Zum Inhalt springen
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Empfohlene Beiträge


Eylül Anayasa hanýmefendi Hakk'ýn rahmetine kavuþmuþtur !

Hayatýnýn baharýnda 12.09.2010 günü gencecik 30 yaþýnda hayata gözlerini yuman Eylül Anayasa'yý kaybettik.

Merhumenin naaþý "Ankara Cunta ve Darbe Sevenler Derneði" yakýnýnda bulunan Gayyâ Deresi Aslî Mezarlýðý'na defnedilecektir.

Merhumenin Amerikali yakýn akrabalarýndan

olan Government Garden, Mature Sword, East Rice ve Edgedsword Fairy

taziyeleri cenaze namazýný müteakip kabul edeceklerdir.

Cânî merhumeye Allah'tan gazab, yakýnlarýna iz'an ve sevenlerine de acil feraset diliyorum.

Allah Rahmet Eylesin...

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

ANAYASA DEĞİŞTİ AMA 2 YIL BEKLEYECEKSİNİZ

 

Anayasa değişikliği referandumunda, özellikle evet oyu kullananlar şaşırmaya hazır olsun.

Anayasa’ya yeni bir hüküm eklendi. Yurttaşlar, kişisel davalarını bireysel başvuru hakkını kullanarak Anayasa Mahkemesine götürme hakkı kazandı.

Millet de bunu gerçek zannetti.

Dün referandum bitti, eline dilekçeyi alan Anayasa Mahkemesi’ne koştu.

Yüksek Mahkeme de açıklama yaptı. Açıklamanın özü şu: “Bize gelmeyin. Dilekçenizi kabul edemeyiz. Bireysel başvuru yapma hakkınız henüz doğmadı.”

Çünkü…

Bireysel başvurular için “alt mevzuat henüz hazır değil”. Bunun için de 2 yıl beklenecek.

Yani bireysel başvuru yapmaya meraklı yurttaşların, bugün değil 2012 yılında Anayasa Mahkemesi’ne gitmesi gerekiyor.

 

Yüksek Mahkemenin açıklamasını aynen yayınlıyoruz:

 

“7.5.2010 tarih ve 5982 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 18. maddesiyle Anayasanın 148. maddesinde değişiklik yapılarak bireysel başvuruları karara bağlamak Mahkememizin görevleri arasına ilave edilmiştir.

 

Ancak aynı Kanun’un 25. maddesiyle Anayasaya eklenen geçici 18. maddesinde bireysel başvuruya ilişkin gerekli düzenlemelerin iki yıl içinde tamamlanacağı ve uygulama kanununun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bireysel başvuruların kabul edileceği belirtilmiştir.

 

Mevzuat hükümleri bu yönde olmasına rağmen anayasa değişikliğine ilişkin referandumun yapıldığı 12.09.2010 tarihinden itibaren vatandaşlarımız tarafından Mahkememize bireysel başvuru adı altında dilekçelerin gönderildiği görülmektedir.

 

Belirtilen düzenlemeler karşısında gerekli yasal düzenlemeler yapılmadan Mahkememizin bireysel başvuruları kabul ederek incelemesine olanak bulunmamaktadır.

 

Buna rağmen yapılan ve yapılacak başvurular gereksiz yazışmalara neden olacağından bu yöndeki başvurular için gerekli düzenlemelerin yapılmasının ve uygulama kanununun yürürlüğe girmesinin beklenmesi hususu kamuoyuna saygıyla ve önemle duyurulur.”

 

Odatv.com

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Referandum Sonuçlarý Türkiye‘de Kültür Tuzaðýný Aþmak için bir Fýrsat!

Referandum sürecini nasýl deðerlendiriyorsunuz ?

Sürecin siyasallaþmasýndan ziyade deðiþimin içeriði tartýþýlmalýydý. Bu süreç bana þunlarý

gösterdi :

Birincisi: Dünya’da ve Türkiye’de yaþanan çok hýzlý geliþmeler cari vesayet

rejiminin meþruiyet zeminini kaldýrdý. Tarihte ilk defa Türk toplumu kendini ilgilendiren

anayasa deðiþikliði üzerine tartýþtý. Ýkincisi: Bu durum toplumsal bilinçlenmeyi lüzumlu

ve ülkenin geleceði hakkýnda soðukkanlý deðerlendirmeleri gerekli kýlýyordu. Çünkü

Anayasa deðiþiklikleri lafzýndan daha çok ruh ve bilinç deðiþimidir. Fakat bu olgunun

yeterince idrak edilmediðini gözlemledim. Üçüncüsü: Partiler tarafýndan deðiþiklik paketi

bir veri olmaktan ziyade, iktidar mücadelesinin bir yöntemi olarak görüldü. Ak Parti bu

yönde çaba harcasa da muhalefet buna fýrsat tanýnmadý. Paket neticede siyah ve beyaz;

evet ve hayýr siyaset daralmasýna endekslendi. Süreç hükümete güven oyu kampanyasý

haline getirildi. Dördüncüsü : Seçmenin toplumsal, siyasi ve iktisadi mülahazalarý yerine,

ideolojik tercih, korku ve endiþelerini ön pana aldýðý ve de kestir at mantýðýnýn iþlettiði bir

oylama oldu.

Referandum sonucunu nasýl deðerlendiriyorsunuz ?

Kültür tuzaðýný aþmak için bir fýrsatý ve siyasal kültürümüzde yenilenmenin baþlangýç

noktasý olarak görüyorum. Siyasal týkanmanýn demokrasi istikametinde aþýlmasýnda

önemli bir hýzlandýran etkisi yapacaktýr. Gelecek seçimlerin merkezine Türkiye’nin

demokratikleþmesi ve yenileþmesi oturacaktýr. Bu ibre artýk siyasetin aþaðýdan yukarý

doðru þekillenmesini iþaret ediyor. Partiler topluma yönelecek ve kendini yenileyecek ve

Partiler yasasý deðiþecektir. Topluma dayalý yeni gelecek vizyonlarý oluþacaktýr.

Fakat gelecek siyasal süreci etkileyecek önemli çeliþkiler de var. Türkiye AB kriterlerine

yaklaþtýkça toplumsal kutuplaþmalar derinleþiyor. Yerel seçimlerle baþlayan bu süreç Batý

ve Doðu farklýlaþmasýný derinleþtiriyor. Bunu demokrasi (deðiþim) yanlýlarý ve karþýtlarý

olarak düþünmek hatalýdýr. Zira batý illerinde demokrasiyi ve demokratik kültürü kurum ve

ilkeleriyle oturtmak yapýsal olarak daha kolaydýr kanýsýndayým. Referanduma hayýr oyu

çýkmasýný iyi okumak lazým. Bunun yaþam tarzýný korumak ve milli hassasiyet

göstermenin ötesine geçen anlamý var. Kökten toplumsal deðiþimde ortak akýl ve rýza

aramak çok önemlidir. Bu arayýþ parlak geleceðimizi kuracaktýr. Farklýlýk saflarýný daha da

sýklaþtýrmak bir çözüm üretmez.

Boykot kararýnýn doðu illerinde etkili oluþu da önemsenecek bir olgu. Geçen yerel

seçimleri de düþünürsek bölgede PKK ve BDP’nin etkisinin büyük olduðu aþikar. Bu

demokrasinin bir araç olarak algýlandýðýnýn göstergesidir. Demokratik dönüþümün en

önemli bileþkesi kürt sorununun çözülmesidir. Eðer bölge halký demokrasiyi araç olarak

görenleri samimi olarak bertaraf etmesse konu çözülemez. Ýç anadoluda ise Milliyetçi

Hareket Partisi muhafazakar seçmeninin Ak partiye geçiþliliði anlaþýlmýþ oldu. Fakat

bölge halký milliyetçi tepki yerine basiret sahibi olduðunu göstermiþtir. Bir diðer olgu Ak

partinin tabanýný saðlamlaþtýrmada takip ettiði ana siyaset çizgisinin doðru olduðudur.

Ýyi Anayasa deðiþikliði nasýl deðerlendirilir?

Norm kalitesi ve toplumsal mutabakat çerçevelerinden deðerlendirilebilir. Sorunsuz

Anayasalar insan hak ve özgürlükleri, hukukun üstünlüðü, güçler ayrýlýðý, demokrasi,

eþitlik, sosyal barýþ gibi olmasý gereken, seviyesi uluslararasý standartlarla belirlenen

genel hukuk ilkelerini toplumsal talep ve ihtiyaçlarla kaynaþtýran toplum sözleþmeleridir.

Bunun iki önemli istikameti toplumsal kesimlerin rýzasýný almak ve uluslararasý hukuk

normlarýný tutturmaktýr.

Somut olarak Türkiye’de Anayasa deðiþikliðini AB kriterleri ve deðiþen toplumsal talep

ve ihtiyaçlar zorlamaktadýr ve de ayný zamanda anlamlý kýlmaktadýr. Sadece hukuk

tekniði açýsýndan güzel bir metin oluþturmak kadar Anayasanýn nasýl algýlandýðý ve hangi

zihniyetle iþletildiði de mühimdir. Yaþanýlan toplumsal gerçeklerden ve hukuki

süreçlerden Anayasa ruhu ve birey þuuru üretilmelidir. Bu bir kültür tecrübesidir. Anayasa

tarihimiz ve deneyimlerimiz dikkate alýndýðýnda bu kültür adým adým olgunlaþmaktadýr.

Kültür Tuzaðýndan neyi kasdediyorsunuz ?

Kültürel konular etrafýnda týkanmayý iþaret ediyorum. Türk modernleþmesi öncelikle

devlet temelli bir kültür modelidir. Cumhuriyet yeknesak laik bir ulus kimliði üzerine

inþaa edilmiþtir. Toplumsal kökleri hayli zayýf olan bu proje kendi hedeflerine iktidar

alaný üretebildiði oranda geçerli ve baþarýlý olabilirdi. Geçmis bir tehlike, gelecek bir mitos

olduðu sürece meþruiyet taþýrdý. Devlet kurumlarý aracýlýðýyla kendi söylemini insanlarýn

bilinçlerine aþýlayabildiði ve onlarý belirlediði oranda kültürel baþarý saðlanabilirdi. Bu

kültür atýlýmý, siyasi merkez ile toplumun büyük katmalarý arasýnda farklýlýk üzerine

dayanmak zorundaydý. Dolayýsýyla modernleþme çabasý demokratikleþmeyle çeliþir halde

doðdu. Kendine örnek olan Batý ülkerinde bu tür kültür deðiþimleri, geniþ halk kitlelerinin

kültürel devamlýlýðýný sekteye uðratmadýðý gibi, aksine bir zorunluluk olarak doðmuþtur.

Özellikle 1950 sonrasý yapýsal demokrasi dýþ ve iç koþullarýn iktidar merkezini

zorlamasýyla bir zorunluluk olarak doðmuþ ve giderek laiklik ve islam etrafýnda bölünen

iki toplum ve siyaset projesini ve bununla güç savaþýný beraberinde getirmiþtir. Kurulan

sistem beka mücadelesine girmiþ, devlet ile hükümet farklýlaþmýþ ve devletin

özerkleþmesi ortaya çýkmýþtýr. Siyasal sistemin meþruiyet kaynaðý siyasi bürokratik elitin

taþýdýðý proje ile demokrasi ilkesi arasýnda çatallaþmýþtýr. Toplumsal alanda farklýlýk

mücadeleleri önce bastýrýlmýþ, sonra paralel yürümüþ ve en sonda güçlenerek altarnatif

modernleþmeyi oluþturmuþtur. 1998’lerde ise çatýþma yoðunlaþmýþtýr.

Yani Ülke Kapana mý Takýlmýþtý ?

Evet, kültür mücadelesi kültür tuzaðýna dönüþmüþtür. Böyle bir tuzaktan olumlu

dönüþümlerle kýsa vadede çýkmayý baþarmak eþine nadir rastlanan bir durumdur. Türkiye

þu an bunu yapýyor kanýsýndayým. Bu bir olgunluk amaresidir. Üç yýl öncesi dahi böyle bir

referandum olacaðýna inanamazdýk deðil mi ?

Hatýrlanacaðý üzere meclis eliyle yürütülen demokratik sürecin önü demokratik olmayan

müdahalelerle kesilmisti. Derbe hassasiyetinin toplumsal ve siyasi aktörlerin elinde nasýl

oyuncak olduguna þahit olduk. Ana muhalefet partisi CHP baþta olmak üzere, sivil

güçlerin önderliðinde demokratik siyaset sekteye uðratýldý. Bazý partilerin elinde devletçi

ve ulusalcý söylemler oyuncak oldu. Anayasa Mahkemesi kendini parlemanto yerine

koydu ve hukuki açýdan epey çeliþkili olan siyasi kararlar aldý. Devletin kilit bürokratik

kesimlerinin tutumu da bunlara eklendi.

Fakat eski bir oyunun yeni þartlarda güncelleþmesinin sonucu artýk deðiþti: Türk siyasal

tarihinde ilk defa bir iktidar partisi oylarýný büyük oranda arttýrarak iktidarýný yeniledi.

Benzeri sonuçlar bir çok seçimde tekrarlandý. Hatta bu referumda da evet çýkmasýnda

belirliyici öðe aslýnda Ak Parti iktidarýna duyulan güven oldu. Ýç anadoluda evet oylarýný

yüksekliðini bununla açýklamak gerekiyor.

Peki Ak Parti Hükümetleri neden baþarýlý oldu?

Bunun ardýnda pek çok neden yatýyor. Bir tarafýný sayýn Erdoðan’ýn liderlik vasfý,

toplumun istikrar özlemi, proðrama dayalý güçlü bir muhalefetin bulunmayýþý, Ak

Parti’nin dindarlarýn desteðini almasý, ekonomik baþarý ve parti kadrolusunun mahirliði

oluþturuyor.

Ancak oy oranýný bu denli yükselmesini saðlayan daha çok laik dindar ayrýþmasýnýn

altýnda gizli olan nedenler. Ak parti mütedeyyin çoðunluðun tanýnma mücadelesinin

sözcüsü ve ekonomik kalkýnma mücadelesinin bir fýrsatýdýr. Ayrýca toplum genç, dinamik

ve sürekli oluþum halinde. Deðiþim ve sýnýf atlama arzusu var. Bu tabansal hareketi iyi

anlayan Ak Parti demokratik deðiþime yönelik siyaset üreterek baþarýlý oldu. Bu da ona

karþý duyulan güveni arttýrdý.

Yine de Ak Partiyi ve sayýn Erdoðan’ý baþlý baþýna tarihten koparýp deðerlendirmek

yanlýþ. Bizde genelde duygusal kýrýlmalar sebebiyle bir kiþi ve faktör üzerinden

geliþmeleri açýklamak yaygýndýr. Oysa ki siyasi geliþmeleri ve oluþumlarý süreklilik

üzerine çok yönlü açýklamak daha gerçekcidir. AK parti aslýnda tarihsel bir geliþimin

ürünüdür. Demokrat Parti ve Anap gibi sað partiler; siyasi merkez ile geniþ halk kitleleri

arasýnda denge kuran, halkýn demokratik istemlerini devlete taþýmayý baþaran aktörlerdir.

Demokrasi tarihimizde bu aktörler güç dengelerini demokratik açýlým ve ekonomik

liberalleþme lehinde deðiþtirmiþlerdir. Merkez sað yalnýzca demokrasi ve iktisadi

liberalizm üzerinden bir siyasi alan açmakla kalmamýþ, ayný zamanda siyasi birikim elde

etmiþtir. Bu birikim Ak parti tarafýndan deruhte edilmiþtir. Milli görüþ hareketinin

ütopyalarýnýn da sorgulandýðý bir yenilenme hareketi Ak partiyi eklektik bir siyasal

hareket yapmýþtýr.

Ayrýca laik kesimler kendi içinde farklýlaþýyor ve bölünüyor. Demokratikleþme ihtiyacýný

kabul eden bir kesim var. Bu da bazý kurumlarý asli sýnýrlarýna çekmeye baþladý.

Türkiye’de Ýktidar Kavgasý var mý ?

Demokrasi sürecinde seçilmiþ temsilcilerin kendisini atanmýþlarýn etkisinden koparmak

istediði bir mücadele var. Muhafazakar ve liberal güçler laik kültür modeliyle islami

sembolleri kaynaþtýrýp büyük kitlelerin desteðini kazanmýþ ve onlarý merkezle

kaynaþtýrmýþtýr. Muhafazakar güçlerin demokratikleþmenin ve iktisadi liberalleþtirmenin

asýl motoru haline gelmesi Türk siyasal hayatýnýn en ilginç özelliðidir.

Ancak laik ve milliyetçi modelin özgüvenini sarsan bu geliþmelerin artmasý, onu giderek

kendini koruyucu ideolojik bir çizgiye çekmiþ, yeni oluþan siyasi kimliklerle didiþip

çatýþmasýný kaçýnýlmaz kýlmýþtýr. Ýktidar ile devlet arasýnda ayrýþma çizgisi büyümüþ ve bu

durum politik sistemde denge ve fren mekanizmalarýnýn sorunlarýný da beraberinde

getirmiþtir. Tepki olarak laik güçler demokrasiyi vesayetinlerinde tutma stratejisini

geliþtirmiþlerdir. Bu geliþme ordu ve yargý gibi devlet´in bazý organlarýnýn özerkleþmesi ile

olmuþtur.

Güç savaþýnýn tam belirginleþmesi Ak partinin iktidara gelmesi ile oldu. Aslýnda 2000´li

yýllarda dindarlarýn siyaset tasavvurlarýnýn deðiþtiðini ve Ak Partinin bir merkez partisi

olmaya baþladýðýný müþahade ediyoruz. Belki, Cumhuriyetin temel ilkelerinin demokrasi

eksenli ve küresel anlamda yorumlamasýyla iki önemli devlet tasavvuru demokratik

muhtevada kaynaþabilirdi. Bu ise toplumda varolan statü, prestij, maddi imkanlarýn

paylaþýlmasý anlamýna geliyordu. Fakat Ak Parti vasiler tarafýndan merkezde

arzulanmayýnca egemenlik savaþý keskinleþmek zorunda kalmýþtýr. Bu gün gelinen

noktada Ak parti açýkca halkýn iradesinin temsilcisi olarak atanmýþlar tarafýndan

denetlenmek istememektedir. Anayasanýn cari iki kaynaklý meþruiyetini sadece halkýn

meþruiyetine indirgemek için referandumlar önemli bir koz haline gelmiþtir.

Referandum sonrasý Türkiye’yi ne bekliyor ?

Türkiye siyasetinin analizini yapmak güçtür. Olgun demokrasilerde raslanmayan

karmaþalar yaþanabilir. Lakin ortada görünen bariz bir gidiþat var. Türk Siyaseti kabuk

deðiþtiriyor. Gelecek yýllarda demokrasinin geliþmesi uðrunda çarpýcý inisiyatifler

beklenebilir.

Yargý tarafsýzlýðýnýn ve hukukun üstünlüðünün olgunlaþacaðýný söylemek mümkün. En

tartýþmalý hususu içte sivilleþme programý oluþturacaktýr. Bu ise ifadesini sivil anayasa

tartýþmalarýnda bulacaktýr. Bu tartýþmalarýn þekillenmesini modern demokrasi anlayýþý

teþkil etse dahi, asýl mihenk taþýný mevcut güç iliþkilerinin deðiþmesi oluþturmaktadýr.

Sonuçta imtiyazlý gruplarýn özel maddi, kültürel statülerini kaybetmesi ve toplumsal

güçlerin pastada payýnýn artmasý sözkonusudur. Laikliðin koruyucusu vasfýyla elitlerin

olaðanüstü statü ve prestijlerinin normalleþmesi demektir. Ýste asýl mücadele bu noktada

yoðunlaþacaktýr.

Anayasa deðiþiklikleri ve temel uyum reformlarý gibi önemli konularda uzlaþý ve

mutabakat tesisi önem kazanacaktýr. Muhalefetin bu sorunlara karþý tutumu ve iktidar ile

iliþkileri meclisin iþleyiþini belirleyecektir. Olasý bir Ak Parti ve muhalefet uzlaþmasý bu

ve sistemin; hukukun üstünlüðü, ordunun sivil denetimi, demokrasinin kurum ve

deðerleriyle geliþtirilmesi yönünde süreci hýzlandýracaktýr . Muhalefet toplumsal talepleri

dýþlayýcý anlayýþýný sürdürürse fýrsatçý tavýrlarý sürecek ve sadece Ak Parti deðiþimin

taþýyýcýsý kalacaktýr.

Ayrýca bürokratik ve askeri seçkinlerin yeni koþullara dair takýnacaðý tutum da önem

kazanacaktýr. Anlaþýlacaðý üzere bu durum, elit kesimden yeni kavramlarla düsünmeyi

gerektiren önemli bir özveri gerektiriyor. Bu kesimlerin buna hazýr olup olmadýðý siyasetin

geleceðini etkileyecektir.

Toplumsal talepleri ve tabaný iyi anlamak lazým. Türkiye’de toplum yapýsý çeþitli öðeler

ekseninde parçalýdýr. Temelde iki Türkiye hikayesi var. Kültür ve iktisat ekseninde

ayrýþmalar, korkular ve endiþeler var. Bu iki Türkiye’yi birleþtirmek çok ulvi ve ayný

zamanda zor bir iþ olacak.

Ýktidar sürecinde Ak Parti baþarýlý bir siyaset tarzý ve modeli ortaya koydu. Türk

siyasetinin içe ve dýþa dönük ana çerçevesini deðiþime sevk etti. Iktisadi alanda olduðu

kadar, siyasi ve kültürel alanda da küreselleþen dünyanýn gereklerine uyum yolunda

mesafeler aldý. Modelin baþarýsýný devam ettirmesi antilaik- laik kamplaþmasýnýn suni

yapýsýný bertaraf edecektir. Sosyal geliþmeler karþýsýnda siyaset merkezi ne cumhuriyetin

baþýndaki gibi katý laiklik, ne de þeriat tassavvuru içeren irtica çerçevesine sýðacaktýr. Ak

parti bu iki kutup arasýnda bir üçüncü alan açmýþtýr. Gelecekte Türk modernleþmesinin

baþarýsý bu hareketin baþarýsýyla ölçülecektir.

Sizce deðiþim projesinde sorunlu konular neler olabilir ?

Genelde olumlu olan bir gidiþat var. Fakat düþünülmesi gereken konularda var.

Birincisi: Ýlk defa devlet eksenli olmayan ve hatta devlet gücünü yaftalayan bir demokratik

tartýþma yaþanýyor. Fakat devletin taþlanmasý üzerinden sivil siyasete alan açmak uzun

vadeli olmamalýdýr. Osmanlý’dan günümüze süreklilik ve varlýk saðlayan devlet geleneði

ve birikimi aslýnda bölgede Türkiye’nin gücünü ve farklýlýðýný saðlayan önemli artý

faktördür. Doðru olan ne devleti yüceltmek ne de hiçe saymaktýr. Devletin toplum üzerine

haksýz gücünün ve iktidarýn süistimalini geriletmek hedef olmalýdýr. Nitekim Almanya

bürokratik iþleyiþin Prusyadan beri en güçlü kurumsallaþtýðý ülkelerden biridir.

Almanya’nýn baþarýsýný saðlayan planlama ve organizasyon kabiliyetleri bu yapýlardan

çýkmýþ ve ülkeyi geliþtirmiþtir. Bunun demokrasiyi engellediði iddia edilemez.

Ýkincisi: Deðiþim süreci yoðun ve sindirilmeden olmaktadýr. Toplumun kýsa sürede bu

kadar temel meselesini tartýþtýðý bir baþka ülke olmadýðýný varsayýyorum. Kanýksamadan

deðiþime tabi tutmak olumlu olmayabilir. Bu durum baþarýlý sentezleri doðurabileceði gibi

toplumsal güveni sarsabilir de. Almanya’da böyle bir süreci hiç düþünemiyorum. Üstelik

toplum projeleri ne kadar elitlerin, ne kadar toplumun ihtiyacýndan çýkýyor bazen

anlamakta güçlük çekiyorum. Toplumlar devamlýlýðýný olmassa olmaz korunmasý gereken

dengeler ile saðlarlar. Ben bunlarýn ne olduðunu bazen anlayamýyorum.

Üçüncüsü: Batý tarzý demokrasi anlayýþýnda bireyci eksen ön plandadýr. Türkiye’de

devletten toplum merkezine doðru bir yürüyüþ doðrudur. Fakat bu birey deðil cemaat

merkezli sine i millet anlayýþýný iþaret ediyor. Yani toplum giderek çoðulcu kollektif

yapýsýyla siyasete yansýyacaktýr. Bu durum meþrep, kültür, bölge, mezhep, ýrk, yöre þehir

gibi ortak kimliklerin baský gücü ile toplumsal dengesizliðe yol açacaktýr. Ortak akýl

bulmada çatýþmalý ve tartýþmalý geliþmeler beklenebilir. Zira bölünmüþlükte diðerini

ötekileþtirmek ve güvensizlik hakimdir. Osmanlýdan beri devlet mekanizmasýnýn tarihsel

geliþmesi, bu kollektif iktidar yapýlarýna tepki þekliyle olmuþtur. Devletin ortak akýl kuran

ve homojenlendiren etkisi kaybolur ise toplumsal hegemonya mücadelesi baþlayacaktýr.

Bu mücadele toplumsal çoðulculuðu arttýrdýðý gibi farklýlýlar üzerinden hegemonya elde

etme güdüsünü doðurur. Yani devlet mitosu baþka açýdan yeniden üretilecektir.

Dördüncüsü: Mutabakat daha da önemli hale gelmektedir. Türkiye’deki deðiþim

çatýþmalarý önleyecek ve giderecek mekanizmalar üretmeyi lüzumlu kýlar. Toplumda

karþýlýklý güven, diyalog ve müsamaha giriþimleri desteklenmelidir. Korkularýn geniþ

mobilisazyonu ve ilkesel süphecilik bu amaca hizmet edemez.

Sonuncusu: Anayasa geleneðinde dikkat edilmesi gereken bir konuda gücün

daðýtýlmamasýdýr. Avrupa ülkelerinde toplumsal yapýlarý katmanlaþmýþ ve biribirinden

farklýlaþmýþ haldedir. Ýktidar mücadeleleri çok yönlü geniþ bir düzlemdedir. Toplumsal

yapýmýzda ara mekanizmalar yerine dikey ve hiyerarþik yükselme daha yaygýndýr. Bu

sistem doðrudan güç çatýþmalara maluldur. Demokratikleþme sürecinde güç daðýtýmý

yataylaþtýrýlmalý ve ademi merkeziyetçilik arttýrýlmalýdýr.

Yenileþme ve deðiþme sürecini taþýyacak olan nedir?

Bu süreç Türkiye Cumhuriyeti’nin mutabakat sorununu çözmek için altýn fýrsattýr. Siyasal

gelecek artýk demokrasinin kurum ve deðerleriyle oturtulmasý ve toplumsal uygulamalarla

derinleþmesi üzerine bina edilebilir. Ancak demokrasi her sorunu çözen týlsýmlý bir

anahtar deðildir. Toplumsal bilinç ve irade oluþumu demokrasiyi anlamlý kýlar. Bundan

sonraki süreç topu toplum tarafýna atmakta ve sorumluluk yüklemektedir.

Bu noktada gerçeklerden kopuk bir gelecek optimizmi yanlýþtýr. Galebe çalmak deðilde,

hak ve adalet ölçülerinde gerçekci bir mutabakat projesi ortaya koymak ve uygulamalar

baþlatmak baþarýnýn anahtarý olacaktýr. Bu ise yapýcý nesnelliði; yani günlük olaylara takýlý

olmaktan ve kiþi odaklý düþünmeden ziyade, derin ve uzun vadeli toplumsal geliþmelere

odaklanmayý gerektirir.

Bu noktadan bakýldýðýnda olumlu gördüðüm noktalar þunlardýr. Türk modernleþmesi

muhafazakar ve islami bir boyut ile kemale ermektedir. Laik-laiklik karþýtý ayrýmýný

geçersizleþtirecek toplumsal mutabakat oluþturma süreci Ak parti iktidarlarý ile iþliyor.

Bilimsel veriler Ýslami gruplarýn ýlýmlýlaþtýðýný ve Türk toplumunun coðulculaþtýðýný

ispatlýyorlar. Islami gruplar laikliðin Avrupa´daki gerçek anlamýnýn savunucusu, laik

kesim onun engelleyicisi durumuna geldi.

Laik kesimde demokrasi kavramý etrafýnda farklýlaþýyor ve yeknesak deðil. Türkiye’de

geliþimi mümkün kýlan bir geliþme de bu deðiþimdir.

Ak Parti iktidarý baþarýlý bir ekonomik kalkýnma modelini ortaya koymaktadýr. Ekonomik

istikrarýn yanýsýra istihdam saðlanmasý halinde model baþarýsýný giderek arttýracaktýr.

Referandumla gelen süreç, toplumun kültürel kavramlar etrafýnda bölünmüþlükten çýkýþ

yolunun siyasal sistemin daha da demokratikleþmesinde yattýðýnýn altýný çiziyor.

Kavranmasý gereken þey, demokrasinin bir elit projesi olmayýp geniþ halk tabanlý katýlým

gerektirdiðidir. Türk siyaseti kendi toplumunun dinamiklerine, kendi insanlarýna

güvenmesini öðrenmelidir. Demokrasi bir güven rejimidir. Kendine ve baþkasýna

güvenmek bu rejimin mihenk taþýdýr.

Bu baðlamda Avrupa Birliðinin samimi desteði Türkiye için çok büyük önem taþýyor.

Türkiye’de demokrasinin baþarýsý ayrýþmalarda deðil, saðduyuda, kendine güvende,

özeleþtiride ve toplumsal barýþta yatar. Önemli olan kýsýr döngüleri parlak bir ülke

geleceði için aþmaktýr.

 

Dr. Yýlmaz Bulut

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Dein Kommentar

Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.

Gast
Auf dieses Thema antworten...

×   Du hast formatierten Text eingefügt.   Formatierung jetzt entfernen

  Nur 75 Emojis sind erlaubt.

×   Dein Link wurde automatisch eingebettet.   Einbetten rückgängig machen und als Link darstellen

×   Dein vorheriger Inhalt wurde wiederhergestellt.   Editor leeren

×   Du kannst Bilder nicht direkt einfügen. Lade Bilder hoch oder lade sie von einer URL.

×
×
  • Neu erstellen...