Zum Inhalt springen
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Empfohlene Beiträge

Ey Türk evladý, anadiline sahip çýk

 

 

“Bir toplumu yok etmek için, silahlara gerek yok. Lisanýný unutturmak yeterlidir.“

Konfüçyus

 

Ne milliyetçiðim, nede ýrkçý.

 

Fakat þuna inanýyorum: her insan kendi vatanýný sever ve sevmeli. Bunda art niyet aramamak gerekir. Vatanýný sevmek, onun daimi kalmasýný istemekle eþittir. Kültürünün, adetlerinin, bayraðýnýn, þiirlerinin vs. yok olmamasýný arzu etmektir. Zaten bunu istemek ýrkçýlýk deðildir. Her insanýn doðal hakkýdýr.

 

Peki bir millet nasýl daimi kalýr?

 

Bazý temel unsurlar vardýr. Bu unsurlarýn en önemlisi anadildir.

 

Anadil nesilleri birbirine baðlar. Kültürün, dinin, mentalitenin aktarýlmasý için bir vazgeçilmezdir. Ayný dili konuþan insanlar, duygularýný, fikirlerini, yüreklerini, dertlerini, paylaþabilirler. Veliler çocuklarýna kendi mentalitelerini aktarabilirler.

 

Fakat anadil unutuldumu, baðlar kopar, ipler bir daha baðlanmaz. Misal olarak Almanya´yý ele alalým.

 

Nesiller arasý bir kopukluk var. Almanya´da yaþayan 1. nesil 2. nesil ile irtibat haline geçemiyor. 2. nesil ve 3. nesil arasýndada zorluklar yaþanýyor. Çünkü birbirlerini anlamýyorlar. Hele bir de 1. nesil ve 3. nesil biraraya gelince, artýk farklý “türkçeler“ ortaya çýkýyor. Bildiðimiz türkçe ve almanca-türkçe remixler…

 

Peki dilini unutan insan kendi kültürünü, dinini, örf ve adetlerini nasýl, nerede ve kimden öðrenecek? Okulda mý? Alman siyasetine bir bakalým. Tüm okullardan türkçe anadil dersleri kaldýrýlýyor. Emekli olan türkçe öðretmenlerinin yerlerine öðretmenler alýnmýyor…

 

Peki bu çocuklar kendi dillerini nasýl öðrenecekler?

 

Kendi dilleriyle yazý yazmayý ve konuþmayý kim öðretecek?

 

Kendi dilleriyle nasýl kýzacaklar, sevecekler, aþýk olacaklar, dua edecekler… nasýl mektup yazacaklar?

 

Halbuki bütün dil bilimcileri bilir ki, anadilini iyi bilen, baþka dilleride kolaylýkla öðrenebilir. Ama gelin görün ki, var olan bir dilin (türkçe) unutulmasý isteniliyor, yerine baþka sun-i dillerin geçmesi icin çaba, zaman ve para sarf ediliyor…

 

Dilini unutan asimile olmaya mahkumdur!

 

Bir yalan vardýr, çok güzeldir. Ben dahi kendimi avutmak için her zaman söylerim. Güzel bir masaldýr aslýnda: "Türkler hiç bir zaman asimile olmazlar. Dünyanýn her yerinde türk vardýr. Ve hiç bir zaman asimile olmamýþlardýr. Türk heryerde Türktür."

 

Kulaða nede hoþ geliyor… Fakat bu yalana halen inanmak çok zor. Acaba Avrupada yaþayacak olan 4. “türk“ nesili halen kendini türk olarak tarif edecekmi? Veyahut etmek isteyecekmi?

 

***

 

Erimek, asimile edilmek, kaybolmak istiyorsak, aynen þuan oturduðumuz þekilde oturmaya devam edelim.

 

Fakat dilimize, dinimize, milletimize, kültürümüze sahip çýkmak istiyorsak… çocuklarýmýzýn bu kültür ile yetiþmelerini istiyorsak… oturduðumuz yerden kalkýp hareket etmemiz gerekiyor. Harekette bereket vardýr.

 

Yapýlabilecek bazý hareketler:

 

1.

Türkçe dilinin önemini her zaman göz önünde bulundurup, bunu çocuklarýný türkçe derslerine göndermeyenlere anlatmak.

 

2.

Türkçe derslerinin okullarda devam etmesi için, okul müdürleriyle görüþmek.

 

3.

Türkçe derslerinin kaldýrýlmamasý için türk velilerden imzalar toplayýp, okul müdürlüklerine göndermek.

 

4.

Veliler Dernekleri kurup, anadil için siyasi çabalar sarf etmek.

 

vs. vs.

 

Az bir çabayla çok sey elde etmek mümkündür. Yeterki dilimiz “sahipsiz“ kalmasýn… ve sahipsiz zannetmesinler.

 

Son ama önemli bir not daha: Türkçe ögretmenleri ideolojik ve siyasi saplantýlarýný býrakmalý. Birçok veli, çocuklarýný sýrf bu nedenden dolayý türkçe derslerine göndermediklerini göz önünde bulundurursak, bunun hiçde küçünsenmeyecek bir problem olduðunu anlayabiliriz.

 

 

Cemil Sahinöz, Moral Haber, 16.07.2009

http://www.moralhaber.net/yazidetay.php?Yazi_id=12236&yazar=493

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 1 Jahr später...

Anadilini bilen, diğer dilleri daha kolay öğrenebilir

 

 

Anadilini öğrenmeyi istemek bir lüks veya özel bir istek değildir. Bu istek, sağlam bir kişiliğe sahip olma ihtiyacından doğan bir zorunluluktur. Farklı kültür ve ülkelerden gelen göçmen çocukları, velilerinin konuştukları dili hiç veya çok kötü konuşuyorlar. Bu durum bir çatışma ortamına sebebiyet veriyor. Böyle dil çatışmaları içinde büyüyen çocukların kişiliklerinde sorunlar meydana geliyor. En geç ergenlik çağına geldiklerinde “iki kültür arasında“ kalıyorlar. Ne kendi anadillerini iyi biliyorlar, ne de yaşadıkları ülkenin dilini.

 

Anadilini evde hem konuşacak, okuyacak hem de yazabilecek bir şekilde öğrenmek neredeyse imkansız. Velilerin bu görevi yerine getirmeleri mümkün değil. Çünkü veliler ne eğitimci, ne de öğretmen. Bu görevi en iyi okullar ve öğretmenler yerine getirebilirler. Bir dili “doğru“ bir şekilde öğrenmek için, okulda verilen dil öğretimi şart.

 

Eğer anadil “doğru“ bir şekilde okullarda öğretilirse, hem aile arası kültürel çatışmalar yok edilmiş olur, hem de başka diller daha kolay bir şekilde öğrenilebilir. Bu etki çok önemli olmasına rağmen, birçok defa göz ardı ediliyor. Anadilini bilmediği için, kendi ailesine bile uyum sağlayamayan bir çocuk, topluma nasıl uyum sağlayabilsin?

 

Halbuki dilbilimcilerin yaptığı onlarca araştırmalar gösteriyor ki, bir dili öğrenmek için, öncelikle kendi anadilini iyi bilmek şart. “Evde anadilini konuşmak ve bu dili iyi bilmek, dolaylı yollardan başka bir dili öğrenmeyi kolaylaştırıyor. Yabancılara ´evlerinizde sadece Almanca konuşun!´ gibi tavsiyelerden şiddetle kaçınmak gerekiyor” (Baur, Meder: Zur Relevanz von kulturspezifischen Elementen bei der Entwicklung und Beurteilung von C-Tests für ausländische Schüler, 1989, s.133). Yapılan araştırmalara baktığımızda, Almancayı iyi bilenlerin, anadilini de iyi bildikleri ortaya çıkıyor.

 

Özellikle algılama gelişiminde anadilin önemli bir rolü var. Barth´ın yaptığı araştırmalara göre, anadil fonolojik kabiliyetleri etkiliyor. Kendi anadillerinden fonolojik beceriye sahip olan çocuklar, aynı beceriyi Almanca dilinde de gösterebiliyorlar (Barth, Gomm: Gruppentest zur Früherkennung von Lese- und Rechtschreibschwierigkeiten. 2004). „Buradan çıkan sonuca göre, fonolojik becerileri her iki dilde gelişmiş olan çocukların, okuma ve yazma kabiliyetlerinin daha yüksek olduğu ortaya çıkıyor“ (Özkurt, Akkus: Lese- Rechtschreibschwäche bei Kindern mit Migrationshintergrund, 2004).

 

Almanca dili entegrasyonun anahtarı olduğuna göre, bu dili daha kolay öğrenmenin yollarını aramak gerekiyor. Bu konuyla ilgili elbette birçok taslak ve plan hazırlanmış. Fakat en kolay, en basit ve en ucuz yol, kendi anadilini öğrenmekten geçiyor.

 

Bu nedenle Alman okullarında Türkçe dil dersinin verilmesini talep ediyoruz. Bunu vatansever veya milliyetçi sebeplerden dolayı değil, toplumsal ve entegrasyon sebeplerinden dolayı talep ediyoruz.

 

 

Cemil Sahinöz, Ikinci Vatan, 17.11.2010

http://www.ikincivatan.eu/anadilini-bilen-diger-dilleri-daha-kolay-ogrenebilir---makale,409.html

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 1 Jahr später...
  • 1 Jahr später...

Anadil derslerinde yeni çözümler

 

Alman okullarından Türkçe anadil derslerinin azalması tüm velileri sıkıntıya ve endişeye sokuyor. Türkçe dersleri azaldıkça dilimizi aktarmakta zorluk çekiyoruz. Dil demek, sadece aynı lisanı konuşuyor olmak değildir. Dil, aynı zamanda kültür, örf, adet, din demektir. Bunlar hep dil ile aktarılır. Aynı dili konuşmayan insanlar bu ortak değerleri paylaşamazlar. Nesiller çatışması bunun en hafif neticesidir. Kesin sonucu ise yabancılaşmadır.

Bu dertten yanan bir kaç veli (Levent Kına, Ahmet Doğan vs.) ile görüşürken kısa vadeli çözümlerin bulunması gerektiği fikrine vardık. Geniş daireye varmadan dar dairede birşeylerin yapılması gerekiyor. Çünkü uzun vadeli çözüm, yani okullarda tekrar türkçe anadilin verilmesi, kaliteli öğretmenlerin yetiştirilmesi vs. çözümsüzlüğe doğru ilerlerken, şimdilik geçici kısa vadeli çözümler üretmek gerekiyor.

Kısa vadeli çözüm olarak örneğin her yerde bulunan türk STK ve dernekleri aktive etmek gerekir. İşsiz duruma düşen türkçe öğretmenleri derneklerde hafta sonları basit seviyeli ücretli olarak türkçe dersleri verebilirler. Bunları elbette öğretmenler kendileri değil, dernekler ve veliler organize etmeli. (Not: VHS gibi kurumlar sadece yetişkinlere dil dersleri veriyorlar.)

Finansman olarak velilerden cüzi bir kurs masrafı alınabilinir. Şayet bu mümkün değilse fonlara veya vakıflara başvurulabilinir.

Böyle kısa vadeli çözümler ile tüm taraflar kazanmış olur. Türkçe öğretmen için bir gelir kaynağı oluşmuş olur, veliler çocuklarına türkçeyi aktarmış olurlar ve dernek bir faaliyet ve canlılık kazanmış olur.

Bir yandan buna benzer kısa vadeli ve geçici çözümler üretilmeli diğer yandan uzun vadeli ve kalıcı çözümler için siyaset arenasında bulunulmalı. Nitekim anadil her derneğin, her kuruluşun, her türk ailesinin ortak bir meselesi. Bundan dolayı siyasi, ideolojik veya mezhep ayrımı bu konuda geçerli değil.

Herkes taşın altına elini koymalı. Aksi takdirde hiç kimse bu taşı kaldırmak istemez ise, “tenefüslerde türkçe yasağı” gibi uygulamalara bile kızamayacağız, çünkü çocuklar zaten türkçe bilmeyecekleri için gerekmeyecektir.

 

Cemil Sahinöz, Moral Haber, 06.03.2013

http://www.moralhaber.net/makale/anadil-derslerinde-yeni-cozumler/

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 9 Monate später...

[h=2]TÜRKÇE KAÇ YIL SONRA YOK OLACAK?[/h][h=1]Türk toplumu, gençlerin Türkçe erozyonuna el koyuyor[/h]

Almanya’nın en etkili Türk sivil toplum kuruluşları, yeni neslin ana dili Türkçeden hızla uzaklaşması karşısında oluşturdukları Anadil Türkçe Koordinasyon Kurulu için iç tüzük imzalama aşamasına geldi. STK’lar 21 Şubat Dünya Anadil Günü’nde düzenleyecekleri bir törenle iç tüzüğü imzalayacak.

Avrupa’da yaşayan Türk çocuk ve gençleri artık üçüncü ve dördüncü nesli oluşturuyor. Bu iki neslin en büyük problemlerinin başında ise Türkçe erozyonu geliyor. Öyle ki çocuk ve gençlerin önemli bir kısmı hiç Türkçe konuşamazken, çoğunluğu her derdini Türkçe ifade edemiyor. Bu problemin önüne geçmek için bir araya gelerek Anadil Türkçe Koordinasyon Kurulu’nu (TAG) kuran Almanya’nın önde gelen Türk sivil toplum kuruluşları şubat ayında iç tüzüğe imza koyacak. İç tüzük 21 Şubat Dünya Anadil Günü’nde törenle imzalanacak. Törene diğer STK’lar da davet edilecek.

TAG TAM İHTİYACIMIZ OLAN BİR OLUŞUM

TAG İdare Kurulu üyeleri,imza töreni öncesi Türkiye’nin Köln Başkonsolosu Hüseyin Emre Engin’i ziyaret ederek çalışmaları hakkında bilgi verdi. TAG İdare Kurulu Üyesi Rafet Öztürk’ten (DİTİB) çalışmalarla ilgili dosyayı alan Başkonsolos Engin, STK’ların anadil için TAG’da buluşmasının önemine vurgu yaptı.

Başkonsolos, “Anadil Türkçe konusu, bizim de, Türkiye’nin de en çok önem verdiği bir konu. Farklı STK’ların bir araya gelmesiyle oluşturduğunuz TAG, tam da bizim ihtiyacımız olan bir platformdur. Almanya, böyle büyük bir tabana dayanan bir oluşumun taleplerine mutlaka cevap verecektir” dedi.

EĞİTİMDE BAŞARININ YOLU ANADİLDEN GEÇİYOR

Almanya’daki gençler açısından iki konuya çok önem verdiğini vurgulayan Başkonsolos, bunlardan birincinin gençlerin Almanya siyasetine ilgi duymaları, ikincisinin ise eğitim konusu olduğunu söyledi.

Eğitimde başarılı olmak için en önemli faktörün ana dil olduğunu ifade eden Engin şöyle konuştu: “İyi bir eğitim için anadili iyi bilmek gerekiyor. Gençlerimizin kendini boşlukta hissetmesi, özgüven eksikliğinin temel sebebi kendi anadiliyle bağının kesilmiş olmasıdır. Anadilini iyi konuşamayınca Alman toplumuyla aynı bağı kuramıyor.”

Türk toplumunu bu konuda bilgilendirmenin çok önemli olduğuna, ancak bilgilendirmenin de tek başına yeterli olmayacağına dikkat çeken Başkonsolos, Türkçenin sınıf geçmeyi etkileyen ders statüsüne alınması için çalışılması gerektiğini vurguladı. Başkonsolos TAG’ı seve seve destekleyeceğini söyledi.

DİĞER STK’LARI BİR KEZ DAHA DAVET EDECEĞİZ

Anadil Türkçe Koordinasyon Kurulu (TAG), yüzlerce derneği olan STK’lardan DİTİB, IGMG, İslam Kültür Merkezleri Birliği (VIKZ), Almanya Türk Veli Dernekleri Federasyonu (FÖTED), Avrupa Türk İslam Birliği (ATİB), UETD ve bünyesinde Zaman Almanya, Samanyolu Avrupa ve Ebru Avrupa’yı barındıran World Media Group tarafından kuruldu.

TAG İdare Kurulı Üyesi Rafet Öztürk, anadil Türkçe için her kesimi bir araya getirmeye çalıştıklarını ve başarılı bir birliktelik oluşturduklarını söyledi. 21 Şubat’taki tüzük imzasına diğer STK’ları da bir kez daha davet edeceklerini haber veren Öztürk, “TAG her kesimin desteğini alan bir platform” dedi.

TAG İdare Kurulu’dan Ramazan Başlık (IGMG) ise anadil konusunda STK’lar olarak ayrı ayrı çalışmaların birlikte çalışma kadar etkili olamadığına dikkat çekti. Diğer üye Ercan Gürer de (FÖTEV) birçok güzel görüşmeler, güzel sözler edildiğini, ancak artık somut sonuçlar alma zamanı olduğunu dile getirdi.

ZİVER ERMİŞ / KÖLN

23.12.2013 20:27

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Dein Kommentar

Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.

Gast
Auf dieses Thema antworten...

×   Du hast formatierten Text eingefügt.   Formatierung jetzt entfernen

  Nur 75 Emojis sind erlaubt.

×   Dein Link wurde automatisch eingebettet.   Einbetten rückgängig machen und als Link darstellen

×   Dein vorheriger Inhalt wurde wiederhergestellt.   Editor leeren

×   Du kannst Bilder nicht direkt einfügen. Lade Bilder hoch oder lade sie von einer URL.

×
×
  • Neu erstellen...