Zum Inhalt springen
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Empfohlene Beiträge

06 Kasım 2014 Perşembe 13:00

[h=1]Ayasofya’nın minareleri yıkılabilir[/h]

İTÜ’den Dr. Reşat Oyguç, Ayasofya minarelerinin yıkılabileceğini söyledi ve uyarılarda bulundu

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) öncülüğünde düzenlenen, İstanbul’daki tarihi yapıların durumunun ele alındığı uluslararası deprem çalıştayında, Ayasofya'nın 4 minaresi için kritik uyarı yapıldı. Bilimsel deney ve analizlerle 10 yıldır Ayasofya’nın durumunu inceleyen İTÜ Yapı Deprem Enstitüsü öğretim görevlisi Dr. Reşat Oyguç, 7 ve üzerinde büyüklükteki olası İstanbul depreminde Ayasofya’nın minarelerinin yıkılabileceğini söyledi.

 

‘Güçlendirme yapmak şart’

 

İstanbul Teknik Üniversitesi Deprem Mühendisliği ve Afet Yönetimi Enstitüsü tarafından düzenlenen ‘Tarihi Yapıların Depremselliği Çalıştayı’na katılan bilim insanları, önceki gün dünya miras listesindeki Ayasofya’ya teknik bir gezi düzenleyerek tarihi yapıyı yerinde incelediler. 10 yılı aşkın süredir Ayasofya’nın sismik dayanaklılığı üzerinde çalışmalarda bulunan organizasyon başkanı Dr. Reşat Oyguç, yaptığı açıklamada, “Mevcut haliyle Ayasofya’nın 4 minaresi, 7 ve üzerinde büyüklükteki olası depreme dayanacak durumda değil. Minarelerin bir an önce güçlendirilerek, tarihi yapının deprem riskine karşı korunması gerekiyor” dedi. Oyguç, “Ayasofya’nın olası deprem karşısında vereceği tepkiyi deneysel olarak hazırladığımız 3 boyutlu deprem modellemelerinde inceledik. Sanal deprem deneylerinde minarelerin büyük risk taşıdığını tespit ettik. Mevcut haliyle Ayasofya’nın 4 minaresi için olumlu konuşmak mümkün değil” diye konuştu.

 

Mimar Sinan sayesinde ayakta

 

Yaptıkları ölçümlemelerde Ayasofya’nın kubbe ve diğer kısımlarında deprem riskine karşı sıkıntılı bir durum oluşmasını beklemediklerinin altını çizen Dr. Reşat Oyguç, sözlerine şöyle devam etti:

 

“Tarihi yapının kubbesi kenarlardaki dört kolon üstünde bulunuyor. Mimar Sinan döneminde kolonlara payandalar eklendiği için kubbe kısmında çökme riski bulunmuyor. Ayasofya’nın en önemli özelliği kenar kolonlar üzerine oturtulmuş kubbesidir. Tarihsel süreçte yapıda oturmalar başlayınca Mimar Sinan döneminde ilave edilen payandalar yapıyı sağlıklı hale getirdi. Ayasofya, Mimar Sinan’dan bu yana güçlendirme geçirmedi. Eserin yaşanan onca depreme rağmen ayakta durması bile tek kelimeyle muhteşem. 3 boyutlu modelle, sarsıntı masası deneyleri ve akademik çalışmalar tamamlanmıştır.”

 

Milliyet

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • Antworten 60
  • Erstellt
  • Letzte Antwort

Top-Benutzer in diesem Thema

12 Kasım 2014 Çarşamba 14:24

 

Mescid-i Aksa’nın kurtuluşu Ayasofya'da tıkandı

 

Kurtuluş sürecindeki ilk halka Ayasofya Camii’dir. İkincisinde Halep ve üçüncüsünde Şam Emevi Camii’dir. Dördüncüsü ise

 

Risale Haber-Haber Merkezi

 

*

 

Gazeteci*Mustafa Özcan, Mescid-i Aksa’nın kurtuluşunun Ayasofya'da tıkandığını söyledi.

 

*

 

Yeni Akit'teki yazısında Raid Salah’ın*"Mescid-i Aksa’nın kurtuluşu Şam ve Halep’teki Emevi Camii’nin kurtuluşuyla kaimdir"*sözlerini hatırlatan Özcan,*"Kurtuluş sürecindeki ilk halka Ayasofya Camii’dir. İkincisinde Halep ve üçüncüsünde Şam Emevi Camii’dir. Dördüncüsü ise Kudüs ve Mescid-i Aksa’dır. Hâlâ kurtuluş süreci Ayasofya’da tıkanmış bulunuyor"*dedi.*

 

*

 

Haçlılardan Kudüs’ü kurtarmanın halkalar şeklinde gerçekleştiğini hatırlatan Özcan, "Dikey halkada İmadüddin Zengi, Nureddin Zengi ve Salahaddin Eyyübi vardır. Yatay halka da ise Musul, Urfa, Halep, Şam, Kahire ve Kudüs vardır. Böylece tasmanın halkaları tamamlanmıştır.Günümüzde ise dikey halkada herhalde Mehdi ve arkadaşları yatay halka da ise Ayasofya, Emevi Camileri ve Mescid-i Aksa yer almaktadır.*Kim yücelmek isterse gecesini gündüzüne katar; temennilerle değil, icraatla iş görür. Bu işi de kahramanlık peşinde değil vazife peşinde olanlar kotaracaktır. Kahramanlık peşinde olanlar konuşur iş peşinde olanlar ise icraat yapar. Bir gönülde iki sevgi barınmaz" şeklinde yazdı.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 3 Wochen später...

02 Aralık 2014 Salı 11:29

[h=1]Ayasofya’yı Müslümanlar müze yapmadı[/h]

Mehmet Şevket Eygi: Her toplumun, her halkın, her milletin Yahudileri vardır...

Risale Haber-Haber Merkezi

 

Mehmet Şevket Eygi, "Ayasofya’yı Müslümanlar müze yapmadı. Medreseleri tekkeleri Müslümanlar kapatmadı. Ezan-ı Muhammedîyi Müslümanlar yasaklamadı. İskilipli Âtıf Efendiyi Müslümanlar asmadı" dedi.

 

Her toplumun, her halkın, her milletin Yahudileri olduğunu belirten Eygi, Milli Gazete'deki yazısında "Rusya’da Komünist ihtilalini yapanlar Yahudilerdir. Bizim son yüz yıllık tarihimize Gizli Yahudiler damgalarını vurmuştur. Fransa’ya bir Yahudi Cumhuriyeti desek, abartmış olmayız. Bizdeki Gizli Yahudilerin iki ismi vardır. Takma Türk Kürt Müslüman Alevî isimleri. Onların ardında gerçek Yahudi isimleri. M. Kemal’in Selanikli hocasının zahirî resmî ismi Şemsi efendidir ama asıl ismi Şimon Zvi’dir ve kendisi Sabataycı bir hahamdır. İslam’dan kopuk Türk kavmiyetçiliğinin ideologu ve mucidi şu malum ve mahut Tekin Alp’in asıl ismi Moiz Kohen’dir" şeklinde yazdı.

 

1923’te bir İslam Cumhuriyeti olarak kurulan devletimizin Yahudileştirilmesine karşı olduğuna dikkat çeken Eygi, geçmişte İslama karşı yapılan menfiliklerin de Müslümanlar tarafından yapılmadığını söyledi.

 

Eygi'nin yazısı şöyle:

 

"Gizli Yahudilerin yakın tarihimizdeki millî kimliğimize, millî kültürümüze aykırı bütün zorlama devrimlerine karşıyım.

 

Yahudiler İbranî alfabesini kullanacaklar da ben bir Müslüman olarak niçin İslam-Kur’an yazısını kullanamayacakmışım?

 

Yahudilerin hafta tatili cumartesi olacak da benim hafta tatilim niçin Cuma olmayacakmış?

 

İsrail’de Musevî Şeriatı yürürlükte olacak da burada niçin İslam Şeriatı yasak olacakmış?

Tek kimlikli Yahudi ve Ermenilerle alıp vereceğim yok.

Bendeniz, bir Müslüman olarak, yalancıktan Müslüman görünüp de İslam’ı ve Ümmeti temelinden çökertmek isteyen iki kimliklileri tenkit ediyorum.

 

Ayasofya’yı Müslümanlar müze yapmadı.

Medreseleri tekkeleri Müslümanlar kapatmadı.

Ezan-ı Muhammedîyi Müslümanlar yasaklamadı.

İskilipli Âtıf Efendiyi Müslümanlar asmadı.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

07 Aralık 2014 Pazar 14:01

 

Milliyet Ayasofya'yı kilise olarak tanıttı

 

İstanbul’un en güzel kiliseleri'nden biriymiş!İbrahim Mert'in haberi:*RİSALEHABER-ÖZEL*Milliyet Gazetesi, "İstanbul’un en güzel kiliseleri" başlıklı haberinde Ayasofya'yı da kattı.*"Geçtiğimiz günlerde Türkiye’ye gelen Katolik âleminin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Francis, İstanbul’da kilise ziyaret etti ve ayine katıldı. Bu vesileyle İstanbul’da Hıristiyanların gözünde özel bir öneme sahip kiliseleri anlatmaları için kültür turizminde uzman iki isimle konuştuk" şeklinde başlayan*haberde ilk olarak Ayasofya'ya yer verildi.**İstanbul'un 1453 yılındaki fethinden sonra cami olarak kullanılan Ayasofya, 1934 yılında bir oldu bitti ile müzeye çevrildi. O tarihten bu yana tekrar cami olarak açılması hususunda kamuoyu baskısı her geçen gün artıyor.**Milliyet Gazetesi'nin Cami olan Ayasofya'yı "kilise" kategorisinde göstermesi tepkiyle karşılandı.*Haberde tanıtılan kilisler şunlar:*Ayios Yeoryios Patrikhane Kilisesi, Saint Pierre ve Paul Kilisesi, Saint Esprit Kilisesi, Surp Hovhan Vosgeperan Ermeni Katolik Kilisesi, Saint Antoine Latin Katolik Kilisesi, Panayia Muhliotissa Kilisesi.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 1 Monat später...

[h=1]Ayasofya’nın cami yapılması her Müslüman’a düşen borçtur[/h]

Bir yer cami olduysa ebediyete kadar camidir. 485 sene namaz kılınmış bir yer olan Ayasofya’nın...

Risale Haber-Haber Merkezi

Tarihçi, yazar Yavuz Bahadıroğlu, "485 sene namaz kılınmış bir yer olan Ayasofya’nın cami yapılması gerekmektedir" dedi.

Küçükçekmece Belediyesi kültür ve sanat etkinlikleri kapsamında düzenlenen söyleşide konuşan Bahadıroğlu, Osmanlı’daki başarının sebebini tasavvuf bilinciyle yetişen şehzadelere bağladı.

‘ŞEHZADELER TASAVVUF İLMİYLE YETİŞTİRİLİYORDU’

Günümüzde televizyonların, gazetelerin sert diline dikkat çeken Bahadıroğlu, Osmanlı zamanında tasavvufla yüreklerin yumuşatıldığını ifade etti: “Sadece maddi büyüme sağlamak insanı da devletleri de zalim yapar. Osmanlı’daki şehzadeler sancaklarına gönderiliyor ve oradaki şeyhler tarafından tasavvuf ilmiyle, maneviyatlarına yatırım yapılarak eğitiliyorlardı. Bu nedenle onlar canavarlaşamazlardı.”

‘OSMANLI’DA ÇOCUKLARA BAŞARILI OLMAK ÖĞRETİLMİŞTİ’

Ayrıca şehzadelerin tasavvuf ilmi nedeniyle çok güçlü bir imana sahip olduklarının da altını çizen Bahadıroğlu, “Bu iman sayesinde, başlarına gelen her şeyi Allah böyle buyurdu diyerek kabul ediyorlar. Ancak asla pes etmiyorlar. Tekrar tekrar deniyorlar. Osmanlı hedef sahibi çocuklar yetiştiriyor. Osmanlı’da çocuklara başarılı olmak öğretilmişti.”dedi.

‘ANNELER BU NE BİÇİM HAYAL DEMİYOR ÇOCUKLARINA’

“Sen çocukluğunda kanatlı gemi çizersen Allah gemileri karadan yürütmeyi sana nasip eder” diyerek Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesine değinen Bahadıroğlu, “Şimdiki anneler gibi Osmanlıdaki anneler bu ne biçin hayal demiyor çocuklarına. Diğer konularda da uyarmak yok çocukları, davranışlarıyla örnek oluyorlar çocuklarına.”diyerek sözlerini sürdürdü.

‘TELEVİZYON VE İNTERNET YOKTU ONUN YERİNE…’

Televizyon ile internetin icat edilmemiş olmasını da Osmanlı için büyük avantaj olduğuna dikkat çeken Bahadıroğlu, “Şimdilerde yabancıların yaptığı programlarla çocukları baş başa bırakıyoruz. Osmanlı’da ise çocuklarla sohbet ediyorlar, onların maneviyatlarını geliştiriyorlardı. Çocuklar her akşam boşa vakit harcamak yerine aileleriyle sohbet ediyordu.”diye konuştu.

AYASOFYA EBEDİYEN CAMİDİR

Bahadıroğlu sözlerini Ayasofya temennisiyle tamamladı: “Bir yer cami olduysa ebediyete kadar camidir. 485 sene namaz kılınmış bir yer olan Ayasofya’nın cami yapılması gerekmektedir bence. Bu Laz’ı, Çerkez’i, göçmeni her Müslüman’a düşen bir borçtur.”

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 4 Wochen später...

Mustafa Armağan, İspanya’da katedrale çevrilen camiyi görünce...

Risale Haber-Haber Merkezi

Tarihçi Mustafa Armağan, "Ayasofya'nın cami yapılması gerektiğine, Kurtuba Camii'nde ayin sandalyelerini görünce bir kez daha iman ettim" dedi.

İspanya'da katedrale çevrilen Kurtuba camiini gezen Armağan, twitter hesabından fotoğraf paylaştı. İzlenimlerini aktardı:

Ayasofya'nın cami yapılması gerektiğine, Kurtuba Camii'nde ayin sandalyelerini görünce bir kez daha iman ettim.

http://www.risalehaber.com/d/other/katedral.jpg

Ayasofya Camiyken bir Müslüman ülkede ibadete kapatıldı, Kurtuba Ulucamii bir Hıristiyan devlette katedral yapıldı.

Kurtuba Camiinde namaz kılmaya kalkanı polis götürüyor. İşin garibi Ayasofya'da da götürüyor. Ne anladık bu işten?

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 2 Wochen später...

AYASOFYA YAKIN ZAMANDA EZANINA KAVUŞACAK

 

Yeni Şafak yazarı İbrahim Tenekeci

 

Ayasofya yakın zamanda ezanına kavuşacak

13 Şubat 2015 Cuma 13:46

 

Risale Haber-Haber Merkezi

 

Yeni Şafak yazarı İbrahim Tenekeci, "yakın zamanda, Ayasofya da ihya edilecek, “nur yüzlü ezanına” kavuşacaktır" dedi.

 

İhya edilen camileri, mescitleri, medrese ve tekkeleri, diğer tarihi eserleri gördükçe, hep "Bir millet uyanıyor. Aslına dönüyor. Millî hafıza tazeleniyor" cümlesini mırıldandığını ifade eden Tenekeci, yazısında şu görüşlere yer verdi:

 

"Elli yıl öncesine kadar camiler yok edilmeye çalışılırken, bugün, İstanbul’da kaybolan cami ve mescitleri bulmak ve yeniden ibadete açmak için dernek kuruluyor. Hayırlı adımlar atılıyor.

 

Bizim için Ayasofya da kayıp camilerimizden biridir. Onu, herkesin gözünün önüne saklamışlardır. Hepimizin bildiği bir sır gibi. Kalben inanıyoruz ki, yakın zamanda, Ayasofya da ihya edilecek, “nur yüzlü ezanına” kavuşacaktır.

 

Kırklı, ellili yıllarda ‘kadro dışı bırakılan camiler’ diye bir kategori varmış. Cami, şu veya bu nedenden dolayı, kadro dışı bırakılıyor. Bu bilgi eşliğinde söyleyelim: Ayasofya’yı tekrar kadroda, ilk 11’de görmek istiyoruz! Çünkü 24 Kasım 1934’ten beri bir kişi eksik oynuyoruz.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 3 Monate später...

CUMHURBAŞKANIMIZA ÇAĞRIMIZ: AYASOFYA'YI AÇIN; HEM ÜLKE KAZANSIN VE HEM DE İSTİKRAR DEVAM ETSİN

 

KARANLIK GÜÇLER, İÇERDEN VE DIŞARIDAN, 7 HAZİRAN SEÇİMLERİNİ BAHANE EDEREK, TÜRKİYE'Yİ İSTİKRASIZLIĞA VE KAOSA SÜRÜKLEMEKTEDİR. BUNA YAPILAN BAZI HATALAR DA EKLENİNCE, MÜSTAKİM İNSANLAR DUA ETMEKLE BERABER BİRAZ DA ENDİŞE EYLEMEKTEDİRLER.

 

BÜTÜN SIKINTILARI ORTADANA KALDIRMAK İÇİN CUMHURBAŞKANIMIZA DAVETİMİZ VAR: AYASOFYA'YI AÇIN; HEM ÜLKE KAZANSIN VE HEM DE İSTİKRAR DEVAM ETSİN.

 

...

BEDİÜZZAMAN'IN HABER VERDİĞİ ÜÇ MÜJDEDEN BİRİNİ MERHUM MENDERES (EZANIN ASLINA İADESİ), BİR DİĞERİNİ SİZ GERÖEKLEŞTİRDİNİZ (RİSALE-İ NURUN DİYANET ELİYLE NEŞRİ), ÜÇÜNCÜYÜ DE SİZ YAPINIZ (AYASOFYA'YI DA BEŞYÜZ SENE DEVAM EDEN VAZIYET-I KUDSIYESINE ÇEVIRMEK):

 

"Nasıl Ezan-ı Muhammediye'nin (A.S.M.) neşriyle Demokratlar on derece kuvvet bulduğu gibi, öyle de Ayasofya'yı da beşyüz sene devam eden vaziyet-i kudsiyesine çevirmektir. Ve âlem-i İslâmda çok hüsn-ü tesir yapan ve bu vatan ahalisine âlem-i İslâmın hüsn-ü teveccühünü kazandıran, bu yirmi sene mahkemeler bir muzır cihetini bulamadıkları ve beş mahkeme de beraetine karar verdikleri Risale-i Nur'un resmen serbestiyetini dindar Demokratlar ilân etmelidirler. Tâ, bu yaraya bir merhem vurmalı. O vakit âlem-i İslâmın teveccühünü kazandıkları gibi, başkalarının zalimane kabahatı da onlara yüklenmez fikrindeyim.

 

Dindar Demokratlar, hususan Adnan Menderes gibi zâtların hatırları için, otuzbeş seneden beri terkettiğim siyasete bir-iki gün baktım ve bunu yazdım.

Said Nursî." Emirdağ Lahikası-2 ( 164 )

 

*

Prof. Dr. Ahmed Akgunduz

*

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 5 Wochen später...

[h=1]Ak Parti Ayasofya’yı açmadı oy kaybetti![/h]

Ayasofya’nın bugünkü kimliksiz hali de millet ekseriyetinin içinin “ukde”sidir!

 

Risale Haber-Haber Merkezi

Yeni Akit yazarı Yavuz Bahadıroğlu, Ak Parti’nin oy kaybetmesinde Ayasofya’yı açmaması olduğunu söyledi.

Seçim sonuçlarını yalnızca maddi sebeplere bağlamanın “pozitivist” bir yaklaşım olduğuna dikkat çeken Bahadıroğlu, “Bu bakış açısı Müslümana yakışmaz. Müslüman, maddi sebeplerin yanında “manevi” sebepleri de dikkate alır ve “kader”açısından da hayata bakar” dedi.

Ak Parti’nin bir çok başarılı icraatına rağmen, oy kaybetmesine “kader” cihetinden bakılması gerektiğini vurgulayan Bahadıroğlu, yazısını şöyle sürdürdü:

Bilen bilir: Türkiye 1950 seçimlerine giderken çok fakirdi. Kasabalarda ve köylerde yaşayanlar aç ve bîilaçtı. Ayrıca da halkın üzerinde korkunç bir jandarma ve devlet baskısı vardı. Buna rağmen halk, demokratlardan ekonomik rahatlıktan önce “Ezan-ı Muhammedi” istiyordu...

Kasketliler, mitinglerde konuşan Demokrat Partili adayların sözünü kesiyor, “Ezan ne olacak ezan?” diye soruyordu. Çünkü ezan, 1932’den beri (tam 18 sene olmuştu) “Muhammedî” kimliğinden çıkarılmış, Türkçe okunmaya başlanmıştı.

Yani “Türkçe ezan” milletin içindeki en önemli “ukde” idi. Rahmetli Menderes ezanı aslına döndürüp bu “ukde”yi kaldırdı. Böylece gönüllere taht kurdu. Millet ekseriyeti tarafından hâlâ hayırla yâd ediliyor.

Diyeceğim şu ki, Ayasofya’nın bugünkü kimliksiz hali de millet ekseriyetinin içinin “ukde”sidir!

Konu çok önemlidir: Önemli olmasaydı Bediüzzaman, Mehmed Âkif, Abdulhakim Arvasi, Necip Fazıl, Süleyman Hilmi Tunahan, Mahmud Efendibaşta olmak üzere, pek çok kanaat önderleri, açılması için çaba sarf etmezlerdi.

Bu konuda Bediüzzaman Said Nursi’nin Başbakan Adnan Menderes’e bir de mektubu var. Aslı, Emirdağ Lahikası’nda yer alan bu mektupta özetle şöyle diyor:

“...Ayasofya’yı muzahrafattan (süprüntüler, pislikler) temizleyip ibadet mahalli yapmaktır... Otuz sene siyaseti terk ettiğim halde, bu nokta hatırı için Namık Gedik’i görmek istedim ve geldim (Ankara’ya). Adnan Bey, Namık Gedik ve Tevfik İleri gibi zatların hatırı için başka yere gitmedim.”(Said Nursî, 25 Aralık 1959).

Ayasofya’nın açılmasına ilişkin başka mektupları da var, hatta birinde“Ayasofya’yı açmazsanız sonunuz hüsran olur” ikazını yapıyor. Yaklaşık beş ay sonra “hüsran” geldi çattı: 27 Mayıs (1960) darbesi gerçekleşti.

Zamanın şartlarında Demokrat Parti’nin yapamadığını yapmak, onun izinden giden Ak Parti iktidarına düşerdi. Yazık ki, o da yapamadı. Yine hüsran!

Bereket versin, bu seferki “hüsran” sadece “şefkat tokatı” şeklinde geldi, yalnızca oy oranını düşürdü.

Şimdi bize düşen, 481 sene “cami” olduğu için, artık “ebedi cami” olanFatih’in emaneti Ayasofya’ya en azından ayakkabılarla girmemek, Fatih’in, Ak Şemseddin’in, Molla Gürani’nin ve Âlişan Efendimiz tarafından müjdelenen fetih ordusunun alnının secdeye gittiği “secdegâh”lara kirli ayakkabılarla basmamaktır...

Mescid-i Aksa’yı, İsrail askerlerinin postallarından, belki bu dikkatimiz sayesinde kurtarabiliriz!

Bu da o işin “kader” cihetidir!

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 7 Jahre später...

[h=1]Ayasofya’yı kim açarsa siyaset alemindeki Mehdi odur![/h]

 

 

Ana Sayfa» AYASOFYA

http://s.risalehaber.com/i/1x1.gifhttp://s.risalehaber.com/i/1x1.gif

 

14.04.2016 10:06

 

http://d.risalehaber.com/news/200698.jpg

Mehmet Ali Bulut: Davutoğlu’nun dinlerken umutlandım... Bediüzzaman şöyle demişti...

http://www.risalehaber.com/d/banner/uygulama.jpg

Risale Haber-Haber Merkezi

Mehmet Ali Bulut, Ayasofya’yı açacak olan kişinin halkın beklediği “siyaset âleminde çıkacak Mehdi” olduğunu söyledi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun sözlerinde hareketle Ayasofya konusuna gelen Bulut, Haber7'deki yazısında Davutoğlu'nun sözlerinin kendisini Ayasofya için umutlandırdığını belirtti.

"Yeni çağ"ın Ayasofya’nın yeniden ibadete açıldığı çağ olacağına dikkat çeken Bulut, "Çünkü bu millet adına yeni bir çağ denilecek dönem, Ayasofya’nın açılmasıyla başlar. Ayasofya, Müslüman Türk halkının mukadderatına vurulan tasmanın kilididir. O kilit kırılmadıkça, Asya’nın bahtı açılmaz. Ayasofya’nın açılması aynı zamanda “meşveret ve şura’nın siyasi hayatımızda hakiki bir esas olmaya başlayacağı dönemin kilididir. O kapalı olduğu sürece, Batının islam dünyası üzerindeki hegamonyası devam ediyor demektir. Batı 1900'lerin başında bizim ocağımıza incir dikti. Dükkanımızı kapattı ve Ayasofya’yı müzeye çevirerek mühürledi. Şimdi o mühür kırılmadıkça bizim yurtlarımıza bahar gelmeyecektir" dedi.

Siyaset Mehdi'sine vurgu yapan Bulut, yazısını şöyle sürdürdü:

"Açık ve net söylüyorum Ayasofya’yı açacak olan “Halkın beklediği Mehdi”dir. Halkın beklediği “siyaset âleminde çıkacak Mehdidir!” zira. Onun tanımanın remzi Ayasofya’yı açmaktır. Nasıl ki, “Süfyanın sembolü secdeye mani serpuş” idiyse… Siyaset âleminde zuhur edecek Mehdinin sembolünün bir diğeri de tüm Müslümanları aynı hassasiyet ile kucaklamasıdır. Ayasofya açıldığında, gidin bu işlerin tezahür etmesine hizmet eden zatın elini öpün ve ona biat edin. Çünkü o Mehdidir! Oturdukları yerde ahkâm kesen müsveddelerinin kulakları çınlasın!

"Duyduğum kadarıyla hükümetin Ayasofya’nın açılması ilgili ciddi bir çabası varmış. Zaten de basit bir bakanlar kurulu karar gerekiyor. Hem siyaseten ve tarihen de Ayasofya’nın açılması vakti geldi. Korkmasınlar, dünyanın tepkisi, şu anda içinde bulunduğumuzdan daha fazla bir yalnızlık getirmez! Mucizeler asrında yaşıyoruz zira! Bir ölsek yirmi dirileceğiz. Yirmi ölsek üçyüz dirileceğiz. İslam dünyasının bağımsızlığı ve hilafetin devamı için asırlarca bayraktarlık yapan şu milletin elinden alınan Devlet istikbaldeki bir sadetle telafi edilecektir diye vaad vardı. Şimdi onun vaktidir.

Şöyle demişti o zaman Bediuzzaman “Rüyada Bir Hitabedi”:

“Eskiden beri Allah’ın adını yüceltmek, tek vücut olan İslam dünyasının bağımsızlığı ve bekası için kendisini feda etmeye görevli bilmiş, hilafete bayraktarlık etmiş bu İslam devletinin (Osmanlının) felâketi, İslam aleminin gelecektik saadetiyle telâfi edilecektir. Zira, şu musibet, hayatımızın abı hayatı olan uhuvvet-i İslâmiyenin inkişaf ve ihtizazını (islam kardeşliğinin yeniden doğup gelişmesini) hârikulâde tacil etti. Biz incinirken âlem-i İslâm ağlıyor. Avrupa ziyade incitse, bağıracaktır. Şayet ölsek, yirmi öleceğiz, üç yüz dirileceğiz. Harikalar asrındayız üç gün ölümden sonra meydanda dirilenler var…” (Sünuhat, ss. 55-57 (mealen)

Merak etmeyin, Avrupa’dan bir itiraz ses çıksa dünyanın dört bir tarafından bin tane taraftarlık sadası yükselecektir. Eğer siz Ayasofya’yı açarsanız!

Evet, Türkiye bu misyonu üstlenmeye hazır hale gelmiş bulunuyor. Zira artık Türkiye gerçekten mazlumlar safında. Bunu da sayıklayıp durdum, Türkiye mazlumlar ve dışlanmışlar safına geçmeden kaderden kendisine düşen payı alamayacaktır diye.

Şimdi Türkiye tam o noktada duruyor. Tam vaktidir kendisi olmak için! Birinci Cihan Harbinde mağlup edildiğinde, bu milletin payına parlak bir istikbal, bizi mağlup edenlere de müşevveş, karışık ve karanlık bir geçmiş düşmüştü! O payımızı almanın vaktidir inşallah!

Allah kendi inayetiyle bu milletin önündeki karanlıkları bulutları kaldırıyor, kaldıracak inşallah. Yeter ki halk rahmani çizgisini korusun ve siyasetçiler de onlara hizmet etmeyi şiar bilsin!

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Ayasofya Camii ibadete açıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Danıştay kararı ile Ayasofya'nın ibadete açılmasına ilişkin, "Ayasofya Camii'nin Diyanet İşleri Başkanlığına devredilerek ibadete açılmasına karar verilmiştir." dedi.

Danıştay 10. Dairesi, Ayasofya'nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal etti. Danıştayın bu kararı ile Ayasofya'da ibadetin yolu açılmış oldu.

10.07.2020

TRT

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Dein Kommentar

Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.

Gast
Auf dieses Thema antworten...

×   Du hast formatierten Text eingefügt.   Formatierung jetzt entfernen

  Nur 75 Emojis sind erlaubt.

×   Dein Link wurde automatisch eingebettet.   Einbetten rückgängig machen und als Link darstellen

×   Dein vorheriger Inhalt wurde wiederhergestellt.   Editor leeren

×   Du kannst Bilder nicht direkt einfügen. Lade Bilder hoch oder lade sie von einer URL.


×
×
  • Neu erstellen...