derguiz Geschrieben 2. August 2010 Teilen Geschrieben 2. August 2010 Hayatýný Kur’an ve iman davasýna adayan þehitler silsilesine bir kiþi daha eklendi. Ýnançsýz bir çevrede yetiþtikten sonra Risale-i Nur’la imanýný kurtaran, hanýmý ve iki çocuðuyla baþkasýnýn da imanýný kurtarmak için hizmete koþan Azerbaycanlý Anar, geçirdiði trafik kazasý ile vefat etti. Azerbaycanlý Anar’ýn hikayesini kaleme alan Ahmet Çayýrlý’nýn yazýsýný okuyunca siz de gözyaþlarýnýza hakim olamayacaksýnýz. Ýþte Ýran’da þehit olan Azerbaycanlý Anar’ýn þehadet aný… Ve Ýran ilk þehidini verdi Sordum ismi “Anar” dediler. Ne garip bir isim demiþtim. Kendiside öylesine garip ve mazlum ki görenler “Allah Allah” demekten kendilerini alamýyorlar. Dersi dinlerken iki dizinin üstünde, gözleri dersi yapanýn gözbebeklerinde, pür dikkat can kulaðýyla derler ya iþte öyle… Ciddiyetle, Samimiyetle, Sadakatle, Sanki bu onun son dersi gibi… Namazda da ayný hal, ayný minval… Önceleri ülkesinde savaþ pilotluðu yapmýþ. Gençliði, çocukluðu komünizmin baskýsý altýnda geçmiþ. Kendinden öncekiler dinsiz olarak yaþamýþ, dinsiz olarak bu fani alemden göçüp gitmiþ. Sonra birileriyle tanýþmýþ ki, dinden, diyanetten, ahiretten, hesap gününden, ceza gününden bahsetmiþ. Hele bir gece bir arkadaþý Latin harfleriyle yazýlmýþ bir kitaptan (Haþir Risalesi’nden) uzun uzun kendisine bir þeyler okumuþlar. Sonra evine gitmiþ. O gece sabaha kadar rahat bir uyku uyumuþ. Gece rüyasýnda cenneti, cehennemi, o alemde bütün arkadaþlarýný görmüþ, uyanmýþ. Akþam arkadaþlarýyla beraber okuduklarý dersi hatýrlamýþ. Anlamýþ ki ölmek öyle anlatýldýðý gibi çürüyüp yok olmak demek deðilmiþ. Pür telaþ hemen telefona sarýlmýþ. Dersi okuyan arkadaþýný aramýþ. -Aykiþi Allah senden razý olsun, yýllardýr ilk defa bu gece rahat uyuyabildim, demiþ. Arkadaþý ona: -Niye ki? Demiþ -Yahu cehennem de olsa ahiri var ya! demiþ. Arkadaþý þaþkýn: -Cehennemin varlýðýna da sevinilir mi? Anar; -Evet, bir bilsen yok olmak, kaybolmak, bir daha olmamak, bütün sevdiklerini kaybetmek, unutulmak var ya unutulmak. Cehennemden daha büyük bir azap olduðunu bir bilsen, bi bilsen! Sonra birisi sana bir müjde getirse; “Onlar kaybolmadýlar, iþte buradalar. Onlar nereye gittiyse sen de, ben de oraya gideceðiz, onlarla tekrar bulaþacaðýz, sevdiklerimizle el ele tutuþup gezip tozacaðýz. Artýk orda ölüm yok, ayrýlýk yok, hasret yok. Yaþamak ebede kadar yaþamak!” “Hatta kadar kelimesi var ya, insana sanki bir nihayeti hatýrlatýyor. “Ebediyetle yaþamak” dese, sevinmez misin? Bu müjdeyi sana getirene sonsuza kadar müteþekkir kalmaz mýsýn? Hatta sana bu nimetleri ikram edene, izhar edene minnettar olmaz mýsýn? Yahu kardeþim bundan daha büyük müjde mi olur? Bundan büyük nimet mi olur? Ben sevinmeyeyim de kimler sevinsin? demiþ. Sonra okumaya dinlemeye devam etmiþ. Okudukça âlemi nurlanmýþ. Dinledikçe ruhu karanlýklardan, prangalardan kurtulmuþ. Sonra bu hakikatleri ailesine sevdiklerine arkadaþlarýna dostlarýna yetiþtirip ulaþtýrma ateþi ruhunu bir alev gibi sarmýþ. Önce ailesinden ve kardeþlerinden baþlamýþ. Onlar da bu nurun aþkýyla ateþiyle yanmýþ tutuþmuþ. Derken baþka ülkelerdeki insanlara da bu nuru nasýl anlatabiliriz diye çareler aramaya baþlamýþlar. Önce görevli olduðu pilotluk iþinden emekli olmuþ. Arkadaþlarý emekli olduktan sonra bile özel þirketlerde iþ bulduklarý halde o emeklilik maaþýyla kanaat ederek sadece bu davanýn serdengeçtisi olmuþ. Sonra hanýmýyla ve iki küçük çocuðuyla birlikte hiç bilmedikleri bir ülkede, hiç tanýmadýklarý insanlara “bu hakikatleri nasýl anlatabiliriz”in sevdasýna düþmüþler. Cenab-ý Hak da onlara Ýran’da Urmiye þehrinde bir dershane açýp oradan baþlamak fýrsatýný ihsan etmiþ. Ýlk 15 gün hep dolu dolu geçmiþ. Haným evde mahalledeki bayanlara bu hakikatleri anlatmýþ. Anar da mescitte, parklarda anlatmýþ. Eve erken gidip onlarýn derslerine engel olmamak için gece geç saatlere kadar hep dýþarýda kalýyormuþ. 15 günün sonunda vizelerini tazelemek için Azerbaycan’a hareket etmiþler. Sýnýrdan geçmeden önce Anar hanýmýna: “Þimdi biz bu hizmetten dönerken, hepimiz ailecek vefat etsek, ne güzel þehit oluruz deðil mi?” diyor. Hanýmý birazda telaþla çocuklarýna bakarak: “Güzel ama bunlar daha çok küçük” diyerek çocuklarý göstermiþ. Anar da birazda sitemle: “Ýyi o zaman ben þehit olurum siz hizmete devam edersiniz, tamam mý” diyor. Bir müddet hiç konuþmazlar. Uzun bir sessizlikten sonra ve henüz Ýran sýnýrýný yeni geçmiþler ki ufak bir kaza geçirirler ve sadece anar kardeþ baþýndan hafifçe yaralanýr, diðerleri ufak sýyrýklarla kazayý hafif atlatýrlar. Ama Anar nasýl bir samimiyetle hulusiyetle talep etmiþ ki Cenab-ý Hak duasýný geri çevirmez. Hastaneye varmadan yolda vefat eder. Týpký daha önceki aðabeyleri gibi Çaycý Emin, Dr. Sadullah Nutku, Bayram Yüksel, Ali Uçar, Erol Kuralkan, Yavuzcanlý kardeþler… Türkiye’den taziyesine giden kardeþler evlerinde bir yas havasýndan ziyade düðün evi gibi sevinçli, metanetli, sürurlu olduðunu müþahede etmeleri onlarý hem þaþýrtmýþ hem sevindirmiþ. Ailesine sormuþlar; “Bir isteðiniz var mý?” diye. Sadece tek bir þey söylemiþler: “Urumiye’de güzel bir hizmet baþladý dersane kapanmasýn.” Evet, Anar kardeþ. Kederler kader ile takdir edilmiþtir. Kadere teslim olanlar tathir edilmiþtir. Sonra Üstadýmýzýn tabirini hatýrlýyorum. “Netice-i hayatým Sebebi saadetim Vazife-i fýtratým Olan Risale-i Nur…” Ve anladým ki bu iþ öyle çok adamlarla deðil davasýný dert edinen adamlarla yürür. Ve yine anladým ki bu iþ Allah’ýn marziyatý istikametinde fani olmakla yürür. Ruhuna Fatihalar, Yasinler… Cenab-ý Hak ailesine ve yakýnlarýna sabr-ý cemil ihsan etsin. Ve tüm nur talebelerinin baþý sað olsun. risalehaber Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.