Webmaster Geschrieben 24. September 2010 Teilen Geschrieben 24. September 2010 "Atatürk" soyadi nereden geldi? Soyadý Kànunu çýktýktan sonra, "Atatürk" soyadýnýn M. Kemal'e verilmesi Meclis tarafýndan kabul edildi. (24 Kasým 1934) Bu yöndeki teklifin sahibi, ayný zamanda Baþbakan olan Ýsmet Paþadýr. Çok kýsa bir süre sonra da, "Atatürk" soyadýnýn M. Kemal'den baþkasýna verilemeyeceðine dair (2587 sayýlý) özel bir kànun çýkartýldý. Ýsmet'in jestine iki gün sonra (26 Kasým) benzer bir jestle karþýlýk veren M. Kemal ise, ona "Ýnönü" soyadýný uygun gördüðünü açýkladý.... Buraya kadar sýraladýðýmýz bilgilere, resmî olsun, gayr–ý resmî olsun, kaynaklarýn hemen tamamýnda rastlamak mümkün. "Resmî görüþ"le uyuþmayan ve gayr–ý resmî kaynaklarda yer alan konuyla ilgili netameli diðer bazý bilgiler ise þöyle: "Atatürk" soyadýný ilk keþfeden ve bunu M. Kemal için uygun görüp ilk teklif eden kiþi, ayný zamanda Türk Dili Kurumu yöneticisi de olan Agop Martayan (Dilaçar) isimli Ermeni vatandaþtýr. Bu soy adýna uygun bir imza için yapýlan kaligrafi çalýþmasýnýn sahibi ise, Agop'un yakýný da olan "Hagop Vahram" isimli bir baþka Ermeni asýllý vatandaþýmýzdýr. Bu konu, lokal seviyede de olsa, zaman zaman gündeme geldi, geliyor. Meselâ, 23 Þubat 2007 tarihli Vatan gazetesinin 17. sayfasýnda çýkan bir haberde, 1934'te M. Kemal'e özel bir kànunla verilen "Atatürk" soyadý ile ayný soyadýna uygun olarak kullanmýþ olduðu "imza þekli"nin sahibi, Ermeni asýllý iki þahýs olduðu ifade ediliyor. Hale Gönültaþ'ýn hazýrlamýþ olduðu "Atatürk ismini bir Ermeni vermiþ" baþlýklý bu haberin özeti þöyledir: "FÜ tarihçilerinden Doç. Cafer Ulu, M. Kemal’e ‘Atatürk’ soyisminin bir Ermeni tarafýndan verildiðini ortaya koydu. Ulu’nun doktora tezine göre, M. Kemal ile yýllar öncesinden tanýþan Ermeni asýllý Agop Martayan, 1934’te Türk Dil Kurumu (TDK) baþuzmanlýðýna getirildi. Yine M. Kemal’in emriyle ona 'Dilaçar' soyadý verildi. Dilaçar, bir TDK toplantýsý sýrasýnda M. Kemal için 'Atatürk' soyadýný önerdi ve bu önerisi kabul edildi... Ulu’nun tezine göre, Atatürk’ün Latin harflerinden oluþan imzasýný da, o dönemde Robert Kolej’de kaligrafi öðretmenliði yapan Hagop Vahram Çerçiyan tasarladý." Bu konuya dair son haber, Cihan Haber Ajansý tarafýndan servis edildi. Dün birçok medya organýnda da mâkes olan bu haberde, aynen þu ifadeler yer alýyor: "Atatürk’ün imzasýnýn bir Ermeni vatandaþ tarafýndan tasarlandýðý iddia edildi. Ýzmir’de yerel bir gazetede köþe yazarý olan Tufan Aksoy'un kaleme aldýðý iddiaya göre, ABD’de yaþayan Ermeni asýllý Dikran Çerçiyan 90 yaþýnda. Babasý ise, vaktiyle Robert Kolej’de matematik ve kaligrafi dersleri veren Hagop Vahram Çerçiyan. "Dikran Çerçiyan, o günleri þöyle anlatýyor: 'Herhalde Soyadý Kànunu’nun kabul edildiði günün akþamýydý. Kapýmýzý bir polis, bir sivil memur ve bir Meclis görevlisi çaldý. Kapýyý annem açtý. Polisi görünce, okulda bir þey olduðunu düþünmüþtü... Babam o gece 'Atatürk' imzasý üzerinde sabaha kadar çalýþtý. Ýki saat onu izledim. Onlarca kâðýda yazdý, durdu. Fakat, attýðý imzalarýn hiçbiri içine sinmiyordu. 13 yaþýnda bir çocuktum, bir süre sonra sýkýldým, kalktým ve babamý yalnýz býraktým. Sabah kalktýðýmda görevliler gelip imza örneklerini almýþlardý... Atatürk yýllarca, babamýn tasarladýðý imzayý kullandý ve bununla onur duyduk. Babam, Atatürk’ten teþekkür mektubu bile aldý.' "Gazeteci–yazar Aksoy, bu konuyla ilgili olarak ayrýca þöyle konuþtu: 'Bugünün zýpçýktý tasarýmcýlarýný düþünüyorum da, ne kadar sýð düzeyde olduklarýný görüyorum. Acaba hangisi Atatürk’ün imzasýný tasarlayabilirdi? Hiçbiri. Ermeni öðretmen Hagop Vahram’ýn hayatý boyunca yaþadýðý gururu düþününce, tüylerim diken diken oluyor. Bu onur kimseye nasip olmaz.” M. Kemal ile ilgili her türlü bilgi, belgeyi, hatta en ince kýrýntýsýna varýncaya kadar her türlü hatýrayý itina ile toplayan, bunlarý muhafaza ile yayýmlayan gerek resmî kurumlar, gerekse "Atatürkçü" diye geçinen þahýs ve gruplar, bu tarihî konuya acaba niçin duyarsýz kalmaktalar? Soyisminin ve imza þeklinin "halis Türkler" tarafýndan deðil de, Ermeni þahýslar tarafýndan belirlenmiþ olmasý, onlarýn nazarýnda yoksa utanýlacak bir durum mudur? Hani, M. Kemal ile ilgili herþey onlar açýsýndan önemliydi, hatta kutsallýk derecesinde–hâþâ—deðerliydi? O halde, meselenin bu tarafýný neden hep gizli–kapaklý tutmayý tercih ettiler? Sahi, Selanik'teki matematik öðretmeninin ona "Mustafa Kemal" ismini verdiðini tâ ilköðretimin ilk günlerinden itibaren ders verenler, o isimden çok daha iddialý bir noktada bulunan "Atatürk" soy isminin ilk olarak kim tarafýndan teklif edildiði ve ayný paraleldeki imza þeklinin hangi uzman kalemden çýktýðý hakkýnda niçin sus–pus olmaktalar? Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.