Webmaster Geschrieben 4. April 2010 Teilen Geschrieben 4. April 2010 Said Nursi'nin Üstadý Kur’an-ý Kerim’dir Prof. Dr. Hayreddin Karaman Bediüzzaman'ý anlatýyor Ekrem Altýntepe'nin haberi: Bediüzzaman Said Nursî ve Risale-i Nur Külliyatý’nýn iman, düþünce ve fikir hayatýmýzdaki yeri gün geçtikçe artýyor. Vefatýnýn 50. yýldönümünde Bediüzzaman ve Risale-i Nur Külliyatý üzerine yapýlan çalýþmalar bir önceki yýla göre çok daha fazla artarak devam ediyor. Yazar, gazeteci, sanatçý ve ilim adamlarýmýza vefatýnýn 50. yýldönümünde Bediüzzaman Said Nursî’yi ve Risale-i Nur Külliyatý hakkýndaki düþüncelerini sorduk. Prof. Dr. Hayreddin Karaman: "Bediüzzaman Said Nursî merhum, Türkiye’nin maruz kaldýðý cebrî kültür ve medeniyet deðiþtirme hareketine karþý çýkmýþ, Ýslamî-yerli deðerlerimizi savunmak, yaþatmak ve geliþtirmek için bir ömür harcamýþ, pek çok insanýn tahammül edemeyeceði sürgün, hapis, iþkence, takip, mecburi iskân gibi hallere katlanmýþ, yaþadýðý hayata ve mücadeleye engel olabileceði ve belki baþkalarýna bu halleri yaþatma hakký bulunmadýðý düþüncesiyle evlenmemiþ ve aile gailesi ile meþgul olmamýþ, klasik medrese usulüyle okumuþ ama bunu aþarak “Kur’an-ý Kerim’i üstad edinmiþ” bir Ýslam büyüðü, mücahidi ve âlimidir. Bediüzzaman’da üstün bir zekâ, yeterli ilim ve ilham vardýr. Kur’an’a bu yetenekleriyle ve birikimiyle bakmýþ, onu asrýn idrakine söyletmek için çalýþmýþ ve dil problemine raðmen –bunu, kendisini takip edenlerin ihlaslý gayretleriyle ve gönül dilini öne çýkarmalarýyla aþmýþ- bu amacýnda baþarýlý olmuþtur. Ona ait olan Nur Risaleleri, takibat altýnda yaþadýðý yýllarda yasaklandýðý halde ihlaslý ve fedakâr öðrencilerinin elleriyle yazýlmýþ, köylerde veya gizli mekânlarda teksir makineleriyle çoðaltýlmýþ, ciltlenmiþ, kontrol dýþý yollardan veya genel yollarýn kontrol dýþý saatlerinde uzak yakýn ülke sathýna gönderilerek yayýlmýþ ve gizli olarak okunmuþtur. Kitaplarýn okunmasý ve tutulmasýnda bu -yukarýda ifade ettiðimiz- durum yanýnda insanýmýzýn ve özellikle gençliðin açlýðý, Hazret’in ihlasý, hedefte hiçbir þahsî ve maddî menfaatin bulunmamasý amil olmuþtur. Merhum yaþadýðý dönemde “tehlikenin imana yönelik olduðunu” görmüþ, Ýslam’ýn diðer ahkâmýna icmalen, iman ve ahlak konusuna ise tafsilen yer vermiþ, imana karþý tezleri göz önüne alarak bunlarý çürütmüþ, diðer deliller yanýnda, “eþsiz ve benzersiz bir sanat eseri olan evrenden onun yaratýcýsýna ulaþan” istidlal metodunu geniþ ölçüde kullanmýþtýr. Bediüzzaman beka âlemine göçtükten sonra onun yolunu izleyen, davetini devam ettirmek isteyen kimseler kitaplarýnýn yazýlmasý, basýlmasý, basýlma þekli, dilin aynen muhafazasý, kimin/kimlerin hareketi temsil edeceði gibi bazý konularda ihtilafa düþmüþ ve gruplara ayrýlmýþ olsalar da hepsinin yapýp ettiklerini bir bütün halinde deðerlendirirsek hareket baþarý ile devam etmekte, ülkenin ve Ýslam dünyasýnýn da ötesine aþarak yayýlmaktadýr. Hangi grup içinde olursa olsun Risale-i Nur hareketi Sünnî Müslümanlýðý esas almýþ, bunun özüne aykýrý olan veya özü bozma ihtimali bulunan cereyan ve hareketlere iltifat etmemiþ, mensuplarý þahsî ve ailevî hayatlarýnda Sünni Ýslam’a baðlý kalmýþlardýr. Bu hareketin siyasî bir harekete dönüþmemesi de merhum Üstad’ýn bu konudaki kesin duruþunun eseridir. Moral Dergisi Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.