Zum Inhalt springen
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Empfohlene Beiträge

Kendini bilmek nedir?

Hekimoğlu İsmail

Geçenlerde öğrendim; bilgili bir arkadaşımız vefat etmiş. Sabah namazından çıkıp kahveye gidiyor. Çay istiyor. Gelen çayı alırken, pat diye düşüp ölüyor.

Bir anda dünyasını değiştiriyor. Şu güzel dünyadan ahirete göçüyor. Ölür ölmez hemen bir âlem açılıyor. O âlemde sorulara nasıl cevap verdi, nasıl karşılandı, nasıl muamele gördü? Çok bilgili, kültürlü bir arkadaştı. Dünyada öğrendiği her bilgi, her hareket ahirette işine yaradı mı? Şimdilik bize karanlık gibi görünen ahiretin lambasını ölüm yakar. Ölen insanın dünyası kararır, ahireti aydınlanır. Kimlerle karşılaşacak, kimleri görecek, şaşıracak mı, hayret mi edecek? Yoksa memnun mu olacak?

Soruyorlar; ahirete gidip geldin mi ki orayı bize anlatıyorsun? Dünyanın pek çok yerine gidemedik, göremedik amma atlaslara, kitaplara bakarak gitmediğimiz yerleri görüyoruz, öğreniyoruz, anlatıyoruz. Atlaslara inandığımız kadar İslami kitaplara inansak, ahireti görmüş gibi anlatırız.

Ruhlar âleminde öldük, annemizin vücudunda dirildik; annemizin vücudunda öldük, dünyada dirildik; dünyada ölecek, kabir kapısından geçerek ahiret sarayına çıkacak, hayatımızın hesabını vereceğiz. Üstad Bediüzzaman hazretleri buyurmuş ki: “Kabrin arkası için çalışınız; hakiki saadet ve lezzet ondadır.” Kabrin arkası için çalışan, her anını ibadet etme şuuruyla yaşar. Böylece dünyası ve ahireti cennet olur.

Mesela evliyaların, âlimlerin, Allah dostlarının hayatını okuduğumda diyorum ki: “Bu mübarek insanlar her şeylerini İslami hayat uğruna feda etmişler. Her biri tek başına büyük işler başarmış. Bunlar, büyüklüğün sırrını İslam’da bulmuşlar. Peki ya bizler?”

Bir Müslüman, her yerde her türlü şartlar içinde dinini yaşayabilir. Karanlık geceye bir mum olur. “Ben nurum, sen zulmetsin!” diye karanlığa meydan okur. Allah, bu iradeyi insana vermiştir.

1-İman zayıflığı,

2-İslamiyet’i anlamamak,

3-ölümü uzakta zannetmek…

Bu üç hal, hesap verme şuuruyla yaşamaya manidir. İradesi zayıf olanlar, “İnanıyorum ama yapamıyorum.” diyor. Yani haramları terk edemiyor. İradeyi kuvvetlendirmek için imanı kuvvetlendirmek gerekir.

Bana göre imanın yedinci şartı kendini bilmektir. Kendini bilmek nedir? Kendini bilmek, “Ben kimim? Nereden geldim, nereye gidiyorum?” sorularına cevap aramakla başlar…

Necip Fazıl diyor ki:

Hasis sarraf, kendine bir başka kese diktir!

Mezarda geçer akça neyse, onu biriktir!

Mademki saatler saniye saniye ömrümüzü bitiriyor; biz de saniye saniye ebedi saadeti kazanmaya çalışmalıyız. Her anımızı İslam’a uydurmalıyız.

Çünkü,

“Cehennem dediğin dal odun yoktur; herkes ateşini burdan götürür.” Demek herkes istediği yere gidecek… Haram daireye girenler hayırlı şeyler beklemesin.

Mesela dün Kur’an meali okudum ve beyaz deftere şu notu yazdım; Allah’ım İslamiyet’e ve Müslümanlara zarar vermeden ahirete gitmek isterim; lütfet...

Allah’ın rahmetine istinat ediyoruz, Rahmet-i İlahiye’den ümit ediyoruz ki, bu dünyayı bizim için en güzel şekilde yaratan Allah, ahireti de bize huzur verecek bir mekân olarak lütfeder… Allah’a sığınmak, Rahman ve Rahim sıfatlarına güvenmek, en büyük tesellidir.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Dein Kommentar

Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.

Gast
Auf dieses Thema antworten...

×   Du hast formatierten Text eingefügt.   Formatierung jetzt entfernen

  Nur 75 Emojis sind erlaubt.

×   Dein Link wurde automatisch eingebettet.   Einbetten rückgängig machen und als Link darstellen

×   Dein vorheriger Inhalt wurde wiederhergestellt.   Editor leeren

×   Du kannst Bilder nicht direkt einfügen. Lade Bilder hoch oder lade sie von einer URL.

×
×
  • Neu erstellen...