Webmaster Geschrieben 29. Juni 2010 Teilen Geschrieben 29. Juni 2010 Ýslam büyüklerinin tatil anlayýþlarý!.. Tatil anlayýþýmýz atýl kalmak, vakit öldürmek, mevsimi boþa geçirmek... þeklinde oluþuyorsa çok kötü bir tatil anlayýþýmýz var demektir. Çünkü tatilde israf edip boþa geçirdiðimiz vaktimiz, aslýnda harcamaktan kaçýndýðýmýz nakdimizden de kýymetlidir. Ha nakdini israf edip boþa harcamýþsýn, ha vaktini... Hatta, vaktin nakitten de kýymetli olduðunu söyleyen Ýslam büyükleri demiþler ki: "Vakitle nakdi kazanabilirsiniz, ama nakitle vakti kazanamazsýnýz. Para vererek dünkü boþa harcadýðýnýz vaktinizi satýn alýp geri getiremezsiniz. Öyle ise vakit nakitten de kýymetlidir. Onu boþa harcamaktan titreyin, týpký paranýzý boþa harcamaktan çekindiðiniz gibi. Sahabenin tatil anlayýþlarýna þahit olan Basra'nýn büyük velisi Hasan Basri Hazretleri der ki: "Ben öyle zatlara eriþtim ki, onlar sizin paranýzý boþa harcamaktan çekindiðinizden fazla vakitlerini boþa harcamaktan çekiniyorlar, dakikalarýnýn dahi deðerini düþünüyorlardý!" Özellikle Ýmam-ý Þafii Hazretleri'nin tatil anlayýþý fevkalade düþündürücüdür. Der ki bu büyük mezheb sahibimiz: "Tatil, nakitten de kýymetli olan vakti boþa harcamak deðildir! Belki tatil, meþgul olduðun iþi býrakýp yeni bir iþle meþgul olmak, yani usandýðýn bir iþten uzaklaþýp usanmadýðýn yeni bir iþe baþlamak demektir. Bu sebeple tatili fýrsat bilip deðerlendirmeli, en azýndan kalbî, ruhî, fikrî mânâda kazançlar saðlamaya yönelik kitaplar okumalý, tefekkürde bulunmalý, nakitten de kýymetli olan vakit böylece israf edilmemelidir." Selef alimlerinden Abdullah bin Âmir'e gelen bir adam; "Biraz vakit ayýr da seninle havadan sudan þöyle bir sohbet edip vakit geçirelim." demiþti de þu karþýlýðý almýþtý: "Tut Güneþ'i gitmesin, seninle oturup havadan sudan konuþup vakit öldürelim." Adam þaþýrmýþ: "Ne demek bu?" deyince Âmir: - Çünkü demiþti, güneþ durmuyor gidiyor, böylece vakit harcanýyor; ya vakti durdur seninle muhabbet edelim ya da geriye çekil, akýp giden vakti deðerlendirelim. Nakitten de deðerli olan vakti boþa harcama vebaline girmeyelim... Sahabeden sonra gelen selef alimlerinin vakit deðerlendirme konusundaki titizlikleri çok dikkat çekicidir. Basralý alim Halil bin Ahmed'in bu konudaki bir sözü kitaplara þöyle geçmiþtir. Diyor ki: - Ah þu yemek saatleri... Bana en aðýr gelen saat, yemek saatidir. Çünkü onda mideden baþka bir þeyle meþgul olamýyor insan!.. Hayatý boyunca hiçbir vaktini boþa geçirmemiþ olan Ýmam-ý Ebu Yusuf Hazretleri ise vefatý anýnda bir ara bayýlarak gözlerini yummuþtu. Neden sonra gözlerini açtý, baþýnda durana hemen bir ilmi mesele sordu. O da, "Þimdi mesele halletmenin zamaný deðil, biraz istirahat eyle." deyince þu tarihi cevabý verdi: - Keþke ilimle meþgulken gelse bana gelecek olan. Ben de öylesine deðerli bir meþguliyet içinde iken gitsem öbür tarafa! Ne büyük þeref olur benim için ilimle meþgulken gitmek... Vakti en iyi deðerlendiren alimlerden biri de Hammad bin Seleme idi. Ya namaz kýlar, ya halka hadis rivayet eder ya da öðrencilerine ders verir, gençlerle meþgul olurdu. Yani boþ vakti hiç yoktu onun. Nitekim vefatý da namaz kalýrken vâki olmuþ, secdede iken ruhunu Rahman'a teslim etmiþti. Anlaþýlan, tatillerde bizim en kolay harcadýðýmýz deðerimiz, maalesef vakitlerimizdir. Hem de etek dolusu nakit harcasak da geri getiremeyeceðimiz vaktimiz. Onun için Efendimiz (sas) ikaz etmiþtir bizleri: - Ýki nimet vardýr ki insanlar kýymetini bilmiyorlar. Biri sýhhatleri, diðeri de boþ vakitleridir!.. Evet hem sýhhatin hem de boþ vaktin kýymetini tam olarak bildiðimiz söylenemez... Bu konuda halk arasýnda vaktin deðerini ifade etmek için rivayet edilen bir menkýbeyle baðlayalým bahsimizi. Efendimiz (sas) yolda giderken kenarda bomboþ oturan bir adam görmüþ, selam vermeden geçip gitmiþ. Sonra dönüþte ayný adama bu defa selam verip geçmiþ. Bunun sebebini sormuþlar. Gerekçesini þöyle anlatmýþ: - Geçerken bomboþ duruyordu. O yüzden selam vermeden geçtim. Dönüþte ise hiç olmazsa eline bir çöp almýþ topraðý karýþtýrýyor, boþ oturmuyordu. O yüzden selama layýk gördüm. Boþ durmakla bir iþle meþgul olmanýn farkýný anlatmak için söylenmiþ bir misal bu... Ahmet Sahin, Zaman, 29.06.2010 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
carpe_fortunam Geschrieben 29. Juni 2010 Teilen Geschrieben 29. Juni 2010 zaten derler ya: "bos vakit yoktur, bosa gecen vakit vardir" diye. hasan basr-i hz.lerinin zaman ile alakali su sözünü sahsen cok manidar bulurum: "dünya üc gündür: dün, bugün, yarin. dün gecti. yarinin gelecegi belli degil. öyle ise bugünün kiymetini bil." yalniz yanlis anlasilmasin; elbette gelecegi düsünerek adimlarimizi atmamiz gerekiyor. lakin bugünümü, günlerimizi özellikle iyi degerlendirmeliyiz. mahser gününde mahkem-i kübra´da ZAMANin BIZLER DE SIKAYETCI olacagini düsnürsek... ey nefsim, yazik sana...! su üc günlük dünyada Allah rizasi icin gözyasi akitamadiysan, birak gönlünü, ruhunu secdede birakmayi, alnini dahi secdeye koyamadiysan... halinden kork...! Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.