Zum Inhalt springen
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Empfohlene Beiträge

16 Haziran 2014 Pazartesi 11:25

 

90 yıldır Atatürk'e tapınmakla meşgulüz

 

Usta oyuncu Haluk Bilginer, Türkiye’nin Atatürk’e tapınmaktan vazgeçemediğini söyledi

 

Risale Haber-Haber Merkezi

 

*

 

Cannes’da Nuri Bilge Ceylan yönetmenliğinde Altın Palmiye Ödülü’nü kazanan “Kış Uykusu” filminin başrolünde oynayan usta oyuncu Haluk Bilginer, Türkiye’nin Atatürk’e tapınmaktan vazgeçemediğini söyledi.

 

*

 

Hürriyet'ten Cansu Çamlıbel'e konuşan Bilgineri'n sözleri şöyle:

 

*

 

Türkiye toplumunda yaşayıp, bütün olayları ‘haklılık-haksızlık’ paradigması üzerinden tanımlamaya alışık olan bizler, bir noktada kendi haksızlıklarımızı da görebilecek miyiz? Ne dersiniz? Bu yönde bir umudunuz var mı?

 

*

 

(Gülümsüyor) Çok yok. Belki bazıları görebilecek. Bu film ya da benzeri şeyler yardımcı olursa ne mutlu. Ama bunu yapmak için düşünmeyi becermek lazım. Biz çok analitik düşünmeyi bilen bir toplum değiliz açıkçası. Biz ezberci bir toplumuz, ezberimizi bozmak bizim çok işimize gelmez. Darmadağın oluruz. Ezberin dışında herhangi bir şey sizi allak bullak eder. Nerede olduğunuzu şaşırırsınız ve adapte olmanız çok zaman alır. Padişahlıktan Cumhuriyet’e geçişte adapte olmanın çok zor olduğu gibi. 91 yıldır adapte olamamışız. 91 yıldır güce tapıyoruz. Biz gücü çok severiz. Kendini güçlü gösteren herkese tapınırız. Bizim babalarımız da öyledir çünkü. Evde bir güç isteriz hep. Baba sendromudur o. Bir laf vardır çok severim: Erkekler babaları öldükten sonra büyür.

 

*

 

Türkiye’de kültür sanatla nasıl bir ilişkimiz var bizim?

 

*

 

Bizim kültürle olan ilişkimiz nesne ilişkisi. Bu saçmalıkları atlatmış, özgürleşmiş ve demokrasiyle yaşayan ülkelerde bu ilişki ihtiyaç. Sanatla ve kültürle olan ilişki kendini daha iyi hissetme ve doyum sağlama için. Bizdeyse direkt nesne ilişkisi. Şuradan bir örnek vereyim: “Tanıdın mı amcayı bak” diyor çocuğuna. E amca orada, sen ilk önce bir “Merhaba” desene. Yok, çocuğuyla konuşuyor siz orada masasınız. “Bir fotoğraf çekinebilir miyiz?” Çektirme ifadesine ne olduysa, Türkçe de bozulmuş! Çekindikten sonra da yüzünüze bile bakmadan gidiyor. Bir nesne var artık elinde: Bir ünlüyle fotoğraf. Ne olacak o fotoğraf? Yarın çöpe atılacak ondan eminim. İlişki bu. Eğlence. Bizim kültür sanat diye tarif ettiğimiz şeylerin yüzde 99’u eğlence endüstrisi. Hâlâ ergeniz biz. Çünkü neden? Bizim babamız ölmedi hâlâ da ondan. Hâlâ yaşıyor. İçimizde!

 

*

 

Atatürk’e tapınmaktan vazgeçemedik

 

*

 

Kim o baba?

 

*

 

Ooooh ohoho... Oto-sansürlettirmeyin beni. Türkiye’nin babası. 90 yıldır bir tane.

 

*

 

Yani, içimizdeki Atatürk’ü mü öldürmemiz lazım?

 

*

 

Atatürk’ü öldürmeyeceğiz. Atatürk’ü olduğu gibi anlamaya çalıştığımız zaman onu daha iyi analiz edebileceğiz. Atatürk’ü insan olarak anlayabileceğiz. İkon olmaktan çıkarıp, insan olarak anlamak gerekiyor. 90 yıldır sadece tapınmakla meşgulüz.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Dein Kommentar

Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.

Gast
Auf dieses Thema antworten...

×   Du hast formatierten Text eingefügt.   Formatierung jetzt entfernen

  Nur 75 Emojis sind erlaubt.

×   Dein Link wurde automatisch eingebettet.   Einbetten rückgängig machen und als Link darstellen

×   Dein vorheriger Inhalt wurde wiederhergestellt.   Editor leeren

×   Du kannst Bilder nicht direkt einfügen. Lade Bilder hoch oder lade sie von einer URL.

×
×
  • Neu erstellen...