Webmaster Geschrieben 9. August 2010 Teilen Geschrieben 9. August 2010 Baykal’ý böyle bilmezdik dedirtecek þey! Eski CHP Genel Baþkaný Deniz Baykal´ýn istifasý sýrasýnda kullandýðý ´Pensilva´ ifadesini takdirle karþýlayan Hüseyin Gülerce, ´Baykal´la ilgili öyle olay varki açýklarsam yer yerinden oynar´ sözü için ipucu verdi. http://resim.ekonorm.com/haber/08_08_2010/baykal_i_boyle_bilmezdik_dedirtecek.jpg Fethullah Gülen hareketinin önde gelen isimlerinden olan Hüseyin Gülerce ile Gülen’in Mavi Marmara ve Referandum açýklamalarýnýn gündemi meþgul ettiði bu günlerde hem hareketin durumunu hem de kendi yaþam öyküsünü konuþtuk. Gülerce, Gülen ile iliþkisini de anlattý: Sözcü gibi görülüyorum ama bu hareketin sözcülüðü diye bir müessese yok. Hoca Efendi’yi seven, fikirlerini tasvip eden dünyanýn 120 ülkesinde insanlar varken, Türkiye’nin polisinin de, ordusunun da, yargýsýnýn da, üniversitesinin de, medyasýnýn da içinde, bu çizgiyi takdir eden insanlar olur. Fethullah Gülen ismini 78’e kadar hiç duymamýþtým. Benimle ilgilenen iki din bilgisi öðretmeni arkadaþ bir gün çýtlattýlar, “Bizim bir büyüðümüz var, adý Fethullah Gülen Hoca Efendi” diye ve fotoðrafýný gösterip, yaptýklarýný anlattýlar. 80’den itibaren kendimi bu hareketin içinde kabul ettim. Hoca Efendi ile ilk defa 85’te Ýstanbul’da bir saate yakýn baþ baþa görüþtük. O, hayatýmda bir dönüm noktasý oldu. Söyledikleri çok etkiledi beni. Bana ‘Hocanýn sað kolu’ denmesi çok yanlýþ. Zaman’da genel müdürlük yaptým, yazarýyým. Samanyolu Televizyonunda dokuz yýl ‘Pazar Sohbeti’ yaptým, üç yýldýr da Mehtap TV’de bir programýmýz var Ali Bulaç Bey’le. Bu camianýn içinde bir insan olarak ekranlarda en çok görülen, kendisiyle röportaj yapýlan kiþiyim. Sözcü gibi görülüyorum ama bu hareketin sözcülüðü diye bir müessese yok. Hoca Efendi’nin sað kolu, sol kolu diye insanlar da yok. Hoca Efendi, “Neden dönmüyorsunuz” sorusuna “Ben hizmetlerimize zarar veremem. Türkiye’ye geldiðim gün düðmeye basýlacak ve geldi karýþtýrdý havasý estirilecek” diyor. Türkiye normalleþtiðinde, bir gün durmaz Amerika’da. Bir gerilim atmosferi var Türkiye’de. Referandumda evet çýkarsa baþka, hayýr çýkarsa baþka bir siyasi yapý olacak. Kanaatim, evet sonucunun çýkacaðý yönünde. Ben 68 kuþaðýyým. Türkiye, AB’ye üye olduðunda normalleþecek. Üç-dört yýlda olur, ümidim var. CEMAAT DEÐÝL CAMÝAYIZ Ben cemaat demiyorum. Camia diyorum. Bizim topluluðumuz gönüllüler hareketi. Cemaat dediðiniz zaman bir organizasyon gibi anlaþýlýyor. Ama ben organizasyon olmadýðýný biliyorum. Ýsteyen inanýr, isteyen inanmaz. Ha, þimdi dershaneleri var bu camianýn. Orada bir organizasyon olacak tabii. Bir dershanenin bir müdürü vardýr, müdür yardýmcýsý vardýr. Aralarýnda bir iliþki yok. Tepede bir þematik bir þey olmasý biraz zorlama. Bitmeyen istiþare toplantýlarýyla yürüyen bir harekettir bu. Koskoca bir camiayý suçluyorsanýz, belgelerini ortaya koyup ispatlamanýz lazým. Dokuz yýl bu iddialarla ilgili dava devam etti. Yargýtay’da beraat kararý verildi. Bakýn, bu çok yaygýn bir hareket. Hoca Efendi’yi seven, fikirlerini tasvip eden dünyanýn 120 ülkesinde insanlar varken, Türkiye’nin polisinin de, silahlý kuvvetlerinin de, yargýsýnýn da, üniversitesinin de, medyasýnýn da içinde bu çizgiyi takdir eden insanlar olur. Ergenekon MÝT’in þemasý saçma sapan O þema maalesef MÝT’in içerisindeki bir yanlýþlýk. Birileri yan yana gelmeyecek isimleri bir araya getirmiþ, bunu da belge diye MÝT, Baþbakanlýk ve Genelkurmay Baþkanlýðý’na göndermiþ. Ne Ertuðrul Özkök’le, ne Enis Berberoðlu Bey’le üçümüz bir araya gelmiþ deðiliz. Beni üzen þey, devlete yakýþmayan ciddiyetsizlik. Ben MÝT baþkaný olsam, bunun hesabýný sorarým. Hiçbir kanýt yokken, saçma sapan bir kaðýt parçasý belge diye iddianamede yer alýyor. Ergenekon davasýnda yargýsýz infaz yapýlmamalýdýr. Bu insanlar, yarýn beraat ettiklerinde onlara yargýsýz infaz yapanlar utanmayacak mý? Onun için bu haberleri verirken, adý geçen þahýslarýn Ergenekon davasýnda bu iþleri yapmýþ gibi yazýlmasý doðru deðil. Zaman gazetesinin buna dikkat ettiðine inanýyorum. Ergenekon davasýnda ismi geçen insanlarýn bizim camiamýza kötülükleri çok oldu. Onlar bir yanlýþ yaptýysa, o yanlýþ bize misilleme hakký vermez. TSK’da üst kademeye gelmiþ, kuvvet komutanlýðý yapmýþ insanlar bu davalardan beraat etsin isterim. Beraatleri, ordumun aklanmasý bakýmýndan beni memnun eder. EÐÝTÝM Askeri lise sýnavýný boydan kaybettim Anne tarafý Selanik muhaciri. Baba tarafým Keþan’ýn yerlisi. Hüseyin dedem, bana adýný vermiþ. Ortaokulu Keþan’da birincilikle bitirdim. Babam nalbanttý rahmetli. O yýl babamda ciddi mide Aðrýlarý baþlamýþtý. O sene hiç nallayamadý. Ciddi fakirlik çektik. Evin bakýr kaplarýný sattýk, üç ay yoðurt-ekmek yedik. Babam mide ameliyatý geçirdikten sonra nalbantlýðý býraktý. Fýrýncýlýk yapan Mehmet amcanýn, kardeþinin fýrýnýna iþçi olarak girdi. Babam jandarma onbaþýlýðýný uzatmalý yapmýþ. Benim subay olmamý çok istedi. 1965’te Kuleli Askeri Lisesi sýnavýna girdim. Sýnav sonuçlarý açýklandý, listede üçüncüyüm. Fakat beden Eðitimi sýnavýnda boydan kaybettim. Fen lisesi sýnavýnda da direkten döndüm. Sonunda parasýz yatýlý Edirne Erkek Öðretmen Okulu sýnavýný birincilikle kazandým. MÜCADELE BÝRLÝÐÝ Ýyi kafa atardým Öðretmen Okulunda çok çalýþýp iki sene sonra Çapa Yüksek Öðretmen Okuluna geçtim. Çapa Yüksek Öðretmen Okulu Dev-Genç’in ve Mücadele Birliði’nin kalesiymiþ. 67-68 yýlýydý. Meðer benim çok samimi olduðum arkadaþlar saðcýymýþ. Solcular onlarý dövünce biz arkadaþlýk ayaðýndan onlara sahip çýkarken girdik o iþe. “Mücadeleciyiz” deyince kavgalara katýlmýþ olduk. O senelerde vuruþmadýk, vuruþturulduk. Ben iyi kafa atardým. Kafa atmanýn faydasý odur. Bir þaþkýnlýk geçiriyor karþýnýzdaki. Ondan istifade tekme ve yumruk atmaya baþlýyorsunuz. O kavga ortamý iki sene sürdü. Ben kültür edebiyat dergimiz Pýnar’da yazýlar yazdým. Yayýn Yönetmeniz Ahmet Taþgetiren’di. Onunla dört sene ayný evlerde kaldým. Birkaç ay da Cemil Çiçek Bey’le Üsküdar’da ayný evde kaldým. Mücadele Birliði ben askerdeyken daðýlma sürecine girmiþ. Döndüðümde bu süreci hissettim. Aykut Edibali’ye çýktým, “Ayrýlýyorum” dedim, küskünlük oldu. YAZILARIM Ecevit’le helalleþtik 1976’da askere gittim. Yedek subaylýðýmý Çankýrý Astsubay Okulu’nda fizik öðretmeni olarak yaptým. Terhis olup Ýstanbul’a döndüðümde, Mücadele Birliði’nin günlük gazetesi Bayrak’a baþyazar oldum. Gerilim ortamýndaki o yazýlardan mutlu deðilim. Þimdi döndüm, hatýralarýmý yazýyorum. Baktým Ecevit’e aðýr laflar etmiþim ve çok utandým. Rahmetli hayattayken helalleþtim, “O günlerde sizi üzdük” dedim. ‘O günler öyleydi’ manasýna gülümsedi. EÞÝM Kayýnpeder kýzý vermeyince Kadere Bak þarkýsýný söyledim Çankýrý’da yedek subayken bir kýzý sevdim. Kadriye Haným, Çankýrý Astsubay Okulu’nda sivil Memurdu. Kayýnpeder, “Gurbete kýz vermiyoruz” dedi. Aþýk olmanýn getirdiði kararlýlýkla, “Bu sizin görüþünüz, ben vazgeçmiyorum” dedim. Sokaklarda ‘Neden saçlarýn beyazlanmýþ arkadaþ’ ve ‘Kadere Bak’ þarkýlarýný söylüyordum. Sonra nazý geçecek dostlarýyla bir hamle daha yapýnca, evet dendi. Çankýrý Orduevi’nde nikah yaptým. Ýki kýzým, bir oðlum var. Takip edildiðimi, telefonumun dinlendiðini biliyorum. Kendimden emin olduktan sonra kim takip ederse etsin. DERSANECÝLÝK Muharrem Ýnce de öðrencim Çankýrý’dan gelin arabasýna bindik. Bir hafta Keþan’da oturduk. Sonra evin eþyalarýný denk yaptýk, annemi babamý alýp Ýstanbul’a gittik. Baþyazar olduk ya... Özel ders vermek istedim, Aykut Edibali izin vermedi. 1977’de Yalova Lisesi’ne öðretmen olunca kardeþimle birlikte bir dönümlük tarla kiraladýk. Ben fizik, o matematik öðretmeni. Ýki yýl, babamla beraber o bahçede kabak ektik. Sonra üniversiteye hazýrlýk dersleri öne çýktý. Ev, dershaneye döndü, onar kiþilik gruplara ders verdik. 12 Eylül’den bir ay önce liseye müdür oldum. 13 Eylül’de de görevden alýndým. Çünkü 80 baþýnda benden habersiz beni Yalova Ülkü Bir Genel Sekreteri seçmiþlerdi. Ülkücü arkadaþlarý kýrmama adýna kabul etmiþtim. 85’te Bursa’da Milli Eðitim Müdür Yardýmcýlýðý yaptým. Sonra iki kardeþ Yalova’da dershane açtýk. 10 yýl dershanecilik yaptýk. Muharrem Ýnce öðrencim benim. Dershanemizde fizik öðretmenliði yaptý, beraber derslere girdik. Dostluðumuz sürüyor. Kaba hesapla on yýlda üç bin kadar öðrencim oldu. 77’den beri Yalova’da oturuyorum. ANAP Benim tanýdýðým Dalan kötü insan deðildi 1983’te Cemil Çiçek, ANAP kurucusu olunca, “Siyasete gelir misin” teklifinde bulundu. Cemil Abi’yi çok seviyordum. Ýstifa ettim öðretmenlikten ve ANAP’ýn Yalova kurucusu oldum. Beni asýl fark eden Bedrettin Dalan oldu. Dalan, milletvekili adayý olduðumda Ýstanbul Ýl Baþkanýydý. “Adaylar, Kadýköy Reks Sinemasýnda konuþma yapacak” dediler. Mücadele Birliði’nden konferansçýlýðým var, biz çok rahle-i tedristen geçtik. Konuþmam bitince Dalan ayaða fýrladý, beni kucaðýna aldý, havaya kaldýrdý sahnede. Dalan beni çok sevdi, ben de onu sevdim. Bir jestini gördüm. Milletvekili seçilemeyince beni çaðýrdý, Milli Eðitim Bakaný Vehbi Dinçerler ile tanýþtýrdý. Vehbi Bey hiç atlamadý Dalan’ýn beni Ýstanbul Milli Eðitim Müdürü yapma teklifine... Þimdi Dalan, Ergenekon’dan yargýlanýyor. Siyasetin, bir yerlere gelmenin hýrsý insanlarý asýl kendilerinden uzaklaþtýrýyor. Dalan aleyhine laf söylemek istemem. Çünkü insan olarak onun iyiliðini gördüm. Benim tanýdýðým o Dalan, kötü bir insan deðildi. KILIÇDAROÐLU CHP’ye yönetici olamaz sandým, yanýldým Kurultaydan önce, “Beyaz Türklerin yönetimde olduðu bir CHP’ye asla yönetici yapýlamaz Kýlýçdaroðlu” demiþtim. Bu bir yanýlgý tabii. Dersimli Kemal Kýlýçdaroðlu’nu kabullenemeyeceklerini düþündüm. Þimdi bu bir Beyaz Türkler Operasyonu, kendilerini kurtarma adýna Kýlýçdaroðlu gibi esaslý bir aktör buldular diyorum. Kýlýçdaroðlu, CHP için çok kritik bir vazife almýþ oldu. Sayýn Baþbakan’ýn üslubunu sert buluyorum. Kýlýçdaroðlu kendi üslubunu ölçülü hale getirirse Sayýn Baþbakan’ýn üslubu da daha iyi bir yere gelebilir. BAYKAL Böyle bilmiyorduk dedirtecek bir þey yaptý Sayýn Deniz Baykal’ýn Pensilvanya ifadesini takdirle karþýladým. Her taþýn altýndan Fethullahçý çýkarmak bazýlarýnýn iþine geliyordu. “Baykal ile ilgili öyle bir olay var ki açýklarsam yer yerinden oynar”, gazeteci üslubuyla söylenmiþ sözlerimdir. Bu sarsýcýlýk sað cepheyi sarsan bir þeydir. Baykal’ýn bu ülkede demokratikleþme ve iç barýþ adýna, muhafazakarlar adýna yaptýðý öyle bir þey var ki, “Baykal’ý böyle bilmiyorduk” dedirtecek bir þey. Bakýn ipucu vermiþ oldum. Baykal, iyi bir þey yaptý, bunun þahidiyim, kendisiyle konuþtum diyorum. MAVÝ MARMARA Hoca Efendi ile ayný düþünüyorum Sen diyorsun ki, “Ben sivil toplum kuruluþuyum, hükümetlerle ilgim yok, kimseden izin almak zorunda deðilim!” Peki kardeþim, senin geminde dokuz Türk vatandaþý öldü. Türkiye’yi sýkýntýya soktular netice itibariyle. Ýsrail zulmetti, insanlarýmýzý öldürdü, terörist devlet, tamam. Ama ona bu fýrsatý verme sorumluluðunu da taþýmamak lazým. Hürriyet, 08.08.2010 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.