Webmaster Geschrieben 18. September 2010 Teilen Geschrieben 18. September 2010 Ah þu Fethullahçýlar Devrimci Sosyalist Ýþçi Partisi (DSÝP) üyelerini her zaman kayýrýrým. Parti yoldaþlarýmý, mücadele arkadaþlarýmý kollamaktan daha doðal ne olabilir? Kayýrma kapasitem sýnýrlý. Siz farkýna bile varmýyorsunuzdur! Kimseyi emniyet müdürü, baþarýlý müteahhit, vakýf baþkaný filan yapabilecek konumda deðilim; bizimkiler de zaten bu tür iþlerin peþinde deðil. Ama günün birinde Birinci Devrim Hükümeti’nin Ýçiþleri Komiseri olursam, DSÝP üyelerine gün doðacaðýndan emin olabilirsiniz. Niye? Çünkü güvendiðim, geçmiþini bildiðim, birlikte verimli çalýþabileceðim insanlarý tercih edeceðim, doðal olarak. Bunun sýnýrlarý var elbet. Bahçývan olan bir yoldaþýmý, Nükleer Fizik Araþtýrmalarý Komiserliði’ne atadýðým takdirde, yasal ve demokratik mekanizmalarýn devreye girip beni Ardahan Umumî Helâlar Müfettiþliði’ne atayacaðýný umarým. Önemli olan, benim DSÝP üyesi olduðum için deðil, düþüncelerim nedeniyle deðil, görevimi kötüye kullandýðým için cezalandýrýlýyor olmam. Üç gün önce, Hanefi Avcý’nýn yeni kitabýndan yola çýkarak, herkes gibi Fethullah Gülen cemaatinin de örgütlenme, düþüncelerini savunup yayma, inançlarý nedeniyle baskýya maruz kalmama hakký olduðunu anlatmaya çalýþtým. Beklediðim küfürnameleri gönderip beni hayalkýrýklýðýna uðratmayan ADD ve TKP üyelerine teþekkür ederim. Fethullahçý olduðum iddialarýný biraz abartýlý buldum. Ateist ve komünist olmak cemaatin gözünde beni pek makbul kýlmayabilir sanýyorum! Zaten cemaat da benim gözümde makbul deðil. Fethullah Gülen’le bir alýp veremediðim yok, ama cemaat kavramý da, bir kiþiye biat etme kavramý da bana tümüyle yabancý. Kendi düþüncelerimi, farklý düþünme hakkýmý, aykýrýlýklarýmý bir bütünün içinde eritip yok etmek bana uymaz. Diyeceksiniz ki, senin de partin var, ayný þey orada oluyor. Hayýr, olmuyor. Kimsenin sözü kendinden menkul bir geçerlilik taþýmaz. Bizde her karar, her önemli adým hep birlikte tartýþarak belirlenir, karara katýlanlar ve katýlmayanlar hep birlikte çoðunluðun kararýný uygularýz. Farklý düþünenler bir yandan kararý uygularken, bir yandan da tartýþmayý sürdürür. (Biz buna demokratik merkeziyetçilik deriz). ADD ve TKP’liler dýþýnda makul yorumlar gönderen okuyucularým da oldu: “Gülen cemaatini Ýslam’ýn bir yorumunu takip eden bir grup olarak algýlarsak, haklýsýnýz, kimse inançlarý yüzünden iþten atýlmamalý, baský görmemeli. Ama ülkenin birçok kurumunda ve benim de mensubu bulunduðum akademik camiada görülen bir durum var: Cemaate mensup kiþiler her türlü hile ve haksýzlýðý yaparak kendi cemaatlerinin çýkarlarý doðrultusunda hareket etmekte, kadrolaþmakta. Yani inançlarý dolayýsýyla risk altýnda deðiller, aksine baþkalarýný dýþlayan, baþkalarýna zarar veren konumdalar. Üniversitelerin ve bilimin canýna okudular. Bunu yaparken de benim dinimi alet etmeleri hepsinden daha fazla kahredici.” Bir yorum da þu: “Durum devlet kadrolarýnda birtakým kiþilerin Gülen sempatizaný olmasýndan ibaret olsaydý, cümlelerinizin altýna imzamý atabilirdim. Onlar da herkes gibi kamu veya özel kurumlarda çalýþma hakkýna sahip. Mesele þu ki, bu kadrolaþma masum deðil. Cemaat, devlet kadrolarýna yerleþebilmek için soru çalmaktan, insanlarý fiþlemekten, torpile kadar her yolu mubah görmekte. Keþke yanýlýyor olsam, ama bir süre içlerinde bulunmuþ bir kiþi olarak yanýlmadýðýmý düþünüyorum. Yüce bir amaç uðruna hareket ettiklerine inandýklarý için yaptýklarýný meþrulaþtýrabiliyorlar. Her türlü hile, hukuksuzluk yapýlýyor.” Soru çalmak, torpil ve hile, yasalarýn alanýna girer. Yapanlar yakalanmalý ve cezalandýrýlmalý. Ama bunlarý Türkiye’de sadece ve özellikle Fethullahçýlarýn yaptýðýný düþünen yoktur herhalde. Demek ki, Gülen cemaatinin özellikle vurgulanmasýnýn nedeni baþka. Nedir nedeni? “Tehlikenin farkýnda mýsýnýz?”, “Þeriat geliyor, memleket elden gidiyor” propagandasýnýn bir unsuru olarak, en baþarýlý cemaat olan Fethullahçýlar özellikle hedef gösteriliyor. Bu propagandayý bilerek veya bilmeyerek yutanlar, Kemalist devletin Ýslam düþmanlýðýna alet oluyor. Vurgulamak istediðim bundan ibaret. Ha, bu arada, kimse kaygýlanmasýn. Devrim sonrasýnda Ýçiþleri Komiseri olmaya niyetim yok. Bozcaada Gar Müdürü olmak istediðimi þimdiden gerekli mercilere bildirdim. Roni Margulies, Taraf, 28.08.2010 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.