Zum Inhalt springen
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Empfohlene Beiträge

Fethullah Hoca da mý ‘Ýsrail yandaþý’?

 

 

YENÝ bir fikri terör ile karþý karþýyayýz: Eðer ÝHH’nýn önderliðindeki Gazze’ye yardým konvoyu ile ilgili bazý eleþtirileriniz varsa, mesela “O gemide bebeðin ne iþi vardý”, “Sonunun böyle olacaðý bilindiði halde neden bu insanlar korunmadý” gibi þeyler söylüyorsanýz yandýnýz!

 

Ýstediðiniz kadar Ýsrail’in yaptýðý iþin hukuk dýþý olduðunu söyleyin. Ýsterseniz, Ýsrail’in “meþru müdafa” iddiasýnýn “orantýsýz güç kullanýmý” nedeniyle geçersiz olduðunu söylemekten dilinizde tüy bitsin, fark etmiyor!

Küçük bir eleþtiri bile Ýsrail yanlýsý olarak nitelenmenize yetiyor. Baþbakan da öyle söylüyor, yandaþ medyanýn militan yazarlarý da ayný þeyi tekrarlýyor! Bir kez daha “Ya onlardansýn, ya bizdensin” terörü ile karþý karþýyayýz. Meseleye dýþarýdan bakýnca gördüklerinizi söylemeniz, bir üçüncü yol olabileceðini düþünmeniz onlarý kýzdýrýyor.

Dün The Wall Street Journal’da Fethullah Gülen ile yapýlan bir söyleþi yayýmlandý. Bu, Gülen’in ABD medyasýna verdiði ilk söyleþi. Þöyle diyor Fethullah Gülen: “Ýsrail’in onayý olmadan hareket etmek, otoriteye baþkaldýrýdýr!”

Gülen, kendisine yakýn olanlara da böyle bir yardým iþini örgütlemeden önce “Ýsrail’den izin alýn” dediðini de söylüyor.

Fethullah Gülen’e katýlmýyorum. Bu otoriteye baþkaldýrýdýr evet, ama zaten amaç da Gazze’deki insanlara o kötü þartlarda yaþamayý dikte eden otoriteyi teþhir etmekti.

Ama þu ortaya çýkýyor: Bu iþin böyle gerçekleþtirilmesinde yanlýþlýklar olduðunu söyleyen bir tek bizler deðiliz. Fethullah Gülen de mi “Ýsrail yanlýsý”?

WSJ’nin haberinde dikkatimi çeken bir þey daha oldu.

Gülen, kendisini Pensilvanya’da ziyaret etmek isteyenlerden öncelikle bulunduklarý bölgedeki kongre üyelerinin seçim kampanyalarýna baðýþ yapmalarýný istiyormuþ! Yerel politikacýlarý desteklemenin Ýslami bir gelenekten kaynaklandýðýný söylüyormuþ.

Ýþte bunu gerçekten ilginç buldum. Acaba Gülen’in yýllardýr ABD’de rahatça hareket edebiliyor olmasýnýn nedeni de bu baðýþlar mý?

 

Asla, ‘asla’ deme!

 

CUMHURBAÞKANI Abdullah Gül, Türkiye ile Ýsrail iliþkileri için “Asla düzelmeyecek” dedi.

Haberi gazetelerde okudum ve okurken de þöyle dedim: “Asla, asla deme!”

Türkiye ile Ýsrail iliþkileri elbette düzelir.

Þartlarý var tabii:

* Ýsrail’deki ýrkçý faþist hükümet iþ baþýndan gider, yerine insan haklarýna ve hukuka saygýlý bir hükümet gelir.

* Türkiye’de de “referansý Ýslam” olmayan bir hükümet gelir, Filistin sorununun çözümünün esas olarak dini deðil, insani temeller üzerinde þekilleneceði idrak edilir.

Ve iþte o zaman iliþkiler normalleþmeye baþlar, belki eskisinden de daha iyi olur!

Devletlerarasý iliþkilerde kavgalara saplanýp kalmak kimseye yarar saðlamaz.

Bakýn, iki ayrý Dünya Savaþý’nda birbirinin boðazýna sarýlan Ýngilizler ve Fransýzlar ile Almanlar, bugün ayný cephedeler, hatta bazý konularda egemenlik haklarýný bir üst organa bile devredebildiler.

Yakýn bir gelecekte Sýrplar ile Boþnaklarýn ve Kosovalýlarýn da ayný idealler etrafýnda toplanabileceklerini göreceðiz.

ABD, Japonya’yý atom bombasý ile dümdüz etti, bakýn þimdi aralarýndan su sýzmýyor!

Biz de Yunanistan ile “kardeþ” olmadýk mý, vizeleri kaldýrmaya giriþmedik mi?

Yüzyýllarca en tehlikeli düþmanýmýz olan Ruslar, þimdi stratejik ortaðýmýz deðil mi?

Cumhurbaþkaný’na tekrar hatýrlatayým: Asla, “asla” demeyiniz!

 

Arsene Wenger’den bir ‘insanlýk’ dersi

 

NERESÝNDEN baksam yarým yüzyýla yakýn bir süredir futbol seyircisiyim. Babam ve kardeþlerimle maçlara gitmeye baþladýðýmda ya 6 yaþýndaydým ya da 7.

Önce Piknik’te sosisli yenir, ardýndan Ulus’ta sifon gazoz içilir, sonra maça giderdik. Maç bittikten sonra da eve yürürken artýk olmayan Ankaragücü Stadý’nýn “yan sahalarýnda” amatör maçlara takýlýr, oynayan takýmlar arasýnda hangisinin rengini beðendiysek ona tezahürat yapardýk. O zamanlar da gol atan futbolcunun sevinç içinde arkadaþlarýna koþtuðunu hatýrlýyorum. Ama gol atan oyuncularýn bugünkü gibi sevinçten delirme noktalarýna geldiklerine ve acayip gösteriler yaptýklarýna pek rastlamazdýk.

Bunlarý hatýrlamama neden olan þey Arsenal Teknik Direktörü Arsene Wenger’in, “Bir + Bir” dergisinde yayýmlanan söyleþisi oldu.

(Bu derginin mayýs sayýsýnda “adamým” diye tanýmlayabileceðim Alex Ferguson’un da bir söyleþisi var. Bulabilirseniz onu da okumanýzý öneririm.) Wenger, Nancy’nin genç takýmýný çalýþtýrýrken Michel Platini’nin babasý da kulübün baþkanýymýþ. “Fakir bir takýmdýk, üç maçtan en fazla birini kazanabiliyorduk” diye anlatýyor Wenger.

Bir maçan sonra Platini’nin babasý Wenger’e þöyle demiþ: “En çok neden býktým biliyor musun? Karþý takýmýn sevinçten havalara uçtuðunu görmekten!”

Wenger daha sonra Japonya’da Nagoya Grampus takýmýný çalýþtýrýrken Sumo güreþlerine de merak salmýþ. O güreþten ne öðrendiðini þöyle anlatýyor: “Güreþ bittiðinde kimin kaybettiðini anlamanýz asla mümkün deðil. Çünkü kaybedeni utandýrmamak için hislerini dýþa vurmuyorlar. Ben de oyuncularýma saygýlý olmayý öðretmeye çalýþýyorum!”

Futbol dünyamýzýn olumsuzluklarýndan söz ederken yöneticileri eleþtirmek artýk olmazsa olmaz bir þey.

Ama Ferguson ve Wenger’in söyleþilerini okuduktan sonra tek eksik olan þeyin “iyi yönetici” olmadýðýný, rakibe saygýlý oyuncu ve teknik direktörler konusunda da sýkýntýlarýmýz olduðunu düþündüm.

 

Mehmet Y. Yilmaz, Hürriyet, 05.06.2010

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Dein Kommentar

Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.

Gast
Auf dieses Thema antworten...

×   Du hast formatierten Text eingefügt.   Formatierung jetzt entfernen

  Nur 75 Emojis sind erlaubt.

×   Dein Link wurde automatisch eingebettet.   Einbetten rückgängig machen und als Link darstellen

×   Dein vorheriger Inhalt wurde wiederhergestellt.   Editor leeren

×   Du kannst Bilder nicht direkt einfügen. Lade Bilder hoch oder lade sie von einer URL.

×
×
  • Neu erstellen...