ne büyük bir ilgi olduðunu fark ettim. Panelin öteki konuþmacýsý daha da ilginç bir þey söyledi. Bu, ‘Malezya Ýslam Partisi’ PAS’ýn milletvekili ve önemli bir þahsiyeti olan Dr. Zülkifli Ahmed idi. Kendi partisinde ‘liberal’ olarak bilinen ve hatta fazla liberallikten eleþtirilen Dr. Ahmed, bir ara dönüp bana þöyle dedi: ‘Bizim partide benim gibi düþünenlere Erdoðancýlar diyorlar. Çünkü biz de Erdoðan’ýn yaptýðý gibi Ýslamcý deðil demokrat bir siyaset öneriyoruz. Biz de bize karþý çýkan gelenekçilere Erbakancý demeye baþladýk.’ ‘Peki’, dedim, ‘en çok nerede ayrýlýyorsunuz?’ ‘Devletin niteliði konusunda. Ben ‘Kur’an’da Ýslam devleti diye bir kavram yoktur’ dedim diye bizim Erbakancýlar bana çok kýzdý. Ama yok gerçekten. Kur’an, zamana göre degiþecek bir konu olan devlet idaresine dair bir hüküm getirmiyor. Seküler bir alan bu’. Bu ‘yenilikçi’ görüþleri sayesinde olacak ki, Dr. Ahmed panelde savunduðum ve Malezya’ya göre çok ‘liberal’ kaçan ‘din deðiþtirme özgürlüðü’ gibi fikirlere katýldý. ‘Ama’ dedi, ‘bizim Erbakancýlar duysa çok kýzarlar buna; onlara göre Ýslam’dan çýkmanýn devlet eliyle engellenmesi lazým.’ Bu ‘Erbakancýlar’ýn Erdoðan’a nasýl baktýklarýný sordum. Þu cevabý aldým: ‘Pek iyi bakmýyorlardý yakýn zamana kadar... Fakat Erdoðan Davos’ta Þimon Peres’e haddini bildirince, onlar bile sevdiler sizin baþbakaný.’ Ýþte böyle... Yani Türkiye’deki AK Parti tecrübesi, ta Malezya’ya kadar varmýþ, oradaki ‘Ýslam ve siyaset’ tartýþmalarýný da derinden etkilemiþ durumda. Bu nedenle de AK Parti tecrübesi sadece Türkiye deðil, tüm Müslüman dünya için önemli. Hükümet, bu sorumluluðun her daim bilincinde olmalý. Mustafa Akyol, Star, 11.05.2009 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.