Webmaster Geschrieben 8. Januar 2013 Teilen Geschrieben 8. Januar 2013 Risale-i Nur´da marifetullah metodu İlimin en üst noktası, en büyük hakikat marifetullah´dır. Yani Allah´ı bilmek. Hatta diyebiliriz ki bütün ilimler sadece O´nu tanımak için bir araç. Kainatı araştırıp hakikate ulaşma merakı aslında O´nun nasıl “hareket ettiğini” ve O´nun hikmetini öğrenmek için. İnsanın yaratılış maksadı Allah´ı bilmek ve tanımak olduğuna göre, bu gayenin en büyük gaye olduğunu söyleyebiliriz. Allah´ı bildikden sonra O´na karşı gerçek manada bir sevgi başlar. Çünkü insan tanıdığını sever, tanımadığını sevemez. Muhabbetullah olması için de marifetullah gerekli. Bediüzzaman tanımak ve sevmek arasındaki ilişkiyi 20. Mektup´da tarif eder: „Katiyen bil ki, hilkatin en yüksek gayesi ve fıtratın en yüce neticesi, iman-ı billâhtır. Ve insaniyetin en âli mertebesi ve beşeriyetin en büyük makamı, iman-ı billâh içindeki marifetullahtır. Cin ve insin en parlak saadeti ve en tatlı nimeti, o marifetullah içindeki muhabbetullahtır. Ve ruh-u beşer için en hâlis sürur ve kalb-i insan için en sâfi sevinç, o muhabbetullah içindeki lezzet-i ruhaniyedir. Evet, bütün hakikî saadet ve hâlis sürur ve şirin nimet ve sâfi lezzet, elbette marifetullah ve muhabbetullahtadır. Onlar, onsuz olamaz. Cenâb-ı Hakkı tanıyan ve seven, nihayetsiz saadete, nimete, envâra, esrara, ya bilkuvve veya bilfiil mazhardır. Onu hakikî tanımayan, sevmeyen, nihayetsiz şekavete, âlâma ve evhama mânen ve maddeten müptelâ olur.“ Allah´ı bilmek ise “Nasıl bir Allah?“ sorusuna yanıt aramak ile gerçekleşir. Allah´ı kainatta var olan hiç bir şeye benzetemediğimiz için O´nu sadece kendisini bize tarif ettiği şekil ile bilebiliriz. Bunun için Kur´an´da ve hadislerde Cenab-ı Allah kendini bizlere sıfatlarıyla tanıtıyor. Cevşen´de 1001 tane sıfatıyla karşımıza çıkıyor. Kur´an-ı Kerim´de “Esma ul-husna”larla kendini tanıtıyor. Bediüzzaman Said Nursi ise Allah´ı tanıtmak için ilginç bir metod kullanıyor. Risale-i Nur Külliyatını okumaya başladığım ilk günden itibaren dikkatimi çeken en önemli hususlardan bir tanesi, Bediüzzaman´ın neredeyse hiç bir yerde sırf “Allah” kavramını kullanmaması. Peki ne yapıyor Üstad? Sırf Allah yazarak yetinmek yerine konuyla ilgili Allah´ın sıfatlarından birisini kullanıyor. Örneğin konu adalet ise Adil diyor, konu rızık ise Rezzak diyor, konu merhamet ise Cenab-ı Erhamürrahimin diyor vs. Yani bu ilginç metod ile “Nasıl bir Allah?” sorusunu her satırda cevaplıyor. Okuyucunun zihnine Allah´ın sıfatlarını yerleştiriyor. Okuyucu ise Allah´ı tanıdıkça O´nu sevmeye başlıyor. Varsa kafasındaki şüpheler gidiyor. Sevdikçe O´na olan bağlantısı, güveni artıyor. Yani tevekkül ediyor. Allah´ı tanıyınca ve sevince dualarda değişiyor. Şifa isteyince Şafi´ye, günahlardan arınmak için Gaffar´a, sıkıntıların giderilmesi için Fettah´a başvuruluyor. Başka hiç bir eserde bulamayacağınız bu metod sayesinde Risale-i Nur Külliyati eşsiz bir marifetullah kitabı haline geliyor. Cemil Sahinöz, Risale Haber, 08.01.2013 http://www.risalehaber.com/risale-i-nurda-marifetullah-metodu-14253yy.htm Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge