derguiz Geschrieben 13. September 2010 Teilen Geschrieben 13. September 2010 tamam ist buu demokrasi´´´´´´´´´´bakalim gandiler kemalistler ne planlar yapacakalar....neyse hayirlisi olsun... Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Webmaster Geschrieben 16. September 2010 Autor Teilen Geschrieben 16. September 2010 Eylül Anayasa hanýmefendi Hakk'ýn rahmetine kavuþmuþtur ! Hayatýnýn baharýnda 12.09.2010 günü gencecik 30 yaþýnda hayata gözlerini yuman Eylül Anayasa'yý kaybettik. Merhumenin naaþý "Ankara Cunta ve Darbe Sevenler Derneði" yakýnýnda bulunan Gayyâ Deresi Aslî Mezarlýðý'na defnedilecektir. Merhumenin Amerikali yakýn akrabalarýndan olan Government Garden, Mature Sword, East Rice ve Edgedsword Fairy taziyeleri cenaze namazýný müteakip kabul edeceklerdir. Cânî merhumeye Allah'tan gazab, yakýnlarýna iz'an ve sevenlerine de acil feraset diliyorum. Allah Rahmet Eylesin... Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Nur Efsan Geschrieben 16. September 2010 Teilen Geschrieben 16. September 2010 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
genchizmet50 Geschrieben 17. September 2010 Teilen Geschrieben 17. September 2010 ANAYASA DEĞİŞTÄ° AMA 2 YIL BEKLEYECEKSÄ°NÄ°Z Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi referandumunda, özellikle evet oyu kullananlar ÅŸaşırmaya hazır olsun. Anayasa’ya yeni bir hüküm eklendi. YurttaÅŸlar, kiÅŸisel davalarını bireysel baÅŸvuru hakkını kullanarak Anayasa Mahkemesine götürme hakkı kazandı. Millet de bunu gerçek zannetti. Dün referandum bitti, eline dilekçeyi alan Anayasa Mahkemesi’ne koÅŸtu. Yüksek Mahkeme de açıklama yaptı. Açıklamanın özü ÅŸu: “Bize gelmeyin. Dilekçenizi kabul edemeyiz. Bireysel baÅŸvuru yapma hakkınız henüz doÄŸmadı.†Çünkü… Bireysel baÅŸvurular için “alt mevzuat henüz hazır deÄŸilâ€. Bunun için de 2 yıl beklenecek. Yani bireysel baÅŸvuru yapmaya meraklı yurttaÅŸların, bugün deÄŸil 2012 yılında Anayasa Mahkemesi’ne gitmesi gerekiyor. Yüksek Mahkemenin açıklamasını aynen yayınlıyoruz: “7.5.2010 tarih ve 5982 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde DeÄŸiÅŸiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 18. maddesiyle Anayasanın 148. maddesinde deÄŸiÅŸiklik yapılarak bireysel baÅŸvuruları karara baÄŸlamak Mahkememizin görevleri arasına ilave edilmiÅŸtir. Ancak aynı Kanun’un 25. maddesiyle Anayasaya eklenen geçici 18. maddesinde bireysel baÅŸvuruya iliÅŸkin gerekli düzenlemelerin iki yıl içinde tamamlanacağı ve uygulama kanununun yürürlüğe girdiÄŸi tarihten itibaren bireysel baÅŸvuruların kabul edileceÄŸi belirtilmiÅŸtir. Mevzuat hükümleri bu yönde olmasına raÄŸmen anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸine iliÅŸkin referandumun yapıldığı 12.09.2010 tarihinden itibaren vatandaÅŸlarımız tarafından Mahkememize bireysel baÅŸvuru adı altında dilekçelerin gönderildiÄŸi görülmektedir. Belirtilen düzenlemeler karşısında gerekli yasal düzenlemeler yapılmadan Mahkememizin bireysel baÅŸvuruları kabul ederek incelemesine olanak bulunmamaktadır. Buna raÄŸmen yapılan ve yapılacak baÅŸvurular gereksiz yazışmalara neden olacağından bu yöndeki baÅŸvurular için gerekli düzenlemelerin yapılmasının ve uygulama kanununun yürürlüğe girmesinin beklenmesi hususu kamuoyuna saygıyla ve önemle duyurulur.†Odatv.com Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Webmaster Geschrieben 22. September 2010 Autor Teilen Geschrieben 22. September 2010 Referandum Sonuçlarý Türkiye‘de Kültür Tuzaðýný Aþmak için bir Fýrsat! Referandum sürecini nasýl deðerlendiriyorsunuz ? Sürecin siyasallaþmasýndan ziyade deðiþimin içeriði tartýþýlmalýydý. Bu süreç bana þunlarý gösterdi : Birincisi: Dünya’da ve Türkiye’de yaþanan çok hýzlý geliþmeler cari vesayet rejiminin meþruiyet zeminini kaldýrdý. Tarihte ilk defa Türk toplumu kendini ilgilendiren anayasa deðiþikliði üzerine tartýþtý. Ýkincisi: Bu durum toplumsal bilinçlenmeyi lüzumlu ve ülkenin geleceði hakkýnda soðukkanlý deðerlendirmeleri gerekli kýlýyordu. Çünkü Anayasa deðiþiklikleri lafzýndan daha çok ruh ve bilinç deðiþimidir. Fakat bu olgunun yeterince idrak edilmediðini gözlemledim. Üçüncüsü: Partiler tarafýndan deðiþiklik paketi bir veri olmaktan ziyade, iktidar mücadelesinin bir yöntemi olarak görüldü. Ak Parti bu yönde çaba harcasa da muhalefet buna fýrsat tanýnmadý. Paket neticede siyah ve beyaz; evet ve hayýr siyaset daralmasýna endekslendi. Süreç hükümete güven oyu kampanyasý haline getirildi. Dördüncüsü : Seçmenin toplumsal, siyasi ve iktisadi mülahazalarý yerine, ideolojik tercih, korku ve endiþelerini ön pana aldýðý ve de kestir at mantýðýnýn iþlettiði bir oylama oldu. Referandum sonucunu nasýl deðerlendiriyorsunuz ? Kültür tuzaðýný aþmak için bir fýrsatý ve siyasal kültürümüzde yenilenmenin baþlangýç noktasý olarak görüyorum. Siyasal týkanmanýn demokrasi istikametinde aþýlmasýnda önemli bir hýzlandýran etkisi yapacaktýr. Gelecek seçimlerin merkezine Türkiye’nin demokratikleþmesi ve yenileþmesi oturacaktýr. Bu ibre artýk siyasetin aþaðýdan yukarý doðru þekillenmesini iþaret ediyor. Partiler topluma yönelecek ve kendini yenileyecek ve Partiler yasasý deðiþecektir. Topluma dayalý yeni gelecek vizyonlarý oluþacaktýr. Fakat gelecek siyasal süreci etkileyecek önemli çeliþkiler de var. Türkiye AB kriterlerine yaklaþtýkça toplumsal kutuplaþmalar derinleþiyor. Yerel seçimlerle baþlayan bu süreç Batý ve Doðu farklýlaþmasýný derinleþtiriyor. Bunu demokrasi (deðiþim) yanlýlarý ve karþýtlarý olarak düþünmek hatalýdýr. Zira batý illerinde demokrasiyi ve demokratik kültürü kurum ve ilkeleriyle oturtmak yapýsal olarak daha kolaydýr kanýsýndayým. Referanduma hayýr oyu çýkmasýný iyi okumak lazým. Bunun yaþam tarzýný korumak ve milli hassasiyet göstermenin ötesine geçen anlamý var. Kökten toplumsal deðiþimde ortak akýl ve rýza aramak çok önemlidir. Bu arayýþ parlak geleceðimizi kuracaktýr. Farklýlýk saflarýný daha da sýklaþtýrmak bir çözüm üretmez. Boykot kararýnýn doðu illerinde etkili oluþu da önemsenecek bir olgu. Geçen yerel seçimleri de düþünürsek bölgede PKK ve BDP’nin etkisinin büyük olduðu aþikar. Bu demokrasinin bir araç olarak algýlandýðýnýn göstergesidir. Demokratik dönüþümün en önemli bileþkesi kürt sorununun çözülmesidir. Eðer bölge halký demokrasiyi araç olarak görenleri samimi olarak bertaraf etmesse konu çözülemez. Ýç anadoluda ise Milliyetçi Hareket Partisi muhafazakar seçmeninin Ak partiye geçiþliliði anlaþýlmýþ oldu. Fakat bölge halký milliyetçi tepki yerine basiret sahibi olduðunu göstermiþtir. Bir diðer olgu Ak partinin tabanýný saðlamlaþtýrmada takip ettiði ana siyaset çizgisinin doðru olduðudur. Ýyi Anayasa deðiþikliði nasýl deðerlendirilir? Norm kalitesi ve toplumsal mutabakat çerçevelerinden deðerlendirilebilir. Sorunsuz Anayasalar insan hak ve özgürlükleri, hukukun üstünlüðü, güçler ayrýlýðý, demokrasi, eþitlik, sosyal barýþ gibi olmasý gereken, seviyesi uluslararasý standartlarla belirlenen genel hukuk ilkelerini toplumsal talep ve ihtiyaçlarla kaynaþtýran toplum sözleþmeleridir. Bunun iki önemli istikameti toplumsal kesimlerin rýzasýný almak ve uluslararasý hukuk normlarýný tutturmaktýr. Somut olarak Türkiye’de Anayasa deðiþikliðini AB kriterleri ve deðiþen toplumsal talep ve ihtiyaçlar zorlamaktadýr ve de ayný zamanda anlamlý kýlmaktadýr. Sadece hukuk tekniði açýsýndan güzel bir metin oluþturmak kadar Anayasanýn nasýl algýlandýðý ve hangi zihniyetle iþletildiði de mühimdir. Yaþanýlan toplumsal gerçeklerden ve hukuki süreçlerden Anayasa ruhu ve birey þuuru üretilmelidir. Bu bir kültür tecrübesidir. Anayasa tarihimiz ve deneyimlerimiz dikkate alýndýðýnda bu kültür adým adým olgunlaþmaktadýr. Kültür Tuzaðýndan neyi kasdediyorsunuz ? Kültürel konular etrafýnda týkanmayý iþaret ediyorum. Türk modernleþmesi öncelikle devlet temelli bir kültür modelidir. Cumhuriyet yeknesak laik bir ulus kimliði üzerine inþaa edilmiþtir. Toplumsal kökleri hayli zayýf olan bu proje kendi hedeflerine iktidar alaný üretebildiði oranda geçerli ve baþarýlý olabilirdi. Geçmis bir tehlike, gelecek bir mitos olduðu sürece meþruiyet taþýrdý. Devlet kurumlarý aracýlýðýyla kendi söylemini insanlarýn bilinçlerine aþýlayabildiði ve onlarý belirlediði oranda kültürel baþarý saðlanabilirdi. Bu kültür atýlýmý, siyasi merkez ile toplumun büyük katmalarý arasýnda farklýlýk üzerine dayanmak zorundaydý. Dolayýsýyla modernleþme çabasý demokratikleþmeyle çeliþir halde doðdu. Kendine örnek olan Batý ülkerinde bu tür kültür deðiþimleri, geniþ halk kitlelerinin kültürel devamlýlýðýný sekteye uðratmadýðý gibi, aksine bir zorunluluk olarak doðmuþtur. Özellikle 1950 sonrasý yapýsal demokrasi dýþ ve iç koþullarýn iktidar merkezini zorlamasýyla bir zorunluluk olarak doðmuþ ve giderek laiklik ve islam etrafýnda bölünen iki toplum ve siyaset projesini ve bununla güç savaþýný beraberinde getirmiþtir. Kurulan sistem beka mücadelesine girmiþ, devlet ile hükümet farklýlaþmýþ ve devletin özerkleþmesi ortaya çýkmýþtýr. Siyasal sistemin meþruiyet kaynaðý siyasi bürokratik elitin taþýdýðý proje ile demokrasi ilkesi arasýnda çatallaþmýþtýr. Toplumsal alanda farklýlýk mücadeleleri önce bastýrýlmýþ, sonra paralel yürümüþ ve en sonda güçlenerek altarnatif modernleþmeyi oluþturmuþtur. 1998’lerde ise çatýþma yoðunlaþmýþtýr. Yani Ülke Kapana mý Takýlmýþtý ? Evet, kültür mücadelesi kültür tuzaðýna dönüþmüþtür. Böyle bir tuzaktan olumlu dönüþümlerle kýsa vadede çýkmayý baþarmak eþine nadir rastlanan bir durumdur. Türkiye þu an bunu yapýyor kanýsýndayým. Bu bir olgunluk amaresidir. Üç yýl öncesi dahi böyle bir referandum olacaðýna inanamazdýk deðil mi ? Hatýrlanacaðý üzere meclis eliyle yürütülen demokratik sürecin önü demokratik olmayan müdahalelerle kesilmisti. Derbe hassasiyetinin toplumsal ve siyasi aktörlerin elinde nasýl oyuncak olduguna þahit olduk. Ana muhalefet partisi CHP baþta olmak üzere, sivil güçlerin önderliðinde demokratik siyaset sekteye uðratýldý. Bazý partilerin elinde devletçi ve ulusalcý söylemler oyuncak oldu. Anayasa Mahkemesi kendini parlemanto yerine koydu ve hukuki açýdan epey çeliþkili olan siyasi kararlar aldý. Devletin kilit bürokratik kesimlerinin tutumu da bunlara eklendi. Fakat eski bir oyunun yeni þartlarda güncelleþmesinin sonucu artýk deðiþti: Türk siyasal tarihinde ilk defa bir iktidar partisi oylarýný büyük oranda arttýrarak iktidarýný yeniledi. Benzeri sonuçlar bir çok seçimde tekrarlandý. Hatta bu referumda da evet çýkmasýnda belirliyici öðe aslýnda Ak Parti iktidarýna duyulan güven oldu. Ýç anadoluda evet oylarýný yüksekliðini bununla açýklamak gerekiyor. Peki Ak Parti Hükümetleri neden baþarýlý oldu? Bunun ardýnda pek çok neden yatýyor. Bir tarafýný sayýn Erdoðan’ýn liderlik vasfý, toplumun istikrar özlemi, proðrama dayalý güçlü bir muhalefetin bulunmayýþý, Ak Parti’nin dindarlarýn desteðini almasý, ekonomik baþarý ve parti kadrolusunun mahirliði oluþturuyor. Ancak oy oranýný bu denli yükselmesini saðlayan daha çok laik dindar ayrýþmasýnýn altýnda gizli olan nedenler. Ak parti mütedeyyin çoðunluðun tanýnma mücadelesinin sözcüsü ve ekonomik kalkýnma mücadelesinin bir fýrsatýdýr. Ayrýca toplum genç, dinamik ve sürekli oluþum halinde. Deðiþim ve sýnýf atlama arzusu var. Bu tabansal hareketi iyi anlayan Ak Parti demokratik deðiþime yönelik siyaset üreterek baþarýlý oldu. Bu da ona karþý duyulan güveni arttýrdý. Yine de Ak Partiyi ve sayýn Erdoðan’ý baþlý baþýna tarihten koparýp deðerlendirmek yanlýþ. Bizde genelde duygusal kýrýlmalar sebebiyle bir kiþi ve faktör üzerinden geliþmeleri açýklamak yaygýndýr. Oysa ki siyasi geliþmeleri ve oluþumlarý süreklilik üzerine çok yönlü açýklamak daha gerçekcidir. AK parti aslýnda tarihsel bir geliþimin ürünüdür. Demokrat Parti ve Anap gibi sað partiler; siyasi merkez ile geniþ halk kitleleri arasýnda denge kuran, halkýn demokratik istemlerini devlete taþýmayý baþaran aktörlerdir. Demokrasi tarihimizde bu aktörler güç dengelerini demokratik açýlým ve ekonomik liberalleþme lehinde deðiþtirmiþlerdir. Merkez sað yalnýzca demokrasi ve iktisadi liberalizm üzerinden bir siyasi alan açmakla kalmamýþ, ayný zamanda siyasi birikim elde etmiþtir. Bu birikim Ak parti tarafýndan deruhte edilmiþtir. Milli görüþ hareketinin ütopyalarýnýn da sorgulandýðý bir yenilenme hareketi Ak partiyi eklektik bir siyasal hareket yapmýþtýr. Ayrýca laik kesimler kendi içinde farklýlaþýyor ve bölünüyor. Demokratikleþme ihtiyacýný kabul eden bir kesim var. Bu da bazý kurumlarý asli sýnýrlarýna çekmeye baþladý. Türkiye’de Ýktidar Kavgasý var mý ? Demokrasi sürecinde seçilmiþ temsilcilerin kendisini atanmýþlarýn etkisinden koparmak istediði bir mücadele var. Muhafazakar ve liberal güçler laik kültür modeliyle islami sembolleri kaynaþtýrýp büyük kitlelerin desteðini kazanmýþ ve onlarý merkezle kaynaþtýrmýþtýr. Muhafazakar güçlerin demokratikleþmenin ve iktisadi liberalleþtirmenin asýl motoru haline gelmesi Türk siyasal hayatýnýn en ilginç özelliðidir. Ancak laik ve milliyetçi modelin özgüvenini sarsan bu geliþmelerin artmasý, onu giderek kendini koruyucu ideolojik bir çizgiye çekmiþ, yeni oluþan siyasi kimliklerle didiþip çatýþmasýný kaçýnýlmaz kýlmýþtýr. Ýktidar ile devlet arasýnda ayrýþma çizgisi büyümüþ ve bu durum politik sistemde denge ve fren mekanizmalarýnýn sorunlarýný da beraberinde getirmiþtir. Tepki olarak laik güçler demokrasiyi vesayetinlerinde tutma stratejisini geliþtirmiþlerdir. Bu geliþme ordu ve yargý gibi devlet´in bazý organlarýnýn özerkleþmesi ile olmuþtur. Güç savaþýnýn tam belirginleþmesi Ak partinin iktidara gelmesi ile oldu. Aslýnda 2000´li yýllarda dindarlarýn siyaset tasavvurlarýnýn deðiþtiðini ve Ak Partinin bir merkez partisi olmaya baþladýðýný müþahade ediyoruz. Belki, Cumhuriyetin temel ilkelerinin demokrasi eksenli ve küresel anlamda yorumlamasýyla iki önemli devlet tasavvuru demokratik muhtevada kaynaþabilirdi. Bu ise toplumda varolan statü, prestij, maddi imkanlarýn paylaþýlmasý anlamýna geliyordu. Fakat Ak Parti vasiler tarafýndan merkezde arzulanmayýnca egemenlik savaþý keskinleþmek zorunda kalmýþtýr. Bu gün gelinen noktada Ak parti açýkca halkýn iradesinin temsilcisi olarak atanmýþlar tarafýndan denetlenmek istememektedir. Anayasanýn cari iki kaynaklý meþruiyetini sadece halkýn meþruiyetine indirgemek için referandumlar önemli bir koz haline gelmiþtir. Referandum sonrasý Türkiye’yi ne bekliyor ? Türkiye siyasetinin analizini yapmak güçtür. Olgun demokrasilerde raslanmayan karmaþalar yaþanabilir. Lakin ortada görünen bariz bir gidiþat var. Türk Siyaseti kabuk deðiþtiriyor. Gelecek yýllarda demokrasinin geliþmesi uðrunda çarpýcý inisiyatifler beklenebilir. Yargý tarafsýzlýðýnýn ve hukukun üstünlüðünün olgunlaþacaðýný söylemek mümkün. En tartýþmalý hususu içte sivilleþme programý oluþturacaktýr. Bu ise ifadesini sivil anayasa tartýþmalarýnda bulacaktýr. Bu tartýþmalarýn þekillenmesini modern demokrasi anlayýþý teþkil etse dahi, asýl mihenk taþýný mevcut güç iliþkilerinin deðiþmesi oluþturmaktadýr. Sonuçta imtiyazlý gruplarýn özel maddi, kültürel statülerini kaybetmesi ve toplumsal güçlerin pastada payýnýn artmasý sözkonusudur. Laikliðin koruyucusu vasfýyla elitlerin olaðanüstü statü ve prestijlerinin normalleþmesi demektir. Ýste asýl mücadele bu noktada yoðunlaþacaktýr. Anayasa deðiþiklikleri ve temel uyum reformlarý gibi önemli konularda uzlaþý ve mutabakat tesisi önem kazanacaktýr. Muhalefetin bu sorunlara karþý tutumu ve iktidar ile iliþkileri meclisin iþleyiþini belirleyecektir. Olasý bir Ak Parti ve muhalefet uzlaþmasý bu ve sistemin; hukukun üstünlüðü, ordunun sivil denetimi, demokrasinin kurum ve deðerleriyle geliþtirilmesi yönünde süreci hýzlandýracaktýr . Muhalefet toplumsal talepleri dýþlayýcý anlayýþýný sürdürürse fýrsatçý tavýrlarý sürecek ve sadece Ak Parti deðiþimin taþýyýcýsý kalacaktýr. Ayrýca bürokratik ve askeri seçkinlerin yeni koþullara dair takýnacaðý tutum da önem kazanacaktýr. Anlaþýlacaðý üzere bu durum, elit kesimden yeni kavramlarla düsünmeyi gerektiren önemli bir özveri gerektiriyor. Bu kesimlerin buna hazýr olup olmadýðý siyasetin geleceðini etkileyecektir. Toplumsal talepleri ve tabaný iyi anlamak lazým. Türkiye’de toplum yapýsý çeþitli öðeler ekseninde parçalýdýr. Temelde iki Türkiye hikayesi var. Kültür ve iktisat ekseninde ayrýþmalar, korkular ve endiþeler var. Bu iki Türkiye’yi birleþtirmek çok ulvi ve ayný zamanda zor bir iþ olacak. Ýktidar sürecinde Ak Parti baþarýlý bir siyaset tarzý ve modeli ortaya koydu. Türk siyasetinin içe ve dýþa dönük ana çerçevesini deðiþime sevk etti. Iktisadi alanda olduðu kadar, siyasi ve kültürel alanda da küreselleþen dünyanýn gereklerine uyum yolunda mesafeler aldý. Modelin baþarýsýný devam ettirmesi antilaik- laik kamplaþmasýnýn suni yapýsýný bertaraf edecektir. Sosyal geliþmeler karþýsýnda siyaset merkezi ne cumhuriyetin baþýndaki gibi katý laiklik, ne de þeriat tassavvuru içeren irtica çerçevesine sýðacaktýr. Ak parti bu iki kutup arasýnda bir üçüncü alan açmýþtýr. Gelecekte Türk modernleþmesinin baþarýsý bu hareketin baþarýsýyla ölçülecektir. Sizce deðiþim projesinde sorunlu konular neler olabilir ? Genelde olumlu olan bir gidiþat var. Fakat düþünülmesi gereken konularda var. Birincisi: Ýlk defa devlet eksenli olmayan ve hatta devlet gücünü yaftalayan bir demokratik tartýþma yaþanýyor. Fakat devletin taþlanmasý üzerinden sivil siyasete alan açmak uzun vadeli olmamalýdýr. Osmanlý’dan günümüze süreklilik ve varlýk saðlayan devlet geleneði ve birikimi aslýnda bölgede Türkiye’nin gücünü ve farklýlýðýný saðlayan önemli artý faktördür. Doðru olan ne devleti yüceltmek ne de hiçe saymaktýr. Devletin toplum üzerine haksýz gücünün ve iktidarýn süistimalini geriletmek hedef olmalýdýr. Nitekim Almanya bürokratik iþleyiþin Prusyadan beri en güçlü kurumsallaþtýðý ülkelerden biridir. Almanya’nýn baþarýsýný saðlayan planlama ve organizasyon kabiliyetleri bu yapýlardan çýkmýþ ve ülkeyi geliþtirmiþtir. Bunun demokrasiyi engellediði iddia edilemez. Ýkincisi: Deðiþim süreci yoðun ve sindirilmeden olmaktadýr. Toplumun kýsa sürede bu kadar temel meselesini tartýþtýðý bir baþka ülke olmadýðýný varsayýyorum. Kanýksamadan deðiþime tabi tutmak olumlu olmayabilir. Bu durum baþarýlý sentezleri doðurabileceði gibi toplumsal güveni sarsabilir de. Almanya’da böyle bir süreci hiç düþünemiyorum. Üstelik toplum projeleri ne kadar elitlerin, ne kadar toplumun ihtiyacýndan çýkýyor bazen anlamakta güçlük çekiyorum. Toplumlar devamlýlýðýný olmassa olmaz korunmasý gereken dengeler ile saðlarlar. Ben bunlarýn ne olduðunu bazen anlayamýyorum. Üçüncüsü: Batý tarzý demokrasi anlayýþýnda bireyci eksen ön plandadýr. Türkiye’de devletten toplum merkezine doðru bir yürüyüþ doðrudur. Fakat bu birey deðil cemaat merkezli sine i millet anlayýþýný iþaret ediyor. Yani toplum giderek çoðulcu kollektif yapýsýyla siyasete yansýyacaktýr. Bu durum meþrep, kültür, bölge, mezhep, ýrk, yöre þehir gibi ortak kimliklerin baský gücü ile toplumsal dengesizliðe yol açacaktýr. Ortak akýl bulmada çatýþmalý ve tartýþmalý geliþmeler beklenebilir. Zira bölünmüþlükte diðerini ötekileþtirmek ve güvensizlik hakimdir. Osmanlýdan beri devlet mekanizmasýnýn tarihsel geliþmesi, bu kollektif iktidar yapýlarýna tepki þekliyle olmuþtur. Devletin ortak akýl kuran ve homojenlendiren etkisi kaybolur ise toplumsal hegemonya mücadelesi baþlayacaktýr. Bu mücadele toplumsal çoðulculuðu arttýrdýðý gibi farklýlýlar üzerinden hegemonya elde etme güdüsünü doðurur. Yani devlet mitosu baþka açýdan yeniden üretilecektir. Dördüncüsü: Mutabakat daha da önemli hale gelmektedir. Türkiye’deki deðiþim çatýþmalarý önleyecek ve giderecek mekanizmalar üretmeyi lüzumlu kýlar. Toplumda karþýlýklý güven, diyalog ve müsamaha giriþimleri desteklenmelidir. Korkularýn geniþ mobilisazyonu ve ilkesel süphecilik bu amaca hizmet edemez. Sonuncusu: Anayasa geleneðinde dikkat edilmesi gereken bir konuda gücün daðýtýlmamasýdýr. Avrupa ülkelerinde toplumsal yapýlarý katmanlaþmýþ ve biribirinden farklýlaþmýþ haldedir. Ýktidar mücadeleleri çok yönlü geniþ bir düzlemdedir. Toplumsal yapýmýzda ara mekanizmalar yerine dikey ve hiyerarþik yükselme daha yaygýndýr. Bu sistem doðrudan güç çatýþmalara maluldur. Demokratikleþme sürecinde güç daðýtýmý yataylaþtýrýlmalý ve ademi merkeziyetçilik arttýrýlmalýdýr. Yenileþme ve deðiþme sürecini taþýyacak olan nedir? Bu süreç Türkiye Cumhuriyeti’nin mutabakat sorununu çözmek için altýn fýrsattýr. Siyasal gelecek artýk demokrasinin kurum ve deðerleriyle oturtulmasý ve toplumsal uygulamalarla derinleþmesi üzerine bina edilebilir. Ancak demokrasi her sorunu çözen týlsýmlý bir anahtar deðildir. Toplumsal bilinç ve irade oluþumu demokrasiyi anlamlý kýlar. Bundan sonraki süreç topu toplum tarafýna atmakta ve sorumluluk yüklemektedir. Bu noktada gerçeklerden kopuk bir gelecek optimizmi yanlýþtýr. Galebe çalmak deðilde, hak ve adalet ölçülerinde gerçekci bir mutabakat projesi ortaya koymak ve uygulamalar baþlatmak baþarýnýn anahtarý olacaktýr. Bu ise yapýcý nesnelliði; yani günlük olaylara takýlý olmaktan ve kiþi odaklý düþünmeden ziyade, derin ve uzun vadeli toplumsal geliþmelere odaklanmayý gerektirir. Bu noktadan bakýldýðýnda olumlu gördüðüm noktalar þunlardýr. Türk modernleþmesi muhafazakar ve islami bir boyut ile kemale ermektedir. Laik-laiklik karþýtý ayrýmýný geçersizleþtirecek toplumsal mutabakat oluþturma süreci Ak parti iktidarlarý ile iþliyor. Bilimsel veriler Ýslami gruplarýn ýlýmlýlaþtýðýný ve Türk toplumunun coðulculaþtýðýný ispatlýyorlar. Islami gruplar laikliðin Avrupa´daki gerçek anlamýnýn savunucusu, laik kesim onun engelleyicisi durumuna geldi. Laik kesimde demokrasi kavramý etrafýnda farklýlaþýyor ve yeknesak deðil. Türkiye’de geliþimi mümkün kýlan bir geliþme de bu deðiþimdir. Ak Parti iktidarý baþarýlý bir ekonomik kalkýnma modelini ortaya koymaktadýr. Ekonomik istikrarýn yanýsýra istihdam saðlanmasý halinde model baþarýsýný giderek arttýracaktýr. Referandumla gelen süreç, toplumun kültürel kavramlar etrafýnda bölünmüþlükten çýkýþ yolunun siyasal sistemin daha da demokratikleþmesinde yattýðýnýn altýný çiziyor. Kavranmasý gereken þey, demokrasinin bir elit projesi olmayýp geniþ halk tabanlý katýlým gerektirdiðidir. Türk siyaseti kendi toplumunun dinamiklerine, kendi insanlarýna güvenmesini öðrenmelidir. Demokrasi bir güven rejimidir. Kendine ve baþkasýna güvenmek bu rejimin mihenk taþýdýr. Bu baðlamda Avrupa Birliðinin samimi desteði Türkiye için çok büyük önem taþýyor. Türkiye’de demokrasinin baþarýsý ayrýþmalarda deðil, saðduyuda, kendine güvende, özeleþtiride ve toplumsal barýþta yatar. Önemli olan kýsýr döngüleri parlak bir ülke geleceði için aþmaktýr. Dr. Yýlmaz Bulut Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.