carpe_fortunam Geschrieben 22. Januar 2010 Teilen Geschrieben 22. Januar 2010 Mevlana Hz.leri (ks.) anlatiyor: "Bir papaganla bir kargayi bir kafese koymuslar. Papagan güzel bir mahluk, karga ise cirkin bir yaratik. Papagan karganin cirkinliginden rahatsiz olur ve söyle dermis: „Bu ne igrenc bir yüz ve sevimsiz bir sekil, bu ne murdar bir görünüs ve bicimsiz kilik. Ey ugursuz karga! Keske aramizda doguyla bati arasindaki mesafe olsaydi. Bir kimse kalkinca senin yüzünü görse o selâmet gününün sabahi ona aksam olur!“ sasilacak su ki, karganin da papaganla komusluk etmek, onunla bir arada olmak canina tak etmis, lâhavle cekip duruyor, basina gelen bu isten yanip yakiliyormus: „Bu ne sanssizlik! Bu ne bicim bukalemun gibi renkten renge giren zamane! Felegin bu ne dönekligi! Benim sanima layik olan, bir karga ile bir bahcenin duvarinda birlikte gezmek, salina salina, cilve ede ede yürümektir. Ben ne gibi bir günah isledim ki, ceza olarak böyle budala, kendini begenmis, soysuz, bosbogaz bir mahlukla arkadaslik etmek belasina düstüm?“ Sevgili dostlar! Alim, cahille dostluk etmekten ne derece nefret ederse, cahil de bilginden nefret eder." Buna binaen bir nükte: Bir gün sarhosun biri Neyzen Tevfik´in ensesine bir tokat atmis. Neyzen´den hicbir karsilik gelmemis. Dostlari sitemli bir sekilde takilmislar: "Tokadi yediginle kaldin. Ne sesin cikti, ne der herhahngi bir karsilik verdin." Neyzen gülmüs: "Ne yapayim yani? Sana bir esek cifte atarsa sen ne yaparsin?" - Mevlanain himmeti olsa gerek ki neyzen neyi gibi sakin kalmis Nasreddin Hocanin tabiri ile: "anlayanlar anlamayanalara anlatsin." vesselam Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge