Webmaster Geschrieben 6. Juli 2010 Teilen Geschrieben 6. Juli 2010 Üstad Bediüzzaman’ýn mahrem tutulan gayr-ý münteþir bir mektubu Aziz, sýddýk kardeþlerim! Yine tekrar hem bayramýnýzý, hem Feyzi’lerin ve Nazif ve Halil Ýbrahim gibi etraftaki kardeþlerimin bayramlarýný tebrik ediyoruz. Cenâb-ý Hak Risâle-i Nur’un tab’ ve intiþarýyla bizlere mânevî bir bayram daha ihsan eylesin, âmin. Saniyen: Meyve ve Hüccetullah-il Bâliða’nýn tab’ýna dair ne lâzým ise yaparsýnýz. Yanýmdaki Meyve ile Hüccetullah-il Bâliða Risâlesi’ni Aziz’e göndermek istiyorum. Fakat adresini bilmiyorum. Kardeþimiz Tahirî eðer buraya uðrasa münasiptir. Tâ ki yanýmdaki nüshayý beraber alsýn, fakat Meyve Risâlesi’ni burada yazdýrmýþým, belki iyi okunmaz. Sizin yazýlarýnýzdan birisi beraber gitsin münâsib olur. Onuncu ve On Birinci Hüccetleri ilâve ettim. Hüsrev’in mektubunda yalnýz birkaç kelimeyi çizdim. Sâlisen: Hâfýz Ali’nin gitmesindeki acýsýný iki pehlivan Feyzi’lerin Risâle-i Nur’un hizmetine girmeleri o acýyý izale ediyor. Ahmet Feyzi’nin Hâfýz Ali hakkýndaki mersiyesi Hasan Feyzi’nin parlak mektubuna denk olarak ikisini birkaç ehemmiyetli parçalarla beraber bir cilt içinde derc etmiþler. Ahmed Feyzi ve Halil Ýbrahim’in mektublarýný okudum. Bu iki metin ve kýymettar ve tam sâdýk kardeþlerim mektublarýnda benim þahsýma ziyade ehemmiyet veriyorlar. Bu ehemmiyet, Risâle-i Nur’un küllî kýymetine ve serbestiyetine belki iliþir ve ehemmiyetli kardeþlerimin de benim âdi þahsiyetimi bâzý hâdiselerle bilmekle ve verdikleri makama hiçbir cihetle lâyýk olmadýðýmý anlamalarýyla inkisâr-ý hayale uðramamak ve Risâle-i Nur’daki iþtiyaklarýna fütur gelmemek için þahsýma ait olan fevkalâde hüsn-ü zanlarýný Risâle-i Nur’a çevirseler daha iyidir. Ben de Halil Ýbrahim’in parlak sadâkatýndan tezahür eden mektubunu ta’dil edip bana karþý hitabýný Risâle-i Nur'a çevireceðim; sonra size gönderip Lâhika'ya yazýlsýn. Ve çok dikkatli ve Risâle-i Nur'un avukatý kardeþimiz Ahmed Feyzi'nin Mehdi hâdisesini Risâle-i Nur dairesi içinde çokça medâr-ý bahsetmesi ehl-i dünyanýn evhamýný tahrike sebep olabilir. Çünki, Mehdi mânâsýnda, bir siyaset dahi bulunuyor diye eskiden beri fikirlerde yerleþmiþ. Risâle-i Nur bu mes’eleyi halletmiþtir. Âhirzamandaki büyük Mehdi’den evvel çok mehdiler gelmiþ geçmiþ diye Risâle-i Nur isbat etmiþ. Rivayetlerin muhtelif olmasý bu noktadan ileri geliyor. Bu zaman þahýs zamaný olmadýðýndan o ehemmiyetli ünvanlar þahýslara verilmez. Hem Risâle-i Nur’a da siyaset mânâsý da taþýyan o ünvaný vermemek münasiptir. Müceddidiyet kâfidir. Gerçi, hakikat noktasýnda âhirzamandaki gelecek büyük mehdi siyaseti tam dindar Ýsevîlere býrakýp yalnýz Ýslâmiyet hakikatlarýný isbâta, izhara, icrâya çalýþýr. Ve bu nokta-i nazardan, Risale-i Nur o zât-ý mübarekin veyahut onun cemaat-ý nuraniyesinin þahs-ý mâneviyesinin çok vazifelerinden en ehemmiyetli vazifesi olan hakaik-ý imâniyenin isbât ve neþrini tam yapýyor. Fakat bu evhamlý ve bahaneleri arayan ve herþeyi siyaset noktasýnda düþünen adamlara karþý bu mehdi ünvanýný Risâle-i Nur’a vermek Risâle-i Nur’un ihlâs sýrrýna ve dünyaya tenezzül etmemesine muvafýk olmaz. Evet Risâle-i Nur’daki sýrr-ý ihlâs, yüzde doksan ihtimaliyle de olsa o makama talip olmamaklýðýmý iktiza ediyor. Çünkü küçük bir memuriyet veyahut zabit olmak gibi bir makamý düþünen, harekâtýný o makama tevcih ediyor. Onu maksat yapýp ona çalýþýyor. Ýhlasýný kaybeder. Uhrevî amellerini ona basamak yapsa bütün bütün yanlýþ olur. Ýþte böyle kudsî ve parlak bir makamý ve memuriyeti dünyada dahi kendine düþünmek ve gaye-i hayal yapmak bütün harekâtýný hatta uhrevî amellerini o makama yakýþtýrmak suretini verdiðinden hakikat-ý ihlâsý bozar. Eðer öyle bir makam verilse de ihsân-ý Ýlâhî olur. Ýnsanýn kesb ve ameli ona vesile olamaz ve ekseriyetle bilinmez. Bilinmese daha iyidir. Ve bilhassa efkâr-ý ammede siyasetçilik ve hâkimiyet mânâsý bu mehdi ünvanýnda bulunduðu ve geçmiþ bazý mehdi-misal halifeler o gibi hâdiselerin bir mâsadaký ve medârý olmuþlar. Elbette bu zamanda siyasete her þeyi fedâ eden insanlar nazarýna karþý Risâle-i Nur mesleðindeki ihlâs, böyle þeyleri aramaz. Yalnýz bu kadar var ki: Þâkirdleri tam itimad ve kat'i yakînlerini takviye için harikulâde bir surette hem Risâle-i Nur’un þahs-ý mânevîsini, hem bazý þâkirdlerini, hatta tercümanýný pek büyük makamlarda bulunduklarýný itikad edebilirler. Çünkü eskiden beri üstadlarýna karþý ziyade hüsn-ü zan kabul edilmiþ, hatta Kur’ân’dan ve hadisten sonra en mühim hüccet-i imâniye, Risâle-i Nur’dur, diyebilirler. Umum kardeþlerime birer birer selam ve duâ, duâlarýný rica ediyoruz. El-bâki Hüvel-bâki Kardeþiniz Said Nursî (Bu mektubun orijinali, Emirdað Lâhika-I mektuplarý arasýndadýr.) Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.