Webmaster Geschrieben 31. März 2011 Teilen Geschrieben 31. März 2011 Yalakalık Devri – Almanya´daki popüler müslümanlar “1 saniyesine bile hükmedemediğin bu dünyada fırıldak olmanın hiç gereği yok” Muhsin Yazıcıoğlu Almanya´da yaklaşık 4 milyon müslüman yaşıyor. Her alanda müslümanlarla karşılaşmak mümkün. Siyaset, spor, ticaret, sanat, bilim… artık her yerde kaliteli insanlarımız var. Müslümanlar işcilik devrini bitirdiler, kendi işlerini kendileri yapıyorlar. İş alan değil, iş veren oldular. Fakat gelin görünki, en safta olan müslümanların ve türklerin bir çoğu, tabandan destek al(a)mıyor. Uçağın yolcuları, uçağın pilotlarını desteklemiyorlar. Hangi kurum, hangi parti, hangi grup veya düşünce olursa olsun, taban ve üst sınıf birbirine zıt. Çünkü Almanya´da "popüler" müslümanların genel tavırları şöyle: siyasette yalakalık, dini temsilde yalakalık, sosyal alanlarda yalakalık... Nokta kadar menfaat için virgül gibi eğrilen bu insanlar ya makam için, ya şan için ya da şöhret için yaptıkları yalakalık nedeniyle, belki bu fani ve kısacık dünyevi hayatta saadet içinde yaşıyorlar fakat kardeşlerinin gözlerinde değerleri gittikçe düşüyor. Zaten genel bir yalakalık devrinde yaşıyoruz. Taviz veren ve takiyyecilik yapanların el üstünde tutulduğu bir dönemde. Özellikle Almanya´da üst kademede “müslüman“ olmak istiyorsanız belli yalakalıkları yapacaksınız. Mesela kendinize has fetvalar çıkaracaksınız. Boyutu anlayabilmeniz için, örnek olarak bir kaç tane fetva çıkarayım size: 1. Avrupa´da tesettür olmaz. 2. 30 derece´de oruç tutulmaz. 3. Faiz her zaman helaldir. 4. Domuz eti artık temiz. Helaldir. Buna benzer fetvalar çıkarabiliyorsanız ve üstüne üstelik gerçekten inandığınızı saklayabiliyorsanız, o zaman sizi adam yerine koyarlar.... Yani işin ucunda göründüğü gibi olmamak ve olduğu gibi görünmemek kayıdı var. Eğer bunu becerebiliyorsanız, pilot olmaya namzedsiniz demektir. Ama nereye kadar? Bu uçağı nereye kadar bu şekilde götüreceksiniz? Kime ne kadar yalakalık yapacaksınız? Müslümanları temsil edenler, elbette herkese düşman olsun demiyoruz. Husumet beslemeyecekler, ama müslümanların durumlarını, şartlarını ve konumlarını düzeltebilmek için doğru inandıklarını söylemeleri gerekiyor. Ciddi manada taviz vermeden, takiyyecilik yapmadan tartışmalar yapılmalı. Kimseyi şahsi olarak eleştirmeden, seviyeli bir şekilde görüşmeler yapılmalı. Yoksa takiyyeciler ve yalakalar insanlığın en aşağılık varlıklarıdır. Bugün a dediklerine, yarin b derler. Bu durum ne alman hükümetine nede müslümanlara yarıyor. Kaldı ki bu şahıslar o makamlara yine tabanın desteğiyle ve oylarıyla ulaştılar. İnsanların güvenini aldılar. Hizmet etmek için paşa oldular. Ama paşalıkları hizmetçi olduklarını unutturdu. Kavmin Efendisi oldular…. Makam koltuğunun tatlı gıcırtısı, tabanın ihlaslı sesini unutturuyor galiba... Yalakalık yaparak parti başkanı, siyasetçi, üniversiteye profesör olunacaksa eğer… gurbetçi müslüman halkı bu tavra artık dur demeli. Eğer bir insan fikirleri nedeniyle dışlanıyorsa veya fikirlerinin gizlenmesi isteniliyorsa, hiç bir iş yapmasın daha iyidir. Yalakalık yaparak makam sahibi olunacaksa eğer, işsiz ama haysiyetli ve onurlu olmaya razı olmamız gerekiyor. Kendi içimizden, kimliğini benimseyen, gizlemeyen, mertçe düşüncesini söyleyebilen ve gerçek manada sorunlara çözüm arayan insanlar yetiştirmeliyiz. Artık hukukçuları, makine mühendislerini veya iktisatçıları İslam İlahiyatı doktoru veya profesörü yaptırmayalım. Bu işi ehillerine verelim. Bu bağlamda Almanya´da hepimize ciddiyet ve emrolunduğu gibi dosdoğru olmak lazım. Cemil Sahinöz, Moral Haber, 31.03.2011 http://www.moralhaber.net/makale/almanyadaki-populer-muslumanlar/ Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge