(04.07.2011) Kemal Sunal Sosyolojisi

[Webmaster]

Kemal Sunal Sosyolojisi

 

Tam beş senedir her 3 Temmuz´da Kemal Sunal´ı yazmak istiyorum, bir türlü nasip olmuyor. Yazmak istememin sebebi Kemal Sunal´ın master tezi. Kemal Sunal “TV ve Sinemada Kemal Sunal güldürüsü“ isimli master tezinde kendisini analız ediyor ve ´Bir gün sosyologların beni ve filimlerimi analiz etmesini isterdim´ diyor.

 

Hiç şüphesiz, dünyanın başka bir ülkesinde olsaydı, Kemal Sunal hakkında yığınla sosyolojik araştırma yapılmış olurdu. Maalesef ülkemizde sosyoloji 100 senedir daha doğum sancılarını bile geçemediği icin, böyle bir araştırma yok. Bizim de yazacağımız bu köşe yazısında böyle bir araştırma yapmamız mümkün değil. Bu nedenle sadece kısaca Kemal Sunal´ın filimleriyle türk toplumunu nasıl etkilediğini ele almaya çalışalım.

 

Öncelikle şu gerçeği ortaya koyalım: Kemal Sunal gelmiş, geçmiş en ünlü Türk oyuncusu.... Kemal Sunal´ı tanımayan bir türk yoktur herhalde. Hatta onun en az bir filimine bakmamış olan biri nadir bulunur.

 

Ve 80´den fazla filimi ve dizisi olan Sunal, belli bir ölçüde türk toplumunu etkilemiştir.

 

Evet, defalarca aynı filimi izlemek, başka bir sanatçıya nasip olmaz. Filimleri defalarca gösterilmesine ve izlenmesine rağmen, her sahnesi ezberi bilinmesine hatta az sonra hangi espirinin geleceği bilinmesine rağmen, halen insanları güldürmeyi ve etkilemeyi başarıyorsa, bu çok büyük bir başarı demektir. Hani bazı hatıra ve anılarınıza defalarca, aradan seneler geçse bile, gülersiniz ya, işte Kemal Sunal bunu neredeyse her filiminde başarmış.

Bu güldürmelere binaen, Kemal Sunal master tezinde kendi tabiriyle “İktidarlar benim sayemde ayakta duruyor“ diyor. Yani toplum 80li ve 90lı yıllarda yaşadıkları zorlukları, bir nevi o dönemlerde her akşam TV´de gösterilen bir Kemal Sunal filimiyle üzerinden atmaya çalışıyordu. Çünkü Kemal Sunal, canlandırdığı karakterlerle onlara o zorlukların nasıl aşılacağını gösteriyordu. Sorunlar içinde bunalmış olan küçük insanı güldürmeyi ve ona moral vermeyi başarıyordu.

 

Dikkat ederseniz Kemal Sunal, filimlerinde fakir, gariban, temiz kalpli, iyi niyetli ve saf tipleri oynuyor. Ama bu türk delikanlısı saflığıyla ve şans eseriyle büyük çeteleri, mafyaları çökertiyor. Yani iyi niyetiyle topluma ve sisteme adalet getiriyor. Yoksul halkın ezilmişlik duygusunu, ezenlerle dalga geçerek hafifletiyor. Mesela torpilin ön plana çıktığı bir zamanda, dürüst ve çalışkan bir bekçinin hizmet etmek için sarf ettiği çabaları canlandırıyor. Bazen de modernite ve geleneğin veya kentleşmenin çatışmasını canlandırıyor.

 

Bu şekilde Kemal Sunal, canlandırdığı tiplerle halkın sesine tercüman ve “halktan biri“ olmayı başardı. Sıcak yüreğiyle toplumun içinden birini canlandırdı. Mesela ”Şaban“ tiplemesinde herkes kendinden birşeyler bulabilir.

 

Kemal Sunal bu “halktan biri“ olmayı şahsi hayatında da başarmıştır. Hiç bir zaman polemik, dedikodu veya magazin haberlerinde görülmeyen Kemal Sunal, kendisini ve ailesini bu takım şeylerden uzak tutmayı başarmıştır. Yazdığı master tezinden yola çıkarak, kokteylere katılmaz, gösteriyi hiç sevmez, kalabalıktan nefret eder, içki, sigara, kumar ve gece hayatından uzak dururdu. Ve özellikle skandallardan ve ehli olmadığı işlerden hep uzak durmuş ve hatta TV´de her oynayan filminden telif dahi almamış.

 

Bu şekilde hem filimleriyle hem de şahsiyetiyle halkın gönlünde taht kurmayı başarmıştır. Ruhuna fatiha…

 

Peki yeni komedyenler neden Kemal Sunal kadar başarılı olmuyor?

 

Çünkü artık TV´de türk filimleri görmüyoruz. Şuan TV ve sinamalarda oynayan filimler türkler tarafından yapılmış Amerikan kopyalarıdır. Bu filimlerin sadece dili türkcedir. İçinde oynayan marjinal oyuncular kısa ömürlüdürler. Kemal Sunal´ın kullandığı küfür bile seyirciye estetik gelirken, bu yeni filimlerdeki rezillik, küfür ve müstehcenlik sadece ahlaksızlığın belirtileridir. Tam da bu filimlerin en çok izlenilen filimler olması, toplumun ne derece dejenire olduğunun göstergesidir.

 

 

Cemil Sahinöz, Haber Ayna, 04.07.2011

http://yeni.haberayna.com/haberdetay.asp?Newsid=76339