Webmaster Geschrieben 11. Dezember 2010 Teilen Geschrieben 11. Dezember 2010 Alman gençlik hareketlerinin önde gelen isimlerinden biri olan ve Türkiye’nin AB üyeliğine destek veren makalesiyle gündeme gelen Michael Sendker, Bediüzzaman’ın görüşleri doğrultusunda hareket eden bir Türkiye’nin uzun yıllar öncesinde Avrupa ülkeleri seviyesine gelebileceğini ifade etti. Sorularımızı cevaplayan Sendker şunları söyledi: DİNSİZ MODERNLEŞMEYE KARŞIYDI “Diyebilirim ki, eğer Türkiye’de Mustafa Kemal’in görüşleri, yani Kemalizm ideolojisi yerine, Said Nursî’nin görüşleri kabul görseydi, Türkiye şimdiye kadar çoktan Avrupa Birliği düzeyinde bir ülke olabilir, daha kısa zamanda çağ atlayabilirdi. Çağdaşı olan Mustafa Kemal’in aksine, Said Nursî dinî değerlerden arındırılmış bir modernizasyona karşıydı.” BEDİÜZZAMAN “AVRUPA İKİDİR” DİYOR Bediüzzaman'ın Avrupa ile ilgili tesbitlerine de dikkat çeken Sendker şöyle konuştu: “Eserlerinin bir yerinde Nursî’nin Avrupa’yı iki kısma ayırdığına şahit oluyoruz. 1930’larda kaleme aldığı bir eserinde Nursî, bir iyi, bir de kötü Avrupa’dan bahsediyor. Kötü Avrupa’nın neticesinde ateizm ve dinsizliğin ortaya çıktığını söyleyebiliriz.” BEDİÜZZAMAN’IN GÖRÜŞLERİ TÜRKİYE’YE ÇAĞ ATLATIR Alman gençlik hareketlerinin önde gelen isimlerinden biri olan ve Türkiye’nin AB üyeliğine destek veren makalesiyle gündeme gelen Michael Sendker, Bediüzzaman’ın görüşleri doğrultusunda hareket eden bir Türkiye’nin uzun yıllar öncesinde Avrupa ülkeleri seviyesine gelebileceğini ifade etti. ALMANYA’DA yayınlanan Ayasofya adlı dergi için Türkiye’nin AB serüveni ile ilgili bir yazı kaleme alan ve bu yazısında Bediüzzaman Said Nursî’nin görüşlerinden bahseden Almanya Gençler Birliği Yöneticisi Michael Sendker, Yeni Asya gazetesinin sorularını cevapladı. Sendker, geçen gün “Türkiye’nin AB üyeliği fırsat mı, yoksa büyük tehlike mi?” başlıklı bir yazı kaleme almış ve bu yazı Alman yayın organı Xtranews tarafından da iktibas edilmişti. Yazısında referans olarak kullandığı Bediüzzaman Said Nursî ile alâkalı sorularımızı cevaplayan Sendker, “Politik olmaktan ziyade, teolojik bir bakış açısıyla yazmış olduğum makalemde Bediüzzaman Said Nursî’den bir alıntı yapma gereği duydum. Zira kendisi modernlik ve gelenekselliği bir arada bulunduran Türkiye ile ilgili önemli ve ileri görüşlü fikirlere sahip bir kişi. Diyebilirim ki, eğer Türkiye’de Mustafa Kemal’in görüşleri, yani Kemalizm ideolojisi yerine, Said Nursî’nin görüşleri kabul görseydi Türkiye şimdiye kadar çoktan Avrupa Birliği düzeyinde bir ülke olabilir, daha kısa zamanda çağ atlayabilirdi” dedi. Dinsiz modernleşmeye karşıydı Aynı zamanda Münster Üniversitesinde Katolik Dinî ve Latince öğrenimi gören Michael Sendker, Bediüzzaman ile ilgili görüşlerine şu cümlelerle devam etti: “Said Nursî, benim görüşüme göre, kendi yaşadığı çağın çok önüne geçmiş, ileri görüşlü bir insandı. Özellikle, 1923’ten önceki dönemde, Mustafa Kemal ile karşı karşıya geldiği noktada, İslâm dininin ve geleneklerinin Batılı modern değerler ile bağdaşır olduğunu öne sürüyordu. Çağdaşı olan Mustafa Kemal’in aksine, Said Nursî dinî değerlerden arındırılmış bir modernizasyona ya da diğer değişle Batılılaşmaya kesinlikle karşıydı. Katolik teoloji ve Latince eğitimimi sürdürdüğüm Münster Üniversitesi’nde bir tez üzerinde çalışırken Said Nursî’nin 1908 yılında yapmış olduğu bir konuşmaya rastladım. Şükran Vahide’nin “Modern Türkiye’de İslâm” adlı kitabında rastladığım bu konuşmada Said Nursî, meşrûtiyetin ve İngiliz işgali sonrasında elde edilmiş bağımsızlığın temellerinin din ve ahlâk üzerine inşa edilmesi gerektiğini savunmaktaydı.” Dinî ve moderniteyi bir arada düşündü Said Nursî’nin Kur’ân’a bakış açısının oldukça modern ve rasyonel olduğunun altını çizen Sendker, sözlerine şöyle devam etti: “Nursî, din ve modernitenin birbiriyle bağlantılı olması gerektiğini düşünüyordu. Onun din ve modern bilimleri bir arada okutacak bir üniversite fikri bu öngörüsünü karşılamaktaydı. Nursî, böylece geleceğin bilim ve teknolojide olduğunu kabul ediyor, ancak bunları dinden soyutlandırdığınız zaman tehlikeli olacağını ifade ediyordu. Hatta o bazı konuşmalarında, kendi çağdaşı olan bazı âlimlerin adeta bir orta çağ kalıntısı olduğunu söylemekteydi. İşte bundandır ki, Osmanlı Devleti’nin çöküşünü başkalarının aksine İslâm dinine değil, fakirlik, cehalet ve ihtilafa bağlıyordu.” Nursî, medeniyetleri birleştiriyor Alman gençlik hareketinin önemli isimlerinden olan Michael Sendker, Bediüzzaman’ın medeniyetler barışına hizmetleri ile ilgili olarak da şunları söyledi: “Bence Said Nursî, muhteşem bir kişiliktir. Bazı yazılarında Hristiyanlara toleranslı yaklaşımları olduğunu görüyoruz. Onun bu görüşleri sayesinde, dinler arası diyalog, özellikle de Hıristiyan ve Müslümanlar arasında ittifak daha yapıcı bir şekilde işletilebilir diye düşünüyorum.” Bediüzzaman “Avrupa ikidir” diyor BEDİÜZZAMAN’IN Avrupa ile ilgili tesbitlerine de dikkat çeken Sendker şöyle konuştu: “Eserlerinin bir yerinde Nursî’nin Avrupa’yı iki kısma ayırdığına şahit oluyoruz. 1930’larda kaleme aldığı bu eserinde Nursî, bir iyi, bir de kötü Avrupa’dan bahsediyor. Kötü Avrupa’nın neticesinde ateizm ve dinsizliğin ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Bu husus, Hıristiyanların da eleştirdiği bir gerçek. Kötü Avrupa’nın karakteri olan dinsizlik ve sekülarizm, aynı zamanda Papa VI. Paul ve Jesuits, Bonhoeffer v.s. gibi bir çok Avrupalı Hıristiyan tarafından da eleştirilmekte, kınanmaktadır. Şimdiki Avrupa da, bir çok yönden, oldukça modern ve sekülerdir. Şimdilerde Pazar günleri kiliseye gitmek, bilhassa son 20 yıldır iyice demode hale geldi. Benim kanaatimce, bunun önemli bir sebebi “refah ve Aydınlanmadır”. Ancak olumlu mânâdaki “refah ve Aydınlanma”dan bahsetmiyorum, Said Nursî’nin de altını çizdiği “olumsuz” mânâdaki refah ve Aydınlanmadır bu. Şimdi ise ekonomik krizlerin ve istikrarsız finans sistemlerinin çağında dinin tekrar daha popüler hale geldiğine şahit olmaktayız.” Umut Yavuz, Yeni Asya, 11.12.2010 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.