Webmaster Geschrieben Mittwoch um 11:28 Teilen Geschrieben Mittwoch um 11:28 Namaz vakti girmeyen bölgeler Dünyanın bazı bölgelerinde namaz vakitleri normal şekilde oluşmaz. Kuzey Avrupa’da, hatta Almanya’nın bazı bölgelerinde yılın belli dönemlerinde güneşin doğuşu ve batışı alışıldık şekilde gerçekleşmez. Bu durum inkâr edilen bir mesele değildir. Tartışma esasen şuradadır. Namaz vakti hiç girmediğinde Müslüman namazla yükümlü müdür? Tarihî Tartışmalar Bu mesele yeni değildir. 11. yüzyılda dahi İslam âlimleri bu konuyu ele almışlardır. Hanefî kaynaklarında bu meseleye dair kayıtlar bulunur. Çoğunluğun görüşü açıktır. Namaz her hâlükârda kılınmalıdır. Çözüm yolu olarak ise en yakın yirmi dört saatlik gün düzenine sahip bölgeye bakılması gerektiği ifade edilmiştir. Böylece vakit, takdir edilerek belirlenir ve Müslüman namaz borcunu yerine getirir. Deccal Hadisi Hz. Peygamber’in hadislerinde bu meseleye ışık tutan bir rivayet vardır. Deccal hadisi olarak bilinen rivayette Efendimiz, “Deccal yeryüzünde 40 gün kalacaktır. Bu kırk günün bir günü bir yıl gibi, bir günü bir ay gibi, bir günü bir hafta gibi, diğer günleri ise normal günleriniz gibi olacaktır” buyurmuştur. Ashab bu söz üzerine uzun günlerde bir günlük namazın yeterli olup olmayacağını sormuştur. Peygamberimiz buna, “Hayır, bir günlük namaz yeterli değildir. Namaz vakitlerini takdir edersiniz” cevabını vermiştir (Müslim, Kitabu’l-Fiten ve Eşrâtu’s-Sâat, 20). Bu hadis, vakitlerin fiilen oluşmadığı yerlerde dahi namazın terk edilmeyeceğini açıkça göstermektedir. İlâhî Emir ve Vakit Meselesi Yer ve güneşin konumundan dolayı bazı bölgelerde vakitler fiilen girmese de namaz farz olmaktan çıkmaz. Çünkü namaz yalnızca astronomik bir hadise değildir. Namaz, kulluğun ve şükrün ifadesidir. Her ne kadar namazın sebebi vakit olarak görülse de asıl illet, Allah’ın emridir. Allah “Namaz kılınız” diye buyurmuştur. Dolayısıyla her Müslüman günde beş vakit namazla sorumludur. Oruç ve Teyemmüm Örneği Namazın bu şekilde takdir edilmesi başka ibadetlerde de karşımıza çıkar. Mesela oruçta da benzer bir durum vardır. Güneşin haftalarca batmadığı bölgelerde Müslümanlar iki hafta boyunca hiç iftar etmeden oruç tutmazlar. Onlar da vakitleri takdir eder ve buna göre hareket ederler. Aynı şey abdestte de geçerlidir. Abdestin rüknü sudur. Fakat suyun bulunmadığı yerde teyemmüm yapılır. Böylece hükmün esası korunmuş olur. Sonuç Bütün bu deliller şunu ortaya koyar. Namaz vakti fiilen girmese bile Müslüman namazını kılmakla mükelleftir. Tarihî kaynaklar, hadisler ve fıkhî örnekler bu görüşü desteklemektedir. Namaz kulluğun merkezinde yer alan bir ibadettir. Müslüman hangi şartta olursa olsun, takdir edilen vakitlerle ibadetini yerine getirmek zorundadır. Bu yaklaşım hem naslara uygundur hem de ibadetin ruhunu muhafaza eder. Cemil Şahinöz Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.