Webmaster Geschrieben 10. Juli Teilen Geschrieben 10. Juli Bediüzzaman Said Nursi ve futbol Futbol, Bediüzzaman Said Nursi´nin zamanında da çok yaygındı. 1930´dan itibaren Dünya kupaları oynanıyordu. 1924´den itibaren Türkiye Futbol Şampiyonası adıyla turnuvalar düzenleniyordu. Buna rağmen Bediüzzaman´ın futbol izlemesi, futbol takımı tutması, futbola ilgi duymasının imkânı dahi yok. Hayatında iman hakikatleri dışında hiçbir şeyle meşgul olmayan, dünyevi hiçbir şeyi takip etmeyen, dünya savaşını, siyaseti ve gazeteyi dahi takip etmeyen ve hiçbir konuda tarafgirliğe girmeyen Bediüzzaman´ın elbette futbol ile de hiçbir ilgisi yoktu. Hayatına baktığımızda ise futbol ile ilgili farklı anekdotlar buluyoruz. Örneğin bir keresinde Bediüzzaman faytonda, talebesi Ceylan Çalışkan ise faytonun atını sürmekte iken, Ceylan Çalışkan yol kenarında giden kardeşini ve amca oğlunu görür. Faytonu durdurarak, iki çocuğu da faytona alırlar. Çocuklar topu arkalarına saklamak isterlerken, bu esnada Bediüzzaman, “Bu nedir?” diye topu sorar. Çocuklardan Zeki Çalışkan sessizce, “Top!” der. Bediüzzaman bu sefer “Bu ne işe yarar?” diye sorunca, Ceylan Çalışkan topu tarif etmeye başlar: “Üstadım, bu topu tekmeyle vurarak, takımlar halinde oynarlar. Karşı takımın sahasının uç bölgesindeki ‘Kale’ dedikleri bir yerin içine bu topu atabilirlerse, ‘Gol oldu’ derler. Bu şekilde belli bir süre içinde hangi takım karşı tarafın kalesine çok ‘Gol’ atarsa, o takım diğer takıma galip gelmiş sayılır.” Bunu duyan Bediüzzaman sadece “Fesuphanallah, acayip” diyerek tebessümle karşılık verir. Bir başka hatırayı Mehmet Taktak aktarıyor. 1957 yılında Bolvadin ile Emirdağlı gençler futbol maçı düzenlerler. Bu maç esnasında âniden aralarında kavga çıkar. Bolvadinliler ile Emirdağlılar birbirlerini taşlaşmaya başlarlar. Ertesi günü misilleme olarak Emirdağlı bir grup genç Mehmet Taktak´ın oradaki dükkânını da taşa tutar. Kalabalık ve gürültü çoğalınca Bediüzzaman Said Nursi evinden aşağıya iner ve köşe başında durarak kalabalığa hitaben bir konuşma yapar: “Durun, sizler hepiniz kardeşsiniz, birbirinizin kusurlarını görmemeniz lâzımdır. Birbirinizi affediniz.” Kalabalık biraz sakinleşir. Bediüzzaman konuşmasına devam ederek, “Eğer sizler barışıp dağılmazsanız, ben de burayı terk ederim” der. Bunu duyan kalabalık büyük bir sükûnetle dağılır. Sonuç olarak, Bediüzzaman’ın hayatında futbola yer yoktu. Dünya nimetlerine ve geçici zevklere ilgi duymayan Bediüzzaman, futbola da ilgi duymamıştır. Bu şekilde bize dünyevi zevklerin geçici olduğunu ve asıl önemli olanın manevi değerler olduğunu hatırlatmaktadır. Buna rağmen, futbolla ilgili anekdotlar da yok değildir. Bu anekdotlar, Bediüzzaman’ın insanlara karşı sevgi dolu ve barışçıl tavrını göstermektedir. Futbol maçında çıkan kavgayı yatıştırmak için evinden çıkan ve kalabalığa hitap eden Bediüzzaman, barışın ve kardeşliğin önemini vurgulamıştır. Dr. Cemil Şahinöz 1 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.