Webmaster Geschrieben 6. März 2009 Teilen Geschrieben 6. März 2009 Beni suçlayanlarýn üzerinizde nasýl bir etki býraktýklarýný bilemem, Atinalýlar; ama öylesine inandýrýcý konuþtular ki, neredeyse bana kendimi unutturdular; ve gene de söylediklerinin hemen hemen tek bir sözcüðü bile doðru deðil. Ama söyledikleri sayýsýz yalan arasýnda beni en çok biri þaþýrttý: Sizlere benim tarafýmdan aldatýlmamak için kendinizi kollamanýz gerektiði çünkü çok inandýrýcý bir konuþmacý olduðum söylendi. Aslýnda aðzýmý açar açmaz büyük bir konuþmacý olmaktan nasýl uzak olduðumu göstereceðimi bile bile bunu söylemeleri bana çok utanmazca göründü —hiç kuþkusuz usta bir konuþmacý ile demek istedikleri þey gerçekliði dile getiren biri deðilse. Ama demek istedikleri buysa, usta bir konuþmacý olduðumu kabul ederim, hiç kuþkusuz onlarla ayný tarzda olmamak üzere. Evet, dediðim gibi, söyledikleri arasýnda gerçek tek bir sözcük bile yok; ama benden yalnýzca gerçeði iþiteceksiniz. Gene de, Atinalýlar, onlarýnki gibi güzel sözlerle ve deyimlerle süslenmiþ bir konuþma biçiminde deðil. Hayýr, hiç de deðil; benden duyacaklarýnýz dosdoðru o anda aklýma gelen sözler ve uslamlamalar olacaktýr; çünkü söylediklerimin haklýlýðýna inanýyorum. Aslýnda, benim gibi yaþlý bir insana sizlerin karþýsýna sözlerini hoþ göstermeye çabalayan genç bir söylevci gibi çýkmak yakýþmaz —ve kimse benden bunu beklemesin. Ama, Atinalýlar, sizlerden bir ricada bulunmam gerekiyor: Eðer kendimi alýþýldýk tarzýmda savunursam, ve eðer pazar yerlerinde ya da baþka yerlerde kullanma alýþkanlýðýnda olduðum sözleri kullandýðýmý duyarsanýz, þaþýrmamanýzý ve bu yüzden sözümü kesmemenizi isteyeceðim. Çünkü yaþým yetmiþin üstünde, ve þimdi ilk kez bir mahkeme önüne çýktýðým için buranýn diline oldukça yabancýyým. Bu yüzden bana sanki gerçekten de bir yabancýymýþým gibi, eðer büyürken iþittiði kendi lehçesinde ve kendi ülkesinin tarzýnda konuþursa baðýþlayacak olduðunuz biri gibi bakmanýzý istiyorum. Sizlerden haksýz bir istekte mi bulunuyorum? Lütfen tarzýma aldýrmayýn, iyi olabilir ya da olmayabilir; ama yalnýzca sözlerimin haklý olup olmadýðýný düþünün ve yalnýzca bunu dikkate alýn. Çünkü yargýcýn erdemi budur, týpký konuþmacýnýn erdeminin gerçeði söylemek olmasý gibi. Benim için doðru olan þey ilkin bana yöneltilen ilk yalancý suçlamalara ve beni ilk suçlayanlara karþý savunma yapmaktýr, ve ardýndan daha sonraki suçlamalara ve suçlayýcýlara geçeceðim. Bu ayrýmý yapýyorum çünkü sizden önce birçoklarý tarafýndan yýllarca yalan yanlýþ suçlandým; ve bunlardan Anitus ve arkadaþlarýndan olduðundan daha çok korkarým, üstelik onlarýn da kendi yollarýnda oldukça tehlikeli olmalarýna karþýn. Ama sizleri daha birer çocukken yakalayýp kafalarýnýzý bana karþý doðru olmayan suçlamalarla dolduran ötekiler çok daha tehlikelidir. Bunlar bir Sokrates'ten, yukarýda gökyüzündeki þeyler hakkýnda kafasýný yorup aþaðýda yeraltýndaki þeyleri araþtýran, zayýf uslamlamayý kuvvetliye çeviren bir bilge insandan söz ettiler. Beni korkutan suçlayýcýlar bu masalý yayanlardýr, Atinalýlar; çünkü onlarý dinleyenler böyle þeyleri araþtýranlarýn tanrýlara tapýnmaya bile inanmadýklarýný sanýrlar. Dahasý, bunlar sayýca kalabalýktýr, ve bana karþý suçlamalarý eskilere gider, ve üstelik bu suçlamalarý onlara en kolay inanabileceðiniz çaðda yaptýlar —çocukluðunuzda, ya da belki de gençliðinizde; ve yargý gýyaben verildi, çünkü beni savunacak kimse yoktu. Ve tüm bunlarýn içinde en usdýþý olaný suçlayýcýlarýmýn pekçoðunu tanýmamam ve adlarýný bile bilmememdir —tek bir durum, bir güldürü ozanýnýn2 durumu dýþýnda. Kýskançlýk ve çekememezlikten sizi bana karþý döndürmüþ olanlarýn tümü —ki bunlardan bir bölümü yalnýzca baþkalarýndan duyup inandýklarýný yinelemiþlerdir — tüm bu insanlar uðraþýlmasý en güç olanlardýr; çünkü onlarý buraya getirtemem ve yakýndan sorgulayamam; bu yüzden kendimi savunmak için bir bakýma gölgelerle savaþmak ve yanýtlayacak kimse yokken sorgulamak zorundayým. O zaman lütfen, söylediðim gibi, karþýtlarýmýn iki sýnýfa düþtüðünü anýmsayýn; birinciler suçlamalarýný þimdi getirmiþ olan yeniler, ötekiler çok önceden getirmiþ olan eskiler. Ve umarým kendimi ilkin ikincilere karþý savunmamýn yerinde olduðunu kabul edeceksiniz, çünkü bunlarýn suçlamalarýný yenilerden çok daha önce ve çok daha büyük bir þiddetle yaptýklarýný duydunuz. Evet, þimdi savunmamý yapmalýyým, Atinalýlar, ve böylesine uzun bir zamandýr kafalarýnýza yerleþtirilen bu iftirayý elimdeki bu kýsa sürede gidermeye çalýþmalýyým. Aslýnda eðer benim için olduðu gibi sizler için de iyi olacaksa bunu baþarabilmeyi ve savunmamda baþarýlý olmayý isterim. Ama sanýrým bu güç olacak, ve görevin doðasýnýn ne olduðunu çok iyi anlýyorum. Ne olursa olsun Tanrýnýn istediði olacaktýr, ve þimdi yasaya boyun eðmeli ve savunmamý yapmalýyým. Þimdi baþtan alarak bana yöneltilen iftiraya yol açan ve gerçekte bana karþý bu davayý açarken Meletos'un inandýðý suçlamanýn ne olduðunu soracaðým. Evet, suçlamacýlar beni suçlamak için neler dediler? Onlarý sanki savcýlarýmmýþ gibi görelim, ve yeminli bildirimlerini ben okuyayým: ''Sokrates herkesin iþine burnunu sokan bir suçludur, yerin altýndaki ve gökteki þeyleri araþtýrýr, zayýf uslamlamalarý güçlü kýlar ve yukarýda sözü edilen öðretileri baþkalarýna öðretir.'' Suçlamalarýn doðasý böyle birþeydir, ve bunlarý Aristofanes'in komedisinde kendiniz gördünüz. Bir Sokrates sunar ki, ortalarda dolanýp havada yürüdüðünü söyler ve haklarýnda az ya da çok hiçbirþey bilmediðim konular üzerine bir yýðýn saçma sapan sözler eder. Eðer [fizikle ilgili] bu konularda bilgili olanlar varsa sanmasýnlar ki bunu söylerken bu tür bilgiyi küçümsüyorum. Eðer Meletos bana karþý böylesine ciddi bir suçlama getirecek olsaydý, bu beni gerçekten çok üzerdi! Ama, ey Atinalýlar, iþin aslý bu [tür fiziksel] konularla hiçbir ilgimin olmadýðýdýr. Burada bulunanlarýn pek çoðu bunun doðruluðuna tanýktýr, ve onlara, beni söyleþilerimde dinlemiþ olan pekçoðunuza sesleniyorum. Anlatýn o zaman; þimdi birbirinize aranýzdan birinin beni bu tür konular üzerine ister uzun uzadýya olsun isterse kýsaca birþeyler söylerken duyup duymadýðýný söyleyin. Yanýtlarýný duyuyorsunuz. Ve bundan kalabalýðýn hakkýmda söylediði baþka þeylerin de doðru olmadýðýný anlayacaksýnýz. Ama gerçekte bunlarýn hiç birinin doðru olmamasý gibi, eðer birinden benim insanlarý eðittiðimi ve karþýlýðýnda para aldýðýmý duymuþsanýz, bu da doðru deðildir. Gene de, eðer biri gerçekten de insanlarý eðitebilirse bence bu iyi birþeydir. Ýþte Leontiumlu Gorgias, Keoslu Prodikus, ve Elisli Hippias. Bu insanlarýn her biri herhangi bir kente gidebilir ve gençleri onlara karþýlýksýz öðretim verebilecek olan kendi yurttaþlarýný býrakýp kendilerine katýlmaya, bunun için para ödemeye, ve bunun üstüne bir de minnettar kalmaya inandýrabilirler. Aslýnda bu sýralar burada bir baþka bilge, Atina'da kaldýðýný öðrendiðim Parioslu biri var, ve onu duymam þöyle oldu. Bir gün Sofistlere dünyalar denli para ödemiþ biriyle, Hipponikus'un oðlu Kallias ile karþýlaþtým ve iki oðlu olduðunu bilerek þunlarý sordum: ''Kallias,'' dedim, ''eðer iki oðlun iki tay ya da iki buzaðý olmuþ olsalardý, onlara bir bakýcý bulmamýz güç olmazdý. Onlara bir at yetiþtirici, ya da belki de bir çiftçi tutardýk ve onlarý kendilerine özgü üstün yanlarýnda güzelce ve eksiksizce yetiþtirirdi. Ama insan olduklarýna göre, onlarý kimin yetiþtirmesi gerektiðini düþünüyorsun? Kim bir insanýn ve bir yurttaþýn erdemlerini bilir? Bu konuda düþünmüþ olmalýsýn, çünkü oðullarýn var. Böyle biri var mý yok mu?'' ''Var,'' dedi. ''Kimdir o,'' dedim, ''ve nereden gelir ve öðrettikleri için ücreti nedir?'' '' Evenos'' dedi, ''Parios'tan, sevgili Sokrates, ve beþ mina.'' Ve Evenos mutlu biri olmalý, dedim kendi kendime, eðer gerçekten de bu bilgelik ondaysa ve böyle alçakgönüllü bir ücretle öðretiyorsa. Eðer ayný þey bende olsaydý, en azýndan burnu büyük ve kendini beðenmiþ biri olurdum; ama iþin gerçeði benim bu tür bir bilgimin olmadýðýdýr, ey Atinalýlar. O zaman, Atinalýlar, belki de aranýzdan biri çýkýp bana þunu söyleyebilir; ''Evet, Sokrates, ama sana karþý getirilen bu suçlamalarýn kaynaðý nedir? Yapmakta olduðun tuhaf birþey olmalý. Eðer baþkalarý gibi olmuþ olsaydýn, hakkýnda tüm söylentiler ve konuþmalar hiçbir zaman doðmazdý. O zaman nedir bunlarýn nedeni, söyle ki hakkýnda yanlýþ bir yargýda bulunmayalým.'' Bu bana bütünüyle haklý görünüyor, ve bana böyle yanlýþ bir ün kazandýrmýþ olanýn ne olduðunu açýklamaya çalýþacaðým. Lütfen kulak verin. Ve belki de kimilerinize þaka yapýyor gibi görünsem de hiç kuþkunuz olmasýn sizlere bütün gerçeði anlatacaðým. Atinalýlar, bu ünü bana kazandýran yalnýzca bir tür bilgelikten baþkasý deðildir. Ne tür bir bilgelik diye sorarsanýz, yanýtým bunun belki de insan bilgeliði olduðudur, çünkü gerçekten de bu düzeye dek bilge olduðuma inanýyorum. Buna karþý sözünü ettiðim kimselerin insan-üstü bir bilgelikleri olabilir; ama bunu nasýl tanýmlayabileceðimi bilmiyorum, çünkü bende böyle bir þey yok; ve kim bunu bildiðimi söylerse yalan söylüyor ve bana karþý önyargý yaratmak için konuþuyor olacaktýr. Ve lütfen burada sözümü kesmeyin Atinalýlar, üstelik size övünüyor gibi görünsem bile; çünkü söyleyecek olduklarým benim kendi sözlerim deðildir. Size güvenilmeye deðer bulacaðýnýz bir tanýðýn sözlerini aktaracaðým. Bilgeliðim için—eðer buna bilgelik diyecekseniz—, ve doðasý için, sizlere tanýk olarak Delfi Tanrýçasýný6 göstereceðim. Kairefon'u tanýmýþ olmalýsýnýz. Çocukluðumdan bu yana arkadaþým oldu ve ayrýca sizin demokratik partinizin de bir dostudur, çünkü yakýnlarda sizlerle birlikte sürgüne gitti ve sizlerle birlikte geri döndü. Nasýl bir insan olduðunu, yaptýðý herþeyde nasýl atýlgan olduðunu hiç kuþkusuz bilirsiniz. Evet, bir keresinde Delfi'ye gitti ve yürekli bir biçimde biliciye—, lütfen, sizden bunlarý söylerken sözümü kesmemenizi istemiþtim—, benden daha bilge birinin olup olmadýðýný sordu. Pütia Rahibesi daha bilge hiç kimsenin olmadýðý yanýtýný verdi. Kairefon'un kendisi öldü; ama kardeþi burada mahkemededir ve söylediklerimin gerçekliðini doðrulayacaktýr. Bundan niçin söz ediyorum? Çünkü sizlere bana karþý bu iftiranýn nereden doðduðunu söyleyeceðim. Yanýtý duyduðum zaman, kendi kendime þöyle düþündüm: ''Tanrý ne demek istemiþ olabilir acaba? Ve nedir bu bilmecenin yorumu? Çünkü büyük ya da küçük hiçbir bilgeliðimin olmadýðýný biliyorum. Öyleyse insanlarýn en bilgesi olduðumu söylerken ne demek istemiþ olabilir? Hiç kuþkusuz yalan söylüyor olamaz, çünkü bir tanrýdýr; bu doðasýna aykýrý olurdu.'' Uzun bir süre ne demek istediðini düþünüp durdum ve sonunda soruyu bir denemeden geçirecek þu yöntemi buldum. Düþündüm ki eðer kendimden daha bilge birini bulabilirsem, rahibeye elimde onu çürüten bir kanýtla gidebilir ve ona ''Ýþte benden daha bilge bir insan, ama sen benim en bilge olduðumu söylemiþtin'' diyebilirdim. Buna göre bilgeliði ile ünlü birine gittim ve onu gözledim—adýndan söz etmem gereksiz; yoklamak üzere kendisini seçtiðim insan, Atinalýlar, devlet adamlarýmýzdan7 biriydi; kendisiyle konuþmaya baþladýktan sonra aslýnda bilge olmadýðýný düþünmeden edemedim, üstelik hem baþka birçoklarýna hem de özellikle kendisine bilge olarak görünmesine karþýn; ve sonra ona bilge olduðunu düþündüðünü, ama gerçekte olmadýðýný açýklamaya çalýþtým. Sonuç benden nefret etmesi ve düþmanlýðýnýn orada olan ve beni dinleyen birçoklarý tarafýndan paylaþýlmasý oldu. Böylece oradan bu adamdan daha bilge olduðumu düþünerek ayrýldým. Kendime, aslýnda dedim, ikimizden hiçbirinin güzel ve doðru herhangi birþey bildiðini sanmýyorum, ama o bilmezken bildiðini düþünüyor, ben bilmiyorum ve bildiðimi de düþünmüyorum. Böylece ondan salt þu küçücük noktada, bilmediðimi bildiðimi düþünmememde biraz üstün gibi göründüm. Ondan sonra bilgelik konusunda ünü ondan daha büyük bir baþkasýný denedim, ve ayný þeyler tam olarak bir kez daha doðru çýktý. Bunun üzerine onun ve yanýsýra baþka birçoklarýnýn da düþmanlýðýný kazandým. Bundan sonra birbiri ardýna baþkalarýna gittim, ve düþmanlýk yarattýðýmý görerek bundan üzüldüm ve korktum. Ama gene de tanrýnýn iþine herþeyden daha fazla önem vermek zorunda olduðumu düþündüm. Böylece kendime Bilicinin ne demek istediðini anlamak için birþeyler bilmekle ünlü herkese gitmeliyim dedim. Ve yemin ederim Atinalýlar, Köpeðin adýna ,— çünkü sizlere gerçeði söylemeliyim—görevimin sonuçlarý þunlardý: En ünlülerin en yetersiz kafalýlar olduklarýný buldum, ve daha az saygý gören baþkalarý ise gerçekte daha bilge ve daha iyi idiler. Size sonunda yalnýzca Bilicinin çürütülemez olduðunu tanýtlamakla sonuçlanan dolaþmalarýmýn ve, deyim yerindeyse, ''Herkülvari'' çabalarýmýn öyküsünü anlatacaðým. Politikacýlardan sonra ozanlara gittim—trajik, ditirambik, ve her türden. Ve orada, dedim kendime, kendini hemen ele verecek ve onlardan daha bilgisiz olduðunu göreceksin. Böylece kendi yazýlarý arasýnda en inceden inceye iþlenmiþ pasajlardan kimilerini aldým ve birþeyler öðrenme umudu içinde onlara anlamlarýnýn ne olduðunu sordum. Ýnanýr mýsýnýz, neredeyse gerçeði söylemeye utanýyorum! Ama söylemeliyim. Þiirleri üzerine kendi yaptýklarý konuþmalardan daha iyisini yapamayacak tek bir insan bile yoktur. O zaman ozanlarýn þiirlerini bilgelikle deðil ama doðal olarak ve bir tür esinle yazdýklarýný öðrendim—týpký pekçok güzel þey söyleyen, ama söylediklerinden hiçbirþey anlamayan falcýlar ya da biliciler gibi. Ozanlar da bana aþaðý yukarý ayný durumda göründüler; ve açýkça anladým ki, þiirlerinin gücüne dayanarak, hiç de öyle olmamalarýna karþýn, kendilerinin baþka þeylerde de insanlarýn en bilgeleri olduklarýna inanýyorlardý. Böylece beni politikacýlara üstün kýlan ayný nedenle onlardan da üstün olduðumu düþünerek ayrýldým. Sonunda el sanatçýlarýna gittim, çünkü diyebilirim ki hiçbirþey bilmediðimin bilincindeydim, ve onlarýn pekçok güzel þey bildiklerini bulacaðýmdan emindim. Ve bunda aldanmadým, çünkü benim bilmediðim pekçok þeyi biliyorlardý, ve bu yolda hiç kuþkusuz benden daha bilgeydiler. Ama, Atinalýlar, iyi zanaatçýlarýn bile ozanlarla ayný yanýlgýya düþtüklerini gözledim; iyi ustalar olduklarý için baþka çok önemli konularý da bildiklerini düþünüyorlar ve bu eksiklik bilgeliklerini gölgeliyordu. Ve böylece kendime bilici adýna þunu sordum: Ne bilgileri ne de bilgisizlikleri bende olmaksýzýn olduðum gibi olmayý mý isterdim, yoksa her ikisinde de onlar gibi mi? Ve kendime ve biliciye benim için olduðum gibi olmanýn en iyisi olduðu yanýtýný verdim. Böylece Atinalýlar, bu sorgulamalar beni en kötü ve en tehlikeli türden düþmanlar kazanmaya götürdü, ve o günden bu yana sayýsýz iftiraya uðradým. Bana bilge denir, çünkü beni dinleyenler her zaman baþkalarýnda eksik olduðunu bulduðum bilgeliðin bende olduðunu sanýrlar. Ama gerçek þudur ki, Atinalýlar, yalnýzca Tanrý bilgedir, ve bu yanýtýyla demek istediði insanlarýn bilgeliðinin deðerinin ya çok az ya da bir hiç olduðudur. Ve öyle görünüyor ki gerçekte bunu özellikle Sokrates için söylemez, ama yalnýzca sanki þunu söyleyecekmiþ gibi benim adýmý bir örnek olarak kullanýr: ''Aranýzdan en bilgesi, ey insanlar, Sokrates gibi gerçekte bilgeliðinin hiçbir deðerinin olmadýðýný bilendir.'' Ve böylece þimdi bugün bile Tanrýnýn isteði üzerine yeryüzünde dolaþmayý sürdürür, ve ister yurttaþ isterse yabancý biri olsun bilge görünen herkesin bilgeliðini araþtýrýp sorgularým; ve ne zaman öyle olmadýðýný bulsam, Biliciyi doðrulamak için ona bilge olmadýðýný gösteririm. Ve bu uðraþ yüzünden devletin ilgiye deðer sorunlarýný izleyecek ya da kendi sorunlarýma ayýracak zaman bulamam, ve Tanrýya hizmetimden ötürü tam bir yoksulluk içinde yaþarým. Ve bunlara ek olarak, en varsýl sýnýflardan yapacak pek bir iþi olmayan gençler kendiliklerinden yanýma gelirler; insanlarýn sorgulanmasýný dinlemek hoþlarýna gider; sýk sýk bana öykünerek baþkalarýný sorgulamaya giriþirler; ve sonra çabucak çok az þey bilirken ya da hiçbirþey bilmezken birþey bildiklerini düþünen çok sayýda insan bulurlar. Bu yüzden sonuçta onlar tarafýndan sorgulananlar kendilerine kýzmak yerine bana kýzarlar ve ''Bu rezil Sokrates,'' derler, ''gençleri yozlaþtýrýyor!'' Ve biri onlara ''ne yaparak ya da neyi öðreterek?'' diye sorduðunda, ne söyleyeceklerini bilemediklerinden verecekleri hiçbir yanýt yoktur; ama bir çýkmaza düþmüþ görünmesinler diye tüm felsefecilere karþý yöneltilen el altýndaki suçlamalarý yinelerler—''bulutlarýn üstündeki ve yerin altýndaki þeyler'' ve ''tanrýlara inanmamak'' ve ''zayýf uslamlamayý kuvvetli uslamlamaya çevirmek'' gibi. Çünkü gerçeði söylemek, biliyor görünürken hiçbirþey bilmediklerinin ortaya çýkarýldýðýný kabul etmek hoþlarýna gitmez. Ve böylece kendi ünlerine düþkün, enerjik ve kalabalýk olduklarý ve hakkýmda bir savaþ düzeni içinde inandýrýcý bir dille konuþtuklarý için, hem çok önceden beri hem de þimdi kulaklarýnýzý gürültülü ve amansýz iftiralarýyla doldurdular. Ve üç suçlayýcýmýn, Meletos ve Anitus ve Likon'un üzerime atýlmalarýnýn nedeni budur; Meletos benimle ozanlar yüzünden çekiþti; Anitos el-sanatçýlarý ve devlet adamlarý adýna, ve Likon söylevciler adýna. Öyle ki, baþýnda söylediðim gibi, böylesine büyütüldükten sonra bu iftirayý kýsa bir zamanda tümüyle silmeyi bekleyemem. Gerçeklik, ve tüm gerçeklik budur, ey Atinalýlar, ve sizlerden küçük ya da büyük hiçbir þeyi saklamadan, hiçbir þeyi örtmeden konuþtum. Ve gene de çok iyi biliyorum ki konuþmadaki tam bu açýklýk ve yalýnlýðým benden nefret etmelerinin nedenidir; ve bu bile gerçeði söylediðimin bir kanýtý deðil de nedir? Bana karþý iftira bu yüzden doðmuþtur, nedeni budur, ve ister þimdi ister daha sonra araþtýrýn böyle olduðunu bulacaksýnýz. Savunmamda suçlayýcýlarýmdan ilk kümeye karþý yeterince konuþtum; þimdi ikinci kümeye dönüyorum. Bunlarýn baþýnda—kendi sözleriyle—o iyi insan ve yurtsever Meletos gelir. Bunlara karþý da bir savunma yapmaya çalýþmam gerek, ve býrakalým kendi suçlamalarý okunsun: Þuna benzer birþeydir: Der ki Sokrates suçludur, çünkü gençliði yozlaþtýrýr ve devletin inandýðý tanrýlara deðil, ama bunlarýn yerine baþka tinsel varlýklara inanýr. Suçlama böyledir; ve þimdi tek tek her noktasýný inceleyelim. Gençleri yozlaþtýran bir suçlu olduðumu söyler; ama ben diyorum ki, ey Atinalýlar, Meletos bir suçludur, çünkü ciddi þeyleri hafife alýr ve gerçekte hiçbir zaman en küçük bir ilgisinin bile olmadýðý sorunlarda sözde bir ciddiyet ve göstermelik bir kaygý ile insanlarý mahkemeye getirmek için sýnýrsýz bir istek duyar. Bunun böyle olduðunu size tanýtlamaya çalýþacaðým. Buraya gel Meletos, ve yanýtla: Genç kuþaðýn olanaklý olduðu ölçüde daha iyi olmasýnýn çok önemli olduðunu düþünmez misin? Evet, düþünürüm. Öyleyse yargýçlara söyle, onlarý daha iyi yapan kimdir; çünkü onlarý yozlaþtýraný bulabilmek için böylesine sýkýntýya girdiðine ve beni bu mahkemenin önüne getirip suçladýðýna göre, bunu biliyor olmalýsýn. Konuþ o zaman, ve yargýçlara onlarý daha iyi yapanýn kim olduðunu söyle. Görüyorsun Meletos, sesin çýkmýyor ve söyleyecek hiçbirþeyin yok. Ama bu çok utandýrýcý deðil mi, ve söylediðim gibi senin soruna hiçbir ilginin olmadýðýnýn çok önemli bir kanýtý deðil mi? Konuþ dostum, ve onlarý daha iyi yapanýn kim olduðunu söyle. Yasalar. Ama dostum, demek istediðime yanýt bu deðil. Bunlarý, yasalarý herkesten önce bilenin, bu insanýn kim olduðunu soruyorum. Mahkemede bulunan bu yargýçlar, Sokrates. Ne demek istiyorsun, Meletos, onlarýn gençliði yetiþtirip daha iyi yapabileceklerini mi? Elbette. Tümü mü, yoksa baþkalarý deðil de yalnýzca bir bölümü mü? Tümü. Tanrýça Here adýna, bu iyi bir haber! Demek ki onlarý geliþtiren çok sayýda insan var. Ve bizi burada dinleyenler için ne diyeceksin; onlar da gençleri eðitip geliþtirirler mi? Evet. Ve senatörler? Evet, senatörler de. Ama Meletos kuþkusuz meclis üyeleri onlarý yozlaþtýrmazlar deðil mi—yoksa onlar da mý geliþtirirler? Onlar da geliþtirirler. O zaman öyle görünüyor ki her Atinalý, benden baþka hepsi onlarý geliþtirir ve yükseltir, ve onlarý yalnýzca ben yozlaþtýrýrým. Ýleri sürdüðün bu mu? Evet, demek istediðim tam olarak bu. Eðer haklýysan çok talihsizim. Peki, þimdi sana baþka bir soru sorayým: Atlar konusunda ne düþünürsün? Dünyadaki herkes onlara karþý doðru davranýrken yalnýzca tek bir insan mý onlara zarar verir? Ýþin doðrusu tam tersi deðil midir? Tek bir insan onlara iyilik yapabilir, ya da hiç olmazsa çok az insan bunu yapabilir: At yetiþtiricileri. Ve onlarla ilgilenen baþkalarý ise tersine onlara zarar vermezler mi? Atlar için ve baþka her hayvan için doðru olan bu deðil midir, Meletos? Hiç kuþkusuz budur; sen ve Anitus evet deseniz de demeseniz de. Gençler, eðer onlarý yozlaþtýran yalnýzca bir kiþi olsaydý, ve dünyanýn geri kalaný onlarý geliþtiriyor olsaydý, aslýnda çok mutlu olurlardý. Ama sen, Meletos, gençler üzerine hiçbir zaman düþünmemiþ olduðunu yeterince gösterdin: Kaygýsýzlýðýn, bana karþý suçlamalar olarak yönelttiðin þeyler konusunda senin kendinin kaygý duymadýðýn ortada. Þimdi sana bir baþka sorum daha var, Meletos—Tanrý adýna dinle: Hangisi daha iyidir, kötü yurttaþlar arasýnda yaþamak mý, yoksa iyiler arasýnda mý? Yanýtla, dostum. Soruda hiçbir güçlük yok. Ýyiler komþularýna her zaman iyilik, ve kötüler her zaman kötülük yapmazlar mý? Elbette. Ve kendisi ile birlikte yaþayan birinden iyilik deðil de kötülük görmeyi isteyen biri var mýdýr? Yanýtla, sevgili dostum, yasa yanýtlamaný buyuruyor. Kötülük görmeyi isteyen biri var mýdýr? Elbette yoktur. Pekala. Beni burada gençleri yozlaþtýrmak ve bozmakla suçlarken, onlarý bilerek mi yoksa bilmeden mi yozlaþtýrdýðýmý ileri sürüyorsun? Bilerek olduðunu söylüyorum. Ama tam þimdi iyilerin komþularýna iyilik, ve kötülerinse kötülük yaptýðýný kabul etmiþtin. Þimdi, bu senin üstün bilgeliðinin yaþamda böyle erkenden kabul ettiði bir gerçek, ve ben, bu yaþýmda, öylesine karanlýk ve bilgisizlik içindeyim ki, eðer kendisiyle birlikte yaþamam gereken bir insaný yozlaþtýrýlacak olursam, ondan pekala zarar görebileceðimi bilmem; ve gene de onu yozlaþtýrýr, ve üstelik, dediðin gibi, bunu bile bile yaparým. Sana inanmýyorum, Meletos, ne de sanýrým dünyada baþka herhangi bir insaný inandýrman olanaklý. Ama ya onlarý yozlaþtýrmýyorum, ya da onlarý bilmeden yozlaþtýrýyorum; ve her iki durumda da yalan söylüyorsun. Eðer bunu amaçlamadan yapýyorsam, yasa böyle kasýtsýz yanlýþlýklar yapanlarý mahkeme karþýsýna çýkarmaz: Tersine, yasaya göre beni özel olarak karþýna alman ve uyarýp öðüt vermen gerekirdi; çünkü açýktýr ki eðer doðru öðütler almýþ olsaydým, kasýtsýz olarak yapmakta olduðuma son verirdim. Ama senin bana söyleyecek hiçbirþeyin yoktu ve beni bilgilendirmekten kaçýndýn. Bunu yapmadýn ve þimdi beni bir öðretim yeri deðil ama bir cezalandýrma yeri olan bu mahkemeye getirdin. Dediðim gibi, Atinalýlar, Meletos'un sorun hakkýnda az ya da çok kaygý duymamýþ olduðu þimdi yeterince açýk. Ama gene de, Meletos, gençleri nasýl yozlaþtýrdýðýmý ileri sürüyorsun, bunu bilmek isterim. Savcandan çýkardýðým gibi, sanýrým onlara devletin inandýðý tanrýlara deðil, ama onlarýn yerine daha baþka tinsel varlýklara inanmayý öðrettiðimi söylemek istiyorsun. Gençleri onlara bunlarý öðreterek yozlaþtýrdýðýmý söylemiyor musun?. Evet, kesinlikle bunu diyorum. O zaman Meletos, kendileri hakkýnda konuþtuðumuz tanrýlar adýna, bana ve mahkemeye ne demek istediðini biraz daha açýk olarak söyle! Çünkü ne dediðini anlayamýyorum. Baþka insanlara kimi tanrýlarý tanýmalarý gerektiðini öðrettiðimi ve dolayýsýyla tanrýlara inandýðýmý ve tam bir tanrýsýz olmadýðýmý mý ileri sürüyorsun—ki bu anlamda bir suçlu olmam söz konusu olmayacaktýr? Ya da yalnýzca bunlarýn kentin tanýdýðý ayný tanrýlar olmadýðýný mý demek istiyorsun—ki o zaman suçlama onlarýn baþka tanrýlar olmalarýyla ilgili olacaktýr. Yoksa doðrudan doðruya benim hiçbir tanrýya inanmadýðýmý ve baþka insanlara bunu öðrettiðimi mi demek istiyorsun? Ýkincisini, hiçbir tanrýya inanmadýðýný söylemek istiyorum. Ne olaðanüstü bir bildirim! Niçin böyle düþünüyorsun, Meletos? Baþka insanlar gibi güneþin ya da ayýn bile tanrý olduklarýna inanmadýðýmý mý söylüyorsun? Sizi temin ederim ki, yargýçlar, inanmaz: Çünkü güneþin bir taþ, ayýn toprak olduðunu söyler. Aanxagoras'ý suçladýðýný mý düþünüyorsun, sevgili Meletos? Ve yargýçlarýn Klazomenealý Anaxagoras'ýn kitaplarýnýn böyle öðretilerle dolu olduðunu bilmeyecek denli bilgisiz olduklarýný mý sanýyor, onlarý bu denli mi küçümsüyorsun? Ve böylece gençlere onlarýn güya Sokrates tarafýndan öðretildiðini söylüyorsun, üstelik orkestrada sýk sýk bunlar üzerine gösteriler varken (ki giriþ olsa olsa bir drahmadýr), ve paralarýný ödeyip bu olaðanüstü görüþlerin kendisinin olduðunu söyleyen Sokrates'e gülebileceklerken. Ve böylece, Meletos, gerçekten de hiçbir tanrýya inanmadýðýmý mý düþünüyorsun? Zeus adýna yemin ederim ki kesinlikle hiç birine inanmýyorsun. Hiç kimse sana inanmayacak, Meletos, ve hiç kuþkum yok ki kendin de inanmýyorsun. Meletos'un patavatsýz bir kabadayý olduðunu ve bu savcayý arsýz bir delikanlýlýk ruhuyla yazmýþ olduðunu düþünmeden edemiyorum, Atinalýlar. Beni denemek için bir bilmece yazmýþ gibi görünüyor. Bakalým bilge Sokrates benim alaycý çeliþkimi anlayacak mý, yoksa onu ve geri kalanlarý aldatabilecek miyim? Çünkü savcasýnda bana açýkça kendisi ile çeliþiyor gibi görünüyor: Sokrates tanrýlara inanmamakla, ve gene de inanmakla suçludur. Ama bu hiç kuþkusuz dürüst bir insanýn yapacaðý bir suçlama deðildir. Sizlerin, ey Atinalýlar, onun tutarsýzlýðý olarak gördüðüm þeyi irdelemede bana katýlmanýzý isterim; ve sen Meletos, þimdi yanýtla bizi. Ve dinleyicilere eðer alýþýldýk yolumda konuþacak olursam gürültü yapmamalarý konusundaki isteðimi anýmsatmalýyým. Herhangi bir insan olmuþ mudur ki, Meletos, insanlarýn yaptýklarý þeylerin olduðuna inansýn da insanlarýn olduðuna inanmasýn? Yanýtlamasýný istiyorum, ey Atinalýlar, her zaman bir kesinti yaratmaya çalýþmasýný deðil. Hiç süvariliðe inanýp ta atlara inanmayan, ya da flüt çalmaya inanýp ta flüt çalanlara inanmayan biri olmuþ mudur? Hayýr, dostum; kendin yanýtlamayý reddettiðine göre sana ve mahkemeye yanýtý ben vereceðim. Bunlara inanan tek bir insan olmamýþtýr. Ama lütfen þimdi þu soruyu yanýtla: Tinsel ve tanrýsal þeylerin olduðuna inanan, ama tinlere inanmayan biri olabilir mi? Olamaz. Mahkemenin yardýmýyla alýnan bu yanýt için çok teþekkürler. Ama o zaman savcanda tinsel varlýklara inandýðýma ve baþkalarýna onlara inanmayý öðrettiðime yemin ediyorsun—ve eski ya da yeni olmalarýnýn hiçbir önemi yok; ne olursa olsun tinsel varlýklara inanýyorum, ve yeminli bildiriminde bunu söylüyor ve doðruluyorsun; ve gene de, eðer tinsel varlýklara inanýyorsam, tinlere ya da yarý-tanrýlara inanmanýn önüne nasýl geçebilirim; onlara inanmam gerekmez mi? Hiç kuþkusuz evet, ve dolayýsýyla suskunluðunun onay demek olduðunu kabul edebilirim. Ama tinler ya da yarý-tanrýlar nedir? Tanrýlar ya da Tanrýlarýn oðullarý deðil mi? Hiç kuþkusuz. Ama bu senin söylediðin benim gülünç bir bilmece dediðim þeyin ta kendisidir: Yarý-tanrýlar ya da tinler Tanrýlardýr; ve ilkin Tanrýlara inanmadýðýmý söylüyorsun; sonra yine Tanrýlara inandýðýmý, çünkü yarý-tanrýlara inanýyorum. Öte yandan eðer yarý-tanrýlar tanrýlarýn söylendiði gibi perilerden ya da baþka analardan yasal olmayan oðullarý iseler, eðer tanrýlarýn oðullarý iseler, o zaman tanrýlarýn oðullarýnýn olduðuna ama tanrýlarýn olmadýðýna hangi insanoðlu inanacaktýr? Benzer olarak, katýrlarýn varoluþunu ileri sürebilir, ve atlarýn ve eþeklerin varoluþunu yadsýyabilirsin. Böyle saçmalýklar, Meletos, ancak senin tarafýndan beni yargýlatmak için uydurulabilirdi. Bunu savcanda belirttin, çünkü beni suçlamak için iþe yarar hiçbirþeyin yoktu. Ama bir parça bile olsa anlama yetisi olan hiç kimseyi tanrýsal ve insanüstü þeylere inanabilen ayný insanýn gene de tanrýlarýn, yarý-tanrýlarýn ve kahramanlarýn olduðuna inanmadýðýna kandýramayacaksýn. Bana Meletos'un suçlamasýna göre bir suçlu olmadýðýmý yeterince gösterdim gibi geliyor, Atinalýlar, ve daha öte bir savunma gereksiz olacaktýr; ama önceden söylediklerimin gerçek olduðunu ve yarattýðým düþmanlýklarýn ne denli çok olduklarýný oldukça iyi biliyorum. Eðer yokedilirsem beni yokeden bu olacaktýr. Meletos deðil, ne de Anitus, ama insanlarýn büyük bir bölümünün haseti ve çekiþtirmesi; bir olgu ki pekçok iyi insanýn ölümüne neden oldu, ve büyük bir olasýlýkla daha pekçoklarýnýn ölümüne neden olacaktýr; onlarýn sonuncusu olmam gibi bir tehlike söz konusu deðil. Biri çýkýp dese ki, Seni zamansýz bir sona götürebilecek bir yaþam yolunu izlemekten utanmýyor musun, Sokrates? Ona haklý olarak þu güzel yanýtý verirdim: Bunda yanýlýyorsun dostum: Ýçinde bir dürüstlük kývýlcýmý olan bir insanýn ölme ya da yaþama þansýný hesaplamakla uðraþmamasý gerekir: Hesaplamasý gereken biricik þey bir þeyi yaparken doðru mu yoksa eðri mi, iyi bir insan olarak mý yoksa kötü bir insan olarak mý davrandýðýdýr. Sana kalýrsa onursuzluk karþýsýnda tehlikeyi bütünüyle küçümseyerek Truva'da düþen kahramanlar, ve hepsinden önce Thetis'in oðlu, [Aþilles] birer zavallý olacaktýr; o ki Hektor'u öldürme isteðiyle yanýp tutuþurken tanrýça annesi ona eðer dostu Patroklus'un öldürülmesinin öcünü alýr ve Hektor'u öldürürse, ''Hektor'dan sonra Yazgý seni bekliyor'' sözlerinde kendisinin öleceðini bildirdiði zaman, bu uyarýyý dinledikten sonra tehlike ve ölümü bütünüyle küçümsedi, ve onlardan korkmak yerine onursuzluk içinde yaþamaktan ve dostunun öcünü alamamaktan korktu. ''Bundan sonra hemen ölebilirim,'' diye yanýtladý, ''yeter ki düþmanýmdan öcümü alayým. Burada gemilerin yanýnda gülünç bir yaratýk ve topraða bir yük olarak kalmak istemiyorum.'' Aþilles ölümü ve tehlikeyi hiç düþünmüþ müydü? Çünkü kiþinin yeri neresi olursa olsun, ister kendi seçtiði olsun isterse bir komutaný tarafýndan gösterilen yer olsun, tehlike saati geldiðinde orada kalmalý, onursuzluk dýþýnda ne ölümü ne de baþka herhangi birþeyi düþünmelidir. Ve bütün bunlar, Atinalýlar, hiç kuþkusuz doðrudur. Potidaea'da ve Amfipolis ve Delium'da komuta etmek üzere seçtiðiniz generaller bana buyurduklarýnda, yerleþtirildiðim yerde baþka herkes gibi ölümle yüz yüze kalan ben, eðer þimdi, Tanrýnýn bana felsefeci yaþamýný sürdürme, kendimi ve baþka insanlarý araþtýrma görevini yerine getirmemi buyurduðunu düþünür ve inanýrken, ölüm korkusundan ya da baþka herhangi bir korkudan yerimi terkedecek olsaydým, davranýþým gerçekten de tuhaf olmaz mýydý, ey Atinalýlar? Eðer ölümden korktuðum için Biliciye boyun eðmeseydim bu gerçekten de tuhaf olurdu ve tanrýlara inanmamanýn ve bilge deðilken bilge olduðumu düþünmenin hesabýný vermek için haklý olarak mahkeme önüne çýkarýlabilirdim. Çünkü ölümden korkmak aslýnda yalnýzca bilgelik taslamaktýr, gerçek bilgelik deðil, çünkü bilmediðini bildiðini düþünmektir; hiç kimse insanlarýn korkularýnda en büyük kötülük olarak gördükleri þeyin en büyük iyilik olup olmadýðýný bilmez. Bu bilgisizlik utanç verici bir bilgisizlik, bilmediðini biliyor gibi görünen kibir deðil midir? Ve yalnýzca bu bakýmdan genel olarak insanlardan ayrý olduðuma inanýyorum, ve belki de birþeyde onlardan daha bilge olduðumu ileri süreceksem, bu aþaðýdaki dünya konusunda yalnýzca çok az þey bilirken bildiðimi düþünmediðim olgusudur; ama ister Tanrý ister insan olsun benden daha iyi birine haksýzlýk yapmanýn ve boyuneðmemenin kötü ve onursuz birþey olduðunu biliyorum, ve kötü olduðunu bildiðim kötü þeyler karþýsýnda olanaklý bir iyiden hiçbir zaman korkmayacak ya da kaçýnmayacaðým. Bu yüzden, eðer þimdi beni býrakýrsanýz, ve sizlere suçlandýðýma göre ölümle cezalandýrýlmam gerektiðini, yoksa mahkemeye bütünüyle gereksiz olarak çýkarýlmýþ olacaðýmý söyleyen Anitos'u, eðer þimdi kaçacak olursam çocuklarýnýzýn sözlerimi dinlemekle bütünüyle yozlaþacaklarýný söyleyen bu adamý dinlemeyi reddederseniz, ve eðer bana bu kez, Sokrates, Anitos'a aldýrmayýp seni býrakacaðýz, ama tek bir koþul üzerine, bundan böyle bu yolda araþtýrmaya ve felsefe yapmaya son vereceksin, ve eðer bir kez daha bunlarý yaparken yakalanýrsan öleceksin derseniz, eðer beni býrakma koþulunuz bu olursa, yanýtým þu olacaktýr: Ey Atinalýlar, sizleri sayýyor ve seviyorum, ama sizlere olmaktan çok Tanrýya boyun eðecek ve yaþamým ve gücüm sürdükçe hiçbir zaman düþünmeye ve sizleri zorlamaya son vermeyeceðim, karþýlaþtýðým herkese gerçeði gösterecek ve ona kendime özgü konuþma yolumda þunlarý söyleyeceðim: Sen, dostum,—büyük ve güçlü ve bilge Atina kentinin bir yurttaþý—en büyük parayý, en büyük onuru, en büyük þaný kazanmak için sýnýrsýz bir kaygý göstermekten, ve hiçbir zaman saymadýðýn ve özen göstermediðin bilgelik ve gerçeklik ve ruhunun en büyük geliþimi konusunda böylesine az kaygýlanmaktan utanmýyor musun? Ve eðer tartýþtýðým kiþi ''Evet, ama kaygý duyuyorum'' derse, o zaman hemen gitmesine izin vermeyecek ve onu inceden inceye sorgulamaya ve sýnamaya geçecek, ve eðer kendisinde hiçbir erdemin olmadýðýný, ama yalnýzca olduðunu söylediðini bulursam, en deðerli olaný deðersizleþtirdiði ve bayaðý þeylere aþýrý deðer verdiði için onu kýnayacaðým. Ve yaþlý ya da genç, yurttaþ ya da yabancý karþýlaþtýðým herkese ayný sözleri yineleyeceðim, ama özellikle sizlere, yurttaþlarým, çünkü sizler bana daha yakýnsýnýz. Çünkü bu bana Tanrýnýn buyruðudur; ve inanýyorum ki kentte benim Tanrýya hizmetimden daha büyük hiçbir iyilik olmamýþtýr. Çünkü yapmaya çalýþtýðým tek þey yaþlý ya da genç tümünüzü de ilkin bedenleriniz ya da paralarýnýz için deðil, ama herþeyin üstünde ruhunuz için ve onu olanaklý en iyi ruh yapmak için kaygý duymaya inandýrmaktýr. Sizlere varsýllýðýn erdem getirmediðini, ama erdemin hem bireyi hem de devleti varsýllýk ve baþka her türlü iyiliðe ulaþtýrdýðýný söylüyorum. Öðrettiklerim bunlardýr, ve eðer gençliði yozlaþtýran öðreti buysa, zararlý bir insaným. Ama eðer biri öðretimin bu olmadýðýný söylüyorsa, söylediði saçmadýr. Bu yüzden, Atinalýlar, ister Anitus'u dinleyin ister dinlemeyin, ister beni býrakýn ister býrakmayýn, ama ne yaparsanýz yapýn birçok kez ölmem gerekse bile yolumu hiçbir zaman deðiþtirmeyecek olduðumu anlayýn. Sözümü kesmeyin Atinalýlar, dinleyin; beni sonuna dek dinleyeceðiniz konusunda anlaþmýþtýk. Söyleyeceðim birþey daha var ki, belki de baðýrýþlara yol açacak; ama beni dinlemenin sizler için iyi olacaðýna inanýyorum, ve bu yüzden lütfen gürültüyü kesmenizi istiyorum. Bilmenizi istiyorum ki, eðer ben dediðim gibi biriysem ve siz beni öldürürseniz, beni incittiðinizden çok kendinizi inciteceksiniz. Beni hiçbirþey incitmeyecek—ne Meletos ne de Anitus bunu yapabilir; bunu yapamazlar çünkü inanýyorum ki Tanrý yasasý kötü bir insanýn kendinden daha iyi birini incitmesine izin vermez. Anitus'un belki de onu öldürebileceðini, ya da sürgüne gönderebileceðini, ya da yurttaþlýk haklarýndan yoksun býrakabileceðini yadsýmýyorum; ve böylelikle o ve baþkalarý ona çok büyük bir kötülük yaptýklarýný sanabilirler; ama ben ayný görüþte deðilim. Çünkü þimdi yapmakta olduðu kötülüðün, haksýz olarak bir baþkasýnýn yaþamýný alma kötülüðünün çok daha büyük olduðuna inanýyorum. Ve þimdi, Atinalýlar, savunmamý çoðunuzun sanabileceði gibi kendi adýma deðil, ama sizin adýnýza yapacaðým, öyle ki sizlere tanrý armaðaný olan beni mahkum ederek bir yanlýþlýk yapmayasýnýz. Çünkü eðer beni öldürürseniz, gerçi bunu söylemek tuhaf olsa da, tanrý tarafýndan devletin baþýna sarýlmýþ benim gibi bir baþkasýný daha kolay kolay bulamayacaksýnýz; devlet büyük ve soylu bir at gibidir ki, tam bu büyüklüðünden ötürü devimlerinde aðýrdýr ve onu irkitecek atsineði gibi birþeye gereksinir. Ben Tanrýnýn devletin baþýna sardýðý o atsineðiyim, ve gün boyunca ve her yerde sürekli olarak üzerinize yapýþýr, sizi uyandýrýr, inandýrýr, ve kýnarým. Benim gibi bir baþkasýný kolay kolay bulamazsýnýz, ve bu yüzden sizlere beni sakýnmanýzý salýk veririm. Uykudan birden uyandýrýlan biri gibi canýnýzýn sýkýldýðýný duyabilir, ve Anitus'un öðütlediði gibi kolayca beni bir vuruþta ezebileceðinizi düþünebilirsiniz; ama o zaman yaþamlarýnýzýn geri kalaný boyunca uyuyacaksýnýz, ta ki Tanrý sizlerden kaygýlanarak bir baþka atsineði gönderinceye dek. Size sizin için Tanrýnýn armaðaný olduðumu söylediðim zaman, bu ödevin tanýtý þöyledir: Eðer baþka insanlar gibi olmuþ olsaydým, tüm kaygýlarýmý gözardý etmemem ya da bütün bu yýllar boyunca sizin çýkarlarýnýzý gözetirken kendiminkilerin gözardý ediliþini dayançla seyretmemem gerekirdi; sizlere tek tek bir baba ya da büyük kardeþ gibi gelip erdem için özen göstermenizi öðütlememem gerekirdi; böyle davranýþ insan doðasýna aykýrýdýr. Eðer herhangi birþey kazanmýþ olsaydým, ya da eðer öðütlerim karþýlýðýný vermiþ olsaydý, bunlarý yapmamda bir anlam olurdu; ama, kendinizin de görebildiðiniz gibi, suçlayýcýlarým yüzleri kýzarmadan bana baþka her türlü suçu yüklemelerine karþýn herhangi bir kimseden ödemede bulunmasýný beklediðimi ya da bunu istediðimi söyleyemezler; bunun için hiçbir tanýklarý yoktur. Ve söylediðimin gerçekliði için yeterince güçlü bir tanýðým var—yoksulluðum. Kimileri niçin ortalarda dolaþýp kiþisel öðütler verdiðimi ve baþkalarýnýn kaygýlarý ile oyalandýðýmý, ama kamu toplantýlarýnýza katýlýp devlete önerilerde bulunmadýðýmý merak edebilir. Size nedenini söyleyeceðim. Bana gelen ve Meletos'un savcasýnda alay konusu yaptýðý tanrýsal ve tinsel bir sesten çeþitli zamanlarda ve çeþitli yerlerde söz ettiðimi duymuþsunuzdur. Bana ilkin çocukluðumda gelmeye baþlayan bu ses ne zaman gelse beni yapmayý düþündüðüm þeyde durdurur, ama hiçbir zaman birþey yapmamý buyurmaz. Politikayla uðraþmamýn önüne geçen þey budur. Ve sanýrým haklý olarak. Çünkü hiç kuþkum yok ki, ey Atinalýlar, eðer geçmiþte politik iþlerle uðraþmýþ olsaydým, çoktan yokolmuþ olurdum, ve ne sizlere ne de kendime bir yararým olurdu. Ve size gerçeði söylememden rahatsýz olmayýn; çünkü gerçek þudur ki, size ya da baþka herhangi bir kümeye karþý çýkýp bir devlette yapýlan yasasýz ve haksýz iþlere karþý dürüst olarak çabalayan hiçbir insan yaþamýný kurtaramayacaktýr; hak için döðüþecek olan, eðer kýsa bir zaman için bile yaþayacaksa, kamusal bir kiþi deðil ama baðýmsýz bir birey olmalýdýr. Size dediklerimin inandýrýcý kanýtýný verebilirim, yalnýzca sözlerde deðil, ama çok daha fazla deðer verdiðiniz þeyde—eylemlerde. Yalnýzca baþýma gelen birkaç þeyi anlatmama izin verin, ve hiçbir zaman ölüm korkusundan haksýzlýða boyun eðmediðimi, ve boyun eðmektense hemen ölmeye hazýr olduðumu göreceksiniz. Size mahkemelerden belki de çok ilginç olmayan ama gene de gerçek olan bir öykü anlatacaðým. Yaptýðým biricik devlet görevi, Atinalýlar, senatörlüktü. Antiokhis soyu, ki benim soyumdur, Arginusae savaþýndan sonra düþenlerin bedenlerini toplamayan generallerin mahkemesinde baþkanlýðý üstlenmiþti; ve onlarý, daha sonra hepinizin yasadýþý olduðunu kabul ettiðiniz bir yolda toplu olarak yargýlamayý önermiþtiniz; ama o zaman baþkanlar arasýnda bu yasadýþý tutuma karþý çýkan yalnýzca ben oldum ve oyumu size karþý kullandým; ve konuþmacýlar beni suçlayýp hemen orada tutuklamakla tehdit ettikleri ve sizler baðýrarak bunu yapmalarý gerektiðini söylediðiniz zaman, hapis ya da ölüm korkusuyla haksýzlýðýnýza katýlmaktansa benden yana olan yasa ve türe adýna riski göze almaya karar verdim. Bu demokrasi günlerinde oldu. Ama Otuzlar oligarþisi erke geldiði zaman, bana ve rotundadaki baþka dört kiþiye daha haber salarak ölümle cezalandýrmayý düþündükleri Salamisli Leon'u Salamis'ten getirmemizi buyurdular. Bu her zaman suçlarýna olabildiðince çok sayýda insaný karýþtýrabilme amacýyla verdikleri buyruk türünün bir örneðiydi; ve o zaman, eðer anlatýmý kullanmama izin verilirse, ölüme aldýrmadýðýmý, ve büyük ve biricik kaygýmýn haklý olmayan ya da kutsal olmayan hiçbirþey yapmamak olduðunu sözde deðil ama eylemde gösterdim. Çünkü o ezici erkin güçlü kolu korkutarak bana haksýz hiçbirþey yaptýramazdý; ve rotundadan çýktýðýmýz zaman öteki dördü Leon'u tutuklamak için Salamis'e giderken ben sessizce eve gittim. Eðer Otuzlarýn erki kýsa bir süre sonra devrilmemiþ olsaydý bu yüzden yaþamýmý yitirebilirdim. Ve pekçok insan sözlerime tanýklýk edecektir. Þimdi eðer kamu yaþamýna katýlmýþ olsaydým ve iyi bir insan olarak her zaman doðruyu ileri sürmüþ ve herþeyden önce yapmam gerektiði gibi haklý olaný savunmuþ olsaydým, gerçekten de tüm bu yýllar boyunca sað kalabilir miydim sizce? Gerçekten de hayýr, Atinalýlar, ne ben ne de bir baþkasý. Ama ister kamusal isterse kiþisel olsunlar tüm eylemlerimde her zaman ayný kaldým, ve ne iftiracýlarýmýn izleyicilerim olarak adlandýrdýklarý kimselere, ne de baþkalarýna karþý bir uyuþumculuk tutumuna girmedim. Herhangi bir düzenli öðrencim de olmuþ deðildir. Ama eðer ister genç ister yaþlý olsun herhangi biri görevimi yaparken gelip beni dinleyecek olursa, dýþlanmaz. Ne de yalnýzca ödemede bulunanlarla söyleþide bulunmam diye birþey söz konusudur; tersine, ister varsýl ister yoksul olsun herkes bana soru sorabilir ya da yanýt verebilir ve sözlerimi dinleyebilir; ve sonunda ister kötü ister iyi bir insan olsun, her iki durumda da bunun sorumluluðu haklý olarak bana yüklenemez; çünkü hiçbir zaman herhangi birþey öðretmedim ve öðretmeyi ileri sürmedim. Ve eðer biri benden kiþisel olarak tüm dünyanýn iþitmemiþ olduðu herhangi birþeyi öðrendiðini ya da iþittiðini söyleyecek olursa, söylediðinin doðru olmadýðýndan kuþkunuz olmasýn. Ama bana ''Niçin kimi insanlar zamanlarýnýn çoðunu seninle birlikte geçirmekten hoþlanýyorlar?'' diye sorulacaktýr. Size daha þimdiden bu konudaki bütün gerçeði söyledim, Atinalýlar: bilge olduklarýný düþünen ama öyle olmayanlarý nasýl sorguya çektiðimi dinlemeyi severler; bunda eðlenceli bir yan vardýr. Dediðim gibi Tanrý bana insanlarý sorguya çekme görevini verdi; ve bunu yapmam biliciler ve düþler tarafýndan, ve tanrýsal gücün istencinin herhangi birine anýþtýrýldýðý her yolda imlendi. Bu, Atinalýlar, hem doðrudur hem de kolayca sýnanabilirdir. Eðer gençleri yozlaþtýrýyorsam ya da yozlaþtýrmakta idiysem, aralarýndan þimdi büyümüþ ve gençlik günlerinde onlara kötü öðütler vermiþ olduðumu anlamýþ olanlar suçlayýcýlar olarak ortaya çýkmalý ve öçlerini almalýdýrlar; ya da eðer kendileri gelmeyi istemiyorlarsa, akrabalarýndan, arkadaþlarýndan, babalarýndan, kardeþlerinden ya da baþka yakýnlarýndan birileri ailelerinin benden hangi kötülüðü gördüðünü söylemelidir. Bunun zamaný þimdidir. Onlardan pekçoðunu mahkemede görüyorum. Ýþte benimle ayný yaþta ve ayný mahalleden olan Kriton; ve ayrýca oðlu Kritobulus'u da görüyorum. Ýþte yine Aeskhines'in babasý Sphettuslu Lisanias—o da burada; ve ayrýca Epigenes'in babasý olan Kephisuslu Antifon; ve tanýdýðým pekçoklarýnýn kardeþleri. Theosdotides'in oðlu Nikostratus, ve Theodotus'un kardeþi (þimdi Theodotus'un kendisi öldüðüne göre ne olursa olsun onun konuþmasýnýn önüne geçemeyecektir); ve orada Demodokus'un oðlu ve Theages'in kardeþi olan Paralus; ve Ariston'un oðlu Adeimantus ve kardeþi Platon; ve Apollodorus'un kardeþi Aentodorus'u da görüyorum. Baþka birçoklarýndan da söz edebilirdim, ki bunlardan kimilerini konuþmasý sýrasýnda Meletos'un tanýk olarak göstermesi gerekirdi; ve eðer unutmuþsa gene de gösterebilir, ona yerimi býrakacaðým. Ve eðer böyle bir kanýtý varsa, hiç durmasýn söylesin. Hayýr, Atinalýlar, gerçek bunun tam tersidir. Çünkü onlarýn tümü de—Meletos'un ve Anitus'un deyimiyle—yozlaþtýrýcýdan yana, en deðerli ve en yakýn akrabalarýný incitenden yana tanýklýk etmeye hazýrdýr; yalnýzca yozlaþtýrýlan gençlik deðil—çünkü beni desteklemeleri için bir güdü olabilir—, ama yozlaþtýrýlmamýþ yaþlý akrabalarý da. Niçin tanýklýklarý ile beni desteklesinler? Bunun nedeni gerçeklik ve doðruluk uðruna olmanýn dýþýnda, benim gerçeði söylediðimi ve Meletos'un yalancý olduðunu bilmelerinin dýþýnda baþka birþey olabilir mi? Evet Atinalýlar, savunmam için söyleyebileceðimin tümü bu ve buna benzer þeyler. Gene de bir söz daha ekleyebilirim. Belki de aranýzdakilerden biri kendisinin benzer bir durumda, ya da üstelik daha da az dramatik bir durumda, yargýçlara nasýl yaþlý gözlerle yalvarýp ricalarda bulunduðunu, nasýl duygulandýrýcý bir tavýrla çocuklarýný ve onlarýn yanýsýra daha birçok akrabasýný ve dostunu mahkemeye gösterdiðini anýmsadýðýnda, benim büyük bir olasýlýkla yaþamým tehlikedeyken böyle þeylerden hiç birini yapmayacaðýmý gördüðünde bana gücenebilir. Zýtlýðý gören biri belki de bana karþý dönebilir ve bu noktada benden hoþlanmayarak öfke ile bana karþý oy verebilir. Þimdi, eðer aranýzda böyle bir insan varsa,—lütfen dikkat edin, var demiyorum—, ona haklý olarak þu yanýtý veriyorum: Dostum, ben bir insaným, ve baþka insanlar gibi etten ve kemikten bir yaratýðým, Homer'in dediði gibi, ''tahtadan ya da taþtan'' deðil ama insan ana babadan doðdum ve sonuç olarak akrabalarým var; ve evet Atinalýlar, bir ailem, üç oðlum var, biri hemen hemen yetiþkin, ve öteki ikisi henüz genç; ve gene de sizlerden bir baðýþlama dilenmek için onlardan hiç birini buraya getirmeyeceðim. Ve niçin mi getirmeyeceðim? Herhangi bir dikbaþlýlýktan ya da sizlere saygýsýzlýktan deðil. Ölümden korkup korkmadýðýmýn bu konuyla hiç ilgisi yok. Ama, kamu oyuna duyduðum saygý yüzünden böyle bir davranýþ bana benim kendim için, sizler için ve bütün devlet için utandýrýcý görünüyor. Benim yaþýma ulaþan ve hak etmiþ olsun ya da olmasýn bir bilgenin ününü taþýyan biri için bu yöntemleri kullanmak doðru olmaz. Çünkü ne olursa olsun dünya Sokrates'in herhangi bir yolda baþka insanlarýn çoðundan üstün olduðuna karar vermiþtir. Ve eðer aranýzda bilgelik ve yüreklilikte ve herhangi bir baþka erdemde daha üstün olduðu söylenenler böyle yaparak kendilerini bayaðýlaþtýracak olurlarsa, davranýþlarý nasýl utandýrýcý olur! Mahkum edildiklerinde çok tuhaf davranýþlar gösteren birçok ünlü insan gördüm; eðer ölecek olurlarsa baþlarýna korkunç birþey geleceðini, ve eðer yaþamalarýna bir izin verecek olursanýz ölümsüz olacaklarýný sanýyor gibi göründüler; ve bana kalýrsa böyle þeyler kentimizin onurunu düþürür, ve yolu buraya düþecek bir yabancýya Atina'nýn en seçkin erkeklerinin, onlara Atinalýlarýn kendileri tarafýndan onur ve yetki verilmesine karþýn, kadýnlardan daha iyi olmadýðýný düþündürür. Ve diyorum ki aramýzda bir saygýnlýðý olanlar tarafýndan bu tür þeylerin yapýlmamasý gerekir; ve eðer yaparlarsa, onlara izin vermemeniz gerekir; tersine, acýklý bir sahne yaratan ve kenti gülünç düþüren insaný mahkum etmeye sessizce davranan birinden daha hazýr olduðunuzu göstermelisiniz. Ama saygýnlýk sorununu bir yana atarsak, bir yargýcý bilgilendirmek ve inandýrmak yerine ondan bir iyilik istemede, ve böylece bir baðýþlanma elde etmede sanýrým yanlýþ birþey vardýr. Çünkü onun ödevi bir türe armaðaný sunmak deðil, ama yargýda bulunmaktýr; ve kendi keyfine göre deðil ama yasalara göre yargýda bulunacaðýna yemin etmiþtir; ve ne biz sizi bu yemini bozma alýþkanlýðýnda yüreklendirmeli, ne de siz kendinize bu alýþkanlýða kapýlma iznini vermelisiniz, bu sizin de bizim de inancýmýza aykýrýdýr. O zaman benden onursuz ve yanlýþ ve inancýma aykýrý gördüðüm þeyleri yapmamý istemeyin, özellikle þimdi, Meletos'un savcasý üzerine dinsizlikle suçlanmakta olduðum sýrada. Çünkü, Atinalýlar, eðer sizi dileklerin gücüyle inandýrýrsam ve yeminlerinizi çiðnemeye zorlarsam, o zaman size hiçbir tanrýnýn olmadýðýný öðretiyor, ve kendi savunmamda gerçekte kendimi onlara inanmamakla suçluyor olacaðým. Ama durum böyle deðildir ve bunu yapmanýn çok uzaðýndayým. Çünkü tanrýlarýn varlýðýna inanýyor, ve suçlayýcýlarýmdan herhangi birinin onlara inandýðýndan çok daha yüksek bir anlamda inanýyorum. Ve davamý sizin için ve benim için en iyi yolda belirlemeniz üzere sizlere ve Tanrýya býrakýyorum. [Mahkeme oylama yapar ve Sokrates'i suçlu bulur. Suçlayan oylarýn sayýsý 281, aklayanlarýnki 220'dir. Sokrates bunun üzerine ceza konusunda konuþur.] Oylarýnýzla beni mahkum ettiniz, Atinalýlar; ve eðer buna bir içerleme göstermiyorsam bunun nedenleri var. En baþta bunu bekliyordum, ve beni asýl þaþýrtan yalnýzca oylarýn böyle yakýn olmasý oldu; çünkü bana karþý olan çoðunluðun çok daha büyük olacaðýný düþünüyordum; ama þimdi, eðer otuz oy daha öte yana geçmiþ olsaydý, aklanmýþ olacaktým. Üstelik þimdi bile Meletos'un suçlamasýndan kurtulmuþ olduðumu düþünüyorum. Dahasý, Anitus ve Likon'un yardýmý olmasaydý, yasanýn gerektirdiði gibi oylarýn beþte birini alamayacak olduðu açýktýr, ki bu durumda kendisi bin drahmalýk cezaya çarptýrýlacaktý. Þimdi ceza olarak ölümü öneriyorsunuz. Kendi payýma ben ne önermeliyim, Atinalýlar? Açýktýr ki hakkým olaný. Ve hakkým nedir? Bütün yaþamým boyunca boþ durmaya hiçbir anlam vermemiþ olduðum için, ama insanlarýn çoðunun kaygýlandýðý þeyleri, para kazanmayý, ev geçindirmeyi ve askeri görevleri, kamu toplantýlarýnda konuþmayý, memurluklarý, komplolarý, partileri gözardý ettiðim için katlanmam ya da ödemem gereken asýl karþýlýk nedir? Gerçekte bir politikacý olarak yaþamak için gereðinden öte dürüst olduðumu düþünerek, size ya da kendime hiçbir yararýmýn olamayacaðý yerlere gitmedim; ama her birinize kiþisel olarak en büyük iyilikte bulunabileceðim her yere gittim, ve aranýzda herkesi kendisine bakmasý gerektiðine, kiþisel çýkarlarýn peþine düþmeden önce erdem ve bilgeliði aramasý gerektiðine, devletin çýkarlarýyla kaygýlanmadan önce devletin kendisi ile kaygýlanmasý gerektiðine inandýrmaya, tüm eylemlerinde uymasý gereken düzenin bu olduðunu anlatmaya çalýþtým. Bu yolda davrandýðým için neyi hak ediyorum? Hiç kuþkusuz iyi bir þey, ey Atinalýlar, eðer gerçekte ne olmasý gerektiðinin hesabýný yapacak olursam; ve bu ödül ona uygun düþecek birþey de olmalýdýr. Size iyilik eden ve boþ zamaný sizleri bilgilendirebilmek için isteyen yoksul birine uygun bir ödül ne olacaktýr? Belediye binasýnda konuklanmasýndan daha uygun bir ödül olamaz, sevgili Atinalýlar—bir ödül ki, onu Olimpia'da at ya da araba yarýþýný kazanan yurttaþtan çok daha fazla hak etmiþtir. Çünkü o size mutluluðun yalnýzca görünüþünü verir, ama ben ise kendisini; çünkü yoksulluk içinde olan o deðil ama benim. Ve eðer cezayý haklý olarak hesaplayacak olursam, karþýlýk budur: Belediye binasýnda konuklanmalýyým. Belki de þimdi söylediklerimle size meydan okuduðumu düþünüyorsunuz, týpký daha önce gözyaþlarý ve dualar konusunda söylediklerimde olduðu gibi. Ama bu doðru deðil. Dahaçok hiçbir zaman bile bile birine kötülük yapmamýþ olduðuma inandýðým için böyle konuþuyorum, üstelik zaman çok kýsa olduðu için sizi inandýramamýþ olsam bile. Eðer baþka kentlerde olduðu gibi Atina'da da bir ölüm cezasýna bir günde karar verilmemesi konusunda bir yasa olsaydý, o zaman inanýyorum ki sizleri inandýrabilirdim. Ama büyük iftiralarý bir anda çürütemem; ve, hiçbir zaman bir baþkasýna haksýzlýk yapmadýðýma inandýðým için, hiç kuþkusuz kendime de haksýzlýk yapmayacaðým. Kendime herhangi bir kötülüðü hakettiðimi söylemeyeceðim, ya da herhangi bir ceza önermeyeceðim. Niçin önereyim? Meletos'un önerdiði ölüm cezasýndan korktuðum için mi? Ölümün iyi mi kötü mü olduðunu bilmiyorsam, niçin kötü olduðunu çok iyi bildiðim bir cezayý önereyim? Hapis mi diyeyim? Günlerimi niçin hapiste geçireyim, ve orasý için herhangi bir zamanda seçilen memurlarýn—Onbirlerin—kölesi olayým? Bir para cezasý, ve ödeyinceye dek bir hapis cezasý mý olsun? Karþýçýkýþ aynýdýr. Hapiste yatmam gerekecek çünkü ödeyecek hiç param yok. Ve eðer sürgün dersem (ve belki de benim için bu cezayý kabul edeceksiniz), eðer söylemlerime ve sözlerime benim yurttaþlarým olan sizler dayanamaz ve onlarý daha fazla istemeyecek denli aðýr ve uðursuz bulurken, baþkalarýnýn bana dayanabileceðini bekleyecek denli usdýþý isem, gerçekten de gözüm yaþam sevgisi tarafýndan köreltilmiþ olmalýdýr. Hayýr, Atinalýlar, gerçekten de bu olacak birþey deðil. Ve benim yaþýmda kentten kente dolaþarak, sürekli olarak sürgün yerimi deðiþtirerek, ve her zaman kovularak nasýl bir yaþam sürerdim? Çünkü bütünüyle eminim ki nereye gidersem gideyim, orada da burada olduðu gibi genç insanlar baþýma üþüþecekler; ve eðer onlarý uzaklaþtýracak olursam, onlarýn isteði üzerine büyükleri beni kovacak; ve eðer gelmelerine izin verirsem, onlar uðruna babalarý ve dostlarý beni kovacak. Biri diyecektir: Evet, Sokrates, ama bizden ayrýldýktan sonra dilini tutamaz mýsýn, yabancý bir kente gidersin, ve kimsenin iþine karýþmazsýn? Þimdi size bunu nasýl yanýtladýðýmý anlatmak benim için gerçekten de güç. Çünkü size dersem ki dediðiniz gibi yapmak Tanrýya boyun eðmemek olacaktýr, ve dolayýsýyla dilimi tutmam olanaklý deðildir, ciddi olduðuma inanmayacaksýnýz; ve eðer yine erdem konusunda ve benim kendimi ve baþkalarýný sorguladýðýmý duyduðunuz baþka þeyler konusunda gündelik söylem insan için en iyi olan þeydir, ve sorgulanmayan yaþam yaþamaya deðmezdir dersem, bana inanmanýz daha da güç olacaktýr. Gene de doðru olaný söylüyorum, üstelik sizi buna inandýrmak benim için güç olsa da. Bundan baþka, bir ceza çekmeyi hak ettiðimi düþünmeye hiç alýþmadým. Eðer param olsaydý, ödemek zorunda olduðumun tümünü bir ceza olarak ödemeyi önerirdim, çünkü bundan hiçbir zarar görmezdim. Ama hiç param yok, ve dolayýsýyla sizden cezayý olanaklarýmla orantýlý kýlmanýzý istemek zorundayým. Evet, belki de bir minaya gücüm yeter, ve bu yüzden o cezayý öneriyorum; Platon, Krito, Kritobulus ve Appolondorus, buradaki dostlarým, beni otuz mina demeye zorluyorlar, kefillerim olacaklar. O zaman ceza otuz mina olsun; bu insanlar sizin için kefil olarak yeterli olacaktýr. [Mahkeme bir oylama daha yapar ve Sokrates'i ölüme mahkum eder.] Kenti karalayanlarýn size verecekleri kötü adý iþitmek için çok beklemeniz gerekmeyecek, ey Atinalýlar; Sokrates'i, bir bilgeyi öldürdünüz diyecekler; ve sizi kýnamak istediklerinde bana bilge diyecekler, üstelik bilge olmasam bile. Eðer biraz beklemiþ olsaydýnýz, isteðinizi doðanýn süreci karþýlamýþ olacaktý. Çünkü görebileceðiniz gibi yaþým çok ilerledi, ve ölüm beni çok uzakta beklemiyor. Þimdi hepinize deðil, ama yalnýzca beni ölüme mahkum edenlere söylüyorum. Ve onlara diyecek bir baþka þeyim daha var: Belki de baðýþlanmamý saðlayacak türde sözler söylemediðim için mahkum olduðumu düþünüyorsunuz, demek istiyorum ki, aklanmak için gereken herþeyi yapmayý ve söylemeyi uygun bulmamýþ olduðum için. Hiç de deðil; mahkum olmama götüren eksiklik hiç kuþkusuz sözcüklerin eksikliði deðildi. Bu iþitmeyi en çok istediðiniz türden konuþmayý yaptýracak utanmazlýðýn ya da yüzsüzlüðün ya da eðilimin olmamasýydý—aðlamak ve inlemek ve yakarmak, ve baþkalarýndan iþitmeye alýþtýðýnýz ama ileri sürdüðüm gibi bana yakýþmayacak baþka pekçok þeyi yapmak. O sýrada tehlikeye karþýn özgür bir insana yaraþmayacak hiçbirþey yapmamam gerektiðini düþündüm; ve þimdi de savunma biçemimden hiçbir piþmanlýk duymuyorum; sizin istediðiniz gibi konuþup yaþamaktansa, kendim gibi konuþup ölmeyi yeðlerim. Çünkü savaþta olduðu gibi yasa karþýsýnda da benim ya da herhangi bir insanýn ölümden kaçmanýn her yoluna baþvurmamasý gerekir. Savaþta sýk sýk olduðu gibi, bir insan silahlarýný fýrlatýp onu kovalayanlarýn önünde diz çöktüðünde hiç kuþkusuz ölümden kurtulabilir; ve baþka tehlikelerde de, eðer bir insan herþeyi söylemeye ve yapmaya istekli ise, ölümden kaçmanýn baþka yollarý vardýr. Güçlük, dostlarým, ölümden kaçýnmak deðil, ama haksýzlýktan kaçýnmaktýr; çünkü o ölümden daha hýzlý koþar. Ve yaþlý ve yavaþ olduðum için daha yavaþ koþucu beni yakaladý; ama suçlayýcýlarýmýn uyanýk ve çevik olmalarýna karþýn, hýzlý koþucu tarafýndan, haksýzlýk tarafýndan yakalandýlar. Ve þimdi sizin tarafýnýzdan mahkum edilmiþ olarak ölüm cezasýný çekmek üzere ayrýlýyorum,—onlar da gerçeklik tarafýndan mahkum edilmiþ olarak kendi yollarýna gidiyorlar—kötülük ve yanlýþlýk cezasýný çekmek üzere; ve ödülüme sarýlmalýyým, onlar da kendilerininkine. Sanýrým bu tür þeyler yazgý olarak görülebilirler—ve sanýrým iyidirler. Ve þimdi, beni mahkum eden insanlar, sizlere seve seve bir bilici gibi konuþacaðým; çünkü ölmek üzereyim, ve ölüm saatinde insanlara peygamberlik gücü baðýþlanýr. Ve katillerim olan sizlere önceden bildiriyorum ki, benim ayrýlmamdan hemen sonra bana verdiðiniz cezadan çok daha aðýrý hiç kuþkusuz sizleri bekliyor olacaktýr. Sizi suçlayandan kaçabilmek ve yaþamlarýnýzýn bir hesabýný vermemek için beni öldürdünüz. Ama sonuç beklediðiniz gibi deðil, bütünüyle baþka türlü çýkacaktýr. Çünkü þimdikilerden daha çok suçlayýcýnýz olacak; þimdiye dek onlarý durduruyordum; ve daha genç olduklarý için üzerinize daha sert gelecekler, ve onlara daha çok içerleyeceksiniz. Eðer insanlarý öldürerek birinin kötü yaþamlarýnýzý kýnamasýnýn önüne geçebileceðinizi sanýyorsanýz, yanýlýyorsunuz; bu kaçýþ yolu ne olanaklý ne de onurludur; en kolay ve en soylu kurtuluþ yolu baþkalarýný ortadan kaldýrmaktan deðil ama kendini geliþtirmekten geçer. Ayrýlmadan önce beni mahkum etmiþ olan yargýçlara söyleyeceðim öngörü bu. Beni aklamak için oy veren dostlara gelince, memurlar iþleriyle uðraþýrken, ve ben ölmem gereken yere gitmeden önce, sizlere burada yer alan bu olay konusunda birþeyler söylemek istiyorum. O zaman biraz daha kalýn, çünkü zaman varken pekala biraz daha konuþabiliriz. Benim dostlarýmsýnýz, ve size baþýma gelen bu olayýn anlamýný göstermeyi isterdim. Ey yargýçlarým—çünkü size gerçekten yargýçlarým diyebilirim—sizlere harika bir olaydan söz etmek istiyorum. Þimdiye dek kaynaðý içimdeki bilici olan tanrýsal yeti, belki herhangi bir sorunda bir dil sürçmesi ya da herhangi bir yanlýþlýk yapabilirim diye, sürekli olarak önemsiz þeylerde bile bana karþý çýkma alýþkanlýðýndaydý; ve þimdi gördüðünüz gibi en son ve en büyük kötülük olarak düþünülebilecek olan ve genellikle öyle olduðuna inanýlan þey baþýma geldi. Ama tanrýsal iþaret ne sabah evden ayrýlýrken, ne mahkemenin yolundayken, ne de konuþurken söyleyecek olduðum hiçbir þey için hiçbir karþýtlýk belirtisi göstermedi; ve sýk sýk bir konuþmanýn ortasýnda durdurulmuþ olmama karþýn, þimdi önümdeki sorun konusunda bilici söylediðim ya da yaptýðým hiçbirþeyde bana karþý çýkmadý. Bu suskunluðun nedeni olarak düþünebileceðim nedir? Size söyleyeyim. Bu baþýma gelenin iyi bir þey olduðunun, ve ölümün kötü birþey olduðunu düþünenlerin yanýlmakta olduklarýnýn bir belirtisidir. Çünkü iyi bir þey yapmak üzere olmasaydým, alýþýldýk uyarý bana karþý çýkardý hiç kuþkusuz. Bir baþka yolda düþünürsek ölümün bir iyilik olduðunu ummak için çok büyük bir neden olduðunu göreceðiz; çünkü ölüm þu iki þeyden biri olmalýdýr: ya bir hiçlik ve hiçbir þey duymama durumudur, ya da, dedikleri gibi, ruhun bir deðiþimi ve bu dünyadan bir baþkasýna bir göçüdür. Þimdi, eðer hiçbir þey duyulmadýðýný, ama düþlerin bile rahatsýz etmediði birinin uykusu gibi bir uyku olduðunu düþünüyorsanýz, ölüm anlatýlamayacak denli büyük bir kazanç olacaktýr. Çünkü eðer bir insan uykusunun düþler tarafýndan bile rahatsýz edilmemiþ olduðu geceyi seçecek olsaydý, ve bunu yaþamýnýn öteki günleri ve geceleri ile karþýlaþtýrýp sonra bize yaþamý boyunca bu geceden daha iyi ve daha hoþ kaç gün ve kaç gece geçirdiðini söyleyecek olsaydý, sanýrým herhangi bir insan—sýradan bir insan deðil ama giderek büyük kral bile—ötekilerle karþýlaþtýrýldýðýnda böyle günlerin ya da gecelerin sayýlarýnýn çok büyük olmadýðýný bulurdu. Þimdi eðer ölüm böyle bir doðadaysa, o zaman ölmek kazançtýr; çünkü bengilik o zaman yalnýzca tek bir gecedir. Ama eðer ölüm bir baþka yere yolculuk ise, ve orada, dedikleri gibi, ölüler kalýyorsa, bundan daha büyük ne olabilir, ey dostlarým ve yargýçlarým? Eðer gerçekten de biri aþaðýdaki dünyaya varýrsa, ve bu dünyadaki türe öðretmenlerinden kurtulup orada yargýda bulunduklarý söylenen gerçek yargýçlarý bulursa—Minos ve Rhadamanthus ve Aeakus ve Triptolemus, ve Tanrýnýn kendi yaþamlarýnda dürüst olmuþ olan baþka oðullarý—, o zaman yolculuk onu yapmaya deðerdir. Orfeus ve Musaeu ile, Hesiod ve Homer ile konuþabilmek için insan neler vermezdi? Hayýr, eðer bu doðruysa, birçok kez ölmeyi kabul ederim. Ben kendim de orada Palamedes ile, Telamon'un oðlu Ajax ile, ve haksýz bir yargý yoluyla ölmüþ baþka birçok eski kahraman ile karþýlaþýp konuþmayý harika birþey olarak kabul ediyorum; ve sanýrým yaþadýklarýmý onlarýn yaþadýklarý ile karþýlaþtýrmak çok büyük bir haz verecektir. Herþeyden önce, o zaman gerçek ve yanlýþ bilgi üzerine araþtýrmamý sürdürebileceðim; bu dünyada olduðu gibi sonrakinde de; ve kimin bilge olduðunu, ve kimin bilgelik tasladýðýný ve öyle olmadýðýný bulacaðým. Büyük Truva seferinin önderini sorgulayabilmek için, ey yargýçlar, bir insan neler vermez; ya da Odisseus'u ve Sisifos'u, ya da sayýsýz baþka erkek ve kadýný! Onlarla söyleþide ve onlara sorular sormada nasýl sonsuz bir haz olacaktýr! Bir baþka dünyada, ne olursa olsun, bir insaný sorular sorduðu için öldürmezler. Çünkü bizlerden daha mutlu olmanýn yanýsýra, eðer söylenen doðruysa, ölümsüz olacaklardýr. Bu yüzden, ey yargýçlar, ölüm karþýsýnda umutsuz olmayýn, ve pekinlikle bilin ki, ister bu yaþamda olsun isterse ölümden sonra, iyi bir insanýn baþýna hiçbir kötülük gelemez. O ve onun olan hiçbirþey Tanrýlar tarafýndan gözardý edilmez; ne de benim yaklaþan sonum yalnýzca bir þans sonucunda olmuþtur. Ama açýkça görüyorum ki benim için en iyisi þimdi ölmek ve sorunlardan kurtulmak olacak. Bu yüzden bilici hiçbir belirti vermedi. Bu nedenle de beni mahkum edenlere ya da suçlayanlara kýzgýn deðilim; bana hiçbir kötülük yapmýþ deðiller, gerçi beni mahkum etmedeki amaçlarý bana bir iyilik yapmak deðil ama beni yaralamak olmuþ olsa da; ve bunun için onlarý biraz kýnayabilirim. Gene de onlardan bana bir iyilikte bulunmalarýný isteyeceðim. Oðullarým büyüdükleri zaman, ey dostlarým, eðer varsýllýk konusunda ya da baþka herhangi birþey konusunda erdem için olduðundan daha fazla kaygý gösterirlerse, ya da eðer gerçekte birer hiçken birþeymiþ gibi davranýrlarsa, sizden onlarý cezalandýrmanýzý, benim sizlere sýkýntý verdiðim gibi onlara sýkýntý vermenizi isteyeceðim; o zaman uðruna kaygý duymalarý gereken þeyle kaygý duymadýklarý için, gerçekte bir hiçken birþey olduklarýný düþündükleri için, benim sizleri azarladýðým gibi siz de onlarý azarlayýn. Eðer bunu yaparsanýz, hem ben hem de oðullarým sizden hakça davranýþ görmüþ olacaðýz. Ayrýlma saati geldi, ve kendi yollarýmýza gidiyoruz—ben ölmeye, siz yaþamaya. Hangisinin daha iyi olduðunu yalnýzca Tanrý bilir. Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.