Webmaster Geschrieben 29. November 2014 Teilen Geschrieben 29. November 2014 Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla. 1.**Yüzünü ekşitti ve geri döndü. 2.**Âmânın kendisine gelmesinden ötürü 3.**Belki o temizlenecek 4.**Yahut öğüt alacak da o öğüt ona fayda verecek. ...... Cübbeli: http://youtu.be/qef-YvTKKGQ Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Webmaster Geschrieben 29. November 2014 Autor Teilen Geschrieben 29. November 2014 Islamoglu'nun cevabi: http://youtu.be/aOhInO5kKVQ Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Webmaster Geschrieben 29. November 2014 Autor Teilen Geschrieben 29. November 2014 Cübbeli: http://youtu.be/X7OeyOyHixE Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Webmaster Geschrieben 29. November 2014 Autor Teilen Geschrieben 29. November 2014 Cübbeli: http://youtu.be/wTVBY19OuH0 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Webmaster Geschrieben 29. November 2014 Autor Teilen Geschrieben 29. November 2014 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Webmaster Geschrieben 29. November 2014 Autor Teilen Geschrieben 29. November 2014 Cübbeli ve İslamoğlu'na Risale-i Nur dersi 29 Kasım 2014 Cumartesi 11:59 Cübbeli Ahmet Hoca'nın Mustafa İslamoğlu'nu Hz. Peygamber'e kibirli demekle suçlamasına dayanak yaptığı Abese Suresi mealine dair Senai Demirci bir açıklama yazısı yazdı. http://www.sonpeygbamber.info sitesinde yayınlanan yazıda Senai Demirci,*taraflara Bediüzzaman Hazretlerinin Birinci ve İkinci Lem'ası üzerinden ders verdi:**"Asıl mesele kimin yüz ekşittiği değildir. Asıl mesele âmâ geldi diye yüz ekşitildiğinin bize şimdi haber verilmesidir. Acaba niye? Bu soruyu sormadan ayetin hakkını veremeyiz.Ayetleri Bediüzzaman Said Nursi'nin öğrettiği gibi, şimdi ve buraya taşımak gerekir. İç dışa dış içe bir çevrilsek, âmâ geldi diye surat asanın halinde buluruz kendimizi.*O sahne bizi anlatan bir ayna. Aynaya bakan ekşittiği yüzünü görebilir."*“Ayetlerde kimin azarlandığı konusu tarihsel bir olaydır. Ama biz biliyoruz ki Kur'ân'da bir olay seçilerek bize anlatılıyorsa, karşımıza ayna olsun diye konulur.*Said Nursi'nin Yunus (as) ve Eyyub (as) kıssalarını yorumlarken öğrettiği yöntemi izleyelim.*Soralım bize hitap eden Rabbimize: “Bizden önce olan bitenler arasından niye bu olayı seçip aktarıyorsun?” Belli ki o sahnede olup bitenleri duymamızı istiyor Rabbimiz. O sahnede, yüzüne karşı yüz ekşitilen kişi bir kördür. Kör, kendi yüzüne surat asıldığını göremez. Belli ki, âmânın görmeyişi yüz ekşitenlere yüz ekşitmeyi kolaylaştırır.**“Görmeyen birine yüz ekşitmenin riski yoktur.*Ama göz göre göre yüz ekşitmek sosyal bir çatışmayı göze almaktır.Hukuku çiğnenen, aşağılanan, küçümsenen ve hafife alınan kişi hesap sorabilir. Fakat âmâ biri kendisine surat asana hesap soramaz. Bir insana, sırf görmüyor diye, gören birine kolayca yapılmayacak bir hareket yapılıyorsa, o hareketi yapan (surat asan) kişi sadece kulların/yaratılmışların görmesini ciddiye alıyor demektir. Oysa kulları görür ve görünür eyleyen Allah'tır. Kullardan önce Allah'ın görmesi ciddiye alınmalı ve gözetilmelidir. (Ne güzel tevafuk ki bu olayda, surat ekşitilen kişinin adı 'Abdullah'tır.)**“Ayetler, kimse görmediği için, en önemlisi, kendisine surat asılan da göremediği için asla gün yüzüne çıkmayacak bir olaya bizi şahit tutarken,*“Allah görür!”*diyor. Dahası,*“Allah'ı görün!”*diyor. Mesaj şimdi ve burada. Çok taze ve sarsıcı: “Allah'ın kulu görmese de kulun Allah’ı görür. O halde, yüzünüzün şeklini Allah'ın “abd”inin görmesine göre değil “abd”in Allah'ının görmesine göre ayarlayın. Allah'ın gördüğünü görerek yaşayın!”*Abese Suresi'nin mesajı sanal görüşmelerin hükmettiği çağı sarsacak güncellikte…*Abdullah bin Ümmü Mektum'un aynasında sosyal medyadaki ahlak erimesini görüyoruz. Sosyal medyada (facebook, twitter vs.) muhatabımızın yüzünü göremediğimiz, muhatabımızın da yüzümüzü göremediği bir deneyim yaşarız. Tam bir Abdullah bin Ümmü Mektum sahnesidir bu. Bizi görmeyen muhatabımız Abdullah bin Ümmü Mektum rolündedir. Nasılsa görünmüyoruz diye, nasılsa yüz yüze bakmıyoruz diye birer Abdullah bin Ümmü Mektum olan muhataplarımıza gerçekte olduğundan çok daha kolayca surat asıyoruz. Kolayca dönüp uzaklaşabiliyoruz.**Daha kırıcı konuşabiliyoruz. Daha hoyrat olabiliyoruz. Sırf muhataplarımız Abdullah bin Ümmü Mektum gibi âmâ olduğu, yani yüzümüzü görmedikleri için… Ya da tersi oluyor.Kolayca surat asılıyor bize. Hemencecik yüz dönülebiliyor yüzümüzden.*Abdullah bin Ümmü Mektum'un yerinde olduğumuz için. Abese ve tevellâ diye azarlanan biziz biz!*Allah'ın özenerek yarattığı insan yüzüne yüz ekşiten, o yüzden yüz çeviren, gerçekte Allah'ın sanatından yüz çevirir. Kimseler görmüyor diye yahut görse bile kimseler kınamıyor diye bir insan yüzüne yüz ekşitmek, yüzün yüzündeki güzelliğe âmâ olmak değil de nedir? En yoğun esma-i hüsna tecelligâhı olan yüze yüz ekşitmek, 'vechullah'a tavır almaktır. Yaratıcı'nın emeğini azımsamaktır. Sanatkâr'ın ihtimamına kör olmaktır. Kaldı ki,*“Ne yöne dönersen dön, Allah'ın vechini bulacaksın orada…”* Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Webmaster Geschrieben 3. Dezember 2014 Autor Teilen Geschrieben 3. Dezember 2014 https://www.youtube.com/watch?v=bIa75rVXWis Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Webmaster Geschrieben 7. Dezember 2014 Autor Teilen Geschrieben 7. Dezember 2014 Islamoglu röportajindan: SORU:*Meal çalışmanızda Abese Suresinde Peygamberimize“kibirli”*dediğiniz iddia ediliyor. Bununla ilgili olarak belli birçevreden eleştiriler aldınız. Bu konuda bir yanlış anlaşılma mı var? * CEVAP: Peygamberimize “kibirli”*demek ona iftira olur. Bunu Kur’an’a dedirtmek*ise*Allah’a ve Kur’an’a iftira olur.*Hepsi de bana iftira olur.*Bu cübbesiyle şöhret bulmuş bir şahsın iftirasıdır.Bu iftirayı eğer Abese 1 ve 2’ye düştüğüm notu göre göre yaptıysa, kasten ve taammüden haysiyet*cellâtlığı*yapmıştır. Yok,ayete düştüğüm notu görmeden yaptıysa, cehaletinin ve husumetinin kurbanı olmuştur. Olayın aslı şundan ibarettir:Tefsirlerin klasik yorumunun aksine Kur’an içi*deliller,*Abese 1 ve 2’nin*muhatabının*Peygamberimiz değil,*Velid*b.*Muğire*adlı kibirli müşrik olduğunu göstermektedir. Bunun iki açık delili vardır: Kur’an’da “Abese” (yüzünü astı) fiili bunun dışında bir yerde (Müddessir 23) daha gelir, orada*Velid*b.*Muğire*için kullanılır.*Bir müşrik için kullanılan fiilin*Peygamberimiz için kullanıldığını söylemek, Peygamberimize haksızlıktır. Bunu teyit eden ikinci delil, Abese 1 ve 2. ayetlerde*sözün muhatabı üçüncü tekil şahıs olan “o”dur. Fakat 3 ve 4. Ayetlerde sözün yönü değişir ve doğrudan Hz. Peygamber’e hitap edilir. Yani Hz. Peygamber 3 ve 4.*ayetlerde uyarılır, 1 ve 2.*ayetlerde*surat astığı ve sırt döndüğü için kınanan kişi müşrik elebaşı*Velid*b.*Miğiredir. Mealimizde bu yüzden*şu manayı verdik: 1 “(O kibirli kişi) surat astı ve sırtını dönüp uzaklaştı, 2 Elçi’ye âmâ geldi diye… 3 Ve (sana gelince ey Nebi!) Sen nereden bileceksin o (müşriğin) arınacağını, 4 veya alacağı dersin kendisine yarar sağlayacağını?” Bu mealin verildiği sayfanın altına da “Kibirli*adam”ın*müşrikVelid*b.*Muğire*olduğu notunu ekledik. Malum şahıs, kendi televizyonunda eline mealimi alarak sadece Abese 1 ve 2’nin mealini*okudu,*fakat*altındaki notu okumadı ve perdeledi. Bununla*yetinmedi, bir de “Kibirli” sözü ile*Hz. Peygamberikasdettiğim*iftirasını Allah’tan korkmadan ve kuldan utanmadan attı. Sözün bittiği yerdeyiz.*Tuz kokmuştur.*Bu tür bir yaklaşımiçin ne diyebilirim ki? Bunun yanlış anlaşılma mı, yoksa kasıtlı olarak yapılmış bir haysiyet*cellâtlığı*mı olduğunun takdirini,kamuoyunun vicdanına havale ediyorum. * SORU: Cübbelinin size yönelttiği “Peygamberimize*‘kibirli’dedi”*ithamını Samanyolu televizyonu evire çevire haber yaptı. Bunu nasıl yorumluyorsunuz? * CEVAP: Bu durum gerçekten de enteresan. Malum şahıs önceleri cemaate ve nurculara demediğini bırakmamıştı.*Araları kanlı bıçaklıydı.*Daha sonra kamuoyunun bildiği bir sürü tatsız olaya şahit olduk. Fakat birden*bire cemaatle malum şahıs arasındaki buzlar eriyiverdi ve can ciğer kuzu sarması oldular. Sahiden de ne oldu da böyle oldu? Bu soru önemli ve bu sorunun cevabını ben bilmiyorum? Ama ortada bizim bilmediğimiz bir şeylerin döndüğü kesin. Peki, cemaat medyası malum şahsı birden bire keşfederek onun göz göre göre aleyhimize,*Peygamberimize “kibirli” dedi iftirasına çanak tutmasına ne diyeceğiz? Burada başka*bir*enteresan nokta daha var: Abese 1 ve 2.*ayette muhatabın Hz. Peygamber değil müşrik elebaşı olduğu görüşü, aynen cemaatin hocası*Fethullah*Gülen’in de görüşüdür.*Gülen’in bu konuda internete düşmüş makaleleri de vardır.*Sonsun Nur adlı eserini açıp bakabilirler. Yine*Fethullah*Gülen’in*“takdim” yazısını yazdığı ve cemaatine*tavsiye ettiği meal olan Ali Ünal mealinde*Abese 1’e aynen şöyle meal verilmiş: “(Mağrur*kafir) yüzünü ekşitti ve sırtını döndü” Allah’tan korkmadan ve kuldan utanmadan Peygamberimize “kibirli adam” dedi iftirasına alet olan Samanyolu televizyonuna sesleniyorum:*Cemaatinizin hocası Ali Ünal, Sevgili Peygamberimize –haşa- “Mağrur kafir” mi dedi?Biri çıksa da cemaatin mealinde –binlerce*hâşâ- Hz. Peygambere “Mağrur*kâfir” deniliyor dese, ne dersiniz? Böyle aşağılık bir iftiraya bir*tv. Kanalı çanaklık yapsa, ona nasıl bakarsınız? Samanyolu’nu*yönetenlerin gözünü kin bu kadar bürüdüyse, hakkımızı*rûz-i mahşerde alırız.*Eğer*kinle hareket etmedik diyorlarsa,*kendi haberlerini*tekzip etmek onların boynuna borçtur.*Aynı zamanda yasal zorunluluktur. Ah!..*Hoşgörü… Nerdesin sen?*Anladım, kâfirlere cömertçe sundukları hoşgörüden bize küçük bir parça bile düşmüyor, ama bari televizyon kanallarını böyle şen’i*ve deni bir iftirayı yaymaya alet etmeseydiler. İstedikleri kadar eleştirseydiler, ama canımdan aziz bildiğim Peygamberime “kibirli adam” dediğim iftirası üzerinden beni vurmaya kalkmasaydılar. Seviye bu kadar düşmemeliydi…Şimdiye kadar Gülen ve*Cemaat’i ben de eleştirdim, ama onlara atılmış iftiralara da hiç iltifat etmediğim gibi, muarızlarını hep adalet ve itidale davet ettim. Demek ki Kur’an’ın koyduğu sınırlara riayet için Risaleleri yutmuş olmak*kafi*gelmiyormuş. * Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.