derguiz Geschrieben 29. August 2010 Teilen Geschrieben 29. August 2010 Avrupa'da Türklerin yaþadýklarý þehirleri birer Avrupa þehri olmalarýnýn yanýnda orta ölçekli veya küçük birer anadolu þehri olarakta kabul etmek gerekir. Ýyi takip edilirse, yýl boyu Türklere yönelik bir çok konser, yazar sohbeti, toplantý, ve program olur. Mesela Ýstanbul'dayken hiç gidemediðim Mevlevi Programlarýna Viyana'da iki kez katýlma imkaný bulmuþtum. Vakit buldukça Türkiye'den gelen yazarlarýn programlarýný da takip etmeye çalýþýyorum. Konusunda Ýslam kelimesi olan bu tür programlarda bazen çok ilginç manzaralara da þahit oluyorum. Bazen Ýslami bir gayret gösterdiðini düþünen birileri gelir ve baþka birilerini kötüleyip kollektif gýybet yapmayý bir kültür aktivitesi sayarken baþka bir Ýslami entelektüel! gelir ve kendisi gibi farklý ve ilgi çekici konulara girer. Ve benim esas ele almak istediklerim de bunlar. Bu mevzuyu daha iyi anlatabilmek için 2010 yýlý içinde þahit olduðum iki farklý programý kýyaslamak istiyorum: Birinci olarak, bir öðrenci derneðinin davet ettiði bir Ýslami Entellektüel!, baþlýðýnda Ýslam olan bir programa konuþmacý olarak davet edildi. Ýki saati aþan bu programda Ýslam'ýn en baþtan bu yana estetik anlayýþtan uzaklaþtýðý, Efendimizin resim karþýtý olmadýðý, Müslümanlarýn heykel ve resime olan alerjilerinin bizi geri býraktýðýný ifade etti. Havada uçuþan ayet ve hadisler o kadar deðiþik yorumlarla oradaki yüzlerce gence sunuldu ki ben sadece þaþkýnlýktan donup kalabildim. Program boyunca sayýn yazar kýyafetiyle, tavrýyla, çok þeyler bildiðini her türlü malumata vakýf olduðunu ispat çabalarýyla tam Neo Ýslamic Entelektüel görünümündeydi. Program sonunda etrafýmdakilere ne anladýklarýný, ne kazandýklarýný sorduðumda benim gibi eli boþ çýkan baþkalarýnýn da olduðunu fark ettim. Bundan birkaç ay evvel baþka bir öðrenci derneðinin davetlisi olarak üniversite öðrencilerine yönelik bir programa daha katýlmýþtým. Kendisini Risale-i Nura adamýþ fakat herhangi bir entelektüellik iddiasý olmayan birinin konferans tarzýnda bir programýydý. Programýn baþýnda sunucunun okuduðu biyografisiyle bile dalga geçebilecek kadar kendini aþmýþ ve BEN duygusundan çok uzak, ''Risalelerin terbiyesini'' almýþ birini gördüm orda. Yaklaþýk 1,5 saat kadar hem güldürüp hem düþündürdü gençleri. Bir genç için imanýn önemi, Allah'ý bilmenin, yaþamýn manasý., vs...Program sonunda herkesin aldýðý, düþündüðü somut ve yararlý bir þeyler vardý. Tabi ki bu mevzular Neo Ýslamic Entelektüellerimiz için gayet sýradan ve sýkýcý þeylerdir. Onlar farklýdýrlar, baðýmsýzlardýr, her biri gerçek birer özgür kýz, özgür adamdýr. Her þeyden önce, onlar cemaat ve tarikat düþmanýdýrlar; Aðýzlarýný her açtýklarýnda her cemaate girdiklerini, hepsini gayet iyi bildiklerini ama özgürlüklerine çok önem verdiklerinden, güdülen insan olamayacaklarýndan hiçbirini tasvip etmediklerini söylerler. Onlara göre cemaatler ve tarikatlar tüm kötülüklerin anasýdýr. Müslümanlar asr-ý saadetten sonra saflýklarýný koruyamamýþtýr, ama Neo Ýslamic Entelektüeller bunun farkýndalardýr. Yüzyýllardýr kimsenin akýl edemediklerini bilirler. Çünkü onlar özgür beyinlidir, güdülen koyun deðildirler. Sýradan olamazlar, çýlgýn ve ele avuca sýðmaz onlar. Herkesin ilgi ve alakasý onlara yönelmelidir. Söyledikleri ve ortaya attýklarý sözlerin daha ilginç olabilmesi için hiçbir sýnýr tanýmazlar. Arapça bilir ama hadis ve ayetlerden Ýslamda heykelcilðin ne mübarek bir meslek olduðunu çýkarabilirler. Baþlarýný örterler ama hip-hopçý gibi giyinebilirler. Kimisi de çýkar, söylediklerini desteklemek için asrý saadetten sonraki tüm dönemleri paçavra kaðýt gibi buruþturup çöpe atar. Asrý saadetten sonra müslümanlar koyunlaþmýþtýr, bu koyunlaþma ise cemaat ve tarikatleri doðurmuþtur. Ama onlar kesinlikle koyunlaþmazlar, 1300 yýldan bu yana gafletteki ümmetin kurtarýcý mehdileridirler kendileri ... Herkes özgür düþünen bireyler olmalý ve herkes özgür ve bireysel þekilde dünyevileþebilmelidir onlara göre. Ýnsanlarýn hedeflerine ulaþmak için yahut dine ve milletine hizmet için toplu hareket etmeleri, beyinlerini bir yerlere ipotek ettirmektir onlar için. Kollektif þuur özürlüsü olabileceklerini hiç düþünmezler. Ýnsanlarýn dini hayatta daha da derinleþme adýna bir terbiye sistemini kendilerine uygulamak istemesinin ne kadar takdire þayan olduðunu itiraf edemeyecek kadar terbiyeleri de yoktur. Ýnsanlarýn kollektif hareketleriyle din ve vatana hizmet için yararlý eserler yapmalarýnýnda önemi yoktur. Doðu ve Güneydoðuda terör örgütünün neden cemaat ve tarikatlarý büyük tehlike gördüðünü de düþünmek istemezler. Allah'ýn rahmeti cemaatle beraberdir diye bir hadiside kabul etmezler belki. Ebu Hanife, Muhammed Bahauddin Naksibendi, Abdulkadir Geylani, Imam Gazzali, Mevlana ve Bediüzzaman da yanlýþ söylemiþ olabilir, ama çok þükür bizim tek doðruyu bilen özgür ve ferdi, çýplak uyarýcýlarýmýz, Neo Islamic intellectual'lerimiz var. Ahmet ÖZGÜNDOÐAN / Avusturya / Haber 7 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.