Webmaster Geschrieben 6. Juli 2010 Teilen Geschrieben 6. Juli 2010 Birlikte yaþamak zorunda mýyýz BU yazýyý yazýp yazmamakta çok tereddüt ettim. Mayýnlý bir araziye girip oramý buramý paramparça etmekten çekindim. Korktum, ama düþündüm ki; korkunun ecele faydasý yok. Cesaret lazým, bu ülkeye cüretkâr insanlar lazým, kafa göz yarmaktan korkmayacak insanlar lazým. Böyle düþündüm ve yazmaya baþladým. Lütfen siz de bu duygularla okuyun. Kendi kafanýzý gözünüzü, özellikle de önyargýlarýnýzý kýrma pahasýna. Bir ezberi, 80 yýllýk bir ezberi, bozma; ne bozmasý, berhava etme pahasýna. Öyle okuyun. * * * Bundan 3 hafta önce Paris’te Maillol Müzesi’nde bir sergiyi gezdim. Onunla ilgili bir de yazý yazdým. O sergide beni en çok etkileyen üç eserden biri, bir tabloydu. Size o tabloyu aynen tasvir ediyorum. Ortada çarmýha gerilmiþ bir Ýsa duruyor. Baþý hafif yana eðilmiþ, ayaklarý ve ellerinden çarmýha çivilenmiþ. Yani, çarmýhýn üzerinde ölü bir insan duruyor. Ama henüz etten ve kemikten oluþan bir varlýk. Yaþýyor gibi... Çarmýhýn dibinde ise, onu izleyen insanlar var. Mecdelli Meryem, Ýsa’nýn havarilerinden bazýlarý, Romalý askerler, seyirciler... Yüzlerce insan çarmýhtaki ölü Ýsa’ya bakýyor. Ama dikkat. Aþaðýdakilerin hepsi birer iskelet. Yani çarmýhtaki ölü insan etten ve kemikten. Aþaðýda yaþayan insanlarýn ise hepsi birer iskelet. * * * Tablo diyor ki: Ýsa, 2000 yýldýr yaþýyor. Ötekilerin ise hepsi, o daha çarmýhtayken ölüydü. Tabloya baktým ve düþündüm. “Paradigma kýrmak iþte budur.” Yani ezberi bozmak. Yaþayaný ölü, ölüyü ise yaþayan farz etmek. O gün, yani Ýsa’nýn çarmýha gerildiði gün için, absürd bir þey. Ýsa’yý çarmýhta gösteren binlerce tablo var. Hepsi tam aksini çizmiþ. Ama, Ýsa’nýn çarmýha gerildiði o tepeye bugün bakarsanýz ne görürsünüz? Ýsa hâlâ yaþýyor, ötekilerin ise hepsi ölü. Öyleyse, bozulan ezber, yýkýlan tabu, kýrýlan put bize neyi anlatýyor: Hakikatin ta kendisini deðil mi... * * * Türkiye, tarihinde ilk defa Kürt meselesini en çarpýcý ve en gerçekçi biçimde tartýþýyor. Diyorum ki, artýk zamaný gelmiþtir. Þarký söylemenin zamaný da gelmiþtir, farklý söylemenin zamaný da... Kaderin cilvesine bakýn ki, farklý þeyi söyleme cesaretini bugün, Türkiye’de üniter devletin en muhkem kalelerinden biri olan “Cumhuriyet” Gazetesi’nin bir yazarý buldu: Orhan Bursalý bakýn ne diyor: “Türk tarafýnýn elinde tek koz var: Kürtlerin çoðunun ayrýlmayý isteyip istemediði. Çünkü doðal veya anormal, tüm ayrýlýklarýn, herkese bir faturasý olacaktýr. Bu nedenle, bu kozun güçlendirilmesi gerekir.” Cumhuriyet Gazetesi’nin yazarý açýk açýk, “Ayrýlma kozunu, Türklerin ve Kürtlerin önüne koyalým” diyor. “Cumhuriyet” Gazetesi’nin bir yazarý bunu söyleyebiliyorsa, bütün Türkiye söyleyebilir. Haydi gelin aðzýmýzý alýþtýrmak için hep birlikte soralým: “Türklerle Kürtler birlikte yaþamak zorunda mýdýr?” Eðer bu ortak iradeyi gösterip yaþayabileceksek, tabii ki yaþayalým. Tabii ki hem Türkler, hem Kürtler için en iyisi budur. Ama yaþayamayacaksak? Yaþayamayacaksak, artýk adýný koyalým. Bakýn Özal 20 yýl önce “Federasyon dahil her þeyi konuþmalýyýz” dediðinde yer yerinden oynamýþtý. Þimdi bu soruyu soruyoruz, yer yerinden oynamýyor, yaprak bile kýmýldamýyor. Demek ki, 20 yýlda mesafe kat etmiþiz. * * * Anayasamýz üniter devleti vazgeçilmez þart olarak önümüze koyuyor. Türkiye’nin bugünkü tablosunu çizersek, “Yaþayan nizam”, “Yaþatýlmasý gereken nizam” budur. Ama ilerde bir gün bu ülkenin tablosunu çizmeye kalktýðýmýzda ne göreceðiz? Yaþayan nedir, daha o gün, o tepeye çarmýhýn dikildiði gün yaþayan hangi nizamdýr, çarmýh yere inmeden ölmüþ olan hangisi. Bunu görmek için, ille de 2000 yýl sonra açýlacak bir “Ölüm sergisini” mi beklemek zorundayýz... Ertugrul Özkök, Hürriyet, 06.07.2010 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.