Zum Inhalt springen
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Empfohlene Beiträge

İşte Diyanet'in bastığı İşârâtü’l-İ’câz

 

24 Ocak 2014 Cuma 13:39

 

 

Abdurrahman İraz-Ahmet Bilgi'nin haberi:

 

RİSALEHABER-Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Risale-i Nur Külliyatı’nın önemli eserlerinden İşârâtü’l-İ’câz adlı tefsirin basımı tamamlandı.

 

Diyanet kaynaklarından edindiğimiz bilgilere göre*İşârâtü’l-İ’câz baskısı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Bediüzzaman Hazretlerinin hayattaki talebelerinin de katılacağı bir programla kamuoyuna açıklanacak.

 

Programın detayı önümüzdeki günlerde açıklanacak.

 

İşte Diyanet'in bastığı İşârâtü’l-İ’câz'ın kapak resmi:

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Risale-i Nur'u basan Diyanet ve hükümeti tarih alkışlıyor

 

25 Ocak 2014 Cumartesi 11:30

 

 

Risale Haber-Haber Merkezi

 

Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, "Tarih, Risale-i Nur'dan İşarat'ül İ'caz'ı resmen basan Diyanet İşleri Başkanını ve bu Hükümeti alkışlıyor" dedi.

 

Bediüzzaman Hazretleri'nin,*Adnan Menderes'in zor günlerinde*yani Halkçılarla Irkçıların birleşerek onu devirmeye çalıştığı bir zamanda, vatanın, milletin ve dinin aleyhinde kurulan*bu planın sonuçsuz kalması için iki tavsiyede bulunduğnu*hatırlatan Akgündüz, "Birincisi, Nurların resmen serbest kılınması*ki, bunun yolu diyanet eliyle neşredilmesidir. İşte şu andaki Diyanet bu müjdeyi gerçekleştirmiştir. Bu konuda alim kardeşim Başkan Mehmed Görmez Beyi tebrik ediyorum. Bu sıkıntılı günlerde hemen Uhuvvet ve İhlas Risalelerinin de basılmasını istirham ediyorum.*İkincisi ise, Ayasofya'nın 550 yıllık eski vaziyetine iadesi yani Cami olarak açılmasıdır.*Umarım Başbakanımız, bu müjdeyi de gerçekleştirerek, aleyhinde ittifak eden şer güçlerin planlarını akim bırakır" dedi.

*

Akgündüz, açıklamasında Bediüzzaman Hazretlerinin konu ile ilgili sözlerine de yer verdi:

 

"Nasıl Ezan-ı Muhammediye'nin (A.S.M.) neşriyleDemokratlar on derece kuvvet bulduğu gibi, öyle de Ayasofya'yı da beşyüz sene devam eden vaziyet-i kudsiyesine çevirmektir.

*

Ve âlem-i İslâmda çok hüsn-ü tesir yapan ve bu vatan ahalisine âlem-i İslâmın hüsn-ü teveccühünü kazandıran, bu yirmi sene mahkemeler bir muzır cihetini bulamadıkları ve beş mahkeme de beraetine karar verdikleri*Risale-i Nur'un resmen serbestiyetini dindar Demokratlar ilân etmelidirler.*Tâ, bu yaraya bir merhem vurmalı.

*

O vakit âlem-i İslâmın teveccühünü kazandıkları gibi, başkalarının zalimane kabahatı da onlara yüklenmez fikrindeyim." (Emirdağ Lahikası-2, 164)

*

"Bu memleketin vatanperver siyasîleri çabuk aklını başına alıp Risale-i Nur'u tab'ederek resmen neşretmeleri lâzımdır ki, bu iki belaya karşı siper olsun.

*

Acaba bu yirmi sene zarfında iman-ı tahkikîyi pek kuvvetli bir surette bu vatanda neşreden Risale-i Nur olmasaydı; bu dehşetli asırda, acib inkılab ve infilâklarda bu mübarek vatan, Kur'anını ve imanını dehşetli sadmelerden tam muhafaza edebilir miydi?" (Mektubat, 482)

*

"Üstad, Risale-i Nur'u te'lif ederken, Kur'anın i'cazî lem'aları olan bu eserlerin her taife-i insaniyede inkişaf edeceğini, dinsizliğin memleketimizi istilasına mani' olacağını, memleket ve millet için bir sedd-i Kur'anî vazifesini göreceğini, Risale-i Nur hizmetinin umumiyet kesbedip Türk Milletinin yine İslâmiyetin kahraman bir ordusu ve fedakârı olacağını, Risale-i Nur'un neşri ve ileride resmen intişarı milletçe benimsenmesi ve maarif dairesinin hakikat-ı Kur'aniyeye yapışması neticesi maddeten ve manen milletin terakki edeceğini, İslâmiyetin büyük kuvvet bulacağını zikretmiştir." (Tarihçe-i Hayat, 27)

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

[h=1]Başbakan: Risale-i Nur'ların Basılmasının Devamı Niyetinde[/h]

Risale-i Nur'ların, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yaklaşık altı ay önce hazırlıklarlara başladığı İşarat'ü-l İ'caz eserinin basılması üzerine, Bediüzzaman Said Nursi Hz'nin talebelerininde katılımıyla gerçekleşen eserin kamuoyuna tanıtım ve duyuru programında sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan hislerini eserin üzerine "Merhum Üstadımızın arzularının yerine getirilmiş olmasının huzuru içindeyiz. Devamı niyetiyle.." yazarak eseri ağabeylere verdi.

 

Hüsnü Bayramoğlu ağabey ; " Üstadımız Said Nursi Hz.'nin en mühim arzusunun tahakkukunu görmekle bu eserin basılmasına binlerle teşekküler ve çok güzel intizamlı olmasını tebrik eder devamlarını temenni ve niyaz ederiz." yazdı.

 

Abdullah Yeğin ağabey ise duygularını şöyle dile getirdi ; "Cenab-ı Hak Adil-i Mutlaktır. Acele etmez"

 

Tarih : 26.01.2014 Kaynak : Risale Ajans

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

diyanet hakkında risale-i nurda geçen bazı bahisler:

 

Sungur Ankara'da iken Üstadımıza yazdığı mektubun suretidir.]

http://www.risaleinurenstitusu.org/tr/kulliyat/images/books/sozl1/b635.gif

http://www.risaleinurenstitusu.org/tr/kulliyat/images/books/sozl1/b524.gif

Çok aziz, çok mübarek, çok müşfik, çok sevgili Üstadımız Efendimiz Hazretleri,

Mübarek, makbul, kıymetli mektubunuzu Diyanet Riyaseti Başkanı Ahmed Hamdi Efendiye teslim ettik. Sevinçler içinde mübarek mecmua ve Nurları kendi hususî kütüphanesine koydu. "İnşaallah bunları kendi öz ve has kardeşlerime okumak için vereceğim ve bu suretle tedricî tedricî neşrine çalışacağız" dedi.

Çok sevgili Üstadım Efendim,

Mübarek mektubunuzdaki emirlerinizi yapacağını söyledi. "Fakat şimdi hemen birdenbire bunların neşri olmaz. Ben bu eserleri has kardeşlerime okutturup meraklılara göre ileride neşrederiz. İnşaallah tam ve parlak şekilde ileride neşrine çalışacağını" söyledi.

Sungur

 

Emirdag Lahikasi, S. 257

 

 

----

 

• • •

 

http://www.risaleinurenstitusu.org/tr/kulliyat/images/books/emir/b278.gif

Muhterem Ahmed Hamdi Efendi Hazretleri,

Bir hadise-i ruhiyemi size beyan ediyorum: Çok zaman evvel zatınız ve sizin mesleğinizdeki hocaların, zarurete binaen ruhsata tâbi ve azîmet-i şer'iyeyi bırakan fikirler, benim fikrime muvafık gelmiyordu. Ben hem onlara, hem sana hiddet ederdim. "Neden azîmeti terk edip ruhsata tâbi oluyorlar?" diye, Risale-i Nur'u doğrudan doğruya sizlere göndermezdim. Fakat, üç dört sene evvel, yine şiddetli, kalbime, size tenkitkârâne bir teessüf geldi. Birden ihtar edildi ki:

"Bu senin eski medrese arkadaşların olan başta Ahmed Hamdi gibi zatlar, dehşetli ve şiddetli bir tahribata karşı 'ehvenüşşer' düsturuyla, mümkün olduğu kadar bir derece bir kısım vazife-i ilmiyeyi mukaddesatın muhafazasına sarf edip tehlikeyi dörtten bire indirmeleri, onların mecburiyetle bazı noksanlarına ve kusurlarına inşaallah kefaret olur" diye kalbime şiddetli ihtar edildi.

Ben dahi sizleri ve sizin gibilerini, o vakitten beri yine eski medrese kardeşlerim ve ders arkadaşlarım diye hakikî uhuvvet nazarıyla bakmaya başladım. Onun için benim bu şiddetli tesemmüm hastalığım vefatımla neticelenmesi düşüncesiyle, sizi Nurlara benim bedelime hakikî sahip ve hâmi ve muhafız olacağınızı düşünerek, üç sene evvel mükemmel bir takım Risale-i Nur'u size vermek niyet etmiştim. Fakat şimdi hem mükemmel değil, hem tamamı değil; fakat ekseriyet-i mutlaka eczaları Nur şakirtlerinden gayet mühim üç zatın on on beş sene evvel yazdıkları bir takımı sizin için hastalığım içinde bir derece tashih ettim. Bu üç zatın

Allahın adıyla. Onu her türlü kusur ve noksandan tenzin ederiz. Allahın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.

kaleminin benim yanımda on takım kadar kıymeti var. Senden başka bu takımı kimseye vermeyecektim. Buna mukabil onun mânevî fiyatı da üç şeydir:

Birincisi: Siz mümkün olduğu kadar Diyanet Riyasetinin şubelerine vermek için, mümkünse eski huruf, değilse yeni harfle ve has arkadaşlarımdan tashihe yardım için birisi başta bulunmak şartıyla, memleketteki Diyanet Riyasetinin şubelerine yirmi otuz tane teksir edilmektir. Çünkü haricî dinsizlik cereyanına karşı böyle eserleri neşretmek, Diyanet Riyasetinin vazifesidir.

İkincisi: Madem Nur Risaleleri medrese malıdır. Siz de medreselerin hem esası, hem başları, hem şakirtlerisiniz. Onlar sizin hakikî malınızdır. Münasip görmediğiniz risaleyi şimdilik neşrini geri bırakırsınız.

Üçüncüsü: Tevafuklu Kur'ân'ımız mümkünse fotoğraf matbaasıyla tab edilsin ki, tevafuktaki lem'a-i i'câziye görünsün. Hem baştaki Türkçe târifatı ise, o, Kur'ân ile beraber tab edilmesin, belki ayrıca bir küçük risalecik olarak ya Türkçe veya Arabîye güzelce çevirip öylece tab edilsin.

• • •

 

 

 

http://www.risaleinurenstitusu.org/tr/kulliyat/images/books/emir/b279.gif

Gayet kıymetli, fedakâr Nur kahramanı ağabeyimiz Hüsrev Efendi,

Şimdi beş defadır Diyanet Reisi Nurdan bir takımı musırrâne istedi. Üstad da şiddetli hastalığı içinde tashih edip-şimdilik bitmek üzeredir-Diyanet Reisinden onun mânevî fiyatı olarak üç madde istemiş:

Birisi: Sizin harika yazdığınız mucizeli Kur'ân'ı fotoğrafla tab etmek. Bu maddeyi kabul etmiş; yalnız "Başındaki Türkçe târifatı müstakil kalsa, ayrı tab edilse münasiptir" demiş. İşte, Üstadımız ona yazdığı mektubu, berâ-yı malûmat, leffen size gönderiyoruz. Üstadımız diyor ki:

"Hem bir takım Risale-i Nur'u, hem makine ile çıkan mecmuaları ona göndermek ve Hüsrev gibi bu işte en ziyade alâkadar bir kardeşimizin eliyle teslim etmek cihetini meşveretinize havale ediyor."

Siz de tam bir meşveretle sizin bu meselede oraya gitmenizin vücutça sıhhatiniz müsaitse ve fikrinize de muvafık ise, muayyen bir vakitte acele oraya gidersiniz ve adresinizi bildirirsiniz. Biz de takımı ve mecmuaları size, Ankara'ya, elinize yetiştireceğiz. Hattâ siz isterseniz kendi hesabınıza, onları müftüler neşretmek niyetiyle Diyanet Reisine verirsiniz.

Hizmetinde bulunan

Halil, Sâdık, İbrahim

 

Emidag Lahikasi, S. 259

 

 

....

 

 

Kur'ân-ı Hakîmin bir kanun-u esasîsi olan http://www.risaleinurenstitusu.org/tr/kulliyat/images/books/emir/b447.gif sırrıyla, "Birisinin hatasıyla başkası, hattâ kardeşi de olsa mes'ul olamaz." Şimdi yüz otuz risalede birtek risalenin yüz sayfasında bir sayfa muannid insafsızların nazarında hatâ bile olsa, o yüz bin sayfa olan yüz otuz kitabı mes'ul edecek dünyada bir kanun var mı? Halbuki bu otuz sene zarfında beş mahkeme aynı kitaplara beraat vermişler. Hem Malatya meselesi münasebetiyle yirmi mahkeme de alâkadar olmuştular. O yirmi mahkeme "Bir suç bulamıyoruz" dedikleri halde ve 600 bin nüshası dahilde ve hariçte intişar ettiği halde hiç kimseye zarar vermemesi ve Avrupa'da en yüksek mektep içinde Nur'un dershânesi diye ayırdıkları yerde Hıristiyanlar dahi onları okuması ve âlem-i İslâmda gayet takdirle intişar etmesi, hattâ Pakistan'da çıkan es-Sıddık mecmuasının Risale-i Nur'un bir risalesini neşredip Diyanet Riyasetine göndermesi ve bu kadar intişarıyla beraber hiçbir âlim ona itiraz etmemesi gibi hakikatler gösteriyor ki, elbette Diyanet dairesi Nurları himaye etmek hakikî bir vazifesidir.

Diyanet dairesi, Meşihat-ı İslâmiye gibi, yalnız Türkiye'nin din muallimi değil, belki umum âlem-i İslâma Meşihat-ı İslâmiye yerine alâkası, nezareti, münasebeti var. Âlem-i İslâm o Diyanet dairesine karşı tam hüsn-ü zan etmek, su-i tevehhüm etmemek, hususan bu zamanda ziyade lüzumu var. Hem de Türkiye ile ittifak etmeyen İslâmî hükûmetlerde o mübarek daireye karşı su-i tevehhüm gelmemesine büyük bir vesilesi olan ve âlem-i İslâmın her tarafında, belki Avrupa'da takdire mazhar olmuş Risale-i Nur, o Diyanet dairesini hem şerefini muhafaza ediyor. Hem âlem-i İslâma karşı o dairenin bir eseri olarak intişarı gayet lâzım ve zarurî olduğunu bu noktayı ehl-i vukuf tam nazara alsınlar. Onun için biçare Said Nursî ve Nur talebelerinden yüz derece ziyade Diyanet Riyaseti âzaları, hocaları alâkadar olmak lâzım. Tâ ki, Risale-i Nur dinsizlerin taarruzlarına karşı muhafaza ve himaye edilsin. Mükerrer beraatler verildiği halde intişarına mâni olan desisecileri susturmak lâzım...

Said Nursî

 

 

Emidag Lahikasi, S. 401

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

29 Ocak 2014 Çarşamba 06:38

 

Diyanet, Risale-i Nur'un diğer eserlerini de basacak

 

Başbakan da “devamı niyetiyle” demişti...

 

İLGİLİ HABERLER

 

» *Ağabeylerin İşarat’ül İ’caz sevinci

 

» *Said Nursi’nin arzusunu yerine getirmenin huzuru içindeyiz

 

» *İşte Diyanet'in bastığı İşârâtü’l-İ’câz

 

İlyas Koç'un haberi:

 

Diyanet İşleri Başkanlığı, Risale-i Nur Külliyatı’nın önemli eserlerinden*İşârâtü’l İ’câz’ın baskısını yaptı

 

Örnek baskısı yapılan eser, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen ‘Yüzyılın İslam Kültür Hizmeti Onur ve Hizmet Ödülleri’ töreninde*Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a hediye edildi.*Eserin seri baskısı ise önümüzdeki günlerde yapılacak.

 

Diyanet tarafından basılması planlanan eserlerin yayımlanıp yayımlanmayacağına Din İşleri Yüksek Kurulu karar veriyor. Ancak istisna olarak Diyanet İşleri Başkanı’nın yayımlanmasında fayda gördüğü eserler, kurul onayı olmadan neşredilebiliyor. Diyanet kaynaklarından edinilen bilgilere göre*İşârâtü’l İ’câz’ın basılmasına bizzat başkanlık makamı onay verdi. Bu kapsamda Risale-i Nur Külliyatı’nın diğer eserlerinin de basılabileceği ifade ediliyor.

 

Bediüzzaman Hazretleri, Emirdağ Lahikası’nda*Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Risale-i Nur’lara sahip çıkması gerektiğini şu cümlelerle ifade ediyor:*“Siz mümkün olduğu kadar Diyanet Riyaseti’nin şubelerine vermek için mümkünse eski huruf, değilse yeni harfle ve has arkadaşlarımdan tashihe yardım için birisi başta bulunmak şartıyla yirmi otuz tane teksir etsin. Çünkü harici dinsizlik cereyanına karşı böyle eserleri neşretmek, Diyanet’in vazifesidir.”

 

Bediüzzaman Hazretleri, İşârâtü’l İ’câz’ı 1. Dünya Savaşı sırasında Van’da yazdı. Eserin birçok kısmı at üzerinde kaleme alındı. Üstad Hazretleri, yanında hiçbir kaynak eser ve kitap olmadan bu kitabı hazırladı. 60 cilt halinde kapsamlı bir Kur’an tefsiri olarak yazılması düşünülen bu eser tamamlanamadı. Aslı Arapça olan kitabı Bediüzzaman Hazretleri’nin küçük kardeşi Abdülmecid Nursi Türkçeye çevirdi.

 

Zaman

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

03 Şubat 2014 Pazartesi 08:25

 

Bediüzzaman’ın arzusuna vesile olduğumuz için bahtiyarız

 

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'de İşaratü'l İ'caz'ı imzaladı

 

İLGİLİ HABERLER

 

» *Ağabeylerin İşarat’ül İ’caz sevinci

 

» *Said Nursi’nin arzusunu yerine getirmenin huzuru içindeyiz

 

» *İşte Diyanet'in bastığı İşârâtü’l-İ’câz

 

» *Diyanet, Bediüzzaman’ın İşârât-ül İ’câz tefsirini basıyor

 

Said Yüce’nin haberi:

 

RİSALEHABER-Bediüzzaman Hazretlerinin 64 yıllık arzusu olan Risale-i Nurların Diyanet eliyle basılmasıyla yaşanan bayram sevinci devam ediyor.

 

Üstad Bediüzzaman Hazretleri hayattayken*Risale-i Nur’ların Devlet eliyle basılması*arzusuna şahid olan ve matbaalarda ilk basılıp dağıtılması sevincini Onunla paylaşan talebeleri bugün de İşaratu’l İ’caz’ın Diyanet vasıtasıyla basılması sırasında yeni bir sevinci yaşıyorlar.

 

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından bir yıldır hazırlıkları yapılan ve Ocak ayında bakısı gerçekleşen İşaratu’l İ’ caz’ın ilk nüshası Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından*Bediüzzaman Müzesi için*imzalanmasındansonra*Üstad’ın talebelerinden Hüsnü Bayram ağabey ve Abdullah Yeğin ağabey tarafından da güzel bir hatıra yazılarak imzalanmıştı.

 

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez ‘in de eseri imzalamasının ardından Bediüzzaman Hazretlerinin talebeleri Said Özdemir ağabey ve Mehmet Fırıncı ağabey de imzaladılar.

 

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez Üstad Bediüzzaman’ın hayatta olan talebelerine birer İşaratu’l İ’caz eserini hatıra olarak imzalayıp gönderdi.*Bu eserin kendilerine ulaşmasından sonra büyük sevinç yaşayan ağbeyler de Üstadın bu arzusunun yerine gelmiş olmasını sevinç gözyaşlarıyla karşıladılar. Eseri ilk defa ellerine alan ağabeylerin sevinç ve mutluluğu görülmeye değerdi.* Kur’an ve İman hizmetinin kahramanları yaşadıkları bu anın bir “bayram sevinci” olduğunu ifade ederek eseri öperek başlarına koydular.*“İnşaallah Ayasofya’nın da açıldığını görürüz”*diyen ağabeyler eserin basılmasında emeği geçenlere ve yöneticilere de dualar ettiler.

 

GÖRMEZ: BEDİÜZZAMAN’IN ARZUSUNUN TAHAKKUKUNA VESİLE OLDUĞUMUZ İÇİN BAHTİYARIZ

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Rüstemğaşa Medresesinde bulunan “Bediüzzaman Müzesi”nde sergilenmek için*“Merhum üstadımızın arzularının yerine getirilmiş olmasının huzuru içindeyiz. Devamı niyetiyle…”diyerek imzaladığı İşaratu’l* İ’ caz eserini Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez de imzaladı. Başbakan Erdoğan’ın imzasının olduğu aynı sayfaya*“Üstad Bediüzzaman’ın gecikmiş bir arzusunun tahakkukuna vesile olduğumuz için bahtiyarız”*şeklinde yazdı.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

10 Şubat 2014 Pazartesi 11:01

İşaratü'l İ'caz'ın ilk baskısı 30 bin adet olacak

 

 

Diyanet asıl baskıya geçiyor

Risale Haber-Haber Merkezi

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından basılan Risale-i Nur külliyatı eserlerinden İşaratü'l İ'caz 30 bin adet basılarak piyasada yer alacak.

Yazarımız Abdurrahman İraz'ın köşesinde verdiği bilgi şöyle:

"Bu tür önemli eserler ilk olarak neşrolduklarında bunlardan 300-500 adet basılır ve dağıtılır. Bir müddet beklenir gelen tenkit ve değişiklikler dikkate alınır. Tahkik edilir. Sonra asıl baskıya geçilir.

Bazı kardeşlerimiz soruyorlar "az mı basıldı" diye. Evet. Sistem böyle işliyor. Merak edilmesin inşallah yakında 30 binden az olmamak üzere birinci baskı yapılacak.

Bir diğer mesele sayın Başbakanın programlarının yoğun olması nedeni ile tanıtım gecikti. İnşaallah yakında Sayın başbakanın da katılacağı bir tanıtım toplantısı yapılacak.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 1 Monat später...

11 Mart 2014 Salı 14:58

[h=1]Başbakan: Risale-i Nur'un diğer kitaplarını da basacağız[/h]

Başbakan Erdoğan Bitlis mitinginde İşaratü'l İ'caz'ı gösterdi ve dedi...

Risale Haber-Haber Merkezi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Bediüzzaman Hazretlerinin yazdığı İşaratü'l İ'caz eserinin kendi dönemlerinde basıldığını ve diğer kitapları da basacaklarını söyledi.

Bitlis'te düzenlene mitingte konuşmasına "Bediüzzaman Said Nursi'nin şehri Bitlis seni gönülden selamlıyorum" sözleri ile başlayan Erdoğan, "Bitlis hep bir ilim şehri oldu. Bitlis çok büyük şahsiyetler yetiştirdi... İdrisi Bitlisi'yi, Küfrevi hazretlerini burada rahmetle minnetle yadediyorum. Hele hele Hizan'ın Nurs köyünde doğan, geride bıraktığı eserleriyle hep minnetle anılan Bediüzzaman Said Nursi'yi bir kez daha buradan minnetle yad ediyorum. Merhum Said Nursi'nin doğduğu Nurs köyünün ismini 1960 yılından sonra Kepirli olarak değiştirmişlerdi. Ne zaman 1960... Biz İçişleri Bakanlığımıza talimatı verdik. Gerekli düzenleme yapıldı. Nurs köyüne tarihi ismini iade ettik. Şimdi sırada Norşin var... Siirt'te Aydınlar ismi çıkardığımız yasayla Tillo oldu. Norşin'i de artık tescilli hale getireceğiz" dedi.

SAİD NURSİ İNANÇLARINDAN TAVİZ VERMEDİ

Diyanet'in bastırdığı İşaratü'l İ'caz eserini eline alan Erdoğan, "Bizim dönemimizde biz Risale-i Nur'u Diyanet matbaasında bastık. İşte hamdolsun Türkiye bu günleri gördü" şeklinde konuştu.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Said Nursi, Nurs köyünde doğdu. Burayı düşmana karşı kahramanca savundu. Esir düştü Sibirya'da esaretten kurtuldu. Ülkesine döndü. Eserler yazmaya başladı. Said Nursi'ye çok zulmettiler. Çeşitli bahanelerle iftiralarla tutukladılar. Hapsettiler. Ders vermesini yasakladılar. Talebelerine de çok zulmettiler. Ama Said Nursi hak bildiği yoldan dönmedi. Asla ve asla eğilmedi. İnançlarından, ilkelerinden, değerlerinden asla taviz vermedi. Kendi ülkesinden kaçıp gitmeyi aklının ucundan bile geçirmedi. Hapislere sürgünlere rağmen ülkesini terk etmedi.

RİSALE-İ NUR'U BASTIK HAMDOLSUN

"Bu eser İşaratül İcaz kitabı... Said Nursi hayattayken Diyanet'e mektup yazmış. Risale-i Nur'un Diyanet tarafından basılmasını rica etmişti. Maalesef bu talebi yerine getirilmedi. Tam tersine tek parti CHP iktidarı tarafından 27 Mayıs sonrası kimi hükümetler tarafından Risale-i Nur yasaklandı. Basılması, dağıtılması, okunması engellendi. Biz Said Nursi'nin o arzusunu yerine getirdik. Diyanet, İşaratü'l İ'caz'ı çok güzel, çok özenli bir şekilde bastı. İnşallah diğer bazı kitaplarını da Diyanet eliyle basacağız. İşte Türkiye buralara ulaştı. Hamdolsun bugünleri gördük. Yasaklanan, toplatılani yakılan kitaplar bizzat devlet tarafından basılıyor. Bakınız inşallah Faki Teyran kitabını da hem Türkçe hem Kürtçe basacağız.

Erdoğan, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve dönemin bakanlar kurulu kararıyla Risale-i Nurların yasaklanması ve Bediüzzaman Hazretlerinin sürgün edilmesine dair kararları gösterdi.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

12 Mart 2014 Çarşamba 07:50

 

Menderes’in Risale-i Nur’u basmasını Masonlar engelledi

 

Bediüzzaman’ın talebesi ilk teşebbüsü anlatmıştı

 

Risale Haber-Haber Merkezi

 

Mustafa Cahid Türkmenoğlu anlatıyor:

 

Sene*1956, Ankara’dayız.*Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri Risale-i Nur’u Diyanet’in basmasını istiyordu.Onun için bize haber gönderdi*“Diyanet’in Risaleleri basması için teşebbüse geçin”*dedi. Biz talebeyiz, pek Diyanet’e tesirimiz olmaz diye rahmetli Isparta mebusu*Dr. Tahsin Tola*görev aldı. Onunla tanışmıştık. Ziyaretine gittik ve durumu anlattık. Allah rahmet etsin çok mübarek bir zattı, çok temiz bir insandı. Bizim önümüze düştü ve Diyanet’e kadar gittik. O içeriye, Reis’in yanına girdi, biz dışarıda bekledik. Teklifi Reis’e yapmış. Reis demiş ki:“Bize Başbakan emir vermediği müddetçe biz bunları basamayız.”*(O tarihte Diyanet İşleri Reisi Merhum Eyüp Sabri Hayırlıoğlu’dur.)

 

Bunun üzerine rahmetli*Adnan Menderes’i ziyaret ettik, Tahsin Tola ile beraber. Biz yine dışarıda bekliyoruz. Tahsin ağabey durumu Menderes’e anlatmış. Menderes demiş ki:*“Ben sizi vekil tayin ettim, gidin Diyanet İşleri Başkanına söyleyin bassın.”*Biz tekrar Diyanet İşleri Başkanına gittik. Yine rahmetli Tahsin Tola içeri girdi. Fakat Reis,*“Ben Başbakan’la kendim konuşmadıkça basamam”*diyerek kabül etmemiş.

 

Reis Başbakan’la görüşmek için çok uğraştığı hâlde muvaffak olamıyor. En sonunda*Başbakan’ın Müsteşarı Ahmet Salih Korur ile görüşüyor. Bu adam zannımca 33 dereceli bir masondu...*O zamanlar Başbakan Müsteşarının bakanlardan daha çok sözü geçerdi. Diyanet İşleri Reisi bu adamla konuşuyor. Müsteşar, Üstad’ımızın ismini göstererek*“Bu eserlerin basılmaması için bu isim kâfi değil mi?”*diyor ve kabul etmiyor. Bunun üzerine Reis, Tahsin Ağabeye gelerek “Bu durumda ben bu eserleri basamam” demiş. Tahsin ağabey de bize bildirdi. Biz de Isparta’da bulunan Üstad’a bildirdik.*Üstad’dan bize derhâl bir emir geldi: “Bu azim sevap onlara nasip olmayacak, siz basacaksınız” dedi.

 

(1957'de Nur talebelerinin kendi imkanlarıyla bastığı ilk Sözler)

 

BİZDE NE PARA VAR, NE PUL VAR…

 

Üstad’dan bu emir geldi ama öyle bir durum var ki, bizde ne para var, ne pul var. Matbaacılık hakkında da hiç bir bilgimiz yok. Üstad’dan da “Risaleleri basın” diye böyle bir emir geldi. Bunun üzerine biz rahmetli Atıf Ural’la beraber bir mektup hazırladık. Mektup öyle uzun bir şey değil, iki-üç satırlık bir şey. Mektubu*Anadolu’daki kardeşlere göndereceğiz, ama postane ile göndermek lâzım, pul için bile paramız yok.*Biz de, Ankara’ya muhtelif vesilelerle gelen kardeşlerle mektubu göndermeye başladık. Mektupta,*“Biz Büyük Sözler Mecmuasını tab’ edeceğiz, fiyatı 25 liradır. Oradan kaç kişi abone olacaksa, parasını gönderin. Bilâhare kitapları göndereceğiz.”*Tabi biz talebeyiz elimizde para olmuyor. Zaten elimize üç kuruş geçse bir kuruşunu hizmete ayırıyoruz; cüz’i de olsa katkı olsun diye. Ama bunlar yetmiyor. Üstadımızın da emri var.

 

Bu mektuptan sonra muhtelif yerlerden bize para gelmeye başladı. Diyelim ki sen Kütahya’dasın iki kişi abone olmuş, bize göndermişsin. Afyon’dan üç kişi, Urfa’dan beş kişi gibi… Van’da*Hamid Kuralkan*diye bir kardeş vardı, 1967’lerde vefat etti. O zamanın parasıyla iyi hatırlıyorum, Ziraat Bankası kanalıyla benim adıma 500 yüz lira göndermişti. Bir de İnebolu’dan rahmetli*Nazif Çelebiağabey 500 yüz lira kadar gönderdi. Bütün gelen paralarla biz ancak basılacak kitapların yarısının kâğıt parasını verebilirdik. Daha matbaacıya verilecek para yok. Sonra Tahsin ağabey’i alarak Yıldız Matbaası’na gittik; kaça basarsınız diye pazarlık ettik. Fiyatını unuttum ama kâğıdını biz vermek üzere anlaştık.(…)

 

(Ömer Özcan, Ağabeyler Anlatıyor-1)

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

13 Mart 2014 Perşembe 08:39

[h=1]Bediüzzaman: Risale-i Nur, Diyanet'in malıdır[/h]

Bediüzzaman'ın talebelerinden Fırıncı ağabey, 'Üstad her seferinde 'Risale-i Nur Diyanet'in kendi malıdır' derdi" dedi

Halil Akkoç'un haberi:

Bediüzzaman Said Nursi'nin geçtiğimiz aylarda Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından bastırılan ve Başbakan Erdoğan tarafından da imzalanan Kur'an-ı Kerim tefsiri 'İşaratü'l İ'caz' adlı eseri Rüstempaşa Medresesi Bediüzzaman Müzesi'nde sergileniyor. İşaratü'l İ'caz'ın sergilenmeye başladığı Ocak ayından beri, yaklaşık 5 bin civarında kişi müzeyi ziyaret etti. Müze müdürlüğünden alınan bilgiye göre tefsiri görmek için, Irak, Amerika, Endonezya, Malezya, İngiltere, Mısır, Hindistan'tan da gruplar halinde ziyaretçiler geliyor.

KİŞİSEL EŞYALARI DA SERGİLENİYOR

Haftanın her günü saat 10.00 ila 18.00 saatleri arasında ziyarete açık olan Bediüzzaman Müzesi'nde, İşaratü'l İ'caz'ın yanı sıra, vatan savunmasında gösterdiği kahramanlıklar sebebiyle Said Nursi'ye Padişah Vahdettin'in verdiği harp madalyası, talebelerinin kaleme aldığı el yazması risaleler, matara, testi gibi kişisel eşyaları da yer alıyor.

KAFKAS CEPHESİNDE YAZILDI

Bediüzzaman Said Nursi'nin 1. Dünya Savaşı'nın Kafkas Cephesi'nde gönüllü komutanlık yaparken talebesi Molla Habib'e yazdırdığı İşaratü'l İ'caz, 1918 yılında Arapça olarak İstanbul'da bastırıldı. Eser 1955 yılında Abdülmecid Ünlükul tarafından Türkçe'ye çevrildi. Bediüzzaman'ın Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından basılması vasiyeti ise 100 yıl sonra Başbakan Erdoğan'ın talimatıyla geçtiğimiz Ocak ayında yerine getirildi.

Bediüzzaman'ın talebelerinden Mehmet Fırıncı ağabey, 'Üstad her seferinde 'Risale-i Nur Diyanet'in kendi malıdır' derdi. Bu çalışma inşallah Risale-i Nur'un tamamının basılmasına vesile olur' şeklinde konuştu.

Yeni Şafak

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 5 Wochen später...

11 Nisan 2014 Cuma 11:41

 

Diyanet, İşaratü'l İ'caz'ı 10 bin adet basacak

 

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bastırdığı İşarat'ül İ'caz kitabının yeni baskısı 10 bin adet olacak

 

Risale Haber-Haber Merkezi

 

*

 

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bastırdığı*İşarat'ül İ'caz kitabının yeni baskısı 10 bin adet olacak.

 

*

 

Bu tür önemli eserler ilk neşredildiklerinde 250-300 adet basılıyor. Uzmanlara gönderilerek tashihler, değişiklikler varsa yapılıyor. Sonra asıl baskıya geçiliyor. Geri dönüşler bittikten sonra ise asıl baskıya geçiliyor.*

 

*

 

Buna göre Diyanet, İşaratü'l İ'caz eserinin asıl baskısını 10 bin adet olarak planladı.*10 bin adet İşratü'l İ'caz basıldıktan sonra piyasaya verilecek.

 

*

 

ÇOK KIYMETLİ VE HASSAS YAYINLAR

 

*

 

Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Yayınlar Genel Müdürlüğü Basılı Yayınlar Daire Başkanı Yunus Akkaya da daha önce Rotahaber’e yaptığı açıklamada şunları söylemişti:

 

*

 

“Biz bu tarz eserleri,*çok kıymetli ve hassas yayınlar olduğu için azami dikkat göstererek basıyoruz. Zira en ufak bir hatamızda tahrif olacağı endişeleri doğuyor.*Hal böyle olunca ilk etapta itinayla sadece 250 adet bastırdık. Bunu konunun uzmanı olan önemli kişilere gönderdik. Herhangi bir hatamız olup olmadığı ile ilgili görüş almak istedik. İnşallah şimdi planlarımız arasında bu eserin*10 bin adet basmak var.*Baskı ile ilgili Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü’müze gereken talimatı verdik. Onlar da ihale süreci ve matbaa konusunda çalışma yapıyorlar. Planlarımıza göre*en geç Ramazan ayına yetiştirmeye çalışacağız.*Yani bu kitap önümüzdeki Ramazan ayında Diyanet’in Döner Sermaya İşletme Müdürlüğü’ne bağlı satış noktalarından temin edilebileceğini söyleyebiliriz."

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 1 Monat später...

12 Mayıs 2014 Pazartesi 07:55

[h=1]Diyanet Mesnevi-i Nuriye'yi de basıyor[/h]

Görmez 'müjde vereyim' dedi: İşaratü’l-İ’caz 30 bin basılıyor, Mesnevi de hazırlanıyor

Risale Haber-Haber Merkezi

 

Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin Diyanet'in Risale-i Nur'a sahip çıkması yönündeki vasiyeti bir kere daha yerine geliyor.

 

Daha önce İşaratü’l-İ’caz'ı basan Diyanet İşler Başkanlığı, şimdi de Mesnevi-i Nuriye'yi basmaya hazırlanıyor.

 

Açıklamayı Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez yaptı. "Müjde vermek istiyorum" diyen Görmez'in önceki gün Yeni Asya'da yayınlanan ilgili sözleri şöyle:

 

"İşaratü’l-İ’caz için bir bandrol engeli söz konusu değil. Çok yakında 30 bin adet baskıyı gerçekleştireceğiz. Eseri Arapça orijinali ile birlikte, Abdülmecid Nursî’nin tercümesini esas alarak tahkikli şekilde hazırladık. Bu vesileyle bir müjde daha vermek istiyorum. Mesnevî-i Nuriye’yi de yayına hazırladık ve yakında basacağız.”

 

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 1 Monat später...

11 Temmuz 2014 Cuma 09:38

 

Diyanet'in İşaratü'l İ'caz'ı piyasaya çıkıyor

 

Necmettin Şahiner matbaaya gitti. Piyasa fiyatının belirlendiğini açıkladı...

 

Risale Haber-Haber Merkezi

 

*

 

Bediüzzaman araştırmalarıyla bilinen*Necmettin Şahiner, Diyanet'in İşaratü'l İ'caz eserinin basıldığı matbaaya gittive yetkililerle görüştü.*İlk etapta 4 bin adet kitabın basımının tamamlandığı, fiyatının da 25 TL olarak belirlendiği açıklandı.*

 

*

 

(Şahiner, matbaada yetkililerle görüştü, yeni basılan eserleri inceledi.)

 

*

 

Derin Tarih dergisindeki*haberinde İşaratü'l İ'caz'ın tarihçesi hakkında kısa bilgi de veren Şahiner, "Günümüzde Risale-i Nurların devlet eliyle basılmasının bazı çevreler tarafından küçümsendiğini görmek hakikaten yürek burkan bir hadise.*Bu çevreler Üstadın Menderes'e bizzat eserlerinin basılmasını rica ettiği mektuğları olmasına ve Menderes de istemesine rağmen basılamadığının farkında değiller. Menderes'in emriyle devlet yayınlayacaktı fakat Diyanet İşleri Başkanı Eyüp Sabri Hayırlıoğlu'nun saflık ve korkaklığı ve sekreteri Ahmet Salih Korur gibi*bir masonun müdahalesiyle yayınlanamamıştı.*Neticede birçok teşebbüse rağmen Risaleler günümüze kadar devlet eliyle basılamadı. Bu şeref mevcut iktidara nasip oldu. Kendilerine kalpten teşekkür ve dua ediyoruz" dedi.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 3 Wochen später...

01 Ağustos 2014 Cuma 08:33

 

Diyanet: Risale-i Nur'u tahrif eden biz değiliz!

 

Diyanet, İşarat’ül İ’caz’da “Münafıklar bahsi yok” diyenleri yalanlandı ve üstüne basa basa dikkat çekti!

 

Risale Haber Haber Merkezi

 

*

 

Diyanet İşleri Başkanlığı, İşrata'ül İ'caz eserinde münafıklarla ilgili bahsin yer almadığı iddialarını yalanladı.*Diyanet açıklamasında, bastırdıkları "İşârâtü’l-İ’câz eseri üzerinde, eserin herhangi bir bölümündeherhangi bir değişiklikte bulunma; kelime, cümle ya da bölüm çıkarma veya ilave etme vs. gibi müellifin ve okuyucuların hak ve hukukuna tecavüz edecek herhangi bir tasarrufta bulunulmamıştır" ifadeleri yer aldı.

 

*

 

Açıklama şöyle:

 

*

 

Kimi basın ve yayın organlarında 31.07.2014 tarihli olarak“Diyanet'in Risale-i Nur'u tahrif ettiği iddia edildi”*başlıklı bir haber yer almıştır.

 

*

 

Bahse konu haberde Başkanlığımız tarafından neşre hazırlanarak*Ocak 2014 tarihinde birinci baskısı tamamlanmış olan Bediüzzaman Said Nursî’nin İşârâtü’l-İ’câz fî Mezânni’l-İcâz adlı Kur’ân tefsirinden“Münafıklarla ilgili” kısımların çıkarıldığına dair çeşitli iddialar dile getirilmektedir.

 

*

 

Bahse konu bölüm Başkanlığımız*İşârâtü’l-İ’câz baskısının 240-402. Sayfaları arasında orijinalinde olduğu gibi aynen yer almaktadır.*Bu bölümün çıkarılması gibi bir durum söz konusu olmadığı gibi eserin tamamı Arapça ve Osmanlıca orijinal el yazması ilk nüshalar karşılaştırılarak ve titiz bir karşılaştırma ile yayına hazırlanmıştır. Müellifin ve mütercimin hayatta iken eser üzerinde yaptıkları tüm tasarruflar dikkate alınmış ve*Diyanet baskısı bu çerçevede eserin*orijinaline sadık kalınarakhazırlanmıştır.

 

*

 

Dolayısıyla İşârâtü’l-İ’câz eseri üzerinde,*eserin herhangi bir bölümünde herhangi bir değişiklikte bulunma; kelime, cümle ya da bölüm çıkarma veya ilave etme vs. gibi müellifin ve okuyucuların hak ve hukukuna tecavüz edecek herhangi bir tasarrufta bulunulmamıştır.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 2 Wochen später...

10 Ağustos 2014 Pazar 07:50

[h=1]İşaratü’l-İ’caz’ı tahrif iddialarına cevap[/h]

Diyanet’in bastığı İşaratü’l-İ’caz eserinde tahrif edildiği iddialarına cevap

Risale Haber-Haber Merkezi

 

Bir internet sitesinde Diyanet’in bastığı İşaratü’l-İ’caz’da Hüseyin Siyabend Aytemur tarafından inceleme yapıldığı ve onlarca tahrif bulunduğu şeklinde bir haber yapılmıştır.

İnceleme yapan kişi, eseri orijinaliyle karşılaştırdığını ve onlarca farklı yer tesbit ettiğini söylemektedir.

 

İşaratü’l-İ’caz, Birinci Dünya Harbi sıralarında Bediüzzaman tarafından Arapça telif edilmiş bir eserdir. 1950′den sonra kardeşi Abdülmecid Nursî tarafından bizzat ağabeyinin isteği üzerine Türkçe’ye tercüme edilmiştir.

 

a) Gerek ilk Arapça telif nüshası gerekse Türkçe tercüme nüshasının ilk tebyizi Abdülmecid Nursî’nin elyazısıyladır.

 

b) Gerek Arapça gerek Türkçesinin muhtelif kişilerce yazılmış müteaddid elyazısı nüshaları mevcuttur.

 

c) Arapçası ilk olarak 1918′de İstanbul’da, Türkçesi ise 1959′da Ankara’da Nur Matbaası’nda basılmıştır.

 

d) Hem Arapça hem Türkçesinin teksir makinesiyle de birçok nüshaları çoğaltılmıştır.

 

e) Bediüzzaman sağlığında matbaada ve teksirle basılan nüshaları yakinen takip ve kontrol etmiş, kendisine ulaşan elyazısı nüshaları da bizzat tashih etmiştir.

 

Diyanet’in İşaratü’l-İ’caz’ını incelediğini ve orijinaliyle karşılaştırdığında onlarca farklılık bulduğunu söyleyen zata soruyoruz:

 

Orijinal dediğiniz nüsha yukarıda bahsettiğimiz nüshalardan hangisidir?

Her farklılık tahrif midir?

 

Şimdi gelelim verdiği tahrif örneklerine:

Demiş:

Eserin tahrifata uğradığına dair birinci örnek: “Câmiü’l-Ezher’in kızkardeşi olan “Medresetü’z-Zehrâ” nâmıyla dârü’l-fünûnu mutazammın pek âlî bir medresenin” bölgedeki merkezi konumları itibariyle “Bitlis’te ve iki refikası ile Bitlis’in iki cenahı olan Van ve Diyarbekir’de tesisini isteriz….”

 

Bu birinci örneği, İşaratü’l-İ’caz’ın ana metninden değildir. Diyanetçe yazılan takdim kısmındadır. Münazarat’tan bilvesile alınan cümle tek parça olarak değil, takdimi yazan kişinin değerlendirme ve ifadeleri içinde parça parça alınmıştır. İncelemeci arkadaşın tenkid ettiği ve tahrif dediği kısım da zaten takdimi yazan zatın ifadeleridir, risalenin ana metni değildir. İncelemeci arkadaşın haberinden aynen aldığımız üst paragrafa dikkat edilirse, çift tırnak içindekiler Üstadın cümleleri, dışındakiler ise takdimcinin ifadeleridir. Risaleden olmayan ve tırnak dışında yazılan kelimeleri, incelemeci arkadaş tahrif diye takdim etmektedir.

 

İkinci örnek: "…Acaba böyle ruhi, kalbi, vicdani bir inkılâb hiçbir kanun ile tatbik edilebilir mi?”…… (İşârâtü’l İ’caz, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, sayfa 466)

 

Bu örnekte de aldığı cümle kitaptakinden farklıdır. “Kanuna” kelimesi yerine “kanun ile” diye yazmıştır. Eğer iddia ettiği gibi her farklılık tahrif ise incelemeci arkadaş burada tahrif yapmıştır. ÇünküDiyanet’in İşaratü’l-İ’caz’ında cümle şöyledir:

 

“Acaba böyle ruhi, kalbi, vicdani bir inkılâb hiçbir kanuna tatbik edilebilir mi?”

 

http://www.risalehaber.com/d/other/icaz1.jpg

 

Cümleyi Üstadın hayatında yeniyazı ile matbaada basılan ilk nüshada şöyle okuyoruz:

 

“Acaba böyle ruhi, kalbi, vicdani bir inkılâb hiçbir kanuna tatbik edilebilir mi?” (sh:95)

 

http://www.risalehaber.com/d/other/icaz2.jpg

 

Cümleyi Abdülmecid Nursi’nin elyazısıyla yazdığı ilk tercüme nüshasında da şöyle okuyoruz:

 

“Acaba böyle ruhi, kalbi, vicdani bir inkılâb hiçbir kanuna tatbik edilebilir mi?” (sh:204)

 

http://www.risalehaber.com/d/other/icaz3.jpg

 

Görüldüğü gibi Türkçeye tercüme eden zatın (Abdülmecid Nursî) bizzat kendi elyazısıyla yazdığı nüshadaki cümle ile Bediüzzaman’ın hayatta iken neşredilen ilk yeni yazı matbu nüshadaki cümle aynıdır. Diyanet’in bastığı İşaratü’l-İ’caz’da da cümle aynıdır. Senelerden beri (1959 ilâ 2014) neşredilen İşaratü’l-İ’caz’larda da aynıdır. Sadece incelemeci zatın elindeki orijinal (!) nüshada farklıdır ki şöyle demiş:

 

Orjinali ise bu şekildedir.: “…Acaba böyle ruhi, kalbi, vicdani bir inkılâb dünyevi kanunlardan hiçbir kanun ile tatbik edilebilir mi? …”

 

Üçüncü örnek:

“Dokuzuncu-Beşer için bir ömr-ü tabii olduğu gibi, yaptığı kanunlar için de bir ömr-ü tabii vardır; onun nihayeti olduğu gibi, bunun da nihayeti vardır.” (İşârâtü’l İ’caz, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, sayfa 476)

 

Cümleyi Üstadın hayatında yeniyazı ile matbaada basılan ilk nüshada şöyle okuyoruz:

 

“9- Beşer için bir ömr-ü tabii olduğu gibi, yaptığı kanunlar için de bir ömr-ü tabii vardır; onun nihayeti olduğu gibi, bunun da nihayeti vardır.” (sh:99)

 

http://www.risalehaber.com/d/other/icaz4.jpg

 

Cümleyi Abdülmecid Nursi’nin elyazısıyla yazdığı ilk tercüme nüshasında da şöyle okuyoruz:

 

“9- Beşer için bir ömr-ü tabii olduğu gibi, yaptığı kanunlar için de bir ömr-ü tabii vardır; onun nihayeti olduğu gibi, bunun da nihayeti vardır.” (sh:211)

 

http://www.risalehaber.com/d/other/icaz5.jpg

 

Görüldüğü gibi Türkçeye tercüme eden zatın (Abdülmecid Nursî) bizzat kendi elyazısıyla yazdığı nüshadaki cümle ile Bediüzzaman’ın hayatta iken neşredilen ilk yeniyazı matbu nüshadaki cümle aynıdır. Diyanet’in bastığı İşaratü’l-İ’caz’da da cümle aynıdır. Senelerden beri (1959 ilâ 2014) neşredilen İşaratü’l-İ’caz’larda da aynıdır. Sadece incelemeci zatın elindeki orijinal (!) nüshada farklıdır ki şöyle demiş:

 

Orijinali: “Dokuzuncu-Beşer için bir ömr-ü tabii olduğu gibi, yaptığı kanunlar için de bir ömr-ü tabii vardır; beşer ömrünün nihayeti olduğu gibi, yaptığı kanunların da bir nihayeti vardır.”

 

Netice olarak:

 

Risale-i Nur eserleri ile ilgili senelerden beri bir tahrif iddiası ortaya atılmaktadır. Bu iddialara çeşitli vesilelerle birçok cevaplar da verilmiştir. Uzun seneler zor şartlar ve yasaklar ve yokluklar içerisinde binbir müşkilat ve imkansızlıklara rağmen elyazısı, teksir makinesi veya matbaa yoluyla çoğaltılıp bugünlere ulaştırılan bu eserlerde görülebilen bazı farklılıkların sebepleri bu cevaplarda geniş geniş anlatılmıştır.

 

Bütün bunlara rağmen başta Bediüzzaman ve ondan sonra da vazifelendirdiği talebeleri, Risale-i Nur’un en sıhhatli şekliyle müştakların eline geçmesi için gayret sarfetmişlerdir.Şimdi de bu talebelerinden hayatta kalanlar aynı şuur ve hassasiyetle vazifelerinin başındadırlar. Hiç şüpheniz olmasın.

 

Herhangi bir kelime veya cümle ile ilgili farklılık görüldüğünde eldeki mevcut arşivden devamlı kontrol ve araştırma yapılmaktadır. Bu konuda gelen sorulara da her zaman için cevap verilmeye çalışılmaktadır. Yeter ki iyi niyetle olsun.

 

Kaynak: Nurrehberi

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 3 Monate später...

Diyanet 5. Şua'yı da basacak

 

28 Kasım 2014 Cuma 10:33İbrahim Mert'in haberi:*RİSALEHABER-ÖZEL*Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin eserleri üzerindeki hakların Diyanet İşleri Başkanlığına verilmesine ilişkin karar Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmesinin ardından farklı iddialar da gündeme geldi.*İddialardan biri de*Diyanet'in Risale-i Nur külliyatındaki bazı bölümleri basmayacağı.*Zihinleri bulandıran iddiaları Resmi Gazete'de yayınlanan karar yalanlıyor.*26 Kasım 2014 tarihli ve 29187 sayılı Resmi Gazete'de "Eser Sahibi Sait Okur (Bediüzzaman Said Nursi) Olan Eserler Üzerindeki Hakların Diyanet İşleri Başkanlığı Tarafından Kullanılmasına İlişkin Karar"ın altında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Bakanlar kurulu üyelerinin imzası yer alıyor.*Kararın ekinde ise*"Eser Sahibi Sait Okur (Bediüzzaman Said Nursi) Olan Eserlerin Listesi"*bulunuyor. Bediüzzaman Hazretlerinin "Eski Said" dönemi eserleri olarak bilinen kitapları da dahil büyük kitaplar, Lahikalar ve tek tek bütün eserler ayrıntısı ile yazılıyor.*Listede bazılarının yayınlanmayacak diye gündeme getirdiği "5. Şua" da yer alıyor. Resmi gazetedeki listede "Beşinci Şua / Eşrat-ı Saat (kıyamet alametleri)" ifadesi yer alıyor.**MÜNAFIK BAHSİD DE YOK DEMİŞLERDİ DİYANET YALANLAMIŞTI*Aynı iddia sahipleri daha önce de Diyanet'in bastırdığı İşarat'ül İ'caz eserinde*"münafıklar" bahsinin olmadığını söylemiş ancak iddia bizzat Diyanet İşler Başkanlığı tarafından yalanlanmıştı.*Diyanet açıklamasında, bastırdıkları "İşârâtü’l-İ’câz eseri üzerinde, eserin herhangi bir bölümünde herhangi bir değişiklikte bulunma; kelime, cümle ya da bölüm çıkarma veya ilave etme vs. gibi müellifin ve okuyucuların hak ve hukukuna tecavüz edecek herhangi bir tasarrufta bulunulmamıştır" ifadeleri yer almıştı.*Açıklama şöyle:*Kimi basın ve yayın organlarında 31.07.2014 tarihli olarak “Diyanet'in Risale-i Nur'u tahrif ettiği iddia edildi” başlıklı bir haber yer almıştır.*Bahse konu haberde Başkanlığımız tarafından neşre hazırlanarak Ocak 2014 tarihinde birinci baskısı tamamlanmış olan Bediüzzaman Said Nursî’nin İşârâtü’l-İ’câz fî Mezânni’l-İcâz adlı Kur’ân tefsirinden “Münafıklarla ilgili” kısımların çıkarıldığına dair çeşitli iddialar dile getirilmektedir.*Bahse konu bölüm Başkanlığımız İşârâtü’l-İ’câz baskısının 240-402. Sayfaları arasında orijinalinde olduğu gibi aynen yer almaktadır. Bu bölümün çıkarılması gibi bir durum söz konusu olmadığı gibi eserin tamamı Arapça ve Osmanlıca orijinal el yazması ilk nüshalar karşılaştırılarak ve titiz bir karşılaştırma ile yayına hazırlanmıştır. Müellifin ve mütercimin hayatta iken eser üzerinde yaptıkları tüm tasarruflar dikkate alınmış ve Diyanet baskısı bu çerçevede eserin orijinaline sadık kalınarak hazırlanmıştır.*Dolayısıyla İşârâtü’l-İ’câz eseri üzerinde, eserin herhangi bir bölümünde herhangi bir değişiklikte bulunma; kelime, cümle ya da bölüm çıkarma veya ilave etme vs. gibi müellifin ve okuyucuların hak ve hukukuna tecavüz edecek herhangi bir tasarrufta bulunulmamıştır.*

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

05 Aralık 2014 Cuma 10:38

 

Diyanet Risale-i Nur'u basacak diye saldırıyorlar

 

Metin Karabaşoğlu son dönemde artan saldırıları yorumladıRisale Haber-Haber Merkezi*Yazar*Metin Karabaşoğlu*son dönemde Bediüzzaman ve Risale-i Nur'a karşı yapılan saldırıların arkasında Risale-i Nur'un Diyanet tarafından basılması olduğunu söyledi.*Sosyal medya hesabından açıklama yapan Karabaşoğlu,*"Risale-i Nur'a ve Bediüzzaman'a karşı, belli caniplerden zuhur eden ve dozajı giderek artan nefret ve hatta 'tekfir' söylemi ile Risale-i Nur'un Diyanet eliyle basılacak olması arasında bir ilişki var mı? Kanaatimce, var..."dedi.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 1 Monat später...

İşarat'ül İ'caz satışa sunuldu

 

 

Bir dedikodu gerekçesi daha ortadan kalktı

İbrahim Mert'in haberi:

RİSALEHABER-ÖZEL

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Risale-i Nur Külliyatından ilk bastığı eser İşarat'ül İ'caz satışa sunuldu.

İşrat'ül İ'caz'ın ardından bandrol tartışmaları ile bir çok spekülasyon yapılmıştı. Diyanet'in bastığı eser hakkında piyasaya verilmeyeceğinden, muhtevasında eksiklik olduğuna kadar bir çok dedikodu yapılaneser, yayıncılara da ulaştırıldı.

Sözler Yayınevi yetkilileri Diyanet'in bastığı İşarat'ül İ'caz'a taleplerin gelmeye başladığını açıkladılar.

Diyanet İşleri Başkanlığı, İşarat'ül İ'caz eserinde münafıklarla ilgili bahsin yer almadığı iddialarını da yalanlamıştı.

http://www.risalehaber.com/d/other/isarat_1.jpg

 

 

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 1 Monat später...

[h=1]DİYANET 2015'TE RİSALE-İ NUR'UN TAMAMINI BASACAK[/h][h=2]Kanun ve kararnameyle telif ve yayın hakları Diyanet İşleri Başkanlığına verilen Risale-i Nur’ların tamamının 2015 yılı içinde basılmış olacağı öğrenildi[/h]http://d.risalehaber.com/news/172192.jpg12 Şubat 2015 Perşembe 10:45

2014 yılında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından talimat verilerek Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından bastırılması sağlanan Bediüzzaman Said Nursi'nin Risale-i Nur külliyatından İşaratu'l- İ'caz isimli eserin devamının da bastırılacağı öğrenildi.

2015 SONUNDA ESERLERİN TAMAMI BASILACAK

Diyanet kaynaklarından edinilen bilgiye göre Başkan Prof. Dr. Mehmet Görmez'in Diyanet İşleri Başkanlığı yayın Dairesi ve Diyanet Vakfı yetkililerine talimat vererek "Risale-i Nur külliyatının tamanının 2015 yılında basılması ve dağıtılmasının tamamlanmasını" istediği ifade edildi.

Tüm külliyatın yayına hazırlanması için çok ciddi ve titiz bir çalışma başlatıldığı, tezhip, hat ve grafik tasarımıyla eserlerin tıpkı İşaratu'l- İ'caz baskısında olduğu gibi en güzel şekilde okuyucuya ulaşabilmesi için ehliyetli bir heyet tarafından çok dikkatli bir çalışma yürütüldüğü bu yüzden de baskı sürecinin zaman aldığını ifade ediliyor.

KORSANCILAR VE TAHRİFATÇILAR KARA PROPAGANDA YAPIYOR

Yıllardır Bediüzzaman'ın eserlerini korsan basan ve tahrif eden bazı medya kuruluşlarının iddia ettiği gibi Risale-i Nur yayınlarının asla engellenmediğini ve müracaat eden her yayınevine sözleşme ile basım yetkisinin de verildiğini, Başkanlık olarak da İşaratu'l-İ'caz dan sonra Mesnev-i Nuriye ve Sözler mecmualarının tasarımlarının büyük ölçüde tamamlandığını Nisan ayına kadar Başkanlık tarafından bastırılmış olacağını diğer eserlerinde tamamının hazırlık ve basım işlerinin 2015 yılında tamamlanmış olacağı belirtiliyor.

BANDROL VERİLİYOR AMA KORSANCILAR BASMIYOR

Yıllardır Bediüzzaman'ın eserlerini korsan basan ve her türlü tahrifatı yapmaktan çekinmeyen bazı medya kuruluşları ise şu ana kadar bandrol için herhangi bir başvuruda bulunmadı. Bandrol alması durumunda Bediüzzaman'ın eserlerini aslına uygun basmak zorunda kalacağı için bandrol almamakta ısrar eden bu kuruluşlar "Risale-i Nur Külliyatı engelleniyor" kara propagandasını yapmaya devam ediyor. Hukuksuzluğun devam etmesini isteyen korsancı kuruluşların yargı yoluna başvurduğu ve bandrol almamakta ısrar ettiği öğrenildi.

Kaynak: Sabah

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Nüshaların neye göre belirlendiği de ortaya çıktı

İbrahim Mert'in haberi:

RİSALEHABER-ÖZEL

Diyanet İşleri Başkanlığı Risale-i Nur'u basarken geniş bir arşivi göz önüne alıyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Risale-i Nur'u basması gündemdeki yerini koruyor. İşarat'ül İ'caz'ın ardından diğer eserler de teker teker basılacak. Bu arada belirlenen nüshaları yayınlamak için bazı yayınevleri de yetki aldı.

Bununla birlikte nüshaların neye göre belirlendiği de ortaya çıktı. Diyanet bünyesinde geniş bir arşiv oluşturuldu. Her türlü yeni belgenin de dikkate alındığı ve dijital ortama aktarıldığı arşiv şöyle:

Hizmet Vakfı Arşivi

Sözler Neşriyat arşivi

Said Özdemir Ağabey arşivi

Hayrat Vakfı Arşivi

Merhum Abdulkadir Badıllı Ağabeyin arşivi

Isparta’da Bediüzzaman Hazretlerinin kaldığı evde bulunan arşiv.

 

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

DİYANET RİSALE-İ NUR'UN ASIL NÜSHALARINI NASIL BELİRLİYOR?

 

Diyanet İşleri Başkanlığın'ın Risale-i Nur külliyatının asıl metinlerinin belirlenmesi vazifesine dair detaylı bilgi

 

Diyanet Risale-i Nur'un asıl nüshalarını nasıl belirliyor?

20 Şubat 2015 Cuma 09:56

 

Risale Haber-Haber Merkezi

 

Risale-i Nur Külliyatı asıl nüshaların belirlenmesi

 

باسْمِهِ سُبْحَانَهُ

وَإنْ مِنْ شَيْءٍ إلاَّ يُسَبّحُ بحَمْدِهِ

 

Bilindiği üzere 26/11/2014 tarihli ve 29187 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 2014/7007 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Diyanet İşleri Başkanlığına Üstad Bediüzzaman’ın eserlerinin asıl metinlerinin belirlenmesi vazifesi verilmiştir. Bu vazifenin yerine getirilmesinde Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde çalışmalar şu kıstaslar üzerinden yürütülmüştür:

 

Üstad Bediüzzaman’ın eserlerinin günümüze değin pek çok yayınevi tarafından pek çok baskısı yapılmıştır ve bu baskılarda aynı eserin çeşitli baskıları arasında ileride detayları zikredilecek olan farklar ortaya çıkmıştır. Bu farkların giderilebilmesi ve eser metinlerinin bizzat eser sahibi Üstat Bediüzzaman’ın muvafakatiyle son şeklini verdiği hale getirilebilmesi için kelime seçimi, tashihi, yer değiştirmesi vs. gibi ya da cümle/paragraf yerleşimi, mektup/bölüm yerlerinin eser sahibinin tercihi doğrultusunda belirlenmesi veya eserde herhangi bir paragrafın, mektubun/bölümün yer alıp almayacağı gibi hususlarda -elyazması ya da (müellif hayatta iken kendi nazarından geçerek basılmış olan) Osmanlıca-Latince matbu nüshalarda- bizzat eser sahibinin ortaya koyduğu kendi fiili uygulamaları ve tasarrufları ya da metinlerdeki kendi elyazısı ile yaptığı düzeltmeler/tashihler esas ittihaz edilmiştir.

 

Ayrıca eğer varsa, eser sahibinin konu ile ilgili mektuplarındaki yönlendirmeleri esas alınmıştır.

1950’lerden günümüze kadar Risale-i Nur Külliyatının basımını yapmakta olan 20’nin üzerinde yayınevi bulunmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığınca yapılan metin analizi çalışmalarında bu yayınevlerinin basmakta olduğu nüshalar arasında kelime, cümle, paragraf ve mektup/bölüm düzeyinde muhtelif farklar tespit edilmiştir.

 

Bu farkları şöyle izah edebiliriz.

(a) Kelime düzeyindeki fark ile, Risale-i Nur Külliyatında her bir eserin günümüze değin yapılan bütün baskıları arasında kelimeler arasında bulunan (a) yazım farkları, (b) bir kelimenin farklı kelimeyle değiştirilmesi, © eser metnine kelime ilave edilmesi, (d) eser metninden kelime çıkarılması ya da (e) kelimenin yerinin değiştirilmesi gibi çeşitli farkları kastetmekteyiz.

 

Yapmış olduğumuz analizlere göre bu gibi farkların ortaya çıkmasının başlıca nedenleri (1) eserlerin önceki dönemlerde matbaalarda kurşun harflerle dizilmesi, (2) kelimelerin Osmanlıca orijinal metinlerden Latince harflere aktarılırken yanlış okunması, (3) eserleri Osmanlıca elyazısı ile kopya eden müstensihlerin kelimeleri yanlış yazması, (4) kelimelerin sadeleştirilmesi, (5) eserin sahibi Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin kendi elyazısı ile yaptığı tashihlerin bir diğer yayınevi tarafından görülmemiş olması ve metne işlenmemiş olması vs. gibi hususlar olmuştur.

 

(b) Cümle, paragraf ve mektup/bölüm düzeyindeki farklarla kastettiğimiz ise

Şualar ve Lahikalar gibi birkaç eserin farklı yayınevleri nüshaları arasında yapılan karşılaştırmalarında ortaya çıkan; bir cümlenin, paragrafın ya da mektubun/bölümün (a) aynı kitabın günümüze değin çeşitli baskılarında kitap içerisinde yerinin değiştirilmiş olması, (b) farklı yayınevi baskılarında çıkarılmış olması ya da © ilave edilmiş olması gibi yayınevi nüshaları arasında bulunan farklardır.

 

Üstad Bediüzzaman Hazretleri hayatta iken eserlerinin neşir hizmetinde bulunmuş talebelerinin, 1960 yılında Bediüzzaman Hazretleri dâr-ı bekâya irtihal ettikten sonra birkaç eserde, eserlerin yeni baskısını yaparken kitabın baş kısmına ekledikleri ve eserle ilgili önemli bilgiler ihtiva eden takdimler haricinde, sonradan ilave edilen metinler yine eser sahibi Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin çeşitli mektuplarıdır. Fakat asıl metnin tertip ve teşekkülünde eser sahibinin tercihleri esas olduğundan dolayı, ilave edilen, çıkarılan ya da kitap içerisinde yeri değiştirilen metinlerle ilgili, Bakanlar Kurulu Kararnamesindeki asliyet şartının bir gereği olarak eser sahibinin nihai tercihini de gösteren, müellifin hayatta iken kabul ettiği ve son şeklini verdiği Latince harfli matbu nüshalar, Osmanlıca/Arapça teksir baskılar, elyazma nüshalar ve varsa daktilo nüshalar metinlerin tertibi, teşekkülü ve tashihi konusunda esas alınmıştır. Ayrıca başta da ifade edildiği üzere eser sahibi Üstat Bediüzzaman elyazması eserlerin üzerinde ya da yazdığı mektuplarda bir cümlenin, paragrafın ya da mektubun eser içerisinde yer alıp almayacağını ifade eden ya da eserin hangi kısmında yer alması gerektiğini ifade eden yönlendirmelerde bulunmuştur. Tespit edildiği hallerde bu yönlendirmeler de esas alınmıştır.

 

Netice olarak özellikle cümle, paragraf ve mektup düzeyinde birkaç eserde yayınevleri nüshaları arasında ortaya çıkan farklarla ilgili olarak 1955-1960 yıllarında eser sahibi hayatta iken nazarından geçerek Latince baskısı yapılmış olan eser baskıları esas alınmış ve müellifin dâr-ı bekâya irtihalinin ardından günümüze değin çeşitli gerekçelerle muhtelif yayınevlerince eserlerde yapılan ilave, çıkarma ya da yer değiştirme gibi işlemler düzeltilerek, eserlerin ilk baskılarına dönülmüştür.

 

Kelime düzeyindeki farklarda ise, Diyanet İşleri Başkanımızın başkanlığında icra edilmiş olan Yayınevleri Toplantısı’nda elyazması, teksir ve Osmanlıca/Arapça/Latince orijinal nüshalar üzerinde “edisyon kritik/tahkik” adı verilen nüsha karşılaştırması işlemini hangi yayınevlerinin yaptığı sorulmuş ve yapan yayınevlerinden bu nüshalar talep edilmiştir. Yaptıkları çalışmaları Diyanet İşleri Başkanlığına gönderen yayınevlerinin eser metinleri elyazması, teksir ve matbu olmak üzere eser sahibi hayatta iken nazarından geçmiş nüshalar ile karşılaştırılmıştır. Böylece eserlerin kurşun harflerle dizilmesinden, yanlış okunmasından, müstensihlerin yanlış yazımından vs. kaynaklanan hatalar dolayısıyla ortaya çıkmış farklar dışında orijinal metinler elde edilmiştir. Belirtilen hatalardan dolayı ortaya çıkan farklarla ilgili olarak ise Diyanet İşleri Başkanlığının oluşturduğu heyetler orijinal nüshalarla nüsha karşılaştırması/edisyon kritik çalışmalarınısürdürmektedir. Ayrıca herhangi bir yayınevi, araştırmacı vs. tarafından delilleriyle ortaya konması yani eser sahibine ait bir düzeltme bilgisinin ilgili heyetlerle paylaşılması halinde bu bilgi de değerlendirilmeye alınacaktır.

 

Diğer bir önemli husus ise eserlerin ilk hallerinin yani elyazması, teksir, matbu ve daktilo halleri Diyanet İşleri Başkanlığının elinde bulunup bulunmadığı konusudur. Yapılan çalışmalarda eserlerin müellifi Üstad Bediüzzaman Hazretlerine ait orijinal elyazması, Osmanlıca/Arapça teksir ya da matbu ve Latince daktilo ve matbu eser nüshalarının ve mektupların yurtiçinde ve yurtdışında müteferrik yerlerde dağınık halde bulunduğu tespit edilmiştir. Bu tespitin ardından hızlı bir şekilde tespit edilen orijinal nüshaların Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde bir arşivinin oluşturulmasına yönelik çalışma başlatılmıştır. Bu çerçevede öncelikle Hizmet Vakfı Arşivi, Sözler Neşriyat’ta bulunan arşiv, Said Özdemir Ağabeyde bulunan arşiv, Hayrat Vakfı Arşivi, Merhum Abdulkadir Badıllı Ağabeyin şahsi arşivi, Isparta’da Üstad Bediüzzaman’ın evinde bulunan arşiv ve tespit edilen diğer arşivler dijital ortamda Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde toplanmaya başlanmıştır.

 

Bu süreç devam etmektedir. 2015 yılı başları diyebileceğimiz şu günlere kadar, yarıya yakını Bediüzzaman Hazretlerinin kendi tashihinden geçmiş elyazması nüshalardan oluşan 2.000’e yakın nüshanın dijital arşivi oluşturulmuştur.

 

Ayrıca Risale-i Nur Külliyat’ı ile ilgili asıl metnin elde edilmesi hususunda Diyanet İşleri Başkanlığı eserlerin orijinal nüshalarının karşılaştırılması, tashih okuması, son okumaların yapılması, arşivde bulunan eserlerin analizi ve incelenmesi gibi eserlerin asliyetinin sağlanması ve muhafazası açısından hayati önem arz eden çalışma alanlarında, alanında uzman onlarca kişiden müteşekkil heyetlerle bu çalışmalarını yürütmektedir.

 

Asıl nüshanın belirlenmesi hususunda ayrıca Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin hayattaki talebeleri ile devamlı olarak istişarelerde bulunulmaktadır. Başta eser sahibi Bediüzzaman Said Nursî’nin Emirdağ Lahikası I’de“Vasiyetnamemdir” adlı mektubunda adlarını zikrettiği ve kendilerini vekil olarak tayin ettiği Said Özdemir, Ahmet Aytimur, Hüsnü Bayramoğlu ve Abdullah Yeğin ağabeyler olmak üzere Mehmet Fırıncı ağabey gibi Üstadın hayattaki talebeleriyle bu sürecin her bir safhasında istişare ve toplantılar yapılmaktadır.

 

Yapılan istişare toplantılarında ortaya konan değerlendirmeler dikkatle not edilmekte ve titizlikle ele alınmaktadır. Ayrıca dâr-ı bekâya irtihaline kadar Risale-i Nur’un neşri ve asliyetinin tesbiti hususlarında Diyanet İşleri Başkanlığı ile her türlü bilgi ve belge alışverişini devam ettirmiş olan Üstad Bediüzzaman’ın talebelerinden merhum Abdülkadir Badıllı ağabeyi de rahmet ve minnetle yad etmemiz gerekiyor.

 

Son olarak asıl nüshanın belirlenmesi sürecinde, yol haritasının tesbiti noktasında yayınevleriyle ilgili yayınevlerini bir araya getirerek ya da yayınevlerinin yetkilileri ile istişarelerde bulunulmuştur.

 

Bu çerçevede Bakanlar Kurulu Kararnamesinin Resmi Gazetede yayımlanmasının ardından Risale-i Nur neşreden yayınevleri davet edilmiş Sözler, Envar, İhlas Nur, Hayrat, RNK, Tenvir, Med Zehra, Yeni Asya, Şahdamar, Ufuk, Mutlu Yayınevleri’nin temsilcilerinin bulunduğu bir yapılmıştır.

 

Bu toplantıda alınan kararlar değerlendirilmiş olup çalışmalar sürmektedir. Ayrıca yayınevlerinin sorumluları ile devamlı surette görüş alışverişi ve bilgi paylaşımı devam etmektedir.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 4 Monate später...

DİYANET, RİSALE-İ NUR BASIMINI BAYRAMA YETİŞTİRİYOR

 

Görmez, Medine'de açıkladı

 

03 Temmuz 2015 Cuma 11:17Ahmet Bilgi'nin haberi:RİSALEHABER-Diyanet İşleri Başkanı*Mehmet Görmez, Risale-i Nur Külliyatından büyük kitapların çoğunun bayrama kadar Diyanet yayınları arasında çıkacağını söyledi.Medine'de bulunduğu sırada umre ziyaretçileriyle birlikte iftar sofrasında buluşan Görmez,*Ramazan ayı ve İslam dünyasının içinde bulunduğu duruma dair sohbette bulundu.Risale-i Nur'un Diyanet tarafından basılması ile ilgili soruyu cevaplayan Görmez, Risale-i Nur Külliyatından büyük kitapların çoğunun bayrama kadar Diyanet yayınları arasında çıkacağını açıkladı.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 7 Jahre später...

[h=1]DİYANET'İN BASTIĞI RİSALE-İ NUR'LAR YOK SATIYOR[/h][h=2]Sözler ve Mektubat risaleleri, yayınlanmasından sonra kısa sürede tükendi[/h]http://d.risalehaber.com/news/196818.jpg11 Şubat 2016 Perşembe 10:35

Muhammed Numan Özel'in haberi:

RİSALEHABER-Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından basımı süren Risale-i Nurlar adeta yok satıyor.

Sözler ve Mektubat risaleleri, yayınlanmasından sonra kısa sürede tükendi.

Diyanet kitabevi Yozgat Şubesi yetkililerinin verdiği bilgiye göre risaleler ilk etapta bin adet adet basıldı.

Kısa sürede tükenen risalelerin yeni basımları ise başladı. Yeni baskıların Mart ayında piyasaya çıkması planlanıyor. Yetkililer bu ilgi karşısında şaşırdıklarını belirttiler.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 1 Monat später...

Diyanet İşleri Başkanlığı Risale-i Nur Külliyatı basımına yeniden başlıyor!

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Risale-i Nur eserlerinin tekrar basılacağını açıkladı. Diyanet tarafından basılan Külliyet basımı bir süre önce durdurulmuştu.

2023-05-04 17:47:04
Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Dein Kommentar

Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.

Gast
Auf dieses Thema antworten...

×   Du hast formatierten Text eingefügt.   Formatierung jetzt entfernen

  Nur 75 Emojis sind erlaubt.

×   Dein Link wurde automatisch eingebettet.   Einbetten rückgängig machen und als Link darstellen

×   Dein vorheriger Inhalt wurde wiederhergestellt.   Editor leeren

×   Du kannst Bilder nicht direkt einfügen. Lade Bilder hoch oder lade sie von einer URL.

×
×
  • Neu erstellen...