Webmaster Geschrieben 29. April 2011 Teilen Geschrieben 29. April 2011 Anadilde Kur´an okumak Bütün kitaplar bir kitabı daha iyi anlamak için okunur… Şöyle bir genel kanaat var: Kur´an-ı Kerim anlaşılmaz. Okuyanın kafası karışır. Halbuki hiç Kur´an´ı anadilinden okuyupda kafası karışan veya imansız olan birini duymadım. Kaldıki Kur´an´ın neden arapça ve kolay anlaşılır olduğu yine Kur´an´da belirtiliyor: “Muhakkak ki, biz onu anlayasınız diye Arapça bir kitap olarak indirdik” (12:2). “(Ey Muhammed!) Biz Kur'ân'ı senin dilin üzere kolaylaştırdık ki, onunla Allah'tan korkup sakınanları müjdeleyesin, inat edenleri de korkutasın” (19:97). “Apaçık kitaba andolsun ki biz onu iyice anlayasınız diye Arapça bir Kur'an yaptık” (43:2,3). “Biz Kur'ân'ı senin dilinle indirip kolaylaştırdık. Umulur ki onlar öğüt alırlar” (44:58), “Andolsun ki biz, Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Hani düşünüp öğüt alan (yok mu)?” (54:17,22,32,40) Yani zaten Kur´an´ın arapça olmasının hikmetinden birisi anlaşılması için. Diğer ümmetlere de, anlayabilsinler diye hep kendi dillerinde vahiy gelmiş: “Biz, her peygamberi, ancak bulunduğu kavminin diliyle gönderdik ki, onlara apaçık anlatsın.” (14:4). Yani her kavme kendi dilinde vahiy gelmiş. Genellikle süryanice ve ibranice olarak geldiği bilinir. Hz. Adem´in ise bütün dilleri bildiği düşünülüyor. Nitekim araplar da anadilinde Kur´an´ı okuduklarına rağmen, kafalarının karıştığını hiç görmedim. Tam tersi…. Kur´an´ı anlayabileceği bir dilde okuyupta imana gelen veya kendisine çeki düzen veren bir çok kişi tanıyorum. Kaldıki müslüman olan gayrimüslimler de Kur´an´ı arapça değil, kendi anadilinde okumuşlar ve bu sayede İslam´ı kendilerine din olarak seçmişler. Hatta Yusuf İslam (eski ismiyle Cat Stevens) şöyle diyor: „Kur´an´ı okumadan önce müslümanları tanısaydım, asla müslüman olmazdım.“ Bu – aslında bizler için çok vahim olan - sözden şu dersi çıkarmamız gerekiyor: Kur´an´da bahsedilen yaşam tarzı ile müslümanların yaşam tarzı birbiriyle uyuşmuyor! Bunda şaşıracak ne var ki? Okunmuyorki, içinde ne yazıldığı bilinsin! Düşünün, size Çin Cumhurbaşkanı çince bir mektup yolluyor. Siz havanızı atıyorsunuz. Mektubu duvara asıyorsunuz. Arada sırada çince harfleri okumaya çalışıyorsunuz. Ama içeriğinden haberiniz bile yok. Allah hepimize, 600 sayfalık bir kitap 114 bölümlük bir e-mail 6000 tweet yollamış tabiri caizse… Bu mektubu, kitabı, maili, tweetleri anlamak istiyorsak, elbette öncelikle anadilimizde okumamız gerekiyor. Anlamadığımız yerler olursa tabiki büyük alimlerin tefsirlerine başvuracağız. İbadetimizi tabiki arapça yapacağız. Ama en azından hayatımızda bir kere anlayabileceğimiz bir şekilde Kur´an-ı Kerim´i okumamız gerekiyor. Hatta okunması gereken ilk kitap, anadilimizde Kur´an olmalı. Ondan sonra isterseniz bin kere arapça hatim edin. Ama tersini yaptığınızda onbin kere bile hatim etseniz, içinde ne yazdığını, Allah´ın sizden ne istediğini, bilmedikten sonra, hayatımızda değimşimlerin olması imkansız. Bu değişimlerin olmasına ancak hurafeciler ve kafasına göre kurallar uyduranlar karşı gelirler. Fakat papağanlara da Kuran´ı ezberletmenin mümkün olduğunu unutmayın… Cemil Sahinöz, Moral Haber, 29.04.2011 http://www.moralhaber.net/makale/anadilde-kuran-okumak/ Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge