Webmaster Geschrieben 17. Oktober 2011 Teilen Geschrieben 17. Oktober 2011 Tek Başına Bir Ümmet Hizmetkâr Türkiye'nin "tek başına bir ümmet olan" çok vasıflı Müslümanlara ihtiyacı var. Sayıları az, ağırlıkları çok fazla. Birkaç örnek vereyim: Mesela bir Gaspıralı İsmail Bey... Bediüzzaman tek başına bir ümmetti. Şeyh Şamil... Cezayirli Emîr Abdulkadir... Muallim Cevdet Bey... Tek başına bir ümmet olan bu gibi şahsiyetlerin sayısı yüz binde, hatta bir milyonda bir olur ama hizmetleri pîr olur. Bediüzzaman dünya malına, paraya, zenginliğe, riyasete, üne, alkışa, rahat ve keyifli bir hayat sürmeye düşkün ve yönelik olsaydı Bediüzzaman olamayacaktı. Sıradan Müslümanlar, tek başına ümmet şahsiyetleri görünce onlara deli derler. Tek başına ümmet kişiler ticaretin en kârlısını yaparlar. Allahla ticaret... Onların akılları fikirleri gerçek hizmettir. Gerçek hizmetler nelerdir? 1- İman hizmetleridir. 2- Tashîh-i itikad hizmetleridir. 3- Kur'an hizmetleridir. 4- Resûlullah'ın (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) sünnetine hizmettir. 5- Dinde çıkartılmış kötü ve helak edici bid'atlerin izalesi için yapılan hizmetlerdir. 6- İnsanların Şeriata uymaları, Şeriat dışı işlerden kaçınmaları için yapılan hizmetlerdir. 7- Müslümanların iyi, övülmüş, kurtarıcı, güzel ahlaka sahip olmaları için yapılan hizmetler. Helak edici, kötülenmiş, cehenneme götürme tehlikesi taşıyan kötü huylardan kurtulmaları için hizmetler. 8- İslam kadın ve kızlarının kur'ana ve Sünnete uygun ahlaklı, iffetli, namuslu bir hayat sürmeleri için yapılan hizmetler. 9- Çocukların, gençlerin, halkın İslamî eğitimi hizmetleri 10- Müslümanların bedevî, varoş, kültür ve zihniyetten İslam medeniyet ve kültürü zihniyetine yükselmeleri için yapılan hizmetler. 11. Ümmeti doğru bilgilendirme, uyarma, aydınlatma, müjdeleme, iyiye ve güzele yönlendirme hizmetleri. Tek başına ümmet olan şahsiyet bu hizmetleri insanların rızasını, alkışını, övgülerini kazanmak, ünlü olmak, dünya kemiği yalamak için yapmaz; Allah'ın rızasını kazanmak için yapar. Ücretini yaratıklardan değil, Yaratan'dan ister. Yaratan'dan istediği ücreti de dünyada değil, ahirette ister. 'Âlî ilimleri (alet) öğrenmiş, icazet almış, tefsir yazmak için gerekli şartlara sahip... Böyle bir İslam alimi hangi niyetle tefsir yazacaktır?.. Allah rızası için, ümmet-i Muhammed'e hizmet maksadıyla... Şayet bu kişi dünyalık edinmek, tefsirden kazanacağı parayla mal mülk satın almak, zengin olmak için yazıyorsa onun niyetinde fesat vardır. O, ihlaslı bir alim değildir. (Allah rızası için tefsir, meal veya tercüme yazmış, niyeti sahih ve temiz. Bundan bir miktar da telif ücreti veya gelir elde etmiş... Belki bunun fetva ve ruhsatı olabilir ama "para kazanmak, köşeyi dönmek, zengin olmak, mülk-dar olmak için yazdıysa niyeti bozuktur. Kendini insanlara beğendirmek, "ne büyük alimmiş" dedirtmek için ilim öğrenen, ilim öğreten kimselerin cehennemlik olduğuna dair çok muteber hadis kitabı, Sahîh-i Müslim'de ibret verici, uyarıcı bir hadîs-i şerif bulunmaktadır. (Hadîs no. 1905) Zamanımızda sırf Allah için, gerçekten ihlasla, ücretini halktan değil, Hâlık'tan bekleyerek, dine, imana, Sünnete, Şeriata hizmet eden ulemanın, fukahanın, meşâyihın ellerinden, eteklerinden hatta ayaklarından öperim. Kur'ana, sünnete, Şeriat-i Garrâ-i Ahmediye'ye hasbeten lillah, muhlisen lillah hizmet edenlerin ayaklarını öpmek bile bir şereftir. Bu yazımdaki bir takım târizler ve şikayetler bu ihlaslı ve hayırlı alimleri hedef almıyor. Onları tenzih ediyorum. Bendeniz din, iman, Kur'an, Sünnet, Şeriat, ümmet hizmetlerini paraya, dünya malına, zenginliğe, şöhrete, halkın rağbetine endekslemiş ulemâ-i sû'a karşıyım. Yahova Şahitlerini duymuşsunuzdur. Bunlar kendi dinleri için akıl almaz hizmetler, propagandalar, yayınlar yapmaktadır. Geçenlerde yazmıştım, ciltli bir kitabı yüz küsür dilde yüz milyondan fazla bastırıp dağıtmışlardır... Gözcü Kulesi isminde bir dergileri var, o da yüze yakın lisanda, bazısı on beş günde bir, bazısı ayda bir olmak üzere yayınlanıyor. Türkiye'de böyle hizmetler yok. Bir kesim hizmet perdesi ardında ehl-i sünneti yıkmaya çalışıyor. Şu malum ve mâhud "hadis ayıklamaları" çalışması bir hizmet midir? Adamlar AB norm ve standartlarına, feminizm ideolojisi ilkelerine uymayan hadisleri ayıklayacaklarmış. Böyle bir şey hizmet değil, tahribattır. Tek başına bir ümmet olarak hizmet eden şahsiyetler ehl-i sünnet İslamlığından dışarı çıkmazlar, doğru yoldan sapmazlar, Cadde-i Kübrâ'dan ayrılmazlar, sevâd-ı âzam dairesi içinde bulunurlar. Evet, Türkiye'nin yeni Halid-i Bağdadîlere, yeni Bediüzzamanlara, yeni Şeyh Şâmillere, yeni Selahaddinlere, yeni Nureddin Zengilere, yeni Abdülkadirlere, yeni "Tek başına bir Ümmet" hizmetkarlara büyük ihtiyacı var. Dünya ayaklarının altında, başları semada... Mehmet Sevket Eygi, Milli Gazete, 16.10.2011 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.