Webmaster Geschrieben 27. Februar 2009 Teilen Geschrieben 27. Februar 2009 http://www.saidnursi.de/tr2/images/stories/haber/buyuk/0135.jpg ÝSLÂM’IN ZEKÝ EVLATLARININ ÜLKESÝ MISIR’DAN HÝZMET HATIRALARI Bu defa kader yolumuzu yine bir kudsi hizmet için Afrika Kýta’sýna çevirmiþti. Yýllardýr merak ve ilgim vardý bu coðrafyanýn insanýnýn yaþantýsýna, tarihine, taþýna, topraðýna ve bir bütün olarak dokusuna. Nasip bu yýla bu günlereymiþ. Bir aðabeyimin aylar önce: “Kahire’de “Bediüzzaman Sempozyumu” var, katýlmak ister misin teklifine, “evet varým!” Dememle baþladý sekiz günlük Mýsýr yolculuðumuz. Çok unutulmaz hatýralarla da sona erdi elhamdülillah. Bu iman davasýnýn hatýrý, büyüklüðü, cihanþümulluðu, geniþliði, derinliði, manevi himayesi ve sevkiyle yýllardýr yollardaydýk. Yurt içi, yurt dýþý fark etmiyordu. Dünyanýn her tarafýna yayýlan bu mukaddes iman ve Kur’an davasý hem bizleri hem de bizden sonra gelecek nesillerimizi kýta’dan kýta’ya, ülkeden ülkeye taþýyacak ve aziz üstadýn yýllar önce verdiði “Ýslâmýn en yüksek ve gür seda olacaðý” hakikati gerçekleþecek inþallah! Deðerli dava arkadaþým, aziz dostum Hamza Karayla birlikte, Antalya’dan ona yakýn hemþerimiz, Ülkenin çeþitli þehirlerinden ve diðer Ýslâm ülkelerinden tam yüz beþ kiþi aðýrlandý oradaki dershanelerimizde. Kaynaþma, sevgi, uhuvvet, tesanüd baðlarý tazelendi. Ümitler ve istikbale bakan hayallerimiz takviye edildi bu gezi ve faaliyetle. Sebeb olanlardan Allah razý olsun diyorum. Musa (AS) ile Firavun bu topraklarda inanç ve inançsýzlýk için karþý karþýya gelmiþlerdi. Hz. Yusuf’la Zeliha’nýn hikmet dolu macerasý da burada meydan yaþanmýþtý. Birçok peygambere “ana ocaklýðý” yapmýþ bir farklý ve güzel diyardý bu topraklar. Bu duygu ve düþüncelerle 4 Þubat 2009, Çarþamba günü saat 14.25 Mýsýr Havayollarý uçaðýyla Ýstanbul’dan, Kahire’ye Türkiye’nin deðiþik il ve bölgelerinden kýrk kiþilik bir grupla yola çýktýk. Bu grubun içinde, Ýlim adamý Profesörler, iþ adamý, araþtýrmacý, talebe, hizmet elemaný, her kademe ve sýnýftan insan vardý. Amaç: Kahire’de düzenlenecek “Bediüzzaman Sempozyumuna “ katýlmak ve orada bulunan tarihi ve manevi deðeri olan yerleri gezmek. FARKLI VE HOÞ BÝR UÇUÞ VE DUAYALA BAÞLAYAN ANONS! Güzel ve doyurucu, etkili bir hadiseyle baþlýyor uçuþ maceramýz. Uçakta hostesler anonsa “Bismillah” ile baþlýyorlar. Seferin “Hafýzi Rahim” olan Allah’ýn iradesiyle ve inayeti ile gerçekleþmesi temennisiyle güzel bir dua sesli olarak ve ekrandan þahane bir þekilde veriliyor. Bu bizim uçaklarda uygulanmayan ve millet olarak alýþýk olmadýðýmýz önemli bir fark. Bir saat elli dakikalýk uçuþtan sonra Kahire havaalanýna varýyoruz. Meteorolojik olarak nemli ve ýlýman bir hava, manevi olarak da sýcak ve Samimi bir atmosfer ruhumuzu kaplýyor. Çünkü bu Kahire þehri ve Mýsýr Cumhuriyeti Ýslâmiyet’in çok çok önemli bir merkezi. KAHÝRE’DE ÝLK NAMAZ, DERS VE BÝR HATIRA Ýkindi namazý vakti çýkmadan Kahire havaalanýna iniyoruz. Biz bekleyen mihmandarlarýmýzýn rehberliðinde Kahire’nin kenar mahallelerinin birinde yeni yapýlan ve açýlýþý yapýlacak olan beþ katlý dershanemize minibüslerle intikal ediyoruz. Namaz ve ikramlardan sonra... MUSTAFA SUNGUR’DAN BÝR HATIRA: Risalei Nurlardaki azim bir hassasiyet var. Onun okunduðu her yerde üstadýmýz hazýrdýr. Vasýtaya gerek yok. Bu Allah’ýn üstada özel bir hassasý ve ikramýdýr. (Emir. Lah. Sungur, Ziya, Zübeyir’in Antalya’lý hanýmlara yazdýðý bir mektup okundu.) Risalei Nurun bir yapraðýný bir yerden bir yere götürmenin büyük bir cihat olduðunu geçmiþte on kâfiri öldürmek kadar önemlidir. MISIRIN GENEL YAPISI VE DEÐERLERÝ Bu münasebetle Mýsýr Hakkýnda kýsaca bilgi verelim: Mýsýr Arap Cumhuriyeti, Kuzey Afrika'nýn Nijerya'dan sonra 2. kalabalýk ülkesidir. Nüfusun büyük bir bölümü Nil Nehri boyunca yerleþmiþtir. Resmi dil: Arapça, Baþkent: Kahire, Yönetim þekli: Cumhuriyet, Dini: Ýslam Cumhurbaþkaný: Muhammed Hüsnü Mübarek, Baþbakan Ahmed Nazif Yüzölçümü: 1,001,450 km² 30. en geniþ ülke, Yüzölçümü (1921 de) 1.081.992 km² Nüfus, 77,505,756 (2005) En kalabalýk 15. ülke Baðýmsýzlýk: 26 Temmuz 1952 (Ýngiltere'den), Milli gelir (GSMH) 282 milyar USD (2004) En zengin 31. ülke, Ulusal marþ: Biladi, Biladi, Biladi Kiþi baþýna gelir: $4,072 USD (2004) En müreffeh 115. ülke Mýsýr lirasý: (Pound, gineih) (£E / LE / EGP) Telefon kodu: +20 Ýnternet alan adý: .eg Coðrafya: 1.001.450 km²'lik bir yüzölçümüne sahiptir. Batýda Libya, güneyde Sudan ve kuzeydoðuda Filistin ve Ýsrail'le kara sýnýrý bulunmaktadýr. Mýsýr'ýn kuzeyde Akdeniz'e, doðuda Kýzýldeniz'e kýyýsý bulunmaktadýr. Mýsýr’a hayat veren Nil nehri, dünyanýn en uzun nehridir. (6.695 km) Ekonomi: Coðrafî olarak, Aþaðý ve Yukarý þeklinde tanýmlanan Mýsýr'da ekonomi; turizm, Nil ve alüvyonlu mümbit topraklarda yetiþen dünyanýn en kaliteli uzun elyaflý pamuðu Gize ile tekstil ürünleri ihracatýna dayanmaktadýr. Müslüman Kardeþler Örgütü 'nün çeþitli dönemlerde Piramitlerde, Þarm El Þeyh'te gerçekleþtirdikleri bombalý saldýrýlar turizm gelirlerini dönemsel olarak etkilese de, Uzak Doðulu turistler için Mýsýr her zaman çekim merkezidir. Kahire dünyanýn en büyük zincirlerinin 5 yýldýzlý otelleriyle yoðun konaklama imkânýna sahiptir. Nil boyunca dünyanýn en önemli üç medeniyetinden biri olarak tanýmlanan Eski Mýsýr'ýn tapýnaklarýný görerek Asvan'a kadar gerçekleþtirilen gemi turlarý ilgi çekicidir. Dünyanýn en büyük barajlarýndan biri olarak Cemal Abdünnasýr tarafýndan inþa ettirilen Asvan barajýnýn yapýmý esnasýnda yerinden taþýnan Büyük Tapýnak, firavunlarýn inþa ettirdikleri ile Nil boyunca göreceðiniz Roma etkisini taþýyan tapýnaklar o günün mimari bilgisini deðerlendirmek adýna Gize piramitleri kadar deðerlidir. Nil'in iki kýyýsýnda kurulmuþ þehirlerde yerel geleneksel ürünleri temin edebilecek pazarlarda özellikle dünyaca ünlü papirüs ürünlerinde hem kalite hem de fiyat pazarlýðý konusunda son derece dikkatli olunmalýdýr. Kendilerini papirüs enstitüsü olarak isimlendiren Gize bölgesindeki dükkânlarda yüksek fiyatlardan büyük indirim yapýlarak satýlan papirüslerin Hanü'l-Halil gibi çarþýlarda son fiyatýn dörtte bir fiyatýna alýnmasý mümkündür. Kendisine yetecek kadar olan petrolünü halkýna ucuz olarak sunan Mýsýr'da ücretler oldukça düþüktür. Ancak hayatýn sürdürülmesi için gereken zorunlu ihtiyaçlar da son derece ucuzdur. Son zamanlarda Türkiye'nin önemli tekstil gruplarýnýn da Mýsýr'daki nitelikli serbest bölgelerde yatýrým konusunda çalýþmalar yaptýðý gözlenmektedir. Turizm ve Kültürel Miras: Sfenks ("Korkunun Babasý") ve arkasýnda Kefren Piramidi, El Ezher Parký, Kahire, Mýsýr antik medeniyetiyle ünlü bir ülkedir ve dünyanýn en çok ilgi çeken tarihsel anýtlarý yine buradadýr. Gize Piramitleri, Karnak Tapýnaðý ve Krallar Vadisi en önemli tarihsel anýtlardýr. Çarþý olarak; Kahire'deki Khan El Halil görülmesi gereken bizdeki Kapalý Çarþý tarzýnda önemli bir mekandýr. Tarihi turizm gelirine dönüþtürmekte baþarýlý olan Mýsýr'da görülmesi tavsiye edilecek bir mekan da Kahire'deki Firavunlar Köyü'dür. Nil'in kenarýnda ayrýlmýþ özel bölümde Firavunlar çaðýndaki hayat canlý oyuncular tarafýndan tasvir edilmektedir. Mýsýr'ýn liman kentleri; Port Said ve Ýskenderiye'dir. Ticaret kapasitesi (pamuk,gýda,tarým ürünleri) , endüstriyel iþlevi (petrol rafinerisi,tekstil ürünleri,kâðýt,plastik) ve limanýyla (taþýmacýlýk) birinci önemdeki Ýskenderiye, Mýsýr'ýn ikinci büyük kenti, düzen ve yaþam tarzý olarak Ýzmir'i andýrýr. Uzun bir kordonboyuna sahip olan kentte yerleþim kýyý boyunca yayýldýktan sonra kýyýdan içeriye doðru geliþmiþtir. Þehrin valiliðince kordonboyundaki binalarýn dýþ yüzey yenilemesi yapýlarak görüntü kirliliðine son verilmiþtir. Özellikle tarihi dokuyu koruyan tedbirlerin alýnmasýyla Mýsýr'ýn tarih ve turizm iliþkisinin gücüne verdiði önem örnek alýnasýdýr. Büyük zelzelede yýkýlmýþ tarihteki ilk kütüphane olan Ýskenderiye Kütüphanesi, Bayan Mübarek'in korumasý altýnda Unesco desteðiyle eski yerinde yeniden inþa edilerek açýlmýþtýr. Gezilecek diðer yerler arasýnda Kral Faruk'un Yazlýk Sarayý, Sanat Müzesi, kale, Pompey sütunu, Roma-Mýsýr dini sembollerini taþýyan Kom el Sukkfa adýyla bilinen katlý mezarlar ve Kom el Dikka Roma Hamamlarý yeralýr. Herbiri ayrý mimari özellikler taþýyan camilerin yanýnda inþa edilmiþ kilise ve sinagoglar ilginç bir dinsel doku görüntüsü vermektedir. Müslümanlar için hafta tatili Cuma günü olup Hýristiyan ve Yahudi Mýsýr vatandaþlarý Cumartesi ve Pazar günleri tatil yapmaktadýrlar. Bankalar Cuma/Cumartesi kapalýdýr. Nüfus ve Sosyal Hayat: Mýsýr'da nüfus artýþ grafiði - 1800'de 2,5 milyon, 1900'de 12,5 milyon, 2000'de 68 milyon. Uzun yýllar Osmanlý hâkimiyetinde kalan Mýsýr'da Osmanlý Paþalarýnýn sülalelerinden gelmekle öðünen birçok yerli aile sosyal hayatta önemli yerlerdedir. Osmanlý sonrasýnda yerleþen Ýngilizlerin getirdikleri "kulüp" anlayýþý Mýsýrlýlar için ayrýcalýðýn simgesidir. Nesilden nesile verasetle de geçen üyelikler kiþinin sosyal statüsünü belirlemekte önemli role sahiptir. 1900 yýlýnda yaklaþýk 12,5 milyon olan nüfusu günümüzde 75–80 milyon arasýndadýr. Mýsýr tarihi ve medeniyeti 7.000 yýlýk bir geçmiþe sahiptir. Mýsýr tarihi aþaðýdaki dönemlere ayrýlýr: Ýlk Ýslam zamaný 640 - 968, Osmanlý Devleti 1517 - 1914, Mehmet Ali Paþa hanedaný 1805 - 1882, Ýngiliz egemenliði 1882 - 15 Mart 1922, Mýsýr Krallýðý 19 Nisan 1922 - Temmuz 1952, Mýsýr Cumhuriyeti 26 Temmuz 1952 EZHER ÜNVERSÝTESÝ’NÝN BU ÜLKE VE DÜNYA ÜZERÝNDE TESÝRÝ VE ETKÝNLÝÐÝ Üstad Bediüzzaman’ýn :“Ýslâmýn zeki bir mahdumu” diye taltif ettiði deðerli insanlarýn ülkesi Mýsýr. Asýrlarý ýþýklandýran Ezher Üniversitesi bu þehirde. Ezher üniversitesi bin yýlý aþkýn tarihiyle bu ülke ve insaný üzerinde çok etkili bir kurum. Bir milyonu aþan çeþitli branþlardaki öðrencisiyle bu coðrafyaya hayat veren müstesna bir Tarihi Üniversitedir. O’nun yakýnýnda bulunduðunuz anda da buradaki halkýn yaþayýþ ve o müesseseye bakýþ tarzý da sizi mutlaka etkileyecektir. Gerçek manada bir ilim ve irfan yuvasý olduðu her halinden belli oluyor. Ezher’in bu cazibedar ve sihirli havasýný net olarak hissedebilirsiniz. Ezher üniversitenin verdiði “kimlik kartý” yabancýlar için de yerliler için de çok muteber ve hemen hemen her yerde geçerli bir kart olduðunu Türkiye’den giden birkaç kardeþimden duyunca bayaðý bir etkilendim. Ezher’in farklý konumu ve büyük tesirini, cemaatinden, öðretim görevlisinden, öðrencisinden hemen anlayabilir ve fark edebilirsiniz. Bu mekânlarda olduðunuz anda bunu bire bir hissedip yaþamak mümkün. KUR’AN SESLERÝNÝN SEMAYA YÜKSELDÝÐÝ ÞEHÝR. Kur’anýn Mekke’de inzal olduðu, Kahire’de okunduðu, Ýstanbul’da yazýldýðý söylenir. Dünyanýn en güzel Kur’an okuyan Kura hafýzlarýnýn çoðu Mýsýr’dan ve Kahire’den çýkmýþtýr. Bu gerçeði ve hali bizzat burada hissedip yaþamanýz mümkündür. Kahire’nin her yerinde Kur’anýn adeta saltanatý var. Dillerden, teyplerden, bilgisayarlardan hep o îlâhi ses yükseliyor. Kahire ve Mýsýr; gerek fiziki dýþ görünüþüyle olsun ve gerekse toplum hayatýna yansýyan her türlü faaliyet ve görünümüyle açýk ve net olarak: “Ben bir Ýslâm ülkesiyim.” Diyor. Her taksi ve ulaþým vasýtasýnda muhakkak Kur’an veya hadis okunuyor. Bu konuda öne çýkan iki ana umde ise, Birincisi: Kur’anýn Mushaf, yani kitap olarak her vasýtada olmasý, vasýtalarýn teyplerinden de sesli olarak devamlý okunmasý. Ýkinci dikkat çeken konu ise: Tesettür ve baþörtüsüdür. Gördüðümüz kadarýyla kadýnlarýn yüzde doksanýndan fazlasý baþörtülü ve tesettürlü. Yeni yetiþenler de farklý ve çaða ayak uydurmaya çalýþan bir akým hissediliyorsa da inþallah daha fazla bozulup dejenere olmazlar. Allah hayýrlýsýný versin. Bazý vasýtalara ve asansörlere binince hemen “Subhane sahhare lene ve künne lehü mükrinin” ayetini otomatik olarak küçük bilgisayarlardan okunduðunu duyarsýnýz. Ne güzel bir uygulama ve haslet! KAHÝRE’DEKÝ ÖNEMLÝ MEKÂNLAR: Kalacaðýmýz dershaneye yerleþtikten sonra orada okuyan ve Arapçayý iyi bilen bir rehberle þehrin belirli noktalarýna tura çýktýk. Hz. Yusuf’un zindana atýldýðý yer, Hz Musa’nýn firavunun sarayýnda muhafaza edildiði yer. Firavunun hüküm sürdüðü yerlerdeyiz. Ýmam Hüseyin Camii, Ýmamý Þafi Cami, Selahaddin Eyyubi, annesi, Peygamberin ayak izi, Ezher camisi. Para deðiþtirme de hala problem var. Ýslâmiyet’in þiarý olan tesettüre riayet fazla. Ama moderinasyon etkisi var. Ýlk ziyaret yerimiz Ezher üniversitesi camisiydi. Oradan hemen karþýsýndaki Hz. Hüseyin Camisini ziyaret edip gerekli dini vecibelerimizi yerine getirdik. Ertesi günü de daha kapsamlý bir plân yaparak bu güzel þehirde bulunan önemli manevi sultanlarýn kabirlerini ziyaret ettik. Bunlarýn baþýnda;Manevi sultanlardan mezhep imamý, Ýmamý Þafinin mezarýný ziyaret ettik. Son Osmanlý þeyhülislâmý Mustafa Sabri Efendi’nin mezarý burada olmasýna raðmen yerini bilemediðimizden dolayý maalesef ziyaret edemedik. Milli þairimiz Mehmet Akif’in haksýz ve insafsýz yere, dokuz yýl burada “mecburi ikamete” tabi tutulduðunu biliyoruz. Onun o mahzun halde çay içip tefekkür ettiði mekânlarda dolaþtýk. Uzun süre Osmanlý zamanýnda “eyalet” statüsünde kalmýþ mübarek ve bereketli bir topraklarda hâlâ bu güzel idare ve anlayýþýn meyvelerini yiyip huzur duymak mümkün. Nitekim Nil Gezisi sýrasýnda bizim Türk olduðumuzu anlayan orta yaþlý bir bay; “Osmanlý bizim dedemizdi. Ben sizi kardeþ biliyorum, biz kardeþiz.” deme ihtiyacýný dile getirdi. Dedi. Biz de gereken cevabý verdik. Afrika Kýtasýnýn ortalarýnda, Kamer daðý çýkarak, asýl kaynaðýnýn da cennetten takviyeli olduðu rivayet edilen dünyanýn en uzun ve önemli bir nehri ve su kaynaðý olan “Nil-i Mübarek” bu þehrin ortasýndan geçerek Ak Deniz’e dökülüyor. Mýsýr, Türkiye’mizden yüzölçümü ve nüfus bakýmýndan oldukça farklý ve büyük. Bu kemiyet- sayý çokluðu toprak ve nüfusta ortaya çýktýðý gibi Ýslâmý yaþantýda da ortaya çýkýyor. Sultan Hasan Ve Rüfai Hazretlerinin camilerini gezdik. Sultan Hasan Camisi tavaný en yüksek bir cami. Rüfai hazretlerinin torunun bulunduðu camide hem iç hem de dýþ görünüþ ve süs ve sanat olarak çok muazzam bir tarihi eser. Sahabelerden Sariye’nin (R.R) Hazretlerinin mezarýnýn da Kahire’de bulunduðunu öðrendik. Meþhur imamlardan, Ýmamý Suyuti, Caferi Sadýk’ýn kýzý Hz. Zeynep’in mezarý bu þehirde. Kahire’nin merkezinde, Ezher yakýnlarýnda üç bin mezar var. Burada ilginç bir durum var. Mezarlar her evin bodrumunda. Ölenler hep bu bodrumdaki mezarlara konuluyor. Kemikler dökülünce toplanýp, onun mekânýna yeni cenaze konuluyormuþ. Osmanlý Devletinin son Þeyhülislâmý Mustafa Sabri Efendi’nin de mezarý bu civarda olduðunun öðrendik. Maalesef zaman darlýðýndan ziyaret edemedik. Peygamber (ASM) torunun Hz. Hüseyin’in mübarek baþýnýn Kerbelâ’dan buraya getirilmiþ ve defnedilmiþ. O mekâna da bir cami yapýlmýþ. Cuma namazýný ekseri entel ve ülema burada veya biraz ilerideki çok geniþ ve tarihi bir mekân olan büyük sahabe Amr Ýbnül As Hazretleri’nin camisinde kýlýyorlarmýþ. Biz o gün Hz. Hüseyin Camisinde Cumayý eda ettik. Namazdan sonra Rüfailerin ve diðer tarikatlarýn açýk ve âleni zikirleri vardý. Milli Þairimiz Mehmet Akif’in bu cami civarýndaki kahvehanelerde dokuz senesini vatandan uzak yaþamýþ. Þanlý ecdadýmýzýn büyün hükümdarý Yavuz Sultan Selim’e halifelik beraatýnýn verildiði Melik Müeyyid Camisinin de burada olduðunu öðrendik ama maalesef ziyaret etmek mümkün olmadý. Kahire baþta olmak üzere bu ülkede çok mümtaz ve meþhur Ýslâm Kahramaný insanlarýn mezar ve makamlarý var. Bunlar: Hz. Aiþe, Hz Zeynep, Ýmamý Þafi, Ahmet Bedevi, Ýmamý Þerani, Hz. Hüseyin’in mübarek baþýnýn da burada da yattýðýna inanýlýyor. Ýmamý Dessuki. Mehmet Ali Paþanýn kalesi ve camisi Þehrin en güzel ve hâkim yerinde inþa edilmiþ. Yanýnda Melik Hasan Ve Rufai hazretlerinin camiler var. Amr Ýbni A Hazretlerinin yaptýrdýðý cami de çok geniþ ve harika bir görünüþü var. Hz. Ömer’in (RA) meþhur kumandanlarýndan sahabe –i Kiramdan Hz. Sariye (RA)’ýn mezarý dahil daha bir çok meþhur sahabe ve kiþinin mezar ve türbeleri bu þehirdeymiþ. Cuma nazmýnýn Hz. Hüseyin camisinde kýldýk. Rufailer baþta olmak üzere birçok tarikat ehli tarikatýn zikirlerini seyrettik. Caminin etrafýnda turistik ve hediyelik eþya satan yerlerde papirüs kâðýdýna iþlenmiþ güzel ayet ve hadislerle süslenmiþ hediyelik ve orijinal papirüs kâðýtlarý var. ÝSLÂM ÂLEMÝNÝN ORTAK DERDÝ. TATBÝKATTAKÝ GEVÞEKLÝK Bir hadisi þerifte peygamberimiz (ASM) þöyle buyuruyor: “Ben halis tevhid inancý benim Kim Sünnetimden saparsa benden deðildir.” 1709. [3:203, Hadîs No: 3150] Cabir (r.a.) rivayet ediyor: Baþka bir hadisi þerifte de peygamberimiz (ASM) þöyle buyuruyor: “Ey ümmet! Ben sizin bazý þeyleri bilmemenizden korkmuyorum. Fakat bildiklerinizle ne derece amel ettiðinizi bakýn”. [145] 1636. [3:161, Hadîs No: 3017] Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor: Asrýn baþýnda üstadýn okuduðu hutbe ve Müslümanlarýn sâri hastalýklarýna koyduðu teþhise bu sefer yine bir ilim merkezi olan Kahire’de baþta Ezher ülemasý olarak Mýsýr’ýn önde gelen mümtaz Þahsiyetleri tasdik ediyorlar. Mýsýr halký görünüþ olarak –Baþta Baþörtüsü ve tesettür olarak- Ýslâmiyet’in niþanelerini yaþýyor. Bu görünüþten dolayý rahatlýkla bir “Ýslâm Ülkesine” yakýþacak kriterleri görmek mümkün. Fakat bizde olduðu gibi bütün Ýslâm dünyasýnýn büyük garabeti ve handikabý: tatbikatlardaki noksanlarýmýz, yanlýþlýklarýmýz, tembelliðimiz, ilgisizliðimiz, þekil ve kabukta kalmamýz ve ülfetimiz. Ýþte bunlar hep bizim belimizi büküyor. Amel ve icraatta büyük zorluklarýmýz, eksiklerimiz ve hatalarýmýz var. Cadde ve sokaklarda eskiye göre çok büyük geliþmeler var. Ama yine de Arap dünyasýnda hâkim olan “diktatörlük” öne çýkýyor bunlarý sade bir tespit için yapýyoruz. Baþta ülkemiz olmak üzere, Demokrasi, inanç ve insan haklarý ve özgürlükler konusunda daha iyiye gitmemiz için hem kavli hem de fiili dualarýmýza devam ediyoruz. Daha iyiye gitmesi için dua ediyoruz. Çevre temizliði baþta olmak üzere her türlü temizliðe ve düzenlenmesine önem verilmeli. Camilere olan her kesimden insanýn teveccühü takdir edilecek kadar iyi. Burada topraðýn altýnda yatmakta olan muhterem zatlarýn türbe ve makamlarýna büyük ilgi gösteriyorlar. Her kesimden insan gelip Ýslami usuller çerçevesinde dua edip ibadet ediyorlar. Bu bakýmdan Mýsýr halkýnýn dini alt yapýsý saðlam görünüyor. Burada da Ezher’in yeri ve etkisi öne çýkýyor. Bayanlardaki tesettürlü olmanýn yüksek oraný yanýnda, sosyal hayatta aktif bir rol aldýðý da dikkati çekiyor. KAHÝRE ULUSLAR ARASI SEMPOZYUMU Sempozyum hakkýnda geniþ bilgi gazetemizde yayýnlandýðý için bu konuda sadece deðerlendirme babýndan bazý ok nemli konularý bir defa daha vurgulamak istiyorum. SEMPOZYUMUN KONUSU: ASRIMIZA RÝSALEÝ NURUN DÝNÝ HÝTABETÝ Katýlýmcýlar olarak baþta üstadýmýzýn talebelerinden Mustafa Sungur, Abdullah Yeðin, Mehmet Fýrýncý, Ýhsan Kasýn olmak üzere yirmi beþ civarýnda katýlýmcý vardý. En fazla dikkatimizi çeken, biz Arapça anlamýyoruz, fakat ilâhi kitabýn dili olan belâðat ve fesahat dili olan Arapça’nýn bu özelliðini bu sempozyumda biraz daha fark ettiðimizi ve dilin diðer dünya dilleri yanýndaki ayrýcalýðýný ve üstünlüðünü bütün gruptaki insanlar ifade ettiler. Baþta Ezher ülemasý olmak üzere, Ürdün, Cezayir, Fas üniversitelerinin deðerli hocalarý ve Mýsýr’ýn çok deðerli edebiyatçý ve yazarlarýnýn Risalei Nurun harikalýðýný, Üstad Bediüzzaman’ýn üstün feraset, ilim, fikir ve yorumlarý karþýsýndaki acziyet ifadesi ve son derece yerinde övgü ve takdirlerini kulaklarýmýzla duyup hislerimizle bizzat yaþamamýz hepimizde çok büyük bir heyecan ve þevke medar oldu. Þu anda bu yazýyý kaleme aldýðým Hatay’ýn Kýrýkhan ilçesinde bulunan ve üstadýmýzýn da duasýný alma þerefine eriþen. Ýlmi Arapça ilmine tam ve mükemmel vukufiyeti olan, sempozyumda da adý Sungur abi tarafýndan zikredilen eski müftülerden Ali Sert hocama bazý notlarý aktardýðým zaman çok etkilendi. Heyecanlandý ve þunlarý söyledi. “Kardeþim Mýsýrdaki bilhassa Ezher ülemasýnýn Ýslâmi alt yapýsý ve Arapça imine vukufiyeti çok yüksek derecededir. Bunlarýn çok yüksek ve derin ilimleri vardýr. Bu insanlar öyle sýradan ve boþ insanlar deðildirler. Onun için bunlarýn Risalei Nur ve Üstad hakkýndaki bu tespit ve yorumlarý harikadýr. Bu ayný zamanda bütün Ýslam ve Arap âleminin hiç þeksiz þüphesiz üstadý ve Risalei Nurlarý kabullenmesi demektir. Bir fikir ve görüþ iki þekilde kabul ettirilir: Ya kaba kuvvet, ya da ikna yoluyla olur. Bu ulemanýn serdettikleri bu görüþler bunun en büyük delilidir. Bu bölümü Sempozyumdan çok nemli bazý anekdotlarla bitirelim. Mýsýr Ýslâm Edebiyatçýlar Derneði Baþkaný DR. Abdulmun’im Yunus: “Bizim için Üstad Bediüzzaman’dan bahsetmek þereftir. Üstad sadece sizin Türklerin deðil bütün Ýslâm âleminin de üstadýdýr. Bizim büyük âlimlerimizden Hasan Nedviden de Üstad Bediüzzaman Said Nursi hakkýnda çok övgü dolu sözler söylediðini defalarca kulaklarýmla duydum. Ben þöyle anladým ki: Risalei Nur sahili bulunamayan çok geniþ ve devasa bir denizdir. Onun için Risalei Nurlarýn hakikatlerini kavramak ve künhüne vakýf olmak kolay deðildir. Risalei Nurun hakikatlerini kavramak o kadar kolay bir konu deðildir. Çok zor bir konudur. Risalei Nurlar bütün ulama, üdeba ve þairlerin ittifak ettikleri bir hakikattir. Bunun tek ve en önemli sýrrý ise; “ihlâstýr.” Bu ihlâsýn bir tecellisidir. Bediüzzaman Said Nursi Risalei Nur külliyatýnýn on cildi içerisine Ýslâm âleminin bütün hasadýný çýkarmýþtýr. Ýslâm kültürünün hazinesi olan bütün deðerleri sýðdýrmýþtýr. Onun için her kim ne ararsa Risalei Nurda bulabilir.” AHMET ÖMER HAÞÝM: EZHER ESKÝ REKTÖRÜ: “Belâgat hale mutabýk hareket etmektir. Ümmetin sýkýþtýðý bir zamanda böyle bir toplantý önemlidir. Onun için bu toplantýnýn yapýlmasý da sosyal hayat için bir belâðattýr. Ümmetin çok ihtiyaç duyduðu bir toplantý olmuþtur. RN un bu çaðda dini söylemi deðiþtirmesi ümmetin çok muhtaç olduðu bir meseledir. Bu toplantý birçok insanýn fikirlerini Bediüzzaman, RN ve davasýna yönlendirecektir. Bedîüzzaman tarihte az rastlanan ender þahýslardan birisidir. Her yüz senede gelecek müceddidlerin en güzel örneði Üstad Bedîüzzamandýr. Risalei Nurlarýn dünyaya yayýlmasýnýn sýrrý; dilinin müsamahalý, nazik ve ihlâslý olmasýdýr. Ýslâm’a doðru davet; muhlis bir kalpten çýkmakla ancak mümkün olabilir. Bir davanýn ebede yazýlmasý için vaz geçilmez þart: “Ýhlâstýr.” RN larýn kaynaðý Kur’an ve sünnettir. Bedîüzzaman Kur’an ayetlerinin en ince sýrlarýnýn ele alarak neþretmiþtir. Kur’anýn ebedi ve ezeli özelliði vardýr. Ayný sýr Risalei Nurlarda da vardýr. Ýngiliz müstemleket nazýrýnýn Kur’an aleyhindeki sinsi planýný akim býrakýp bozan âlim Üstad Bedîüzzamandýr. Kur’an bu ümmetin kuvvet sýrrýdýr Ama biz yapýþýrsak bu sýrra sahip olabiliriz. Önceki müfessirler ve Bedîüzzaman bu müdakkik mana ile Kur’an’a yapýþmýþlar ve bundan dolayý da muvaffak olmuþlardýr. Risalei Nurlar böyle bir ihlâsla yazýlmýþtýr. Ümmetin mutluluðu ve kuvveti Kur’an’dýr. Kur’an dünyaya bunun için yayýlmýþtýr. Üstad Bedîüzzaman’ýn bu ümmete yazdýðý reçete Selefi salihinden farklýdýr. Çok orijinalliði vardýr. Ümmetin yaþadýðý bütün zorluklarý görüp, ona göre reçetesini yazmýþ. Müslümanlar bu gün dünya nüfusunun beþte birisine ulaþtý. Ama sýkýntýlarý da o ölçüde arttý. Hz. Peygamber bir hadisi þerifinde: “Bu ümmetin, diðer ümmetlerden farklý ve üstün olduðunu” söyler. Hiçbir ümmete peygamber (ASM) gelen vahiy gibi vahiy gelmemiþtir. Tek bir yerden yükselen sesin bütün dünyaya duyurulmasý mümkündür. Risalei Nurlarda da bu hususiyet vardýr. Düþman devamlý kalbe ve merkeze hücum eder. Kudüs ve Gazze bunun örneði. Risalei Nur bütün ümmeti uyandýracak bir vesiledir. “Keþke kavmim beni tanýsaydý!” diyen bir peygamberin ümmetiyiz. Ümmetin saflarý tek bir safta durmamaktýr. Yine bir hadisi þerifte: “Müslümanlarýn çoðalmasýna raðmen beraber olamayacaklarýna iþaret edilir. Ýþte Risalei Nurlar bu ayrýlýðý giderecek bir eser külliyatýdýr. Filistin’de zalimlerin zulmü ortadadýr. Fakat Zulmün devam etmeyeceðine inancýmýz tamdýr. Cenabý Hak buyuruyor ki: Hiç bir zaman harbi devam ettirenlerin geleceði olmayacaktýr. Düþmana karþý hazýrlanabildiðiniz kadar hazýrlýklý olmalýyýz. Bu asrýn dehþet ve kafa karýþýklýðýna karþý hazýrlanmamýz lâzýmdýr. Bedîüzzaman’ýn Üslup ve lügat deðiþikliði en büyük bir cihaddýr. Muhataba göre konuþma meselesini Risalei Nur halletmiþtir. En uygun “hitap” þekli gerekiyordu. Ýþte Risalei Nur bunu bu asýrda en iyi þekilde halletmiþtir. Herkes bulunduðu yerde veya ayrý ayrý mekânlarda birlik ve beraberliði temin etmemiz gerekir. Hepinize teþekkürler.” HATÝCE NEBRAVÝ Ýslamiyet’e hizmetten devlet ödülü almýþtýr. Asrýn ihtiyaçlarýnda Bediüzzaman Said Nursi keþif yapmýþtýr. Kalbin derinliklerine nüfuz ederek imani hakikatlere hizmet etmiþtir. Bediüzzaman Said Nursi bu asýrdaki inhiraflarý, sapýþlarý çok iyi hesaplamýþ. Batýdaki iktisadî ve fennî geliþmelerden Ýslam dünyasýnýn geri kalma sebeplerini teþhis ve tarif etmiþtir. En büyük sebep olarak manevi geri kalmýþlýðý görmüþtür. Bunlarý Hutbe-i Þamiye’de tek tek sayarak tedavi çarelerini de beyan etmiþtir. Adeta Peygamberleri asrýmýza getirerek yeni bir hizmet metodu ortaya koymuþtur. Kur’ana hizmet için Akademik bir kuruluþ düþünmüþ her ilimden ihtisas sahibi kimseler ilmi geliþmeler ýþýðýnda Sünnete uygun þekilde dine hizmet etsinler istemiþtir. Ehl-i Þia ile Ehl-i Sünnet arasýndaki ihtilaflarý ittifaka çevirmiþ toplumun her tabakasýna uygun hizmet yollarý açmýþtýr. Siyasi noktada yaptýðý tecdit ise siyasi camiayý uyaran ve siyasileri irþat edip siyasete ilke getiren bir yenilenmedir. Aktif siyasetle iþtigal deðildir. Yalanla karýþýk, menfaat üzerine dönen ve canavarlýk olarak nitelendirdiði; insanlýða fesat ve âlem-i Ýslama büyük zarar veren hali hazýr siyasetten ve Þeytandan Allah’a sýðýnmýþtýr. Askerlerin siyasetten uzak durmasýný siyasi iradenin halka dayalý olup ordunun bu iradeye tabi olmasýný istemiþtir. Siyasetin bütün vatandaþlarý müsavi kýlmasý gerekir. Siyaset Ýslamiyet içinde bir parçadýr. Siyaset denildiðinde Bediüzzaman Said Nursi günümüz siyasetinden bahsetmiyor. Kur’an ve imandan çýkýp hayata yansýyan bir Ýslam siyasetidir. Aslýnda Kur’an esaslarýnýn izahýdýr. Bediüzzaman Said Nursi birçok alanlarda yeniden yapýlanma örnekleri vermiþtir. Ýlk baþta tecdit sahalarýnda geri kalan Ýslam ümmetini ileri götürmüþtür. Tecdit ve tebliðde ilmi geri kalmýþlýðý ortadan kaldýrmýþtýr. Toplum hayatýný tanzim etmede kadýn ile ilgili hususlarda yeni bir bakýþ açýsý getirmiþtir. Askeri ve siyasi sahada tecdit önekleri vermiþtir. Ferdi iktisadý öne çýkarmýþ tüketim deðil tutuma iliþkin iktisadi görüþünü açýklamýþtýr. Ahlak ekseninde bir iktisat tanýmý yapmýþtýr. Siyasileri uyaran ve bu alana “ilke” getiren bir þahsiyettir. Þu anda hepimizin yaþayýp gördüðü gibi: siyaset Ýslâm ve insanlýk için tam bir “þeytandýr” ve þeytanlýktýr. Dünyanýn her yerinde Ordu ile siyaset arasýna bir mesafe koymalý. Siyasetin vatandaþlar arasýnda “eþitliði” getirmesi lâzým. Üstadýn birçok alanda “tecdidi” ve yenilenme teklifleri var. Bunlar: Ýslâmýn toparlanmasý Akide açýsýndan tecdit getirmiþtir. Toplum hayatýný tanzimde Kadýnla ilgili problemlere Ýslâm’a uygun yenilik getirmiþtir. Askerlik ve sivil konusunda Ýktisadi sahada tecdidi vardýr. Ferdi iktisadý öne çýkarmasý. Tüketimi önlemesi.” Dr. Yunus MENA (Cezayir) : “Meseleye kâinat açýsýndan bakýlýrsa Cenab-ý Hakkýn kâinata koyduðu gaybi bir akýl vardýr. Felsefeciler kâinatý görüyor fakat gaybisine ulaþamýyorlar. Ýþte bu günkü insanlara bu gaybi âlemin aklen ispatý gerekir. Bediüzzaman Said Nursi ise aklý Kur’an ile tesis ediyor. Bu akýl hem din ile hem kendi ile hem de kâinat ile irtibat kurabilen bir akýldýr. Avrupa din ile ilmin ayrý olduðu safsatasýný içimize sokmuþtur. Bediüzzaman Said Nursi bu safsatayý izale etmiþtir. Kalkýnma projesinin esaslarýný Risale-i Nur sýralamýþtýr. Aslýnda Kur’an yolu Cenab-ý Hakka ulaþtýrmanýn en kýsa yoludur. Risale-i Nur bu yolu acz, fakr, þefkat ve tefekkür olarak göstermiþtir.” DR. MUHAMMED : “Bizler için müspet hareket en önde olmasý lâzým gelen bir davranýþ türüdür. Harpte bile müspet hareket peygamberimizin emridir. Cihad ise sadece savaþ deðil ilim ve hizmet dahi Cihad kavramý içindedir. Ýslâm tarihinde birçok fetihler vardýr bu fetihlerde yapýlan iþ insanlar üzerinden baskýyý kaldýrmaktýr. Fakat baský kalktýktan sonra dinlerinde serbest býrakýlmýþlardýr. Bediüzzaman Said Nursi dokuz temel esasý zikretmiþtir. Bunlar: Ubudiyeti mutlaka, hürriyet, þura meþveret, uluslar arasý iliþkilerde adalet ve eþitlik, doðruluk, insaf ve adalet, baþka anlayýþlarla yardýmlaþma v e taassuplardan uzak kalma, menfi ýrkçýlýðý terk, uluslar arsý iliþkilerde küresel anlayýþ ( Ýsmi Kuddusün izahý)” NUR HÝZMETLERÝNÝN MISIRDAKÝ DURUMU Yirmi beþ sene önce Yeni Asya ekolünün getirdiði Risalei Nur hizmetleri ciddi manada sýçrama yapmýþ. Ýhsan Kasým’ýn bütün külliyatý Arapçaya çevirmesi çok isabetli olmuþ. Hele de belið bir Arapçayla tercüme edilmiþ olasý Ezher Ülemasýnýn yanýnda bütün Arap âlemindeki ilim adamlarýn atam bir rehber olmuþ. Sözler Yayýnevinin kahire þubesi on seneden fazla bir zaman dilimi içersinde Risalei Nurlarýn tamamýný yedi ayrý baský yaptýðýný da bu arada duyuralým. Risalei Nur hizmetleri baþta Kahire olmak üzere bütün Mýsýr’da ve diðer þehirlerde devam ediyor elhamdülillah. Burada beþ adet dershane var. Yeni yapýlan beþ katlý mülk dershane epey pahalýya mal olmuþ ama güzel ve modern bir mekân olmuþ. Emeði geçen herkesi tebrik ediyoruz. Dershanelerde kalan Endonezyalý, Fil diþi’li, Cezayir, Filistin, Fas ve diðer ülkelerden gelen kardeþler çok hoþ ve meseleleri kavramýþlar. Dershane açýlýþý ve sempozyum sebebiyle dýþarýdan 105 kiþi iþtirak etmiþ. Bunlarýn içersinde Arap ve Ýslâm dünyasýnda vazife alan birçok hizmet ehli vakýf temsilcileri vardý. Sempozyuma katýlan Arap dünyasýnýn önemli ilim adamlarýnýn Risalei Nurlarý anlayýp Ondaki fikirlerden harika tespitlerini Arapçadan anlamsak da hal, ifade ve tarzlarýndan idrak ettik. Daha sonraki gün kýsa bir þehir turu, Piramitlerin yanýna yaptýk. Nil üzerinde gezinti ve yukarýda zikrettiðimiz mübarek yerlerin gezi düzenledik. MÜBAREK HAÞMETLÝ TUR DAÐINA TIRMANIÞ VE O MEKÂNLARIN MANEVÝ ZENGÝNLÝÐÝ Gelmezden bir gün evvel de Hz. Musa’nýn (AS) bir büyük mucizesinin gerçekleþtirdiði Sina Çölü ortasýnda Suudi Arabistan ve Ürdün sýrlarýna yakýn olan ve Kahire’den 450 Km uzaklýkta bulunan otobüsle yedi- sekiz saat süren “Turu Sina” daðýna týrmanmaya karar veriyoruz. Onüç kiþilik bir grupla esmai hüsnanýn gözle görülür bir tecellisine ve büyük bir mu’cizeye þahitlik eden bu mübarek mekâný olan “Turu Sina” daðýna týrmanmak için erken saatlerde yola düþtük. Yedi saatlik yol güzergâhý üzerinde Kýzýl Denizle, Ak Denizi birleþtiren Suveyþ Kanalýnýn altýndaki uzun tünelden geçerek bir tarafý çöl bir tarafý deniz olan uzun bir yol güzergâhýndan geçiyoruz. Bu yol üzerinde yine Hz. Musa’ya (AS) Allah’ýn bir lütfü olan asasýný vurunca oniki kaynaktan su çýktýðý mevkinin yolun kenarýnda olduðunu iþaret ediyor kaptanýmýz. Orada bu mucizenin iþaretlerini gözlerimizle görüyoruz. Çölün içersinde yol kenarýnda birikintiler halinde birkaç yerde su var. Diðer yerlerde ne su emaresi var, ne de herhangi bir hayat ve yeþillik emaresi. Tur Daðýna yöneldik. Bir tarafta Kýzýldeniz, diðer tarafý çölle kaplý. Belli bir müddet sonra yol doðuya tam çölün içine doðru gidiyor. Burada da vadiler ve yalçýn kayalarla kaplý bir arazi silsilesi devam ediyor. Bu vadide yerleþim merkezleri ve hurma aðaçlarý dikkati çekiyor. Burada nispeten bir yeþillik ve hayat emaresi göze çarpýyor. Pasaport kontrolünden sonra daða týrmanma noktasýna gelindiðinde burada bazý hediyelik eþya satan esnaflar var. Büyük de bir manastýr var. Tur daðýnýn 2700 metre yüksekliði olduðu kayýtlarda var. Adýyla meþhur olduðu için Yahudiler d, Hýristiyanlar da buraya çok ilgi duyuyorlarmýþ. Çok yüksek olduðu için de güneþin doðuþunu seyretmek için her devlet ve her inançtan insanlar buraya akýn akýn gelip gece daða çýkýp sabah namazýndan önce güneþin doðmasýný seyretmek istiyorlar ve büyük sýkýntýlara katlanýyorlar. Bizim zamanýmýz olmadýðý için böyle bir þansýmýz yoktu. Gündüz çýkýp geri dönmek zorundaydýk. Öðle namazýnýn daðýn eteklerindeki açýk hava mescidinde kýlarak Tur daðýna doðru týrmanmaya baþladýk. Çok uzun ve çetin bir yoldu. Zirveye çýkmamýz yaklaþýk üç saati buldu. Ýniþ de hemen iki saat. Hava aþýrý derecede soðuk ve yollar iniþ ve çýkýþ için oldukça zahmetli ve zor. Daðýn eteklerinde patika yolun baþlangýç noktasýnda develer hazýr müþteri bekliyorlar. Gücü olmayan bu seyahati develerle de yapabiliyor. Grubumuz tek sýra halinde yola koyulup iki saati aþkýn bir zaman içersinde þiddetli soðuk ve çok dik yokuþa raðmen daðýn zirvesine ulaþmayý baþardý elhamdülillah. Zirvedeki mescide ikiþer rekât þükür namazý ve küçük bir ders ve duadan sonra hemen geri dönüþe geçtik iki saate yakýn bir zamanda gece karanlýðýnda vasýtamýzýn yanýna sað salim ulaþtýk. Çok yorucu, fakat lezzet ve keyfe verici bir seyahat olmuþtu. Hz. Musa (AS)’ýn Allah’ýn emrine uyup yalýn ayak bu vadide ve bu þartlarda bu daða çýkmasýný hayal dünyamda canlandýrýrken insanlýðýn güneþ olan nübüvvet halksýnýn þeref levhasý bu mübarek zatlarýn ne kadar aðýr bir vebal ve vazife deruhte ettiklerini biraz daha anlamaya ve kavramaya çalýþtým. Bu ne çetin bir imtihandý Allah’ým! Biz en modern eþya, rahat ayakkabýlarla bile bu kadar zorlanýrken “yalýn ayak” o keskin aya ve taþlarda yürümek nasýl bir duyguydu. Taksilerle yedi buçuk saat çeken bir yolculuðu yaya olarak kat etmek nasýl bir kulluk ve peygamberlikti. Ayný anda Hz. Muhammed (ASM)’ýn hicretini düþündüm ve bir defa daha irkildim. Kulluk vazifesinin þuurunu idrak etmeye çalýþtým. Allah’ým bize feraset, sabýr ve emrine tam olarak itaat etme þuuru ver! Âmin. DÖNÜÞ BAÞLIYOR: Son günden bir gün önce çýktýðýmýz Tur Daðý yorgunluðu grubumuzun dayanma gücünü ve performansýný etkilemiþti. Gece saat 02.30 sularýnda dershaneye intikal edebilmiþtik. Minibüste yaptýðýmýz son günde Ýskenderiye þehri ziyaretini aþýrý yorgunluk sebebiyle maalesef tahakkuk ettiremedik. Nasip olursa o plân baþka bir geziye kaldý. Dönmeden evvel grup adýna kýsa bir elveda konuþmasýný Dumlupýnar üniversitesi eski rektörü, ayný zamanda Bayram Yüksel Aðabeyin bacanaðý olan Prof. Dr. Ömer Rýza Akgünler hocamýz yaptý. Gayet duygulu ve mana dolu bir konuþmaydý. Bizi bir hafta boyunca en iyi bir þekilde aðýrlayan, kahrýmýzý çeken Kahire’deki bütün ehli hizmet ve talebe kardeþlerimizle helâlaþma yapýlýp havaalanýnýn yolunu tuttuk. 11 Þubat 2009 Çarþamba, akþam saat 20.00 civarýnda da tekrar Ýstanbul’a geri döndük. CEZAYÝR’DEKÝ HÝZMETLER Cezayir Üniversitesinde öðretim görevlisi olan ehli hizmet bir kardeþimiz Cezayir’deki hizmetleri þöyle özetliyor. “Cezayir’den üç katýlýmcý vardý. Cezayir’de Nur hizmetleri 2004 de ilk dershane Cezayir þehrinde açýldý. O günden bu güne gelinen noktada dershaneyi her kademeden insan elhamdülillah derse geliyorlar. Þu anda yetmiþ kiþi kadar derse geliyor. Diðer bazý vilayetlerde de yerli nur talebeleri nur derslerini organize edip bu konuda aþk ve þevkle hizmet ediyorlar. “Cezayir Üniversitesinde Türkçe dersleri verilmekte. Üç yüz elli talebe zorunlu bu dersleri almaktadýr. Derslerin nihayetinde on beþer dakika Risale-i Nurlardan vecizeler Türkçe ve Arapça olarak imtihan sorusu olarak sorulmaktadýr. “Akademisyen bir üniversite hocasý “irþad programý” çerçevesinde hapishanede dersler okumakta bu da mahkûmlar arasýnda namaza baþlamak dâhil kalp ve ruh dünyalarýnda büyük geliþmelere vesile olmaktadýr. Çeþitli gazete ve dergilerde RN hakkýnda birçok makale yayýnlanmaktadýr. Türkiye’deki yetmiþ yýllýk iman hizmetinin neticesinde ekonomik, siyasi ve iktisadi geliþmelerin arkasýnda görünmez bir kuvvet olan Nur talebelerinin gayretleriyle olduðu vurgulanmaktadýr.” “Türkiye’de görülmeyen, fakat en kuvvetli fikir cereyanýnýn Nur talebeleri olduðu gerçeði teslim edilmekte, âlemi Ýslâm’ýn yeniden inþa ve geliþmesinde Türkiye’nin ve Risalei Nur’un öneminin altý çizilmektedir. “Cezayir halký umumiyetle Anadolu halkýna emsalsiz bir muhabbetleri görülmekte ve Türkiye’den çýkan Risalei Nur’a karþý ön yargýsýz þekilde sahip çýkmaktalar. Bazýlarý Türkiye’den gelen bir nur talebesine þöyle diyecektir. “Siz nerdeydiniz? Nerede kaldýnýz? Biz yýllara var ki sizden gelecek bir haberi bir eseri iþtiyakla bekledik. Hamdolsun ki bu gün eserler de siz de buradasýnýz. Ama keþke çok daha önce gelseydiniz!” “Hülasa, Cezayir’deki Risalei Nur hizmetleri ilkokul talebesinden, üniversitedeki akademisyenlere kadar geniþ bir okuyucu kitlesi tarafýndan takdirle okunmakta ve kendi aralarýnda “Nur Organizasyonlarý ve Nur Dersleri” yapmaktalar. “Cezayir bu haliyle küçük bir Anadolu hükmüne gelmiþ. Risalei Nurlar için maddi ve manevi hiçbir fedakârlýktan geri durmayarak nurlarý muhtaçlara ulaþtýrma adýna her türlü vesileyi kullanýyorlar.” Netice olarak gönül rahatlýðýyla þunu diyebilirim ki; üstadým Bediüzzaman ve davasýnýn kaynaðý olan ve Kur’andan lemaan etmiþ olan muhteþem eseri olan Risalei Nurlarýn artýk bütün dünyada, insanlýðý rahatsýz eden her sahada bir kurtuluþ reçetesi olduðunu âlemi Ýslâmiyet’te, âlemi beþeriyette tam olarak anlayýp kavramýþ. Bu cennet vatanda yaþayan bizlerin de bu durum karþýsýnda daha gayretli, daha dikkatli, daha metotlu ve ufuklu çalýþmaya ihtiyacýmýz var. Ýttihadý Ýslâmýn da küçük bir örneðini teþkil eden bu gibi sosyal ve kültürle faaliyetlere Risalei Nurlarý okuyan bütün gruplar sahip çýkýp bu güzel faaliyetleri vesile edip kardeþlik baðlarýnýn kuvvetlendirerek ve Ýnsanlýðýn önünü açacak yeni projeler üremek zorundayýz diye düþünüyorum. Cenabý Hak bu konuda hepinize, güç, takat, feraset, basiret, uhuvvet, ihlâs ve istikamet versin ve rýzasýna nail kýlsýn inþallah. O diyarlardan ve oraya gelen bütün abi ve kardeþlerimizden sizlere selam getirdik. Dualardan eksik etmemeniz temennisiyle saygýlar sunuyorum. Nejat Eren, Yeni Asya, 27.02.2009 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.