Gast Geschrieben 28. Oktober 2008 Teilen Geschrieben 28. Oktober 2008 Bir gün sormuþlar ermiþlerden birine; "Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaþayanlar arasýnda ne fark vardýr?" "Bakýn göstereyim" demiþ ermiþ. Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiþ olanlarý çaðýrarak onlara bir sofra hazýrlamýþ. Hepsi oturmuþlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sýcak çorbalar gelmiþ ve arkasýndan da derviþ kaþýklarý denilen bir metre boyunda kaþýklar. Ermiþ; "Bu kaþýklarýn ucundan tutup öyle yiyeceksiniz" diye bir de þart koymuþ. "Peki" demiþler ve içmeye teþebbüs etmiþler. Fakat o da ne? Kaþýklar uzun geldiðinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar aðýzlarýna. En sonunda bakmýþlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmýþlar sofradan. Bunun üzerine, "Þimdi…" demiþ ermiþ, "Sevgiyi gerçekten bilenleri çaðýralým yemeðe." Yüzleri aydýnlýk, gözleri sevgi ile gülümseyen, ýþýklý insanlar gelmiþ oturmuþ sofraya bu defa. "Buyrun" deyince her biri uzun boylu kaþýðýný çorbaya daldýrýp, sonra karþýsýndaki kardeþine uzatarak içmiþler çorbalarýný. Böylece her biri diðerini doyurmuþ ve þükrederek kalkmýþlar sofradan. "Ýþte" demiþ ermiþ, "Kim ki hayat sofrasýnda yalnýz kendini görür ve doymayý düþünürse o aç kalacaktýr. Ve kim kardeþini düþünür de doyurursa o da kardeþi tarafýndan doyurulacaktýr. Þüphesiz þunu da unutmayýn. Hayat pazarýnda alan deðil, veren kazançlýdýr Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.