Webmaster Geschrieben 19. Juli 2010 Teilen Geschrieben 19. Juli 2010 Siyaseten demokrasinin ittifak sisteminden fiili savaþ durumunun yeni mutabakatýna Kurtulmuþ'un AK Parti'nin baþýna geçmesi PKK'nýn yeni saldýrýlarý baþladýðýnda, bu yeni durumun Baþbakan Erdoðan'ýn zihinsel filtresinden geçtikten sonra alacaðý vaziyet planýný þöyle öngörmüþtüm: Dýþarýda stratejik derinlik, içeride stratejik güvenlik ve siyaseten demokrasiye mola. Bu denklemin nasýl geliþtiðini ve kritik sonuçlarýný takip etmenin iç siyasetteki dramatik dalgalanmayý anlayabilmek için önemi büyüktür. Türkiye'nin terör tarihi boyunca ilk kez bir Baþbakan ve Genelkurmay Baþkaný Güney sýnýrýnda sýfýr noktasýndaki mevzinin içinde siper alarak brifing dinledi. MGK son toplantýsýný adeta savaþ kabinesi görüntüsünde terör aðýrlýklý olarak Ýstanbul'da Harp Akademileri'nde yaptý. Sanayi Bakaný Ergün “hergün þehit varken demokrasiden konuþulamayacaðý”ný söyledi. Dýþiþleri Bakaný, Güneydoðu Avrupa Ýþbirliði Süreci dahil bütün platformlarý, hem Ýsrail'in Türkiye'ye yönelik saldýrgan tutumuna, hem de eþzamanlý PKK saldýrýlarýyla ortaya çýkan yeni duruma karþý duyarlý hale getirmeye çalýþýyor. Dýþiþleri Bakaný'nýn son beþ yýldýr kurmaya çalýþtýðý iliþkiler aðý, mutabakat zeminleri, inisyatif ve giriþimlerle elde ettiði “stratejik derinlik”i Türkiye'nin bu en güç anýnda etkin biçimde devreye soktuðu anlaþýlýyor. Bu, savaþ halindeki bir ülkenin fotoðrafýdýr, fakat Ankara kendince nedenlerle bu durumun adýný “savaþ” koymamaktadýr. Ýsrail Türkiye'nin vatandaþlarýný katlettiðinde ve bir ülkenin egemenliðine saldýrý niteliðindeki suçlarý (uluslararasý sularda sivillere saldýrma, aralarýnda Türkiye Cumhuriyeti vatandaþlarýnýn da bulunduðu yolcularý kaçýrma, saatlerce alýkoyma, kaçýrdýðý yolcularý rehin alýp sorgulama suçlarýný) alenen iþlediðinde Dýþiþleri Bakaný bu hali “Türkiye'nin 11 Eylül'ü” olarak nitelemekle aslýnda durumun fiilen savaþ hali olduðunu söylemiþti. 2001 yýlýnda New York'ta Ýkiz Kuleler'e düzenlenen saldýrý sonrasýnda Amerikan yönetimi, o saldýrýdan sorumlu tuttuðu Afganistan'a saldýrý düzenleyerek cevap vermiþti. Türkiye ise kendisine yönelik saldýrýyý 11 Eylül olaylarýyla karþýlaþtýrmasýna raðmen cevap vermedi, ama Ýsrail'in iþlediði cinayetin savaþ durumu yarattýðýný bu kýyaslamayla kayda geçirdi. Türkiye'nin dýþpolitika hafýzasý bu kaydý ne unutacaktýr, ne de inkar edecektir! Nitekim Suriye ve Lübnan da Ýsrail'in mükerrer saldýrýlarýndan sonra ateþkes imzalamýþ deðildir ve fiilen savaþ halindedir, fakat hergün savaþmamaktadýrlar. Baþbakan Erdoðan ise PKK'nýn taþeronluk yaptýðýný söylemekle bu durumun bir ülke tarafýndan Türkiye'ye açýlmýþ savaþ olduðunu kayda geçirmiþtir. Baþbakan da tespitinin gereðini yapmadý ama halihazýrda PKK saldýrýlarý kayýtlarda savaþ hali olarak yerini almýþ oldu. Hükümetin geçirdiði bu evrimin ilk sonuçlarýný hiç kuþku yok iktidar alaþýmýndaki bileþenler üzerinde göreceðiz. Çünkü Türkiye mevcut iktidarla siyaseten demokrasinin ittifak sisteminden fiili savaþ durumunun yeni mutabakatýna doðru ilerliyor. Gülen'in hem Ýsrail'le yaþanan gerilime verdiði aþýrý tepki, hem de PKK saldýrýlarýyla baþlayan yeni dönemin karanlýk odaklarca kýþkýrtýldýðýný yine abartýlý bir dille ifade etmesi esas itibariyle mevcut iktidar hamurundaki çürüme alametleriyle ilgilidir. Gülen, Erdoðan'ýn bu hamurdan kolayca vazgeçebileceðini, yerine yeni bir hamur ve alaþýmý geçirebileceðini öðrenmiþ gözüküyor. Ýktidar alaþýmýna Filistin kimyasý damlaðýnda ortaya çýkan daðýlma, ayný alaþýma PKK eylemleri damladýðýnda önlenemez negatif füzyonla hýz kazanmýþtýr. Türkiye, dýþarýda stratejik derinliðinin saðladýðý kapasiteyi seferber ederken, içeride de stratejik güvenlik zeminini inþa edecek iliþkiler, ittifaklar ve dile doðru hýzla yol alýyor. Her ne kadar Baþbakan demokratik açýlým niyetinin sürdürüleceði yönünde güçlü mesajlar veriyorsa da ortada bunu destekleyen gözle görülür bir kanýt yoktur. Aksine, yukarýda sýraladýðýmýz ters yöndeki simgeler siyaseten demokrasiden bir süreliðine mola alýnabileceðinin kuvvetli iþaretleridir. Türkiye, cumhuriyet tarihinde sadece Birinci Meclis zamanýnda ilkesel demokrasiyi ayakta tutarak savaþ yürütmüþtür ve Baþbakan'ýn bu yönde azimli ve kararlý olduðuna dair en küçük bir emare yoktur. Erdoðan'ýn teröre karþý mücadeleyi ilkesel demokrasiyi güçlendirerek yürüteceðini anlayabileceðimiz en önemli gösterge mevcut Meclis'i Birinci Meclis haline getirmesi olabilirdi. Hatýrlanacaktýr, Birinci Meclis'te milletin bütün temsilcileri siyasi kanaatleri, ideolojik görüþleri, dinî inançlarý, kültürel farklýlýklarý, etnik çeþiklilikleriyle yer almýþ, müstevlilere karþý mukavemet dahil bütün kararlar bu çoðulculuk ve yüksek temsil kabiliyetiyle alýnmýþtý. Ancak Baþbakan'ýn, seçim barajýný sýfýrlayarak farklý kesimlerin Meclis'e girmelerini saðlayýp yeni ittifaklarla Meclis'i güçlendirmek yerine, toplumsal güçleri Meclis dýþýnda tutarak kendisine müttefik yapmaya çalýþtýðý gözleniyor. Saadet Partisi'nin bu güçlerin baþýnda geldiðini söyleyebiliriz. 29 Mart 2009 yerel seçimlerinde Saadet Partisi liderine yer vermemeye özen gösteren Gülen Hareketi'nin medyasýnda þimdilerde Kurtulmuþ'un görüþleri sürekli yer buluyorsa, bu radikal deðiþimi açýklayabilmenin izah modeli Erdoðan'ýn yeni mutabakatlara yelken açmýþ olmasýyla iliþkilendirilmelidir. Bu yatay çeliþkinin bir yüzünde Erdoðan'ýn elinde temerküz etmiþ ve Gülen Hareketi'nin kontrolünden çýkmaya baþlayan iktidar gücünü paylaþtýrýp zayýflatma arayýþý varsa, öteki yüzünde de muhtemel bir CHP-MHP iktidarýnýn, Hareket'in elde ettiði kazanýmlarý hedef alma ihtimaline karþý bu müstakbel koalisyonu SP'nin katýlým ve katkýsýyla yumuþatma niyeti vardýr. Ama ya Erdoðan, kendi cumhurbaþkanlýðý dönemi baþlarken çýtayý Saadet'in Meclis'e girmesi, hatta kendi partisinin bundan sonraki güzergahýný belirleme düzeyinin Kurtulmuþ'a emanet edilmesi seviyesine yükseltirse? Her halükarda, siyaseten demokrasinin ittifak sistemi çatýrdamaktadýr ve Erdoðan, fiili savaþ durumunun (dýþarýda Ýsrail, içeride PKK) yeni mutabakatlarýna ihtiyaç duymaktadýr. Kemalist Aydýnlanmacýlarla ruh-eþi olan Liberal Aydýnlanmacýlarýn Erdoðan'ý militarizmle ittifak etmekle suçlamalarý, PKK'nýn hâmisi AB ve ABD farkedilmesin diye Irak topraklarýný ya da Ergenekon'u hedef göstermeleriyle ayný þeydir. Özgür Kocaeli gazetesi, adilmedya.com, gazeteboyut.com, habername.com Kenan Camurcu, 27.06.2010 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.